Untitled

advertisement
İSTANBUL TİCARET ODASI
ESKi SSCB ve TÜRKİYE EKONOMİLERİ
DIŞ TİCARET ve İŞBİRLİGİ POTANSİYELİ
Prof. Dr. Cemi! KIVANÇ
1992
i
\
\\.
\
ı
'
1
l
.
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
-ÖNSÖZ
-GiRiŞ
-
1
TÜRKİYE İLE ESKi SOVYETLER BİRLİGİ
ARASINDA DIŞ TİCARETİN YAPlSI
-
ESKi SSCB' NİN DIŞ TİCARET YAPlSI
-
TÜRKİYE'NİN ESKi SSCB'YE GERÇEKLEŞTİRDİGİ
3
10
İHRACATlN UZUN VADELİ STRATEJi AÇlSINDAN
-
ANALİZİ
15
EKONOMİK İŞBİRLİGİ - YATIRIMLAR
23
-GENEL DEGERLENDİRME
31
ÖN SÖZ
1980'1erin sonunda, Doğu Bloku ülkelerinde ardarda meydana gelen
ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeler bu ülkelerde köklü değişimlere
sebep olmuştur.
Beş yıl önce kimsenin tahmin edemediği ve beklemediği olaylar sonucunda, bazı devletler tarihe karışmış, yanısıra yenileri kurulmuş ve ülkemizin de içinde bulunduğu bölgede siyasi coğrafya değişmiştir. Kısaca
belirtmek gerekirse, iki Almanya birleşmiş, Sovyetler Birliği dağılmış ve
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) adı altında yeni bir oluşuma gidilerek
Cumhuriyetler bağımsızlıklarına kavuşmuştur.
BDT üyesi yeni ülkelerin gerek coğrafi açıdan yakınlığı, yanısıra
bunlardan beşinin Türk kökenli olması ilişkilere farklı bir boyut getirerek,
siyasi, sosyal, kültürel ve elbette ticari ve ekonomik alanda yeni oluşum­
lara zemin yaratmıştır.
Konuya i\işkin gelişmeleri ve oluşumları izleyen Odamız, Türk iş aleminin ihtiyaç duyduğu ve eksikliğini büyük ölçüde hissettiği enformasyonun sağlanması amacıyla BDT ile ilgili bir dizi çalışma başlatmış bulunmaktadır. Bu çalışmalarımızın ilki olan ve konunun uzmanına hazırlatılan
bu araştırmada eski SSCB ile Türkiye ekonomik ve ticari ilişkileri irdelenmekte ve yeni dönemde bu alanda neler yapılabileceği ele alınmaktadır.
Araştırmayı gerçekleşiren Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Cemi! Kıvanç'a teşekkür eder, elde edilen bilgilerin üyelerimize
ve ilgililere yararlı olmasını dilerim.
Genel Sekreter
Prof. Dr. İsmail ÖZASLAN
1
GiRiŞ
Bugün Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) haline dönüşen eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) sistemi belli kurumlara dayalı bir
devlet idi. Piyasa ekonomisi yerine üretim araçları koordinasyonu merkezi
plan örgütü tarafından yerine getiriliyordu. özel mülkiyet yerine ise kamu
veya kollektif mülkiyet
şiddetle reddettiği
kurumlaşmıştı.
Dünyada en
gelişmiş
ekonomilerinin
bir sistem artık yıkılmış, devrini kapamış, batılı demokra-
tik parlamenter, sisteme geçme
çabası
içine
girmiştir.
Bu çalışmada, "yeniden yapılanma" ve "açıklık" kavramları ile ortaya
çıkan
söz konusu sistemin yıkılışı, aslında çok daha başka sebeplere da-
yanma,ktadır. Sovyetlerde hükümetler halka yahut çalışanlara (herkes dev-
letin çalışanı olduğuna göre) hep ödeme yapıyormuş gibi davranmışlar,
halk da çalışıyormuş gibi görünmüştür. Ekonominin bu sayede istikrarla
dayanıyormuş gibi görüntü vermesi de, katı, antidemokratik idari yapıdan
ileri
gelmiştir.
Gorbaçov ile
başlayan
reform
politikası, aslında gerçeği
orta-
ya çıkarmış, sonra da sistemin kurumlarının yıkımını hazırlamıştır.
Ekonomik sistem; teknoloji, sermaye, doğal kaynak bir yana, herşey~
den önce beşeri faktöre, insana dayanır. Kaynaklar, onun ihtiyaçları için
kullanılmakta, kullanan da kendisi olmaktadır. Bütün bunları ise "gelir" elde
etmek, onunla hayatını zaman içinde daha refah içinde ve rahat, güvenlikli
idame ettirmek içindir.
Dünyada ekonomi ve teknoloji özellikle son on yılda öyle gelişmiştir
ki, toplumlar birbirleri
hakkında, nasıl
bir hayat
tarzı
sürdürdükleri konusun-
da çok yakından bilgi sahibidirler. işte asıl bu bilgi, eski SSCB'nin yıkılışını
hazırlamıştır.
Devletin, kendisine ödüyor
göründüğü
gelirin
aslında,
süper güç
sayı­
lan bir ülkede, diğer ülkelerdeki gibi yeterli olmadığmı insanlar zamanla idrak etmişlerdir. Sadece asgari ihtiyaçlarının karşılandığı sistemde, insanlar
2
da buna
karşılık çalışıyor görünmüşler,
hatta kendileri bile öyle
dır.
Oretemeyen, yaratamayan ve nihayet kendine özgü
dan
gördüğü şekillerde karşılayacak
sanmışlar­
ihtiyaçlarını
dünya-
insanların
sistemi
geliri elde edemeyen
ve kurumları yıkması doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eski SSCB'nin ekonomik verileri biz
batılılar
için güvenilir
değildir.
Rublenin döviz kurları karşısındaki sun'i değerlendirilmeleri yüzünden kı­
yaslamada zorluklar vardır. Ancak bizim için önemli ~lan; bu çalışmada
Türkiye'nin bu ülkeyle
nasıl
bir ekonomik
Işbirliği
ile ticaret
yürütülebileceği
ve bunu hangi esaslara dayandırabileceğinin tahminini yapmaya çalışmak­
tır.
3
1. Türkiye ile Eski SSCB
Yaklaşık
son on
Tablo l'deki gibi
Görüldüğü
yıl
Arasında Dış
Ticaretin
Yapısı
içinde eski SSCB ile Türkiye
arasında dış
ticaret
gerçekleşmiştir.
gibi, eski SSCB ile dış ticarette Türkiye açısından 1982 ve
89 yılları hariç, devamlı açık vardır. "Sovyet ekonomisine Türkiye'nin ihracatının düşüklüğü,
önümüzdeki yıllarda ne ölçüde gideriJebilecektir?" soru-
su bize göre açıktır. Daha sonra bu noktaya gelmek üzere, ithalatın yapısı
üzerinde durmak gerekir.
Tablo 1: Türkiye ile Eski SSCB
a. Ithalat
Arasında Dış
b. Ihracat
Ticaret ( 1)
(Bin ABD$)
b/a. Ihracatın Ithalatı Karşılama Oranı
1982
1983
a. 106.6
b/a
b. 124.0
1.16
a. 237.6
0.37
1987
a. 313.0
1988
a. 220.7
0.44
1989
a. 352.6
b. 140.6
Türkiye'nin
yoğunlaşmıştır.
ithalatı,
0.61
a. 625.0
1.10
b. 704.7
0.86
1990
b. 190.0
1986
a. 442.6
b. 271.4
b. 138.5
1985
0.55
b. 169.5
b. 88.7
1984
a. 307.0
ı
a.
,247.4
0.42
b. 530.7
0.40
1991
a. 899.2
(Ocak-Ekim)
b. 500.0
esas itibariyle belli mal
grupları
0.55
veya sektörlerde
Bunlar petrol ve türevleri, doğal gaz, demir-çelik mamülleri,
kimya sanayii, son yıllarda da otomativ sanayiidir. Dünya ekonomisinde rekabet kabiliyeti fazla olmayan Sovyet mallarının ithalini Türkiye piyasası .
benimsememiş
ğal gazın
görünmektedir. En fazla yer tutan petrol ve türevleri ile do-
Türkiye'nin aynı mallarının toplam ithalatında yeri ayrıca fazla de-
ğildir.
(1)
Tablo, otE- Dış Ticaret Istatistikleri, HDTM'nın
caret Bülteni Aralık 1991'den derlenmiştir.
yayınlan
ve lst. Ticaret
Odası Dış
Ti-
4
Ithalatın seçilmiş
ğerlendirmek
mallara göre dağılımı tablosunda (2) bu durumu de-
mümkündür.
Tablo ll.
Milyon dolar kümülatif-Ocak/Haziran
Mallar
1989
1990
1989
1989
Ham petrol
1188
1301
105.4
363.3
114
156
90.1
152.6
515
711
1.8
34.3
1042
963
22.3
18.8
74
116
4.3
8.8
Petrol ürünleri
Motorlu kara nakil
araçları
Demir-Çelik ve
mamulleri
Derl-kösele
En yüksek
tiği
SSCB'den ithal
miktarı
tutan ham petrolün yeri Türkiye'nin toplam ithal et-
ham petrolü içinde 1989'da %8'den 1990'da ancak %28'e yükselebil-
miştir.
artışla, sanıyoruz
Bu
masının
önemli rolü
Irak'tan gelen ham petrol boru
madde
ihtiyacının
malları
sektörü olan deri mamüllerinin,
dahi eski SSCB'den
karşılanamadığı
Ihracatın ithalatı karşılama oranları incelendiğinde
defa 1989'da 1.1 'e yükselme görülmektedir. Bu sonuca
bank'ın
toplam 300 mio. ABD
oynamıştır.
kapan-
vardır.
Türkiye'de, önemli bir ihraç
hcıı ..
hattının
dolarlık
söylenebilir.
1982'den beri ilk
varılınada
Exim-
Türkiye'den ithalat kredisi önemli rol
Ancak, söz konusu kredinin 1990'daki verilerden yeterli
kullanı­
lamadığı anlaşılmaktadır.
Ithalatın devamlı artış
belki sektörlerde
yanması,
dünya
(2)
ve fazlalık göstermesi, yukarıda değinildiği gibi,
yoğunlaşan
Türkiye'deki
piyasalarına
ve daha çok hammadde ile
piyasaların aslında,
göre fiat
yarı
mamule da-
kaliteyi yeterli bulmasa dahi
avantajı sağladığını
göstermektedir.
T.C. Başbakanlık DIE - Aylık Ekonoı;nik Göstergeler, Haziran 1992 ve HDTM verileri.
5
Ancak, bu noktada, Türkiye'nin genel
ithalatında
eski Sovyetler Birli-
ği'nin yeri pek de umut verici değildir. Yukarıda verilen tablodan, ithalatın
yoğunlaştığı
selmiş
mal
gruplarında
bile, eski Sovyetler
Birliği'ndeki
oldukça yük-
görülen hacma rağmen, 1990 yılında çok dikkate değer bir gelişme­
nin varlığı kabul edilemez. iki ekonominin karşılıklı alım-satımı, kendi dinamiklerinden çok devlet desteğine, ihtiyaçlarına, teşviğine ve özellikle de doğal
gaz anlaşmasına dayanmaktadır.
Türkiye'nin ithalatının, önümüzdeki yıllarda gelişme seyri, muhteme-
len yine ham ve yarı mamullerde olacaktır. Ancak sayısı çok sınırlı olan
mal gruplarının tümü değişecek ve genişleyecektiL Türkiye, şayet iç piyasalarda uygun şartları taşıyorsa, yeni Bağımsız Devletler Topluluğu'ndan
daha çeşitli mallar ithaline ağırlık verecektir.
Ancak, böyle bir gelişmenin, çok kolay olamayacağını hemen ifade etmeliyiz.
Herşeyden
düğü
önce, ithalat için söz konusu mal türlerinin fiatları, düşünül­
gibi, dünya piyasalarına göre daha ucuz değildir. Bilhassa tam mamul
malların
kalite
yetersizliği,
teknoloji
geriliği, ithalatın
bu tür mal
gruplarına
yönelmesini engeliernektedir.
Bir başka engel daha, hala koyu devletçi bürokratik zihniyetin, kendilerine ihracatta serbestiil\ tanınan işletmelerde bile hakim olmasıdır.
Uygun mal bulup, ithal edebilmesi için, Türk
iş
çevrelerinin zaman ve
maliyet olarak oldukça büyük külfete katlanması gerekmektedir. Dolar karşısında, rublenin, özellikle karaborsada şimdiye kadar çok düşük olması, fiatların serbest bırakılması ise enflasyon ile halen (1991'de) bu avantajı
kaybettirmiştir. Temasların, ilişkilerin kurulması için eski SSCB'de kalına­
cak zaman ve bunun gerektirdiği giderler açısından maliyet giderek yükselmektedir.
Ayrıca doğrudan iletişim araçları (telefon, faks, teleks gibi) ile mal
arama, teklif isteme gibi işlemler zaman zaman kesintiye uğramaktadır. Sadece, bu yolla teklif sağlamak son derece zordur ve eski SSCB'deki işlet­
meler, dış ticaretin bu tür işlemlerinde yeterli bilgiye ve tecrübeye henüz
tam sahip değillerdir.
6
Bu durumda, Türkiye'deki eski SSCB'den mal ithali niyetinde ve
şında
olan
işletmecilerin
araştırmanın kapsamı
Bu
müzdeki
değinildiği
harcamasına razı olması
zaman ve para
ışık
yukarda
yıllarda
gibi, bundan sonra daha çok
gerekecektir.
dahilinde, dikkate
Türkiye'nin mal
arayı­
değer
bir tespitimiz; önü-
ithalatının nasıl gelişebileceği
hususuna
'
tutacak mahiyettedir.
Eski Sovyetler
yoğunluk kazandığı
Birliği,
özellikle
araştırma
Rusya Federasyonu'nda
çerçevesinde,
görüşmelerin
işletmelerin çoğu,
mal ihraç
etmek yerine, joint ventur şeklinde ortaklıklar kurmaya daha fazla eğilim
göstermektedirler.
Yaygın
zihniyet olarak da, bunun gerekçesi diye kabul
edilmesi mümkün olan görüş; ham maddeleri, yerli kaynakları, yurt içinde
değerlendirmek,
de,
mamul veya yeni mamül olarak ihraç etmektir. Bu sebeple
yabancı ortağı
liklerini
özendirecek
gerçekleştirmeye
Ayrıca,
ihracat
girişimlerde
bulunmakta, mevzuat
değişik­
gayret etmektedirler.
yapmasını,
ihraç
malı
malları
olabilecek
üreten
işlet­
melere belli bir teşvik edici tarafı bulunmamaktadır. Bürokrasideki, ihracata
yetkili personelin, hayat tarzında, ihracat yapması ile değişecek pek fazla
bir sebep henüz yoktur. üstelik, piyasa ekonomisine göre işleyen bir dünya
ticaretine
caret
alışık
işlemleri
olmayan, maliyet muhasebesi, ihracat
etme, döviz kazanma gibi, belli bir
rete
tanıdığı
yabancı
gibi konulara henüz
fiatlandırması, dış
ti-
yöneticilerin, mal satma, ihraç
motivasyonları
yoktur. Devletin,
dış
tica-
serbestlikte, eksik kalan husus budur. Türkiye'ye, iç piyasada
kendisi için ithali
karlı olacağı
beklentisi"'içinde bulunan
iş adamı
söz konu-
su malı sağlayabilmesi için değinilen tüm bu engelleri, kuracağı ekonomik
ve özel ilişkilerle aşmak zorundadır.
Eski SSCB'nin, Türkiye dışında, gerçekleşen dış ticareti ve yapısı daha
sonra incelendiğinde, Türkiye'ye bu ülkelerden, önümüzdeki yıllarda nasıl
bir ithalat malları grubu yapısı ortaya çıkabileceği hakkında belli bir fikir sahibi
(3)
olunabilmiş
kanaatindeyiz.
Ekonomik Rapor - ITO Yayın No: 1991-26, s.150
7
Türkiye'nin
açık
ihracatı,
vermektedir.
talama
tablodan
anlaşıldığı
Ihracatın ithalatı karşılaması,
yanyarıya gerçekleşmektedir.
devamlı
üzere hemen hemen
1982 ve 89
Türkiye'nin 1990
yılı
yılları
hariç or-
toplam
ithalatı
22.302.000.000 ABD doları, ihracatı ise 12.960.000.000 ABD dolarıdır. Bu
durumda, eski SSCB'ye ihracatımızın toplam ihracata oranı, %0.4, ithalatı­
mızın
toplam ithalata
oranı
%0.5'dir.
Ekonomik literatürde ve basında devamlı değinilen, eski SSCB, yeni
Bağımsız
Devletler
ye bu sonuçlar
Topluluğu'nun
altında
çok iyi ve
dikkatle yeniden
Acaba, Türkiye ekonomisi bu
nişletmeyi
geniş
geniş
bir pazar
iddiasını,
Türki-
değerlendirmek zorundadır.
pazarda
dış
ticaretini daha çok ge-
tercih mi etmemektedir, yoksa bu tercihi karşı taraf mı kullan-
mamaktadır?
Dış
ticareti
gerçekleştirmede,
dayanan tercihleri,
bazı
tabii ki rasyonel ekonomik
düşüneeye
unsurlar yönlendirmektediL
Bunların başında, ihracatımızın arımamasına
esas sebep olarak, yeni
BDT'nun, dövizle ödeme yetersizliği gelmektedir. Türkiye tarafından açılan,
ihracata yönelik krediler, geri ödeyerneme korkusuyla, etkili biçimde kullanılamamaktadır.
Bu noktada, ileriye dönük bir başka soruya, Türkiye dik-
kat etmelidir.
Acaba, Moskova yönetimi Türkiye'den ithalatı, getirilen kolaylıklara
rağmen, beklenildiği
ölçüde tercih etmemekte midir, yoksa, edememekte
midir? Bu konuya daha sonraki bölümlerde tekrar
değinilecektir.
1990 yılındaki Ihracat tutarı verilen 300 mio. dolarlık tüketim kredisine
rağmen yükselmemiş, aksine ithalatımız artarak dış ticaret dengesi aleyhte
gerçekleşmiştir.
1991'in Ocak-Ekim dış ticaret rakamları dahi, ~ütün destekiere rağ­
men yine Türkiye lehine
gerçekleşmemiştir.
Türkiye'nin ihracatının yapısı ise genellikle değişmemekte, belirli mallar üzerinde yoğunlcışmaktadır. Aynı ithalatımızın yapısında da görülen bu
8
durumu, müteahhitlik hizmetleri istisna edilirse, Türkiye'nin gelecek
hangi mallarda
ihracatını yaygınlaştırabileceğini
arttırabileceğini
mini
yıllarda
ve ne ölçüde ihracat hac-
bir önemli mesele olarak önümüze getirmektedir.
ihraç malları, daha çok, ilaç ve sıhhl temizlik maddeleri, gıda madeleri,
metal sanayii maddeleri, belli ölçüde tekstil
cak, ihraç
malları
listesi
incelendiğinde,
mallarını kapsamaktadır.
Türk ihraç
rnallarından,
An-
potansiyeli
yüksek görünenlerden, mesel~ antibiyotikli ilaçlar 1989'dan 90 yılına bakıl­
dığında
%65, yün kazaklar %69, zeytinyağı %89, ternizlik malzemelerini
%97 gerileme göstermektedir. Tablonun tanıarnı incelendiğinde, 1989'a göre 1990 yılında ihracatı artan %124.4 artış ile d ikişii tüp borular, %72.8 ile
otobüsler, %80 ile elektirik motorları, %8.4 ile bitkisel yağlar dikkati çekmektedir. Söz konusu, malların ihracatı gelecek yıllarda artışla devam mı
edecektir, yoksa, çoğu bir kerelik siparişler şeklinde midir? Bu tür sorulara
açıklık
getirmeden, Türkiye'nin ihracat yapısının eski SSCB'ye arttırılması
pek kolay
olmayacaktır
kanaatindeyiz.
1990 yılının toplam 530.7 mi o. $ tutan ihracatı ile Tür!< iye'nin (Tüm
1990 yılı ihracatının %0.4'ü) henüz bu büyük pazara girdiği veya girebildiği
söylenemez. Pazarın iddia edildiği gibi büyük olması ise sadece nüfus faktörüne bağlanmamalıdır. Bu hususta, özellikle iki ana noktada durulmasında
yarar
vardır.
1. Söz konusu pazarın satın alma gücü,
2. Bu pazarın, Türkiye ile dış ticaretinde tercihi.
Birinci nol<ta, tamamen ekonomik bir kavramdır. Türk ihraç mallarına,
halen hızla yükselen enflasyon sebebiyle, talebi arttırması eski SSCB pazarından ne ölçüde beklenebilir? Satın alma gücü, Türk ihraç malları Için düşerken, bir yandan döviz yetersizliği ile ödeme güçlüğü ortaya çıkmaktadır.
ödeme güçlüğünü Türkiye'deki firmalar, sınırlı ölçüde dahi olsa belki barter
ticaret sistemiyle çözmeye çalışacaklardır, ancak, hükümet, 60 günde kazanılan dövizi, geri getirme mecburiyetini getirirse Türk ihracatçısı zor du-
rumda kalacak, belki de yeni bir yol veya pazar aramaya kalkacaktır.
Tablo IJJ: Ihracat ve
a. Ithalat
1980
ithalatın ~llara
Göre Dagtlımı (4) 1980-89 (Toplama gore %}
b. Ihracat
Demir <:evherl
Konsantreler
metal ve ~e-
Kimyasallar Ağaç
Gübre
ve
Lastik
Ka~
a. 1.7
a. 6.1
a. 3.5
a. 0.6
aretim
Sınal
Gıda ve
TekStil
tüketim servisleri
gıda için
Ham
mad1eler ham madde mallan ve
sil!h san.
a. 17.7 a. 7.5
a. 18.6
a. 0.5
b. 22.8
b. 39.7
b. 13.1
b. 3.5
b. 3.0
b2.4
b. 2.4
b. 2.6
b. 10.5
a. 29.6
a. 1.1
a. 19.4
a. 8.2
a. 4.5
a. 3.8
a. 23.8
a. 5.2
a. 4.4
b. 1.9
b. 72.1
b. 4 . 9
b. 3.2
b. 6.4
b. 1.5
b. 1.2
b. 3.2
b. 5.6
~ne
Teçhizatı
Ulaşım
Yakıt
ve
elektrik
tal
Te~hizatı
Sosyalist ülkeler a. 43.8
Sosyalist
olmayan
gelişmiş
ülkeler
1985
Sosyalist ülkeler a. 47.4
s.o.g.ü.
(4)
ID
a. 1.8
a. 4.9
a. 3.0
a. 0.4
a. 0.3
a. 17.9
a. 15.5 a. 8.8
b. 16.9
b. 49.8
b. 10.1
b. 3.9
b. 3.0
b. 1.9
b. 1.6
b. 2.2
b. 10.6
a. 28.2
a. 1.7
a. 17.7
a. 10.3
a. 3.5
a. 3.3
a. 22.9
a. 7.7
a. 4.7
b. ı .9
b. 77.0
b. 4.6
b. 4.4
b. 3.6
b. 0.4
b. 1.3
b. 2.2
b. 4.6
a. 1.9
a.
a. 2.7
a. 0.3
a. 0.3
a. 14.5
b. 20.7
b. 41.1
b. 10.4
b. 4.2
b. 2.5
b. 2.0
b. 1.4
a. 16.2 a. 8.7
b. 2.8 b. 1.9
a. 34.3
a. 0.9
a. 12.4
a. 1O. 7
a. 3.5
a. 3.6
a. 18.5
a. 7.8
a. 8.3
b. 3.2
b. 55.1
b. 15.3
b. 4.7
b. 7.0
b. 1.4
b. 2.0
b. 2.8
b. 8.5
1989
Sosyalist ülkeler a. 45.4
s.o.g.u.
mamuıleri
5ı.O
A Study ot the Soviet Economy, Vdume 2, 1991, s. 71 11/f' and World Bank. OECD, European Bank and Reconstruction and Development
tO
Devletin
de
olması
kararları,
mevcut piyasa
şartlarını
ihracatın arttırılması,
Türkiye'den
daha da
iddia
zorlaştırıcı
edildiği
yönün-
gibi kolay olma-
yacaktır.
Eski SSCB'nin
Incelendiğinde,
pek
geniş
bir ihraç
pazarı
doğru değildir. Eğer
olarak görülmesi, mevcut
şartlar
bu pazar, dünya ticaretinde tercih-
lerini, fiat ve kalite gibi en önemli unsurlara göre, Türkiye dışında kullanı­
yorsa, uzun vadeli bir stratejiye ihtiyac; var demektir. Eski SSCB'nin dünya
ticaretindeki yerini ve
mesi,
bazı açık
yapısını
sorulara
inceledikten sonra bu noktaya tekrar gelln-
ışık tutacaktır.
Il. Eski SSCB'nin Dış Ticaret Yapısı
Eski Sovyetler
Birliğinde dış
ketlerin belirlenmesinde
tap olan tarafiara
farklı
sıhhatli olamamaktadır.
ruble
bazı
ticaret ticaret istatistikleri,
Çünkü,
dış
ticarete muha-
esası uygulanmaktadır. Ayrıca
mukayeselerde, belirlenen ruhle-dolar kuru
ticari hare-
uluslararast
farklı değerlerde uygulandığın­
dan, zorluk çekilmekte, hatta mümkün olmamaktadır.
Eski COMECON ülkeleriyle ve
diğer
ülkelerle
dış
ticaret
farklı
ruhle-
dolar veya döviz kuru değerlendirilmesiyle yapıldığından, eski SSCB'nin
dünya ticaretindeki yerini dolar
esası
üzerinden
değerlendirmek yanıltıcı
so-
nuçlara sebep olabilmektedir.
Ancak, bu tür istatistiki sapmalara
rağme~ bazı
sonuçlara da varmak
mümkün olabilir.
En başta söylenebilecek husus; eski SSCB'nin, bilhassa son 40 yıl
içinde
dış
laştırdığı,
ticaretini, eski COMECON veya sosyalist ülkeler
bir manada sosyalist ülkeler
arasında uluslararası
arasında yoğun­
bir
işbirliği
ger-
çekleştirdiğidir.
Tablo lll'de eski SSCB'nin 1980-89 arası dış ticaretinin yapısı incelenmektedir ( 4). Türkiye'nin ihracatının esas itibariyle gıda, metal, ilaç ve temizlik malzemeleri lle kimyasal maddeler sektöründe
edersek, tabloya göre, toplam ithalat içindeki yüzde
yoğuntaştığını
oranlarına
kabul
göre, duru-
mu Türkiye ekonomisi açısından şöyle değerlendirmek mümkündür.
11
Maden ve metal mamullerinde, eski SSCB s.o.g.ü.'lerden
derek azaltmakta, sosyalist ülkelerden olan
oranlarda
ithalatını
ithalatını
ise hemen hemen
gi-
aynı
korumaktadır.
Kimyasallar sektöründe, s.o.g.ü. 'lerden ithalat çok düşük oranlarda
artmakta, s.ü. 'lerden ise giderek azalmaktadır.
Tekstil sektöründe s.o.g.ü.'lerden ithalat hemen hemen aynı oranlarda
kalmakta, aynı durum çok daha düşük oranlarda olmak üzere s.ü.'den yapılan ithalatında
da görülmektedir.
Gıda sektöründe, toplam ithalat içinde oldukça yüksek oranlarda yer
tutmasına rağmen,
her iki ülke grubundan
yapılan
ithalat
devamlı
azalmak-
tadır.
Türkiye'nin, ihracatının her iki ülke grubunda da yer olmadığı, hesaplara en azından bu tabloda yer verilmediği tahmin edilebilir. Ancak, Tablo
lll, eski SSCB'nin ithalatında genel olarak durumunu ve tercihini ifade edebilir. Bir
başka
halatında
törlerde
ifadeyle, eski SSCB ödeme güçlükleri içindedir ve toplam it- ·
önemli yer tutan ve Türkiye'nin de ihracat potansiyeli olan sek-
ithalatını
giderek
daraltmaktadır
veya daraltmak zorunda kalmak-
tadır.
Fakat dikkati çeken bir husus, s. ü. 'le re ihracat azalmayıp, hemen hemen aynı oranlarda devam etmektedir. Buna karşılık s.o.g.ü.'lere daha çok
teknoloji ile yakın ilgisi olduğu kabul edilebilecek makina-techizat sektörünün ihracatı çok düşük oranlarda gerçekleşmektedir. Aynı durum yakıt ve
elektrik yahut enerji sektörü hariç hemen hemen
diğer
kesimlerde de görül-
mektedir ve eski SSCB'nin esasında mamül mal değil ham madde ve kıs­
men de yarı mamül ihracatında yoğunlaştığı anlaşılmaktadır.
1986'dan itibaren dış ticaretin merkezileştirilmesinden vazgeçilmiş olmasına rağmen, ihracatın %70'i lisansa bağlı kalmıştır. Daha önemlisi, ser-
best bırakılan ihraç malı üreticisi firmaların, ihracat ile ilgili önemli bir motivasyonları sağlanmamıştır. Aslında,
eski merkezi planlı sosyolist ekonomi-
nin alışkanlıkları devam etmektedir. Ekonomik menfaatler, işletmede, çalı-
12
şanlarda,
sektörde, bölge yönetiminde, hatta tüm ekonomi yönetiminde bir-
biriyle çatışmaktadır. Yeni sisteme göre, menfaatler arasında bir uyum sağ­
lanamadığından,
ekonomik reformlar içinde en önemli noktalardan biri ola-
rak, bu uyum konusu görülmektedir. (5)
Ayrıca,
gerek Shatalin
planına,
gerekse Gorbaçov yönetimine
rağmen,
ekonomideki piyasa sistemi ile ilgili kararlar, eski merkezi planlama devletçilik
alışkanlıklarının
dırılamayacağını
ortadan
kaldırılmadığını,
göstermektedir. Reform
ticareti de olumsuz yönde etkileyerek,
başarısızlığa uğraması
hatta daha uzun bir süre kal-
programlarının
yanlış
bu
bakımdan, dış
kararlar ve uyumsuzluklarla
çok muhtemeldir (6). Bu durumda eski SSCB'ye
Türkiye'nin Ihracatını hacim ve değer olarak arttırması kolay olmayacaktır.
Zira, ödeme güçlüğü yanında, Türkiye'den mal alacak birimlerin kararları,
doğrusu
daha
hacim ve
karar alma süreçlerinin yeterli ve etkili
değer
olarak, önümüzdeki
işlememesi, ihracatın
yıllarda bazı tıkanmalara
sebep olabile-
ceği düşünülmelidir.
Türkiye'nin, ihraç
Topluluğu'nun
çok
malları
geniş
için eski SSCB,
bir pazar
yukarıda, yapılan değerlendirmeler
ihracatın
larda,
ithalata göre
oluşturduğu
şimdiki Bağımsız
Devletler
kabul edilmektedir. Fakat
1982 ve 1989 yılları hariç, mevcut şart­
artmadığını,
aksine 1989'dan itibaren azal-
makta olduğunu göstermektedir. Tablo IV'de eski SSCB'nin ülkelere göre
ithalatı
incelenmektedir. Parantez içindeki rakamlar, Tablo IV'de milyar
Ruble olarak verilen
ret
işlemlerinde
değerlerin aynı yıllar
uygulanan kurlar ile, rublenin
dalarına çevrilmiş şeklidir.
değerlendirilen
100 ABD
Böylelikle
yaklaşık
doları karşılığı dış
değişimi
tica-
hesaplanarak, ABD
olarak, ABD
doları
üzerinden
Türkiye'nin ihracatının kıyaslaması bir adım daha ileri gidi-
lerek mümkün olabilmektedir.
Eski SSCB'nin ithalatı, tablodaki verilere göre 1987'den bu yana ABD
doları
(5)
olarak devamlı artmaktadır. 1990 yılına kadar hala eski sosyalist ül-
Aganbegyan, A.l. "Reform der Wirtschaftsleitung: Allgemeine Aspekte"; Reform der,
Sowjetischen Wirtschaft: Ausblickle und Lösungen, Verlag Nauka-Moskou 1988, s.
14.
(6)
Onursal, Erkut. "Sovyet Ekonomisi Kapitalizmden Kapitalizme Güç Yolda": Hazine
ve Dış Ticaret Dergisi, sayı 8, 1991/1, s. 102-103
13
keterden
ithalatı batılı
ülkelere göre daha
fazladır.
Fakat
açıkça
görülmekte-
dir ki, sosyalist olmayan batılı ülkelerden yapılan ithalat oranı giderek yükselmektedir. Esas dikkati çeken
lişmiş
ülkelerden
ye'den
ithalatın
mektedir ki,
Tablo IV.
ithalatının devamlı
da
aynı
gelişme
aynı
gruba
eski SSCB'nin son
yıllarda
az ge-
artan oranlarda yükselmesidir. Türki-
gireceği varsayımı
ile hareket edilirse, görülkarşılaşılmaktadır.
Tablo I'deki durumla burada da
SSCB'nin Dış Ticaretinin ülke Gruplarına Göre Dağılımı.
1980-90 (7)
(Milyar Ruble)
1980 1984 1985 1986 1987
Ithalat
44.5
65.4
69.1
62.6
(82.4) 89.0
A. Sosyalist
ülkeler
23.6
42.2
8.3
41.8
1988
65.0
60.7
1990
1989 (ilk :iarı}
38.0
72.1
(95.8) (106.9)(114.9)
42. ı
43.4
44.7
(50.3) (59.4) (66.5) (71.4) (71.2)
B. Sosyalist
olmayan
üikeier
20.8
27. ı
26.9
20.7
21.7
18.6
27.5
(32.2) (29.4} (29.3) (35.7) (43.8)
Gelişmiş
ül-
keler
15.7
19.6
19.3
15.9
1.3
13.9
20.5
(23.0) (22.6) (21.9) (26.8) (32.6)
Az
gelişmiş
ülkeler
5. ı
7.5
()
Türkiye
(7)
7.6
4.9
4.7
(9.0)
(6.9)
(7.4)
(0.02) 0.02
0.02
.
62.9
22.8
(37.7)
15.2
(25.2)
11.4
( 18.8)
5.3
7.0
3.8
(8.7)
(11.1)
(6.2)
0.03
0.06
0.04
Sosyalist ülkelere dahil olanlar: Eski COMECON ülkeleri ve Çin ile
Yugoslavya'dır.
Tablo IV- "A Study of the Soviet Economy" adlı rapordan alınan Tablo 6.7 ve Tablo
lll. 4.1. s.l 07 ve 407'den
faydalanılarak hazırlanmıştır.
14
1986-87 yıllarında eski SSCB'ye Türkiye'nin ihracatı çok az farkla artmıştır.
1989-90 yılları ihracatındaki artışlar, Tablo IV'de aynen takip edil-
mektedir. Fakat bu tablodaki göstergelerin bir önemli sonucu, Türl<iye'nin
ihraç potansiyeli veya her iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin gelişmesi
açısından
çok önemlidir.
Eski SSCB yeni BDT'nun Türkiye'den yaptığı ithalat, diğer dünya ülkelerinden yaptığına göre çok düşüktür. Coğrafi konumu ve Türkiye'de
açısından,
ekonominin potansiyeli
daha yüksek seviyelerde
de
edilebildiği
ret hacmini
bulunması
taktirde, son
arttıracak
eski SSCB'ye Türkiye'nin
yıllarda
gerekirdi. Sadece binde
ihracatının
çok
oranlarıyla
ifa-
yükselen oranlardan cesaretle,
dış
tica-
yeni tedbirlere yönelmek gerekmektedir.
Aksi halde, yeni BDT olan Türkiye'nin kuzeyinde ve doğusunda, çok
büyük olduğu varsayılan büyük pazarlar, Türkiye'nin mevcut ihraç malları
sanayii için pek fazla bir m ana ifade etmemektedir.
Yeni BDT, içinde bulunduğu ödeme güçlüğü sebebiyle, ithalatını kendisine çeşitli kolaylıklar sağlayan ülkelerden yapacaktır. Bu konuda Türkiye'nin pek şanslı olduğu söylenemez. Çünkü, daha önce, eski SSCB'ye
1990
yılında yaklaşık
%12
oranında
ihracat
yapmış
söz konusu piyasalarda birikimlerinin daha fazla
gelişmiş
ülkelerin,
olduğu varsayımı
pek yan-
az
lış c:mayacaktır.
Varsayılan
birikimler sebebiyle, bu ülkeler, yeni BDT ülkelerinde daha
fazla bilgiye, çevreye sahiptirler. Türkiye'nin önce bu
açığı kapatması
gere-
kecektir.
Eski SSCB'nin az gelişmiş ülkelerle dış ticareti, önceki yıllarda, ideolojik-siyasi içerikli olduğu gerçeği ayrıca dikkate al~nması gereken bir husustur. özellikle Irak ve Hindistan bu grupta önemli yer tutmuştur. Gelişmiş sanayi ülkelerinden, en fazla ihracatı gerçekleştirenler ise Finlandiya ve Almanya'dır.
Yeni BDT'na ihracat açısından ödeme güçlükleri bir an için Ih-
mal edilirse, ticari ilişkilerdeki birikim sebebiyle, Türkiye'ye göre, önceki
sosyalist ve üçüncü dünya ülkeleri grubu ile gelişmiş ülkelerden Finlandiya
ve Almanya'nın önümüzdeki yıllarda çok daha fazla şansları olabileceği
mümkün görülmektedir.
15
90'1ı yıllarda
lilik yönlerinden
yeni BDT'na Türkiye'nin
geliştirmek
ihracatını
miktar,
için uzun vadeli yeni bir sistem
değer
ve
çeşit­
geliştirmek
ve
bununla ilgili içeride ve ilgili ülkelerde kurumlaşmayı kısa sürede gerçekleş­
tirmek zarureti vardır. Aksi halde iddia edildiği gibi, yeni BDT geniş pazarı
Türkiye ekonomisi için rakipiere kaptırılmış bir pazar haline dönüşebilecek­
tir.
lll.
Türkiye'nin Eski SSCB'ye
Strat~i Açısından
Gerçekleştlrdlöi
lhracatm Uzun Vadeli
Analizi
Türkiye, önceki tablolarda incelendiği gibi, gerek doğal gaz, gerek özel
hesap, gibi iki ülke arasındaki resmi anlaşmalara dayanan ihracat ile, serdayalı
best dövize
olma gibi yöntemlerle belli sektörlerde
yoğuntaşarak
mal
satışını gerçekleştirmiştiL
Tablo V:
1991-Doğalgaz Karşılığı
Protokole Bağlanan Mallar ihracatı.
ABD doları (milyon)
Adı
Madde
Demir - Çelik ürünleri
20
Yağlar
30
maması
2
Bitkisel
Çocuk
Çay
17
Trikotaj, deri giyim, iplik, mensucat
5
Konfu, ayakkabı
5
Alüminyum ürünleri
5
öğütülmüş
7
bavit
Her türlü ilaçlar
27
Sabun, deterjan, diş macunu
20
Sigara
10
Fındık
ve mamulleri
6
Diğer
Sanayi ürünleri
16
16
Uzun vadede, veya
90'1ı yıllarda
yapısını
olarak, eski SSCB'nin ithalat
mallarımızın
ihraç
biraz daha
yönlenmesiyle ilgili
teferruatlı
incelemekte ya-
rar vardır (Tablo VI).
Ancak, daha önce, 199 I
doğal
karşılığı,
gaz
protokole
bağlanan
mal-
lar listesi incelendiğinde (8) tamanıının sanayi ürünlerinden oluştuğu görüldoları değerinde
mektedir. 170 milyar ABD
ları ağırlık kazanmaktadır.
mallarla beraber
leri ve boru,
larında
düşünüldüğünde;
gıda dışı
Türkiye'nin
Aşağıdaki
mallarının
Genel olarak,
tasarlanan listede tüketim mal-
diğer doğalgaz dışı
makine ve teçhizat, demir çelik mamul-
ham madde ve sanayi tüketim
malları
gibi mal grup-
ihracatı gerçekleşmektedir.
tabloda 1985-89
arası
eski SSCB'nin yerli tüketiminde ithal
yüzdesi verilmektedir. Bu tabloya göre söz konusu
yasadaki tüketim
Ihraç edilen
ihtiyacı
ve talep edilen mallara olan
eğilim
yıllarda
iç pi-
görülebilmek-
tedir.
Tablo Vl'daki verilerden makine ve teçhizat kalemleri, Türkiye'nin ihracatında şimdilik
önemli
değildir.
önümüzdeki
veya makina, teçhizat gibi teknolojik malzeme
önemli
sayılacak eğilimler
buna
rağmen
yıllarda,
ihracı
tabloda yer
Türkiye'nin
söz konusu
yatırım
olduğunda
almaktadır.
Tabloda en dikkati çeken husus, sabun ve temizlik malzemeleri tüketiminde, ithale
dayalı
mallara olan talebin
artışıdır.
Bunun sonucu olarak
1989 Türkiye'nin Ihracat hacmi içinde; sabunlar 48.5 mio. ABD doları, temizlik malzemeleri ise 22.6 mio. ABD
ğer
doları
olarak yer
almaktadır.
Bir di-
ifadeyle, Türkiye, mevcut eğitimi değerlendirerek önemli sayılacak mik-
tarda Ihracat yaparak, söz konusu
1990
yılı eğilimine
eğilimi doğru değerlendirmiştir.
ait veriler elde edilememekle beraber, devam
Ancak,
ettiği,
ya-
hut bir yıl içinde eski SSCB'nin bu malların tüketiminde ithalata yer vermediği
kabul edilirse, 1990 için ihraç potansiyeli
bilir. Halbuki, 1990
da mevcuttur. Bu
yılı
Türkiye'nin ihracat
bakımdan,
söz konusu
açısından kayıp
rakamlarında
malların ithalatı
yoktur dene-
her iki mal grubu
ve tüketim
eğilimi
devam ediyor diye kabul edilmesi mümkündür. Ancak, önemli bir fark var(8)
1991 yılı doğal gaz karşılığı Türkiye'den SSCB'ye ihraç edilecek mallar listesi:
HDTM -
Anlaşmalar
Genel
Müdürlüğü
17
Tablo VI: 1985-1989 SSCB'nin Tüketim
Mallarının
ithalattaki
Payı.
Artış oranı
Toplam
1985
1989
%
73.0
82.1
12
Giyim sanayi
42.2
78.9
86
örme sanayi
52.2
68.4
31
Boya sanayi
49.3
68.2
38
Kimya sanayi
55.5
61.4
10
Matbaa sanayi
56.3
58.7
0.4
Tekstil sanayi
52.9
57.8
0.9
Gıda işleme
52.1
39.4
-24
Yü n
24.2
27.4
13
Çelik borular
21.4
14.7
-31
87.8
76.9
-12
Çay
31.0
35.0
13
Tahıl
20.3
15.5
-23
26.2
25.4
-0.3
Sabun
0.8
18.5
22
TuvaJet sabunu
2.6
34.0
12
31.4
28 2
-1
3.7
22.7
5.13
Mal Türleri
Makine ve Teçhizat
ayakkabı
Deri ve
sanayi
sanayi
Qıçla Dışı Hammı:t_d__fleler
Gıda ve Gıd~_jjammadd_~!~Ii
Donmuş
Ham
sebzeler
şeker
Sarıayi
TüketifT!_ Mallaq
ilaçlar
Deterjan ve temizlik malzemeleri
(9)
"A Study of the Soviet
Econoıny":
s.73, Vol 2.
o
(9)
18
dır.
Sabun
ihracı
%22.5 geriteyerek 37.8 mio. ABD
zemeleri ihra cı ise % 97. 1 azalarak O. 7 mi o. ABD
durumda, bir
yılda
ithal
malı
talep ya gerçekten tamamen
kiye'den
değil, başka
doğru olması
olarak tüketimi
azalmıştır,
dolarına,
dalarına inmiştir
yapılan,
yahut da
temizlik mal( 1O}. Bu
her iki mal grubuna
aynı malların ithalatı
ülkelerden tercih ediliyor demektir.
Asıl
bu
düşünce,
halinde, Türkiye'nin ihracat sistemini gözden geçirmesi zaru-
retine bir kere daha dikkat çekmektedir. Bize göre, yeni BDT ülkeleri,
ölçüde ithalatta,
diğer
politikasında
geniş
imkimiarı elverdiği
bir pazar potansiyeli görüntüsü içinde olmakla beraber,
ticaret
Tür-
ülkeleri tercih yoluna gitmektedirler. Türkiye'nin
yeni stratejilerinin bu
açıdan
tekrar
değerlendirmesi
dış
ge-
rekir.
Eski SSCB'nin 1980-89 arası ithalat yapısını inceleyen aşağıdaki Tablo VII'de yine
bazı kıyaslamalar yapılarak,
karşılığı değil,
genel ihracat potansiyelini
Türkiye'nin, sadece
değerlendirmek
doğal
gaz
mümkündür.
Tablonun verdiği manzara, aslında yeni BDT'nun özellikle, Türkiye'nin
ihraç potansiyeli
rında
olduğu
kabul edilen
kendi kendine yeterli
doğrudan
olduğudur.
ithalat
veya
dotaylı
yapısı
tüketim malla-
içinde bu tür mallar
önemli yer tatmamaktadır. Sadece teknolojik açıdan ilgi çekici mal veya
mal grupları Türkiye'den talep edilebilecektir. Diğer tüketim mallarının Ithali veya talebinin artması için öncelikle refah seviyesinin yükselmesini beklemek gerekecektir.
(10)
HDTM. 1989 ve 1990 yıllarında SSCB'ne ihraç edilen maddeler listesi 1 1991.
19
Tablo VII:
SSCB'nin 1980-89 ithalat
Yapısı
(Cari fiatiara göre yüzde
olarak) (ll)
Toplam ithalat Fob.
Makine, teçhizat ve ulaşım
araçları
Enerji, elektrik teçhizatı,
kablolar
Maden, vlnçler, taşıma
malzemeleri
Yuvarlak mamuller, boru
Kimyevi maddeler ve
boyalar
Tahıl (pirinç dahil}
Kahve, çay
Şeker
Meyve ve Sebzeler
ayakkabı
Tekstil, giyim ve
ilaçlar
Diğer
ithaiatı yapıian
1980 1985 1986 1987 1988 1989
100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0
33.9 37.2 40.7 41.1
40.9 38.9
2.7
2.7
2.9
3.0
2.8
2.4
5.2
4.2
4.0
3.9
3.9
.4.6
5.8
5.3
5.4
5.1
5.2
4.2
3.6
3.1
3.1
3.3
3.4
3.8
2.8 3.8 4.5
0.7
1.0
1.1
1.1
0.9
4.2 3.9
4.9 5.6
5.0
2.1
1.6
1.4
1.8
1.8
6.0 7.2 7.5 6.8 6.5 7.2
2.0 2.6
1.7 2.0 2.1
1.2
26.2 25.0 24.4 25.6 26.6 28.1
7.5
7.1
3.3
1.0
5.2
2.0
mailann 80'li yıllardaki eğilimi dikkate alındığında;
ekonominin kriz dönemi olan son
yıllarda
dahi, önemli
mektedir. iç piyasalarda, tüm BDT'da özellikle tüketim
artışlar
görülme-
maliarına
talebin
yükselmesi beklenirken, bu yükselmenin dikkate çekecek şekilde ithalat
yapısına yansımadığı
görülmektedir. Bunun sebebi ise büyük bir ihtimalle
talebin yokluğu değil, ödeme güçlükleridir.
Böyle bir durumda, Türkiye'nin yeni BDT'na ihracatını arttırması, dış
ticaret dengesini lehine çevirebilmesi için, takasa
liştirmesi
ve bunu finans
kurumlarıyla
dayalı
yeni bir sistem ge-
desteklemesi gerekecektir. Yeni
BDT'na Türkiye'nin ihraç potansiyeli bulunan yeni malların ihracatının gelişmesi
için özel bir ihracat stratejisinin
lar içeren) belirlenmesi
( 11)
(çeşitli teşvik
şarttır.
"A Study of Soviet Economy": s. 104, Vol. 1 1 1991
ve bürokratik
kolaylık-·
20
Toplam
ithalatında,
toplam olarak %20'ye
Birliği tarım
dan
eski SSCB'nin
yaklaşmaktadır.
maddelerinin yeri
yaklaşık
ve
Ancak, bu durum, eski Sovyetler
sektörünün ciddi bir örgütlenme bozukluğu ile teşebbüs açağın­
kaynaklanmaktadır.
üretim
gıda
Esas sebep mukayeseli
avantajların yokluğu
ve
yetersizliği değildir.
önümüzdeki yıllarda, BDT'na üye ülkeler söz konusu açığı kapattıkları
taktirde, Türkiye'den
tamamen
gıda
kalkacaktır.
mallan ithalat! çok daha azalacak, hatta belki de
Ancak,
çeşitlendiritmiş
mamullerin ihraca mümkün
olabilecektir. Böyle bir durum ise, Türkiye'nin ciddi piyasa araştarması faalişimdiden girişmesini
yetlerine
gerektirmektedir.
Türkiye ekonomisi lle yeni BDT
karşıliğı,
arasında dış
ticaret, ister
doğal
gaz
ister serbest döviz ile olsun, yukarıdaki açıklamalar bizi belli bir
sonuca doğru götürmektedir. Bu da barter ticaretin önümüzdeki yıllarda
önem kazanacağıdır. Tablo VIII'de eski SSCB'nin hacim ve değer olarak
barter ticaret hadleri verilmektedir.
Tablodan
anlaşıldığı
gibi, eski SSCB, barter ticarette net barter
tıcaret
hadleri dikkate alındığında, 1976-80 dönemi hariç, diğer yıllar Ihraç mallan
fiatları açısından
önemli kayıplara maruz kalmıştır. 1976~80 döneminde ti-
caret hadlerinin lehte oluşması, artan petrol fiatları ve eski SSCB'nin o yıl­
larda önemli bir petrol ve türevleri ihracatçısı olmasındandır. Aynı döneme
kıyasla,
en kötü yıl olarak 1986 ele alındığırıda bu durum daha açık hale
gelmektedir. 1986'da petrol ve türevleri ihraç fiatları düşerken, o yıl eski
SSCB'nin ithal ettiği, makine ve teçhizat malları fiatları, önemli ölçüde yükselmiştir.
Net barter ticaret hadleri ithal mallarının devamlı yükselen fiatlan
yüzünden son yıllarda devamlı olumsuz gelişf!liştir. Aynı yıllarda eski
SSCB'nin teknoloji ile yakından ilgili olan makina ve teçhizat gibi yatırım
malları ithalatında
belirgin bii
artış vardır.
Barter ticaretinin hacim olarak ele alındığı gayri safi barter ticaret hadlerinde de benzeri bir durumla karşılaşılmaktadır. özellikle, 1986 yılında
bartere konu olan ithalat ile ihracat hctcmi arasında önemli bir dengesizlik
mevcuttur. 1989'da, eski SSCB'nin, ithalatta, barter ticaretine ağırlık veril-
21
diği anlaşılmaktadır.
yıllardaki
Son
ödeme güçlükleri dikkate
alınırsa,
bu
sonuç doğaldır. ihracat mallarında ise hacim olarak, barter ticarete konu
olanların azaldığı
karşılığı
Daha çok döviz
ve bu yolla
dış
veya genel ihracatta fazla yer
ihracat
ticaret veya
dış
yapılarak,
almadığı anlaşılmaktadır.
barter yönteminden
borç ödemelerindeki
kaçınıldığı
tıkanıklığın aşılmaya
çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Tablo VII:
SSCB: Gayri Safi ve Net Barter Ticaret Hadleri, 1960-89
(Yüzde olarak, yıllık ortalama büyüme oranı) ( 12)
Net Barter Ticaret Gayri Safi Barter
Ticaret Hadleri
Hadleri (nbtt) ( 1)
(gbtt) (2)
Ratio. (nbtt/gbtt)
(3)
1961-65
-1.9
-3.0
1.1
1966-70
-1.9
-3.0
1.1
1971-75
1.4
5.2
-3.7
1976-80
5.0
0.6
4.4
1981-85
2.9
4.0
-1.0
1986-89
-4.7
-2.4
-2.3
1986
-11.5
-14.5
4.7
1987
-1.0
-4.9
3.2
1988
-9.7
-1.0
-9.1
1989
-1.0
6.9
-7.5
( 1) Toplam
ları
(2)
dış
ticaret için, ihracat
indeks
değeri
1 ithalat
fiat-
değeri
indeks
Toplam
fiatları
dış
ticaret için; ithalat hacim indeksi
1 Ihracat
hacim in-
deksi
(3)
Ratio'da artma
normalleştirilmlş
ticaret dengesinin
yükseldiğini,
azalma ise düştüğünü ifade etmektedir. Radioda artma reel kaynakların
sından
( 12)
net iç transferinin, sabit muhtemel bir finansman sıkıntı­
daha küçük
olduğunu açıklar.
"A Study of the Soviet Economy" Volume 1, s.1 05
22
oranını
Net Barter ticaret hadleri ile gayri safi barter ticaret hadlerininin
incelediğimizde,
normal ticaret dengesinin giderek
mekteyiz. En iyi durumda
görüldüğü yıl
olumsuztaştığını
olan l986'da,
dış
gör-
ticaret dengesin-
de oran 4.6'dır. Aynı yıl, ihracat 1985'e göre 0.05 düşerken, ithalat 0.15
düşüş
göstermektedir.
Aşağıdaki
dış
tablodan
ticaretteki dengeyi takip et-
mek mümkündür.
Tablo IX: SSCB'de
Dış
Ticaret. 1980-90 ( 13)
{ilk
(Milyar Ruble)
yarıyıl}
1980
1985
1986
1987
1988 1989 1990
Toplam ihracat
49.6
72.7
68.3
68.1
67.1
68.7
30.4
Toplam ithalat
44.7
62.4
52.6
60.7
65.0
72.1
38
Fark
4.9
10.3
15.7
7.4
2.1
-3.4
-7.6
dış
Eski SSCB'nin
dahi en Iyi durumda
derek artan
Aslında
ticaret dengesi,
bulunduğu
konvertibıl
olmayan, rubleye göre
1986'dan sonra gerilerneye
başlamış
açıkla karşılaşılmıştır.
bu durum, barterla yürütülen
görülmektedir. Son
yıllarda
dış
ticaret tablosunda da
tamamen aleyhte sonuçlanan
dış
sinde, barter ticaret sisteminin dahi eski Sovyet ekonomisine
dirdiği açıkça
dan
ve gl-
görülmektedir. Nitekim son
kaçınmaktadır
çalışmaktadır.
ve daha çok döviz
Fakat bu sefer de
düşük
yıllarda
karşılığı
açıkça
ticaret dengekayıplar
ver-
Sovyet yönetimi barter-
mal
satımını
teknolojili ihraç
tercih etmeye
mallarında sıkıntıya
girilmektedir. BDT olarak, eski COMECON ülkeleriyle mümkün olan bu tür
malların satışı artık
tercih edilmemektedir. Eski COMECON, yeni
rupa ve
diğer
miş batı
ülkelerinin ihraç
üçüncü dünya ülkeleri ile yeni BDT yüksek teknolojili
böylesine kendi aleyhine
Av-
geliş­
mailarına yönelmişlerdir.
Türkiye ile yeni BDT'nun
( 13)
Doğu
dış
ticaret
geliştikçe;
ilişkilerine
gelince; barter sistemi
söz konusu alanda fazla iyimser olmak
"A Study of the Soviet Economy~, Vol. 1, s. 102
23
için, önümüzdeki
derı
yaşanan
yıllarda
pek sebep yoktur. Ancak, BDT'nun ekonomilerin-
kriz sebebiyle, Türkiye'nin hafif sanayi
ihraç edilecek mallar için bir
ihraç malla-
olduğu düşünülebilinir. Doğal
için daha belli bir süre potansiyel
lığı
dallarındaki
çeşit
barter ticaret
gaz
karşı­
olduğu düşünülürse,
yi-
ne fazla ümitli olmanın bir manası yoktur. Zira halen; döviz sağlanan en
önemli ihraç
malı
veya
malları
olan enerji, petrol ve türevleri üretimi
düşer­
ken, yeni BDT, döviz ihtiyacının az da olsa belli bir kısmını Türkiye'den karşılıyor,
ancak başka ithalatında veya haracamalarında kullanıyor olabilir.
Bu durumda, doğal gaz karşılığı mal ihracatının bazı aksamalara uğraması
mümkündür.
Değinilen
bütün bu verilere ve
malları
nin özellikle hafif sanayi
varsayımiara
gıda
ve
göre; Türkiye ekonomisiihracatı
maddeleri
için, yeni
BDT'nun ödeme güçlüklerini aşması, ham veya yarı mamul maddelerin
Türkiye'ye ihracatında tüm olumsuzluğa rağmen barter ticaret yönteminden
kaçınmaması
gerekecektir.
IV. Ekonomik
işbirliği
- Yatmmlar
Eski SSCB'de, doğrudan yabancı yatırımları ve kurulan ortaklıklar
hakkında sıhhatli
bilgi edinmek, aynı dış ticaret konusunda olduğu gibi, ol-
dukça zordur. Resmi veriler dağınıktır, ayrıca sınıflandırılmamıştır. Sadece
kuruluş
belgelerine göre belirlenebilmektedirler.
Şimdiye
çalışılan,
kadar
kurulmuş ortaklıklar
ama hala tqsn
işler
beklenen ölçüde faal hale
sizlikler, belirsizlikler
miş
sanayi ülkeleri
hale
(joint-ventures)
gelernemiş
geçememişlerdir.
bulunduğundan
firmalarınca,
maktadırlar. Yabancı ortaklıkların
hızla geliştlrilmeye
piyasa ekonomisi sebebiyle
Yasal çerçeve
söz konusu
şartlarında
yeter-
ortaklıklar, Batının geliş­
daha çok ileriye dönük amaçlarla kurulönemli
amaçlarından
biri, piyasa kültürü-
nü güçlendirmek ve eski SSCB'nin dünya ekonomisine bütünleşmesinde rol
oynamaktır.
unsurları,
Bu rolün
kapsamına,
modern ticaret hukuku,
sözle~me
mali ve ticari hizmetler, ruhlenin konvertibiletesi ve
maye hukuku gibi alanlardaki
katkılar
dahildir.
hukuku
yabancı
ser-
24
Türkiye'nin
hedefteyeceği ortaklıkların
necektir. Modern yönetim
nular,
aslında
anlayışı
da
aynı
amaçlara
katkısı
bekle-
ve teknikleri ile beraber söz konusu ko-
Türk_ firmalarının, ileriye dönük ekonomik menfaat
sağlama
hedefleri için temel politika olmalıdır. Sadece, ortak yatırımlar yaparak, potansiyel
varlığı
bilinen piyasalardan
karlılık
beklemek kolay bir hedef olma-
yacaktır.
Türk firmalarının, yeni BDT'da ortaklıklar kurmalarıyla ilgili görüşlere
geçmeden önce
Tablo X:
bazı
verilerin incelenmesinde yarar
SSCB:
Ortaklıklar
olacaktır.
(Joint Ventures} ve
Başlangıç
Sermaye-
leri. 1987-90 (14)
Dönem Sonu
Itibariyle
Ortaklıkların
Artış
Sayısı
Toplam Başlangıç
Sermayesi (mio.
Ruble}
Toplam
Miktarı
Sayısı
Aralık
- 1987
23
23
159.4
159.4
Aralık
- 1988
193
170
826.8
667.5
Haziran - 1989
689
496
2,122.7
1,295.8
Aralık
1269
580
3,521.9
1,399.2
1754
485
4,000.0
478.0
- 1989
Haziran - 1990
Tablo X'un verilerine göre, 1990
rılan başlangıç
sermayeleri
. yaklaşık 6.6 milyon ABD
ber,
Artış
yabancı ortakların,
yılında yabancı ortaklık sayısı
duraklamıştır.
dolarıdır.
oldukça
Son iki
Toplam
yılın
başlangıç
yatı­
ve
sermayesi ise
verileri bilinmemekle bera-
ihtiyatlı davrandıkları anlaşılmaktadır.
Eko-
nomik menfaatleri veya hedeflerini yukarıda düşünülen sebeplerden dolayı
kısa değil
uzun vadeli olarak belirledikleri, daha
tansiyel plyasalara önceden
doğrusu,
yerleşme amacı taşıdıkları
belli
söz konusu poolmaktadır.
Bu düşünceleri doğrulayan bir başka veri tablosu ise Tablo Xl'dir.
( 14)
"A Study of the Soviet Economy": Vol. 2, s. 102
25
Tablo Xl:
SSCB:
Başlangıç
ğılımı,
1990 (15)
Yatırılan
Sermaye
ölçeği
Grupları
ölçeğine
Sermayeleri
Göre
Ortaklık
Da-
Sayı
Yüzde
Toplam Başlangıç
Sermayesi (mio.
Ruble)
0-0.5
695
47.0
129.3
0.5-1.0
225
15.2
144.5
0.1-5.0
381
25.8
771.2
5.0-10.0
86
5.8
556.8
10.0-Fazlası
91
6.2
2,174.8
1478
100.0
3,776.7
(mio. R)
Sayısı
Toplam
En fazla
yatırılan
Ortaklık
Her Gruptaki
sermaye 5 milyon ruhieye
kadardır
lan sermayenin % 88'ini ifade etmektedir. Müml{ün
sermayelerle
taklıklarda
ortaklık kurulmaktadır.
her bir
ortaklığa
SSCB'nin en kritik reform
men kurulan
lişmiş
ortaklık sayısı
sanayi ülkelerinin
olduğu
düşük
düşmektedir.
ekonomik ve siyasi belirsizliklere
ihmal edilecek bir
girişimi
kadar
yatırı­
500.000 Rubleye kadar sermayeli or-
ortalama 186.000 Ruble
yıllarında,
ve toplam
sayıda değildir.
rağ­
Bilhassa, ge-
ortaklıklar, aslında
ile kurulan
Eski
ekonomik
faaliyetle kar elde etmekten çok, kendi ülke ekonomiieriyie, SSCB ekonomisinin bütünleşmesine katkıda bulunma amacıyla ve uzun vadeli hedeflerle ortaya
çıkmışlardır.
Aşağıdaki
Tablo Xl ve Tablo XII'deki veriler
incelendiğinde, ortaklıkları
kuran yabancı sermayenin geldiği ülkelerin, daha önceki yıllarda, SSCB ile
en
son
yoğun ticarı Ilişkileri olanların varlığı
yıllarda
dikkatr çekmektedir. Bu ülkelere
{1991 ve 92) Japonya, Güney Kore ve
rekir. Tablodan
görüldüğü
at'ın işbirliği vardır)
hariç tutulursa
gibi, ilk üç
ve Fransa
90'1ı yıllara
sırayı
almaktadır.
Kanada'yı
eklemek ge-
Almanya, !talya, (özellikle Fi-
Eski COMECON ülkesi Polanya
kadar, SSCB ile en çok
dış
ticaret
ilişkisi
içinde
olan ve dolayısıyla piyasa, bürokrasi ve genel ekonomi hakkında en fazla
( 15)
"A Study of the Soviet Economy": Vol. 2, s. 102
26
bilgi birikimi bulunan
muşlar
ve
geleceğe
Diğer
batılı
dönük
tablodan
ülkeler
kolaylıkla
yeni dönemde ortakhklar kur-
çalışmalara girişmişlerdir.
çıkan
önemli bir sonuç,
ortaklıkların kurulmasına,
SSCB'nin Avrupa kesiminden, Batılı sanayileşmiş ülkelere en yakın bölgelerden
başlandığıdır.
özellikle Rusya Federasyonu, Ukrayna, Beyaz Rusya,
Letvanya, Estonya gibi şimdiki bağımsız devletlerin, Avrupa'nın diğer ülkeleriyle tarihi, kültürel
bağlarının bulunduğu unutulmamalıdır.
bir husus, Oürcistan'da, Avrupa'ya en uzak kesim
Dikkati çeken
olmasına rağmen
olduk-
ça fazla ortaklığın kurulmuş olması, Ermenistan'dakiterin ise sınırfı kalması­
dır.
Bu neticede, kültürel ve sosyal
ilişkilerin olduğu
tanslyelden uzun vadede yararlanma hedefinin
kadar, ekonomik po-
bulunması
önemli ·rol oyna-
mıştır.
Tablo XII:
SSCB, Kayıtlı Ortaklıkların Yabancı Ortak ülkelerine Göre
Dağılımı,
1990 (16)
Ortaklık
ülke
( 16)
Sayısı
Yatırılan
Sermaye
mio. Ruble
Yüzde
Sermaye
ralarnası
Almanya
24
580.4
13.2
1
Finlandiya
175
367.4
8.4
4
ABD
172
359.5
8.2
5
Avusturya
99
272.4
6.2
6
ingiltere
96
190.9
4.4
9
ltalya
95
510.7
11.6
2
ısviçre
69
107.0
2.4
12
lsveç
58
194.7
4.4
8
Fransa
54
370.2
8.4
3
Polanya
54
124.6
2.8
11
"A Study of the Soviet Economy": Vol. 2, s.104
sı-
27
Türk Cumhuriyetlerinde kurulan
sermayeli
ortaklıkların oranı
açısından bakıldığında,
önemli
bir gösterge olarak kabul edilmelidir. Zira, Türk Cumhuriyetlerinin
coğrafi
ise %2
kadardır. Batılı sanayileşmiş
yabancı
konumları
ğal
ülkelerin
her ne kadar, Avrupa'ya veya
diğer Batılı
ülkelere uzaksa da, do-
kaynaklar, yahut ekonomik potansiyel olarak ilgi çekmediği pek k~bul
edilir bir görüş değildir. Ancak, buna rağmen, yabancı sermayeli ortaklıkla­
rın
tercihlerinin
kültürel
batıdan başlamış olması, Avrupalı
yakınlık,
Batılı yatırımcılar
idari alt
uygun
olması
gibi sebeplere
etnik ve
bağlanabilir.
bulmak veya yaratabilmektiL
SSCB: Kayıtlı Ortaklıkların Bağımsız lllketere Göre Dağı­
lımı,
1990 (17)
Cumhuriyetler
Rusya Federasyonu
Ortaklık Sayısı
1072
Ukrayna
99
Beyaz Rusya (Belorussia)
27
Estonya
104
Li ton ya
39
Litvanya
18
Moldavia
14
Gürcistan
41
Ermenistan
10
Azerbeycan
10
Kazakistan
10
Türkmenistan
1
özbekistan
11
Tacikistan
1
Kırgızistan
2
Sınıflanmayan
( 17)
varlığı,
için, hedef alınan husus, kendilerine en çabuk ve kolay
bütünleşebilecek ortamı
Tablo XIII:
yapının
zihniyet
"A Study of the Soviet Economy", Vol.2, s.l04
83
28
Ekonomik
düğü
gibi
bazı
işbirliğini gerçekleştiren ortaklıkların kurulmasında,
ölçüler, hedefler ve nihayet
sonuç, yeni BDT ile ilgili
ekonomik faaliyet
mevcut
geniş
alanlarına
ortaklıkların
bazı
yılındaki
Böyle bir
çıkmaktadır.
bilgi birikimi ile ortaya
göre 1990
vardır.
tereddütler
durumu
görül-
Nitekim,
incelendiğinde,
özellikle hangi alanlara gireceklerini önceden bildikleri-
ni göstermektedir.
Tablo XIV'e göre, sayı olarak en çok ortaklığın yer aldığı, bilglsayar
üretimi ve programlama
da yer
almaktadır.
sektöründeki
Gıda
alanı, yatırılan
En çok sermaye
ortaklık sayısı,
toplam
sermaye
bakamından
yatırılan inşaat
sayıya
yedinci
yapı
ve
göre dördüncü
sıra­
malzemeleri
sıradadır.
ve tarım ürünleri işleme sanayiindeki ortaklık sayısı altıncı sırada
yer almakla beraber, sermaye miktarı açısından üçüncü sıradadır. Türkiye'nin özellikle şanslı olabileceği kabul edilen bu sektörde rekabet Türkiye
için pek kolay olmayacak gibi görünmektedir. Ancak tabloda yer almayan,
bir
başka
dalında,
ifade ile
yabancı ortaklığın bulunmadığı
tekstil ve giyim sanayii
Türkiye daha şanslı görülmektedir, denebilir.
Dikkat çekici bir husus, danışmanlık ve aracılık hizmetlerindeki ortakhk sayısının ikinci sırada yer almasıdır. Yatırılan sermaye bakımından altın­
cı sırada olması
yatırım
da ihmal edilemeyecek bir nokta olup, uzun vadeli strateji-
yapan ülkelerdeki beklentilerinin
varlığını
ortaya
koymaktadır.
Türkiye için, tabloda yer almayan, tekstil ve giyim sanayii
diğer
açısından,
şanslı olabileceği
ifade edilmekle beraber,
ortaklık sayısının
toplama göre üçüncü, sermayeye göre ise dördüncü sıra­
tüketim
malları alanındaki,
da yer alması, müstakbel rekabet alanlan bakımından üzerinde durulması
gereken bir husustur.
Türkiye'nin, dış ticaret dışında, yatırım ortaklıkları yoluyla ekonomik
işbirliğine girişınesi
pay
ve varlığı devamlı ifade edilen büyük BDT pazarından
alması düşünceleri anlaşıldığı
zahmetli bir yoldan geçmektedir.
gibi,
yukarıdaki
verilere göre uzun ve
29
Tablo XIV: (18)
BC!§.Iangıç
Ortaklıklar
Sayı
yüzde
mio. Ruble
Sermayesi
Yüzde
16
21
97
91
1.1
1.5
6.7
6.3
89.7
167.5
450.6
307.9
2.5
4.6
12.3
8.4
208
14.4
276.2
7.6
117
8.1
461.6
12.6
haberleşme
27
1.8
33.9
0.9
Gıda ve tarım
ürünleri işlemesi
Perakende ticaret
Turizm ve yolcu
91
71
6.3
4.9
375.6
100.5
10.3
2.7
87
6.0
227.2
6.2
56
53
123
71
58
3.9
3.6
8.5
4.9
174.6
117.5
4
331.0
43.9
75.9
4.8
3.2
9.0
149
10
10.3
0.7
304.8
7.2
Yakıt,
enerji
Metal u rj i
Kimyasallar,
ağaç
Ağır
makina
?.bilgisayar ve
Program üretimi
inşaat ve yapı
malzemeleri
Ulaşım ve
taşıma
Sağlık ve tıp
hizmetleri
Hafif sanayi
Diğer
tüketim
malları
Araştırma, geliştirme
Mühendislik
Danışmanlık
ve
aracılık servisleri
Personel eğitimi
1.2
2
8.4
0.2
Türkiye'nin, ekonomik işbirliği açısından eR şanslı olabileceği bölgenin, kültürel bağları dolayısıyla Türk Cumhuriyetlerinin olduğu anlaşılmak­
tadıi.
Bir manada ve çok sınırlı dahi olsa, ortak işbirliği zemini yaratılabil­
mesi mümkün görülmektedir. Fakat unutulmamalıdır ki, bu şanslı kabul
edilen bölgede, BDT'nun batısındaki ülkelere göre, daha yetersiz bulunan
sermaye, bilgi, yönetim, piyasa gibi konularda
ğer
(18)
eksikliği
giderici rol, bir di-
ifadeyle külfet veya maliyet Türk ortaklara düşecektir. Bu sebeple,
"'A Study of the Soviet t:'.conomy", Vol.2, s. 103
30
Türkiye'nin sadece BDT'nun Asya bölgesini değil, Avrupa'ya yakın bölgesini, özellikle Rusya Federasyonunu ihmal etmesi mümkün
değildir. Aslında,
Türk Cumhuriyetleri ile en yoğun ve en yakın ilişkiye, daha da önemlisi bilgiye Rusya Federasyonu sahip bulunmaktadır.
Karadeniz Ekonomik Işbirliği çerçevesinde Rusya Federasyonu Içindeki Türk ortaklıkların arttırılması, uzun vadede çok önemli ekonomik fayda·
lar getirebllecektir, ancak bu çabalar kısa vadede, kuruluş ve yerleşme, birikim
sağlama
yönlerinden
yukarıdaki
verilere göre pek ucuz ve külfetsiz ol-
mayacaktır.
Hangi alanlarda, ne ölçüde
yatırım ortaklığına girişileceğinin
belirlen-
mesi, danışmanlık faaliyetlerine önem kazandırmaktadır. Bu sebeple, öncelikle, ekonomik üs
nın
dediğimiz
belli ölçekteki Türk
temsllciliklerin veya
firmalarınca kurulması,
danışmanlık ortakhkları­
meslek
kuruluşlarının
ve
devletin ise bu çabalara mali, Idari ve nihayet siyasi destek vermesi gerekmektedir.
31
V. Genel
Coğrafi
Değerlendirme
konumu, nüfusu, ham madde zenginlikleri ve
diğer
ekonomik
faktörler dikkate alındığında, Türkiye ile yeni BDT arasında dış ticaret hacartması
minin
ihtimali
herşeye rağmen vardır.
Ancak, Türkiye'nin bu konu-
da olumlu sonuçlar alabilmesi yeni bir ticaret ve ekonomik
yaratması,
Dış
sonra da bu sistemi
ticaretin, ödeme güçlükleri devam
yandırılması
rarken,
kurumlaştırması
zaruretl
finansmanı
açıkça
işbirliği
sistemi
gerekir.
ettiği
sürece barter sisteme da-
görülmektedir. Ancak, bununla ilgili sistemi kukurumları
ve barter yapacak
özellikle dikkate almak
şarttır.
uluslararası
Barter ticaret,
bankacılığa
dahi olsa özel bir
racağımız
bir
dış
ihtiyaç
ticaret bilgi birikimine ve belli ölçüde
doğurmaktadır.
sonuç; Türkiye'den mal veya hizmet
pahalıdır.
olduğu­
ve nereden, hangi mahn
sağla­
Türkiye, geçen
yıllarını,
sağ­
bu konuda cömertçe har-
Uzun yıllar, eski SSCB ile dış ticaret ve ekonomik işbirliği içinde
bulunan, Avrupa ve
Junmaktadırlar.
büyük
daha fazla
konusunda, Türkiye'de yeterli bilgi yoktur. üstelik bu bilgiyi
lamak, oldukça
camıştır.
yapı
ve yeni
ithal etmek için bil-
şirketlerinin şansının
dur. Halen, yeni BDT ile ilgili ekonomik
nabileceği
ihracatını arttırmak
duyduğu malları
BDT'dan Türkiye ekonomisinin ihtiyaç
gi birikimi yüksek, güçlü holding
Bundan hareketle va-
Bir
diğer Batı
diğer
ülkeleri söz konusu bilgyle çoktan sahip bu-
ifade ile, dünya ekonomisinde, Türkiye'nin BDT ile
avantajları sağlayarak gerçekleştireceği dış
ve bunlar Türkiye'ye göre daha ileride
önümüzdeki
yıllarda
ticarette, rakipleri
vardır
bulunmaktadırlar.
BDT ile ticari
ilişkilerde,
avantajlar
sağlamak
Için
Türkiye'nin hızla bilgi birikimine girişmesi gerekir. Artık oldukça pahalıya
mal olacak bu bilgiyi yaratmak,
sahip
şirketler
büyük örgüt ve finans gücüne
için mümkün görülmektedir. Türkiye'nin orta ölçekli ancak
Ihracat potansiyeli yilksek
yaratacak, yahut bu tUr
sini
dolayısıyla
kolaylaştıracak
şirketleri
şirketlerin,
tedbirler
alması
içinse devletin en
kısa
zamanda, bilgi
kendilerinin bu konuda çaba göstermebir zaruret halini
almıştır.
32
istediğimiz
Bu noktada, bilhassa ifade etmek
lük etme
çabasına
ra, özel sektör,
girerken,
gereğinden
girişim yeteneği
bir husus, devletin öncü-
fazla bürokrasi
ile, belli ölçüde
minden çok daha önce, ihtiyaç duyulan bilgiyi
yaratmamasıdır.
desteklenmişse,
sağlayabilir
ZI-
kamu kesi-
ve gerekli
Ilişki­
leri kurabilir.
Sistemin bir
BDT'da
hızla,
diğer
önemli
tarafı,
devletçe desteklenen, özel sektörün,
de görev verilecek, Türk ve BDT ülkeleri
manda
değerlendirerek,
lerle ticaretin
kurmasını sağlamaktır.
bir manada ekonomik üsler
merkezlerine bilgileri aktaracak ve
gerçekleşmesini
alım satımı
gibi, BDT'da mal
mümkün
kılacaldardır.
ilişkilerle
Daha önce
üstelik belli bir özendirici sebepleri
doğrudan,
yüz
şirketleri­
sağlayabileceklerdir.
Sistemin en önemli
parçası,
en
kısa
zamanda Türkiye-BDT
arasında
işlemleri gerçekleştirecek bankacılığa girişmektir. Kıya bankacı­
finansman
zamanda sonuç
Halen BDT
bankacılığı
habir banka
dış
değinildiği
ekonomik üslerde görev alanlar, merkezdeki Türk
ne azami menfaati
lığı, kısa
za-
kurdukları ilişki­
de yoktur. Bir manada, hala kamu görevlisi olan yönetim ile
yüze
kısa
en
yapabilecek tüm kurum ilgilileri henüz, ser-
alışkın değillerdir,
best piyasa sistemine
elemanları, piyasaları
Bu üsler-
ticarete
ilişkisi
girişen
alınabilecek
ile Türkiye
bir
kurumlaşma
bankaları arasında,
dahi yoktur veya yeterli
Türk
firmaları
olarak görülebilir.
ciddi ve etkili bir mu-
olmamaktadır.
Serbest dövizle
bu konuda da güçlük çekmektedir.
BDT ülkelerinde Türkiye'nin kamu ve özel
bankalarının,
fakat daha
çok özel sektörün Türkiye Sınai Kalkınma Bankası modelinde olduğu gibi,
ortak bankalar
kurması
öncelikle tavsiye edilecek ve ele
alınacak
konular-
dır.
BDT ülkelerinde
dış
ticaret faaliyetlerini, Türkiye ekonomisi lehine yü-
rütebilmek için, tavsiye edildiği gibi sermaye, bligi ve yönetim açısından
güçlü firmalarla,
yapmaları
bankaların
bu ülkelerde sektör ve piyasa
araştırmaları
gerekir. Bu faaliyete ek ve pararet olarak Odalar gibi meslek ku-
ruluşlarının,
söz konusu ülkelerde
her ülkenin mevzuat dökümünü
vermeleri gerekir.
Dış
ticaret
yardımcı,
destekleyici
türkçeleştirlp,
işlemlerini
çalışmalarıyla,
ilgili
faydalanmak üzere hizmet
(barter dahil), gümrüklerneyle ilgili
33
işlemleri
kapsayan ancak
sık sık, şartlara
göre· değiştirilen yasal
şartları
ta-
kip etmek, büyük firmalar için dahi külfetll olabilmektedir. Bu sebeple,
meslek kuruluşlarının, devletin ilgili kurutuşlarıyla işbirliği içinde mevzuat
hizmeti vermesi çok yararlı olacaktır.
Burada, bize göre devlet desteği alınmakla beraber, esas hizmet ve faaliyetler özel sektörün kendisi ve kuruluşları aracılığı ile yapılmalıdır. Çünkü, devletin asıl görevi, söz konusu olan BDT lle uzun vadede nasıl bir ekonomik ve siyasi strateji
izleneceğinin
belirlenmesidir. Tabiidir ki, bu strateji
Türkiye ekonomisinin yararına ve refahının yükselmesine yönelik olacaktır.
Ancak bunun uygulayıcısı devlet değil; özel sektör olmalıdır.
BDT ile, dış ticaret bazı sınırlamalarla, halen yavaş yürümektedir. Daha önce değlnlldiği gibi, mevcut şartlarda, her iki taraf için de barter ticaretin önemi artmıştır. Ancak, bu konuda da, gereken çerçeve şartlarına yine
yukarıda işaret edilmiştir. Bu arada, BDT ile ekonomik Işbirliğini arttırmak
ve Türk firmalarına fayda sağlamak için bir başka seçenekten "ortak yatı­
rımlardan"
söz edilmektedir.
Bu noktada; bir kavram farklılığına dikkat çekmek ihtiyacı vardır.
Ekonomik işbirliği kavramı, dış ticareti veya diğer ifadeyle ihracat ve
ithalat işlemlerini kapsamaz. Dış ticaret, iki ayrı ülkedeki, !ki ayrı firmanın
karşılıklı mal alım satımıdır. Alım satım işlemi bitince, iş ilişkisi sona erer
veyahut uzun süre de devam edebilir. Ancak, ekonomik Işbirliği ortaklaşa
bir yeni örgütün ortaya çıkması ile mümkün olur. Bu, genellikle, tarafların
belli hisselerle katıldıkları yeni bir ortaklıktır. Böyle bir işbirliği içinde, taraflar beraberce ekonomik faaliyette bulunarak, devamlı ve daha fazla hasılat,
kartılık amacını taşırlar. Eğer, taraflardan sadece biri diğer ülkeden kimse-
nin katılmadığı, bir yatırım tesisi kuruyorsa, yine ülkeler arası işbirliğinden
söz edilebilir.
Anlaşılacağı gibi ekonomik işbirliğinin asıl alanı ortak yatırımlar, ortak
ticari kuruluşlardır. Yukarıda, değinildiği gibi, BDT ile, ortak yatırımlardan
ikinci bir seçenek olarak işbirliğini arttırıcı, çok faydalı bir yol diye söz ederken özellikle
ihtiyatlı
olmak gerekir kanaatindeyiz.
34
Herşeyden
büyük menfaatler
da, ticari
sağlayacağı
Ortak
aynı dış
ticaret gibi, Türkiye'ye
şartlarda doğru değildir. Yukarı­
sınırlamalar,
ne gibi
yetersizlikler
Bazı
belirsizliklerdir.
için en önemli tereddüt, mevzuattaki yetersizlikler ve
kuruluşu, incelemelerı
bilyOk Türk sanayi
modernizasyon
çalışmalarının
edilebilineceğinl
pazarlara hitap
faydalar
ifade etseler dahi,
sonucu, or-
sağlayacağına,
bazı
büyük
faktörleri dikkate al-
zorundadırlar.
mak
Dünyada
yabancı
batının gelişmiş
sermayenin,
diğerlerine yönlendiği
devletlerinden,
sanayi ülkelerinden ve
herkezce bilinen bir gerçektir. Ancak,
lstikrarsızhğıdır.
bilhassa bir nokta ihmal edilmemelidir ki o da mevzuat
Türkiye'ye
yabancı
biyle tereddüt
cak bir
doğru
dolayısıyla
sermaye siyasi,
göstermiştir. Yabancı
uyuşmazlıkta
mevzuat
kararlaştırılan
mevzuata uygun karar
mıdır? Batılı
tırımlarında,
siyasi
baskılar
yeniden
bakımdan
bu
yaşanmamalıdır.
yatırımlar
BDT,
vardır. Karşı
farklıdır,
değillerdir.
sıhhatli işlemesini
rak, ortak
avantajlar
istikrarsızlık
bir menfaat
hkların çıkması
işbirliğidir.
Rasyonel
ihtimali her zaman
ortak
sınai
yatırımlarla,
tesisler
var
düşüncesiyle,
düşüncelere
dayana-
çok daha dikkatli, sar)ki, ekonomik
Iş­
düşOneeye dayanmalıdır. Oyuşmaz­
düşOnüldüğü varsayımı
yarı
mamullerin
mutlaka önemli faydalar
ekonomisine hitap edecek biçimde
geniş pazarı
Içindeki ülkelerde hu-
Onututmamalıdır
BDT'daki tam ve
kurulmasında
örneği
vardır.
Dikkat çekilen, mevzuat konusu,
edilirse, ortak
ülkelerdeki ya-
için, bir Libya
Bu
firmalarının
lam zeminlerde hareket etmeleri gerekir.
birliği,
vereceğlne
ekonomik müeyyldeler
firmaları
doğru değildir.
konusunda, Türk
ve
hepsi birer hukuk devletidir dene-
Siyasi
beklemek
tarafsız
koruyacak gücü
firmaların, başka
uygulayabilirler. Fakat Türk
bilir. Bize göre henüz
kukun
ülkelerdeki
hakları
sebe-
arasında çıka­
yerli BDT yetkili makamlanmn, tamamen
olarak, önceden
kendinde bulacak
istikrarsızlığı
ortaklarla, yerli ortaklar
kim teminat verebilir? Türkiye'de Devlet, gerekirse
çok
olduğu
çalışılmıştır.
yatırımlar
yatırım,
da,
fikri, mevcut
alım-satım işlemlerinde,
Ifade edilmeye
tak
yatırımların
önce, ortak
kurulması
ile harekte
işlenmesinde
vardır.
gereken, bu tOr
Dünya
ortaklıklar
sadece BDT'nu hesaba katmaktan vaz-
35
geçmelidirler. Sadece ruble kazanmak, en
dar, ortak tesisin
yanında,
azından
konvertibil
olmasına
ka-
rubleyi, konvertibil dövize çevirebilmek için, bir
de barter ticaret için aynı tür örgütlenmeye ihtiyaç duyabilirler.
yatırımlar
Türkiye'nin
etmesi gereken bir
başka
yük rakipleri
olmasıdır.
Avrupa
Topluluğu
birliğini
amaçlayan bir
konusunda, ticarette
husus,
aynı
anlaşma Imzalamış
( 19). Bu
birbirlerini en fazla
yararlandırılacak
gibi, özenle dikkat
BDT ile ilgili amaçlar
eski SSCB ile 1989
yürürlüğe girmiştir
olduğu
anlaşmaya
yılında
ve bu
taşıyan
çok bü-
ticaret ve ekonomik
anlaşma
iş­
1 Nisan 1990'da
göre, taraflar kendi
ihracatları
için,
ülke (most favaured nation) olarak ilan
etmişlerdir. AT tüm kısıtlamaları, SSCB'den yapılacak ithalatında 1995'e
kadar
kaldırmayı
laylıklar
rin
taahhüt
getirmeyi garanti
karlarının
etmiştir.
SSCB ise AT
etmiş, ayrıca
dönüşüne
Ekonomik
işbirliği kapsamına; standartlaştırma,
finansman
ortaklıkları
Anlaşmanın
tarım
dahil
için
Söz konusu
ko-
işletmele­
garanti vermektedir.
enerji ve çevre
sorunları,
edilmiştir.
ikinci önemli kısmı, AT'nun eski SSCB'deki finansiel ve
strulttürel programlara destek verilmesidir. Bu programa
ler ve orta vadeli
ithalatında
SSCB'de kurulacak ortak
ve pay ödemelerinin geriye
ve
malları
yapısal değişim yardımları
anlaşmanın
kısa
vadeli kredi-
dahildir.
ana hedefi, SSCB'nin
giriştiği Iiberalleşme,
pi-
yasa ekonomisi reformlarında A T'nun desteğinin sağlanmasıdır. Bilinmelidir ki, bu
desteğin arkasından,
değerlendirmek
si mümkün
yeni BDT ülkelerindeki
kaynakları
AT lehine
gelmektedir. Zira, aynı anlaşmayı yeni BDT'nun reddetme-
değildir.
Bunun
manası,
BDT, AT'ye öncelik
tanıyacaktır.
güç merkezi meselesidir. Türkiye böyle bir güç merkezinin ne kadar
dadır
(19)
uzağın­
veya merkeze ne ölçüde, nasıl yaklaşabilir, asıl önemli nokta budur.
Bu arada ABD ve Japonya gibi
kün
Bu bir
diğer
güç merkezlerini ihmal etmek müm-
değildir.
"Die Beziehungen der EG zur Sowiet Union": Die Europaeische Gemelnschaft
und ihre llsttiche Nachbarn, Europaeische Dokumentation Zeitschrift 8/1990,
s.32
36
Görüldüğü
gibi, Türkiye'nin, hem ticaret, hem de
da, rakiplerini dikkate alarak, stratejisini çok
kısa
yatırımlar
zamanda
konusun-
hazırlayıp,
ge-
rekli girişimleri gerçekleştirmesi acil hale gelmiştir.
Türkiye'nin sermaye yapısının, teknolojisinin kendi ekonomisine henüz
tam yeterli hale
gelmemlşken,
ekonomik menfaat
sağlaması
BDT'da
yatırım
yaparak,
kurarak
mevcut verilere göre oldukça güç ve
görülmektedir. Fakat, Türkiye'nin önümüzdeki
öngörerek, ilgli alana özel sektörünü girmeye
rekli
ortaklıklar
yıllarda
teşvik
siyasi
etmesi de
sınırlı
gelişmeleri
ayrı
bir ge-
şarttır.
Bütün olumsuzluklara rağmen, Türkiye ekonomisi Için BDT'da ekonomik olarak yer almak isteniyorsa, piyasa la ra ·bizzat girmek gerekmektedir.
Bugün ticari ve sınai ortaklıklar kurulmaz, ticaret hacmi BDT'da bürolar
açılarak
(ekonomik üsler) genişletilmeye çalışılmaz Ise yarın çok geç katın­
mış olacaktır.
Çünkü, daha önce işaret edildiği gibi, Türkiye'nin rakipleri
durumunda olanlar, daha şimdiden, hem ortaklıklarını kurmuşlar, hem de
bilgi birikimlerini değerlendirerek ticaret hacmini genişletmektedirler.
Türkiye'deki firmalar özel bir programla BDT'nun Türk Cumhuriyetterinde, önce yine özel Ilişkiler kurarak ortaklıklar kurmalı, sonra Batı'dan veya AT ülkelerinden üçüncü ortak arayışına girmelidirler. Zira, Batı'nın sanayile~miş ülkelerinin ilgi alanları henüz BDT'nun Avrupa'sından Asya'ya
doğru yoğunlaşmış
görülmemektedir.
Bu maksatla, devletin söz konusu cumhuriyetlerde örgütlenmesine paralel olarak, kendisi açısından özel sektörün yol gösterici çalışmalara zaman geçirmeden girişınesi şarttır. tekrar değinmekte fayda gördü{lOmüz
husus ise, Türkiye'nin bu dinamik sürece girerke-n, tüm BDT'nu hedef alan
stratejisi içinde Dünyanın diğer güç merkezlerini rakip olarak karşısına almaması,
bilakis mümkün olduğu kadar yanına çekmesi için çaba göster-
mesidir. Bunun gerçekleşmesi, herkesin tahmin edebileceği gibi; Türkiye'den firmaların ilgili ülkelerde bir üçüncü ortak olarak kabulünün zemininin yaratılmasına bağlıdır. Bu zemin menfaat zeminidir. üçlü menfaati yaratacak modelin kurulmasını, Türkiye'den giden firmaların nitelikleri göstere-
37
cektir. Ekonomik
şarıya ulaşabilir.
işbirliği,
menfaatlerin uyumunun
gütlenmeyi yaratabilirlerse
olacaktır.
kuracakları sağlam ilişkilerle,
Batılı
sanayi ülkelerinden üçüncü
Ancak, tersi olursa, Türk
ikinci ortak olarak dahi ilgli ülkelerde geç
Eğer
örgütlerle ba-
Türkiye'deki firmalar kendi ölçeklerine uygun ortaklarla il-
gili BDT ülkelerinde önceden
mak daha kolay
sağlandığı
söz konusu örortaklarını
firmaları,
üçüncü
bul-
değil,
kalmış olacaklardır.
BDT'da ekonomik işbirll~l ve ticaret potansiyeli dinamik hale ge-
tirilerek, Türl<.iye ekoomisine fayda
sağlanması
hedeflenlyorsa
ğinilen sistemin ve örgütlenmenin zaman geçirilmeden
yukarıda
1992
mamlanması gereği bu çalışmadan çıkan en önemli sonuçtu"r.
de-
yılında ta-
Download