وَلِلّٰه ّ عَلَى النَٰاسّ حّجُّٰ الْبَيْتّ مَنّ لِلٰه َ اسْ تَطَاعَ ا

advertisement
Temmuz 1987
HAC
Abdullah Özbey
ّ ٰ‫و ّ ه‬
‫ْت م َّن‬
ّ ‫اس ّح ٰ ُّج الْ َبي‬
ّ ‫َلِل َعلَى ال َٰن‬
‫لِل‬
َ ٰ ‫اسْ تَ َطا َع ِالَ ْي ّه َس ۪بيلا ًۜ َومَنْ َك َف َر َف ّا َٰن ا ه‬
َ‫َغ ّن ٰ ٌّي ع َّن الْعَالَ ۪مين‬
Muhterem Müslümanlar!
Hac,
İslam Dininin beş esasından
biridir. Hicretin 9. yılında farz kılınmıştır.
Farziyyeti; kitap, sünnet ve icma ile
sabittir. Hem mali, hem de bedeni bir
ibadettir. Sıhhatli, hür, zengin, akıllı ve
bülüğa ermiş her Müslümana, ömründe bir
defa haccetmek farzdır.
Cenabı Allah Kuranı Kerim'de mealen
şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz, alemlere bereket ve hidayet
kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev
(mabet), Mekke'deki (Kabe)'dir. Orada
apaçık
nişaneler
(ayrıca)
İbrahim'in
makamı vardır. Oraya giren emniyette
olup, yoluna gücü yetenlerin o evi
haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir
Hakkı'dır. Kim inkar ederse bilmelidir ki
Allah bütün alemlerden müstağnidir." (1)
Muhterem Müminler!
Hac; her yıl ülkeleri, kültürleri, dilleri
ve renkleri farklı, fakat hedef ve gayeleri
aynı, milyonlarca Müslümanın bir arada,
ibadet
edip
Allah'a
yönelmelerini,
birbirleriyle
tanışıp
kaynaşmalarını
sağlayan, birlik ve kardeşlik sembolü bir
ibadettir.
Hac
esnasında
günlük
giysilerinden
soyunup,
ihrama
giren
Müslümanlar,
zinet
ve
servetle
böbürlenmemeyi,
ölüm
ve
ahireti
unutmamayı fiilen yaşar ve öğrenirler.
Haccın Manevi havasına giren ihramlı
müslümanlar, yol boyunca:
"Buyur Allah'ım buyur, emrine itaate
geldim. Senin eşin ve ortağın yoktur.
Hamd de, nimet de, mülk de senindir
Allah'ım. Senin hiçbir ortağın yoktur"
anlamına gelen telbiye ile birlikte, tekbir,
tehlil ve salavatı şerife okuyarak Allah'ın
şanını yüceltirler. O'ndan af ve mağfiret
dileyerek rızasını talep ederler.
Cenabı Hakk'a yürekten yapılan bu
dua ve niyazların, tövbe istiğfarların, kabul
olacağı inancı ve huzuru içinde hacceden
Müslümanlar, hep birlikte Arafat vakfesini
yaparlar. Müzdelife vakfesinden sonra,
Mina'da şeytanı taşlarlar, kurbanlarını
keserler ve ziyaret tavafını yaparlar.
Böylece Hac menasikini tamamlayan
hacılar, veda tavafını yaparak Mekke'den
ayrılırlar.
Peygamberimiz
Hz.
Muhammed
(S.A.S.)'i ziyaret etmek üzere yola çıkarlar.
Medine'ye ulaştıklarında, doğruca Mescidi
Nebi'ye giderler. Peygamberimizin kabri
saadetini ziyaret ederler. O'nun manevi
huzurunda salavatı şerife okuyarak, dua ve
niyazda bulunarak şefaat talep ederler. Beş
vakit
namazlarını,
Peygamberimizin
mescidinde kılarlar. Vakitlerini ibadet,
zikir, tesbih, salavat, dua ve bol bol Kuranı Kerim okuyarak değerlendirirler.
Rasulüllah (S.A.S.) haccedenler için:
"Kim Allah için hacceder de bu sırada
Allah'ın rızasına uymayan kötü söz ve
davranışlardan
sakınırsa,
annesinden
doğduğu
günkü
gibi
(temiz
ve
günahlarından arınmış olarak hacdan)
döner" buyurmuştur.
Muhterem Kardeşlerim!
Maddi ve manevi birçok zorluklara
katlanarak hacca giden bir Müslümanın,
haccını noksansız eda edebilmesi ve Allah
katında en büyük ecri kazanabilmesi için,
bu kutsal ibadetin nasıl yapılacağını, hac
esnasında nelere dikkat etmesi gerektiğini,
hangi fiil ve davranışların suç sayıldığını,
kısaca adabına erkanına kadar bu ibadetle
ilgili hükümleri kendisine yetecek kadar
öğrenmesi gerekir.
Hutbemizi,
Peygamber
(S.A.S.)
efendimizin bir hadisi şerifleri ile bitirelim:
"Ey insanlar! Allah (CC) Haccı üzerinize
farz kıldı. Öyleyse haccediniz". (3)
***
1-Al-i İmran, 96.97
2- Et tac, 2/106
3- Et tac, 2/108
Download