25 Ağustos 2014 Hayatı Eserleri Araştırmaları

advertisement
25 Ağustos 2014
Bugün edebiyat tarihçisi ve çevirmen Abdulbaki Gölpınarlı vefat etti. Melamilik kelimesi üzerine…
Hayatı
Abdulbaki Gölpınarlı'nın cedleri Kafkas kökenli Vubh veya Ubıhlardır. Gazeteci olan
babası Ahmed Agâh Efendi, Mevlevî idi. Gelenbevî İdâdîsinin son sınıfındayken babasını
kaybetti. Tahsiline ara vererek çalışmaya başladı. İstanbul Vezneciler'de kitapçılıkla
uğraştı. Çorum'un Alaca ilçesindeki Menbâ-i İrfân İptidâî Mektebinde öğretmenlik ve
idarecilik yaptı. 1922’de İstanbul’a döndü, sınavla son sınıfına girdiği İstanbul Erkek Muallim
Mektebi’ni, ardından da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü'nü, Profesör Köprülüzâde Mehmet Fuat Bey'in nezaretinde hazırladığı Melâmilik ve
Melâmiler adlı mezuniyet tezi ile bitirdi (1930). Edebiyat öğretmeni
olarak Konya,Kayseri, Balıkesir, Kastamonu liseleriyle İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde
çalıştı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Farsça okutmanlığı
yaptı. Doktorasını verdikten sonra aynı fakültede Metinler Şerhi okuttu. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi’nde İslam-Türk Tasavvuf Tarihi ve Edebiyatı dersleri verdi. 1949’da kendi
isteğiyle emekliye ayrıldı.
Eserleri
Adını 1931’de yayımladığı Melâmilik ve Melâmiler adlı eseriyle duyuran Gölpınarlı,
Türkiyat Mecmuası, Şarkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası’nın
yanı sıra çeşitli dergi ve gazetelerde çok sayıda bilimsel makale yayımladı. İslam
Ansiklopedisi ile Türk Ansiklopedisi’nin çeşitli maddelerini yazdı. Divan edebiyatını eleştirel
olmaktan ziyade ideolojik bir yaklaşımla değerlendirdiği ileri sürülen Divan Edebiyatı
Beyanındadır (1945) adlı kitabıyla büyük tartışmalara yol açtı.
Araştırmaları
•
Yunus Emre Divanı (1943-1948)
•
Fuzuli Divanı (1950)
•
Nedim Divanı (1951)
•
Mevlâna Celaleddin (1951)
•
Mevlâna’dan Sonra Mevlevilik (1953)
•
Rumeli'de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan (1957)
•
Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli (1963)
•
Alevi Bektaşi Nefesleri (1963)
•
Hafız Divanı (1968)
•
100 Soruda Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar (1969)
•
100 Soruda Tasavvuf (1969)
•
Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin (1966)
•
Hurufilik Metinleri Kataloğu (1973)
•
Hayyam ve Rubaileri (1973)
•
Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik (1979)
•
Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri (1978)
•
Kur'an-ı Kerîm ve Meali (1955)
•
Nehcu’l Belağa
Melamilik
Melamîlik (Melamî’yye / Melamet’îyye) (‫ )ﻣﻼﻣﺘﯿ ﮫ‬ya da Melamîler 8.
yüzyılda Samanîler devrinde Horasan, İran’ında fa’aliyet gösteren
bir sufi topluluktur. Melamet kelimesi,"kınanmışlık; itab ve serzenişlik; rezillik ve
rüsvaylık" anlamlarına gelmektedir.
Melâmet ve Melamîlik Protestanlık gibi ortaya çıkmış
olup mezhep veya tarikât değildir. Melamî’ Arapça levm, sövme, yerme gibi tepki ifade
eden bir kelimeden türer. Melamîlik bugünkü modern tarzda tüm dünyada yaşanan dini
anlayışı asırlar öncesinde savunan düşünce akımıdır, aynı zamanda bir duruş, felsefe ve
anlayıştır.
Melamîlik günümüzdeki lâik anlayışta olan dini tavrı bünyesinde
bulundurmaktaydı. Melamîlik dini ritüelleri veya kendine özgü ibadet biçimleri
barındırmaz. Modern dünyanın özgür inançsal tavrını sergiler.
Melamilik çoğu zaman bir tarikat kimliği gibi değerlendirilmesine karşın "Melâmîler"
tarihte ve özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde hurafeci, durağan tarikat ve din
anlayışına karşı mücadele içinde olmuşlardır. Niyâzî-i Mısrî Osmanlı tarihindeki
Kadızade ekolüyle açıktan mücadele edip görüşlerine karşı çıktığı için Limni adasına
sürgün edilmiş ve orada vefat etmiştir.
Download