T.B.M.M. B:118 25.6.2000 0:4 Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Se­ kizinci Beş Yıllık Kalkınma Planının altıncı bölümüyle ilgili olarak, Milliyetçi Hareket Partisi adı­ na söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, tarihçilerin Yakınçağ adını verdikleri dönemin başlangıcıyla birlikte, yüzyılların başlarında ve sonlarında dünyanın siyasî haritasının ve etkili siyasî aktörlerinin değiş­ mesi gelenek halini almıştır. Yüzyılların değişmesiyle birlikte, insan topluluklarını nitelendirmede kullanılan değerlerin birbirine göre önemi, önceliği, bir sosyal organizasyon olan devlet modelleri de değişmeye başlamıştır. Bu değişikliklerden, Kuzey Buz Denizinden Basra Körfezine kadar, Ad­ riyatik'ten Moğolistan steplerine kadar geniş bir coğrafyada yaşayan ve adına Türk dediğimiz aziz milletimiz de etkilenmiştir. 19 uncu Yüzyılın sonu ile 20 nci Yüzyılın başlarında devlet anlayışları değişmiş ve imparator­ luk modeli, yerini ulus devlet modeline bırakmıştır. Bu değişiklikle birlikte, Batı Türkeli bölgesin­ de kurulan muazzam devletimiz Osmanlı İmparatorluğu dağılmış, yerine Türkiye Cumhuriyeti ku­ rulmuştur. Buna karşılık, 1552'de Kazan Hanlığının yıkılışıyla birlikte temeli atılan Rus imparatorluğu, modelini değiştirmemiş, yeni bir ideolojiyle emperyal yapısını devam ettirmiştir. Bu anlayış deği­ şikliği, Rus Devletinin, Batı Türkistan, Hazar, Kafkaslar, İdil-Ural bölgelerinde yaşayan Türk top­ luluklarını bir asır daha sömürmesini sağlamıştır. Yeni anlayış yerleştirilirken en sert yöntemler uy­ gulanarak, yüzbinlerce Türk öldürülmüş veya uygulanan politikalarla sürülerek, yerlerinden, yurt­ larından edilmiştir. Uygulanan politikalarla sadece insan kaynakları kurutulmakla kalmamış, aynı zamanda, kos­ koca bir coğrafya nükleer atık deposu haline getirilmiştir. Kazakistan steplerinde yapılan nükleer denemeler sonucunda ekolojik felaket oluşmuştur. Aynı şekilde Aral Gölünün adım adım kurutul­ ması ve Özbekistan ovalarında kullanılan aşırı ilaçlama sonucunda bu bölgelerin de ekolojik yapı­ sı bozulmuştur. Dünyanın en büyük çevre felaketi bu bölgededir. Sadece Aral Gölünün kuruması­ na bağlı olarak 1 milyonun üzerinde insan kanser olmuştur. Özellikle Baykonur Üssünün olduğu bölgede hâlâ daha hilkat garibesi insanlar ve hayvanlar dünyaya gelmektedir. Buradan, bütün dün­ yayı, bu çevre felaketiyle mücadele etmeye çağırıyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20 nci Yüzyılın sonunda, Rus İmparatorluğu, devlet ve ekonomik anlayışıyla hür dünyayla mücadele edemez oldu. Bir felaketle karşılaşmamak için, dev­ let, ekonomi modelini, planlı, programlı bir şekilde değiştirme teşebbüsüne girişti. Askerî impara­ torluk modelinden vazgeçerek, ekonomik imparatorluk ve pazar ekonomisi modelini benimsedi. Bunu da iki kelimeyle formülüze etti; glasnost ve perestroika, açıklık ve yeniden kurma. Türk dün­ yasındaki çıkarlarını devam ettirebilmek için, artık, milyonlarca asker ve ajan beslemek zorunda değildi. Neokolonizm adı da verilen bu anlayışla, daha az masraf ederek, çıkarlar devam ettirilebi­ lirdi. Glasnost ve perestroika, açıklık ve yeniden kurma; adı bu olmasına rağmen, nedense, yıllar­ dır "Sovyetler Birliği dağıldı, Rus İmparatorluğu çöktü" olarak anlaşılmıştır. Evet, gerçekten, Sov­ yetler Birliği siyasa' model olarak dağılmıştı; ama, bu dağılma, hiçbir zaman ne şuursuzca bir da­ ğılmaydı ne de Rus emperyal yapısının çöküşü manasındaydı; tam tersi, bir perestroika idi, yeni­ den kurma idi. Bu yeni anlayışta, Türk cumhuriyetlerinin siyasî bağımsızlığına engel olunmamış, tam aksine, yer yer teşvik bile edilmiştir; fakat, ekonomik bağımsızlıklarına karşı ciddî bir müca­ dele başlatılmıştır. İşte, perestroika bu bölümle ilgilidir. Rus emperyal düşüncesi bu sihirli sözcü­ ğün manasında gizlidir. Önümüzdeki yıllarda söz konusu coğrafyadaki mücadele de bu sözcüğün -259-