Tarih Öğretmenliği

advertisement
KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI
ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ
TARİH ÖĞRETMENLİĞİ
KASIM 2016
Çözüm
Kitapçığı
Deneme-1
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan
kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki. mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2016- ÖABT/ TAR
1.
TA R İH
4.
XVIII. yüzyıla kadar Avrupa ve İslam dünyası tarihçiliğinde etkili olan hikâyeci tarih yazıcılığının ilk örneği
Heredot tarafından kaleme alınan Historia adlı eserdir. Hikâyeci tarih yazıcılığında yer ve zamandan söz
edilmekle birlikte, neden-sonuç ilişkisi üzerinde fazla
durulmamıştır. Heredot, olayları peşpeşe sıralamış ve
bir düzen içinde aktarmıştır. Bu nedenle Eski Yunanda
MÖ V. yüzyılda yaşamış olan Heredot’un adı geçen
eseri bu türün ilk örneği olarak kabul edilmiştir.
A B C D E
A B C D E
3.
Orta Taş (Mezolitik) Çağı’nda çakmak taşından yapılan ve günlük yaşamda kullanılmaya elverişli olan küçük araç gereçlere mikrolit adı verilir. Özgün buluntular
olarak kabul edilen mikrolit, Paleolitik Dönem’de kullanılan hantal aletlerin yerini almıştır. Mezolitik Çağ, insanların avcılık ve toplayıcılık ile geçindiği, mağara ve
kaya sığınaklarında yaşadığı bir dönemdir. Dönemin
sonunda ateş bulunmuştur. Mikrolit adlı küçük aletlerin
bu dönemde ortaya çıkmasında değişen doğa şartları
sonucu av hayvanlarının küçülmesi etkili olmuştur.
Geçmişte yaşamış milletlerin inandıkları tanrılardan,
kahramanlardan veya olağanüstü varlıklardan bahseden hikâyeler mit olarak adlandırılmıştır. Mitler daha
çok, evrenin yaratılışı ve türeyişi hakkında anlatılanlardan oluşur. Esasen mitler, milletlerin köken arayışı olarak kabul edilebilir. Kült mitleri, bir ilahın gücünü gösteren kutlamaları açıklar. Sosyal mitler, o anki sosyal
değerleri güçlendirmeyi amaçlar. Prestij mitleri, kutsallık atfedilen bir halk veya kahramanı; köken mitleri ise
bir isim, gelenek, nesne veya canlının kökenini anlatır. Ancak belirli dinî uygulamaların yapılışını anlatan
mitlere ritüel mitleri adı verilir. Eskatolojik mitler genel
olarak insanoğlunun ve evrenin sonunu konu edinir.
A B C D E
5.
ya yın cılık
Mübahat Kütükoğlu, verilen sözlerde düşüncelerini
dile getirirken tenkit yöntemini kullanmıştır. Tarih biliminin yöntemi; tarihî olayları incelemek, anlamak ve
açıklamaktır. Olaylar hakkında doğru bilgi edinmek
için o dönemden kalan ve olaya tanıklık edecek belge
ve bulguların incelenmesi gereklidir. Bunun için kaynak tarama, tasnif, tahlil, tenkit ve terkip yöntemleri
kullanılır. Tenkit aşamasında kaynakların doğruluk derecesi, güvenilirliği, yazıldığı tarih, yazarı ve aynı olaydan bahseden farklı kaynaklar arasındaki uyum ya da
uyumsuzluk araştırılır. Kütükoğlu, sözlerinde olaylara
şahit olmadan, bizzat görmüş gibi anlatan yazarları
eleştirmiştir.
ise m
2.
TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 1
Yonga; kesilen, yontulan veya rendelenen bir şeyden
çıkan iri parçaya verilen addır.
A B C D E
6.
Natufyen, Doğu Akdeniz Bölgesi’nde günümüzden
yaklaşık olarak 12.000 yıl öncesinde yaşamış olan
topluluklara özgü bir kültür evresidir.
Obsidyen, volkanik kökenli bir cam türüdür ve özellikle
Neolitik Çağ’da alet yapımında bir ham madde olarak
yoğun bir şekilde kullanılmıştır.
Mousterian, Orta Paleolitik Çağ’ın alet teknolojisine
verilen addır.
I. Sardur tarafından kurulan, yivli çanak çömlek tekniğini geliştirdikleri düşünülen ve Şamran (Menua)
Kanalını inşa eden Anadolu uygarlığı Urartulardır.
Doğu Anadolu’da Hurriler tarafından kurulan Urartular
savaşçı bir toplumdur. Urartuların maden işlemeciliği,
kaya oymacılığı, kabartma sanatı ve resimde ileri bir
düzeyde oldukları bilinmektedir. Kaleler, su kanalları
ve su bentleri yapan Urartulara ait olan Şamran Kanalı, Kral Menua Dönemi’nde inşa edilmiştir. Kanalın
bazı yerleri hâlen kullanılabilir durumdadır.
İnsanların ovalara ve su kenarlarına inmeye, toprağı
işlemeye başladıkları ve ilk kez köylerin kurulduğu dönem Neolitik (Yeni Taş) Çağ’dır. Bu çağda insanoğlu,
yiyecek ve içeceğini muhafaza etmek amacıyla kilden
küpler, çanak ve çömlekler yapmıştır. Neolitik Çağ’a
ait kalıntıların bulunduğu yerler arasında Gaziantep
Sakçagözü, Diyarbakır Çayönü, Konya Çatalhöyük
ve Burdur Hacılar gösterilebilir. Ancak Antalya Beldibi
Mağarası, Eski Taş ve Orta Taş Çağı’na ait kalıntıların
bulunduğu bir mağaradır.
A B C D E
A B C D E
2
Diğer sayfaya geçiniz.
TG D EN EME ÇÖZ ÜM -1
7.
20 16 - ÖAB T/ TA R
11.
Asya Hun İmparatorluğu’nun devamı olarak kabul edilen, halkının büyük bir kısmı Hun kabilelerinden oluşan ve Çin’in kuzeyinde kurulan devlet Tabgaçlardır.
Tabgaçların isimlerinin anlamı Kâşgarlı Mahmut tarafından “saygıdeğer” ve “ulu” şeklinde ifade edilmiştir.
Tai şehrini merkez olarak kullanan Tabgaçlar, egemenlik alanlarını Moğolistan içlerine kadar genişletmişler, Budizm ve Konfüçyanizm’in etkisiyle zamanla
Çinlileşmişlerdir. İbrahim Kafesoğlu, Tabgaçların Çince adlarının Wei olduğunu ifade etmiştir.
Abbasi Halifesi Muktedir Billah’tan, halkına İslam’ı
öğretecek din adamları ile cami ve kale yapacak mimarlar isteyen İtil Bulgar Hükümdarı Almış Han’a
gönderilen heyette yer alan, heyetin kâtipliğini yapan
ve bu geziyi seyahatnamesinde anlatan seyyah İbn
Fadlan’dır. İbn Fadlan, eserinde Bulgarların yaşam
tarzından, suçlara verdikleri cezalardan, ölü gömme
âdetlerinden, ekonomik durumlarından ve devlet yönetimlerinden söz etmiştir.
A B C D E
A B C D E
A B C D E
9.
568 yılında Bizans İmparatoru II. Justinus tarafından
İstemi Yabgu’ya gönderilen ve kendi adıyla anılan bir
seyahatnamesi bulunan elçi Zemarkhos’tur. Erdoğan
Merçil, İstemi Yabgu’nun Zemarkhos’u iki tekerlekli altın bir taht üzerinde otururken huzuruna kabul ettiğini
belirtmiştir. Zemarkhos, Sasanilere karşı diplomatik
münasebetlerin geliştirilmesi amacıyla gelmiş, yazmış
olduğu seyahatnamede Göktürklerin yaşam tarzından
ve devlet yönetiminden de bahsetmiştir.
12.
Müslümanların Avrupa’daki ilerleyişinin durmasına
neden olan ve Belatüşşüheda adı ile de bilinen savaş Puvatya Savaşı’dır. Müslüman Araplar 711’de
yaşanan Kadiks Savaşı ile İspanya’yı fethetmiş ve
Avrupa’da ilerlemişlerdir. Bu fetihte Musa bin Nusayr
tarafından görevlendirilen Tarık bin Ziyad etkili olmuştur. Ancak Müslüman Arapların bu ilerleyişi Franklarla
yapılan Puvatya Savaşı (732) ile sona ermiş ve bu savaştan sonra Müslümanlar Avrupa’da toprak kaybetmeye başlamışlardır.
A B C D E
ya yın cılık
VI ve VII. yüzyıllarda Kazakistan bozkırlarında yaşayan Türk kökenli boyların genel adı Töleslerdir.
Baykal Gölü’nün doğusunda Karadeniz’in kuzeyine
kadar ulaşan geniş coğrafyada yaşayan Tölesler, çok
sayıda boylara sahip olmuşlardır. Tölesler, Göktürkler
tarafından itaat altına alınmışlar ve böylece Göktürk
Devleti’nin kurulmasında da etkili olmuşlardır. Orhun
Abideleri’nde ve Çin kaynaklarında kendilerinden söz
edilen Töleslerin Hun neslinden geldikleri kabul edilmektedir. Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Töleslerin belirli bir
yerde ikâmet etmediklerini, dağları ve vadileri takip
ederek yaşadıklarını ifade etmiş ve ok atmada usta
olduklarını belirtmiştir.
13.
ise m
8.
A B C D E
Emevilerde yönetime geldiğinde halka zulmeden veya
sevilmeyen yöneticileri görevden alan, mevali adlı
Arap olmayan Müslümanlardan alınan haksız vergileri
kaldıran, Kuzey Afrika’daki Berberîlerin, Maveraünnehir ve Sind bölgelerinde yaşayan Türklerin Müslüman
olmalarında etkili olan halife Ömer bin Abdülaziz’dir.
Bu dönemde yeni fetihler yapmak yerine sınırlar içinde adaletli bir yönetim oluşturmaya çalışan Ömer bin
Abdülaziz, ihtişamlı ve lükse dayalı yaşam tarzını kaldırmış ve sade bir hayat sürmeye çalışmıştır. Ömer
bin Abdülaziz, kendisinden önceki halifelerin baskı yoluyla sağlayamadığı sosyoekonomik düzeni, hoşgörü
ile gerçekleştirmiş bir halifedir.
A B C D E
10.
İslamiyet öncesinde Türklerde evlilik, erkek ve kızın
ortak iradesi ile ailelerin karşılıklı rızasına bağlı olmuştur. Bu dönemde evlenme; söz kesme, nişan ve
düğün ile tamamlanmıştır. Kadının mülkiyetinde olması şartıyla kız tarafı erkek tarafından kalıng almıştır.
Düğünden önce kız evinde ve erkek evinde yumuş adı
verilen çeyiz sergilenmiştir. Göktürkler, düğünlerde törün adı verilen düğün yemeği vermişlerdir. Evdeş, eş
anlamında kullanılmıştır. Ancak orun evlilikle ilgili bir
kavram değildir. Orun, kurultayda kimin nereye oturacağı ile ilgili kurallardır.
14.
A B C D E
Dönemin en tanınmış âlimlerinden biri olan; tıp, fizik
ve felsefe alanlarında eserler veren Muvaffakuddin
Abdüllatif (Abdüllatif el-Bağdadi) Mengücekliler Beyliği
Hükümdarı Davut Şah’ın Erzincan’daki sarayına davet
edilmiştir. Muvaffakuddin Abdüllatif birçok eserini Davut Şah’a ithaf etmiştir. Aristocu geleneğe bağlı olan
ve Meşşailik akımının temsilcilerinden biri olarak kabul
edilen Abdüllatif el-Bağdadi, Farabi ve İbn Sina ekolüne bağlı bir filozoftur.
A B C D E
3
Diğer sayfaya geçiniz.
2016- ÖABT/ TAR
15.
TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 1
18.
Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı II. Kılıç Arslan 11551192 yılları arasında hükümdarlık yapmıştır. Bu dönemde kardeşi Şahin Şah’ın çıkardığı isyanı bastıran
II. Kılıç Arslan, Tokat, Niksar ve Sivas’ı ele geçirerek
Danişmentlilere son vermiştir. 1176’da Bizans ile yapılan Miryokefalon Savaşı’nı kazanan II. Kılıç Arslan,
Anadolu’nun Türk yurdu olduğunun kesinleşmesini
sağlamıştır. Bu savaş ile Bizans, Türklere karşı savunma durumuna geçmiştir. Ancak İznik Rum Devleti ile
Alaşehir Savaşı’nın yapılması, I. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde yaşanan bir gelişmedir.
A B C D E
A B C D E
19.
A B C D E
17.
Kutadgu Bilig’de bazı özellikleri verilen görevli vezirdir. Yusuf Has Hacib’in kaleme aldığı eserde “Vezir,
hükümdarın eli demektir. Onlar işlerini bu eller ile
görürler. Beylerin yükünü yüklenen, beyliğin temelini
sağlamlaştıran vezirdir. Vezir iyi olursa bey rahat uyur.
Beyden sonra hareket ve söz ile memlekete hükmeden insan vezirdir.” cümleleri yer almış ve vezirin öneminden bahsedilmiştir.
●
Vekil-i has, saraya ait tüm işlerle ilgilenen görevlidir.
●
Hacip, yöneticilerle yönetilenler arasındaki ilişkileri
düzenleyen görevlidir.
●
Candar, sarayı koruyan görevlidir.
●
Amil, eyaletlerde mali işlerle ilgilenen görevlidir.
Osmanlı Devleti’nde asker sayısı ve vergi oranının
belirlenmesi (I), mülk ve tımarların kaydedilmesi (II),
vergi tutarının hesaplanması (III) tahrir işlemi kapsamındadır. Tahrir işleminde görevliler çiftlikleri, köyleri,
kasabaları ve şehirleri tek tek gezerek buralarda bulunan vergi mükelleflerini kaydetmişlerdir. Ayrıca toprağı
olan ve olmayan köylüler, evliler ve evli olmayanlar,
meslek grupları da kaydedilmiştir.
A B C D E
ya yın cılık
Büyük Selçuklu Devleti’nin veziri olan Nizamülmülk
tarafından ilki Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medreseleri
Türk eğitim tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul
edilir. Bu durumun nedenleri arasında önceki dönem
medreselerinin süreklilik göstermemesi (I), sistemli bir
yapının ve eğitim programlarının olması (II) ve medrese eğitiminin kurumsallaştırılmasını sağlamaları (III)
gösterilebilir. Nizamiye Medreselerinde hukuk, din ve
dil eğitimi ağırlıklı bir program uygulanmıştır. Bu medreselerde eğitim ücretsiz olmuş, öğrenciler istedikleri
dersi ve öğretmeni seçebilmişlerdir.
20.
ise m
16.
Osmanlı Devleti’nde mahkemelere ait kanunları ve
yargı kararlarını, Adliye Nezaretinin genel yazışmalarını yayımlamak ve Nizamiye Mahkemelerinin
hâkimlerine yardım etmek amacıyla 21 Nisan 1873 tarihinde padişah iradesiyle çıkan yayın organı Ceride-yi
Mehakim’dir. Ceride-yi Mehakim’in çıkarılması, hukuk
devleti olma yolunda atılan önemli bir adım olarak kabul edilmiştir. Yayının adı 1901’den sonra Ceride-yi
Mehakim-i Adliye olmuştur. İsminde daha sonra birkaç
kez daha değişiklik yapılmış ve Ceride-yi Adliye adı ile
1928’e kadar yayın hayatına devam etmiştir.
Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde hekimlik yapan,
özellikle idrar yolu hastalıkları ve bitkilerden ilaç yapma
konularında uzman olan bilim insanı Altuncuzade’dir.
İbn Zehebi olarak da bilinen Altuncuzade, ünlü hekim
Ahi Çelebi’nin de hocalığını yapmıştır. Taşköprüzade,
Altuncuzade’nin ilahi bilgiye sahip bir âlim olduğunu
ve birçok kişiyi ölümden kurtardığını kaydetmiştir. Şerhu Mûcezi’l-Kanun adlı eserde Altuncuzade’nin bizzat
imal ettiği kalaydan sondalar ile idrar tutukluğu sorununa nasıl çare bulduğu ayrıntılarıyla anlatılmıştır.
A B C D E
21.
Osmanlı Devleti’nde sadrazam, kaptanıderya, beylerbeyi ve sancak beyinin mensubu olduğu sınıf için
ümera (I), ehl-i kılıç (II), seyfiye (III) tabirleri kullanılmıştır. İdari ve askerî işleri yerine getiren, ehl-i örf
olarak da bilinen, vergilerden muaf olan ve kazasker
mahkemesinde yargılanan seyfiye sınıfı kendilerine
sağlanan imkânlar sayesinde büyük miktarda servete
de sahip olmuştur. Tüm bu imkânlara rağmen seyfiye
sınıfı mensupları yargılanmadan hatta fetva alınmadan, bizzat padişahın emriyle idam edilmiş veya mallarına el konulmuştur.
A B C D E
A B C D E
4
Diğer sayfaya geçiniz.
TG D EN EME ÇÖZ ÜM -1
22.
20 16 - ÖAB T/ TA R
26.
Osmanlı Devleti’nde 1775’te esham adı verilen iç
borçlanma senetleri piyasaya sürülmüştür. Bu durumun nedenleri arasında yapılacak ıslahatlar için mali
kaynağa ihtiyaç duyulması (I), 1774’te Rusya ile imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması gereği Rusya’ya
savaş tazminatı ödenmesi zorunluluğunun olması (III)
gösterilebilir. Ancak bu dönemde azınlıklara yönelik
olarak ıslahat yapılması durumu söz konusu değildir.
Nitekim azınlık sorunu XVIII. yüzyılda değil, XIX. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Yedi Yıl Savaşlarında başarılı olmasına rağmen ekonomisi bozulan İngiltere, sömürgelerine ve kolonilerine ağır vergiler koymuştur. Bunun üzerine Amerika’da
bulunan İngiliz kolonileri isyan çıkarmışlar ve topladıkları Philedelphia Kongreleri ile İngiltere’ye savaş ilan
etmişlerdir. Koloniler ile İngiltere arasındaki savaşlar
sekiz yıl sürmüş ve İngiltere mağlup olmuştur. 1783 yılında İngiltere, Amerika’daki kolonilerin bağımsızlığını
tanımak zorunda kalmıştır.
A B C D E
A B C D E
27.
A B C D E
A B C D E
Reform Hareketleri sonucunda etkisini kaybeden Kilise tarafından karşı Reform faaliyetleri başlatılmış,
itibarını tekrar kazanmak ve Katolikliği daha da güçlendirmek isteyen Kilise kurulan bazı tarikatları da
desteklemiştir. Bu tarikatlar arasında yer alan, İgnatius de Loyola başkanlığında kurulan ve Kilise tarafından desteklenen tarikat Cizvit’tir. Tarikatın diğer adı
İsa Cemiyetidir. Cizvit Tarikatı bir süre Papa tarafından
desteklenmiş ancak güçlenmesi sonucu yine Papa’nın
talimatıyla kapanması sağlanmıştır.
ya yın cılık
24.
Karolenj İmparatorluğu’nun topraklarının Dindar
Ludwig’in üç oğlu arasında paylaşılmasına neden olan
antlaşma Verdun Antlaşması’dır. 843 yılında imzalanan Verdun Antlaşması ile Avrupa’da feodal düzene
ilişkin usül ve ilkeler belirlenmiş, bugünkü Batı Avrupa
ülkelerinin ortaya çıkışına da zemin hazırlanmıştır.
28.
ise m
23.
Fransız İhtilali’nin getirdiği fikirleri kendi ülkeleri için
tehlikeli gören Avusturya, Prusya, İngiltere ve İspanya gibi bazı devletlerin Fransa’ya karşı başlattıkları,
1793-1815 yılları arasında yaşanan savaşlar İhtilal Savaşları veya Koalisyon Savaşları olarak bilinir.
Uzun süre devam eden savaşların sonunda Napolyon, Waterloo Muharebesi’nde yenilmiş, teslim olmuş
ve sürgüne gönderilmiştir.
A B C D E
Papalığı ve Katolikliği savunan Roma-Germen İmparatorluğu ile Luther’i destekleyen Alman prenslikleri
arasında yaşanan mücadelelerin sonunda 1555 yılında Ogsburg Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma
ile Katolikler, Protestan mezhebinin varlığını resmen
kabul etmişlerdir. Böylece Martin Luther’in fikirleri
Avrupa’da yayılmaya başlamıştır.
●
Westfalya Antlaşması, Otuz Yıl Savaşlarından
sonra 1648’de imzalanmıştır.
●
Nantes Fermanı, Fransa’da Kalvenizm’in resmen
tanınmasını sağlamıştır.
A B C D E
25.
1815 yılında toplanan Viyana Kongresi’ni düzenleyen devletler tarafından ortaya atılan sisteme Metternich adı verilmiştir. Avusturya Arşidükü Metternich
başkanlığında toplanan kongrenin amaçları arasında
Avrupa’da mevcut düzeni korumak, ulusçu faaliyetleri
engellemek ve çok uluslu monarşileri korumak gösterilebilir. Metternich Sistemi’ne göre, Avrupa’nın herhangi bir yerinde milliyetçi bir isyanın çıkması durumunda
söz konusu devletler ortak hareket edecek ve isyanı
bastıracaklardır. Ancak bu karar Osmanlı Devleti’nde
yaşanan Yunan İsyanı sırasında uygulanmamıştır.
29.
Sultan Abdülmecit Dönemi’nde Boğaz’daki yolcu
nakliyatı için kurulan ve ilk yerli anonim şirket olarak
kabul edilen oluşum Şirket-i Hayriyedir. İstanbul’da
Boğaziçi’nde taşımacılık için şirket kurma fikri Keçecizade Fuat Paşa ile Ahmet Cevdet Paşa tarafından
ortaya atılmıştır. Padişah Abdülmecit tarafından çıkarılan fermanla, Anadolu ve Rumeli’de yapılacak iskeleler arasında vapur işletme hakkı ve tekeli 25 yıl
süreyle Şirket-i Hayriyeye verilmiştir.
A B C D E
A B C D E
5
Diğer sayfaya geçiniz.
2016- ÖABT/ TAR
30.
TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 1
34.
“Bu hamiyetli ve cesur kişi olmasaydı İstanbul’un
resmen işgalini öğrenmek için kim bilir ne zamana
kadar bekleyip duracaktık.” diyen Mustafa Kemal’in
bu sözünde bahsettiği, Nutuk’ta da adı zikredilen ve
İstanbul’un işgalini Mustafa Kemal’e haber veren kişi
Manastırlı Hamdi Bey’dir. Hamdi Bey, İstanbul’un işgal
edildiği 16 Mart 1920 tarihinde yaşanan gelişmeleri
Mustafa Kemal’e iletmiş bir telgraf memurudur. Beyaz şeritli İstiklal Madalyası alan Hamdi Bey’e Soyadı
Kanunu’nun kabulünün ardından Mustafa Kemal tarafından “Martonaltı” soyadı verilmiştir.
Atatürk Dönemi’nde Türkiye’de nüfusun artmasına
yönelik bir politika izlenmiştir. Bu amaçla yapılan çalışmalar arasında
●
göçmenlere gümrük muafiyetinin getirilmesi,
●
nüfus komisyonlarının kurulması,
●
doğumhanelerin kurulması,
●
çok çocuklu ailelere tarım arazisi yardımının yapılması,
●
fazla çocuk sahibi olanlara yol vergisi muafiyetinin
getirilmesi
A B C D E
gösterilebilir. Ancak bu dönemde doğum kontrolüne
dair uygulamalar serbest bırakılmamış, aksine yasaklanmıştır.
4-11 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi diğer
kongrelerden farklı olarak ulusal bir özelliğe sahiptir.
Ancak kongre, davet edilenlerin yarısı kadar delege
sayısı ile toplanmıştır. Bu durumun nedenleri arasında
delegelere yönelik olarak yapılan baskılar (I), maddi açıdan yaşanan sıkıntılar (II) ve Sivas’ın güvenliği
ile ilgili olumsuz söylentiler (III) gösterilebilir. Sivas
Kongresi’nde Erzurum Kongresi kararları aynen kabul
edilmiş ve tüm cemiyetler tek çatı altında toplanmıştır.
32.
Sakarya Savaşı’nın kazanılmasının ardından, Avrupa’daki diplomasinin takibini yapmak, elde edilen
avantajın Avrupa’daki etkilerini görmek ve yeni bir
savaşa gerek kalmadan barışı sağlamak amacıyla
Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk, Avrupa’ya
gönderilmiştir. Ancak yapılan görüşmelerden olumlu
bir sonuç çıkmamıştır. Büyük Taarruz için hazırlıklarını
tamamlayan düzenli ordu 26 Ağustos’ta Yunanlar üzerine saldırıya geçmiştir.
35.
ya yın cılık
A B C D E
A B C D E
ise m
31.
33.
A B C D E
36.
A B C D E
Bireylerin kendi imkânlarıyla yapamayacağı işlerin
devlet tarafından yapılması şeklinde tanımlanan devletçilik, Türkiye’de daha çok, ülkeyi geri kalmışlıktan
kurtarmak ve bağımsızlığı korumak için yürütülen
ekonomik bir sistem olarak görülmüştür. Atatürk’ün
devletçilik ilkesinde devletin özel sektör ile iş birliği
hâlinde olması öngörülmüştür. Ancak devletçilik ilkesinde iktisadi teşebbüslerin sadece devlet tarafından
yapılması (I), özel teşebbüslerin devlet kontrolünden
çıkarılması (II) desteklenmez.
Belleten dergisi, Türk Tarih Kurumu tarafından 1937’den itibaren çıkarılan bir yayın organıdır. Latin alfabesiyle yayımlanan ilk tarih dergisi
olan Belleten’in (I), isim babası Mustafa Kemal
Atatürk’tür. (III). Belleten dergisi Mustafa Kemal’in ölmeden önce incelediği son eserdir. 1939’da basılan
sayı Atatürk’ün hatırasına sunulan bir fasikül olarak
çıkarılmıştır. Belleten, 1942’den itibaren Ankara’da
Türk Tarih Kurumunun kendi basımevinde dizilmeye
ve basılmaya başlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yabancı okullar ile ilgili
aldığı kararlara İngiltere, Fransa ve İtalya itiraz etmiştir. Bu durumun nedenleri arasında bu devletlerin
●
Türkiye’nin iç işlerini takip etmek istemeleri,
●
bu okulların Türkiye tarafından denetlenmesini istememeleri,
●
misyonerlik faaliyetlerini sürdürmek istemeleri,
●
Türkiye’de özel haklarla ilgili uygulamaları yeniden
başlatmak istemeleri
etkili olmuştur. Fransa, bu konuyu Milletler Cemiyetine taşımayı önermiş ancak Türkiye bu öneriyi kabul
etmemiştir.
A B C D E
A B C D E
6
Diğer sayfaya geçiniz.
TG D EN EME ÇÖZ ÜM -1
37.
20 16 - ÖAB T/ TA R
41.
Almanya ile Sovyet Rusya arasında 1922’de imzalanan ve I. Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası
alanda yalnız bırakılan Almanya’nın Sovyet Rusya ile
yakınlaşmasını sağlayan antlaşma Rapallo Antlaşması’dır. Antlaşma ile taraflar dostluk ve iş birliği konularında önemli bir adım atmışlardır.
●
Racconigi, 1909’da Rusya ile İtalya arasında imzalanan bir antlaşmadır.
●
Compiegne, Fransa’nın Almanya’ya İkinci Dünya
Savaşı sırasında teslim olduğunda imzaladığı antlaşmadır.
Ortaya çıkarma ve şekillendirme sayesinde, öğrenciler
sunumu yapılan nesne hakkındaki düşüncelerini daha
sağlıklı olarak ortaya koymuş olurlar. Örneğin öğrencilerden sınıfa getirilen nesnenin veya izletilen filmin
neyi çağrıştırdığı ile ilgili olarak sözlü veya yazılı düşüncelerini ortaya koymaları istenebilir.
A B C D E
A B C D E
İkinci Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nde Sovyet
Rusya ordusuyla Mihver Devletlerin ordusu arasında
yapılan, tarafların tüm güçlerini ortaya koyduğu ve
Mihver Devletlerin başarısızlığıyla sonuçlanan savaşlar Stalingrad Muharebeleri olarak bilinir. 3 ay süren
Stalingrad Muharebeleri, İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktası olmuş ve Almanya’nın kaynakları da bu
muharebeler nedeniyle tükenmeye başlamıştır.
A B C D E
39.
Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya arasında 1954’te
Balkan İttifakı imzalanmıştır. Demokrat Parti Dönemi’nde imzalanan bu antlaşma ile taraflar ekonomik ve
kültürel alanlarda iş birliği yapmayı, sorunları barış yoluyla çözmeyi kabul etmişlerdir. Ancak Yugoslavya’nın
Sovyet Rusya ile ilişkilerini düzeltmesi, 1954’te Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs Sorunu’nun başlaması paktın öneminin azalmasına neden olmuştur.
ise m
38.
ya yın cılık
42.
Tarihsel Analiz ve Yorum Becerisinin Alt Basamakları
●
Benzerlik ve farklılıkları belirleyerek farklı düşünce, değer, tarihsel şahsiyet, davranış ve kurumları
karşılaştırabilme.
●
Geçmişte yaşamış insanların farklı güdülerini,
inançlarını, çıkarlarını, umutlarını ve korkularını
belirterek, bu insanların farklı bakış açılarını göz
önünde bulundurma.
●
Neden-sonuç ilişkilerinin birçok boyutunu göz önüne alır yani a) tarihte bireyin ve tarihi şahsiyetlerin
önemi b) ekonomik ve nesnel koşulların önemi c)
düşünceler, insan çıkarları ve inançlarının etkisi d)
şansın ve tesadüfün rolünü de göz önüne alarak
neden-sonuç ilişkisini analiz eder.
●
Mekânsal ve zamansal sınırları aşan uzunvadeli
ve büyük çaptaki gelişmeler de dahil, süregelen
sorunları belirleyerek amacıyla çağlar ve bölgeler
arasında karşılaştırmalar yapar.
●
Tarihsel kanıt temelli ve bilgiye dayalı hipotezlerle,
desteklenmeden öne sürülen görüşleri ayırt eder.
●
Birbiriyle ihtilaflı tarihsel metinleri karşılaştırır.
●
Tarihsel durumsallık örneklerini ve değişik seçeneklerin nasıl farklı sonuçlara yol açabileceğini
göstererek tarihte zorunluluk olduğuna ilişkin iddiaları şüphe ile karşılar.
●
Tarihsel olaylar hakkındaki yorumların geçici olduğunu, yeni bilgiler keşfedilince ve yeni yorumlar
yapıldıkça değişebileceğini kavrar.
●
Tarihçilerin geçmiş hakkında farklı yorumlarının
olduğundan ve aralarındaki temel tartışmalardan
haberdar olur.
●
Geçmişte alınan kararların sağladığı fırsatlar ve
yol açtığı sınırlılıkları göz önüne alarak geçmişin
etkileri hakkında hipotezler üretir.
A B C D E
40.
12 Eylül 1980 Askerî Müdahalesi’nin ardından Türkiye’de bazı politikacılar için siyaset yapma yasağı
getirilmiştir. 1987’de yapılan referandum ile de bu politikacıların yasakları kaldırılmıştır. Yasakları kaldırılan
politikacılar Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş,
Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel’dir. Ancak Mesut
Yılmaz bu kişiler arasında yer almamıştır.
A B C D E
A B C D E
7
Diğer sayfaya geçiniz.
2016- ÖABT/ TAR
43.
TG D E NE M E Ç Ö ZÜM - 1
47.
Tarih derslerinde kullanılan not tutma teknikleri şunlardır:
●
Paragraf not tutma tekniği
●
Anahat not tutma tekniği
●
Aynen kaydetme not tutma tekniği
●
Matris (Grafiksel) not tutma tekniği
●
Cornell not tutma tekniği
A B C D E
Carney ve Levin’e göre; bir metin içerisinde kullanılan
resimler kullanım amaçlarına göre beşe ayrılır:
Süsleyici resimler: Bu tür resimler, metnin içeriğiyle çok az ya da hiç ilişkisi olmayan resimlerdir.
●
Açıklayıcı resimler: Metnin içeriğinin bir bölümünü
ya da tamamını yansıtmak için kullanılan resimlerdir. Bu tür resimler özellikle metnin anlamı zor bir
şekilde ifade edilen bir başka deyişle anlaşılması
güç metinlerin ifade edilmesini kolaylaştırmaya
yönelik olarak kullanılan resimlerdir.
●
Düzenleyici resimler: Metnin içeriğiyle ilgili yapısal
bir çatı oluşturmada kullanılırlar.
●
Yorumlayıcı resimler: Zorluk derecesi yüksek olan
metinlerin açıklanmasında kullanılırlar.
●
Dönüştürücü resimler: Metinde yer alan bilginin
okuyucu tarafından hatırlanmasını kolaylaştırıcı
işlev gören resimlerdir.
A B C D E
45.
A B C D E
48.
ya yın cılık
●
ise m
44.
Yoğunlaşma
●
Anlama
●
Hatırlama
●
Özümseme
●
Genişletme
●
Gözden geçirme
49.
Tarih öğretiminde amaçlanan yeterlilikler şunlardır:
●
Kişilik gelişimi
●
İnsan ilişkileri
●
Yurttaşlık sorumluluğu
●
Ekonomik verimlilik
●
Değişme ve yaşamla başa çıkma
●
Evreni, dünyayı ve yurdumuzu tanımak için bilgi
birikiminden yararlanma
●
Bilişsel, psikomotor ve duyuşsal alan
A B C D E
50.
A B C D E
46.
İmgelem, öğretmenlerin, öğrencilerin hayal gücü ile
yaptıkları her türlü yaratımdır. Tarihî olayları aydınlatmada kullanılan kanıtlar çoğu kez yeterli seviyede
değildir. Detayları öğrenmek isteyen bir öğrenci bu
durumda imgelem yöntemini kullanır. İmge; “gölge”,
“hayal” ve “görüntü” terimleri ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.
A B C D E
Tarih dersi öğretiminde kullanılan Mürder yönteminin
doğru sıralanışı şu şekildedir:
●
Zaman kapsülleri altı farklı konuda oluşturulabilir.
Kişisel zaman kapsülü, tarihi çocuğun hayatının bir
parçası hâline getirebilmek için yapılan zaman kapsülleridir. Kişisel değişim zaman kapsülü, öğrencilere
zaman içindeki değişimlerini hissettirmek için yapılan
zaman kapsülleridir. Aile zaman kapsülü, aile geçmişi
öğrenen öğrencilerin kültürel geçmişiyle gurur duyup
kişisel öz güveninin arttırılmasını sağlamak için yapılan zaman kapsülleridir. Ünlü kişilerin zaman kapsülü,
öğrencilerin tarihsel bilgisinin artmasını sağlamak ve
aynı zamanda başkalarına yönelik empati ve anlayış
kazandırmak için yapılan zaman kapsülleridir. Kültür
zaman kapsülleri, öğrencilerin dünya tarihinde göze
çarpan farklı insan grupları hakkında maddi-manevi
konularda tarihsel araştırma yapmalarını sağlamak
için yapılan zaman kapsülleridir. Sanat zaman kapsülü, belirli bir zamanda yaşamış bir grubun meydana
getirdiği sanatsal değeri olan ürünlerin toplanmasıyla
oluşturulan zaman kapsülleridir.
1869’da yayımlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile Darülfünunda okutulan ilk tarih dersi Tarih-i
Hikmet’tir. Muhtasar Tarih-i Osmani sıbyan mekteplerinde okutulmuştur. Fezleke-i Tarihi Osmani ise rüştiye
okullarında okutulmuştur.
Esir Şehrin İnsanları Kemal Tahir’in 1956 yılında
yazdığı ve Mütareke Dönemi aydınlarını anlattığı “Esir
Şehir” üçlemesinin ilk kitabıdır. Eser Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’daki sivil aydınların durumunu
ve İstanbul’un kahramanca direnişini konu edinir. Ana
kahramanlar; Kâmil Bey, Nermin Hanım, Ayşe, Fuat
Bey, Nedime Hanım, İhsan Bey, Ahmet Bey, Niyazi
Ağabey, Ramiz Efendi ve Fatma Hanım’dır.
A B C D E
A B C D E
8
Download