RSNA-ECR Özel Sayısı kalma riski olur. Çünkü tümör, elimizi hareket ettirmemizi sağlayan fonksiyonların bulunduğu yere çok yakındır ve cerrahi operasyon sırasında o bölgeye dokunulursa hasta felç olabilir. Biz şu anda ameliyat öncesinde beyin cerrahına, “Burası el bölgesi, burası tümör, bu yüzden bunun ön tarafını ellemeyin, arka tarafından tümörü çıkarın,” diye yol gösterebiliyoruz ve felç olma riski taşıyan birçok hastayı fonksiyonel MR ile kurtarabiliyoruz. Fonksiyonel MR aracılığıyla bilişsel çalışmalar da yapılabiliyor. Örneğin müzisyenlerle çalışma yapıyoruz; deneklere müzik dinleterek hangi müziği sevip sevmediklerini, kemanla saksafonun beyinde hangi bölgelere nasıl etki yaptığını, beyindeki aktivasyonların aynı mı yoksa farklı yerlerde mi olduğunu ve fonksiyonların yerlerini gösterebilir hale geldik. Yakın zaman önce, yepyeni bir buluş diyebileceğimiz bir çalışma yayımlanmak üzere gönderildi: Hiperaktif çocuklarda beyin haritalaması için fonksiyonel MR ile işitme, görme, hatırlama merkezlerini gösteren bu çalışmayla hiperaktif çocukların görme merkezlerinin normal insanlardan farklı olduğunu gördük. Bu daha önce bilinmiyordu. Dünyada çok ses getireceğini düşündüğüm bir çalışma bu, çünkü bu sayede hiperaktivitenin nedeni bulunabilir. Görme merkezleri daha az geliştiği için olabilir ama henüz bilmiyoruz, bu konuda daha çok çalışma yapılacak. Yani fonksiyonel MR’daki gelişmeler artık sadece hastalıklar için değil, beyinle ilgili fonksiyonel çalışmalar için de büyük bir önem taşıyor. Beyin haritalarının şifrelerini çözmeye yönelik MR çalışmalarımız devam ediyor; dünyada da bu yönde çok fazla çalışma yürütülüyor. Gelecek 5 senede ne gibi değişiklikler, gelişmeler yaşanacağını düşünüyorsunuz? MR’daki fonksiyonel çalışmaların daha da artacağını düşünüyorum. Beyin fonksiyonlarına ve beyindeki fizyolojik olayları görüntülemeye yönelik yeni gelişmeler var. Özellikle PET/MR birlikteliğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Siemens de böyle bir cihaz çıkardı. Türkiye’de henüz yok ama PET/MR birlikteliğiyle, beyinde fonksiyonel ve anatomik görüntülemenin bir arada sunulması birçok hastalığın tanısını koymayı sağlayacaktır sanırım. Örneğin şizofreni hastası, depresyon hastası veya psikoz hastasının tanısını MR’dan çıktıktan sonra koyabileceğiz. Alzheimer hastalığıyla ilgili de çok ciddi moleküler çalışmalar yürütülüyor. MR’ın anatomik rehberliğinde, Alzheimer hastalığını, PET tracer’ları dediğimiz damardan enjekte edilen radyoaktif izotoplarıyla, hastalık daha başlamadan tanıyabilmek mümkün olacak. Kısacası bu tip fonksiyonel hastalıkların daha erken tanınabileceği bir yöne doğru gidiyoruz. Şu an aslında Alzheimer ile ilgili olarak Siemens’in çıkardığı ve dünyada satışa sunduğu bir kontrast madde, izotop da var, henüz Türkiye’ye gelmedi. PET/ MR cihazı ile birlikte moleküler görüntüleme, yani beyindeki anatominin üzerinde hangi fonksiyonun nasıl oluştuğu ve ilerlediği görüntülenebilir hale İnovasyon | Nisan 2014 | www.siemens.com.tr/inovasyon 75