C CANLILAR RDA ÜRE EME, BÜY YÜME ve e

advertisement
C
CANLILAR
RDA ÜREEME, BÜY
YÜME ve
e GELİŞM
ME Hücre
e Canlıların solunu
um, boşalttım, büyü
üme ve beslenm
me gibi yaşşamsal işlevvlerini sürd
dürebilen en küçü
ük parçasınaa hücre denir. Gelişmişş yapıdaki canlıların hücreleri birrbirinden farklı olmasına o
r
rağmen baazı temel kısımları ortaktır. Ortak olan
n bu temel kısımlar: hü
ücre zarı, sitoplazzma ve çekirdek’tir. Hücre zarının yapıssı ve görevlleri : Yapısı : Altlı üstlü aakışkan iki llipit (yağ) taabakasından
n oluşur. Lip
pit tabakası üzerinde yyüzen ve onhidrat parrçaları bulunur. Hücre zarının hareketli ve harekettli halde bullunan proteein ve karbo
akışkan yapısı Akıcıı mozaik zarr modeli olaarak adlandırılır. Kalınlıığı 0.000000
07 cm dir. 1
Görevleri : Esnek yapısı sayesinde hücreyi dış etkilerden korur. Hücre içeriğinin dağılmasını engeller. Hücreye şeklini verir. Seçici geçirgen yapısı sayesinde hücre dışından hücre içine madde girişini, hücre içinden dışına madde çıkışını kontrol eder. Hücre zarı işlevi bakımından ülke sınırı ve sınırda gümrük noktasında bekleyen eli silahlı bekçilere benzetilebilir. Sitoplazma : Hücre zarı ile hücre çekirdeği arasında kalan bölgeye sitoplazma denir. Sitoplazma su, mineral maddeler, hormonlar, enzimler, büyük yapılı moleküller ve hücre içi organellerden (organcıklardan) oluşur. Bu yapılarla birlikte sitoplazma solunum, boşaltım, beslenme gibi yaşamsal işlevlerin gerçekleştiği yerdir. Yumurta akı kıvamındadır. Organeller (organcıklar) : Sitoplazma içinde bulunurlar. Hücre içerisinde solunum, boşaltım, protein yapımı gibi bir takım işlevleri yerine getiren küçük bölgelere organel denir. Hücre içinde bulunan organeller ribozom ve endoplazmik retikulum, golgi, mitokondri, lizozom, sentrozom, koful ve plastitlerdir. Ribozom : Ribozomun görevi hücre içerisinde işlev gören protein ve protein yapısındaki maddeleri yapmaktır. Ribozom bunu dikiş makinesinde iplik ile kumaş diker gibi hücre içerisindeki amino asitleri birbirine bağlayıp proteinlere dönüştürerek yapar. Hücrenin protein fabrikası olarak düşünülebilir. Sitoplazmada serbest ya da endoplazmik retikulum organeli ile birleşmiş halde bulunur. Çok küçüktür. Granüllü ve granülsüz endoplazmik retikulum : Hücre içerisinde yapılan hücrenin ihtiyaç duyduğu maddelerin taşınmasında rol oynar. Hücrenin karayolları gibidir. Hücre içini bir ağ gibi sarar. Şirin babanın şapkasına benzer. Üzerinde üzümlü kekin üzümleri gibi yapışmış ribozom bulunuyorsa granüllü endoplazmik retikulum, bulunmuyorsa granülsüz endoplazmik retikulum adını alır. Golgi : Hücrenin postanesi (dağıtım merkezi) gibi düşünülebilir. Hormonal bezler, tükrük bezleri gibi hormon ve sindirim sıvısı üreten doku hücrelerinde fazla miktarda bulunur. Yapısı granülsüz endoplazmik retikuluma benzer. Salgı maddelerin oluşumunda salgıların kesecik halinde paketlenmesinde işlev görür. Endoplazmik retikulumda yapılan karbonhidrat, protein ve yağ yapısındaki maddeler küçük kesecikler içinde paketlenir. Paketlenen bu baloncuk ya da keseciklerin hücrenin ihtiyaç duyulan kısımlarına dağıtılılır. Mitokondri: Hücrenin enerji üretim santrali gibi düşünülebilir. Hücrenin yaşamsal işlevleri için gerekli olan enerjinin solunum yoluyla üretildiği yerdir. Solunumda enerji elde etmek için gerekli olan şeker mitokondri organeli içerisinde yakılır. Kas, beyin ve karaciğer hücreleri gibi enerjinin ihtiyaç duyulduğu fazla çalışan hücrelerde mitokondri organelinin sayısı normal hücrelere göre daha fazladır. 2
Lizozom : Sindirim sıvısı içeren baloncuk şeklindeki organeldir. Hücre içinde kullanılmayan karbonhidrat, yağ ve proteinleri parçalayıp daha sonra hücrenin tekrar kullanmasını sağlar. Bu açıdan lizozomlar hücrelerin geri dönüşüm kumbarası ya da sindirim sistemi gibi düşünülebilir. Lizozom hücre içerisinde patlarsa hücrenin de parçalanıp ölümüne yol açar. Dokularda bulunan yaşlı hücreler lizozomlarının patlamasıyla parçalanır. Sentrozom (sentriyoller) : Hücre bölünmesi esnasında hücre içinde oluşturduğu iğ iplikçikleri ile hücrenin ikiye bölünmesine yardımcı organeldir. Sentrozomlar hayvan hücrelerinde bulunur, bitki hücrelerinde ise bulunmaz. Koful : Hücrenin içerisinde bulunan boşaltım ya da besin maddelerini depolayan baloncuk şeklindeki organeldir. Bitki hücrelerindeki kofullar büyük ve sayıları az, hayvan hücrelerindeki kofullar ise küçük ve fazla sayıdadır. Bitki hücresi yaşlandıkça kofulu daha da büyür. Plastitler (Kloroplast, Kromoplast ve lokoplast): Bitki hücrelerinde bulunan fakat hayvan hücrelerinde bulunmayan organellerdir. Renklerine göre sınıflandırılırlar. Yeşil renkli klorofil pigmenti içeren plastitlere kloroplast, turuncu, sarı ya da kırmızı renk maddesi içeren plastitlere kromoplast, renk maddesi içermeyen ve içerisinde nişasta depo eden plastitlere ise lökoplast denir. Kloroplast fotosentezin yapıldığı, yani besinin (şekerin) üretildiği yerdir ve bitkilerin yeşil kısımlarında bulunur. Limona sarı, havuca turuncu, domatese kırmızı rengini veren plastitler kromoplastlardır. Bitkinin güneş almayan kök uçları, patates yumrusu, çimlenen tohumun henüz yeşermemiş olan kısmı ise lökoplastların bulunduğu yerlere örnek verilebilir. Plastitler birbirine dönüşebilirler. Örneğin olgunlaşmamış yeşil bir domates kloroplast içerirken belli bir sure sonra kloroplastlar Ækromoplastlara dönüştüğü için kırmızı rengi alır. 3
Örneğin lökoplast içeren bir patates nemli ve güneşli bir ortamda belli bir süre bekletilirse lökoplastlar Æ kloroplastlara dönüştüğü için filizlenen kısım yeşil rengi alır. Hücre duvarı : Bitki hücrelerinde ve bazı ilkel prokaryot hücrelerde bulunur. Hücrenin en dış kısmında bulunur ve hücreyi korur. Bitkilerin odunlaşmasını sağlayan hücre duvarıdır. Çekirdek : Hücrenin Türkiye Büyük Millet Meclisi yani yönetim merkezidir. Çekirdek olmadan hücre yaşayamaz. Hücre çekirdeğinde bulunan DNA hücrenin yaşamsal işlevlerini kontrol eden şifreyi içerir. Gelişmemiş ilkel prokaryot hücrelerde ise çekirdek yoktur ; yaşamsal işlevleri kontrol eden DNA sitoplazma ile temas halinde bulunur. Bitki ve hayvan hücresi arasındaki farklar : Bitki ve hayvan hücreleri hücrenin temel kısımları olan hücre zarı, sitoplazma ve çekirdek ortak olarak bulunur. Bitki hücreleri köşeli, hayvan hücreleri ise yuvarlak bir yapıya sahiptir. Bitki ve hayvan hücreleri aralarında Plastitler, Sentrozom, Koful ve Hücre duvarı bakımından farklılık gösterirler. 4
Hücreden organizmaya : Canlıların yapısı incelendiğinde hücreler Æ dokuları, dokular Æorganları, organlar Æ sistemleri, sistemler ise Æ canlı organizmayı oluşturur. Doku : Aynı görevi yapmak üzere bir araya gelmiş hücre topluluklarına doku denir. İNSANLARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME İnsanda üreme, büyüme ve gelişme üç aşamada gerçekleşir : 1. Erkek ve dişi üreme hücrelerinin oluşması 2. Döllenme 3. Gelişme 5
İnsanda erkek ve dişi üreme hücreleri erkek ve dişi bireylerde bulunan erkek ve dişi üreme sistemi tarafından üretilir. Erkek bireylerde üreme sistemi tarafından üretilen üreme hücrelerine sperm, dişi bireylerde dişi üreme sistemi tarafından üretilen üreme hücrelerine ise yumurta denir. Sperm ve yumurta hücresi üreme sistemindeki dokularda bulunan hücrelerin farklılaşmasıyla oluşur. Üreme hücreleri nasıl oluşur ? Erkek üreme sistemi ve sperm hücrelerinin oluşumu : İnsanda erkek üreme sisteminde bulunan testislerin sperm hücrelerini üretebilmeye başlaması için 10‐14 yaş arası döneme rastlayan ergenlik dönemine girmesi gerekir.Erkek üreme sistemi bireyin yaşamı boyunca sperm üretmeye devam eder ama birey yaşlandıkça sperm üretimi azalır. Erkek üreme sistemi testisler, sperm kanalı, salgı bezleri ve penis şeklinde dört kısımda incelenir. Testisler : İçerisinde bulunan dokudaki bazı hücrelerin farklılaşması sonucunda erkek üreme hücresi olan spermlerin oluşturulduğu yerdir. Sperm kanalı : Testislerde üretilen erkek üreme hücrelerinin (spermlerin) penise iletilmesini sağlar. Salgı bezleri: Üretilen spermlerin atılmasını kolaylaştıran kaygan sıvının üretildiği yerdir. Penis : Salgı bezlerinin ürettiği özel sıvı yardımıyla sperm hücrelerinin dışarı atıldığı yerdir. Dişi Üreme Sistemi ve yumurta hücresinin oluşması : İnsanda dişi üreme sisteminde bulunan yumurtalıkların yumurta hücresi üretebilmeye başlaması için 9‐13 yaş arası döneme rastlayan ergenlik dönemine girmesi gerekir.Üreme sistemi birey 40‐50 yaşına geldiğinde ise artık yumurta hücresi üretemez hale gelir. Bu olay menapoz olarak adlandırılır. Dişi üreme sistemi yumurtalık, yumurta kanalı, döl yatağı ve vajina şeklinde dört kısımda incelenir. Yumurtalık : Yumurtalıkta bulunan dokudaki bazı hücrelerin farklılaşmasıyla yumurta hücresinin oluşturulduğu yerdir. Yumurta kanalı : Yumurta hücrelerinin oluştuktan sonra yumurta kanalı boyunca döl yatağına doğru ilerlediği yerdir.Spermin yumurta hücresiyle karşılaşması ve yumurta hücresini döllemesi yumurtalık kanalında gerçekleşir. Döl yatağı : Yumurtalık kanalında döllenip gelişen yumurtanın tutunup geliştiği yerdir.Döllenen yumurta hücresi bölünüp gelişerek döl yatağının iç yüzeyinde bulunan kadifemsi dokuya tutunup plasenta adı verilen kılcal kan damarlarından oluşan yapıyı oluşturur. Plasentanın beslediği bu yapıya embriyo (=canlı taslağı) denir. Vajina : Spermlerin döl yatağına iletildiği kısımdır. Döllenme olmadığı zaman döl yatağının iç örtüsünün dökülerek döllenmemiş yumurta hücresiyle birlikte dışarı atıldığı yerdir. 28‐32 günde bir gerçekleşen bu olaya adet döngüsü (mensturasyon) denir. Döllenme olduğu zaman ve menapoz geçirmiş dişi bireylerde adet döngüsü gerçekleşmez. 6
Tek Hücreden Başlayan İnsan Serüveni Babadan gelen milyonlarca sperm hücresinden yalnızca bir tanesi yumurta hücresi ile birleşip yumurta hücresini dölleyebilir. Serüvene ilk Adım : Üreme Hücrelerinin birleşmesi (Döllenme) Sperm hücrelerinin dişi bireyin yumurta kanalında yumurta hücresi ile karşılaşıp birleşmesine döllenme denir. Döllenme sonrası sperm ve yumurta hücresinin çekirdeklerinin birleşmesi sonucu bölünebilme yeteneği kazanabilen yapıya zigot denir. 7
Serüvenin Devamı : Embriyodan Yavruya, Yavrudan Ergin Bireye Hamilelikte dikkat edilmesi gereken unsurlar : 1. Embriyo doğrudan anneye bağlı plasentadan beslendiği için anne sağlığına çok dikkat edilmelidir. Örneğin annede meydana gelebilecek bir besin zehirlenmesi durumunda bundan embriyo olumsuz bir şekilde etkilenebilir. 2. Annenin ihtiyaç duyulan protein, karbohidrat, yağ ve vitaminleri karşılayacak şekilde beslenmesine dikkat etmesi gerekmektedir. 3. Embriyoyu oluşturacak olan hücrelerin yaşamsal işlevlerine zarar verebilecek alkol, uyuşturucu ve sigara gibi zararlı olabilecek maddelerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Ayrıca herhangi bir ilaç kullanımını gerektiren durumlarda da embriyoya herhangi bir yan etkisi olabileceği düşünülerek doktora danışılmalıdır. 4. Röntgen filmi çekilme aşırı derecede güneş ışınlarına maruz kalma gibi radyasonik etkilerden kaçınılmalıdır. ERGENLİK DÖNEMİNDE ERKEK VE DİŞİ BİREYLERDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER Ergenlik dönemi insanlarda gözlenen en önemli evre olarak kabul edilir. Ergenlik dönemi sonunda bireylerde bedensel, cinsel, ruhsal değişim ve gelişim tamamlanmış olur.Kız çocukları 9‐12 yaşları erkek çocuklar ise 10‐14 yaşları arasında ergenlik dönemine girerler. Ergenlik dönemi ise 3‐5 yıl sürer. Dişi bireylerde görülen değişimler : Boy hızlı bir şekilde uzar ve kilo artışı olur. Göğüsler hızlı bir şekilde büyür, genital bölge ve koltuk altlarında kıllanma gözükür, üreme organları belirginleşir. Yağ dokusu hızlı geliştiği için kilo artışı olabilir. Ayrıca deride meydana gelen yağ dokusundan dolayı yüzde sivilceler oluşabilir. Menstürasyon (=adet görme) başlar. Her bir adet döngüsü 28‐32 gün sürer ve mensturasyon sonucunda 20‐80 ml kan vücuttan dışarı atılır. Vücuttaki hormon dengesi değiştiği için ruhsal ve psikolojik değişimler yaşanır birey duygusal ve hassas olur. Erkek bireylerde görülen değişimler : Erkek bireyler ergenlik dönemine, dişi bireylerden yaklaşık iki yıl daha geç girer. Kas gelişimi hızlanır, testislerin hamcı artar ve penis boyunda uzama olur. Genital bölge ve koltuk altlarında kıllanma olur. Omuzlar genişler. Boy hızlı bir şekilde uzar. Erkeklerde ses kalınlaşır, yüzde sivilce, sakal ve bıyık oluşumu görülür. Erkek üreme sisteminde sperm üretimi başlar. Yine dişi bireylerde olduğu gibi vücuttaki hormon dengesi değiştiği için ruhsal ve psikolojik değişimler yaşanır ve birey duygusal ve hassas olur. HAYVANLARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME Bir hayvanın yaşam döngüsü : İnsan, kuş, kurbağa, kelebek ve sinek gibi gelişmiş yapıdaki hayvanlar eşeyli olarak (cinsiyet ile) ürerler. Kuşlarda Eşeyli Üreme : Kuşlarda insandan farklı olarak döllenmiş yumurta hücresi tavuk yumurtladıktan sonra dışarıda gelişmesini sürdürür. 8
Büyüdükçe Değişen Hayvanlar : Erkek ve dişi kurbağa çiftleştikten sonra dişi kurbağa sperm hücresiyle döllenmiş olan yumurtaları suyun yüzeyine bırakır. Daha sonra yumurtalar gelişerek larvayı, larva da başkalaşım geçirerek yetişkin kurbağayı oluşturur. ÇİÇEKLİ BİTKİLERDE ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME Çiçekli bitkilerde erkek ve dişi gametlerin oluşturulduğu eşeyli üreme şekli görülür. Çiçekler erkek ve dişi üreme hücrelerini üreten organlardır. Çiçeğin yapısı ve kısımları : Taç yaprak : Kraliçenin tacına benzer. Güzel görünümü ve hoş kokusu sayesinde böcekleri kendisine doğru çekerek tozlaşma işleminin kolaylaşmasına yardımcı olur. Çanak yaprak : Görünümü çanağa benzer. Bitkinin çiçeğinde bulunan diğer organları koruma görevi vardır ve çiçeğin diğer kısımlarının dağılmasını engeller. Çiçeğin bu kısmı yeşil renkli kloroplast içerdiği için fotosentez (=özümleme) yapabilir. 9
Erkek organ : Başçık ve sapçık olmak üzere iki kısımdan oluşur. Başçık kısmında bulunan polen keseleri polenler olgunlaştıktan sonra patlar ve polen tozları etrafa saçılır. Dişi organ : Görünümü vazoya benzer. Dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalık kısmından oluşur. Yumurtalık kısmında bulunan dokulardaki bazı hücrelerin farklılaşması ile yumurta hücreleri oluşturulduğu yerdir. Tozlaşma : Polen keselerindeki polenlerin rüzgar, su, insan ve böcek gibi faktörlerin etkisiyle saçılarak dişi organın dişicik tepesine gelip yapışmasına tozlaşma denir. Döllenme : Üreme hücrelerinin birleştiği aşamaya döllenme denir. Polen tozları şişerek çatlar ve erkek üreme hücrelerini oluşturur. Daha sonra erkek üreme hücrelerinden bir tanesi gelişerek polen tüpünü oluşturur. Diğer erkek üreme hücresi polen tüpü içerisinde ikiye bölünerek ilerler. Erkek üreme hücrelerinden bir tanesi yumurtalıktaki yumurta hücresiyle birleşip gelişerek meyvenin tohum kısmını oluşturur. Diğer erkek üreme hücresi de besin dokusuyla birleşip gelişerek meyvenin etli kısmını oluşturur. Çimlenme ve bitki oluşumu : Bitkinin tohum kısmının fotosentez yapması için yeşil renkli yapraklarını açıncaya kadarki sürece çimlenme denir. Çimlenme süresince tohum sadece solunum yaparak tohum içerisindeki depo besini kullanır, bu yüzden ışığa ihtiyaç yoktur. Tohum çimlenme bittikten sonra fotosentez yapmaya başlar ve gelişerek bitkiyi oluşturur. 10
Download