ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK

advertisement
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Ayşe KÜSTÜ
ALLOGENEİK PERİFERİK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONUNDA
VERİCİLERE (DONÖR) EŞİT DOZDA UYGULANAN İKİ FARKLI
REKOMBİNANT
BÜYÜME
FAKTÖRÜNÜN
(rHuG-CSF)
KARŞILAŞTIRMALI ÇALIŞMASI
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2008
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ALLOGENEİK PERİFERİK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONUNDA
VERİCİLERE (DONÖR) EŞİT DOZDA UYGULANAN İKİ FARKLI
REKOMBİNANT BÜYÜME FAKTÖRÜNÜN (rHuG-CSF)
KARŞILAŞTIRMALI ÇALIŞMASI
Ayşe KÜSTÜ
YÜKSEK LİSANS
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
Bu tez ..../...../…... Tarihinde Aşağıdaki
Oybirliği/Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir.
Jüri
Üyeleri
Tarafından
İmza............……………
İmza...................…. …..
İmza.................………….
Prof.Dr İskender EMRE
Prof.Dr. Seyhan TÜKEL
Doç.Dr.Hatice KORKMAZ GÜVENMEZ
DANIŞMAN
ÜYE
ÜYE
Bu tez Enstitümüz Biyoloji Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No :
Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların
kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ALLOGENEİK PERİFERİK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONUNDA
VERİCİLERE (DONÖR) EŞİT DOZDA UYGULANAN İKİ FARKLI
REKOMBİNANT BÜYÜME FAKTÖRÜNÜN (rHuG-CSF)
KARŞILAŞTIRMALI ÇALIŞMASI
Ayşe KÜSTÜ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
Danışman : Prof. Dr. İskender EMRE
Yıl : 2008
Sayfa : 47
Jüri : Prof. Dr. İskender EMRE
Prof.Dr. Seyhan TÜKEL
Doç.Dr. Hatice KORKMAZ GÜVENMEZ
Bu çalışmada; allojeneik periferik kök hücre transplantasyonu amacıyla iki farklı
rekombinant büyüme faktörü ile mobilize edilmiş toplam 16 (filgrastim;11,
lenograstim; 5) donöre uygulanan 29 seans kök hücre aferezi işlemi, mobilizasyon
ilişkili yan etkiler ve mobilizasyona etkili faktörler açısından değerlendirildi.
Her iki grupta da, gerek mobilizasyonun 4. gününde gerekse 5. gününde periferik
kan ve elde edilen kök hücre ürününde, beyaz küre (p>0,05) ve CD34+ kök hücre
sayısının (p>0,05) eşit olduğu hesaplandı. Yaş, cinsiyet ve kilonun mobilizasyona
olan etkisi istatistiksel olarak anlamlı değildi. Hem lenograstim hem de filgrastimin
ciddi komplikasyonlara neden olmadığı, yan etkiler açısından önemsiz farklılıklar
gösterdiği, ayrıca; maliyet açısından eşit oldukları bulundu.
Anahtar Kelimeler: Allojeneik Periferik Kök Hücre Transplantasyonu (AKHT),
mobilizasyon teknikleri, rekombinant büyüme faktörleri (rHuG-CSF), granülosit
koloni uyarıcı faktörler (G-CSF).
I
ABSTRACT
MSc THESIS
COMPARISON OF EFFICIENCY BIOEQUIVALENT DOSES OF TWO
DİFFERENT RECOMBİNANT HUMAN GRANULOCYTE COLONY
STIMULATING FACTORS (rHuG-CSF) IN STEM CELL MOBILISATION
FROM HEALTHY DONORS IN ALLOGENEIC BLOOD STEM CELL
TRANSPLANTATION
Ayse KUSTU
DEPARTMENT OF BIOLOGY
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENSES
UNIVERSITY OF CUKUROVA
Supervisor : Prof. Dr. Iskender EMRE
Year : 2008
Pages : 47
Juri : Prof. Dr. Iskender EMRE
Prof.Dr. Seyhan TUKEL
Doç.Dr. Hatıce KORKMAZ GUVENMEZ
In this study, 29 stem cell apheresis procedures performed on a total of 16 donors
mobilized with two different recombinant human granulocyte colony stimulating
factors (filgrastim; 11, lenograstim; 5) for the purpose of allogeneic peripheral blood
stem cell transplantation were evaluated with regard to complications related to
growth factors and of factors that influence mobilization processes.
On both of the 2 groups, it has been observed that the quantity of white blood
cell (p>0,05) and CD34+ cells in peripheral blood and stem cell product are the same
on the 4th and 5th days of the mobilization. There was no statistical difference in the
effect of age, gender and weight on mobilization process. In this study, it has been
shown that lenograstim and filgrastim do not cause serious complications and have
inconsiderable differences in terms of side effects. Not to mention that both of the
growth factors have the equivalent cost.
Key Words: Allogeneic Stem Cell Transplantation (ASCT), Mobilization
techniques, Recombinant Growth Factors, Granulocyte Colony- Stimulating Factors
(G-CSF)
II
TEŞEKKÜR
Tezimin her basamağında bilgisi ve tecrübesinden yararlanmamı sağlayan,
desteğini ve yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen danışman hocam, Sayın Prof.
Dr. İskender EMRE’ye, ayrıca sayın hocalarım Prof. Dr. Atila TANYELİ ve Doç.
Dr. Birol GÜVENÇ’e sonsuz saygılarımı sunarım.
Tez yazımım sırasında yardımlarını esirgemeyen ve görüşlerini bildirerek
gelişimime katkıda bulunan, ayrıca; hasta / yakınlarına olan özel ilgi ve alakalarından
dolayı, Bio. Ferda TEKİNTURHAN ve Dr. Fatih ERBEY’e teşekkür eder,
şükranlarımı iletirim.
Aferez işlemlerinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesinde emeği geçen Aferez
Ünitesi çalışanlarına, hasta ve donörün bakımını yapan tüm Pediatrik KİT Ünitesi
hemşire ve personellerine,
Yardımlarını ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen değerli
arkadaşlarıma,
Sadece çalışma süresince değil, hayatımın her anında bana verdikleri destek ve
güvenle kendimi iyi hissetmemi sağlayan, annem Hatice KÜSTÜ ve kardeşlerime,
Ayrıca; çalışkanlığını ve sabrını her zaman örnek aldığım, sevgisi ve desteği ile
bu günlere gelmemi sağlayan, rahmetli babam A. Kenan KÜSTÜ’ye…
sonsuz sevgi ve teşekkürlerimi sunarım.
III
İÇİNDEKİLER
SAYFA
ÖZ...........................................................................................................................
I
ABSTRACT...........................................................................................................
II
TEŞEKKÜR...........................................................................................................
III
İÇİNDEKİLER......................................................................................................
IV
ÇİZELGELER DİZİNİ........................................................................................
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ..............................................................................................
VII
FORMÜLLER DİZİNİ………………………………………………………….
VII
SİMGELER VE KISALTMALAR……………………………………….…….
IX
1.GİRİŞ...................................................................................................................
1
1.1. Kök Hücrenin Tanımı………....................................................................
1
1.2. Kök Hücre Tipleri ......................................................................................
1
1.2.1. Embriyonik Kök Hücreler (EKH)......................................................
1
1.2.2. Erişkin Tip Kök Hücreler...................................................................
2
1.3 Hematopoez…………..................................................................................
3
1.3.1. Hematopoezin Kontrolü....................................................................
6
1.3.1.1. Sitokinler................................................................................
7
1.3.1.2. Hematopoietik Büyüme Faktörleri..........................................
7
1.3.1.2.(1). G-CSF (Granulocyte-Colony Stimulating Factor)...
8
1.4. Hematopoietik Kök Hücre Transplantasyonu (HKHT)..............................
9
1.4.1. Tarihçesi…………………………………………………………...
9
1.4.2. Tanımı……………………………………………………………...
10
1.4.3. Tipleri………………………………………………………………
11
1.4.3.1. Otolog Kök Hücre Transplantasyonu……………………...
11
1.4.3.2. Allojeneik Kök Hücre Transplantasyonu………………….
12
1.4.4. Mobilizasyon Teknikleri…………………………………………...
12
1.4.4.1. Rekombinant Hematopoietik Büyüme Faktörleri…………
13
1.4.4.1.(1). Lenograstim (Glikolize - rHuG-CSF)………………
13
1.4.4.1.(2). Filgrastim (non-Glikolize-rHuG-CSF)……………..
14
1.4.5. Kök Hücre Toplanması…………………………………………….
14
IV
1.4.5.1. Toplama Zamanı…………………………………………...
16
1.4.5.2. Toplanacak Ürün Miktarı......................................................
16
1.4.6. Yan Etkiler….……………………………………………………...
17
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR.................................................................................
18
3. MATERYAL VE METOD...............................................................................
20
3.1. Materyal......................................................................................................
20
3.1.1. Filgrastim (non-Glikolize-rHuG-CSF)…………………………….
20
3.1.2. Lenograstim (Glikolize rHuG-CSF)……………………………….
20
3.1.3. Donör Karakteri ………………………….………………………...
21
3.2. Metod …………………………………………………………………….
22
3.2.1. Mobilizasyon……………………………………………………….
22
3.2.2. Kök Hücre Toplanması…………………………………………….
23
3.2.3. Kalite-Kontrol……………………………………………………...
25
3.2.3.1. TMNH Sayısının Hesaplanması……………………………
25
3.2.3.2. CD34+ Hücre Miktarının Hesaplanması…………………...
26
3.2.4. Kök Hücre İnfüzyonu………………………………………………
26
3.2.5. Analiz………………………………………………………………
27
4. BULGULAR VE TARTIŞMA.........................................................................
28
4.1. Bulgular.......................................................................................................
28
4.2. Tartışma…………………………………………………………………...
35
4.3. Sonuçlar ve Öneriler………………………………………………………
40
KAYNAKLAR.......................................................................................................
41
ÖZGEÇMİŞ............................................................................................................ 47
V
ÇİZELGELER DİZİNİ
SAYFA
Çizelge 1.1. HKHT Endikasyon Kategorisi……………………………...................11
Çizelge 3.1 Filgrastim Ürün İçeriği………………………………………………....20
Çizelge 3.2 Lenograstim Ürün İçeriği……………………………………………....21
Çizelge 4.1 Donör Karakterleri ve İşlem Bilgileri………………………………......28
Çizelge 4.2. İkinci Gün Kök Hücre Ürün Değerleri ….………..……………….......31
Çizelge 4.3. Yaş Dağılımına Göre Periferik Kan Sonuçları ……………………......33
Çizelge 4.4. Cinsiyet Dağılımına Göre Periferik Kan Sonuçları…………………....33
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ
SAYFA
Şekil 1.1. Hematopoietik Kök Hücre Farklılaşması………………………………….5
Şekil 1.2. Kök ve Progenitör Hücrelere Etkili Sitokinler; Lokal ve Humoral
Faktorlerin Etkinlikleri…………………………………………………...6
Şekil 1.3. İnsan G-CSF’inin Moleküler Yapısı…..……………………………….….8
Şekil 4.1. Kök Hücre Aferezinin I. Gününde Periferik Kan Değerleri……….….…29
Şekil 4.2. I. Gün Kök Hücre Ürün Değerleri………………………….…………….31
Şekil 4.3. Filgrastim ve Lenograstim Grubunda I. ve II. Gün Ürün Değerleri……..32
Şekil 4.4. Mobilizasyona Bağlı Karşılaşılan Yan Etkiler ve Görülme Sıklıkları…...34
VII
FORMÜLLER DİZİNİ
SAYFA
Formül 3.1. Periferik Kandaki TMNH Sayısının Hesaplanması……...……………23
Formül 3.2. Periferik Kandaki CD34+ Kök Hücre Sayısının Hesaplanması………24
Formül 3.3. TMNH (108 / Kg) Sayısının Hesaplanması……………………….......26
Formül 3.4. CD34+ Kök Hücre (106/Kg) Miktarının Hesaplanması……………….26
VIII
SİMGELER ve KISALTMALAR
AA
: aplastik anemi
ACD-A
: asit sitrat dekstroz formül A
AKHT
: allojeneik kök hücre transplantasyonu
ALL
: akut lenfoblastik lösemi
APKHT
: allojeneik periferik kök hücre transplantasyonu
BK
: beyaz küre sayısı
CD
: cluster designation
CFU
: colony forming unit (koloni oluşturan ünite)
CHO
: chinese hamster ovary
Cys
: sistein aminoasiti
DNA
: deoksiribonükleik asit
EKH
: embriyonik kök hücre
EPO
: eritropoietin
ETKH
: erişkin tip kök hücre
G-CSF
: granlocyte colony stimulating factor (granulosit koloni uyarıcı
faktör)
GM-CSF
: granulocyte macrophage colony stimulating factor (granulositmakrofaj koloni uyarıcı faktör)
GVHH
: graft versus host hastalığı
HBF
: hematopoietik büyüme faktörü
Hct
: hematokrit (kırmızı kan yüzdesi)
HKH
: hematopoietik kök hücre
HKHT
: hematopoietik kök hücre transplantasyonu
HLA
: human leucocyte antigen (insan lökosit antijeni)
HPH
: hematopoietik progenitör hücre
ICM
: ınner cell mass (iç hücre tabakası)
IL
: interlökin
İCa
: iyonize kalsiyum
KİT
: kemik iliği transplantasyonu
LT-CIC
: long term culture initiating cell (uzun zamanlı kültür başlatıcı hücre)
IX
M-CSF
:megacaryocyte colony stimulating factor (megakaryosit koloni
uyarıcı faktör)
MEPH
: multipotent erişkin progenitör hücre
MKH
: mezenkimal kök hücre
MNH
: mononükleer hücre sayısı
MNS
: mutlak nötrofil sayısı
NHL
: non-hodgin lenfoma
OKHT
: otolog kök hücre transplantasyonu
OPKHT
: otolog periferik kök hücre transplantasyonu
PKHT
: periferik kök hücre transplantasyonu
rHuG-CSF
:recombinant
human
granulocyte
colony
stimulating
(rekombinant insan granulosit koloni uyarıcı faktör)
SCF
: stem cell factor (kök hücre faktörü)
Thr
: treonin aminoasiti
TKH
: toplam kan hacmi
TM
: talasemi major
TMNH
: toplam mononükleer hücre sayısı
TPO
: trombopoietin
X
factor
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1. GİRİŞ
1.1 Kök Hücrenin Tanımı
Canlılarda kendini yenileyebilme, farklılaşabilme kabiliyeti bulunan hücrelere
kök hücre denir. Bu hücrelerin; dokuya has özellikleri yoktur, spesifik değillerdir ve
uygun bir sinyalle karşılaşmadıkları sürece farklılaşmazlar. Kök hücreler;
•
Uygun bir çevreye yerleşme,
•
Çoğalma,
• Kendini yenileme ve idame ettirme,
•
Hasarlanmış dokuyu yeniden oluşturma özelliklerine sahiptir.
1.2 Kök Hücre Tipleri
Kök hücreler başlıca Embriyonik Kök Hücre (EKH) ve Erişkin Tip Kök Hücre
(ETKH) olarak iki gruba ayrılırken, farklılaşma kapasitelerine göre de üç sınıf
altında toplanırlar. Bunlar;
•
Totipotent Kök Hücre; vücuttaki tüm hücrelere dönüşebilecek potansiyele
sahip, ilk embriyonel hücredir. Erken embriyonel dönemde 4 hücreden 8
hücreye kadar olan blastomerleri içerir,
•
Pluripotent Kök Hücre; tüm germ dizisine (endoderm-ektoderm-mezoderm)
ait dokuları oluşturabilme kapasitesinde olan hücrelerdir.
•
Multipotent Kök Hücre; daha sınırlı farklılaşma kapasitesine sahip
hücrelerdir.
1.2.1 Embriyonik Kök Hücreler
Blastokistin (1 haftalık embriyo) Inner Cell Mass (ICM) olarak adlandırılan iç
hücre tabakasından elde edilerek kültür ortamında üretilen hücrelerdir. Ancak, kültür
ortamında embriyonun normal gelişimindeki gibi hareket etmezler. Pluripotent
özellikte olan bu hücreler; ektoderm, endoderm ve mezodermden oluşan yaklaşık
1
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
250 çeşit hücreyi oluşturabilirler. Farklılaşma ve kendini yenileme kapasitesine
sahiptirler. Kültür ortamlarında, farklılaşmadan 1-2 yıl üremelerini sürdürebilirler
(Herzog ve ark., 2003).
1.2.2 Erişkin Tip Kök Hücreler
Erişkinde farklılaşmış bir dokuda bulunan farklılaşmamış hücre grubudur.
Kendilerini yenileme potansiyeli olan bu hücreler, kaynaklandıkları dokunun
özelleşmiş hücre tiplerini oluşturdukları gibi başka dokuların da hücrelerine
dönüşebilirler. Çizgili kas, beyin, karaciğer ve kemik iliği gibi birçok dokuda
bulunmaktadır.
ETKH’nin en iyi tanımlanmış örneği Hematopoietik Kök Hücrelerdir (HKH).
Oldukça heterojen bir grup olarak kabul edilen HKH’ler; kemik iliğinden, umbilikal
kord kanından ve büyüme faktörleri ile mobilize edilmiş periferik kandan izole
edilebilirler. Bu hücreler, ın-vivo engraft olabilme (yamalanma) özelliğine sahiptir.
Multipotent özellik taşıyan HKH’ler, kemik iliğinde 1 / 10–15 bin, periferik
kanda 1 / 105 oranında bulunurlar. En önemli özellikleri; Lineage belirteçlerinin
olmaması (Lin-) ve hücre yüzey antijeni olarak CD34+, CD38- ve CD33- olmalarıdır.
Hematopoietik potansiyelli kök hücrelerin saflaştırılmasında kullanılan diğer önemli
belirteçler VEGFR-2, CD90, CD117, CD164, CXC-Kemokin Reseptör 4, pglikoprotein, Sca-1, AA4, CD133 ve CD45’dir. Ayrıca, HLA-DR (Human
Leukocyte Antigen) ekspresyonu zayıf (+) veya negatiftir (Watt, 2003).
HKH’ler, progressif olarak, daha olgunlaşmış hematopoietik progenitör hücreleri
(HPH) oluştururlar. Kök hücreler, genellikle hücre siklusunun G0 (dinlenme) fazında
bulunurken,
progenitörler
siklusa girmiş,
proliferasyon
ve
diferansiyasyon
kapasiteleri daha sınırlı hücrelerdir. Lineage dizileri belirlenmiş (Lin+) bu hücreler,
sınırlı sayıda sitokinlere yanıt verirler. HPH’nin matürasyonu ile olgun kan ve
immün sistem hücreleri ve endotel hücreleri meydana gelir. Bu hücreler morfolojik
olarak normal görünümlü lenfositlere benzerler ve onlardan ayırt edilemezler
(Quesenberry ve Colvin, 2001).
2
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
Hematopoietik organlardan elde edilen HKH’ler; kemik, kıkırdak, nöral hücreler,
pnömositler, kas, deri, endotel, epitel hücreleri ve hepatositler gibi hücreleri
oluşturma kapasitesine sahiptirler (Lakshmipathy ve Verfaillie, 2005).
HKH’lerin yanında, hematopoietik organlarda farklı progenitör/kök hücre tipleri
de bulunur ve Mezenkimal Kök Hücreler (MKH), Multipotent Erişkin Progenitör
Hücresi (MEPH) ile Hemanjioblast olarak sınıflandırılır.
MKH’ler; kemik iliği kökenli hücrelerdir. Osteoblastik, adipositik ve kondrositik
seriye farklılaşabilirler. İnsanda HLA-A,B,C ekspresyonu gösterirken HLA-DR
ekspresyonu göstermezler, bu nedenle hipo-immünojenik veya non-immünojenik
olarak nitelendirilirler. Doku mühendisliğinde kemik, kıkırdak, kemik iliği stroması,
kas, yağ ve tendon rejenerasyonunda, gen tedavisinde, vasküler destek ve nöronal
çevre temininde önemlidirler.
MEPH; besin desteği fakir kültür ortamında çok yavaş büyüme gösterir. MHCKlas1 antijeni içermezler, aktif telomerlerini korudukları için yaşlılık işareti
göstermeden çoğalırlar. Osteoblast, kondroblast, adipoblast, iskelet, miyoendotel seri
ve hepatosite farklılaşırlar.
Hemanjioblastlar; hematopoezde (kan yapımı) ve damar endotelinin yapımında
görev alırlar (Reyes ve ark., 2002 ).
1.3 Hematopoez (Kan Yapımı)
Kan dokusu; yaşam süreleri birkaç saatten (nötrofiller) birkaç yıla kadar (hafıza
hücreleri) değişen, 8 farklı hücre grubundan oluşmaktadır. Bunlar; T-lenfositler,
B-lenfositler, Monosit / Makrofajlar, Nötrofiller, Eozinofiller, Bazofiller, Eritrositler
ve Trombositler olarak adlandırılmaktadır (Hampson ve ark., 1996). Tüm bu kan
hücrelerinin hayat boyu çoğalması, farklılaşması ve olgunlaşması hematopoietik
sistem tarafından gerçekleştirilir.
İlk 6 haftalık dönemde embriyonik yolk kesesinde (ilk hematopoietik organ),
daha sonra, fetal karaciğer ve dalakta (6-28 hafta), son olarak da, hayat boyu devam
edecek şekilde kemik iliğinde gerçekleşen hematopoez; pluripotent kök hücreler,
kemik iliği mikroçevresi ve büyüme faktörleri/düzenleyici proteinler arasında
3
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
gerçekleşen interaksiyon ve denge ile sağlanır. Kemik iliği mikroçevresi; HKH’ler,
fibroblast, endotelyal hücreler, makrofajlar ve adiposit/yağ hücrelerini içeren stromal
hücrelerden oluşur (Liffick, 1997).
Tüm kan hücreleri, kemik iliğinde bulunan pluripotent kök hücrelerden oluşur.
Bu orijinal, tanımlanabilen prekürsör hücreler, tüm lenfositlerin oluştuğu lenfoid kök
hücrelere ve diğer tüm kan hücrelerinin öncüsü myeloid kök hücrelere dönüşür.
Lenfositler, olgunlaşmasını kemik iliği ve lenf bezlerinde tamamladıktan sonra dalak,
lenf bezleri ve diğer lenfoid organlara giderler ve gerekli durumlarda salınırlar.
Diğer tüm kan hücreleri ise kemik iliğinde olgunlaşır ve buradan salınırlar
(Haen, 1995 ) .
Hematopoez sırasında, kök hücreler progenitör hücrelere dönüşür. Progenitörler,
kemik iliği aspiratlarında morfolojik olarak tanımlanabilen prekürsör hücreleri
oluşturur ve son olarak da matürasyon ile olgun kan hücreleri meydana gelir
(Şekil 1.1.). Bu dönüşüm sırasında, ilkel hücrelerden olgunlara gidildikçe proliferatif
kapasite azalmakta, diferansiyasyon artmaktadır (Williams, 2000).
4
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
Şekil 1.1. Hematopoietik Kök Hücre Farklılaşması (Williams, 2000)
Kİ; Kemik iliği, CFU; Colony-Forming Unit, S; spleen; GEMM; Granulosit,
Eritrosit, Monosit, Megakaryosit; BFU; Burst-Forming-Unit, GM; GranulositMonosit, EOS; Eozinofil, BASO; Bazofil, MEG; Megakaryosit.
5
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1.3.1. Hematopoezin Kontrolü
Hematopoietik sistem; kanama ve infeksiyon gibi fizyolojik streslere karşı doğru
ve hızlı cevap verebilmek için, iki düzenleyici sistemden oluşan, esnek bir kontrol
mekanizmasına sahiptir. Bunlardan ilki, birçok hücre tarafından sentezlenerek
dolaşıma verilen sitokinler ve büyüme faktörleri gibi düzenleyiciler tarafından
gerçekleştirilen humoral kontrol mekanizmasıdır. İkinci bir kontrol sistemi ise,
kemik iliği mikroçevresinde stromal ve hematopoietik hücreler arasında hücre-hücre
etkileşimi ile gerçekleşen lokal kontrol mekanizmasıdır.
Hematopoez; başlangıçta lokal, olgunlaşma ilerledikçe humoral kontrol
mekanizmalarının etkisi ile farklı büyüme faktörlerinin ve/veya sitokinlerin rol aldığı
bir feedback mekanizması ile yönetilir (Şekil 1.2.) (Teseta ve Dexter, 1999).
Şekil 1.2. Kök ve Progenitör Hücrelere Etkili Sitokinler; Lokal ve Humoral
Faktorlerin Etkinlikleri (Teseta ve Dexter, 1999)
SCF = Stem Cell Factor; LIF = Leukemia Inhibitory Factor; IL= Interlökinler;
Epo=Eritropoetin
6
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1.3.1.1 Sitokinler
Günümüzde, hematopoietik gelişimin düzenlenmesinde görev alan büyüme
faktörü ve sitokinlerin, 20’den fazla çeşidi tanımlanmış, dizi analizi yapılmış ve
klonlanabilmiştir.
Tüm sitokinler, hücre spesifik membran reseptörlerini bağlayarak bir veya daha
fazla intraselülar sinyal iletim sistemini aktive ederler. Birçoğu, 20-40 kD moleküler
ağırlığa sahip küçük proteinlerdir ve genellikle glikolize formdadır. Glikolizasyon,
sitokinlerin plazma yarı ömrü, çözünürlüğü ve protein yapısı üzerinde önemli rol
oynar. Ayrıca sitokinler, hücrelerin diziye spesifikleşmesinden çok çoğalmasını ve
progenitör hücrelerin yaşam sürelerinin sürdürülmesini sağlarlar.
Farklı sitokinler, progenitör hücre gelişiminin farklı basamaklarında görev alır.
Örneğin, EPO (Eritropoietin), TPO (Trombopoietin) ve M-CSF (Macrophage-colony
stimulating
factor);
eritroid,
megakaryosit
ve
makrofaj
progenitörlerinin
maturasyonu üzerinde etkinken, IL-3 (Interleukin-3), GM-CSF (Granulocytemacrophage colony stimulating factor), G-CSF (Granulocyte-colony stimulating
factor) ve IL-4 (Interleukin-4); hücre siklusunun G0 fazında etkinliğini göstererek
hücrelerin çoğalmasında rol oynar (Ogawa, 1993).
1.3.1.2 Hematopoietik Büyüme Faktörleri
Hematopoietik büyüme faktörleri (HBF), glikoproteinlerin kompleks bir ailesidir.
Pluripotent kök hücrelerin farklılaşıp çoğalmasını +/- yönde düzenlerken, spesifik
reseptörleri aracılığıyla, olgun kan hücrelerinin fonksiyonlarını da regüle eder
(Groopman ve ark., 1989). Reseptörler, plazma membranındaki sinyal proteinleri ve
stoplazmik protein kinazların yanında, hücredeki gen aktivasyonunu da sağlarlar
(Taniguchi, 1995). HBF’ler, genellikle tek bir seriye ait hücrelere farklılaşmayı
sağlamazken G-CSF ve GM-CSF gibi daha spesifik olanları da bulunmaktadır
(Groopman ve ark., 1989).
7
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1.3.1.2.(1). G-CSF (Granulocyte-Colony Stimulating Factor)
İnsan G-CSF geni, 17. kromozomun q11-q22 bölgesinde kodlanır. 174 aminoasit
içeren (Demetri ve Griffin, 1991) ve 20 kD’luk moleküler ağırlıkta (Groopman ve
ark., 1989), Sistein (Cys) 36 ve 42 ile 64 ve 74 arasında bulunan iki adet disülfid
bağa sahip, Treonin 133 (Thr133)’ den glikolizasyona uğramış bir glikoproteindir
(Şekil 1.3.) (Asano, 1991).
Şekil 1.3. İnsan G-CSF’inin Moleküler Yapısı (Asano, 1991)
Gal: D-galaktoz, GalNAc:N-asetilgalaktozamin, NeuAc: N-asetilnöraminikasit
G-CSF; granülosit seriye ait progenitör hücrelerin çoğalmasını, farklılaşmasını ve
aktivasyonlarını arttıran büyüme faktörüdür. Kemik iliğinin uyarılması ile prekürsör
ve olgun nötrofilik granülositlerin üretilmesi ve fonksiyonlarının düzenlenmesini
sağlar. Endotelyum, makrofajlar ve diğer immun sistem hücreleri tarafından üretilir.
Normalde, G-CSF üretimi çok düşük bir miktarda gerçekleştirilir ve nötrofil
sayısına bağlı olarak feed-back mekanizması ile kontrol edilir (Demetri ve Griffin,
1991). Moleküler kontrol cyclin-D1’in aktivasyonu ile sağlanır. cyclin-D1, hücre
döngüsü sırasında G0/G1 fazını kısaltarak S fazına geçişi hızlandırır. Ayrıca, hücre
8
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
olgunlaşmasını indükleyerek olgun granülositlerin aktivasyonlarını arttırır, apoptozisi
engelleyerek granülositik hematopoietik hücrelerin canlılığını sağlar (Metcalf, 1996).
G-CSF, etkisini spesifik reseptörleri aracılığıyla göstermektedir. Bu reseptörler,
759-812 aminoasit içeren tek zincirli polipeptidlerdir, intrinsik tirozin kinaz aktivitesi
yoktur ve G-CSF’ye yüksek affinite ile bağlanırlar (Demetri ve Griffin, 1991).
G-CSF;
•
Nötrofil koloni hücrelerinin farklılaşmasını ve çoğalmasını,
•
Megakaryositik ve granülosit-makrofaj koloni büyüme faktörlerinin (M-CSF,
GM-CSF) uyarılmasını,
•
Myelositlerin kısa süreli çoğalıp gelişmesini,
•
HKH’lerin sayısının arttırılmasını,
•
Nötrofillerin olgunlaşma süresinin kısalması, kana geçmelerinin tetiklenmesi,
yaşam süreleri ve aktivitelerinin arttırılmasını sağlar (Adachi ve ark., 1994).
1.4 Hematopoietik Kök Hücre Transplantasyonu
1.4.1 Tarihçesi
Dünyada ilk olarak 1960’lı yıllarda başlamış ve 1980’lı yıllarda yaygınlaşmış
olan kemik iliği transplantasyonu (KİT), Türkiye’de 1980’lı yıllarda bir tedavi olarak
klinik uygulamalara girmiştir. Ülkemizde, ilk KİT merkezi, 1984 yılında Gülhane
Askeri Tıp Akademisi (GATA)’nde TUBİTAK Projesi ile kurulmuştur. Tıp
literatürüne geçmiş olan kayıtlı ilk Otolog KİT, 1984 yılında GATA’da solid
tümörlü, erişkin bir hastaya yapılmıştır. Yine aynı merkezde, 1985 yılında Akut
Lenfoblastik Lösemili (ALL) erişkin bir hastaya, doku grubu kısmen uygun bir
akrabasından Allojeneik KİT uygulanmıştır. İlk pediatrik nakil ise, Talasemi Majör
(TM) tanısı ile takip edilen bir hastaya aynı merkezde, 1988 yılında yapılmıştır.
Farklı
HKH
kaynaklarının
bulunması,
hazırlama
rejimlerindeki
yeni
uygulamalar, monoklonal antikorların kullanımı ve non-myeloablatif hazırlama
rejimlerinin uygulanması ile KİT, yerini periferik kök hücre transplantasyonu
(PKHT)’na bırakmıştır. 1990’lı yıllardan sonra bu alanda önemli gelişmeler
9
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
kaydedilmiş, böylelikle, HKHT’na bağlı komplikasyonlar ve ölüm oranları ciddi
derecede azalmıştır.
Ülkemizde, ilk Otolog Periferik Kök Hücre Transplantasonu (OPKHT), Ankara
Ünv., Tıp Fakültesi, İbn-i Sina Hastanesi’nde, Non-Hodgin Lenfoma’lı (NHL) bir
hastaya 1992 yılında uygulanmıştır. İlk Allojeneik Periferik Kök Hücre
Transplantasyonu (APKHT) ise, aynı merkezde, doku uygunluğu tam, kardeş
vericiden Aplastik Anemili (AA) bir hastaya 1993 yılında yapılmıştır (Arpacı, 2006).
.
1.4.2 Tanımı
HKHT, bir çok hematolojik hastalığın tedavisinde başvurulan son yöntem olarak
geliştirilmiştir (Çizelge 1.1.) (EBMT, 2000) ve HKH’lerin kullanımı ile tüm
hematopoietik sistemin yeniden yapılandırılması amaçlanmıştır (Duncombe, 1997).
Özellikle, standart doz kemoterapiye yanıt vermeyen (refrakter) ya da yeterli cevabın
alınamadığı hastalarda, yüksek doz kemoterapi uygulaması ile mevcut hastalığı yok
etmek, tümör yükünü azaltmak, immunsupresyon sağlamak ve kemik iliğinde yeterli
boşluk oluşturmak hedeflenir (Appelbaum, 2000). Kemik iliğinden, mobilize
periferik kandan ve/veya umbilikal kordon kanından toplanan kök hücreler, yüksek
doz kemoterapi sonrasında hastaya infüze edilir. Bu hücreler, hastanın kemik iliğine
göç eder ve yerleşir (Srour ve ark., 2001). Uygun mikroçevre sağlandığında, 7-10
gün içerisinde kemik iliğini tekrar yapılandırmaya ve olgun kan hücrelerini
oluşturmaya (engrafman) başlar. Engrafmanın uygun sürede sağlanması, kemoterapi
sonrası derin pansitopenideki hastanın hayatta kalabilmesi için, klinik açıdan son
derece önemlidir (To ve ark., 1997).
10
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
Çizelge 1.1. HKHT Endikasyon Kategorisi (EBMT, 2000)
Allojeneik Kök Hücre Transplantasyonu
Otolog Kök Hücre Transplantasyonu
•
Ciddi aplastik anemi (AA)
•
Akut lenfoblastik lösemi
•
Talasemi majör (TM)
•
Hodgin Lenfoma (II. tam
•
Orak hücreli anemi (OHA)
•
Kronik myeloid lösemi (KML)
•
Multiple Myeloma
•
Akut myeloid lösemi (AML- I.
•
Solid tümörler (meme, rahim,
remisyon)
nöroblastoma)
ve II. tam remisyon)
Akut lenfoblastik lösemi (ALL-
•
Otoimmün hastalıklar
I. ve II. tam remisyon)
•
Kronik lenfositik lösemi
•
Ciddi immün yetmezlik
•
Kronik myeloid lösemi
•
Multiple myeloma (MM)
•
Akut myeloid lösemi
•
Metabolik hastalıklar
•
Hodgin ve non-Hodgin lenfoma
•
Hodgin ve non-Hodgin lenfoma
•
(I. tam remisyon)
(HL-NHL)
1.4.3 Tipleri
HKHT; Otolog Kök Hücre Transplantasyonu (OKHT) ve Allojeneik Kök Hücre
Transplantasyonu (AKHT) olarak iki ana başlık altında incelenmektedir;
1.4.3.1 Otolog Kök Hücre Transplantasyonu
Yüksek doz kemoterapi sonrasında pansitopeniye girmiş (eritrosit, trombosit ve
beyaz küre yapımı baskılanmış) hastaların kemik iliğini desteklemek amacıyla, daha
önce hastadan elde edilmiş, mobilize periferik kan veya kemik iliği kaynaklı kök
hücrelerin, hastanın kendisine verilmesidir. OKHT’de amaç kür değil, hastalıksız sağ
kalım süresini uzatmak ve yaşam kalitesini arttırmaktır.
11
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1.4.3.2 Allojeneik Kök Hücre Transplantasyonu
Hematolojik malignansilerde, kemik iliği yetmezliklerinde ve doğuştan immün
yetmezliklerde sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemidir. HLA uyumlu vericiden
toplanan kemik iliği, mobilize periferik kan ve/veya kordon kanı kaynaklı kök
hücrelerin, hazırlama rejimi ile myeloablatif (kemik iliği baskılanmış) hale getirilmiş
hastaya
verilmesi
ve
hastada
vericinin
hemato-immünopoietik
sisteminin
yapılandırılmasıdır (Lanier ve ark., 1997).
HLA sistemi; insanlarda 6. kromozomun kısa kolunda bulunan ve HLA-loci
olarak adlandırılan 12 genetik bölgeden oluşmaktadır. HLA allelleri Klas-I (HLAA,B,C) ve Klas-II (HLA-DR, DQ, DP) antijenlerini kodlamaktadır. Klas-I antijenleri
vücuttaki tüm çekirdekli hücre yüzeylerinde, Klas-II antijenleri ise monositler,
B-lenfositler, T-lenfositler ve dendritik hücre gibi savunma hücrelerinin yüzeylerinde
kodlanmaktadır. HLA molekülleri antijenik peptidleri bağlayarak spesifik immün
cevabın oluşmasını sağlarlar (Benichou ve ark., 1997).
Kemik iliği, B ve T lenfositler ile makrofajları da içerir. Bundan dolayı,
AKHT’da hasta ile donör arasındaki HLA doku uygunluğunun tam veya neredeyse
tam olması tercih edilmekte, böylelikle transplantasyona bağlı komplikasyonlar
büyük oranda önlenerek transplantasyonun başarısını arttırmak hedeflenmektedir.
HLA uygunsuz AKHT yapıldığında ise hem donörün hem de hastanın T-hücreleri
harekete geçecek, sonuçta oldukça fatal seyreden, şiddetli ve akut graft rejeksiyonu
ile GVHH (Graft Versus Host Hastalığı) gözlenecektir (Lanier ve ark., 1997).
AKHT sonrası, ilk 3-12 ayda hastada derin immün yetmezlik gözlenir. T-hücre
düzeyleri azalmıştır. Hastanın kan grubu yaklaşık 60 gün içerisinde vericinin kan
grubuna değişir (Schmitz ve ark., 1996).
1.4.4. Mobilizasyon Teknikleri
Normalde periferik kanda dolaşan kök hücre sayısı, transplantasyon için yetersiz
miktardadır (1 / 105). Kemoterapi ve/veya rekombinant insan büyüme faktörlerinin
(rHuG-CSF)
kullanılması;
kök-progenitör
12
hücrelerin
kemik
iliğinden
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
mobilizasyonunu sağlar ve periferik kandaki miktarlarını yaklaşık 100 kat arttırır.
Kemoterapi, OKHT planlanan hastalarda tek başına da bir mobilizan ajan olarak
kullanılabilmektedir.
Ancak,
sağlıklı
vericilerde
sadece
büyüme
faktörleri
kullanılmalıdır (Kessinger ve Armitage, 1987).
Büyüme faktörleri ve sitokinler kullanılarak; granülosit seriye ait kök-progenitör
hücrelerin periferik kana mobilizasyonu, çoğalması, farklılaşması, aktivasyonu,
apoptozisin
engellenmesi
ile
hücrelerin
yaşam
süresinin
uzatılması
sağlanabilmektedir. Ek olarak, PKHT sonrası derin nötropenide olan hastaların
kemik iliğinin hareketlenmesi, olgunlaşma süresinin kısaltılması (7 günden 1,5 güne
kadar) ve olgun nötrofillerin kemotaksis ile fagositoz yeteneklerinin arttırılması
mümkün olabilmektedir (Lieschke ve Burgess, 1992).
G-CSF ve GM-CSF; mobilizasyonda en sık kullanılan büyüme faktörleridir.
Görülen yan etkiler ve mobilizasyon etkinliği açısından G-CSF, GM-CSF’e göre
daha avantajlı bulunduğundan G-CSF kullanımı daha yaygındır (Kröger ve ark.,
2000). Bunların dışında kullanılan diğer sitokinler ise; TPO, FLT 3 Ligand (FLT3L), Stem Cell Factor (SCF) ve IL-8’dir (Filshie, 2002).
Günümüzde, klinik kullanımda yaygın olarak uygulanmakta olan iki çeşit rHuGCSF bulunmaktadır.
1.4.4.1.
Rekombinant Hematopoietik Büyüme Faktörleri
1.4.4.1.(1). Lenograstim (Glikolize - rHuG-CSF)
Yapı ve konformasyonu, normal insan G-CSF’sinin aynısı olarak oluşturulmuş,
rekombinant formdur (Kubota ve ark., 1990). Tek polipeptid zincirden oluşmuş, 174
aminoasit içeren, 20 kD ağırlığa sahip bir glikoproteindir. Cys36 ve Cys42 ile Cys64
ve Cys74 arasında oluşan iki adet disülfid köprüye sahiptir. Serbest bir sisteini (Cys
17) ile Thr133‘e bağlı bir karbonhidrat zinciri bulunmaktadır. Bu karbonhidrat yapı,
moleküler ağırlığın yaklaşık olarak % 4’ünü oluşturmakta ve D-galaktoz (Gal),
N-asetilgalaktozamin (GalNAc) ve N-asetilnöraminikasit (NeuAc) içermektedir.
İnsan hücre dizisinden mRNA’nın ayrıştırılması ve cDNA laboratuarlarında bir
13
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
vektör aracılığıyla memeliye (CHO-Chinese hamster ovary)
verilmesi ile
üretilmektedir. Yapısında bulunan karbonhidrat zincir, stabilite, farmakokinetik,
reseptör affinitesi, antijenite ve glikoproteinlerin biyolojik aktivitesi için önemli rol
oynamaktadır. Değişik sıcaklık ve pH değerlerinde etkinliğini kaybetmez,
proteolizlere karşı dayanıklıdır. Böylelikle oda sıcaklığında birkaç yıl saklanabilir.
Ayrıca, granülositlerin süperoksit üretimini de düzenlemektedir (Lenograstim
Product Monograph).
1.4.4.1.(2). Filgrastim (non-Glikolize-rHuG-CSF)
Escherichia coli (E. coli)’ye insan G-CSF geninin yerleştirilmesi sonucu,
rekombinant DNA teknolojisi ile kültür ortamında üretilmiştir. 175 aminoasit içeren
18,8 kD ağırlığında, insan DNA dizi analizine göre düzenlenmiş, N-terminal ucuna
metionin (met) eklenmiş, non-glikolize formda bir proteindir.
Bakterilerin protein üretimi, memelilerinkine oranla tam gelişmemiş olduğundan,
Filgrastim, doğal molekül ile yapısal olarak tam özdeş değildir.
Normal insan
G-CSF’si etkisini diziye spesifik gösterirken, Filgrastim; doza bağlı olarak
nötrofilde, alkalen fosfataz seviyesinde ve kemik iliğinde myeloid:eritroid oranında
artış gösterir (Filgrastim Product Monograph).
1.4.5. Kök Hücre Toplanması
HKHT amacıyla kemik iliğinin elde edilmesi, ameliyathane koşullarında ve genel
anestezi ile mümkündür. Kemik iliği, pelvis kemiğinden aspirasyon yöntemi ile elde
edilir (hasta/donörün toplam kan hacminin en fazla %10’u oranında) ve steril
koşullarda heparin ile antikoagüle edilir. İçerdiği artefakt, eritrosit ve yağ hücrelerini
uzaklaştırmak amacıyla, laboratuar koşullarında saflaştırıldıktan sonra hastaya infüze
edilir.
1971 yılında, insan periferik kanında kök/progenitör hücrelerin görülmesi, daha
sonrasında aferez cihazlarının kullanıma girmesi ve büyüme faktörleri ile mobilize
14
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
edilmiş periferik kandan yüksek miktarda kök hücre toplanabildiğinin gösterilmesi
ile 1985-86 yıllarından sonra PKHT kullanımının önemi artmıştır.
Günümüzde, OKHT’nın neredeyse tamamı, AKHT’nın ise büyük bir bölümü
periferik kan kök hücreleri ile yapılmaktadır. Bunun en önemli nedenleri;
•
Kemik iliği toplama işleminin genel anestezi altında gerçekleştirilmesi,
•
Toplama (aspirasyon) işlemine bağlı uzun süreli ağrı ve infeksiyon tehlikesi,
•
Ürünün işlenmesi sırasında meydana gelen kök hücre kayıpları,
•
Otolog transplantlarda, rezidüel tümörlerden kaynaklanan metastaz/relaps
görülme olasılığı,
•
Periferik kandan toplanan üründe daha fazla CD34+ hücre bulunması ve buna
bağlı olarak trombosit ile nötrofil engrafman süresinin daha kısa olmasıdır.
•
Ayrıca, PKHT’de daha yüksek oranda akut ve kronik GVHH görülmesine
rağmen, birçok çalışmada transplanta bağlı mortalite, relaps oranı ve yaşam
süresi üzerinde önemli farklılıklar olmadığı gösterilmiştir.
Periferik kandan kök hücre toplama işlemlerinde kullanılan çeşitli aferez
cihazları bulunmasına rağmen, tüm cihazlar, antikoagüle edilen kanın santrifüj
yöntemi kullanılarak komponentlerine ayrılması prensibi ile çalışmaktadır.
Hasta/donörden alınan tam kan, antikoagüle edilir ve cihazın santrifüj sistemine
gönderilir. Santrifugasyon ile tam kan; plazma, trombosit, lenfosit-monositgranülosit (Buffy coat) ve eritrosit tabakası olarak, spesifik gravitelerine göre, farklı
katmanlara ayrılır. Kök/progenitör hücrelerin morfolojik olarak lenfositlere
benzediği düşünüldüğünden, toplama işlemlerinde trombosit ile granülositlerin
arasındaki tabaka toplanır.
Toplanan ürünün Hematokrit düzeyi (Hct) %2-3 arasında olmalıdır. Burada
amaç, dondurularak saklanan ve daha sonra eritilen ürünlerin infüzyonunda hemolizi
ve hemolize bağlı gelişen böbrek fonksiyon bozukluğunu önlemektir. Ayrıca Hct
yükseldikçe ürünün granülosit içeriği artmakta ve lenfosit içeriği azalmaktadır. Bu
da, aferez tekniğiyle elde edilen ürünün CD34+ hücre miktarında düşüşe neden
olmaktadır. Üründe trombosit içeriği de düşük tutulmalıdır. Böylece, hasta/donörün
trombositopeniye girmesi ve üründe agregasyon/ pıhtılaşma olasılığı engellenmiş
olmaktadır (Ramakrishna, 2005).
15
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1.4.5.1. Toplama Zamanı
Toplama işlemlerinde temel amaç, az sayıda aferez işlemi ile yeterli miktarda
CD34+ hücre toplanmasını sağlamaktır. Bundan dolayı, uygun toplama zamanına
karar vermek çok önemlidir.
OPKHT ile ilgili yapılan çok merkezli çalışmalar; günlük 5-10 µg/Kg G-CSF
enjeksiyonunu takiben ve hasta nötropeniden çıkarken, beyaz küre (BK) sayısı
≥1.0X109/L ve CD34+ kök hücre sayısı ≥20/µL olduğunda afereze başlamanın
gerektiğini ortaya koymuştur.
APKHT’da ise, donöre 10µg/Kg/gün’den 5 gün G-CSF verildiğinde ve 5-6.
günlerde toplama işlemi yapıldığında, tek seansta yeterli miktarda (4-5X106/Kg)
CD34+ hücre toplanabileceği gösterilmiştir (Ramakrishna, 2005).
1.4.5.2. Toplanacak Ürün Miktarı
Başarılı bir engrafmanın sağlanabilmesi için, uygun sayıda ve canlı kök hücrenin
infüze edilmesi gereklidir. Kök hücre miktarını ölçmek amacıyla mononükleer hücre
(MNH), CD34+ hücre tayini, koloni sayımı (CFU; colony forming unit), LT-CIC
(Long term-culture initiating cells) ve viabilite (canlılık) testleri gibi farklı yöntemler
kullanılmaktadır. CFU ve LT-CIC sonuçlarının tanımlanabilmesi zaman gerektirdiği
için klinikte kullanılmamaktadır. Engrafmanın sağlanması, mutlak nötrofil sayısı
(MNS) ≥0.5X109/L ve trombosit sayısı ≥20 X109/L olması ile tanımlanmaktadır. Bir
çok merkezde bu değerlerin sağlanabilmesi için hastanın kilosu başına minimum
2-2.5 X 106/ Kg CD34+ hücre ve 2-6 X 106/ Kg MNH toplanmasının gerekliliği
vurgulanmıştır. Bir çalışmada ise HLA uygun vericiden yapılan APKHT sonrası
≥8.3 X 106/ kg CD34+ hücre verilmesinin kronik GVHH riskini arttırdığı
bildirilmiştir (Jansen ve ark., 2002).
16
1. GİRİŞ
Ayşe KÜSTÜ
1.4.6. Yan Etkiler
APKHT’da donörde görülebilecek yan etkiler mobilizasyona bağlı olabileceği
gibi aferez işlemine de bağlı olabilir.
Mobilizasyonda kullanılan, G-CSF’e bağlı olarak gelişebilecek yan etkiler
sıklıkla omurga, kalça ve leğen kemiğinde oluşabilen kemik ağrısı, baş ağrısı, kas
ağrısı, mide bulantısı-kusma, halsizlik, uyku hali ve injeksiyon yerinde kızarıklıktır.
Ayrıca serum LDH, ALP ve BUN değerlerinde artış olabilir. BK ve MNH’deki
artışlar ile trombosit miktarındaki düşüş doza bağlı oluşabileceğinden, G-CSF dozu
düşürülerek komplikasyon riski önlenebilir.
Aferez işlemleri sırasında ise, iğne giriş yerlerinde kızarıklık, şişlik ve hafif
kanama olabilir. İşlemlerde genellikle antikoagülan olarak Asit-Sitrat-Dekstrozformül-A (ACD-A) kullanılır. ACD-A; etkinliğini, bileşiminde bulunan sitratın
kandaki iyonize kalsiyumu (İ.Ca) bağlaması sonucu, koagülasyon kaskadını bozarak
gösterir. Bundan dolayı, aferez işlemleri sırasında, kandaki İ.Ca seviyesi
düşeceğinden, donörlerde hipokalsemi gözlenebilir. Hipokalsemi sonucunda, bulantıkusma, kas krampları, hipotansiyon da gelişebilir. Bu tarz durumlarda, damar içine
ve/veya oral alım ile kalsiyum desteği yapılması önerilmektedir.
Donörün total kan hacmine bağlı olarak, ekstrakorporeal dolaşımdaki kan
miktarının yüksek olması da hipotansiyon riskini arttırır.
Ayrıca, toplanan aferez ürününün hacmine, içeriğine ve kullanılan aferez
cihazının ekstrakorporeal hacmine bağlı olarak, geçici bir süre için, Hct ve trombosit
sayısı da azalabilir (Anderlini ve ark., 1996)
Bu çalışmada, günümüzde başta hematolojik malignansiler olmak üzere birçok
hastalıkta tedavi seçeneği olarak kullanılan APKHT’de elde edilen kök hücre
ürününün
daha
kaliteli
olmasını,
böylelikle
transplantın
daha
başarılı
sonuçlanabilmesini ve donörlerin minimal etkilenmesini sağlamak için kullanılan iki
farklı büyüme faktörünün (Lenograstim&Filgrastim) etkinliğini değerlendirmek ve
varsa olası farklılıkları belirlemek amaçlanmıştır.
17
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Ayşe KÜSTÜ
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
De Arrıba ve ark. (1997), akciğer kanseri (Evre-II,III,IV) tanısı ile takip edilen,
yaş ortalaması 43 (31-57) olan toplam 30 hastaya eşit dozda glikolize ve nonglikolize rHuG-CSF uygulamış ve uygulamanın 3. gününde kök hücre toplama
işlemine başlamıştır. Aynı miktarda CD34+ hücre toplandığı zaman sonuçları
değerlendirdiklerinde, ne toplanan ürünün içeriğinde ne de mobilizasyon ve toplama
işlemlerinin maliyetlerinde bir farklılık olmadığını gözlemlemişlerdir.
Hoglund ve ark. (1997), yaş ortalaması 27 (19-44) olan, 32 sağlıklı, erkek
vericinin sonuçlarını değerlendirdikleri çalışmada, 5 gün boyunca 10 µg/Kg/gün,
filgrastim ve lenograstim kullanımında karşılaşılan yan etkilerde önemli bir farklılık
olmadığını kaydetmişlerdir. Ayrıca, her iki ajanın da CD34+ hücre mobilizasyonunda
aynı kinetiğe aynı zaman diliminde ulaştığını göstermişlerdir.
Chaisiripoomkere ve ark. (2001),
yaşları 21-41 olan, 26 sağlıklı vericinin
sonuçlarını analiz etmiştir. Buna göre; beyaz küre, granülosit, lenfosit, monosit,
CD34+ hücre ve CFU-GM miktarları mobilizasyonun 5. gününde maksimuma
ulaşmakta, fakat kırmızı küre, hematokrit ve trombosit sayısı 0. güne göre daha
düşük olarak tespit edilmektedir. Sonuçta; kök hücre toplanması için en uygun
zamanın mobilizasyonun 5. günü olduğunu belirtmişlerdir.
Shimizu ve ark. (2002), 49 vericinin sonuçları üzerinde yapmış oldukları
çalışmada; 45 yaş altındaki vericilerden, 45 yaş üstü olanlara göre çok daha fazla
miktarda CD34+ hücre toplandığı sonucuna varmıştır.
Fischer ve ark. (2005), donör karakterleri ve mobilizasyon tekniği arasında
farklılık olmayan, 191 kadın, 409 erkek donörü değerlendirdikleri ve 18 yaş üstünü
erişkin olarak kabul ettikleri bir çalışma sonucunda; yaş, boy ve kilonun
mobilizasyon üzerine etkili olmadığını, fakat cinsiyetin çok önemli bir faktör
olduğunu belirtmiş ve özellikle lenograstim alan erkek grubunda, kadınlara oranla
daha fazla sayıda periferik CD34+ kök hücre bulunduğunu vurgulamıştır.
Hüttmann ve ark. (2005), farklı tanılarla takip edilen ve yüksek doz kemoterapi
sonrasında otolog kök hücre transplantasyonu olan 261 hastanın sonuçlarını
değerlendirdikleri çalışmada; G-CSF tedavisi, lökosit engrafmanı ve hastanede kalış
18
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Ayşe KÜSTÜ
süresi ile işlemlerin toksisitelerini karşılaştırmışlardır. Sonuç olarak; lenograstim ve
filgrastim gruplarında farklılık olmadığını, klinik kullanımda eşit olduklarını
sunmuşlardır.
Martino ve ark. (2005), yaş ortalamaları 42 (16-63), vücut ağırlıklarının
ortalaması ise 72 Kg (47-113) olan 101 sağlıklı vericiye yapılan 230 seans kök hücre
aferezi işleminin sonuçlarına ilişkin yapmış oldukları değerlendirmede, Lenograstim
(n=46) ve Filgrastim (n=55)’in periferik CD34+ hücre sayısını ve toplanan CFU-GM
miktarını eşit etkilediğini göstermiştir. Ayrıca; vericiler üzerindeki yan etkilerin
(kemik ağrısı, başağrısı, mide bulantısı, ateş, splenomegali) aynı oranda geliştiğini
vurgulamışlardır.
Ings ve ark. (2006), yapmış oldukları karşılaştırmalı çalışmada, Lenograstim ile
Filgrastim’in, 400 sağlıklı verici üzerindeki etkisini değerlendirmiştir. Sonuçta; yaş,
cinsiyet ve ağırlığın mobilizasyona minimal etki yaptığını, toplanan CD34+ hücre
miktarının önemsiz derecede farklı olduğunu, buna karşılık yalnız Lenograstim
kullanıldığında, daha fazla miktarda CFU-GM toplandığını gözlemlemişlerdir.
19
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
3. MATERYAL VE METOD
3.1. Materyal
3.1.1. Filgrastim (non glikolize rHuG-CSF)
Ticari adı Neupogen (Amgen, Thousand Oaks, CA, USA)’dir. Spesifik aktivitesi
100.000 IU/µg’dır. Tek kullanımlık, 1 mL veya 1.6 mL’lik şırıngalarda, 300 µg veya
480 µg aktif madde içeren formlarda bulunmaktadır. Filgrastim ürün içeriği
Çizelge 3.1.’de özetlenmiştir (Filgrastim Product Monograph).
Çizelge 3.1. Filgrastim Ürün İçeriği
300 µg /
480 µg /
300 µg /
480 µg /
0.5 mL şırınga
0.8 mL şırınga
1.0 mL vial
1.6 mL vial
Filgrastim
300 µg
480 µg
300 µg
480 µg
Asetat
0.59 mg
0.94 mg
0.295 mg
0.472 mg
Sorbitol
50.0 mg
80.0 mg
25.0 mg
40.0 mg
Tween 80
0.04 mg
0.064 mg
0.02 mg
0.032 mg
Sodyum
0.035 mg
0.056 mg
0.0175 mg
0.028 mg
3.1.2. Lenograstim (Glikolize rHuG-CSF)
Ticari adı Granocyte (Aventis Pharma, Maisons Aalfort Cedex, France)’dır. Daha
önceleri
formülünde
insan
albumini
bulunan
Granocyte,
patojenlerle
kontaminasyonu engellemek amacı ile yeniden formüle edilmiştir. 1.4 mL steril su
içeren viallerde 368 µg bulunur, final konsantrasyonu 263 µg/mL’ dir. Spesifik
aktivitesi 127.760 IU/µg’dır. Ürün içeriği Çizelge 3.2.’de özetlenmiştir. Tek
kullanımlık şırıngalarda bulunmakla birlikte iki farklı dozda pazarlanmaktadır
(Lenograstim Product Monograph).
20
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
Çizelge 3.2. Lenograstim Ürün İçeriği
Granocyte 13
Granocyte 34
Lenograstim
105 µg
263 µg
D-mannitol
25 mg
25 mg
L-arjinin
10 mg
10 mg
L-fenilalanin
10 mg
10 mg
L-metionin
1 mg
1 mg
Tween 20
0.1 mg
0.1 mg
Hidroklorikasit
pH 6.5
pH 6.5
3.1.3. Donör Karakteri
AKHT’de; kök hücre toplanacak, uygun donörün belirlenmesindeki en önemli
parametre; HLA doku grubu uygunluğudur. Bundan sonra ise, klinik hekimi
tarafından yapılan fizik muayene sonucunda donörün, gerek mobilizasyon gerekse
aferez işlemi için uygun bulunmasıdır.
Bu çalışmaya; 9’u kadın, 7’si erkek olmak üzere 16 donörde yapılan 29
allojeneik periferik kök hücre toplama işlemi dahil edildi. Donörlerin; 6’sı erişkin,
10’u ise pediatrikti. Yaş ortalamaları 19.1 (8-35), ortalama vücut ağırlıkları ise 53.1
Kg (24.3-79.5)’dı. HLA doku uygunluğu tüm donörler için %100’dü (HLA fullmatch). Yapılan fiziksel muayenede donörlerin mobilizasyon rejimi uygulanarak kök
hücre toplanması için uygun olduğuna karar verildi. Mobilizasyona başlamadan önce
tüm donörlerin viral profilleri (HbSAg, anti-HbS, anti-HCV, anti-HIV-1,2, antiCMV) araştırıldı, hepsi negatif olarak tespit edildi. Alıcı ile vericiler arasında, majör
kan grubu antijenleri, minör eritrosit antijenleri ve Rh subgrupları açısından
uygunluk testleri yapıldı. Sadece 2 donörde majör uygunsuzluk belirlendi.
Uygunsuzluk tespit edilenlerde, sırasıyla: Donör; A Rh (+), AB Rh (+), hasta ise; 0
Rh (+), B Rh (+) idi.
21
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
3.2. Metod
Retrospektif olarak tasarlanan bu çalışmada, iki farklı rekombinant büyüme
faktörü (glikolize rHuG-CSF ve non-glikolize rHuG-CSF) ile mobilize edilerek
allojeneik periferik kök hücre toplanan sağlıklı donörler değerlendirildi. G-CSF’in
uygulanma şekli ve dozu, klinik doktoru tarafından, daha önce yapılan çalışmaların
sonuçlarına göre belirlendi.
Bu çalışmada değerlendirilen işlemler; Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi
Pediatrik KİT Ünitesi ve Terapötik Aferez, Kök Hücre ve Kriyoprezervasyon
Ünitesi’nin işbirliği ile gerçekleştirildi. Yapılan çalışmada amaç; sağlıklı vericilere
eşit dozda uygulanan lenograstim ve filgrastimin, allojeneik periferik kök hücre
mobilizasyonunda;
1. Periferik kanda ve toplanan üründeki CD34+ hücre miktarında,
2. Elde edilen üründeki mononükleer hücre (MNH) sayısında,
3. Hedef doza ulaşmak için gerekli aferez işlem sayısında ve
4. Büyüme faktörü uygulamasına bağlı yan etkilerde, etkinliğini ve varsa
farklılığını araştırmak,
5. Aynı zamanda mobilizasyona etkili diğer faktörleri (Yaş, cinsiyet, vb.)
değerlendirmektir.
Tüm donörler, G-CSF mobilizasyonunun yan etkileri ve olası riskler hakkında
bilgilendirildi. Yasal olarak, 18 yaş üstü donörlerin kendisinden, 18 yaşından küçük
olanların ise yasal vasisinden, mobilizasyon protokolü için onay formu alındı.
Periferik kök hücre aferezi işlemi için ayrıca hasta ve/veya velisinden
yazılı/bilgilendirilmiş onay formu temin edilerek dosyalandı.
Ek olarak, retrospektif olarak tasarlanan bu çalışma için, Ç.Ü Tıp Fakültesi Etik
Kurulu’nun yazılı onayı alındı.
3.2.1. Mobilizasyon
Filgrastim veya lenograstim alacak donörler random seçildi. Hastaya (Alıcı) kök
hücre naklinin yapılacağı gün (yüksek doz kemoterapinin bitiminden 24 saat sonra),
22
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
donörün (verici) periferik kök hücre aferezi işlemine alındığı ilk veya ikinci gün
olarak ayarlandı ve buna göre mobilizasyona başlandı.
Tüm donörlere; günlük 10 µg/kg/gün, tek doz ve subkutan olarak G-CSF
enjeksiyonu yapıldı. Günlük G-CSF uygulamasına, kök hücre toplama işlemi bitene
kadar devam edildi. Donör, bu süre boyunca, olası komplikasyonlara karşı hastanede
gözlem altında tutuldu.
3.2.2. Kök hücre toplanması
G-CSF uygulamasının 4. gününden başlayarak, donör periferik kanındaki MNH
ve CD34+ hücre miktarı belirlendi. Bu amaçla; her sabah, G-CSF enjeksiyonundan
tam 2 saat sonra alınan ve EDTA içeren tüplere konulan, 1-2 mL’lik periferik kan
örnekleri kullanıldı. Kan sayımı ve CD34+ hücre düzey ölçümü, Ç.Ü. Balcalı
Hastanesi Merkez Laboratuarı’nda yapıldı. CD34+ hücre düzey ölçümü, akım
sitometrik (FACSCalibur, Becton Dickinson, Germany, EPICS XL-MCL, Fa
Beckman Coulter, Germany) yöntemle tayin edildi. Alınan sonuçlara göre periferik
kök hücre miktarı hesaplandı. Periferde yeterli miktarda CD34+ kök hücre (≥ 20/µL)
bulunduğu gün, toplama işlemine başlandı.
Periferik kandaki CD34+ kök hücre miktarını belirlemek için, öncelikle periferde
bulunan, toplam mononükleer hücre (TMNH ) sayısı (tam kan sayımında belirtilen,
BK alt gruplarından mononükleer hücrelerin toplamı) bulundu (Formül 3.1.).
Formül 3.1. Periferik Kandaki TMNH Sayısının Hesaplanması
TMNH (103 / µL) = Lenfosit (Lym) (103 / µL) + Monosit (Mono) (103 / µL)
Bu sonuçla birlikte, akım sitometrik analizde belirlenen, TMNH içerisindeki
CD34+ kök hücre yüzdesinin değerlendirilmesi ile CD34+ kök hücre sayısı
hesaplandı (Formül 3.2.)
23
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
Formül 3.2. Periferik Kandaki CD34+ Kök Hücre Sayısının Hesaplanması
CD34+ kök hücre sayısı / µL = MNH (103 / µL) x (%) CD34+ hücre
Tüm işlemlerden önce ve sonra, donörden, tam kan sayımı (Hemogram) yapıldı.
Koagülasyon parametreleri (PTZ, INR, aPTT, Fibrinojen) ve böbrek ile karaciğer
fonksiyon testlerini de içeren bazı biyokimyasal testler (BUN, Kreatinin, AST, ALT,
Sodyum, Potasyum, Total/İyonize Kalsiyum (T/İ.Ca)) çalıştırıldı. Hiçbir donörün
laboratuar testlerinde anormal bir sonuç gözlenmedi.
Aferez işlemi için, donörlerin periferik venleri kontrol edildi ve uygun
bulunanlara 16-18G (gauge) intraket kullanılarak damar yolu açıldı. Periferik venleri
uygun olmayanlara ise, çift lümenli 9-12 F (French) hemodiyaliz kateteri takıldı.
İşlemler; sürekli akım tekniği ile çalışan hücre ayırım cihazları (CS-3000 Plus,
Baxter, Germany, AS.TEC 204, Fresenius, Germany) kullanılarak yapıldı.
Cihazlarda yapılan işlem ayarları; donörün giriş BK, Hct ve trombosit değerine göre
hesaplandı. Ayrıca, cihazın tam kan alış hızı, donörün toplam kan hacmi (TKH) ve
damar yolunun yeterli çalışmasına göre ayarlandı. Her işlemde, ortalama 7.0 L
(4.2 – 10 L) kan işlendi ve donörlere 1-3 seans işlem yapıldı.
Aferez işlemleri sırasında, antikoagülan olarak ACD-A kullanıldı. ACD-A : kan
oranı 1:10-13 arasında tutuldu. Böylelikle hem üründe agregat oluşması engellendi,
hem de yeterli antikoagülasyon sağlanmış oldu. Fazla miktarda ACD-A
kullanıldığından, donörlerin hipokalsemiye girmesini engellemek amacı ile donörün
kilosuna oranla kalsiyum infüzyonu yapıldı.
İki işlem dışında donör TKH’sinin 2-3 katı işlendi. Bu işlemlerde, hasta ile
donörün vücut ağırlıkları göz önüne alınarak yapılan hesaplamalara göre, TKH’nin
1.5 ve 3.7 katı işlendi. TKH’leri; cinsiyet ve boy:kilo oranına bağlı olarak vücut yağ
kitle indeksinin değerlendirildiği, Gilcher’in 5’ler Kuralına (Gilcher, 1996 ) göre
hesaplandı.
İşlemlere, kök hücrelerin periferde en fazla sayıda bulunduğu zaman olarak
düşünülen, G-CSF verilmesinden 3 saat sonra başlandı. Ortalama 3-4 saat süren
24
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
işlemler boyunca, donörler, kardiyolojik olarak monitörize edildi ve her 30 dakikada
bir vital bulguları takip edilerek kaydedildi.
İşlem sonlarında, ortalama 169 mL (50 – 386 mL) kök hücre ürünü toplandı.
Ürün hacimleri, kullanılan aferez sistemine ve işlenen kan hacmine bağlı olarak
farklılık gösterdi. Toplanan ürünün etkinliğini değerlendirmek amacı ile 1 mL’lik
örnekler alındı. Örnek alma sırasında, bakteri kontaminasyonunu engellemek
amacıyla, steril yöntemler kullanıldı.
Alınan örnekler, tam kan sayımı yapılabilmesi için, yoğunluklarına göre 1:5 1:10 oranında dilüe edildi. Dilüsyon, serum fizyolojik veya sistemlerin özel
solüsyonları kullanılarak yapıldı. Tam kan sayımı sonucuna göre, ürün; CD34+ hücre
miktarı ölçümünün sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için, 20000 BK / µL olacak
şekilde PBS (Phospate Buffer Saline) ile dilüe edildi.
Alınan sonuçlara göre, üründen, hastanın her bir kilosu için toplanan TMNH
8
(10 / Kg) ve CD34+ kök hücre (106 / Kg) miktarı hesaplandı. Ç.Ü. Balcalı Hastanesi
Pediatrik KİT Merkezi’nin ön gördüğü yeterli doz miktarı; 4 X 108 TMNH / Kg ve
5 X 106 CD34+ kök hücre / Kg’dır. Bu miktardan az ürün toplandığı durumlarda,
hastada uygun zamanda engrafman sağlanamayacağı düşünüldüğünden, aferez
işlemleri tekrarlanarak yeterli doz tamamlandı.
3.2.3. Kalite ve Kontrol
3.2.3.1. TMNH (108/Kg) Sayısının Hesaplanması
Kök hücre ürünü içerisindeki toplam mononükleer hücre miktarı, üründen alınan
tam kan sayımı sonucunda elde edilen değerlere göre hesaplanır. Bu amaçla, beyaz
küre alt gruplarının da (Lenfosit, monosit, granülosit, bazofil ve eozinofil) analiz
edilebildiği, 18-20 parametre çalışabilen, modern cihazlar (Becton Dickinson,
Germany) tercih edildi.
Hastanın her bir kilosu için toplanan TMNH miktarı Formül 3.3.’ e göre
hesaplandı.
25
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
Formül 3.3. TMNH (108 / Kg) Sayısının Hesaplanması
TMNH (106 / ml) = Lenfosit (Lym) (106 / ml) + Monosit (Mono) (106 / ml)
TMNH (108) / Kg = TMNH (106 / ml) X Aferez ürün hacmi (ml)
Hastanın vücut ağırlığı (Kg)
3.2.3.2. CD34+ Hücre (106/Kg) Miktarının Hesaplanması
Akım sitometrik yöntemle yapılan analiz sonucu elde edilen yazılı sonuç, TMNH
içerisinde bulunan kök hücrelerin yüzdelik oranını verir.
Hastanın her bir kilosuna düşen kök hücre sayısının hesaplanması Formül 3.4.
kullanılarak yapıldı.
Formül 3.4. CD34+ Hücre (106/Kg) Miktarının Hesaplanması
CD34+ hücre (106) / Kg = TMNH (108) / Kg X (%) CD34+ hücre
3.2.4 Kök Hücre İnfüzyonu
Toplanan kök hücre ürününün infüzyonu, steril ortam koşullarında, doktor
gözetiminde yapıldı. İnfüzyon sırasında hasta monitörize edildi. İnfüzyondan 30
dakika önce hastaya premedikasyon tedavisi (antihistaminik, steroid) uygulandı.
İnfüzyon, ilk 5-10 dakikası oldukça yavaş, sonra daha hızlı olacak şekilde, damar
yolundan normal kan transfüzyonu gibi yapıldı. Bu sırada, üründen alınan birkaç
damla örnek, özel kültür şişelerine alınarak bakteri kültürü için Ç.Ü. Balcalı
Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuarı’na gönderildi. Bir hafta sonrasında alınan
sonuçlarda, hiçbir üründe üreme gözlenmedi.
İnfüzyon sırasında alınan vital bulgu takibi, karşılaşılan komplikasyonlar,
hazırlama rejimi ve infüzyon sonrası engrafman takibi yapılarak kaydedildi.
26
3. MATERYAL VE METOD
Ayşe KÜSTÜ
Kök hücre ürünleri, infüze edilinceye kadar, +4 °C’lik buzdolabına kaldırıldı. 72
saatten fazla korunması gerekli durumlarda ise kriyoprezervasyon (kök hücre
dondurulması) yöntemi kullanılarak saklandı. Kriyoprezervasyonda, santrifügasyon
ile hacmi azaltılan ürüne 1:1 oranda, içerisinde %20 DMSO (Dimetilsülfoksit)
bulunan, kriyoprotektan solüsyon eklendi. Burada, DMSO kullanılarak kök
hücrelerin
düşük
sıcaklıklarda
canlı
kalabilmesini
sağlamak
amaçlandı.
Kriyoprezervasyon ile dondurulan ürünler, -196 °C’lik sıvı nitrojen tanklarında
muhafaza edildi. İki vakada birinci gün yeterli miktarda ürün toplandığı halde, ikinci
gün tekrar kök hücre aferezi uygulandı ve kriyoprezervasyon yöntemi kullanılarak
saklandı. Her iki hastada da engrafman yetersizliği gözlendiğinden bu ürünler daha
sonra infüze edildi.
3.2.5 Analiz
Donörlere ait bilgiler, G-CSF mobilizasyonu süresince karşılaşılan yan etkiler
açısından gözlemlenerek ve sorgulanarak verilerin kaydedildiği kayıt dosyalarından,
Donörün aferez işlemi öncesi, sonrası ve toplanan aferez ürününden çalıştırılan
laboratuar parametreleri, Terapötik Aferez, Kök Hücre ve Kriyoprezervasyon Ünitesi
tarafından, allojeneik periferik kök hücre aferezi işlemi için özel olarak, tasarlanmış
hasta kayıt formlarından elde edildi.
İstatiksel hesaplamalar; SPSS (11.5, Windows, 2002 software-United Kingdom)
istatistik programı kullanılarak yapıldı. Veriler; ortalama ± SD (Standart Deviation)
veya ortalama ve değer aralığı şeklinde sunuldu. Tartışma bölümünde ise, ‘p’
(probability) değerinin hesaplanabilmesi için ortalama ± SEM (Standart Error of
Mean) değerleri kullanıldı.
27
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
4.1. Bulgular
Retrospektif olarak hazırlanan bu çalışmada, allojeneik periferik kök hücre
transplantasyonu amacı ile kök hücre toplanan donörlerin verileri değerlendirildi.
Random seçilen donörlerde, kök hücre mobilizasyonu için rekombinant insan
büyüme faktörünün, (rHuG-CSF) klinikte en sık kullanılan iki formu (filgrastim,
lenograstim) uygulandı. Donörler; filgrastim (n=11) ve lenograstim (n=5) almalarına
göre iki gruba ayrıldı. Her donöre 10 µg/Kg/Gün dozunda G-CSF uygulandı.
Filgrastim grubunda; cinsiyetleri tabloda belirtilen, 7 pediatrik (%63.6), 4 erişkin
(%36.4) donör bulunurken, lenograstim grubunda; 3 pediatrik (%60), 2 erişkin (%40)
donör bulunmaktadır. Donörlere ait genel bilgiler ve işlem bilgileri Çizelge 4.1.’ de
özetlenmiştir.
Çizelge 4.1. Donör Karakterleri ve İşlem Bilgileri
Filgrastim (n=11)
Lenograstim (n=5)
Cinsiyet
4E / 7K
3E / 2K
Yaş
18 ( 8-30 )
20.2 ( 12 – 35 )
Kilo
48.2 (24.3-79.5)
58 ( 37 – 79.5 )
TKH (L)
3.0 ( 1 - 4.4 )
3.8 ( 2.5 - 5.4 )
G-CSF Dozu
10 µg/Kg/Gün
10 µg/Kg/Gün
Aferez Günü
4.2 ( 4 - 6)
4.6 ( 4 - 5)
İşlem Sayısı
1.9 ( 1 – 3 )
1.6 ( 1 – 2 )
İKH / TKH
2.3 ( 2 – 3.7 )
1.8 ( 1.5 – 2.3 )
İKH (L)
6.9 ( 3.7 – 10 )
7.1 ( 5.1 – 9.2 )
TMNH (10 ) / Kg
4.2 ( 1 – 8.9 )
4.6 ( 2.2 – 5.8)
TMNH (1010) / Lt
19 ( 4.2 - 36.3 )
27.2 ( 21.1 - 40 )
CD34+ (106) / Kg
9.8 ( 1.3 – 22.3 )
9.7 (2.6 – 17.9 )
CD34+ (108) / Lt
44.4 ( 2.3 – 92.4 )
31.3 ( 11.3 – 60.2 )
8
TKH: Total Kan Hacmi, İKH: İşlenen Kan Hacmi, TMNH: Total Mononükleer
Hücre,
28
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
Mobilizasyonun 4. gününden itibaren, aferez işlemi süresince alınan kan
örnekleri kan sayımı ve CD34+ hücre tayini için Ç.Ü Balcalı Hastanesi Merkez
Laboratuarı’na gönderildi ve sonuçlar değerlendirildi.
Periferik kan örneklerinin sonuçlarına bakıldığında, BK sayıları; filgrastim
grubunda, 32.5 ± 9.7 (103/ µL) , lenograstim grubunda ise 33.3 ± 10.5 (103/ µL)
olarak gözlendi. Flow sitometri analizinde belirtilen, MNH içerisindeki CD34+ hücre
yüzdesi; filgrastimde %1.3 ± 1.1, lenograstimde ise %0.5 ± 0.40 idi. Bu değerlere
göre µL’deki CD34+ kök hücre miktarı hesaplandığında, filgrastim grubunda;
74.7 ± 57.6 bulunurken, lenograstim grubunda 36.5 ± 15.4 olarak hesaplandı
(Şekil 4.1.).
74.7
120
100
80
60
32.5
36.5
33.3
40
1.3
20
0.5
0
BK
CD34+
Filgrastim
CD34+%
Lenograstim
Şekil 4.1. Kök Hücre Aferezinin Birinci Gününde Periferik Kan Değerleri
Alınan değerlere bağlı olarak gerekli hesaplamalar yapıldı ve filgrastim
grubundan, 5 donör (%45.5) mobilizasyonun 4. gününde, 6 donör (%54.5) ise 5.
gününde aferez işlemine alındı. Yine aynı şekilde, lenograstim grubundan, 4 donöre
(%80) mobilizasyonun 5. gününde, bir donöre (%20) ise 4. gününde kök hücre
aferezi işlemine başlandı.
Donörler; aldıkları mobilizan ajana bakılmaksızın, kök hücre aferezinin,
mobilizasyonun 4. veya 5. gününde başlamasına göre iki gruba ayrılarak incelendi. 4.
gün ve 5. gün başlayanlarda periferik kan sonuçları sırasıyla; BK: 36.9 ± 9.9
(103/ µL) , 30.2 ± 9.0 (103/ µL) , CD34+ hücre yüzdesi, 4. gün grubunda %0.6 ± 0.3,
29
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
5. gün grubunda ise %1.3 ± 1.2 olarak gözlendi. Gerekli hesaplamalar yapıldığında,
µL’deki CD34+ hücre sayısı sırasıyla; 67.9 ± 28.0 ile 96.3 ± 84.8 olarak bulundu.
Ayrıca, lenograstim ve filgrastim alanlar olarak iki grup altında toplandığında,
aferezin 1. günündeki periferik kan değerleri; lenograstim grubunda, BK; 33.3 ± 10.5
(103/ µL) , CD34+ hücre yüzdesi %0.5 ± 0.4 ve µL’deki CD34+ hücre sayısı 36.5 ±
15.4 bulundu. Filgrastim grubunda ise BK; 32.5 ± 9.7 (103/ µL) , CD34+ hücre
yüzdesi %1.3 ± 1.1 ve µL’deki CD34+ hücre sayısı 74.7 ± 57.6 bulundu.
Bu sonuçlar değerlendirildiğinde, donörlerin periferik kök hücre aferezi için
uygun olduğuna karar verildi ve kök hücre toplama işlemine başlandı.
Aferez işleminin etkinliğinde, donörlerin giriş BK ve CD34+ hücre sayısının
yanında Hct ve trombosit sayıları da çok önemlidir. Bu sonuçlar göz önüne alınarak,
aferez cihazlarında program bilgileri ayarlanmakta ve en iyi sonuç alınması
sağlanmaktadır. Tam kan sayım sonuçlarına bakıldığında, filgrastim grubunda Hct;
%35.1 ± 5.1 , trombosit sayısı 256.07 ± 45.4 (10³/µL) , lenograstim grubunda ise
Hct; %35.7 ± 7.1, trombosit sayısı 297.7 ± 52.5 (10³/µL) olarak gözlendi. Bu
değerler hem işlem etkinliği hem de donörün sağlığı açısından risk taşımıyordu.
İşlem tamamlandığında, aferez ürününden alınan örnekler, merkez laboratuarına
gönderildi ve sonuçlar değerlendirildi. Filgrastim grubunda BK; 148.5 ± 130.4
(10³/µL) ve CD34+ hücre yüzdesi; %2.4 ± 2.2 olarak gözlenirken, lenograstim
grubunda BK; 131.2 ± 74.1 (10³/µL) ve CD34+ hücre yüzdesi; %1.4 ± 1.2 olarak
görüldü.
Toplanan ürün miktarı ve sonuçları, hastanın kilosuna göre hesaplandı (Bakınız;
TMNH/Kg ve CD34+ hücre/Kg hesaplanması). Hesaplamalar sonucunda; filgrastim
grubunda, TMNH/Kg; 4.2 ± 2.2 (108 /Kg) ve CD34+ hücre/Kg; 9.8 ± 8.5 (106/Kg)
olarak hesaplandı. Lenograstim gubunda ise, TMNH/Kg; 4.6 ± 0.9 (108 /Kg) ve
CD34+ hücre/Kg; 9.7 ± 6.6 (106/Kg) (Şekil 4.2.) şeklinde hesaplandı.
30
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
160
140
120
100
80
60
40
20
Ayşe KÜSTÜ
148.5
131.2
4.2
4.6
2.4
1.4
9.8
9.7
0
BK
TMNH/kg
CD34+%
Filgrastim
CD34+/kg
Lenograstim
Şekil 4.2. I. Gün Kök Hücre Ürün Değerleri
Bu hesaplamaların değerlendirilmesi sonucunda, donörlerin ikinci kez kök hücre
aferezi işlemine alınıp alınmayacağına karar verildi.
Filgrastim grubunda ilk seansta 6 donörden (%54.5), hasta için yetersiz miktarda
TMNH (108 /Kg) toplandı. Bu hastaların, 3’ünde sadece TMNH (108/Kg) sayısı
yetersiz miktardaydı. 3 hasta için ise hem TMNH (108 /Kg) hem de CD34+ hücre
sayısı (106/Kg) yetersiz miktarda toplandı.
Lenograstim grubunda ise 1 hasta (%20) için, TMNH (108 /Kg) ve CD34+ hücre
sayısı (106/Kg), bir hasta (%20) için ise sadece CD34+ hücre sayısı (106/Kg) yetersiz
miktarda bulunduğundan aferez işlemi tekrarlandı. İşlemlerin sonunda kök hücre
ürünlerinden alınan örneklerin laboratuar sonuçlarına göre yapılan hesaplamalar
Çizelge 4.2.’de özetlenmiştir.
Çizelge 4.2. İkinci Gün Kök Hücre Ürün Değerleri
BK (10³/µL)
TMNH (108 /Kg)
CD34+ hücre (106/Kg)
Filgrastim
(n=11)
107.1 (10³/µL)
(10.6-442X10³/µL)
3.8x108 /Kg
(1-6.8X108 /Kg)
17.9x106/Kg
(1.4-56.3 X106/Kg)
Lenograstim
(n=5)
122.7 (10³/µL)
(68-167X10³/µL)
3.9x108 /Kg
(2.2-4.7X108 /Kg)
5.4x106/Kg
(2.6-6.5X106/Kg)
31
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
Hem filgrastim hem de lenograstim grubundan ikişer donöre, hasta için yeterli
miktarda TMNH (4.5-5.9 X 108 /Kg) ve CD34+ kök hücre sayısı (12.5-24.5 X106/Kg)
tek seansta toplandığı halde, ikinci defa kök hücre aferezi uygulandı. Her iki gruptan
da birer hastaya iki günlük ürün, double (iki) doz olarak infüze edildi, birer hastanın
ürünleri ise kriyoprezervasyon yöntemi ile saklandı. Kriyoprezerve edilen ürünler,
her iki hastada da engrafman yetmezliği gözlendiğinden, daha sonra infüze edildi.
160
140
120
148.5
131.2
122.7
107.1
100
80
60
40
20
4.2 4.6
3.9
3.9
9.8
9.7
17.9
5.4
0
BK
I.Gün
BK
II.Gün
TMNC/kg
I.Gün
Filgrastim
TMNC/kg
II.Gün
CD34+/kg CD34+/kg
I.Gün
II.Gün
Lenograstim
Şekil 4.3. Filgrastim ve Lenograstim Grubunda I. ve II. Gün Ürün Değerleri
Sadece, filgrastim grubundan bir donöre 3. seans aferez işlemi uygulandı. Aferez
işlemleri, mobilizasyonun 4. , 5. ve 6. günlerinde TKH’nin 2 katı işlenerek
gerçekleştirildi. Ürünlerden 1. , 2. ve 3. günlerde sırasıyla 1 , 1 ve 1.2 (108 / Kg)
TMNH elde edilirken 1.3 , 1.4 ve 1.6 (106 / Kg) CD34+ kök hücre elde edildi.
Toplamda 3.2 X 108/Kg TMNH ve 4.3 X 106/Kg CD34+ kök hücre infüze edilen
hastada uygun zamanda engrafman sağlandı. 10 µg/Kg/Gün dozunda filgrastim alan,
21 yaşındaki kadın donör, kötü mobilizasyon olarak seçildi.
Ayrıca, üründeki toplam TMNH ve CD34+ hücre sayısı, işlenen kanın her bir
litresi için orantılandı. Sonuç olarak; işlenen her bir litre kan için TMNH (1010/L),
filgrastim grubunda; 19.0 ± 10.0 (1010/L) bulunurken, lenograstim grubunda 27.2 ±
8.1 ( 1010/L) bulundu. Yine aynı şekilde, CD34+ (108/L) hücre sayısı hesaplandı ve
32
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
filgrastim grubunda 44.4 ± 25.3 (108/L), lenograstim grubunda ise 31.3 ± 23.2
(108/L ) sonuçları bulundu.
Donörler, yaş ve cinsiyetlerine göre sınıflandırıldı. 18 yaşından küçük (8–15 yaş)
10 donör pediatrik ve 18 yaşından büyük (21-35 yaş) 6 donör ise erişkin olarak
ayrıldı. Filgrastim veya lenograstim almasına bakılmaksızın, I. gün periferik kan
sonuçları değerlendirildi (Çizelge 4.3.). Pediatrik donörlerde BK: 31.9 ± 10.7
(103/ µL) , CD34+hücre yüzdesi % 1.2 ± 0.9 ve µL/deki CD34+ hücre sayısı 56.0 ±
55.0 olarak bulunurken, erişkinlerde, sırası ile BK: 34.0 ± 8.2 X 103 , kök hücre
yüzdesi % 1.3 ± 0.6 ve µL/deki CD34+ hücre sayısı 120.0 ± 85.0 sonuçları alındı.
Çizelge 4.3. Yaş Dağılımına Göre Periferik Kan Sonuçları
BK (103 /µL)
% CD34+
CD34+ / µL
Min.
Max.
Ort.
Min.
Max.
Ort.
Min.
Max
Ort.
Pediatrik
18.8
47.5
31.9
0.13
3.6
1.2
13.0
173
56.0
Erişkin
23.4
42.6
34.0
0.96
2.2
1.3
34.0
226
120
Cinsiyet dağılımına göre kadın ve erkek olarak gruplandırıldıklarında, elde edilen
sonuçlara (Çizelge 4.4.) bakıldığında; kadın ve erkekte sırası ile, BK; 34.1 ± 9.3 –
30.9 ± 10.5 (103/µL) , CD34+ hücre yüzdesi; %1.4 ± 1.0 – 1.5 ± 1.0 ve µL’deki
CD34+ hücre sayısı 83.3 ± 39.6 – 62.8 ± 45.5 olarak gözlemlenmiştir.
Çizelge 4.4. Cinsiyet Dağılımına Göre Periferik Kan Sonuçları
BK (103 /µL)
% CD34+
CD34+ / µL
Min.
Max.
Ort.
Min.
Max.
Ort.
Min.
Max
Ort.
Erkek
18.8
43.2
30.9
0.13
2.4
1.5
12.0
221
62.8
Kadın
23.4
47.1
34.1
0.62
3.6
1.4
34.0
150
83.3
Filgrastim ve lenograstim grubundan, aynı kiloya sahip donörlerin sonuçlarına
bakıldığında; filgrastim grubunda, vücut ağırlığı 60 Kg olan, biri kadın biri erkek iki
donörün mobilizasyonun 4. gününde periferik kan sonuçları; BK; 44.4 – 43.2 (103
/µL) , CD34+ hücre yüzdesi %0.62-2.4 , CD34+ hücre sayıları 60.7 – 221.5 /µL
33
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
olarak gözlendi. Yine aynı şekilde, 60 Kg olan biri filgrastim biri lenograstim ile
mobilize edilen ve mobilizasyonun 4. gününde aferez işlemine alınan iki kadın
donörün verileri değerlendirildiğinde; periferik kan BK sayısı filgrastimde 44.4 (103
/µL), lenograstimde 47.1 (103 /µL) , CD34+ hücre yüzdeleri sırasıyla % 0.62 ve
%0.68 olarak geldi. µL ‘deki CD34+ hücre sayısı hesaplandığında ise 60.7/µL ve 54
/µL sonucu bulundu.
Mobilizasyon ve aferez işlemleri süresince gözlemlenen ve sorgulanan
donörlerde, mobilizasyona bağlı karşılaşılan komplikasyonlar; iskelet ağrısı, baş
ağrısı, mide ağrısı, halsizlik ve bulantı olarak kaydedildi. Analjezik ve anti-emetik
tedavi verildi. Hiçbir donörde ciddi yan etkilerle karşılaşılmadı ve ilaç kullanım
gereksinimi gözlenmedi. Filgrastim ve lenograstim grubu için karşılaşılan yan etkiler
ve görülme sıklığı Şekil 4.4.’de sunulmuştur. Uzun dönemde karşılaşılabilecek yan
etkiler açısından her hangi bir değerlendirme yapılamadı.
Komplikasyonlar
90%
80%
70%
60%
50%
40%
30%
20%
10%
0%
İskelet Ağrısı
Baş Ağrısı
Mide Ağrısı
Filgrastim
Halsizlik
Bulantı
Lenograstim
Şekil 4.4. Mobilizasyona Bağlı Karşılaşılan Yan Etkiler ve Görülme Sıklıkları
34
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
4.2 Tartışma
Son yıllarda, mobilize periferik kök hücre kullanılarak yapılan transplantlara
ilginin artmasındaki en önemli etkenler; kemik iliği toplanmasında olduğu gibi, genel
anestezi altında cerrahi bir girişim gerektirmemesi, donör açısından daha az risk
taşıması, donörün günlük yaşam kalitesini etkilememesi, daha fazla miktarda kök
hücre toplanabilmesi ve buna bağlı olarak engrafman süresinin kısalmasıdır.
Kemik iliğinden periferik kana kök hüre mobilizasyonunu sağlamak amacı ile
farklı sitokinler kullanılmaktadır. Yan etkiler ve mobilizan etkisi açısından
değerlendirme
yapıldığında,
kullanılmaktadır.
Filgrastim
klinikte
en
(non-glikolize
sık
olarak
rHuG-CSF,
G-CSF’in
E.coli
iki
formu
kültürü)
ve
Lenograstim (glikolize rHuG-CSF, memeli hücresi kültürü); rekombinant-DNA
teknolojisi ile üretilmiş olup, üretimlerindeki farklılıktan dolayı amino asit dizisi ve
glikolizasyonda farklılık göstermekte, bu da spesifik özelliklerini ve aktivitelerini
değiştirmektedir. Bunun anlaşılabilmesi için, hem in-vitro hem de in-vivo olarak
gerçekleştirilen bazı çalışmalar yapılmıştır.
Yapmış olduğumuz çalışmada; daha önce yapılan değerlendirmelerden de
faydalanarak; filgrastim ve lenograstimin periferik kanda ve toplanan üründeki
CD34+ hücre miktarında, elde edilen üründeki mononükleer hücre sayısında, hedef
doza ulaşmak için gerekli aferez işlem sayısında ve büyüme faktörü uygulamasına
bağlı yan etkilerde etkinliğini ve varsa farklılığını araştırmak, aynı zamanda
mobilizasyona etkili diğer faktörleri (yaş, cinsiyet, vb.) değerlendirmektir.
Çalışmamızda, yaşları 8-35 arasında değişen, 9’u kadın 7’si erkek, eşit dozda,
randomize olarak filgrastim (n=11) veya lenograstim (n=5) uygulanan toplam 16
donöre ait veriler kullanıldı. Özellikle, lenograstim grubunun örnek sayısı az
olduğundan, bazı değerlendirmeler gerçekleştirilemedi. Nissen ve ark. (1994), eşit
dozda uygulanan lenograstim ve filgrastimi karşılaştırdıklarında, insan kemik iliği
granülosit kolonilerinin filgrastim kullananlarda daha iyi uyarıldığını bulmuştur.
Pedrazzoli ve ark. (1996) ise, yapmış oldukları çalışmada; lenograstimin, filgrastime
göre periferik kandaki CFU-GM ve CD34+ kök hücre sayısını arttırmada daha etkin
olduğunu göstermiştir. Yapmış oldukları in-vitro çalışmada ise, iki G-CSF’in farklı
35
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
spesifik aktiviteye sahip olduğunu bulmuştur. Çalışmamızda, 60 Kg olan biri
filgrastim biri lenograstim ile mobilize edilen ve mobilizasyonun 4. gününde aferez
işlemine alınan iki kadın donörün verileri değerlendirildiğinde; periferik kan BK
sayısı filgrastimde 44.4 (103 /µL), lenograstimde 47.1 (103 /µL) , CD34+ hücre
yüzdeleri sırasıyla %0.62 ve %0.68 olarak gözlemlenmiştir. µL’deki CD34+ hücre
sayısı değeri hesaplandığında ise 60.7/ µL ve 54/ µL sonucu bulunmuştur. Etkinlik;
eşit olarak görülmüş fakat tek örnek olduğundan istatistiksel değerlendirilmeye
alınmamıştır. Martino ve ark. (2005) tarafından yapılan çalışmada, filgrastim
grubunda 55, lenograstim grubunda 46 olmak üzere toplamda 101 donörün verileri
değerlendirilmiştir. Donörlerin yaş, cinsiyet ve kilo dağılımı dengelenmiş, eşit dozda
(µg/kg/gün) G-CSF desteği ortalama 5 (4-7) gün yapılmıştır. Donörler, hem
filgrastim hem de lenograstim grubunda 4. gün veya 5. gün afereze başlananlar
olarak iki gruba ayrılmıştır. Sonuçta; hem 4. hem de 5. gün periferik kan CD34+ kök
hücre sayısı,
filgrastim grubunda daha yüksek oranda bulunurken, aferez ürünü
CD34+ kök hücre sayısı ise lenograstim grubunda daha fazla miktarda bulunmuştur.
Fakat sonuçlar istatiksel olarak önemsiz derecede farklılık göstermiştir. Yapmış
olduğumuz çalışmada ise, lenograstim grubunda sadece bir donörde mobilizasyonun
4. gününde aferez işlemi başladığından, istatiksel bir karşılaştırma yapılamamıştır.
Chaisiripoomkere ve ark. (2001) tarafından, yaşları 21-41 olan, 26 sağlıklı vericinin
sonuçlarını analiz ettikleri bir çalışmada, beyaz küre ve CD34+ hücre sayısının
mobilizasyonun 5. gününde maksimuma ulaştığı, bu nedenle kök hücre toplanması
için en uygun zamanın mobilizasyonun 5. günü olduğu belirtilmiştir. Kendi
verilerimiz, filgrastim ve lenograstim grubundaki tüm bireyler 4. ve 5. gün aferez
işlemine başlananlar olarak iki gruba ayrıldığında; periferik kan sonuçlarından;
ortalama BK miktarının I. grupta (36.9±4.0, 30.2±2.8, p>0.05), CD34+ hücre
yüzdesinin ise, II. grupta daha yüksek (0.6±0.1, 1.3±0.4, p>0.05) olduğu
gözlenmiştir. CD34+ kök hücre sayısı, II. grupta daha yüksek (67.9±12.5 , 96.3±28.2,
p>0.05) sayıda bulunmuştur. Her ne kadar 4. gün periferik kök hücre sayısı daha
yüksek görünse de, istatistiksel değerlendirme yapıldığında, iki grup arasındaki
farklılıklar önemsiz olarak kabul edilmiştir.
36
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
De Arriba ve ark. (1997), eşit dozda uygulanan lenograstim ve filgrastimin
biyolojik aktivitesini karşılaştırmak amacı ile yapmış oldukları prospektif çalışmada,
30 akciğer kanseri hastasının verilerini değerlendirmiştir. Bu çalışmanın sonucunda,
eşit dozda uygulanan (MU/Kg/Gün) filgrastim ve lenograstimin; periferde dolaşan
BK, monosit, total CD34+ hücre miktarının artışını istatiksel olarak aynı oranda
artırdığını gözlemlemiştir. Verilerimiz, filgrastim ve lenograstim grubunda, aferezin
birinci gününde, periferik kan değerleri alınarak karşılaştırıldığında; filgrastim alan
donörlerin, lenograstim alanlara göre daha fazla sayıda CD34+ hücre bulundurduğunu
(74.7±18.2 , 36.5±8.9 , p>0.05 ) göstermiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda
aradaki farklılığın, BK sayısına (32.5±2.9 , 33.3±4.6 , p>0.05) değil de, CD34+ hücre
yüzdesindeki (1.3±0.4 , 0.5±0.2 , p>0.05 ) farklılığa bağlı olduğu gözlenmiştir.
Fakat, hesaplamalar yapıldığında, farklılıkların istatistiksel yönden anlamsız olduğu
bulunmuştur.
Hoglund ve ark. (1997), eşit dozda iki farklı G-CSF ile mobilize edilen, 32 erkek
donörü değerlendirmiştir. Sonuçta; lenograstim ile mobilize edilen grupta, toplanan
CFU-GM (Colony forming unit-granulocyte macrophage) ve CD34+ hücre sayısında
önemli derecede üstünlük olduğunu gözlemiştir. Benzer bir karşılaştırmalı çalışmada
ise, Watts ve ark. (1997), 5 µg/kg/gün dozunda lenograstim uygulanan grupta,
filgrastim grubuna göre çok daha fazla miktarda CFU-GM ve CD34+ hücre
toplandığını rapor etmiştir. Çalışmamızda, toplanan kök hücre ürünlerinin TMNH ve
CD34+ kök hücre sonuçları, hem hastanın kilosu hem de işlenen kan hacminin her bir
litresi için ayrı ayrı hesaplanmıştır. Birimimizde, CFU-GM tayini yapılamadığı için,
değerlendirmeye alınmamıştır. Sonuçlara bakıldığında, lenograstim ile filgrastim
gruplarında ürün BK sayısı (131.2±33.1 , 148.5±39.3 , p>0,05) ve CD34+ hücre
yüzdesinin (1.4±0.6 , 2.4±0.7 , p>0.05) önemsiz derecede faklılık gösterdiği
gözlemlenmiştir. Bu değerlere göre hesaplamalar yapıldığında lenograstim ve
filgrastim gruplarında hem TMNHx108 /Kg (4.6±0.4 , 4.2± 0.6 , p>0,05 ) hem de
TMNHx1010/Lt (27.2±3.6 , 19.0±2.6 , p>0.05) eşit miktarlarda
bulundu. Aynı
zamanda, CD34+ kök hücre miktarı da hem hastanın kilosu (9.7±2.9x106,
9.8±2.7x106 , p>0.05), hem de işlenen her bir litre kan (31.3±10.3x108,
44.4±11.6x108 , p>0.05) için orantılandığında eşit miktarlarda olduğu görülmüştür.
37
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
Martino ve ark. (2005) yapmış oldukları çalışmada, istenilen değerde
(4x106 / Kg) CD34+ kök hücre sayısının hem filgrastim hem de lenograstim
grubunda büyük oranda (%50.9 - 55.5) tek aferez işlemi ile toplanabildiğini, fakat
lenograstim grubunda daha fazla miktarda kan işlenmesi gerektiğini sunmuştur.
Merkezimizde, CD34+ hücre yanında TMNH sayısının da yeterli olması
istenmektedir. Verilerimiz değerlendirildiğinde, önceki çalışmadan farklı olarak, aynı
hacimde kan işlenmesi ile; hem TMNH hem de CD34+ kök hücre sayısının yeterli
miktarda toplanabildiği görülmüştür (Çizelge 4.1) (p>0,05).
Hem aferez işlem sayısı ve buna bağlı artan işlem ücretleri, hem de mobilizasyon
ücreti araştırmacıların ilgisini çekmiştir. De Arrıba ve ark. (1997), eşit miktarda kök
hücre toplanan gruplarda maliyetin her iki grup içinde aynı olduğunu hesaplamıştır.
Sonuçlarımıza bakıldığında, G-CSF verilen gün sayısı ve aferez işlem sayısının
(Çizelge 4.1.) istatistiksel olarak (p>0,05) aynı olduğunun görülmesi, hem
lenograstim hem de filgrastimin maliyette eşit olduğu sonucunu desteklemiştir.
De La Rubia ve ark. (2001), yapmış oldukları bir çalışmada, G-CSF ile mobilize
edilen pediatrik hastalardan erişkinlere göre çok daha fazla sayıda CD34+ kök hücre
toplandığını bulmuştur. Fischer ve ark. (2005), donör karakterleri ve mobilizasyon
tekniği arasında farklılık olmayan, 191 kadın, 409 erkek donörü değerlendirdikleri ve
18 yaş üstünü erişkin olarak kabul ettikleri bir çalışma sonucunda; yaş, boy ve
kilonun mobilizasyon üzerine etkili olmadığını, fakat cinsiyetin çok önemli bir faktör
olduğunu belirtmiş ve özellikle lenograstim alan erkek grubunda, kadınlara oranla
daha fazla sayıda periferik kök hücre bulunduğunu vurgulamıştır. Ings ve ark.
(2006), karşılaştırmalı çalışmalarında, Lenograstim ile Filgrastim’in, 400 sağlıklı
verici üzerindeki etkisini değerlendirmiştir. Sonuçta; yaş, cinsiyet ve ağırlığın
mobilizasyona minimal etki yaptığını savunmuştur. Çalışmamızda; filgrastim veya
lenograstim almasına bakılmaksızın, kadın-erkek ve pediatrik-erişkin (yaş sınırı 18
alındı) olarak gruplandırılan donörlerin sonuçları tartışıldı. Kadın ve erkeklerde
periferik kan sonuçlarına bakıldığında; BK (34.1±3.1 , 30.9±3.9 , p>0.05) ve CD34+
hücre sayısının (83.3±15.0 , 62.8±25.6 , p>0.05) eşit olduğu görülmüştür. Filgrastim
grubunda bulunan, 60Kg ağırlığa sahip, biri kadın biri erkek iki donörün periferik
kan sonuçları hesaplandığında, CD34+ hücre sayısının erkekte önemli derecede
38
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Ayşe KÜSTÜ
üstünlük gösterdiği saptanmış fakat, tek örnek olduğu için istatistiksel olarak
değerlendirmeye alınmamıştır. Pediatrik ve erişkin grupları karşılaştırıldığında ise,
periferik kan BK sayısının (31.9±3.4 , 34.0±3.6 , p>0.05) eşit olduğu, CD34+ hücre
yüzdesinin (1.2 ±0.4 , 1.3±0.5 , p>0,05) ve CD34+ hücre sayısının (56.0±18.3 ,
120.0±38.0 , p>0.05) önemsiz farklılıklar gösterdiği bulunmuştur.
Martino ve ark. (2005), lenograstim ve filgrastim alan her iki grupta da trombosit
sayısında düşüş olduğunu, fakat, bunun donör açısından risk taşımadığını
belirtmiştir. Bu çalışmada; lenograstim ve filgrastim gruplarında, hem Hct hem de
trombosit sayıları kontrol edilmiştir. Sonuç olarak, her iki grupta da hiçbir donörün
sağlığı açısından risk taşımayan benzer sonuçlar (p>0.05) alınmıştır.
Hoglund ve ark. (1997), yaş ortalaması 27 (19-44) olan, 32 sağlıklı, erkek
vericinin sonuçlarını değerlendirdikleri çalışmada, 5 gün boyunca 10 µg/Kg/gün,
filgrastim ve lenograstim kullanımında karşılaşılan yan etkilerde önemli bir farklılık
olmadığını kaydetmiştir. Martino ve ark. (2005), düşük doz alınan G-CSF’in iyi
tolere edildiğini, doz artışına bağlı olarak, en sık karşılaşılan yan etkinin; kemik
ağrısı, sonrasında ise, baş ağrısı, mide bulantısı, ateş ve splenomegali olduğunu
belirtmiştir. Bu yan etkilerin, sürekli ilaç kullanımı gerektirmediğini vurgulamıştır.
Sonuçlarımıza bakıldığında, benzer şekilde, karşılaşılan komplikasyonlar; iskelet
ağrısı, baş ağrısı, mide ağrısı, bulantı ve halsizlik olarak kaydedilmiştir. Yan etkiler,
lenograstim grubunda daha sık oranda karşılaşılmasına rağmen, fark, şiddetler göz
önüne alındığında önemsiz olarak kabul edilmişti (p>0.05). Hiçbir donörde ciddi
yan etkilerle karşılaşılmamıştır.
39
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Ayşe KÜSTÜ
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu çalışmada allojeneik periferik kök hücre transplantasyonunda mobilizasyon
amacı ile donöre eşit dozda uygulanan iki farklı G-CSF türü değerlendirildi.
Değerlendirmede, periferik kan ve toplanan kök hücre ürününde bulunan MNH ve
CD34+ kök hücre miktarı, aferez işlem sayısı, maliyet, karşılaşılan yan etkiler ve
mobilizasyona etkili diğer faktörler (yaş, cinsiyet vb.) karşılaştırıldı. Sonuçta
lenograstim ile filgrastimin; allojeneik perferik kök hücre transplantasyonu amacıyla,
mobilizan ajan olarak kullanıldığında, MNH ve kök hücre sayısı üzerinde eşit etki
oluşturacağı saptandı. Yaş, cinsiyet ve kilonun mobilizasyona minimum etki yaptığı,
her iki G-CSF’inde yan etkiler ve maliyet açısından önemsiz derecede farklı olduğu
sonucuna varıldı.
Yine de, bilimsel olarak daha net bir sonuç alabilmek için, böyle bir çalışmanın
prospektif olarak düzenlenerek ve daha fazla örnek sayısı oluşturularak yapılması
önerilmektedir.
40
KAYNAKLAR
ADACHI, S., KUBOTA, M., LIN, Y.W., OKUDA, A., MATSUBARA, K.,
WAKAZONO, Y. and HİROTA, H., 1994. In vivo administration of
granulocyte-colony stimulating factor promotes neutrophil survival in vitro.
European Journal of Haematology, 53 ,129-134.
ANDERLINI, P., PRZEPIORKA, D., SEONG, D., O’BRIEN, S., GIRALT, S.,
IPPOLITI, C. and KORBLING, D., 1996. Clinical toxicity and laboratory
effects of granulocyte colony stimulating factor mobilization and blood stem
cell apheresis from normal donors , and analysis of charges forth procedure.
Transfusion, 36 ,590-595
APPELBAUM, F.R., 2000. Is there a best transplant conditioning regimen for acute
myeloid leukemia ?. Leukemia, 14 , 497-500.
ARPACI, F., 2006. Türkiye Kök Hücre Nakli Verileri ve Türkiye’de Kök Hücre
Transplantasyonu’nun Tarihçesi. 2. Ulusal Kök Hücre Kongresi-Trabzon /
Türkiye.
ASANO, S., 1991. Human granulocyte colony-stimulating factor. Its basic aspects
and clinical applications. American Journal of Pediatric HaematologyOncology, 13 , 400-413.
BENICHOU, G., TOM, R.C., SOARES, L.R. and FEDOSEYEVA, E.V., 1997.
Indırect T-Cell allorecognition: perspectives for peptide-based therapy in
transplantation. Immunology Today, 18 , 67-71.
CHAISIRIPOOMKERE, W., JOOTAR, S. and UNGKANONT, A., 2001. Effect of
G-CSF on peripheral blood progenitor cell mobilization and collection from
healthy donors. Asian Pac Journal of Allergy Immunology, 19(3) , 183-190.
DE ARRIBA, F., LOZANO, M.L., ORTUNO, F., HERAS, I., MORALEDA, J.M.
and VICENTE, V., 1997. Prospective randomized study comparing the
efficacy of bioequivalent doses of glycosylated and non-glycosylated rG-CSF
for mobilizing peripheral blood progenitor cells. British Journal of
Haematology, 96 , 418-420.
41
DE LA RUBIA, J., DIAZ, M.A., VERDEGUER, A., PASCUAL, M.J. and
AR-SEVILLA, C., 2001. Donor age related differences in PBPC mobilization
with rHuG-CSF. Transfusion, 41 , 201-205
DEMETRI, G.D. and GRIFFIN, J.D., 1991. Granulocyte colony-stimulating factor
and its receptor. Blood, 78 , 2791-2808.
DUNCOMBE, A.,1997. ABC of clinical haematology: bone marrow and stem cell
transplantation. British Medical Journal, 314 , 1179-1182.
EBMT (The Europan Group for Blood and Marrow Transplantation), 2000.
Endication Categories of Stem Cell Transplantation.
FILSHIE, R., 2002. Cytokines in haematopoietic progenitor mobilization for
peripheral blood stem cell transplantation. Current Pharmacology Design; 8 ,
379-394.
FISCHER, J.C., FRICK, M., WASSMUTH, R., PLATZ, A., PUNZEL, M. and
WERNET, P., 2005. Superior mobilisation of haematopoietic progenitor cells
with glycosylated G-CSF in male but not female unrelated stem cell donors.
British Journal of Haematology, 130 , 740-746.
GILCHER, R.O., 1996. Apheresis: Principles and Practices. Principles of
Transfusion Medicine, 2nd Edition. .Ed. Rossi EC, Simon TL, Moss GS,
Gould SA. Baltimore, MD: Williams and Wilkins. 537-545
GROOPMAN, J.E., MOLINA, J.M. and SCADDEN, D.T., 1989. Haematopoietic
growth factors: biology and clinical applications. New England Journal of
Medicine, 321 , 1449-1459
HAEN, P.J., 1995. Principles of Haematology, Ed. Linda Haris Young. Wm.C.
Brown Publishers, USA, pp 26-36.
HAMPSON, L., DEXTER, T.M. and HAMPSON, I.N., 1996. The biology of
hematopoiesis. Education programme 26th Congress of the International
Society of Haematology. Singapore.
HERZOG, E.L., CHAİ, L. and KRAUSE, D.S., 2003. Plasticity of bone marrow
derived stem cells. Blood, 102(10) , 3483-3493.
HOGLUND, M., SMEDMYR, B., BENGTSSON, M., TOTTERMAN, T.H.,
COUR-CHABERNAUD, V., YVER, A. and SMINSSON, B., 1997.
42
Mobilization of CD34+ cells by glycosylated and nonglycosylated G-CSF in
healthy volunteers. Europan Journal of Haematology, 59(3) , 177-183.
HÜTTMANN, A., SCHIRSAFI, K., SEEBER, S. and BOJKO, B., 2005.
Comparison of lenograstim and filgrastim: effects on blood cell recovery
after hıgh dose chemotherapy and autologous peripheral blood stem cell
transplantation. Journal Cancer Res Clinical Oncology, 131 , 152-156.
INGS, S.J., BALSA, C., LEVERETT, D., MACKINNON, S., LINCH, D.C. and
WATTS, M.J., 2006. Peripheral stem cell yield in 400 normal donors
mobilised with granulocyte colony-stimulating factor (G-CSF): Impact of
age, sex, donor weight and type of G-CSF used. British Journal of
Haematology, 134 , 517-525.
JANSEN, J., THOMPSON, J.M., DUGAN, M.J., NOLAN, P., WIEMANN, M.C.,
BIRHIRAY, R., HENSLEE-DOWNEY, P.J. and AKARD, L.P., 2002.
Peripheral blood cell progenitor cell transplantation. Therapeutic Apheresis,
6 , 5-14.
KESSINGER, A. and ARMITAGE, J.O., 1987. Harvesting marrow for autologous
bone marrow transplantation from patients with malignancies. Bone Marrow
Transplantation, 2 , 15.
KRÖGER, N., RENGES, H., KRÜGER, W. and GUTENSOHN, K., 2000.
A randomized comparison of once versus twice daily recombinant human
granulocyte colony stimulating factor for stem cell mobilization in healthy
donors for allogeneic transplatation. British Journal of Haematology, 111 ,
761-765.
KUBOTA, N., ORITA, T., HATTORI, K., OH-EDA, M., OCHI, N. and
YAMAZAKI, T., 1990. Structural characterization of natural and
recombinant human granulocyte colony-stimulating factors. Journal of
Biochemistry (Tokyo), 107 , 486-492.
LAKSHMIPATHY, U. and VERFAILLIE, C., 2005. Stem Cell Plasticity. Blood
Review, 19(1) , 29-38.
LANIER, L.L., CORLISS, B. and PHILIPS, J.H., 1997. Arousal and inhibition of
human NK cells. Immunology Review, 155 , 145-154.
43
LIESCHKE, G.J. and BURGESS, A.W., 1992. Granulocyte colony-stimulating
factor and granulocyte macrophage colony-stimulating factor. New England
Journal of Medicine, 327 , 28-35.
LIFFICK, S.M., 1997. Fundamentals of Clinical Hematology, 1st Edition. W.B
Saunders Company, Pennsylvania. pp 35-48.
MARTINO, M., CONSOLE, G., IRRERA, G., CALLEA, I., CONDEMI, A.,
DATTOLA, A., MESSINA, G., PONTARI, A., PUCCI, G., FURLO, G.,
BRESOLIN, G., LACOPINO, P. and MORABITO, F., 2005. Harvesting
peripheral blood progenitor cells from healthy donors: retrospective
comparison of filgrastim and lenograstim. Journal of Clinical Apheresis,
20(3) , 129-136.
METCALF, D., 1996. The molecular control of granulocytes and macrophages.
Education program 26th Congress of the International Society of
Haematology. Singapore.
NISSEN, C., DALLE-CARBONARE, Y. and MOSER, Y., 1994. In-vitro
comparison of the biological potency of glycosylated versus non-glycosylated
rG-CSF. Drug Investigation, 7 , 346-352
OGAWA, M., 1993. Differentiation and proliferation of hematopoietic stem cells.
Blood, 81 , 2844-2853.
QUESENBERRY, P.J. and COLVİN, G.A., 2001. Hematopoetic stem cells,
progenitor cells and cytokines. In Williams Hematology 6th Edition. Ed.
Beutler E., Lichtman MA., Coller BS. McGraw-Hill New York. pp 153-174.
PEDRAZZOLI, P., GIBELLI, N., PAVESI, L., PRETI, P., PIOLINI, M. and
BERTOLİNİ, F., 1996. Effects of glycosylated and non-glycosylated GCSFs, alona and in combination with other cytokines, on the growth of
human progenitor cells. Anticancer Res, 16 , 1781-1785
RAMAKRISHNA, L.R., 2005. Mobilization and collection of peripheral blood
progenitor cells for transplantation. Transfusion and Apheresis Science, 32 ,
63-72.
44
REYES, M., DUDEK, A., JAHAGIRDAR, B., KOODIE, L., MARKER, P.H. and
VERFAILLIE, C.M., 2002. Origin of endothelial progenitors in human postnatal bone marrow. Journal Clinical Investigation, 418 , 41-49.
SCHMITZ, N., GRATWOHL, A. and GOLDMAN, J., 1996. Allogeneic and
autologous transplantation in haematological diseases, solid tumors and
immune disorders: current practice in Europe in 1996 and proposals for an
operational classification. Accreditation Sub-committee of EBMT. Bone
Marrow Transplantation, 17 , 471-477.
SHIMIZU, N., ASAI, T., HASHIMOTO, S., NORITA, M. and KOBAYASHI, M.,
2002. Mobilization factors of peripheral blood stem cells in healthy donors.
Therapeutic Apheresis, 6(6) , 413-418.
SROUR, E.F., JETMORE, A., WOLBERE, F.M., PLETT, P.A., ABONOUR, R.,
YODER, M.C. and ORSCHELL, T.C.M., 2001. Homing cell cycle kinetics
and fate of transplanted hematopoietic stem cells. Leukemia, 15(11) , 16811684.
TANIGUCHI, T., 1995. Cytokine signaling through non-receptor protein tyrosine
kinases. Science, 268 , 251-255.
TESETA, N.G. and DEXTER, T.M., 1999. The regulation of haematopoietic cell
production. In postgraduate Haematology 4th Edition. Ed. Hoffbrand AV.,
Lewis ST., Tuddenham EGD. Butterworth Heinemann Oxford. pp 1-12.
TO, L.B., HAYLOCK, D.N., SIMMONS, P.J. and JUTTNER, C.A., 1997. The
biology and clinical uses of blood stem cells. Blood, 89 , 2233-2258.
WATT, S.M., 2003. Stem cell plastıcıty. Brıtısh Journal of Haematology, 122 , 877891.
WATTS, M.J., ADDISON, I. and LONG, S.G., 1997. Crossover study of the
haematological effects and non-glycosylated G-CSF in healthy volunteers.
Brıtısh Journal of Haematology, 98 , 474-479
WILLIAMS, D.A., 2000. Stem cell model of hematopoiesis. In Hematology Basıc
Principles and Practice 3rd Edition, Ed. Hoffman R., Benz Jr EB., Shattil
SJ., Furie B., Cohen HJ., Silberstein LE., McGlave P Churchill Livingston
New York. pp 126-138.
45
LENOGRASTIM PRODUCT MONOGRAPH
FILGRASTIM PRODUCT MONOGRAPH
46
ÖZGEÇMİŞ
AYŞE KÜSTÜ
Doğum Tarihi
: 01.10.1981
Doğum Yeri
: Karaisalı
Uyruğu
: T.C.
Yabancı Dil
: İngilizce
EĞİTİM
09 / 2005
: Çukurova Üniversitesi,
Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji
Bölümü Master Programı,
09/2004 – 06/2005
:YADEM Yabancı Dil Eğitim Merkezi, İngilizce Hazırlık
Programı
09/2000 – 06/2004
: Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü
İŞ DENEYİMİ
05 / 2005 -
: Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi
Terapötik Aferez, Kök Hücre ve Kriyoprezervasyon Ünitesi.
Ünvanı
: Biyolog
KONGRE
1 – 4 / 11 / 2007
: 3. Ulusal Hemaferez Kongresi
16-19 / 10 / 2007
: 33. Ulusal Hematoloji Kongresi
•
‘’Kaskad Filtrasyon Plazmaferezi:
Ç.Ü.T.F Terapötik Aferez Ünitesi
Deneyimi’’ başlıklı poster çalışması yapıldı.
•
‘’Kaskad Filtrasyon Plazmaferezi:
Ç.Ü.T.F Terapötik Aferez Ünitesi
Deneyimi’’ adlı sözlü sunum yapıldı.
•
‘’33. Ulusal Hematoloji Kongresi Genç Katılımcı Ödülü’’ alındı.
•
‘’Lipid Aferezi: Ç.Ü.T.F Terapötik Aferez Ünitesi Deneyimi’’ başlıklı poster
çalışması yapıldı.
8 -12 / 11 / 2006
: 32. Ulusal Hematoloji Kongresi
15-17 / 11 / 2006
: 5. Ankara Biyoteknoloji Günleri; Laboratuardan Kliniğe Kök
Hücre Uygulamaları
47
Download