PET/BT Hakkında Bilgi

advertisement
PET ve PET/BT
Son yıllardaki en önemli gelişmelerden biri olan PET, görüntülemede getirdiği
yeniliklerle başta kanser olmak üzere kalp ve beyin hastalıklarının tanı ve tedavisinde önemli bir
ilerleme sağlamaktadır.
PET insan vücuduna verilen pozitron yayıcı radyofarmasötiklerin yaydığı ışınları
saptayarak vücut içinde dağılımını üç boyutlu (transaksiyel, sagital ve koronal) olarak
görüntüleyen bir nükleer tıp yöntemidir.
PET’te kullanılan radyonüklidler düşük atom numaralı ve kısa yarı ömürlü elementlerdir.
Başlıca kullanılan pozitron yayan radyonüklidler; karbon (C-11), Nitrojen (N-13), Oksijen (O-15)
ve Flor(F-18)’dır. Burada bahsi geçen elementlerin hepsi hücre metabolizmasında bulunan
elementler olup, insan için kullanılan izotoplarının yarı ömürleri çok kısadır. Örneğin Oksijen-15
2 dakika, Nitrojen-13, Karbon-11 20 dakika yarı ömre sahiptir. Bu elementlerin kullanılması ve
görüntülemenin verdiği bilgi nedeniyle “Metabolik Görüntüleme” adı yaygın olarak PET
görüntülemesi için kullanılır olmuştur.
Vücut içerisine damar yoluyla verilen bir tür şeker olan F-18-FDG ile insan bedenindeki
metabolik işlevleri görüntüleyen PET teknolojisi başta kanser olmak üzere çeşitli beyin ve kalp
hastalıklarının teşhis ve takibinde önemli rol oynamaktadır. Kullanılan radyoaktif maddenin
yarılanma süresi 110 dakika olduğu için insan sağlığına zararsızdır ve bu nedenle PET tetkiki,
gerekli olduğu durumlarda tekrarlanabilmektedir.
Dünya’da ve ülkemizde de PET görüntülemesinde en sık kullanılan radyofarmasötik F18FDG’dir. FDG vücut içinde normal, yani radyoaktif olmayan glikoz, nasıl davranıyorsa aynen
öyle davranıyor. Radyoaktif olmayan glikozun vücutta hücrelerin temel besin maddesi olduğunu,
kalp kası hücresi, beyin hücreleri gibi çok çalışan hücrelerin bunu çok daha fazla aldığını,
tuttuğunu biliyoruz. Kanser hücrelerinin büyük bir kısmının Glikozu normal hücrelere göre çok
kullandığı uzun yıllardır bilinmektedir. Kanser hücrelerinde kanserin kötü huyluluk derecesi
arttıkça glikoz kullanımı da artmaktadır. Böylece bizim verdiğimiz radyoaktif glikoz, normal
hücre grupları dışında kanser hücreleri tarafından da çok yoğun bir biçimde tutulur. Son yıllarda
enfeksiyon-enflamasyon odakları ondada yoğun FDG tutulumu bildirilmiş ve nedeni bilinmeyen
ateş gibi çeşitli hastalıkların araştırılmasında da FDG-PET kullanılır olmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri'nde iki büyük sigorta şirketinin üst kuruluşu olan CMS
(Center for Medicare and Medicaid), 1998 yılında buyana FDG ile PET uygulamalarını çeşitli
kanser tiplerinde ve kalp ve beyin hastalıklarında faydalı olduğunu onaylamış ve ödeme
planlarının içine almıştır. Şu anda aşağıda listesini bulacağınız hastalıklarda FDG-PET
uygulamaları CMS tarafından ödenmektedir. Ayrıca 2 yıl süren bir araştırma sonucunda eğer
akciğer kanserlerinde tanı ve tedavinin yönlendirilmesinde PET kullanılırsa, yıllık 2 milyar dolar
tasarruf edileceğini belirlenmiştir. Amerikan Klinik Kanser dergisinin Mayıs 2001 sayısında
yayınlanan bir makalede ise, "PET uygulamasının hastanın tedavisini değiştirme oranı yani PET
uygulanan kanser hastalarının yüzde kaçında tedaviyi değiştirdiği saptanmıştır.
Kalp hastalıkları PET'in en sık kullanıldığı ikinci alan. Bir koroner arter hastasının
ameliyat edilip edilmeyeceğine karar verilirken PET cihazından yararlanılıyor. Bu cihazla kalp
krizi geçiren bir hastada kalp kasının hücrelerinin canlı olup olmadığın saptanması mümkün. En
önemli bunama nedeni olan Alzheimer hastalığına PET cihazıyla tanı konulabiliyor. Epilepsi
ameliyatlarında da PET ile yapılan incelemelerden yararlanılıyor.
Pozitron emisyon tomografi tarama yöntemi olarak kabul edilmiyor. "Bunlar, benim bir
hastalığım var mı, yok mu, bir gideyim bakayım gibi kullanılacak yöntemler, aygıtlar değildir ve
pozitron emisyon tomografi uygulamaları mutlaka ama mutlaka klinik hekimiyle birlikte
beraberlik içerisinde uygulanır.
PET yapısal (anatomik) özelliklerden daha çok vücudun fonksiyonel-metabolik
aktivitesini göstermektedir. Bu özelliği bir çok patofizyolojik durum ve hastalıkta henüz yapısal
değişiklerin oluşmadığı dönemde metabolik değişiklerin tespiti ile erken tanıda önem
kazanmaktadır. Teknolojik özellikleri nedeniyle PET görüntülemede bedenin yapısal detayları
ortaya net konamamaktadır ve bu da bazı durumlarda tanısal etkinliğin sınırlanmasına neden
olabilmektedir. Son yıllarda PET tarayıcıların içerisine entegre edilen “Bilgisayarlı Tomografi
(BT)” ünitesi ile “kombine PET/BT “ sistemleri geliştirilmiştir. Böylece aynı anda insan
bedeninin hem işlevsel hem de yapısal detay içeren görüntülerini elde etmek mümkün olmakta ve
yöntemin tanısal doğruluğu artmaktadır. Bu aynı zamanda sistemin daha etkin çalışmasını
sağlamakta ve çekim süresinin oldukça kısaltmaktadır.
Son yıllarda yoğun olarak PET/BT cihazları ile PET cihazları arasında karşılaştırmalı
çalışmalar yapılmaktadır. Bulunan sonuçların bir kısmı çeşitli tümörlerin değerlendirilmesinde
PET/BT’nin PET ve BT’nin ayrı ayrı değerlendirilmesine (software aracılığı ile görüntülerin
birleştirilmesi veya göz ile karşılaştırma) üstünlüğü olduğu bildirilmektedir.
Merkezimize alınan cihaz PET/BT özelliğine sahiptir. Bu özelliklerinden biri sistemin
detektörünün LSO adını verdiğimiz radyoaktif algılayıcı kristallerden oluşmasıdır. PET cihazının
algılayıcı detektörlerindeki bir diğer özelliği HI-REZ teknolojisi ile donatılmış olmasıdır. 2004
yılı sonlarına doğru geliştirilen bu teknolojide algılayıcı kristal birimlerinin sayısı önemli oranda
artırılarak sistemin çözünürlüğünde önceki modellere göre iyileştirme sağlanmıştır. Ayrıca bu
sisteme entegre edilen BT ünitesi aynı anda 16 kesit algılayabilecek şekilde düzenlenerek
iyileştirme sağlanmıştır.
Bu özelliklerine ilave olarak cihaz-16 kesitli Hi-Rez olma özelliğini taşıyan Biograph
Sensation 16 -sanal anjiyo ve sanal kolonoskopi çekebilmektedir.
ONKOLOJİ ve PET/BT
Kanserin erken teşhis ve takibinde, yüksek hassasiyetle (4mm'ye kadar) kitlenin iyi ya da
kötü huylu olduğunu belirlemede, kanser nüks ve metastazları saptamada ve tedavi planlamada
(evrelendirme, radyoterapi planlama, biyopsi yeri seçimi) çok önemli rol oynar. Ayrıca tedavi
gören kanser hastalarının tedaviye yanıtlarının saptanmasında, canlı tümör hücresi
mevcudiyetinin belirlenmesinde kullanılır. PET ve BT cihazlarının özelliklerinin
birleştirilmesiyle, hem metabolizma hem de anatomi hakkında detaylı bilgi sahibi olunmaktadır.
Başlıca uygulama alanları
Özellikle akciğer kanseri, baş boyun tümörleri, kolorektal kanser, lenfomalar, malign
melanoma, meme kanseri, tiroid kanseri, servikal kanser, pankreas kanseri, primer ya da
metastatik beyin tümörleri ile primeri bilinmeyen tümörlerin teşhisinde kullanılır.
Koroner arter hastalığı kalbi besleyen damarların tıkanıklığı sonucunda gelişir. Koroner
damarlarda ani tıkanıklık kalp krizine yol açar. Yalnızca erkeklerde değil, özellikle menopoz
sonrası kadınlarda da dünyada önde gelen ölüm sebepleri arasında yer alır.
Koroner arter hastalıklarının teşhisinde PET yüksek rezolüsyonu ve kardiak perfüzyon ve
metabolizma hakkında kantitatif bilgi vermesi nedeni ile SPECT’ten daha üstündür. PET canlı
myokard dokusunu saptayarak cerrahiden yarar görecek hastaları belirlemede önemli yer tutar.
Alzheimer hastalığının erken teşhisinde, diğer hafıza kaybıyla seyreden hastalıklardan
ayırıcı tanısında, epileptik odakların saptanmasında ve Parkinson, serebrovasküler hastalıklar ile
psikiyatrik hastalıklarda kullanılan en önde gelen görüntüleme yöntemidir.
Download