Dünyada Ekonomi - Garanti Bankası

advertisement
Dünyada Ekonomi
Yazan: Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
ABD
Vergi iadeleri II. çeyrekte büyümeyi hızlandırdı, ancak ekonomide zayıf görünüm devam
ediyor...
ABD’de II. çeyrek GSYH büyüme oranının hükümetin mali destek paketi sayesinde ilk çeyrekteki
%0,9’dan %1,9’a yükseldiği açıklandı. Söz konusu dönemde bireysel tüketim harcamaları %1,5
büyürken özel sektör yatırım harcamaları %14,8 oranında daraldı. Konut sektöründe daralma ise ilk
çeyrekteki %25,1’den %15,6’ya geriledi. ABD Ticaret Bakanlığı Ekonomik Analizler Bürosu (Bureau
of Economic Analysis-BEA) verilerinde dikkat çeken bir diğer nokta ise geçmiş yıllara dönük yapılan
revizeler. Daha önce %0,6’lık büyümenin yaşandığı açıklanan 2007 son çeyreğinde ABD
ekonomisinin aslında %0,2 oranında daraldığı görülüyor. İkinci çeyrek büyüme verileri ilk çeyreğe
göre bir hızlanmaya işaret etse de ekonomide zayıf görünüm devam ediyor. ABD’de resmi olarak
resesyonların başlangıç ve bitişlerin tarihlerini tespit eden Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu
(National Bureau of Economic Research-NBER) başkanı Martin Feldstein vergi iadeleri ile ikinci
çeyrek büyümesinin hız kazansa da ekonominin halen resesyona doğru ilerlediğini söylüyor. Feldstein,
II. çeyrekteki bu hızlanma kalıcı olmaz da negatif büyümenin kaydedildiği 2007 son çeyreği
ekonomide resesyonun başlangıcı olarak tespit edilirse bunun oldukça uzun bir resesyon olacağına
dikkat çekti.
İstihdamdaki daralma Temmuz’da beklentilerin altında kalsa da işsizlik artıyor...
ABD’de tarım dışı sektörlerde istihdam Temmuz’da bir önceki aya göre 75 bin olan beklentilerin
altında 51 bin kişi azaldı. Ancak ülkede işsizlik oranı Haziran’daki %5,5’ten %5,7’ye yükseldi.
Önceki iki aya ilişkin istihdam verileri yukarı yönde revize edilirken yılın geride kalan döneminde
tarım dışı istihdamda 463 bin kişilik daralma yaşandı. Daha önce ABD’de özel sektör istihdam
hacminin Temmuz’da bir önceki aya göre 60 bin daralma beklentilerinin aksine 9 bin kişi arttığı
açıklanmıştı.
Haziran çekirdek enflasyon verileri FED’in son çeyrekte faiz artırımına başlama olasılığını
artırıyor...
ABD’de tüketici fiyatları endeksi Haziran’da bir önceki aya göre %0,7 olan beklentilerin üzerinde ve
Haziran 1982 sonrası en yüksek oranda %1,1 arttı. Bu sonuçla yıllık enflasyon Mayıs’taki %4,2’den
%5’e yükseldi. Gıda ve enerji hariç çekirdek TÜFE beklentiler dahilinde aylık bazda %0,2 yükselirken
yıllık enflasyon %2,3’ten %2,4’e çıktı. Çekirdek PCE ise aylık bazda %0,2 olan beklentilerin üzerinde
%0,3 artarken yıllık enflasyon %2,2’den %2,3’e çıktı. Üretici fiyatları enflasyonu ise %1,3 olan
beklentilerin üzerinde %1,8 olarak açıklandı. Yıllık ÜFE enflasyonu Mayıs’taki %7,2’den Haziran
1981 sonrasındaki rekor seviye olan %9,1’e ulaştı. Çekirdek ÜFE ise aylık olarak %0,3 olan
beklentilerin altında %0,2 gelse de bu grupta yıllık enflasyon %3’ten %3,1’e yükseldi. Genel
enflasyon oranlarındaki yüksek seviyeler şüphesiz ki gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlarla ivme
kazanıyor. Ancak çekirdek enflasyon oranlarının ulaştığı seviyeler de ABD Merkez Bankası’nın
(FED) yılın son çeyreğinde faiz artırımına başlama olasılığını artırıyor.
Haziran’da perakende satışlar beklentilerin altında kalırken dayanıklı mal siparişleri hızlı
arttı...
Haziran ayında perakende satışlar bir önceki aya göre %0,4 olan beklentilerin altında %0,1 artış
gösterdi. Taşıt araçları ve yedek parçaları hariç çekirdek perakende satışlarda artış ise %1 olan
beklentilerin hafif altında %0,8 olarak gerçekleşti. Mayıs ayında başlayan vergi iade ödemeleri ve
benzin satışlarındaki yükseliş Haziran’da perakende satışları destekleyen faktörler oldu. Dayanıklı mal
siparişleri ise Haziran’da bir önceki aya göre %0,3 daralma beklentilerinin aksine %0,8 genişledi. Öte
yandan sanayi sektörü yatırım harcamaları açısından öncü gösterge olma niteliği taşıyan savunma
sanayi hariç sermaye malları siparişleri bir önceki aya göre %1,4 artış gösterdi. Çekirdek siparişler
olarak da tanımlanan bu verinin Haziran’da %0,8 daralması bekleniyordu.
Sanayi üretimi Haziran’da beklentilerin üzerinde geldi..
Sanayi üretimi Haziran’da bir önceki aya göre %0,1 azalış beklentilerinin aksine %0,5 artış gösterdi.
Kapasite kullanım oranı ise hafif toparlanarak %79,6’dan %79,9’a yükseldi. Haziran’da sanayi
üretiminin beklentilerin üzerinde gelmesinin nedeni olarak zayıf Dolar sayesinde canlanan dış talep ön
plana çıkıyor. Ancak sanayi üretiminde iç talepteki yavaşlamanın gelecek aylarda daha fazla
hissedileceği ve sektörün daha da zayıf bir performans sergileyeceği tahmin ediliyor.
Temmuz’da imalat sanayi aktivitesi bir önceki ay ile hemen hemen aynı düzeyde idi...
ABD’de Arz Yönetim Enstitüsü (ISM) imalat sanayi endeksi Temmuz’da Haziran’daki 50,2’den hafif
düşüşle 50 kritik seviyesine gerileyerek sektörde aktivite düzeyinin Haziran ile aynı seviyede
kaldığına işaret etti. Beklenti endeksin 49,5 değerini alması yönünde idi. Chicago bölgesi imalat
sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI) Temmuz’da Haziran’daki 49,6’dan 50,8’e yükselerek
ekonomik aktivitenin bir miktar genişlediğine işaret etti. Beklenti endeksin 49 değerini alacağı
yönünde idi. ABD imalat sanayine ilişkin veriler sektörde ne derin bir yavaşlamanın yaşandığı ne de
büyümenin kaydedildiğine işaret ediyor.
Konut başlangıçları ve inşaat izinleri Haziran’da hızlı artsa da sektörde zayıf görünüm devam
ediyor...
ABD’de yıllık toplam konut inşaatı başlangıçları Haziran ayında bir önceki aya göre %9,1 arttı.
Beklenti başlangıçların Mayıs’taki 975 bin adetten 970 bin adete gerileyeceği yönünde idi. Aynı
dönemde inşaat izinleri ise bir önceki aya göre %1,8 düşüş göstereceği beklentilerinin aksine %11,6
yükselerek 1 milyon 91 bin adet olarak gerçekleşti. Haziran’daki yükseliş önemli ölçüde New York
şehrine ait verilerin derlenmesinde yapılan yöntem değişikliğinden kaynaklandı. Diğer bölgelerden
gelen veriler konut sektöründe yaklaşık üç yıldır devam eden daralmanın devam ettiğine işaret ediyor.
Yıllık toplam ikinci el konut satışları Haziran’da bir önceki aya göre %2,7 düşüşle 4 milyon 860 bin
adet olarak gerçekleşti. Beklenti ikinci el konut satışlarının Mayıs’taki 4 milyon 990 bin adetten daha
sınırlı bir düşüşle 4 milyon 940 bin adete ineceği yönünde idi. Öte yandan ülkede yeni konut satışları
Haziran’da 500 bin adet olan beklentilerin üzerinde 530 bin adet olarak gerçekleşti. Ancak satışlar bir
önceki aya göre %0,6 ile sınırlı da olsa düşüşünü sürdürdü. Case&Shiller konut fiyatları endeksi
Mayıs'ta bir önceki aya göre %1 olan beklentilerin hafif altında %0,9 oranında düştü. ABD’nin 20
bölgesindeki konut fiyatlarına göre oluşturulan endekste Mayıs itibarıyla yıllık bazda düşüş %15,8
olarak gerçekleşti. Bu 20 bölgenin yedisinde konut fiyatlarının hafif yükseliş göstermesine ek olarak
diğer bölgelerde de düşüşün hız kestiği görülüyor. Buna rağmen satışların zayıf görünümünü
sürdürmesi sektöre ilişkin beklentilerde temkinli olmayı gerektiriyor.
Temmuz’da tüketici güven endeksi hafif yükselse de gerçek bir toparlanmadan söz etmek güç...
Conference Board tüketici güven endeksi Temmuz'da bir önceki aydaki 51'den 51,9'a yükseldi. Bu yıl
ilk kez yükselen endeksin Temmuz’da da düşmeye devam ederek 50,1 değerini alacağı bekleniyordu.
Geride kalan ay içindeki bu yükselişe rağmen tüketici güven endeksinde dip seviyelere ulaşılıp
ulaşılmadığı konusunda tartışmalar sürüyor. Endeksin hemen her ay revizyona uğruyor oluşuna ek
olarak halen yüksek seviyelerde seyreden ham petrol fiyatları, finansal piyasalarda devam eden
çalkantı ve istihdam piyasasındaki bozulmanın derinleşmekte oluşu ABD hanehalkında güven
kaybının devam edeceği izlenimini uyandırıyor.
EURO BÖLGESİ
I. çeyrek büyüme oranı hafif aşağı revize edilirken II. çeyrekte daha belirgin bir yavaşlama
öngörülüyor...
Euro Bölgesi’nde bir önceki döneme göre 2008 yılı ilk çeyrek büyüme oranı %0,8’den %0,7’ye revize
edildi. Beklenti büyüme oranında herhangi revize yapılmayacağı yönünde idi. Nihai verilere göre
2007’nin son çeyreğinde %0,1 daralan tüketim harcamaları %0,2 oranında genişlerken yatırım
harcamalarında büyüme %1,6 olarak gerçekleşti. Bölge ekonomilerinde ilk çeyrekte yıllık bazda
büyüme oranı ise 2007 son çeyreğindeki %2,2’den %2,1’e geriledi. Bölge ekonomilerinde ilk çeyrekte
büyümenin güçlü gerçekleşmesine karşın ikinci çeyreğe ilişkin öncü veriler belirgin bir yavaşlamaya
işaret ediyor.
Enflasyon Haziran’da %4 ile yeni rekor seviyeye ulaşırken Eurostat bölgede enflasyondaki
yükselişin Temmuz’da da sürdüğünü tahmin ediyor...
Euro Bölgesi’nde uyumlandırılmış tüketici fiyatları endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre %0,4
beklentilere paralel arttı. Böylece yıllık bazda Mayıs’ta %3,7 olan enflasyon, Haziran’da endeksin
hesaplanmaya başladığı günden bu yanaki en yüksek seviye olan %4,0’e ulaştı. Enflasyonun rekor
seviyeye yükselmesi, artan enerji ve gıda fiyatlarından kaynaklandı. Nitekim işlenmemiş gıda ve enerji
hariç çekirdek enflasyon ise aylık bazda %0,1 artarken, yıllık bazda bir önceki ayki %2,5 seviyesinde
değişmeden kaldı. Eurostat’ın yaptığı öncü hesaplamalara göre ise bölge ekonomilerinde
uyumlandırılmış tüketici fiyatları enflasyonu Haziran’daki %4’ten Temmuz’da %4,1’e yükseldi. Yılın
geride kalan döneminde ise enerji fiyatlarında yükselişin hız kesmesi veya fiyatların gerileyeceği
varsayımına ilaveten yüksek baz etkisi sayesinde enflasyonun gerileyeceği tahmin ediliyor.
Enflasyondaki olası bu düşüş de Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) fiyat istikrarına ilişkin
kaygılarının hafiflemesine ve para politikasını bir miktar gevşetmesine olanak tanıyacaktır.
Mayıs’ta sanayi üretimi beklentilerden iyi gelirken, dış ticaret açığı beklentilerin oldukça
üzerinde...
Bölgede sanayi üretimi Mayıs ayında bir önceki aya göre %2,3 olan beklentilerin altında %1,9
oranında daraldı. Üretim, Mayıs’ta beklentilerin üzerinde gelse de bölge ekonomisindeki zayıf
görünümü teyit ediyor. Güçlü Euro ve dış ticaret ortağı ekonomilerdeki sorunlarla zayıflayan dış
talebe ek olarak iç talep koşulları da sanayi sektörü önündeki en belirgin engel. Öte yandan %3,5
oranında gerileyerek beklentilerin altında kalan sanayi ürünleri siparişleri sektörde zayıf görünümün
devam edeceğine işaret ediyor. Sanayi ürünü siparişlerinin aylık bazda Mayıs’ta %1,3 gerilemesi
tahmin ediliyordu. Yıllık bazda Mayıs’ta %4,4 gerileyen siparişlerdeki düşüş hem iç talepteki hem de
dış talepteki zayıflamanın bir sonucu olarak gözüküyor.
Öte yandan Mayıs’ta dış ticaret 1,0 milyar Euro’luk beklentilerin oldukça üzerinde 4,6 milyar
Euro’luk açık verdi. Geçen senenin aynı ayında 1,4 milyar Euro, geçen ay ise 2,5 milyar Euro dış
ticaret fazlası kaydedilmişti. Mayıs’ta geçen yılın aynı ayına göre ihracat %4 artışla 128,4 milyar
Euro’ya yükselirken, ithalat %9 artarak 133,0 milyar Euro’ya ulaştı. Böylece yılın ilk beş ayında dış
ticaret dengesi geçen yıl 2,1 milyar Euro fazla verirken, bu yıl 13,2 milyar Euro açık kaydetti. Yüksek
kalmaya devam eden Euro ve global yavaşlama, bölgede ihracat büyümesini sınırlandırıyor.
Güven endeksleri Temmuz’da beklentilerin altında kalarak son beş yılın en düşük seviyelerine
geriledi...
Euro Bölgesi ekonomilerinde genel ekonomik güven endeksi Temmuz’da bir önceki aya göre %5,6
gerileyerek Mart 2003 sonrası en düşük seviye olan 89,5’e indi. Haziran’da 94,8 olan endeksin daha
sınırlı bir düşüşle 93,2 değerini alması bekleniyordu. Ay başında finansal piyasalarda şiddetini artıran
çalkantı, rekor seviyelere yükselen ham petrol fiyatları Euro bölge ekonomilerinde ekonomik
aktörlerin genel görünüme ilişkin karamsar beklentiler içine girmelerine yol açtı. Avrupa Komisyonu
tarafından yayınlanan verilere göre bölge ekonomilerinin hemen hepsinde ve tüm sektörlerde güven
kaybının derinleşmekte olduğu görülürken ekonomik aktivitedeki yavaşlama işaretleri de güçleniyor.
Temmuz’da sanayi sektörü güven endeksi Haziran’daki -5’ten -8’e, hizmet sektörü endeksi ise 9’dan
1’e düştü. Geride kalan ayda tüketici güven endeksi ise -17’den -20’ye geriledi.
II. çeyrekte hafif yükselen ve Haziran’da %7,3 olan işsizlik oranı bölge ekonomilerindeki
yavaşlamayı teyit ediyor...
Eurostat’ın yaptığı açıklamaya göre Haziran’da işsizlik oranı Euro Bölgesi ekonomilerinde 0,1 puan
yukarı yönde revize edilen Mayıs ayı işsizlik oranı ile aynı seviyede %7,3 olarak gerçekleşti. Beklenti
işsizlik oranının bölge ekonomilerinde %7,2 olacağı yönünde idi. 2008 başında %7,2 ile tarihi düşük
seviyesine inen işsizlik oranında ikinci çeyrek ile başlayan yükseliş bölge ekonomilerindeki
yavaşlamayı teyit ediyor.
JAPONYA
BoJ faizleri %0,50’de tutmaya devam ediyor...
Japonya Merkez Bankası (BoJ) gecelik faiz oranını beklentilere paralel olarak değiştirmeyerek, %0,50
düzeyinde bırakma kararı aldı. Oy birliğiyle alınan kararın ardından yapılan açıklamada, Japon
ekonomisinin artan enerji maliyetleri ile yavaş sermaye harcamaları ve tüketimin etkisiyle daha da
yavaşladığı belirtildi.
Öte yandan Reuters’ın 3 Temmuz’da yaptığı ankete göre, piyasada BoJ’un 2009’un ikinci çeyreğine
kadar faizleri %0,50 seviyesinde tutması, 2009’un ikinci çeyreğinde 25 baz puan artırması ve 2009’u
%0,75 seviyesinde tamamlaması bekleniyor.
Haziran’da son 10 yılın zirvesine çıkan enflasyon petrol fiyatlarında düşüş devam ederse tekrar
gerileyebilir...
Japonya'da işlenmemiş gıda hariç çekirdek tüketici fiyatları endeksi Haziran'da bir önceki aya göre
%0,4 arttı. Yıllık bazda çekirdek enflasyon ise Mayıs ayındaki %1,5'ten Ocak 1998 sonrası en yüksek
seviye olan %1,9'a ulaştı. Çekirdek enflasyonun Haziran’da sınırlı bir yükselişle %1,5 olması
bekleniyordu. Aylık bazda %0,5 artan genel TÜFE endeksinde yıllık enflasyon ise %1,3'ten %2'ye
yükseldi. Enflasyon önemli ölçüde yüksek enerji fiyatlarından beslenirken ham petrol fiyatlarındaki
son günlerdeki düşüş devam ederse yılın ikinci yarısında ülkede sene sonunda %1’e kadar inebilir.
Japonya’da üretici fiyatları endeksi Haziran’da bir önceki aya göre %0,6 olan beklentilerin üzerinde
%0,8 oranında arttı. Yıllık bazda enflasyon ise Mayıs’taki %4,8’den Şubat 1991 sonrası en yüksek
seviye olan %5,6’ya yükseldi.
Mayıs’ta cari fazladaki azalış beklentilerin altında kalırken dış ticaret verileri Haziran’da
benzer bir görünüme işaret ediyor...
Japonya ekonomisi Mayıs ayında dış dünya ile yaptığı ticarette 529,4 milyar Yen fazla verirken cari
işlemler fazlası 2 trilyon Yen oldu. Mayıs’ta cari işlemlerdeki yıllık bazda azalış %9,7 olan
beklentilerin altında %5,9 olarak gerçekleşti. Öte yandan gümrüklerden derlenen verilere göre,
Japonya Haziran’da dış dünya ile yaptığı ticarette 138,6 milyar Yen fazla verdi. Bir önceki yılın aynı
ayına göre %88,9 azalan dış ticaret fazlasının daha sınırlı bir azalış göstererek 504 milyar Yen olarak
gerçekleşmesi bekleniyordu. Yılın ilk altı ayında dış ticaret fazlasının 2007’nin aynı dönemine göre
%42,1 azaldığı görülüyor. Haziran’da ihracat yıllık bazda %1,7 gerilerken ithalat %16,2 artış gösterdi.
Böylece yılın ilk yarısında ihracat önceki yılın aynı dönemine göre %3,9 artarken ithalattaki artış ham
petrol ve diğer hammadde fiyatlarındaki artış ile %10,5’e ulaştı.
Tüketim göstergeleri Haziran’da beklentilerin üzerinde gelirken istihdam verileri ekonomideki
yavaşlamayı teyit ediyor...
Japonya’da hanehalkı tüketim harcamaları Haziran’da bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,8 olan
beklentilerin altında %1,8 oranında geriledi. Perakende satışlar ise aynı ayda yıllık bazda %0,2
beklentilerinin aksine %0,3’lük artış gösterdi. Tüketim göstergeleri Haziran’da beklentilerin üzerinde
gelseler de istihdam verileri ekonominin yavaşlamakta olduğunu teyit ediyor. Ülkede mevsimsellikten
arındırılmış işsizlik oranı Haziran’da bir önceki aya göre 0,1 puan yükselişle Eylül 2006 sonrası en
yüksek seviye olan %4,1’e ulaştı. Beklenti işsizlik oranının Mayıs ayındaki seviyesi olan %4’te
değişmeden kalacağı yönünde idi.
Sanayi üretimi Haziran’da beklentilerin altında kalırken zayıf görünümün Temmuz’da sürmesi
bekleniyor...
Japonya’da sanayi üretimi Haziran’da bir önceki aya göre %2 oranında daralma gösterdi. Haziran’da
%1,7’lik beklentilerin üzerinde daralan sanayi üretiminin Temmuz’da zayıf görünüm sergilemesi
bekleniyor. İmalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI) Temmuz’da bir önceki aydaki 46,5’ten
47’ye yükselse de sektörde ekonomik aktivitenin halen daralmakta olduğuna işaret etti. Endeks,
Haziran’da son altı yılın en düşük seviyesinde idi. Japon sanayi sektörü dış talepteki zayıflamanın
yanında bir süredir belirgin bir şekilde yavaşlayan iç talep ve yüksek ham madde fiyatları ile baş
etmeye çalışıyor. Hanehalkına yönelik veriler karışık bir görünüm sergilerken sanayi sektörüne ilişkin
veriler ekonominin resesyona doğru ilerlemekte olduğu izlenimi veriyor.
Türkiye Ekonomisi
Temmuz ayında enflasyon beklentilerin üzerinde...
TÜFE Temmuz ayında %0,58 artarak %0,4 olan beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Yıllık TÜFE
enflasyonu da %10,6’dan Şubat 2004 sonrası en yüksek seviye olarak %12,1’e çıktı. Temmuz’da ÜFE
ise %0,48’lik beklentilerin oldukça üzerinde %1,25 arttı. Böylece yıllık ÜFE Haziran’daki %17,03’ten
Temmuz’da %18,41’e çıkarak, Ekim 2004 sonrası en yüksek seviyeye ulaştı.
İşlenmemiş gıdada fiyatların %0,1 azalması, mevsimsellik göz önüne alındığında geçen senenin
altında. Bu yüzden yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada %2,6’dan %4,7’ye yükseliyor. İşlenmiş gıda
fiyatları ise %0,9 artarak, yıllık enflasyonun %28’de sabit kalmasına sebep oluyor.
Bir diğer yüksek artış ise elektrik fiyatlarının içinde olduğu konut grubundan kaynaklanıyor. Elektrik
ücretlerindeki artış, TUİK verilerine TEAŞ’ın açıklandığı gibi %22 değil, %19,9 olarak yansıyor.
Mevsimsel etkilerle giyim fiyatları ise Temmuz’da %8 düştü.
Enflasyonun yükselmesine sebep olan bir başka kategori dayanıklı tüketim mallarının dahil olduğu
mobilya, ev aletleri ve ev bakım kategorisi. Kurdaki değerlenmeye paralel olarak otomobil fiyatlarının
%3 düşmesine rağmen, kurdan geçişkenliği yüksek olan ev aletleri, ev içi mal gibi dayanıklı tüketim
malları yüksek oranda artıyor.
Bütün bu verilerden sonra, çekirdek enflasyonun aylık olarak %0,85 azalmasına rağmen, yıllık
enflasyon %6,37’den %6,54’e yükseliyor. Hizmet sektörü enflasyonu ise aylık %0,93 artarak, yıllık
enflasyonu %9,78’den %10,3’e çıkarıyor. Hizmet sektörü enflasyonundaki yıllık yükseliş, kira
enflasyonundaki düşüşe rağmen, lokanta hizmetlerinin yanısıra eğitim, telefon gibi değişik
kategorilerdeki fiyatların artmasından kaynaklanıyor.
Temmuz ayı verileri, enflasyondaki yükselişin bir aylık aradan sonra bütün alt kategorilerde bir artışa
işaret etmesinden dolayı olumsuz algılanmalı. Özellikle dayanıklı tüketim malları ve hizmet
sektöründen gelen baskının önemli miktarda olduğu Temmuz ayı enflasyon verileri, enflasyon
beklentilerindeki düşüşü frenleyebilir.
ÜFE tarafında dikkati çeken gelişmeler ise şöyle:
Ormancılık ve balıkçılık alt sektörlerindeki düşüşe rağmen tarım sektörünün genelinde Temmuz’da
fiyatlar bir önceki aya göre değişim göstermedi. Sektörde yıllık enflasyon ise Haziran’daki %15’ten
%14,5’e geriledi.
Sanayi sektöründe Temmuz’da fiyatlar bir önceki aya göre %1,5 oranında artış gösterdi. Bu sonuçla
sektörde yıllık enflasyon Haziran’daki %17,5’ten Ekim 2004 sonrası en yüksek olan %19,3’e
yükseldi. Üç ana sanayi sektörü içinde imalat sanayinde aylık bazda %1 ile sınırlı fiyat artışı
gözlenirken, madencilik sektöründe %6,2, elektrik, gaz ve su sektöründe %6,8 gibi yüksek oranlarda
enflasyonlar kaydedildi.
Alt sektörler itibarıyla Temmuz’da en yüksek aylık enflasyonlar; metal cevheri (%20,9), maden
kömürü ve linyit (%10,7), elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı (%7,9), mobilya imalatı (%3,6), ham petrol
ve doğalgaz çıkarımı (%3,6) alt sektörlerinde idi.
Buna karşılık Temmuz’da bir önceki aya göre giyim eşyası üretiminde %3,8, motorlu kara taşıtları
imalatında %3,2 ve deri ürünleri imalatında %1,6’yı bulan düşüşler yaşandı.
Temmuz itibariyle belli başlı sektörlerde yıllık bazda en yüksek enflasyon oranları ise, ham petrol ve
doğalgaz çıkarımı (%75,1), kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri (%68,1), metal cevheri
(%57,8) ana metal sanayi (%52,5), elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı (%23,9) alt sektörlerinde
kaydedildi.
Haziran’da dış ticaret açığı beklentilerin yaklaşık 1 milyar dolar üzerinde...
Haziran ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %31 artarak 11,8 milyar dolar olurken, ithalat
%36,4 artışla 19,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Buna göre, Haziran ayında ihracat piyasa
beklentisinin altında kalırken; ithalat ise üzerinde gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığı %45,7 artarak
6,8 milyar dolarlık beklentilerin yaklaşık 1 milyar dolar üzerinde 7,7 milyar dolara yükseldi. Türkiye
İhracatçılar Meclisi verileri Haziran ayında ihracatın yaklaşık 12,1 milyar dolar olduğuna işaret
ediyordu. TÜİK’in açıkladığı ihracat rakamları genellikle TİM’e paralel olurken, Haziran ayında
TÜİK verilerinin TİM verilerinin işaret ettiği seviyeden daha düşük olması dikkat çekiyor.
Üç aylık ortalama verilere göre ihracat artışı %34,8’e sınırlı yükselirken, ithalat artışı %34,5’e
yükseldi. İhracat ve ithalat miktar endeksleri, Mayıs ayında reel olarak ihracat ve ithalat artış hızının
yavaşladığına işaret ediyor. 3 aylık ortalamalara göre Mayıs itibarıyla ithalat artışı %4,1 olurken,
ihracat artışı %8,6. Son aylarda ihracat ve ithalatın nominal olarak hızlı artmaya devam etmesinde,
hızlı fiyat artışlarının etkili olduğu görülüyor. 3 aylık ortalamalara göre Mayıs ayında ihracat fiyat
artışı %22,9 ve ithalat fiyat artışı da %26,0 ile yüksek kalmaya devam etti.
İthalat içinde yatırım malı ithalatı artışının önceki aylarda olduğu gibi sınırlı da olsa hız kaybetmeye
devam ettiği, ara malı ve tüketim malı ithalatının ise hız kazandığı görülüyor. Haziran ayında bir
önceki yıla göre yatırım malı ithalatı artışı %11,5, ara malı ithalatı artışı %43,1, tüketim malı ithalatı
artışı ise %34,3 oldu. İthalattaki hızlı artışta petrol fiyatındaki artış etkili oluyor. Toplam enerji ithalatı
Haziran ayında bir önceki yıla göre %74,9 artarken, enerji dışı ithalat artışı %27,8 ile Mayıs ayına
göre hız kazandı.
Ülke gruplarına göre ihracat rakamları, son aylarda AB’ne üye ülkelere yapılan ihracatta bir
yavaşlama olduğuna işaret ediyor. Bu dönemde OPEC ülkeleri, İslam Konferansı Teşkilatı ve
Karadeniz Ekonomik İşbirliği’ne üye ülkelere yapılan ihracat ise hız kazanıyor. 2007 yılı sonunda
%56,3 olan AB ülkelerine yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı Haziran ayında %52,9’a
düştü. ABD’ye yapılan ihracatın payı da bu dönemde %3,9’dan %3,3’e indi.
Sektörlerin ihracat performansına baktığımızda; 3 aylık ortalama artışların yıllık değişimi bazında,
toplam ihracat artışının üzerinde performans gösteren sektörler arasında ana metal, metal eşya, petrol
ürünleri ve metalik olmayan diğer mineraller bulunuyor. Performansı yavaşlayan ya da kötü giden
sektörler arasında dikkat çekenler ise şöyle:
3 aylık ortalama artışların yıllık değişimi bazında, otomotiv ihracatının artış hızı Mart’tan beri
yavaşlıyor. Haziran ayı verileri ile beraber artış oranı %28 oldu. Toplam pazara ürün bazında
bakıldığında, otomobil pazarında geçen aylara göre ihracat sınırlı bir artış hızı kaydederken, ticari araç
pazarında artış hızı yavaşlamaya devam etti. Haziran ayı verilerine göre otomotiv sektörü ihracatının
%55’ini otomobil %45’ini taşıt araçları oluşturdu.
2007 yılında artış hızı sürekli yavaşlayan 2008 yılında da önceki yılın gerisinde performans gösteren
beyaz eşya sektörü ihracat hacmi kötü performansına devam ediyor. 3 aylık ortalama artışların yıllık
değişimi bazında, sektörün ihracat hacmi Haziran’da %4 düşüş gösterdi.
Hazır giyim ihracatında görülen düşüş, bu sektörün girdi olarak kullandığı tekstil ithalatını da düşüş
yönünde etkiliyor. 3 aylık ortalama artışların yıllık değişimi bazında giyim ihracat artış hızı %1’e
geriledi.
İç Ekonomi
POS Cihazlarında Güvenlik Önlemleri Artıyor
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), kartların
kullanıldığı POS cihazlarında usulsüz kullanıma karşı cihazın kendini
devre dışı bırakarak verileri imha etmesini sağlayacak sistemi zorunlu
hale getiriyor. Yeni taslağa göre; POS üzerindeki her türlü yazılımın,
üye işyeri anlaşması yapan kuruluş veya bunlar tarafından
görevlendirilmiş kişi veya taraflar haricinde kişilerce ve yetkisiz olarak
değiştirilmeye karşı korumalı olmasını sağlamak için gerekli önlemler alınması zorunlu olacak.
POS, kullanılan kartlara ilişkin hassas verilere veya üzerine yüklenmiş her türlü yazılıma yetkisiz
fiziki veya elektronik erişim teşebbüsünde devre dışı kalarak erişimi engelleyecek ve hassas verileri
silerek imha edecek. POS, üzerindeki hassas verilere veya bu verileri işleyen hassas fonksiyonlara
erişim kimlik doğrulama kontrolleri ile sağlanacak. POS, şifrelemede veya kimlik doğrulamada
kullanılan ve gizli sözcük, gizli şifreleme anahtarı gibi kalması gereken unsurların ele geçirilmesine,
değiştirilmesine veya öğrenilmesine olanak tanıyacak herhangi bir mekanizmayı da barındırmayacak.
Hassas işlevler ve hassas veriler POS’un korumalı bölgelerinde saklanacak ve işlenecek. Bu verilere
yetkisiz erişim ise verinin tutulduğu bölgenin yetkisiz erişim teşebbüslerine veya tahrif edilmeye karşı
dayanıklı hale getirilmesi ve tedbirlerin aşılması durumunda hassas verinin derhal silinmesini
sağlayacak mekanizmalarla önlenecek.
POS, ilk açılışta ve günde en az bir kez olmak üzere, üzerinde bulunan yazılımları, yetkisiz erişim
teşebbüslerine karşı tesis edilen güvenlik mekanizmalarını ve üzerindeki verilerin güvenlik durumunu
bütünlük ve geçerlilik açılarından test edecek. Bu testlerin olumsuz bir sonucunun ortaya çıkması
durumunda POS güvenli bir şekilde devre dışı kalacak.
Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca, güvenlik altyapısının daha kolay tesisi, operasyonel
zorlukların en aza indirilmesi, kaynakların verimli kullanımı gibi hususlar ile kullanılan POS’ların
teknolojik olanakları ve kapasiteleri ile kesintisiz hizmet verilmesi kriterleri de göz önünde
bulundurularak, aynı POS üzerinde maksimum sayıda üye işyeri anlaşması yapan kuruluş
uygulamasının çalışmasını sağlayacak bir düzenek oluşturulacak.
Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, harcama ve alacak belgesi düzenleme imkanı olmayan internet
ve benzeri ortamlar kullanılarak gerçekleştirilen işlemler için diğer önlemlerin yanında, “3DSecure
kimlik doğrulama teknolojisini” içerecek şekilde kart kullanım alt yapısı tesis edecekler.
Koç’tan Tüpraş’a Tanker ve Römorkör
Koç Topluluğu bünyesindeki Türkiye’nin en büyük tersanelerinden RMK Marine, Tüpraş için inşa
ettiği T.Sevgi adlı tankeri denize indirirken, T.Damla 4 adlı römorkörü de teslim etti. Koç Holding
Şeref Başkanı ve RMK Marine Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, Tüpraş’ın 2 adet tanker, 4 adet
de römorkör siparişi verdiğini belirterek, Sevgi Tankeri Tüpraş için inşa ettiğimiz iki tankerden ilkidir.
Damla römorkörü ile Tüpraş için inşa ettiğimiz römorkörlerin sayısı üçe yükselmiştir. Allah
Tüpraş’tan razı olsun" dedi. Koç, "İlk saç kesiminden 10 ay sonra bu gemiyi denize indiriyoruz.
Bundan 4 ay sonra da teslim edeceğiz. Dolayısıyla, 14ayda bir tanker inşa eder hale geldik." diye
konuştu.
Gemi inşa etmeyi otomotiv üretimine benzeten Koç, şöyle devam etti: "Bir otomobilci gözüyle
bakarsak, gemi yapmayı kamyon yapmaya, yat inşa etmeyi de otomobil imal etmeye benzetebiliriz.
Her ikisi de ayrı beceri istiyor. Biri ticari çalışacağı için teslim zamanı ve fiyatı hayati önem taşır. Yat
inşaatı ise ustalık ister. Albenisi olması gerekir. Güzel bir dizayn, temiz işçilik ile umumiyetle keyif
için yapılır. "
Türk gemi inşa sektörünün 2002dedünyada 23’üncü olduğuna işaret eden Koç, "2007’de ise 6’ncılığa
yükseldi. Küçük kimyevi tanker inşasında birinci sıradayız. Mega yat sanayiinde de 4 numara olduk"
diye konuştu. KOÇ Holding Savunma Sanayi ve Diğer Otomotiv Grubu Başkanı Kudret Önen de,
RMK Marine Ailesi olarak Türk gemi inşa sanayiinin kalkınmasında rol oynamayı hedeflediklerini
vurgulayarak, "Bu hedef doğrultusunda Tüpraş için inşa ettiğimiz T.Sevgi ile 18’inci tankerimizi
denize indiriyoruz" dedi. Önen, Holding bünyesindeki Tüpraş’ın siparişi üzerine inşa ettikleri T.Sevgi
Tankeri için özel bir fiyat uyguladıklarını belirterek, "Normalde bu büyüklükteki bir tankerin fiyatı 2025 milyon Euro arasında değişir" dedi.
Tarım İhracatı 10 Milyar Dolar
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tarımda küçülme yaşanmadığını, daha verimli alanlara doğru
bir yönelme olduğunu belirtti. Eker’e göre tarım ürünleri ihracatı son 5 yılda 4 milyar dolardan 10
milyar dolara çıktı. Yaş meyve ve sebze ihracatı 600 milyon dolardan 1,5 milyar dolara yükseldi. Yaş
meyve ve sebze üretimi 30 milyon tondan 40 milyon tona çıktı. Tarım sektörünün büyüklüğü 22
milyar dolardan 50 milyar dolara yükseldi. Toplam çalışanların yüzde 33-34’ü tarımda çalışırken,
yüzde 26’ya düştü. Dolayısıyla daha az sayıda insan aynı alanda daha çok, daha verimli üretim
yapıyor.
Bakan Eker, kuraklık kararnamesinde pamuk, tütün gibi ürünlerin
dışarıda tutulmasına ilişkin bir soru üzerine, kararname hazırlarken
yağmur ve rutubetle üretilen açık alanlarda yetiştirilen, sulanmayan
ürünlerle ilgili çiftçinin hasarının tespit çalışmaları yaptıklarını,
Güney Doğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere 35 ilin 210
ilçesinde 2,3 milyon hektar alanda baklagiller, hububat ve yem
bitkilerinin zarar gördüğünü tespit ettiklerini, kararnameye hasarı
belirli bir yüzdenin üzerinde olanların dahil edildiğini anlattı.
Kuraklık desteğinin yaklaşık 460 milyon YTL olacağını, zarara uğrayan çiftçilerin Ziraat Bankası’na
olan kredi borçlarının 1 yıl süreyle erteleneceğini aktaran Bakan Eker, geçen sene
Güneydoğu Anadolu’da kuraklık olmadığını, bu sene ise Karadeniz, Trakya, Marmara ve Ege
Bölgesi’nde kuraklığın daha az olduğunu dile getirdi. Bakan Eker, pamuk ithalatına ilişkin soruya,
“Tarımsal üretim terk edilmiyor. Daha karlı ürünlere kayış yaşanıyor. Mesela mısırı daha karlı
görüyor, pamuk yerine mısır ekiyor. Pamuk ithalatının sebebi, Türkiye’deki tekstil sektörünün
büyümesi. Diyelim pamuk ithalatı 1 milyar dolar. Karşılığında 6-7 milyar dolarlık tekstil ihracatı
yapmışız. Pamuk tarım ürünü ithalatı olarak, tekstil sanayi ürünü ihracatı olarak kayda geçiyor”
karşılığını verdi. Mısır üretiminin 2 milyon tondan 4 milyon tona çıktığını anlatan Bakan Eker, pamuk
üretiminin Ege’de azalmakla birlikte Güneydoğu’da arttığını, Ege’de ise başka ürünlere kayış
yaşandığını belirtti.
Denizaltılarımızı Almanlar Yapacak
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı çerçevesinde yürütülen ve 6 adet havadan bağımsız
denizaltı alımını öngören projede ihaleyi en iyi teklifi verdiği açıklanan Alman HowaldswerkeDeutsche Werft GmbH ve Marine Force International LLP şirketinin oluşturduğu konsorsiyum
kazandı. Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin (SSİK) yürüttüğü ihale yaklaşık 2.5 milyar avro’ya (4.8
milyar YTL) mal olurken, bunun yüzde 80’i karşılığında off-set anlaşması sağlanacak. İlki 2015
yılında teslim edilecek olan denizaltılar yüksek oranda yerli katkı ile Gölcük Tersanesi
Komutanlığı’nda ve “dik platformda” üretilecek. Yapılan SSİK toplantısının ardından alınan karara
ilişkin açıklamayı Bakan Gönül yaptı.
SSİK toplantısında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı doğrultusunda havadan bağımsız
denizaltı tedariğini öngören yeni tip denizaltı projesinin tekliflerinin değerlendirildiğini belirten
Gönül, Fransız, Alman ve İspanyol üç firmanın teklif verdiği ihalenin hem konsept hem de fiyat
açısından en iyi teklifi veren Alman Howaldswerke-Deutsche Werft ve Marine Force International
ortak girişimine verildiğini açıkladı. Gönül’ün verdiği bilgiye göre; ortak üretim ile Gölcük
tersanesinde inşa edilecek denizaltıların 20’ye yakın sistem ve alt sistemi yerli firmalarca imal
edilecek. Proje bedelinin yüzde 80’i Türkiye’de sanayi katılımı ve off-set olarak gerçekleştirilecek.
Toplam bedeli 2,5 milyar avro olan 6 denizaltıdan ilki 2015 yılında, diğerleri ise birer yıl arayla Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilecek. S-214 tipi denizaltılar aralıksız 50 gün boyunca denizde
seyredebiliyor ve hiç su üzerine çıkmadan 15 gün dipte kalabiliyor. 66 metre uzunluğundaki
denizaltıların, toplam 40 personeli bulunacak ve 18-20 bin kilometre denizin altında seyir yapabilecek.
Alman firma denizaltıların üretim bandını Gölcük tersanesinde kuracak. Bu çerçevede yüklenici firma
denizaltıların dikey imal edilebilmesi için teknoloji ve alt yapıyı Gölcük’e taşıyacak.
Demir İpek Yolu’nda İlk Adım Atıdı
"Demir İpek Yolu" olarak adlandırılan Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Projesi (BTK) doğuda Hazar
üzerinden Çin ile Kazakistan’ın Aktau Limanı arasında inşa edilecek demir yolu hattıyla batıda ise
Boğaz geçişli Marmaray tüp geçidi üzerinden Avrupa demir yolu ağıyla birlikte, Asya ile Avrupa
arasında önemli bağlantılardan birini oluşturacak.
Türkiye, Kafkasya bölgesi için barış, istikrar ve ekonomik refah vizyonunu hayata geçirmek üzere,
aynı zamanda önemli enerji ve ulaştırma projelerine yatırım yaparak, bölgesel işbirliğinin altyapısına
katkı sağlamaya devam ediyor.
Bu projeler arasında Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ve Bakü-TiflisErzurum (BTE) petrol ve doğal gaz boru hatları ile Bakü-TiflisKars (BTK) demir yolu yer alıyor. BTK demir yolu hattı
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den, Gürcistan’ın Tiflis ve Ahılkelek
kentlerinden geçerek, Kars’a kadar ulaşacak.BTK projesi, TürkiyeGürcistan arasında yapılacak hattın, Azerbaycan’da onarılacak
mevcut hatta bağlanmasıyla tamamlanacak. Demir yolunun toplam
maliyeti 450 milyon dolar. Demir yolu hattının tamamı yaklaşık
180 Km olup, 76 Km’si Türkiye’den, 29 Km’si Gürcistan’dan, 80
Km’si ise Azerbaycan’dan geçecek. Projenin 2011 yılında
tamamlanması öngörülürken, ilk aşamada bu güzergahtan yılda 1 milyon yolcu ve 6 milyon 500 bin
ton yük taşınması, 2034’de ise bu rakamların 3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yük düzeyine ulaşması
bekleniyor.Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattının Gürcistan bölümünün temeli, Tiflis’in 15 kilometre
dışındaki Marabda istasyonunda 21 Kasım 2007’de atılmıştı. Gürcistan, Türkiye sınırından
Ahılkelek’e kadar olan 29 kilometrelik hattın yapımını, ayrıca Ahılkelek’ten Tiflis’e uzanan mevcut
hattın rehabilitasyonunu tamamlayacak.
Beyaz Eşyada Satışlar Arttı, Üretim Düştü
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre, 2007 yılının ilk 6 ayında 4
ana ürün grubunda toplam iç satış 2 milyon 359 bin 557 adet iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 4
artarak, 2 milyon 455 bin 364 adede çıktı. 2007’nin Ocak-Haziran döneminde 8 milyon 274 bin 769
adet olan toplam üretim rakamı ise bu yılın ilk 6 ayında yüzde 3 azalarak, 7 milyon 990 bin 313 adede
geriledi.
İhracata ilişkin verilere bakıldığında ise geçtiğimiz yılın ilk yarısında çamaşır makinesi, bulaşık
makinesi, fırın ve buzdolabından oluşan 4 ana grup üründe toplam ihracat, 5 milyon 588 bin 775 adet
olarak gerçekleşirken, bu yılın aynı döneminde yüzde 1 gerileyerek, 5 milyon 528 bin 944 adete düştü.
Geçen yıl 311 bin 319 adet olan ithalat ise 270 bin 718 adede geriledi.
En Büyük Yine Tüpraş Oldu
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı “Türkiye’nin 500 büyük Sanayi Kuruluşu 2007 Yılı
Raporu” açıklandı. Geçtiğimiz yıllardaki gibi ilk sırayı alan TÜPRAŞ’ı 6 milyar 230 milyon 215 bin
120 YTL’lik net üretimden satışla Ford Otomotiv izlerken, üçüncü sırayı 4 milyar 624 milyon 293 bin
341 YTL ile Elektrik Üretim A.Ş Genel Müdürlüğü (EÜAŞ) aldı.
Geçen yıl en fazla kar eden kuruluşlar içinde ilk sırayı yine TÜPRAŞ aldı. 2006 yılında 884,7 milyon
YTL olan TÜPRAŞ’ın vergi öncesi karı, 2007 yılında yüzde 41,5 oranında artarak 1 milyar 252
milyon 197 bin 224 YTL YTL olarak gerçekleşti. TÜPRAŞ böylece son 3 yılda da en fazla kar eden
kuruluş oldu. En fazla kar eden kuruluşlar sıralamasında
ERDEMİR T.A.Ş., 784 milyon 931 bin 318 YTL dönem karı ile
ikinci sırada yer alırken, Ford Otomotiv de, 600 milyon 37 bin
391 YTL kar ile üçüncü sırada geldi. Ford Otomotiv’in
sıralamadaki yeri geçen yıla göre bir basamak yükselirken,
ERDEMİR’in sıralamasında bir değişiklik olmadı.
2007 yılında vergi öncesi karlılık sıralamasında Philsa Philip
Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş.
dördüncü, Petrol Ofisi A.Ş. beşinci, Shell & Turcas Petrol A.Ş.
de altıncı sırada yer aldı. Listenin dokuzuncu sırasında 2006’da
yedinci sırada bulunan Anadolu Efes Biracılık ve Malt Sanayi A.Ş. bulunurken, onuncu sıradaki
Unilever Sanayi ve Ticaret T.A.Ş.’nin sıralaması bir önceki yıla göre değişmedi. 2007 yılında vergi
öncesi karlılıkta ilk 10 içerisinde yer alan kuruluşların sadece biri kamu kuruluşu olurken, dokuzunu
özel kuruluşlar oluşturdu. 2007 yılında bir önceki yıla göre sıralamanın ilk üçü değişmedi.
2006 yılında ihracatta üçüncü sırada yer alan Ford Otomotiv, 2007’de TÜPRAŞ’ı geride bırakarak ilk
sıraya yerleşti. Rapora göre, 2007 yılında İSO 500 ihracatı, dolar bazında yüzde 24 oranında büyüdü.
Geçtiğimiz yıl İSO 500 kapsamındaki özel sektör sanayi kuruluşları, bir önceki yıla göre 2 adet
azalarak 487’den 485’e geriledi. İSO 500 özel kuruluşlarda cari oran bir önceki yıla göre az da olsa
nispi bir iyileşme gösterdi. 2007’de finansal rasyolar açısından en başarılı sektörler tütün işleme,
alkollü ve alkolsüz içecekler ile elektrikli makineler oldu.
Rapora göre, 2007 yılında istihdamda gıda, içki ve tütün sektörü yüzde 19,8’lik pay ile ilk sırada yer
alırken, ikinci ve üçüncü sıraları yüzde 17,7 ve yüzde 16,5’lik paylarla dokuma, giyim, deri ve
ayakkabı ile taşıt araçları sanayileri aldı. İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Raporunda, en çok kişi
çalıştıran ilk 10 kuruluş sırasıyla Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş, Tekel Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz
ve Alkol İşletmeleri A.Ş, Arçelik, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü, Elektrik
Üretim A.Ş Genel Müdürlüğü, Ford Otomotiv Sanayi A.Ş, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Sanko
Tekstil İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş, ERDEMİR ve TOFAŞ oldu.
Vakıfbank 750 Milyon Dolar Kredi Aldı
Vakıfbank 12 ülkeden 25 bankayla 750 milyon dolarlık sendikasyon kredisi imzaladı. Bir yıl vadeli
dolar ve Euro cinsinden iki dilimden oluşan kredinin toplam maliyeti, dolar dilimi için libor + yüzde
0,77, Euro için euribor + yüzde 0,77 olarak gerçekleşti. Kredi ihracatın finansmanında kullanılacak.
Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman, kredi anlaşmasıyla ilgili, “Açıkçası krediyi Türkiye’de
yıllardan beri yapılan bankacılık sektörünün ve Vakıfbank’ın da çalışmalarına duyulan güvenin teyidi
olarak görüyoruz” dedi.
BDDK’nın beklenti anketini de değerlendiren Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman, yılın geri
kalanında takibe alınan kredilerin bir miktar artabileceğini ancak bunun sorun olmayacağını söyledi.
Karaman, global kriz ve kapatma davasının Türk ekonomisi ve bankacılık sektörü üzerinde olumsuz
etkisi olmasını beklemediğini de belirtti.
Türkiye İşgücü Katılımında Avrupa Sonuncusu
AB istatistik kurumu Eurostat’ın verilerine göre geçen yıl sonunda Türkiye’de 15-64 yaş grubunda
işgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 68 ve kadınlarda yüzde 23,8 düzeyinde gerçekleşti. İşgücüne
katılım oranlarının AB ortalaması erkeklerde yüzde 72,5 ve kadınlarda yüzde 58,3 olarak hesaplandı.
İşgücüne katılımda AB ve Türkiye arasındaki en büyük fark, 55-64 yaş gurubunda kaydedildi. Bu yaş
gurubunda Türkiye’de erkeklerin yüzde 43’ü ve kadınların yüzde 16,5’i işgücüne katılırken söz
konusu oranlar AB’de erkekler için yüzde 53,9 ve kadınlar için yüzde 36 seviyesinde çıktı. Avrupa’da
işgücüne katılım oranı en yüksek ülkeler yüzde 78,6’yla İsviçre, yüzde 77,1’le Danimarka, yüzde
76,8’le Norveç, yüzde 76’yla Hollanda, yüzde 74,2’yle İsveç ve yüzde 71,3’le İngiltere şeklinde
sıralandı.
Kültür Sanat
The Big Lebowski DVD’si Bowling Topu İçinde
Coen Kardeşlerin kült olan filmi The Big Lebowski’nin 10. yıl DVD’si
hayranlarına özel bir tasarımla piyasaya çıkıyor. Filmin hayranları ve
özellikle koleksiyonerler için yapılan DVD, bowling topu şeklinde özel
ve şık bir kutuya sahip. Tüm dünyada birçok hayrana sahip olan ve
eleştirel anlamda Coen’lerin en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen
1998 yapımı The Big Lebowski için özel geceler, partiler, bowling
müsabakaları düzenleniyor.
Filmin konusu şöyle: Jeff Lebowski bir isim benzerliği kurbanıdır.
Halen 70’lerde yaşayan ve kendini ‘Ahbap’ diye tanıtan Lebowski’nin
dairesine zorla giren iki serseri onu Pasedana’lı milyoner Jeff
Lebowski ile karıştırmışlardır. Bu karşıklık sonrası ‘basit karakterler’ Lebowski ve arkadaşları,
Coen’lerin kara mizah hikayelerinden birinin içine girmiş olurlar. Filmin tanıtımında da söylendiği
gibi onlar en iyi bildiği şeyi yapıp bowling oynasalar da olurdu.
Eylül ayında çıkacak olan bu özel DVD’yi ön sipariş etmek www.amazon.com’da mümkün.
Pandora’nın Kutusu İspanya Yolcusu
Yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi “Pandora’nın
Kutusu”, Eylül ayının ilk haftasında gerçekleştirilecek Toronto
Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapacak. “Pandora’nın
Kutusu”, daha sonra Avrupa filmlerinin ilk kez dünya
piyasasına sunulması açısından önem taşıyan ve 18-27 Eylül
tarihleri arasında düzenlenecek San Sebastian Film
Festivali’nde yarışacak.
Festival yarışmasının programında şu ana kadar yönetmen
Kim Ki-Duk’un”Dream”, yönetmen Michael Winterbottom’un
“Genova”, yönetmen Samira Makhmalbaf’ın “Two-Legged Horse”, yönetmen Christopher Honore’nin
“La Belle Personne”, yönetmen Daniel Bürman’ın “El Nido Vacio”, yönetmen Countney Hunt’ın
“Frozen River”, yönetmen Kristian Levring’in “Fear Me Not”, yönetmen Hiro-kazu Koraeda’nın “Still
Walking”, yönetmen Javier Fesser’in “Camino”, yönetmen Belen Macias’ın “My Prison Yard”,
yönetmen Jaime Rosales’in “Tiro En La Cabeza” ve yönetmen Rachid Masharawi’nin “Laila’s
Birthday” filmlerinin yer alacağı açıklandı.
Leyla Gencer Şan Yarışması’nın finali 30 Ağustos’ta
Yarışma, İKSV ve La Scala Akademisi işbirliğinde Doğuş Grubu ve Garanti Bankası sponsorluğunda,
Dışişleri Bakanlığının desteği ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve Borusan Holdingin
katkılarıyla 25-30 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek. Leyla Gencer’in vefatından önce La
Scala’da oluşturduğu ön eleme jürisi, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 137 şancının başvurusunu
değerlendirdi ve İstanbul’daki yarışmaya katılmaya hak kazanan 16 ülkeden 40 yarışmacıyı belirledi.
Aralarında Norveç, Amerika, Japonya, Özbekistan ve Azerbaycan’dan
da şancıların yer aldığı 40 yarışmacı arasında, 13 şancıyla ilk sırada
bulunan Türkiye’yi 6 şancı ile Kore ve 4 şancı ile Rusya izliyor.
Yarışmanın provaları 25 Ağustosta başlayacak. 26 ve 27 Ağustos
günleri seyirciye kapalı yapılacak çeyrek finallerin ardından 28
Ağustosta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda piyanist Vincenzo
Scalera eşliğinde gerçekleşecek yarı finalde 8 finalist belirlenecek.
Yarışmanın finali 30 Ağustos Cumartesi akşamı Aya İrini Müzesi’nde
gerçekleştirilecek.
Finalistlerin Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni
Orkestrası eşliğinde seslendirecekleri aryaların ardından Leyla Gencer
Şan Yarışması’nın toplam 23.500
avroyu bulan ödülleri sahiplerini bulacak. 5. Leyla Gencer Şan Yarışması’nın jürisi; Sferisterio Opera
Festivali Genel Müdürü Pier Luigi Pizzi’nin başkanlığında La
Scala Tiyatrosu Kast Yönetmeni Luca Targetti, Teatro del Maggio Musicale Fiorentino Sanat
Yönetmeni Paolo Arca, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Baş Rejisörü Yekta Kara, Napoli San Carlo
Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Yardımcısı Gianni Tangucci ile Valencia Opera ve Tiyatrosu Sanat
Danışman Vincenzo de Vivo’dan oluşuyor. Yarışmanın yarı final ve final gecelerinin biletleri Biletix
satış noktaları ile İKSV binasından temin ediliyor.
Midnight's Children Kitapların En İyisi
Hindistan kökenli İngiliz yazar Salman Rüşdi'nin 1981 yılında Booker Edebiyat Ödülü’nü kazanan
kitabı "Midnight's Children", bu ödülü şimdiye kadar kazanan kitapların en
iyisi seçildi. Oy kullanan 7 bin 801 kişinin üçte birinden fazlası Rüşdi'nin
kitabına oy verdi.
Yazar Pat Parker'ın Birinci Dünya Savaşını anlatan romanı "The Ghost Road"
ve Güney Afrikalı yazar J.M. Coetzee'nin "Disgrace" kitapları, Salman
Rüşdi'nin kitabıyla yarışan diğer beş kitap arasında yer aldı. Haberi, yeni kitabı
"The Enchantress of Florence"ın tanıtım çalışmaları için ABD'deyken alan
Rüşdi, ödülü kazanmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Salman
Rüşdi, En İyi Booker ödülü için favori gösteriliyordu. "Midnight's Children"
1993 yılında Booker ödülünün 25. yıl dönümü için yapılan benzer bir
yarışmada da birinciliği kazanmıştı.
Sonbahar Rüzgarı Locarno'ya Gidiyor
Özcan Alper’in bu yıl Altın Koza Adana Film Fetivali’nde ilk kez seyirci
karşısına çıkan ve en iyi film dahil üç ödül alan Sonbahar adlı filmi köklü
ve prestijli festivallerden biri olan Uluslararası Locarno Film
Festivali'nde Altın Leopar için yarışacak. Bu yıl 61'nci kez düzenlenecek
olan Locarno Film Festivali'nde ana yarışmada 17 film büyük ödül için
mücadele edecek. Uluslararası birçok festivalden davet alan Sonbahar’ın
festival yolculuğu devam edecek. 1975 doğumlu Özcan Alper'in ilk
yönetmenlik denemesi olan Sonbahar, 1997 yılında henüz 22
yaşındayken cezaevine giren Yusuf'un öyküsü üzerine temelleniyor.
Sonbahar'ın başrollerinde Onur Saylak, Raife Yenigül, Megi Kobaladze yer alıyor.
Filmin yönetmeni Özcan Alper, İstanbul Üniversitesi Fizik ve Bilim Tarihi'nde okudub Daha sonra
MKM Sinema Atölyesi'ne devam etti. Sonbahar; çok sayıda belgesel ve kısa film çeken Alper'İn ilk
uzun metraj denemesi.
Atakoğlu, Amerika Caz Radyoları Listesinde Birinci
Çalışmalarını Amerika’da sürdüren piyanist ve besteci Fahir
Atakoğlu’nun "İstanbul in Blue" adlı albümü, Amerika caz radyoları
listesinin "dünya müziği" kategorisinde birinci sıraya yükseldi.
Albümünün listenin "caz albümleri" kategorisinde de en çok çalınan
200 albüm arasında 38’inci sırada yer aldığı belirtiliyor. Atakoğlu’nun,
eserleri Sezen Aksu, Tarkan, Nilüfer, Sertab Erener ve Levent Yüksel
tarafından seslendirilecek. Müzik dünyasında 25’inci yılına özel bir
albüm hazırlığı içerisinde olan sanatçı 25’inci yılı dolayısıyla bir dizi
konser hazırlığı içinde.
Chuck Berry, İstanbul’a Geliyor
"Rock and Roll’un yaratıcısı ve yaşayan en büyük efsanesi" olarak tanınan Chuck
Berry, 15 Ağustos’ta İstanbul’da konser verecek. Rock and Roll’un en önemli
elementlerini bir araya toplayarak dünyanın önde gelen müzik akımı ve yaşam
biçimi olmasını sağlayan 82 yaşındaki Chuck Berry, Parkorman’da sahne alacak.
Rolling Stone Dergisince açıklanan "Tüm Zamanların En iyi 500 şarkısı" listesine
6 parça birden armağan eden 1926 doğumlu müzik efsanesi, 1985 yılında
Grammy tarafından "Yaşam Boyu Başarı" ödülüne layık görüldü. Chuck Berry,
konserde "Johnny B. Goode", "Maybellene", "Roll Over Beethoven", "Rock And
Roll Music", "Sweet Little Sixteen" ve "Brown Eyed Handsome Man" gibi birçok
hit parçasını seslendirecek. Konserin biletleri Biletix aracılığıyla satışa sunuldu.
Aşkın Yaşı Yok - Smart People
Senaryosunu ABD’li yazar Mark Jude Poirier’nin kaleme aldığı film,
“bazen en çok öğrenmesi gerekenler en zeki insanlardır” cümlesiyle yola
çıkan bir komedi filmi. Yönetmen Noam Murro’nun ilk uzun metrajlı
çalışması olan filmde, Ellen Page, Thomas Haden Church, Dennis Quaid
ve Sarah Jessica Parker bir araya geldi.
Profesör Lawrence Wetherhold (Dennis Quaid), entelektüel çevrelerin en
parlak isimlerinden biridir, ama aşk ve aile ilişkilerinde hiç başarılı
değildir. Üniversite öğrencisi oğlu James (Ashton Holmes), ona
güvenmediği için sırlarını açmaz. Ergenlik çağındaki kızı Vanessa (Ellen
Page) ise babasının yolunda giden sivri dilli bir kızdır. Profesörün
yıldızının bir türlü barışmadığı üvey kardeşi Chuck (Thomas Haden
Church) da hayatını özgürce yaşamayı sanat haline getirmiştir. Özlemini
çektiği tutkuyu artık hiçbir şeyde, hatta uzmanı olduğu Victoria Dönemi
Edebiyatı’nda bile bulamayan Profesör Lawrence, orta yaş krizinin eşiğinde dolanmaktadır. Ancak hiç
hazzetmediği üvey kardeşinin aniden çıkıp gelişiyle, eski öğrencisi Janet (Sarah Jessica Parker) ile
yıllar sonra tesadüfen yeniden karşılaşması aynı günlere denk gelince Wetherhold ailesinde kimi
zaman eğlenceli, kimi zaman yürek burkucu olaylar zinciri birbirini izleyecek, artık hiçbir şey eskisi
gibi olmayacaktır.
Portre
Auguste Comte
“İlke Olarak Aşk, Temel Olarak Düzen, Amaç Olarak İlerleme...”
Auguste Comte, sosyoloji ismini öne süren ilk Sosyologtur.
"Sosyoloji neden diğer bilim dalları gibi bir dal olmasın" tezini
savunarak sosyolojinin temelini o zamanlarda attı. Ayrıca
felsefede pozitif düşünce üzerine de çalışıyordu. Daha sonraları
fizik, gökbilim ve kimya ile de uğraştı.
Comte Fransa'nın Montpellier kentinde doğdu. Katolik bir aileden
gelen Comte, ailenin üç çocuğundan biriydi. Bugün de üniversitesi
ile tanınan Montpellier, 1289’da kurulan üniversitesi, Petrarca,
Rablais, John Locke gibi tanınmış ziyaretçilerine ev sahipliği
yapmasıyla tanınan önemli bir kültür kentiydi.
Vergi memuru olan babası ve annesi, kralcı ve koyu Katolik’ti.
Fransa’da hızla yayılan Cumhuriyetçiliğe ve kuşkucu görüşlere
karşıttılar. Comte bu gergin ortamda tarafını belirleyerek Katolik Kilisesi’ne ve kralcılığa karşı çıktı.
Comte fiziki açıdan çok sağlıksızdı. Çelimsiz bedeni, miyop gözleri, mide hastalığı yaşamı boyunca
sorun oldu. Ailesinin tuttuğu öğretmenden Latince dersleri aldı. 9 yaşında ortaokula başladı. Yatılı
okul hayatı Comte’ye çok zor geldi. Zihinsel ve zeka olarak yaşının ilerisinde olduğundan, derslerinde
çok başarılı oldu. 14 yaşında Katolik Kilisesi’nden ayrıldı. Paris Politeknik Okulu sınavına girdi.
Ancak çok başarılı olmasına rağmen yaşının küçüklüğü nedeniyle okula kabul edilmedi. Lise son
sınıfta hastalanan matematik öğretmeninin yerine ders verecek kadar konuya egemendi.
Ekim 1814 de girebildiği Paris Politeknik Okulu’nun katı disiplini dikbaşlı Comte’a göre değildi.
Geceleri okuldan kaçıp, Paris sokaklarında dolaşması, okul yönetimine yönelik bazı davranışları
nedeniyle, polis gözetiminde Montpollier’e gönderildi. Okulu da Cumhuriyetçi eğilimlileri nedeniyle,
yönetim tarafından kapatıldı.
Comte, Fransa’nın kalbi olan Paris’ten uzak kalamadı. 18 yaşında Paris’e döndü. Bu yeni döneminde,
özellikle Felsefe ve Tarih kitapları okudu. 18. Y.Y. Fransız düşünürlerinden,
Montesiquieu, Condorcet, Turgot’nun görüşlerinden etkilendi. Etkilendiği düşünürler arasında, Hume
ve Kant da bulunuyordu. İçinde yaşadığı toplumsal koşulların da katkısıyla kendi özgün sentezini
oluşturdu. Tanıştığı kişiler arasında, daha sonra bozuşacağı, sosyalizmin kurucularından Saint-Simon
da vardı. Toplumsal konuların yanı sıra, matematik, astronomi, fizik, kimya, biyoloji çalışmalarını da
sürdürüyordu.
1821 yılında evlendi. Doğduğu yerde eleştiri konusu olan evliliği nedeniyle iyi karşılanmadı. Paris’e
dönerek özel bir gruba ders verme girişimi, ruh sağlığı sorunları yüzünden yarıda kaldı. 1829 yılında
yarım kalan konferans dizisine tekrar başladı. Bu defa başarılı oldu. Bu konferansları “Olgusal Felsefe
Dersleri” başlığı ile 6 cilt olarak yayınladı. 1838’de kitabı The Edinburg Review’da incelendi. John
Stuart Mill’in çabasıyla para yardımı aldı.
Sekiz yıllık bir çalışmanın ürünü olan “Olgusal Siyasal Sistem” adlı yapıtı, sosyolojinin tanımını da
içeriyordu. Yazıları geniş bir kitlelere ulaşmış ve etkilemeye başlamıştı. Dünyanın her yanındaki
olgucu gruplarla yazışıyordu. Mayıs 1857’de, verimli bir dönemini yaşarken, yakalandığı soğuk
algınlığından kurtulamadı, eylül ayında öldü. Kendi isteğiyle mezar taşına şöyle yazıldı: “İlke olarak
aşk, temel olarak düzen, amaç olarak ilerleme...”
Download