Batı Avrupa`yla İlişkiler

advertisement
LOZAN ANTLAŞMASI
Yrd. Doç. Dr. Nesrin KENAR
1
LOZAN ANTLAŞMASI
(143 madde)
•
•
•
•
•
•
•
•
Siyasal hükümler :
Sınırlar :
1921’de saptanmış SSCB sınırı görüşülmedi
Batı sınırı :
Yunanistan sınırı
Bulgaristan sınırı
30 km.lik bant askerden arındırılacak
(1938’de son verildi)
2
LOZAN ANTLAŞMASI
Siyasal hükümler :
• Sınırlar :
Güney sınırı :
• Suriye ile 20 ekim 1921 sınırı geçerli
• Bugün Hatay içeride
• Irak sınırı Musul sorunu çerçevesinde belirlendi
• Adalar :Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan adaları
dışında bütün ege adaları silahsızlandırılmak
koşuluyla Yunanistan’a verildi
3
LOZAN ANTLAŞMASI
Siyasal hükümler :
• Kapitülasyonlar: TC’deki kapitülasyonların her
bakımdan kaldırıldığı kabul edilmiştir
• Azınlıklar :
• Azınlıklar “gayrimüslimler” olarak tanımlandı
(başka ülkelerdeki azınlık antlaşmalarındaki “soy, dil,din”
ifadesi Lozan’da bertaraf edilmiştir)
• Gayrimüslimlere getirilen haklardan sadece Rum,Ermeni
ve Museviler yararlanmaktadır
• Ancak bu 3 cemaatin ası Lozan’da geçmemektedir
• Hak Grupları : gayrimüslim Türk uyrukları, Türkçe’den
başka dil konuşan dil uyrukları, Tüm Türk uyrukları ve
Türkiye’de oturan herkes
4
LOZAN ANTLAŞMASI
Mali hükümler :
• Osmanlı devlet borçları ele alınmıştır
• Bu borç 4’e bölünmüş :
1. Türkiye
2. 1912-1913 Balkan savaşlarıyla Osm. İmp.dan
ayrılmış devletler
3.Adalar ve belirli toprak parçaları kendilerine
bırakılmış olan devletler
4.Osm. İmp.dan ayrılmış Asya toprakları üzerine
kurulmuş yeni devletler
• Bu borçlar ayrıca Balkan savaşlarından önce ve
sonra alınanlar şeklinde bu 4 gruba
paylaştırılmıştır
5
LOZAN ANTLAŞMASI
Boğazlar Sözleşmesi
• Taraflar : İng., Fra., İtalya, Jap., Bulg., Yunanistan,
•
•
•
•
Rusya, SHS Dev. Türkiye
Boğazlardan denizden ve havadan geçişi düzenliyor
Ticaret gemileri ve askeri olmayan uçaklar :
Barışta, her türlü bayrak ve yük, UA. Sağlık hükümleri
saklı kalmak koşuluyla, hiçbir işlem olmadan gece ve
gündüz geçebilir, kılavuz almak zorunlu değil
Savaşta : TC tarafsız ise barış koşulları geçerli, TC
savaşan ise tarafsız gemi ve uçaklar düşmana yardım
etmeksizin serbestçe geçecek, TC isterse bunları denetler,
düşman gemi ve uçakları konusunda TC istediği önlemi
alabilir
6
LOZAN ANTLAŞMASI
Boğazlar Sözleşmesi
• Savaş Gemileri ve Askeri Uçaklar :
• Barışta her bayrağı taşıyan gemi gece ve
gündüz geçebilir, ancak Karadeniz dışı bir
devlet Karadeniz’in en güçlü devletinden
büyük kuvvet geçiremez ve her zaman her
biri 10 bin tonu geçmeyen 3 gemilik bir
kuvvet gönderebilir
7
LOZAN ANTLAŞMASI
Boğazlar Sözleşmesi
• Savaşta durumunda :
• TC tarafsız ise, geçişler barış dönemindeki gibi
düşmanca davranmaksızın yapılıyor
• TC savaşan ise, barıştaki kısıtlama geçerli olmak
koşuluyla tarafsız gemilere tam serbestlik
uygulanacak, tarafsız askeri uçaklara TC denetim
uygulayabilir, TC ile barış halindeki denizaltılar
su yüzünden geçecekler
8
LOZAN ANTLAŞMASI
Boğazlar Sözleşmesi
• Çanakkale ve İst. Boğazında bazı bölgeler
askerden arındırılacak, bu hüküm 1936 Montrö
ile kaldırılacak – askerden arındırılmış bölgede
sadece polis ve jandarma bulunacak
• İst.da Boğazlar Komisyonu kurulacak
• Komisyonun yetkileri boğazların suları üzerinde
• Komisyon sözleşmenin taraflarından oluşacak
• Boğazların güvenliği tehlikeye düşerse bu durum
imzacılar tarafından önlenecek
• askerden arındırma ve boğazlar kom. Hükmü
Montrö’de kaldırılacak
9
LOZAN ANTLAŞMASI
• Yerleşmeye ve yargı yetkisine ilişkin
sözleşme
• Ticaret sözleşmesi
• Sağlık sorunlarına ilişkin bildiri
• Yargı yönetimine ilişkin bildiri
• Osm. nın bazı imtiyazlarına ilişkin bildiri
• Lozan ve Sevr farkları
10
Türk Dış Politikası
1923 – 1939
( Göreli Özerklik Dönemi I )
11
12
Uluslararası Ortam ve Dinamikler
• İki Önemli Gelişme :
• 1. Revizyonist-Statükocu Kavgası
• Versay Antlaşmasının katı ve uygulanamaz
olması barışı engellemiştir.
• 2. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı
13
Uluslararası Ortam ve Dinamikler
• Sonuçlar :
• Avrupa alt sisteme dönüşmüş
• Merkez ülkeler barış sağlamaktan
uzaklaşmış
• Çevre ülkeler göreli dış özerklik kazanmış
• ( Türkiye )
14
İç Ortam ve Dinamikler
A. 1923-1930 Dönemi ve Liberalizm
•
•
•
•
•
•
•
•
Ekonomik Göstergeler :
Dışa açık ekonomi ( dışarıya bağımlı )
Yabancı Sermaye ( 1/3 )
Yabancı şirketlere imtiyazlar
Teknoloji transferi yok
Dış ticaret açıkları artmakta
Ekonomiyi millileştirme politikası
Yabancı şirketlere Türkçe defter tutma ve % 75
Türk personel çalıştırma zorunluluğu
15
İç Ortam ve Dinamikler
A. 1923-1930 Dönemi ve Liberalizm
• Siyasal Göstergeler :
• Alternatif liderler ve kurtuluş savaşı koalisyonları
tasfiye edildi
• Başlıca Batıcı reformlar 1930’a kadar gündemi
meşgul etti.(Halifeliğin kaldırılması, Medeni Kanun,
Harf Devrimi vb.)
• Ciddi iç güvenlik sorunu
• ( Kürt ayaklanmaları )
• Bu nedenlerle yolsuzluklar ve ekonominin
gidişatı ile ilgilenilemedi.
16
İç Ortam ve Dinamikler
B. 1930-1938 Dönemi ve Devletçilik
• Ekonomik Göstergeler :
• Devletçilik bir önceki dönem (ekonomik
yıpranma) tarafından zorunlu kılınmıştır
• Devlet eliyle sanayileşme programı başlatıldı
• İthal İkameci Sanayileşme Politikası izlenmeye
başladı
• Dış ticaret bu dönemden itibaren fazla vermeye
başlamıştır
• Bu şekilde dış göreli özerklik için gerekli
ekonomik temel hazırlanma çalışılmıştır
17
İç Ortam ve Dinamikler
B. 1930-1938 Dönemi ve Devletçilik
• Siyasal Göstergeler :
• Ekonomide devletçilik ve devletin siyasete
egemen oluşu paralel yürümüştür
• Ancak halkın durumunu yansıtan bir iyileşme
görmek zordu
• Ulusu inşa projesinde ulusun desteğini almak için
ideolojinin devreye sokulması gerekiyordu –
eğitim-halkevleri
• Türk Tarih Tezi Projesi
• ( Bir Türk dünyaya bedeldir vb.)
18
İç Ortam ve Dinamikler
B. 1930-1938 Dönemi ve Devletçilik
• Siyasal Göstergeler :
• Sonuçta devletin iç ve dış göreli özerkliği arttı
• Gayrimüslim burjuvazinin ekonomideki başatlığı
büyük ölçüde tasfiye edildi
(savaş öncesi 1/5, savaş sonrası 1/40 )
• Milliyetçilik ulusal sınırların dışına taşmayacak
şekilde kullanıldı
• Atatürk milliyetçiliği / Türk milliyetçiliği
• Milliyetçilik emperyalizm yapmak için değil
emperyalizme karşı durmak için kullanıldı
19
İç Ortam ve Dinamikler
B. 1930-1938 Dönemi ve Devletçilik
• Siyasal Göstergeler :
• Otoriter bir yapı ama nihai amaç Batı gibi olmak
( İngiliz modeli )
• Ulusal burjuvazi yaratmaya yönelmiş ama
burjuvaziyi devletin denetiminde tutmuş
• Diğer tek parti yönetimlerinin aksine Tek parti
devletin denetiminde oldu
• Ulus kurma yöntemi kan temeline değil,
territoryal ve kültür temeline dayanıyordu
( anayasal vatandaşlık )
20
Dönemin Dış Politikası
Atatürk’ün Dış Politikası Üzerine Tartışma
•
•
•
•
•
Türk Devrimi
Üçüncü Dünyacı mıdır/ Batıcı mıdır ?
Anti-emperyalist midir / değil midir ?
Yayılmacı mıdır ;
İlk ikisi sol akım, üçüncüsü ise sağ akım
tarafından gündeme getirilmiştir.
21
Dönemin Dış Politikası
Doğuda Dış Politika : Kürt Sorunu
• İran’la 1926 ve 1932), Suriye’nin mandateri
Fransa ile 1926 ve Irak’ın mandateri İngiltere ile
1926 dostluk ant. var
• Sadabat Paktı(1937):İran, Irak ve Afganistan
• Ana tema : Kürt aşiretlerinin denetimini ortaklaşa
sağlamak : TDP’nın doğudaki başlıca dış politika
amacı bu sorunun uluslar arası yansımalarını
engellemek.
22
Dönemin Dış Politikası
Batıda Dış Politika : Denge/ İttifak Sorunu
• TC Batıda, güç dengesine oynamak ile
ittifaklara girmek arasında tercih yapmak
zorundaydı
• Güç dengesine büyük başarıyla oynadı
• Dikkate alması gereken 3 grup devlet :
• İngiltere-Fransa, Almanya-İtalya, SSCB
23
Dönemin Dış Politikası
Batıda Dış Politika : Denge/ İttifak Sorunu
• Birinci grupla sorunları öncelikle
çözümlemek
• İkinci gruba uzak durmak ve İtalya’nın
tehditlerine karşı koymak
• SSCB’den tarih boyunca rastlananın aksine
bu dönemde hiçbir tehdit gelmedi
• TC birinci grupla ittifak arayışına girmiş
yanı sıra SSCB’ni buna dahi etmeye
çalışacaktır.
24
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• İngiltere ile ilişkilerde bu dönemde Musul sorunu
en önemlidir
• Lozan Konferansında İsmet Paşa ile Lord Curzon
arasında çekişme olmuştur
• İngiliz Büyükelçiliği Musul sorununun
çözümünün ardından 1926’da Ank.ya taşındı
• Ank. nın stratejik nedenlerle başkent ilan
edilmesini pek çok devlet gibi İng. De
kabullenmemiş ve elçiliğini taşımayı reddetmiştir
• Aslında İng. TC’nin kurtuluş mücadelesi sonunda
yeni bir devlet kurmasını kabullenememişti
25
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• Musul TC için güvenlik, insani boyut ve petrol
açısından önemlidir
• İng. İçin ise Hint yolu üzerinde bulunması ve
petrol bakımından önemlidir
• Musul’un önemli bölümü Mond. Müt. Sırasında
Osm. elindeydi
• Mondrosun ardından İng. Musul’u işgal etmiştir
• Kurtuluş savaşında kurtarılamadan Mudanya
Müt. İmzalandı ve Musul sorunu Lozan’a kaldı
26
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• Lozan’da Musul konusunda Türk tezi :
• Etnografik( bölge nüfusunun çoğunluğu Türkve
Turan kökenli Kürt), hukuksal, tarihsel,
ekonomik, siyasal, askeri ve stratejik noktalar
• Lozan’da Musul konusunda İngiliz tezi :
• İngilizler TC’nin iddialarını kabul etmiyor ve
onlara göre Türkler bölge nüfusunun 1/12 sini
oluşturuyor ve Kürtler Türk soyundan değildir
27
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• İsmet Paşa Musul sorununun Lozan barışının
yapılmasını engellememesi için ve 1 yıl içinde
İng. İle çözümlenmek üzere gündemden çıkarmış
ve MC’ne bırakılmıştır.
• Haliç Konferansı :19 Mayıs 1924
• Bu konferanslar Musul’un yanı sıra Hakkari’yi
de Süryaniler için istemişlerdir.İng. Nin amacı
TC’ne kabul etmeyeceği isteklerle gelerek sorunu
MC.ne götürmek
28
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• MC, Musul Sorununu 20 Eylül 1924’te konuyu
görüşmeye almıştır
• TC, plebisit yapılmasını istemiş
• İng. ise sorunun bir sınır sorunu olduğu ve halkın
da cahil olduğu gerekçesiyle plebisit yerine bir
komisyon kurulmasını istemiştir
• TC ise komisyonun halkın duygularını
bilemeyeceği iddiasıyla plebisit konusunda ısrar
etmiştir
• MC İng.nin görüşü doğrultusunda tarafsız
devletlerden oluşan 3 kişilik bir komisyon
29
kurmuştur.
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
•
•
•
•
Komisyon : Macar, Belçika ve İsveç temsi.
Komisyon Raporu:
Brüksel Hattı- Musul – Hakkari arası
Komisyon 16 Temmuz 1925’te sunduğu
raporunda Irak’ın verdiği istatistikleri geçerli
saymıştır
• Bölgedeki Kürtlerin ne Türk ne de Arap
olduğunu belirtmiştir
• Buna göre Ahali hiçbir tarafa katılmak
istememektedir
• Ülke 25 yıl MC mandası altında kalacaktır (1932)30
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• Adaletin yürütülmesi için Kürtlerden memur
istenecek, Kürtçe resmi dil kabul edilecektir
• Manda sona erer ve Kürtlere özerklik
sağlanmazsa, halk Araplar yerine TC’yi tercih
edecektir
• TC’nin durumu Irak’tan iyi olduğundan bölgenin
o zaman TC’ye devri gerekecektir
• Yine de bölgenin taksimine karar verilirse küçük
Zap suyu sınır olabilir, Musul R’ye, Kerkük
Irak’a verilecektir
31
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• Bu kararı İng. kabul etmiştir
• Ancak TC, Lozan Antl.nın MC’ye bağlayıcı
karar alma yetkisi tanımadığı gerekçesiyle itiraz
etmiştir
• Bunun üzerine MC Meclisi Uluslararası Adalet
Divanından ;
• MC Meclisinin Lozan Ant.nın 3. Md.ne göre
vereceği kararın hukuksal niteliği nedir?
• Hakem kararı mı, tavsiye kararı mı ?
Arabuluculuk mu ?
32
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• Böyle bir karar oybirliği ya da oyçokluğu ile mi
alınmalı ?
• İlgili taraflar oylamaya katılabilir mi ?
• Divan, MC kararının bağlayıcı olduğu, oybirliği
ile karar alınması gerektiği ve tarafların da
oylamaya katılabileceği ancak oybirliği
hesaplanırken tarafların oylarının
hesaplanmayacağı konusunda karar almıştır.
33
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• MC Misakının 15. md.si MC Meclisi bağlayıcı karar
alamaz demekle beraber, Lozan Antl.nın3/2. md.si
Musul’un kesin geleceği bu karara bağlı ifadesi yer aldığı
için bu karar bağlayıcıdır.
• Sonuçta Brüksel hattının kuzeyi TC’ye, güneyi Irak’a
bırakıldı.
• Bu dönemde TC MC:ne üye değildi, ancak İng. En etkili
üyeydi
• TC İng. ve Frs. Gibi ülkelerin kurtuluş savaşında
planlarını bozmuştur
• Adalet Divanına temsilci göndermemiştir
• Komisyonun Estonya’lı üyesini ülkeye sokmamıştır
34
• Şeyh Sait ayaklanması – Halifeliğin kaldırılması
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
• 5 Haziran 1926’da TC, İng ve Irak arasında imzalanan “
Türk-Irak Sınırı ve İyi Komşuluk Antl.” ile Irak-TC sınırı
belirlendi
• Irak 25 yıl süreyle petrol gelirinin % 10’unu TC’ye
verecek
• Türkmenler için azınlık hakları elde edilemedi
• Bundan sonra her 10 yılda bir antl. Düzeltilmiştir
• Alm. nın TC’ye yakınlaşma çabaları, İtalya’nın
Akdeniz’deki faaliyetleri, II. Dünya Savaşı öncesi TC’nin
İng. gözünde önemini arttırmıştır
• Revizyonist-statükocu kamplaşması
• TC-İng arasında doğrudan ve dolaylı işbirliği
• Montrö’ye İng. desteği
35
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İngiltere
•
•
•
•
II. Dünya Savaşı başladığında Türk-İng. İttifakı
Ekonomik ve mali ant.lar
TC.ye İng. Kredisi
Ancak bu dönemde UA. Alanda meydana gelen
gelişmeler nedeniyle İng.nin gücü tükenmişti
• TC’nin savaş dışında kalma kaygısı
• TC’nin 2 savaş arası dönemdeki denge politikası
sona erdi
• TC, Batılı ülkeler ve özellikle İng. İle ittifak
kurma ilşkisi 2. Dünya Savaşı koşullarında ve
arzu etmediği koşullarda ulaşmıştı
36
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Bu dönemde TC-Frs. ilişkilerinde önemli konular Hatay
Sorunu ve Borç Sorunu
• Fr. Lozan’da ve Musul konusunda İng.yi desteklemiş
• Lozan’da Fr. Kapitülasyonlar ve Osm. Borçları
konusunda direnmiş
• Çünkü, TC’de ticari faaliyetleri çok
• Suriye sınırının saptanması konusunda problem
• 1921 ant.nın 8. md.si
• Bozkurt-Lotus davası
• Fransız misyoner okulları
37
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Osmanlı Borçları :
• Osm.Devl.tahvil satarak en çok Fr.ya borçlanmış
• Borç görüşmeleri 1928 yılına kadar devam
etmiştir
• TC 1912 öncesi borçların % 62’sini, daha sonraki
borçların % 73’ünü ödemeyi kabul etti
• Geri ödeme : altın lira /kağıt para
• 22 Nisan 1933’te TC lehine yeni düzenleme
• Borç ödemesi 25 Mayıs 1954’te tamamlanmıştır
38
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Sancak (Hatay-1936-Atatürk) Sorunu
• 1936’da Hatay adı Atatürk tarafından verildi(Türk
kimliğine vurgu yapmak için)
• Mondros imzalandığında Sancak Osmanlıların
• 9 Kasımda 7. md.ye göre İng. İşgali ve gizli ant.a göre Fr.
ya bırakıldı
• Sancak Misak-ı Milli sınırları içinde
• 1921 Fransız ant. ile özel bir yönetim altına konularak
Sancak dışarıda bırakıldı
• 24 Temmuz 1922’de MC tarafından onaylanan ve
Suriye’nin FR. Mandası altında olmasını öngören ant. 29
Eylül 1923’te yürürlüğe girdi
39
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• 31 Aralık 1924’te Fr. Sancak’a ilişkin kararname
yayınlayarak, Arap milliyetçilerini memnun
etmek için, yönetsel konularda mevcut rejim
korunmakla birlikte, bölgenin Suriye devletine
yani Şam yönetimine bağlandığını bildirmiştir.
• Bu duruma Sancak’ta yaşayan Araplar dışındaki
halk, başta Türkler olmak üzere, Aleviler ve
Ermeniler tepki göstermiştir.
• Sancaklı Türklerin bağımsızlık istekleri, bu
dönemde Şeyh Sait isyanı ve Musul sorunu ile
zor durumda bulunan TC’de yankı bulmamıştır.
40
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• 30 Mayıs 1926’da TC. ile Fr. Arasında Dostluk ve İyi
Komşuluk İlişkileri Sözleşmesi imzalanmıştır.
• Bu sözleşme 1921 tarihli Ankara ant.nı bütünlemiştir ve
değişikliğe uğratmamıştır.
• 1926 Sözleşmesinden sonra iyileşen Türk-Fr. İlişkileri
Sancak’ta yaşayan Türklerin durumlarının düzeltilmesine
olanak sağlamıştır.
• Bu dönemde Sancaklı Türkler TC. deki tüm reformları
uygulamaya başlamışlar ve Halk Partisi kurarak
örgütlenmelerini disiplinli biçimde gerçekleştirmişlerdir.
41
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Bu gelişmeler Fr. Tarafından desteklenmiş ve
Sancak, Fr. Tarafından kendisine muhalefet eden
Şam yönetimine karşı koz olarak kullanılmıştır.
• 1930’da İng. Mandası sona erip Irak’a
bağımsızlık vermesi Suriye’yi de harekete
geçirince Sancaklı Türkler arasında milliyetçi
istekler gündeme gelmiştir.
• Bu nedenle 1930 tarihli Suriye anayasasına
Sancak’ın özel rejimine ilişkin hükümler
konmuş, böylece Sancak Türkleri tatmin edilmiş
ve de Suriye Araplarına gözdağı verilmiştir.
42
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• 1936’da UA. Ortamda önemli gelişmeler olmuştur:
İtalya’nın Habeşistan’ı işgali
• Almanya’nın Versay zincirlerini kırması vb.
• Bu ortamda Avrupa’daki ortamla ilgilenmek isteyen Fr.
Manda yönetimini sona erdireceğini açıkladı
• 9 Eylül 1936’da Suriye ile Fr. arasında imzalanan ve
manda yönetimini sona erdiren ant. 3 yıl sonra Suriye’nin
MC üyesi olmasıyla yürürlüğe girmiştir.
• Ant.da Sancak’la ilgili md. yok
• TC tepki gösterdi
43
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Suriye konuyu görüşmeye yanaşmadı
• TC Dış.Bak. T.R. Aras MC’de yaptığı konuşmada Fr. nın
Suriye ile yaptığı anl.nın benzerini Sancak’la da
yapmasını istemişse de Fr. kabul etmemiştir.
• Taraflar ikili görüşmelerde anlaşamadılar
• Sancak konusunu MC.ne götürdüler
• Sandler Raporu
• İsveç’li Sandler raportör atandı
• Sancak’a MC Konseyi tarafından 3 gözlemci gönderildi
• Bu dönemde UA. Gelişmeler nedeniyle TC. Nin önemi
artmıştır
44
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• İng. Fr. üzerinde baskı yapmıştır
• Bu nedenle Fr. Sancak konusunda direnmeyi bırakmış ve
MC Konseyinin Sancak’ın ayrı birim olarak kabul
edilmesi de dahil bütün kararlarını kabul edeceğini
açıklamıştır.
• Zira 1936 Suriye’ye bağımsızlık veren ant. Parlamentoda
onaylanmayacaktı.Zira sömürgeler önem kazandı.
• Suriye 1946’da bağımsızlık kazanmıştır
• 27 Ocak 1937’de MC Meclisi tarafından Sandler’in
raporu kabul edildi
45
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Sandler raporu :
• Sancak ayrı bir varlık olacak, anayasası hazırlanacak,
• Resmi dil Türkçe olacak, ikinci dil MC Meclisi tarafından
kabul edilecek,
• TC Sancak’ın sınırsız ve koşulsuz bağımsız olmasını
istiyordu, dolayısıyla bu kararın manda yasasına aykırı
olduğunu düşünüyordu
• Bu, Sancak’ın bağımsızlığına kavuşmasına kadar
bulunmuş geçici bir formüldü.
• Sancak’ın sınırları,statüsü ve anayasası 29 Mayıs 1937’de
MC Meclisinde onaylanmıştır.
46
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Buna göre Sancak içişlerinde bağımsız Dışişleri Suriye
tarafından yürütülecek vb.
• Sancak’ın toprak bütünlüğü ve TC-Suriye sınırı FR ile
TC arasında yapılan ant. ile güvence altına alınmıştır.
• Bu antlaşma Suriye tarafından kınanmıştır, Sancak’ı
Suriye’den ayırma amacı güttüğü öne sürülmüştür.Bu
dönemde sancak nüfusunu % 39.7 si Türk, % 28 Alevi, %
11 Ermeni, % 10 Sünni Arap, % 9 Rum Ortodoks ve % 3
Kürt, Çerkez, Yahudi, Arnavut
•
47
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• Hatay’ın TC’nin reformlarını da kabul etmesiyle giderek
TC yörüngesine girmesiyle buradaki Arap ve Ermeni
nüfus Suriye’ye göç etmeye başlamıştır.
• 1939’da Avrupa’da olaylar gelişiyordu, Alm.
Çekoslovakya’yı işgal etti
• İng. Akdeniz güvenliği için müttefik arıyordu
• TC-İng. Ortak demeç yayınladı
• Aynısını FR ile de yapmak için Hatay’ın TC topraklarına
katılması koşulunu koydu ve Fr kabul etti.
48
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Fransa
• 23 Haziran 1939’da Türk-Fransız Ortak
Demecinin yayınlanmış ve TC-Suriye arasındaki
toprak sorununun kesin çözümüne ilişkin ant.
İmzalanmış ve Hatay toprakları TC’ye kabul
edilmiştir.
• Bu ant. Yürürlüğe girmeden Hatay Meclisi 29
Haziran’da toplanarak TC’ne katılma kararı
almıştır.
• Bu duruma Suriye ve İtalya tarafından karşı
çıkılmıştır.
49
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İtalya
• Kurtuluş Savaşı döneminde TC’ye karşı
olumlu tavrı var
• Mussolini’nin iktidara gelmesinin ardından
yayılmacı politika izliyor
• 1930’a kadar TC-İtalya ilişkileri sakin
• 1934 sonrasında TDP’nı en çok etkileyen
Batılı ülkelerden biri oldu
50
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İtalya
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1923-1934 Dönemi
I. Dünya savaşı sonunda tatminsiz
Akdeniz’e açılması gerektiğini söylüyor
TC için endişe kaynağı
İtalya’nın kendisine yayılma alanı olarak seçtiği Akdeniz ve
Balkanlar TC güvenliği için önemli
Musul sorunu sırasında, TC-İng ilişkileri gergin
İtalya’nın batı Anadolu’ya çıkartma yapacağı söylentiler gündemde
Musul sorunu ardından TC-İtalya ilişkileri gelişme var
TC-Yun.İtalya ittifakı gündemdeKüçük Antanta karşı(Fr - } Çek-Yug ve Rom.)
51
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İtalya
• 30 Mayıs 1928’de TC, Yun ve İtalya arasında dostluk ve
tarafsızlık ant. imzalandı ve TC açısından rahatlama
getirdi
• Bu dönemde TC-İtalya ticareti gelişmiştir
• 1934-1939 Dönemi :
• Mussolini’nin yayılmacı pol. nedeniyle ilişkiler
bozulmaya başladı
• İtalya’nın saldırgan dış politikası
• 1934’te 2. 5 yıllık Faşist Kong.de Mussolini İtalya’nın
tarihi emellerinin Asya ve Afrika’da olduğunu söylemiştir
• İtalya TC’yi kastetmediğini açıklamıştır
52
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İtalya
•
•
•
•
•
1935 TC,Yun,İtal ittifak önerisi
TC reddetti, Balkan paktı, Balk. Devl arasını açmak
TC tüm Balkan dev. nin ortak ittifakını istiyor
İtal. kendisiyle tek tek ant. İstiyor
Habeşistan’ın 1935’te işgalinin ardından MC İtalya’ya
yaptırım uyguladı
• TC bu yaptırımlara katıldı, İtalya TC’ne nota verdi
• Montrö’ye katılmadı
• TC bu ekonomik yaptırımları uygulayınca zor durumda
kaldı
53
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İtalya
• 1936’da İtalya on iki adaları tahkim etmeye,
havaalanı yapmaya başladı
• İtalyan tehlikesi nedeniyle TC-İng. yakınlaşması
• İtalya’dan TC’ye güvence,1928 ant.na bağlı
• 1937 İng-İtalya centilmenlik ant.- TC memnun
• İtalya 2 Mayıs 1938’de Montrö’ye katıldı
• İtalya’nın Arnavutluk’u işgali-}TC,İng.Fr.
yakınlaşması
54
Batı Avrupa’yla İlişkiler
İtalya
• İki savaş arası dönemde TC-İtalyan
ilişkileri TC’nin bu ülkeden duyduğu
endişe tarafından belirlenmiştir.
• Ticari ilişkiler yüksek düzeyde
• Siyasal ilişkiler istikrarsız
• Nedeni; İtalya’nın irredentist politikaları
55
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
•
•
•
•
•
•
•
1923-1933
Alm-TC eski müttefik
Aralarında eski sorun yok
Alm TC-SCCB ilişkisinden rahatsız değil
Çünkü bu 3 ülke UA alanda dışlanmış
Alm-TC ilişkileri sınırlı
Alm TC ile Lozan sonrası yakınlaşmak istiyor, ancak İng
ve Fr’nın tepkisini çekmek istemiyor
• 3 Mart 1924 Alm-TC dostluk ant.dipl. ilişk.
• Alm elçiliği Ank.da
56
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• TC’ye ye Alm. yardımı ve danışmanlık hizmeti-tarımmühendislik
• Alm. TC ile ekonomik ilişkilerini geliştirmek istiyor
• Bu dönemde askeri ilişk. gündemde
• Alm subaylar Türk ordusunda görev yapıyor
• Türk savunma sanayi kurulması alanında işbirliği
• TC Alm güçlenmesini destekliyor
• Kayseri’de uçak fabr. 1925-Junker
• Alm ülkesinde silah üretemiyor
• Hava ulaşım sist.
57
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1930 ticaret antl.
Bu dönemde iki ülke ilişkileri sorunsuz
Birbirine yaklaşma çabaları var
1933-1939 dönemi
1933 Hitler iktidarı
Alman iç ve dış politikasında değişme
Dış politika hedefleri açısından uzaklaşma
Ekonomik ilişkiler yoğunluğunu korudu
Alman yetkililer Atatürk ile Hitler arasında benzerlik
kurmaya çalışıyorlar
• Türk Kurtuluş Savaşına sempati
58
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• TC Alm nın Versay’dan kurtulma çabalarına
sempati duyuyor
• Kendisi de I. Dünya savaşı düzenlemelerinden
memnun değil
• Alm nın yayılma alanı TC ye uzak
• -doğu Avrupa
• TC yine de endişeli
• Balkan paktı anlaşmazlık nedeni, Alm TC’nin
bölgedeki etkinliğinden rahatsız
59
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• Montrö sözleşmesi – Alm rahatsızlığı(TC-İng yakınl)
• Alm Lozan’a çağırılmadı-rahatsızlık
• Boğazlarla ilgili olarak TC-Alm antlaşması
(gerçekleşmiyor)
• TC Alm yı doğrudan karşısına alacak girişimden kaçındı
• Alm TC yi yanına çekmek ve İng ve Fr ile yakınlaşmasını
önlemeye çalışıyordu
• Alm TC yi de Hatay nedeniyle revizyonist olarak görüyor
• Ribbentrop-Menemencioğlu görüşmesi – 1938
• TC yi revizyonist devletler yanına davet ediyor
• Tarafsızlık anl önerisi (-)
60
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• TC, Alm ya kendisine karşı yüklenimlere girmeyeceği konusunda
sözlü güvence verdi
• Alm - }İtal. Arn. İşgaline destek vermesi
• TC-Alm ilişkilerini etkiledi
• Alm Büyükelçisi-Franz von Papen atandı
• (TC’nin İng. ve Fr yanında yer almasını önlemek için)
• TC tarafından kabul edilmek istemedi (anchlasus)
• Ancak 1939 da gerçekleşti
• Papen, TC’nin İtalya endişesini gidermek için girişimde bulundu ama
sonuç olumsuz
• Ancak İtalya’ya baskı da yapmadı
•
61
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• TC-Fr ve TC-SSCB görüşmeleri-Alm rahatsızlığı
• TC-İng yakınlaşması nedeniyle Alm TC’ye silah
ve savaş malzemesi sevkiyatını durdurdu
• Ticari ilişkiler kesilmedi-krom ithalatı Alm savaş
sanayi için önemli
• Alm TC’nin Balkanlara karışmasına karşı
• İtalya’nın Balkanlarda rahat hareketini sağlamak
• Uzun dönemde Balkanlarda kendi hegemonyasını
kurmak
62
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• 1 Eylül 1939 Almanya Polonya’ya saldırdı
ve II. Dünya Savaşı başladı
• TC tarafsızlık ilan etti ve İtalya’dan
duyduğu endişeyi belirtti
• İki savaş arası dönemde TC dış ticaretinde
Alm ya bağımlı hale gelmiştir
• TC toplam ithalatın % 50’si, ihracatın %
45’i Alm ile
63
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
• İki savaş arası dönemde Alm. nın genel politikası
TC’yi mümkünse denetim altında tutmak, ya da
en azından İng ve FR’dan uzak tutmaktı
• Alm. bunun için 3 yola başvurmuştur
1.TC’yi ekonomik açıdan kendisine bağımlı kılmak
2. Kültürel ilişkiler ve propaganda ile kamuoyunu
etkilemek
3.Askeri ilişkilerle orduyu Alman silahlarına
bağımlı kılmak ve Alman yanlısı bir askeri
kadronun oluşmasını sağlamak
64
Batı Avrupa’yla İlişkiler
Almanya
•
Ancak TC Almanya’nın etki alanına girmemeyi
başarabildi
• Çünkü,
1. Sevr düzenini Lozan’la geçersiz hale getirmişti
2. Musul, Hatay ve Boğazlar sorunlarını UA.
Hukuk yoluyla çömüştü
3. Batılılaşma doğrultusunda İng ve Fr ile
ilişkilerine önem vermişti
65
Batı Avrupa’yla İlişkiler
•
•
•
•
•
1932 TC’nin MC üyeliği
MC daveti
Endişeler-Musul
Çekinceler-askeri yaptırımlar
SSCB politikası
66
SSCB İle İlişkiler
• TC ; yeni cumhuriyetin kurulması ve
toplumsal düzenlemelerin yapıldığı
dönem,1920’lerde Lozan’dan arta kalan
sorunlar çözüldü ve 1930’lar yaklaşan
savaşa hazırlık girişimleri ile geçti
• SSCB ;1930’lara kadar diğer devletler
tarafından tanınma ve komşularla iyi
ilişkiler kurma çabaları-1934 MC üyeliği
67
SSCB İle İlişkiler
1923-1936: işbirliği dönemi
• 1925, TC-SSCB dostluk ve tarafsızlık antl.,1929,1931 ve
1935 uzatmaları ve 1945’te sona erdi
• Lozan sonrası batılı devletlerle sorunlarını çözemeyen
TC, SSCB’ni destek merkezi olarak gördü,
• 1925 Locarno düzenlemesiyle Alm.nın batı sınırları
güvence altında alınmış ama doğu sınırı alınmamış
• Bu durum SSCB tarafından kendisini hedef alan girişim
olarak değerlendirilmiş
• SSCB 1922’den itibaren TC’de ticaret temsilcilikleri
açmıştır
• Bu temsilciliklerin komünizm propagandası yaptığı
görüşü problem yaratmıştır
• 1927’de imzalanan ticaret antl; problemler çözülmüştür
68
SSCB İle İlişkiler
1923-1936: işbirliği dönemi
• TC’nin 5. Beş yıllık kalkınma planına
SSCB desteği, kredi
• 1934 kredi ve teknik yardım antl
• Bu dönemde TC’yi yanına çekmek isteyen
devletler uygun kredi verme yolu
izlemişlerdir
• 1930’ların ilk yarısında iki devlet arasında
uyumlu işbirliği söz konusudur
69
SSCB İle İlişkiler
1936-1939 : Yol ayrımı
• Montrö Konferansı:
• UA koşullarda değişiklik
• 1930’ların başından itibaren TC Boğazların Lozan
düzenlenişinin gözden geçirilmesini önerdi-(23 Mayıs 1933
Londra Silahsızlanma Konf.)
• 11 Nisan 1936 notasıyla ilgili devletlere Boğazlar
rejiminde değişiklik isteğini bildirdi
• Diğer devletler ve SSCB TC’nin çağrısına olumlu yanıt
verdi
• SSCB de Lozan Boğazlar düzenlemesinden rahatsızdı
70
SSCB İle İlişkiler
1936-1939 : Yol ayrımı
• SSCB; Boğazların Karadeniz’e kıyısı olmayan
devletlerin savaş gemilerine kapalı tutulmasını,
kıyıdaş devletlerin savaş gemilerine ise serbest
olmasını savundu
• TC’nin Boğazları silahlandırma isteğini
destekledi ve silahların SSCB’den sağlanmasını
istedi
• Ancak bu öneri kabul edilmemiştir
• Montrö Boğazlar Sözleşmesi 22 temmuz 1936’da
imzalanmıştır
71
SSCB İle İlişkiler
1936-1939 : Yol ayrımı
• SSCB Boğazların kim tarafından silahlandırılacağından
endişe duydu, kendisinin olmasını istiyordu ve Ekim
1936’da TC’ye ikili ittifak önerdi
• TC’nin SSCB’ye Karadeniz’den saldıracak bir gücün
geçişine izin vermemesini istedi
• TC ise TC Akdeniz’den saldırıya uğrarsa en az
saldırganın gücüyle kendisine SSCB’nin yardım etmesini
istedi
• Bu görüşmeler İng. nin telkiniyle sonuçsuz kalmıştır
• İng, boğazlar konusunda imzalanacak ayrı bir ittifakın
Montrö’yü geçersiz kılacağını bildirmiştir.
72
SSCB İle İlişkiler
1936-1939 : Yol ayrımı
• Ayrıca TC, SSCB’den yardım almaksızın böyle bir
girişimi yararlı bulmuyordu
• Montrö sonrası görüşmeler artık eskisi kadar iyi değildi.
• 1930’ların sonları diğer devletler gibi TC ve SSCB için
de savaş hazırlığı ile geçti
• Montrö Boğazlar sözleşmesi yeniden düzenlendi
• Çeşitli ittifak görüşmeleri ile güvenliğini garantiye
almaya çalıştı1937’de TC-İtalya görüşmeleri SSCB’yi
tedirgin etti
• 1939’da Fr ile ikili deklarasyon yayınladı
73
SSCB İle İlişkiler
1936-1939 : Yol ayrımı
• Montrö’de İng ile işbirliği, boğazların silahlandırılması
İng ye verildi, kontrolörlük Alm.ya )
• SCB ise 1931 de Japonya’nın Mançurya’yı işgalinin
ardından kendisini doğudan ve batıdan tehdit altında
hissetti
• 1934’de MC ye üye oldu
• Montrö ve sonrasında Boğazların güvenliğini kendi
çıkarları doğrultusunda değiştirme girişiminde bulundu
• 23 Ağustos 1939’da Alm ile saldırmazlık paktı imzaladı
• TC savaş dışı konumunu sürdürdü
• Montrö’ye göre TC savaş dışı kaldığında boğazlardan
savaş gemilerinin geçmesi yasaktı
74
SSCB İle İlişkiler
1936-1939 : Yol ayrımı
• TC-SSCB
• 1919’larda emperyalist Batıya karşı kader
birliği
• 1923 sonrası işbirliği
• 1936’dan itibaren savaşa hazırlık
• Savaş sonrası ilişkiler kötüleşti
75
Yunanistan’la İlişkiler
• Lozan’da, sınır ve toprak sorunları, insani
sorunlar ve mali sorunlar çözülmüştür
• Limni, Semadirek, Midilli, Sakız, Sisam ve
Nikarya adaları başta olmak üzere Doğu
Akdeniz Adaları Yunanistan’a verilmiştir
ve bu adalar silahsızlandırılacaktır.
76
Yunanistan’la İlişkiler
• İnsani sorunlar konusunda nüfus mübadelesi ve
Patrikhane sorunu görüşülmüştür
• Lozan sonrası yaklaşık 1 milyon Rum
Yunanistan’a göç etmiş(Yun. Nüfusunun ¼’ü)
• İstanbul’da önemli miktarda Rum nüfus kalmıştır
• İst Rumlarının göçünü Yun. istemiyordu
• Zira bu durumda cemaatsiz kalacak Patrikhane
taşınmak zorunda kalacaktı
77
Yunanistan’la İlişkiler
• Mübadele antlaşmasına göre :
• Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininde
Türk uyrukları ve Yunan topraklarında yerleşmiş
Müslüman dininden Yunan uyruklarının 1 Mayıs
1923 tarihinden itibaren zorunlu mübadelesi kabul
edilmiştir
• İstanbul’da oturan Rumlar ve Batı Trakya’da oturan
Müslümanlar kapsam dışıdır
• Din ölçütü temel alınmaktadır
• Patrikhane, siyasi tüm hak ve yetkilerinden arınmış,
sadece dini bir kurum olarak İst da varlığını
sürdürecekti
78
Yunanistan’la İlişkiler
• Lozan’da Patrikhane konusu ele alınmamış
ve Türk iç hukukuna bırakılmıştır,
• İst da kalan Patrikhanenin Türk hükümeti
tarafından kontrol edilebilecek olması
avantaj görülmüştür
• Tamirat borcu olarak Karaağaç TC’ye
bırakılmıştır, zira yun nın bu borcu
ödeyecek gücü yoktu
79
Yunanistan’la İlişkiler
1923-1928 : Gerilim Dönemi
•
•
•
•
•
•
Etabli (yerleşikler) sorunu
Farklı yorumlar;
Yun. yerleşme niyeti olup olmaması
TC; 1918 öncesi İst’a yerleşmiş Rumlar
(resmi kayıtlar esas)
Yun, İst da fazla sayıda Rum bırakmak istiyorMegali İdea
• TC, fazla sayıda Rum’u Yun a göndermeyi
amaçlıyordu
• Adalet Divanına başvuruldu
80
Yunanistan’la İlişkiler
1923-1928 : Gerilim Dönemi
• AD görüşü : İst şehrinin 1912’de belirlenen belediye
sınırları içine 30 Ekim 1918’den önce sürekli olarak
yerleşmiş bulunmak gerekir
• Divanın görüşü taraflar arasındaki uyuşmazlığa çözüm
bulamadı ve gerginlik ortaya çıktı
• Yerleşikler ve Patrikhane sorunu gerilim yarattı
• Kesin çözüm 1930’da sağlandı
• Türk hükümeti Patrikhanenin evrensel statüsünü
tanımadığını ve Türk kurumu olarak kabul ettiğini, dinsel
konuları ileri sürerek dış güçlerin TC’nin içişlerine
karışmasına izin vermeyeceğini dünya kamuoyuna
göstermiştir
81
Yunanistan’la İlişkiler
1923-1928 : Gerilim Dönemi
• Sonuç olarak 1925 Ankara antlaşması ile TC, 30
Ekim 1918 öncesi ve sırasında İst’da mevcut
bulunan Rumlara Ortodoks ve TC vatandaşı
olmasa bile, yerleşmek niyetine bakmaksızın
yerleşik sıfatı tanımıştır
• Ank ant. sadece bu soruna çözüm getirmiş ancak
hiçbir zaman uygulanmamıştır
• Nedeni, Yun da askeri rejim-Gen. Pangalos
onaylamamış, Lozan revizyonu
82
Yunanistan’la İlişkiler
1923-1928 : Gerilim Dönemi
• 1926’da Atina ant imzalanmıştır
• Mübadele sırasında ortaya çıkan mali
sorunları çözme amacı taşıyor
83
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• TC Lozan’dan kalan sorunlarını çözdü
• Yun. da askeri rejim sona erdi ve Venizelos iktidarı
• Revizyonist ülkeler ve aralarındaki güvensizlik sorunu
nedeniyle silahlanma iki ülkenin ekonomisine zarar
veriyordu
• Ülkeleri içinde ekonomik kalkınma ve sosyal reformlar
yapabilmek için barışçı bir politika izlemek ihtiyacı
duydular
• Revizyonist devletlere karşı birbirinin desteğine ihtiyaç
duydular
84
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• 1928 Türk-İtalyan Antlaşması Türk-Yunan
yakınlaşmasını başlatmıştır.
• 1928, Türk-Yunan Tarafsızlık, Uzlaştırma ve Yargısal
Çözüm Ant. İmzalanmıştır.
• Venizelos hükümeti, TC ile yakınlaşma politikası
benimsemiştir.
• 1930 Antlaşmaları ve sözleşmeleri ile Lozan Ant ve
1926 Atina ant nın uygulanmasından doğan
sorunların çözümü ant imzalandı ve bu sorunlar sona
erdi.
85
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• 10 Haziran 1930 Sözleşmesi ile TC-Yun arasında
nüfus mübadelesinden kaynaklanan siyasal ve
ekonomik sorunlar çözülmüştür.
• 10. Mde. ; TC, İst geldikleri tarih ve doğdukları yer ne
olursa olsun değişimden ayrı tutulmuş İst. Bölgesinde
bugün hazır bulunan tüm Ortodoks Rumlara,
• 14. Md. ; Yun., Batı Trakya’ya geldikleri tarih ve
doğdukları yer ne olursa olsun değişimden ayrı
tutulmuş olan Batı Trakya bölgesindeki Yunan
uyruğundaki tüm Müslümanlara yerleşik sıfatı
tanımaktadır.
86
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• Ayrıca mübadeleden kaynaklanan ekonomik sorunlar
da çözülmüştür;
• 1.Mübadillerin malları
• 2. Türk uyrukların malları
• 3. Yunan uyrukların malları
• 4. Batı Trakya yerleşiklerinin malları
87
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• 1930 antl. İle iki ülke arasında sağlanan
yakınlaşma ile 2 ülke silahlanmaya
ayırdıkları payı üretime aktarmayı
amaçlamışlardır.
• İkamet, ticaret antl. İle “En Çok Gözetilen
Ulus Kaydı”
88
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• 1930 anlaşmaları ile sağlanan siyasal, ekonomik ve askeri
yakınlaşma diplomasi alanında da kendini göstermiştir.
• TC-Yunan ilişkileri 1933 Samimi Anlaşma
Belgesi ile doruğa çıkmıştır;
• Revizyonist Bulgaristan’dan gelecek tehdide
karşı 10 yıl süreyle imzalanmıştır ve ortak
sınırların karşılıklı olarak saldırıdan korunması
güvence altına alınmıştır.
89
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• I. Dünya Savaşı sonrasında dünya barışının
ancak ortak güvenlik sisteminin kurulması
ile korunabileceği düşüncesi vardı : MC
• Bölgesel düzeyde güvenlik örgütlerinin de
kurulması çabaları vardı
• Bu dönemde Balkanlar revizyonist
devletlerin bulunduğu ya da hedefi olan
bölgeydi : Alm., İtalya ve Bulg.
90
Yunanistan’la İlişkiler
1928-1939: Dostluk Dönemi
• 1930, 19131, 1932, 1933 yıllarında toplanan dört
Balkan Konferansının ardından 1934’te
Belgrad’da toplanan Balkan Konferansında TC,
Yun, Romanya ve Yugoslavya tarafından 9 Şubat
1934’te Balkan Antantı oluşturulmuştur.
• Ancak Balkan Paktı, II. Dünya Savaşı
yaklaşırken büyük devletlerin emellerine karşı
güvenliği sağlamada yetersiz olmuştur
91
II. Dünya Savaşına Doğru
TC-Yun İlişkileri
•
•
•
•
İki devlet ilişkileri daha da yakınlaşmıştır
1936’da Boğazların statü değiş. – Yun dest.
1930 Dostluk-Tarafsızlık ve
1933 Samimi Pakta Ek Antlaşma 27 Nisan
1938’de imzalandı: Taraflardan birinin
saldırıya uğraması durumunda karşı tarafa
yükümlülükler getiriyordu.
• Kültürel yakınlaşma da başlamıştır
92
II. Dünya Savaşına Doğru
TC-Yun İlişkileri
• Ancak bu iyi ilişkiler II. Dünya Savaşının
başlaması ile son bulmuştur
• Yunanistan İtalya ve Almanya tarafından işgal
edilmiş,
• TC kendi ulusal çıkarları doğrultusunda savaş
koşullarından maksimum yararlanma yoluna
gitmiştir.
• Bu dönemde TC Yunanistan’a ancak çok dolaylı
yardımda bulunabilmiştir.
93
TC-Yunan Dostluk Döneminde;
• TC’nin İst, Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum
azınlığa, Yunanistan’ın ise Batı Trakya’daki
Müslüman azınlığa tutumlarında yumuşama
görüldü,
• TC Patrik seçimlerine karışmaktan vazgeçti,
• Rum okul ve derneklerine uyguladığı okul
kitapları ve öğretmenlerle ilgili baskısını kaldırdı,
• Yunanistan, 1920’lerde varlıklarına göz
yumduğu, Ankara yönetimine karşı kişileri sınır
dışı etti
94
TC-Yunan Dostluk Döneminde;
• Batı Trakya’da Müslüman okullarında
Arap harfleriyle eğitime son verilerek
TC’de olduğu gibi Latin harfleri
kullanılmaya başlandı
95
Ortadoğu İle İlişkiler
İRAN
• TC-İran ilişkilerinde 2 önemli konu:
• İran-TC rejimlerinin benzerliği ve sınır sorunu
• İran da TC’nin rejimine geçiş sürecini
başlatmıştır( Savunma Bakanı Rıza Han )
• Amaç : Batılı kurum ve normlarıyla modern ve
tam bağımsız bir ulus-devlet yaratmak
• TC İran tarafından model alınıyor
• TC’de halifeliğin kaldırılması İran’da cumhuriyet
ilan edilmesini engellemiştir
96
Ortadoğu İle İlişkiler
İRAN
• TC-İran sınırı : 1555 Amasya Ant ile ana hatları
çizilmiş ve 1639 Kasr-ı Şirin Ant ile belirlenen
sınır büyük ölçüde günümüzdeki sınır,
• Çok sayıda düzeltme yapılmış ve son belge
1913’te imzalanmış, ancak onaylanmadığı için
geçerliliği tartışmalı,
• Sınır sorunları TC-İran ilişkilerinin ilk 10 yılında
gündemde
•
97
Ortadoğu İle İlişkiler
İRAN
•
•
•
•
Sınır sorununun 3 önemli nedeni :
1. Milliyetçi ideolojinin bakış açısı
2. Kürt aşiretlerin özerkliklerini koruma isteği,
3. Sınırın arazi üzerinde işaretlenmemiş olması,
sınır tespit komisyonu kurulamadı
• SSCB’nin kışkırtması
• İran sınırının Lozan’da görüşülmesine İng karşı
çıkmıştır
• Bu nedenle ikili görüşmelerle çözülmeye çalışıldı
98
Ortadoğu İle İlişkiler
İRAN
• 22 Nisan 1926’da Tahran’da Dostluk ve
Güvenlik ant imzalandı : Temel amaç aşiretlerin
yarattığı sınır sorununu çözmek- TC-İran
arasında ilk belge
• 1928-Ek Protokol yine aynı içerikte
• Ağrı İsyanları: Küçük Ağrı dağının işgali ve
karşılığında toprak teklifi,İran red etti
• Nedeni 1913 ant Şattülarap üzerinden geçen sınır
konusu İran lehine sonuç içeriyor
• TC nin K. Ağrı işgali devam ediyor
99
Ortadoğu İle İlişkiler
İRAN
• İran büyükelçisi değiştirildi, sertlik yanlısı
Hüsrev Gerede gönderildi
• İran TC’nin toprak değişimi önerisini kabullendi
• 23 Ocak 1932’de TC-İran ant imzalandı; sınır
çözümü ve hukuksal işbirliği hk.
• 1934 de sınır tesbiti bitirildi, küçük anlaşmazlık
için Şah Rıza Pehlevi hakem atandı ve TC lehine
karar verdi,
100
Ortadoğu İle İlişkiler
İRAN
• 27 Mayıs 1937 Ant ile günümüzdeki sınır
belirlendi
• Buna göre K. Ağrı TC’de kalacak,
karşılığında Van’ın Kotur bölgesinden
verimli ama TC için stratejik olmayan arazi
verilecek
• 1932’de “ en çok gözetilen ulus” statüsü
tanınma ant yapılmış
101
Ortadoğu İle İlişkiler
AFGANİSTAN
• Bu dönemde TC’nin Afganistan’a teknik araç ve
personel yardımı iki ülke ilişkilerinin belirleyici
konusu
• 25 Mayıs 1928 Ank’da Dostluk ve İşbirliği Antl
imzalandı
• İfadeler TC’nin diğer ülkelerle imzaladığı ant ın
kopyası
• Sadece Afg ile yapılan ant ya TC tarafından milli
eğitim ve ordunun gelişimi için teknik ve
personel desteği yapacağı yer alıyordu
102
Ortadoğu İle İlişkiler
AFGANİSTAN
• Afganistan’daki karışıklıkların bastırılmasına
Türk Ordusu destek vermiştir,
• Amanullah Han’ın yerine göreve gelen
Habibullah Han TC’yi eski yönetimin destekçisi
gördüğünden Türk personeli sınır dışı etti,
• O’nun yerine kısa süre sonra gelen Nadir Şah
eski politikayı devam ettirdi ve Türk personeli
geri çağırdı, ( 1,5 yıl içinde 5 Şah)
• II. Dünya Savaşına kadar ilişkiler gayet iyi
103
Ortadoğu İle İlişkiler
AFGANİSTAN
• SADABAD PAKTI :
• İran, Irak, TC ve Afganistan’ın katılımıyla 8
Temmuz 1937’de Tahran’da imzalandı ve 25
Haziran 1938’de yürürlüğe girdi
• Askeri ittifak ant değildir
• Saldırmazlık ve dostluk ant idi
• İmzalanmasının nedenleri :
• 1. Sınır sorunlarının kalıcı çözümü isteği
• 2. Ülkelerin bağımsızlık ve egemenliklerini
vurgulama isteği
104
Ortadoğu İle İlişkiler
AFGANİSTAN
• Taraf devletlerin İran’la sınır sorunları vardı
• TC-İran, Afg-İran, Irak-İran sınır sorunu vardı
• Bu sorunlar 1937’den önce çözüldü ancak bu güven
ortamının sürekli olması isteniyordu
• Kısa süre önce bağımsızlık ilan eden bu devletler hiçbir
büyük devletin nüfuz alanında olmadıklarını ilan etmek
istediler
• TC’nin kurucusu olduğu ilk UA örgüt
• İng ve SSCB Paktın İtalya’ya karşı yapıldığını
düşünüyordu
• Ayrıca İng ve SSCB’ye karşı yapıldığı düşüncesi var
105
Ortadoğu İle İlişkiler
AFGANİSTAN
• II Dünya Savaşı ile Pakt rafa kaldırıldı
• 1979’da İran’daki yeni rejim Paktı fesh
ettiğini ima etmiştir
• İran bu konuda açık beyanda bulunmadığı
için Sadabad Paktının günümüzde de
hukuken geçerliliği olduğu söylenebilir
106
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Lozan Boğazlar Sözleşmesi 13 yıl yürürlükte
kaldı
• Bu süre içinde önemli sorun yaşanmadı
• II Dünya Savaşı yaklaşırken gelişen olaylar
Boğazlar rejiminin gözden geçirilmesini zorunlu
kıldı
• TC, Lozan Boğazlar sözleşmesi bir ölçüde
TC’nin egemenliğini kısıtlıyordu
• Ancak Lozan’ı bir an önce barışla sonlandırmak
istediğinden kabul etmiştir
107
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Ayrıca TC, MC çerçevesinde kurulan kollektif
güvenlik sisteminin işleyeceğine ve UA
silahsızlanmanın gerçekleşeceğine inanıyordu.
• MC sistemi silahsızlanma konusunda başarısız
olmuştur
• TC 1933’ten itibaren Lozan Boğazlar
sözleşmesini değiştirme girişimlerinde bulundu
• 10 Nisan 1936’da yeni boğazlar rejimi
saptanması konusunda nota verdi
• TC’nin görüşü taraflarca olumlu karşılandı
108
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Çünkü;
• SSCB rejimden memnun değildi, rejimi kendi lehine
değiştirmeyi umuyordu
• Bulgaristan, Neully ant ile kendisine getirilen
silahsızlanma koşulunu değiştirmeyi umuyordu
• Yun, Rom ve Yug Balkan Paktı nedeniyle destek verdi,
• Fr, SSCB dostluğunu kazanmak amacıyla SSCB’nin
sıcak baktığı değişikliği kabul etti,
• İng İtalyan tehdidine karşı TC’yi yanına almak istedi
• İtalya ise karşı çıktı
109
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Montrö Sözleşmesi 20 Temmuz 1936’da imzalandı ve 9
Kasım 1936’da yürürlüğe girdi. Buna göre;
• TİCARET GEMİLERİ
• Savaş Tehlikesi Tehdidinde
• Karadeniz’e Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan Devletlerin
Gemileri
• 1. Geçişler Gündüz Yapılır
• 2. Geçişler TC’nin göstereceği yoldan yapılır
• 3. Kılavuzluk hizmeti ücrete tabi olmamak kaydıyla
zorunlu kılınabilir
110
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Barış Zamanı;
• Karadeniz’e Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan
Devletlerin Gemileri
• 1.Bayrağı ve yükü ne olursa olsun geçer
• 2. Gece ve gündüz geçer
• 3. Adını, uyruğunu, tonajını, geldiği ve gideceği
yeri bildirir
• 4. Bu bildirim ve sağlık denetimi dışında hiçbir
formaliteye tabi olmaz,
• 5. Kılavuzluk ve römorkaj isteğe bağlıdır
111
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Savaş Zamanı : TC savaşta değil
• Karadeniz’e Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan Devletlerin
Gemileri barış zamanı koşullarına uygun olarak geçer
• Savaş Zamanı : TC savaşan ise
• Karadeniz’e Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan Devletlerin
Gemileri
• TC ile savaşan devletlerin bayrağını taşıyan ticaret
gemilerinin geçişi TC’nin takdirine bağlıdır
• TC ile savaş halinde olmayan devletlerin gemileri düşman
devletlere yardım etmemek ve gündüzleri gösterilen
yoldan seyretmek kaydıyla geçebilir
112
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• SAVAŞ GEMİLERİ
• Savaş Tehlikesi Tehdidi ; Karadeniz’e
Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan Devletlerin
Gemilerinin geçişi TC’nin takdirine bağlıdır
• Barış Zamanı;
• Karadeniz’e Kıyıdaş Devletlerin Gemileri
• 1. Yardımcı Gemiler, hafif su üstü gemileri
ve küçük savaş gemileri
113
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• a. Boğazlardaki toplam yabancı savaş gemisi
sayısı 9’u veya toplam tonajı 15 bin tonu aşamaz
• b.Gerekli ön bildirimde bulunur ( 8 gün)
• c. Gündüz ve durmaksızın geçebilir
• 15 bin tonu aşan hattı harp gemileri:
• a. Tek başına veya en çok iki torpido eşliğinde
geçer
• b. Gerekli ön bildirimde bulunur(8 gün)
• Bu gemilerin Karadeniz’deki toplam tonajları ve
kalma süreleri sınırsızdır
114
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Karadeniz’e Kıyıdaş Olmayan Devletlerin Gemileri
• 1. Yardımcı gemiler, hafif su üstü gemileri ve küçük
savaş gemilerinin geçişi Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin
gemilerinin geçişi ile aynıdır
• 2. Uçak gemileri, denizaltılar, hattı harp gemileri
geçemez
• 3. Karadeniz’de bulundurabilecekleri gemilerin toplam
tonajı 30 bin tonu geçemez, bu sayı bazen 45 bin tona dek
çıkabilir
• 4. Kıyıdaş olmayanlardan sadece biri, kıyıdaş
olmayanların tamamının toplam tonajının en çok üçte
ikisi kadar gemi bulundurabilir
115
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Savaş Zamanı: TC savaşta değil
• Karadeniz’e Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan Devletlerin
Gemilerinin geçişi
• 1. Savaşta olmayan devlet gemileri barış zamanındaki
gibi geçebilir
• 2.Savaşan devlet gemileri geçemez: 3 istisnai durum
• a. Bağlama limanından ayrılanlar bu limanlara dönebilir
• b. MC’nin zorlama önlemlerini uygulayacak olan gemiler
geçebilir
• c. TC’nin taraf olduğu bir yardım ant hükümleri uyarınca
geçenler
116
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Savaş Zamanı: TC savaşan
• Karadeniz’e Kıyıdaş ve Kıyıdaş Olmayan Devletlerin
Gemilerinin geçişi TC’nin takdirine bağlıdır
• Montrö ant 20 yıl süreli
• Ancak taraf devletlerce değiştirilebilir veya sona
erdirilebilir
• Sona ermesi 2 yıl önce yapılacak ön bildirimle olabilir,
ama böyle bir şey olmamıştır ve hala yürürlüktedir
• Değişiklik önerisi ise her beş yıllık dönemin sonunda
olabilir
117
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
• Değişiklik önerisi
• 14. md. Savaş gemilerinin sayı ve tonajına ilişkin,
• 18. md. Kıyıdaş olmayan devletlerin Karadeniz’de
bulundurabilecekleri savaş gemilerinin sayı ve tonajına
ilişkin maddelerde yapılamaz
• Diğer md. lerde yapılan öneriler ise kendisinden başka en
az 2 bağıtlı devlet tarafından destekleniyor olması lazım
• Bu konuda toplanacak konferansta oybirliği ilkesi aranır
• 14. ve 18. md TC’nin içinde bulunduğu ¾ çoğunluk
tarafından değiştirilebilir
118
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
TC’nin 2 amacı var ;
a. İşgale uğramamak
b. Savaşa girmemek
UA Ortam ve Dinamikler
1. FR’nın çabuk yenilmesi TC’yi zor duruma sokmuştur
1939 TC-İng-Fr üçlü ittifakı
Fr Alman saldırısını meşgul edecek ve yıpratacak
Fr İtalya’nın Akdeniz’e inmesini önleyecek
Fr yenilince bunlar gerçekleşmemiştir
119
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• İtalya savaşa katılmış ve Akdeniz’e inmiş
• Üçlü İttifak gereği TC için savaşa girme yükümlülüğü
doğdu
• 10 Mart 1941’de Alman ordusu TC sınırında
• Fr’nın çabuk yenilmesi TC için savaşa girmeme bahanesi
oldu
• Alm Haziran 1941’de SSCB’ye saldırdı ve
• TC Polonya gibi aynı anda Alm ve SSCB işgaline uğrama
endişesinden kurtuldu
• Alm Şubat 1943’te Stalingrad’da yenilgiye uğradılar
• TC bu defa SSCB tarafından işgale uğramaktan
endişelendi
120
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İç Ortam ve Dinamikler
Olağan dönemlerde iç politika dış politikayı etkiler ve belirler
Savaş dönemlerinde ise UA ortam iç politikayı etkiler
II Dünya Savaşı TC’yi derinden etkilemiştir:
Savaş dışında kalan gelişmiş/sanayileşmiş ülkelerde savaş olgusu
üretimi arttırır
TC tarım ülkesi, çoğunluğu köylü olan 1 milyon erkek askere
alınmıştır
Milli Koruma Kanunu ve TMO Kanunu
Bu ekonomik durum toplumsal yaşam alanını etkilemiştir
Küçük toprak sahibi ve işçi ezilmiş, ürününü karaborsaya veren
büyük toprak sahibi sınıf atlamıştır- savaş sayesinde sermaye
biriktirmiş yeni burjuvazi sınıfı doğmuştur
121
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• 1939 ‘da hazırlanan ve kitlesel tüketim mallarını özel
sektöre devretmeyi amaçlayan 2. Sanayi Planı terk edildi
• İthal İkameci Sanayileşme de terk edildi ve kamu
yatırımları durdu
• Toplumsal mutabakat bozuldu , Yeni burjuvazinin de
ortaya çıkmasıyla halk rejime yabancılaştı
• 1946 ve 1950 seçimleri ile tepkisini gösterdi
• İnönü-yeni mutabakat modeli
• Köy Enstitüleri
• Çiftçiyi topraklandırma Kanunu
122
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
Varlık Vergisi Uygulaması
Amaç :
Devlete kaynak bulmak
Piyasadan para çekip enflasyonu frenlemek
Özellikle azınlıklardan oluşan karaborsacıların ve stokçuların aşırı
karını ağır vergiler ve zorunlu borç almalarla emmek için çıkarılmış
servet vergisidir
• Vergilendirilmemiş olan büyük gelir ve servet üzerinden bir defaya
mahsus olarak alınır ve itirazi temyizi yoktur
• vurguncu ticaret burjuvazisini vergilendirmek için çıkarılmakla
beraber UA ortamın ırkçı niteliğinden etkilenmiştir
• Yasanın metninde gayrimüslim geçmediği halde uygulama azınlıkları
hedef almıştır
123
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• Varlık vergisi uygulamasında yükümlüler 4
gruba göre vergilendirilir:
• Müslümanlar- % 12.5
• Gayrimüslimler-% 50
• Dönmeler- % 25
• Ecnebiler-%12.5
• Çiftçiler -% 5
• Yeni mutabakat modeli etkili olamamıştır
124
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Dönemin Dış Politikası : Temel Taktikler
TC savaş sırasında tarafsız (neutral)kalmadı
Savaş dışı kaldı( non-belligerent)
Bu savaş dışılık statükocu gruplardan yana bir durumdu
TC bu konumunu zayıf olan yönünü(ordu) kullanarak ayakta durdu
TC’nin savaşa katılması konusunda 1939 Üçlü ittifakın tarafları İng ve
FR da baskı gelmiştir
Hukuksal Gerekçeler:
1. Fr savaştan çekilmiş, TC ye yardıma gelecek devletlerden biri
ortadan kalkmış, TC savaşa girme zorunda değil
2. Üçlü İttifak-2 No’lu protokol, TC SSCB ile savaşa sürüklenecek
eyleme zorlanamaz
3.Üçlü İttifak-Özel Anl-6. Md.- Fr ve İng tarafından söz verilen savaş
gereçlerinin temini-TC ye göre yapılan yardım yetersiz
125
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
Çelişkilerden Yararlanma:
Mihver Ülkeleri arasındaki çelişkiler
Müttefik Ülkelerin iç çelişkileri
TC’nin Zayıflığı
İki taraf ve müttefikler arası çelişkiler
Dış Politika aracı olarak iç politika:
Hükümet politikası-iç politika dalgalanmaları-güçlü olan tarafa
uygun politika-basın
126
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
II. Dünya Savaşının Nedenleri:
1.Barış antlaşmalarının yanlışlıkları
2. Dünya ekonomik bunalımı
3. MC’nin etkisiz kalması
4. ABD’nin yalnızcılık politikası
5. Japon yayılmacılığı
6. Hitler’in saldırganlığı
127
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Savaşın Tırmanması:
Japonya’nın Mançurya’yı işgali
Saar sorunu
Alman silahlanması
İtalya’nın Habeşistan’ı işgali
Ren’in işgali
İspanya iç savaşı
Roma-Berlin Ekseni
Anschluss
Münih konferansı ve Çekoslovakya
128
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
1939-1941: Savaşan tarafların TC rekabeti
İtalyan tehdidi
Franz von Papen
SSCB-TC yakınlaşması
SSCB’nin TC’ye Alm karşıtı yapıda yer alma önerisi
İng ve Fr ile yakınlaşma
İng-Fr ve SSCB dostluğunun bağdaşması imkansız
Ortak demeçler: 1939 - İng ve Fr ile
129
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Saraçoğlu Misyonu:
TC-SSCB görüşmesi
SSCB’nin Montrö’de değişiklik önerisi
SSCB Alm.nın isteği üzerine TC’nin tarafsızlığını sağlamaya çalışıyordu
Üçlü İttifak: TC-İng ve Fr arasında karşılıklı yardım ant
SSCB Üçlü ittifaktan rahatsız
TC’nin Savaş Dışı Kalma Çabaları
Krom meselesi
TC savaş karşıtı statükocu grubun içinde
Ancak Alm ile ticari ilişkileri devam ediyor
Alm TC ile tüm ticari ilişkileri yıllık 60 bin ton krom teslimatına bağlamıştır
Alm anl bozuuyor-İng yönelindi
130
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İtalya’nın savaşa girişi ve üçlü ittifak
TC’yi çatışma dışında tutan tek etken SSCB’den duyduğu endişe idi
Bu nedenle Alm bu endişeyi canlı tutmaya çalışıyordu, diğer yandan İtalya
endişesini bertaraf etmeye çalışıyordu
İtalya savaşa girerse TC de girecek diye düşünülüyordu
TC-SSCB endişesi giderilince yerini Alman endişesi almıştı
İtalya’nın savaşa girişi Üçlü İttifakı işler hale getiriyordu
TC FR nın bu kadar çabuk yıkılacağını ve İtalya’nın savaşa gireceğini
beklemiyordu
TC revizyonist ve statükocu taraftan baskı görmüştür
TC İng ve Fr’nın önerisini SSCB ile savaşa yol açacağı nedeniyle red etti
Vaad edilen silahlar da TC’ye verilmemişti
Bakü’ye saldırı bunalımı
Müttefikler Türk hava sahasını kullanmak istiyor
İtalya’nın Yunanistan’ı işgali
131
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
TC üzerinde Nazi-SSCB pazarlığı(Hitler-Molotov görüşmeleri-1940)
Boğazlar konusu-Alm-SSCB anlaşması
TC-İng ilişkileri bozulmak isteniyor
TC mihver içine çekilmeye çalışılıyor
1941-1943-TC Üzerinde Alman Baskıları
Nazi –SSCB pazarlığı başarısız
SSCB Alm tarafından İng karşıtı kampa çekilemedi
2 ülke birbirine savaş hazırlığından
Alm Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’ı savaşmadan, Yunanistan
ve Yugoslavya’yı yıldırım harekatıyla ele geçirdi(Barbarossa Har.)
• Amaç SSCB’ne saldırmadan önce güney kanadını güvenlik altına
almak
132
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
TC Balkanlarda Alm yayılmasından tedirgin
Ribbentrop TC’ne bu önlemlerin kendisine karşı olmadığını, Yunanistan’da
güçlenmeye çalışan İng karşı olduğunu belirtmiştir
Hitler TC’yi Mihvere katılmaya davet etti
Von Papen Alm birliklerinin TC sınırına 100 km den fazla
yaklaşmayacaklarını bildirdi-60 km
Ege’de TC lehine düzenleme teklifi
Bu tarihe kadar TC’yi SSCB endişesi altında tutarak idare etme politikası
güden Alm, bundan sonra savaş sonrası düzenlemeler ve toprak vaatleriyle
kontrol etmeye çalışıyordu
TC’nin endişesi olası bir Alm-AACB anlaşmasında TC’nin pazarlık konusu
yapılmasıydı
TC-Alman saldırmazlık Paktı-amaç SSCB’ne saldırmadan önce TC’nin
tarafsızlığını sağlamak
133
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• Alm-SSCB Savaşı -1941 ve TC
• Saldırı öncesi Alm ve SSCB’nin İng gemilerinin boğ geçmemesi
isteği
• Saldırı sırasında Boğ Müttefiklere açılması isteği-SSCB
• TC’nin savaş dışı notası
• Müttefiklerin TC’yi savaşa sokma gayretleri
• Casablanca konferansı: 14 Ocak 1943
• Roosevelt-Churchill-savaş düşmanın kayıtsız şartsız teslim olmasına
kadar sürdürülecek
• TC’nin savaşa girmesi için gerekli teşebbüslerde bulunulacak
• İng TC ile meşgul olacak (ABD yardımı)
• Savaş sonunda İng TC’yi kendi nüfuz bölgesinde görme arzusunda
134
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• Adana Konferansı-30 Ocak-1 Şubat 1943)
• İnönü-Churchill: TC’nin savaş dışı durumu, TC-SSCB ilişkilerinin
son haliyle Balkanların durumu ve TC silahlı kuvvetlerinin
güçlendirilmesi durumu
• TC’nin 1943 yılı sonuna kadar müttefikler yanında savaşa girmesi
istenmiştir
• TC ise silahlı kuvvetlerinin savaşa katılacak düzeyde
teçhizatlandırılması gereğini belirtmiştir
• Ayrıca SSCB endişesi
• SSCB’nin savaş sonrası konumu hakkında görüş ayrılıkları var
• TC’nin teçhizatlandırılması gereği ve TC savaşa girmese bile savaş
dışı konumunun müttefikler lehine olduğu konusunda görüş birliği
var
135
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
İnönü, müttefikleri(Churchill) Alm’nın mutlak yenilgisini önleyerek savaş
sonunda SSCB’ne karşı denge unsuru olarak korumaya ikna etmeye
çalışıyordu
Quebec Konferansı : 11-24 Ağustos 1943-Churchill-Roosevelt
İtalya’nın savaş dışı kalma olasılığı TC’nin Akdeniz’deki güvenlik
endişelerini gidereceğinden Müttefikler TC’yi savaşa sokma gayretlerini
arttırmışlardır
Sicilya’ya asker çıkarmak, TC’nin savaşa katılmasını mümkün kılmak ve
böylece Alm’ın kullanımındaki Romanya petrol alan ve tesislerine TC hava
alanlarından saldırıda bulunabilmek ve Balkanlarda 2. bir cephe açmak
konuları ele alınmıştır
Ayrıca TC’nin Alm krom ihracatını durdurması, Boğazlardan geçen Alm
gemilerinin engellenmesi yönünde baskıların arttırılmasına karar verildi
136
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• Moskova Konferansı: Eden,Hull-Molotov
• İng- TC’yi savaşa zorlamak TC’nin karşılanamayacak malzeme
taleplerini gündeme getirecek-TC savaş dışı kalırsa ve sonra kendi
arzusuyla savaş dışı kalırsa bu zorluklar aşılır
• ABD-TC savaş dışı kalsın, zira ABD yardım yapamaz ama hava
üslerini kullandırsın
• SSCB- TC şimdi savaşa girsin, şimdi ihtiyaç var, sonra olmayabilir,
üs istemek yeterli değil-amaç savaş sırasında Alm işgaline uğramış
TC’nin SSCB tarafından kurtarılması
• Birinci Kahire Konferansı:Eden-Menemencioğlu-5-6 Kasım
1943Eden-SSCB yayılmacı değil
• İng ve SSCB TC’nin bir an önce savaşa girmesini istiyor
137
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• Sonuçta-TC’nin savaşa girmesini isteme daha çok TC’nin İng ve
ABD’den nasıl yardım alacağıyla bağlantılı-Müttefikler bu konuda
açıklık getirmiyor
• İkinci Kahire Konferansı-4-8 Aralık 1943-Roosevelt-Churchill-İnönü
• İnönü prensip olarak savaşa katılmayı kabul etti, TC’nin savunma
gücü için gerekli teçhizatın tamamlanması ve ortak hareket planının
belirlenmesi önkoşulu
• TC- ordunun,hava kuvvetlerinin donanımının ve eğitiminin
tamamlanması lazım
• İng- havaalanlarının hazır olması yeterli
• TC zaman kazanma politikası - SSCB görüşmelere katılmadı
• SSCB Tahran’da TC’nin savaşa katılması düşüncesini değiştirdi-zira
kendisi tek başına Almanları yenebilir
138
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
6 Haziran’da Normandiya çıkarması başladı-sonun başlangıcı
TC savaş sonu düzenlemelerinden endişeli
İng-ABD ve de SSCB ile iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor
Yüzdeler Antlaşması:Moskova(Eden,Stalin,Molotov,Churchill)
9 Ekim 1944
Romanya % 90 Rus, % 10 diğer
Yunanistan % 90 İng ve ABD, % 10 Rus
Yugoslavya % 50-% 50
Bulgaristan % 75 Rus, % 25 diğer
139
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
•
•
•
•
Yalta Konf- 4-11 Şubat 1945-Roosevelt-Churchill-Stalin
Savaş sonrası düzen görüşüldü
Stalin-Boğazlar meselesi-Montrö değiştirilmeli
BM Konferansı toplanacak-Alm ve Japonya’yla savaşan devletler
davet edilecek
• TC 23 Şubatta Alm’ya savaş ilan etti
140
1939-1945 II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ
• SSCB-FR’da 2. cephe açılmadan önce Alm baskısı hafifler,
Balkanlara İng güçlerinin sevk edilmesini önler
• İNG- Ege ve Akdeniz’in Almanlardan temizlenmesi
• ABD-bütün ağırlığın Avrupa ve İtalya’daki harekata verilmesi için
Baklanlarda yeni bir cephe açılmalı
• TC savaşa girme talebine karşı çıkmıyor ancak savaş süresince askeri
rolünün ve sonrasında ülke bütünlüğü için verilecek garantilerden
endişeli-yeterli yardım yapılması önkoşulu var
• Tahran Konferansı-SSCB tutumu değişiyor-Roosevelt-Churchill
• 28 Kasım-1 Aralık 1943- TC ana konu-TC’nin savaşa girmesi
savaşın gidişatını etkileyecek
• Churchill-TC’nin 3 büyüklerin savaşa girme çağrısına uymama
Boğazların statüsüyle ilgili olarak önemli siyasi sonuçlar doğuracak
141
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
•
ULUSLARARASI ORTAM VE DİNAMİKLER:
İki kutuplu sistem uluslararası arenaya hakim
oldu: Doğu Bloku (SSCB öncü), Batı Bloku (ABD
öncü).
•
İki kutuplu sistemi 3 açıdan inceleyebiliriz:
1) Siyasal: ABD ağırlıklı BM 1945’de kuruldu.
2) Askeri: Avrupa’da Nazi ve faşistleri Batı Avrupa
değil, ABD ile SSCB yenmiş oldu. İki kutuplu
dönem, 1947’de somutlaşan “Soğuk Savaş”la
devam etti ve 20 yıl dünya politikasına egemen
oldu.
142
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
1) Ekonomik: ABD, Soğuk Savaş sırasında ağır
basmaktaydı ve savaş bitmeden Bretton Woods
Konferansı’nda “Bretton Woods Sistemi” kabul
edildi.
•
Bretton Woods Sistemi: 1944’de dünya
ticaretini serbestleştiren bir UA. ticari ve mali
sistem kurmak hedefiyle IMF ve Dünya Bankası
kuruldu. 1971’e kadar UA. Ekonominin tartışmasız
lideri oldu.
143
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
•
•
•
Doğu Bloku’nun Durumu: Güvenlik endişesiyle
Batı Avrupa ile arasına tampon bölge olarak Doğu
Avrupa’yı koymak istiyordu.
Tito örneğinden çekinen Stalin, Doğu Bloku
liderlerinin Moskova’ya bağlı olanlarını göreve
getirdi.
Bu liderlerin Moskova ile ideolojik birliklerini
sağlamak için “Kominform” kuruldu.
1949’da kurulan COMECON ile artık SSCB bir
güvenlik kuşağı oluşturmuş oldu.
144
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
•
•
•
Batı Bloku’nun Durumu:
ABD: amacı, SSCB’ye Batı Avrupa’yı
kaptırmamaktı. Çünkü Batı Avrupa bir enkaz
halindeydi. Bu bölge ABD ekonomisine
kazandırılmalıydı.
Yun. ve Tür.’deki Sovyet tehdidi de ABD’yi
hızlandırdı.
Yöntemleri; 1823 Monroe Doktrini’nden beri
karışmadığı Avrupa politikasına 3 yöntemle karıştı:
145
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
1)
Psikolojik Hazırlık: ABD halkının psikolojik olarak
hazırlanması için “Pearl Harbor” ile ödü patladıldı.
Sonra ABD Dışişleri Bakanlığı’nda 205 komünist
olduğu yönünde Senatör J.R. McCarthy, resmi bir
açıklama ile heyecanı yükseltti.
•
McCarthy, bir çok insanın komünistlik suçlamasıyla
işlerinden olmalarına neden oldu ve tüm dünyaya
yayılan “McCarthycilik” Türkiye’de de bir çok
aydının üniversitelerden atılmasına neden
olmuştur.
146
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
2)
•
Askeri Yöntem: 1947’de başkan Truman “Truman
Doktrini” ni ilan etti. Yun. ve TC.’te askeri
malzeme yardımı yapılarak Sovyet tehdidini
ortadan kaldırdı.
Daha sonra “çevreleme politikası” ve
“püskürtme politikası” gibi politikalar ABD
politikasında yer almıştır.
•
Çevreleme Politikası: ABD’nin SSCB’yi çevreleyerek
•
Püskürtme Politikası: ABD’nin Doğu Avrupa’yı
sıcak denizlere inmesini engelleme politikası
kurtarmak için sosyalizmin Sovyet sınırlarına geri
itilmesi amacıyla SSCB etrafındaki ülkelerle askeri
147
ittifaklar yapma politikası
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
3)
Ekonomik Önlemler: NATO’nun kurulduğu yıl, ABD
kongresi “İhracatı Denetleme Yasası” nı kabul
ederek Doğu Blokuna geniş kapsamlı bir ambargo
uyguladı. Daha sonra bu ambargonun bütün NATO
üyelerinin ve Japonya’nın da uygulamasını sağladı.
•
ABD’nin asıl önemli ekonomik girişimi, 1948’de
yürürlüğe giren “Marshall Planı” oldu.
•
Çünkü bu plan ile yadım alan ülke aldığı yardımı
nerede kullanacağını ABD’ye danışmak zorundaydı.
Böylece ABD söz konusu ülkelerin iktisat
politikasını etkileyebilecekti.
148
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
1.
2.
3.
Bu çerçevede Marshall Yardımı’nın amaçları:
Batı Avrupa’yı ayağa kaldırarak dünya ticaretine
kazandırmak
Yardım alan ülkelerin ekonomilerini denetlemek
(Yardım SSCB ve Doğu Avrupa tarafından
reddedilmişti)
ABD ekonomisini canlandırmak ve mallarına Pazar
sağlamak
Sonuç olarak; ABD, bu yöntemlerle savaş sonunda
“Yeni Dünya Düzeni (Pax Americana)” kurdu ve
dünyada hegemon güç oldu.
149
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Türkiye ve Mashall Planı;
• TC, Marshall planı çerçevesinde 1948-1952 arasında
352.000.000 dolar yardım almıştır. Fakat bu,
beklenenin altında kalmıştır.
• Bu yardımların %60’ı tarım alanında kullanılmıştır.
• Askeri yardımların yedek parça ve bakım-onarım
nedenleriyle TC’nin dışarı bağımlılığı arttı.
150
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Batı Avrupa: 20. yy.da değişen UA. Sistemde ulusdevletler artık yeni kurumlaşmalara yönelmekteydi.
• Bu doğrultuda “Avrupa Bütünleşmesi” kavramıyla
hem Avrupa’daki ulus-devletler bir bütün içinde
yapılarını koruyabileceklerdi.
• İÇ ORTAM VE DİNAMİKLER:
• Ekonomik açıdan; 1946-1953 yıllarında dış ticarette
büyük açıklar vermeye başladı ve dışa bağımlı hale
geldi. 1945’tekine göre 1958’de dış borç, 8.4 kat
artmıştır.
151
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Ekonomik açılmalar TC içinde büyük huzursuzluğa
neden olmuş, siyasette de kendini göstermiştir.
• Siyasi açıdan; TC’de ekonomide ve siyasette
liberalleşme süreci başladı.
• TC, çok partili siyasi hayata 1945’de MKP (Milli
Kalkınma Partisi) ve 1946’da DP (Demokrat
Parti)’nin kurulmasıyla geçti.
• Üniversiteler özerklik kazandı,
• IMF’e girebilmek için devalüasyon yapıldı ve IMF ile
152
DB’na 1947’de girildi,
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• “Truman Doktrini Yardım Sözleşmesi” 1947’de
imzalandı ve
• Aynı gün İnönü’nün 12 Temmuz Beyannamesi
yayınlanarak muhalefete yumuşak yaklaşıldı,
• 1950 seçimleriyle “beyaz devrim” denilen
muhalefetin iktidara taşınması,çok partili hayatı
fiiliyata geçirdi.
153
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Dönemin Dış Politikası:
- NATO’ya ve Kore Savaşı’na katılma kararları sonrası
gittikçe kötüleyen bir ekonomik ve siyasal süreçte
alındı.
- Daha önce Arapların yanında yer alan TC, 1948’de
Filistin Uzlaştırma Komitesi’ne olumlu oy verdi.
- 1948’de bir ABD vatandaşını Fener Patriği olarak
getirtti.
- 1949’da Asya Devletleri Kongresi’ne katılmadı.
154
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
- 1950’den itibaren Kıbrıs’ta İngiltere’yi destekledi.
- 1954’den itibaren Cezayir sorununun BM gündemine
alınmamasına oy verdi.
- 1955’de Bağdat Paktı’nı kurarak bütün O.D.
Ülkelerini kendisine düşman etmeyi göze aldı.
- 1955’de Bandung’a ABD’nin ısrarıyla gidip bu
ülkelerin çıkarlarını savunarak tüm azgelişmiş
ülkeleri küstürdü.
- 1956 Süveyş bunalımında İngiltere ve Fransa’nın
yanında yer aldı.
155
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
- 1957’deki Suriye bunalımında dikkatleri çekmek için
neredeyse savaş çıkarıyordu.
- 1958’de Beyrut’a asker çıkarması için ABD’ye NATO
üslerini kullandırdı.
• SSCB’yle İlişkiler:
• 1945-1953 (TC-SSCB İlişkilerinde Gerginlik Dönemi)
• 1953-1960 (TC-SSCB İlişkilerinde Yumuşama
Dönemi)
• 1945-1953 (TC-SSCB İlişkilerinde Gerginlik Dönemi):
• TC, SSCB ilişkileri II. Dünya Savaşı sonrası büyük 156
hasar görmüştür.
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Savaş sonrası SSCB, 1921 Dostluk Antlaşmasının
eskidiğini yenisinin yapılması gerektiğini,
• Boğazlar konusunun tekrar görüşülmesini ve Doğu
Anadolu’da Kars ve Ardahan’ın kendilerine verilmesi
gerektiğini savunmuşlar ve TC tarafından
reddedilmişlerdir.
• SSCB isteklerini Postdam Konferansında (1945) da
dile getirmişlerdir.
• SSCB sonuçta, isteklerine ulaşamamış ve TC’yi Batı
Bloku’na itmiştir.
157
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• TC, Batı Blokuna yanaşmasıyla birlikte ülkede zaten
varolan komünizm karşıtlığına Sovyet karşıtlığı da
eklenmiştir. Böylece TDP’ı da bu yönde gelişmiştir.
• 1953-1960 (TC-SSCB İlişkilerinde Yumuşama
Dönemi):
• 1953’de Stalin’in ölümü sonrası SSCB,
“perestroyka” ile yeniden yapılanma sürecine
girdi.
158
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• 30 Mayıs 1953’de SSCB-TC ilişkileri normalleşti ve
SSCB, TC’ye karşı “yakınlaşma politikası”
uyguladı. Fakat TC, buna karşılık “blok politikası”
uyguladı ve uzak durdu.
• Teknolojik atılımlarda bulundu.
• Çin Halk Cum.’nin 1949’da kurulmasıyla “sosyalizm”
konusunda SSCB’ye bir destek daha çıkmıştı.
159
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Diğer bir önemli gelişme de 8 sosyalist devletin
(SSCB, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya,
Macaristan, Polonya, Romanya ve Arnavutluk)
1955’de imzaladığı Varşova Paktı’dır. (1 Temmuz
1991’de sona ermiştir.)
• Bu antlaşmaya göre, imzacı devletler arasında
birleşik bir askeri komutanlık oluşturulacak ve diğer
devletlerin topraklarında SSCB askerleri
bulundurulacaktı.
• Pakt’ın ilk eylemi 1956’da Macaristan’daki “Sosyalizm
karşıtı” hareketi bastırmak oldu.
160
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• TC, blok politikası kapsamında;
• ABD’ye üslerini açtı,
• ABD’nin çevreleme politikasına katıldı,
• Suriye ve Irak bunalımlarında ABD’nin yanında yer
aldı,
161
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• 1957’de ABD’nin Jupiter füzelerini yerleştirmesine
onay verdi,
- Açıklama: ABD, SSCB’nin orta ve uzun menzilli
balistik füzelerinin tehdidine karşılık her NATO üyesi
ülkesine nükleer başlık taşıyan orta menzilli Jupiter
füzelerinin yerleştirilmesini önerdi.
- Sadece İng, İta ve TC bu öneriyi kabul etti. Bu
gelişme TC’nin üzerindeki SSCB tehdidini arttırdı.
162
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• 1960’da SSCB’nin U-2 Casus uçağını düşüren ABD
uçağı TC’den havalandığı için TC-SSCB arasında nota
krizi yaşandı.
• Tüm bunlara rağmen, 1950’lerin sonunda iki blok
arasındaki yumuşama TC-SSCB ilişkilerine de
yansıdı.
• Bu durum TC açısından olumsuzdu. Çünkü ABD’den
alacağı yardımlarda artık stratejik önemini
vurgulayamayacaktı.
163
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
Boğazlar üzerinde ABD-SSCB Rekabeti:
•
Boğazlar, stratejik öneminden dolayı dönemin iki
büyük gücünü karşı karşıya getiriyordu.
•
ABD, TC’ye boğazlar konusunda tam destek
vermekteydi.
•
SSCB ise, boğazlar konusundaki isteklerini 7
Ağustos 1946’da TC, ABD, ve İngiltere’ye verdiği
notada açıklıyordu:
164
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
1.
Boğazlar her zaman tüm devletlerin ticaret
gemilerine açık olmalıdır.
2.
Kıyıdaş devletlerin savaş gemilerine her zaman
açık olmalıdır.
3.
Özel durumlar hariç kıyıdaş olmayan devletlerin
savaş gemilerine kapalı olmalıdır.
4.
Boğazların rejimi ancak TC ve diğer kıyıdaş
devletler tarafından belirlenebilir.
5.
Boğazların savunulmasını TC ve SSCB ortaklaşa
sağlamalıdır.
165
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
SSCB, bu isteklerini sürekli tekrarlamıştır.
•
•
ABD, tarih boyunca dönem başkanlarının adlarıyla
dünya politikasını ellerinde tutabilmek için
doktrinler çıkarmışlardır.
Bu doktrinler sırayla:
1.
George Washington’un Veda Mesajı (1796):
•
ABD’nin ilk başkanının görevden ayrılırken yabancı
ülkelerle mümkün olduğunca çok ticari ve
mümkün olduğunca az siyasi bağlar kurulmasını
istemesidir.
166
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Avrupa devletleriyle ittifaklara girilmesinin ABD
açısından son derece zararlı sonuçlar
doğurabileceğini ifade etti.
2. Monroe Doktrini (1823):
• ABD, Avrupa devletlerinin Amerika kıtalarındaki
devletleri sömürge haline getiremeyeceğini,
• ABD’nin Avrupa sorunlarına karışmaya niyeti
olmadığını,
• Avrupalıların da Amerika sorunlarına karışmaya
hakları bulunmadığını vurgular.
167
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
3.
Truman Doktrini (1947):
•
ABD, Batı Avrupa’nın tekrar eski ekonomik ve
siyasal gücüne kavuşmasını hedeflemekteydi.
•
Truman doktrini; savaş sonrası dönemde ABD’nin
3 temel görevi olduğunu ileri sürer:
-
Avrupa’nın askeri, ekonomik ve siyasal istikrarını
sağlamak.
-
bu kıtayı ABD’nin koruyucu nükleer şemsiyesi
altına almak.
168
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
-
ABD’nin önderliğinde Avrupa’nın gücünü dünya
ölçüsünde bir savunma için örgütlemek
•
(Bu amaçlara ulaşmak için daha sonra “Marshall
Planı” olarak adlandırılan hazırlık çalışmaları
başlatılmıştır.)
169
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Türk Dış Politikası açısından;
• TC-ABD arasında sıcak ilişkilerin gelişmesine ve
Sovyet isteklerinin geri çevrilmesine yardımcı
olmuştur.
• TC, ABD yanlısı bir dış politika izlemeye başlamıştır.
• Amerikan askeri yardımı çerçevesinde Türk
ordusuna verilen malzemenin bakımı ve yedek parça
ihtiyaçlarının ancak bu ülkeden sağlanabilmesi, kısa
süre sonra yardımların astarının yüzünden pahalı
hale gelmesine yol açtı.
170
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
Türk İç Politikası açısından;
•
Truman Doktrini çerçevesinde TC-ABD
yakınlaşmasıyla Türk siyasal hayatı da
etkilenmiştir.
•
Amerikan tarzı demokrasi TC’de tanındı.
•
Temmuz 1947’de İsmet İnönü tarafsız olması
gerektiğini gördü ve CHP genel başkanlığından
ayrıldı.
171
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Ordu, hükümetin tam yetkisi altına sokuldu ve
TBMM’ye bağlı Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli
Savunma Bakanlığına bağlandı.
• “Kızıl Tehlike” nin yayılmasını önlemek için çok
sayıda öğrenci ve gazeteci tutuklandı, gazete ve
dergiler kapatıldı.
4. Eisenhower Doktrini (1957):
• Süveyş Krizi sona ermesi için BM’de etkin bir rol
üstlenen ve Arap devletlerinin emperyalist güçler
karşısındaki koruyucusu gibi davranan SSCB’nin
bölgedeki etkisi ve itibarının artması karşısında ABD 172
yönetimi endişelendi.
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İngiltere’nin de Arap dünyasından tepki çekerek
bölgedeki gücünü yitirmesi, ABD’yi bölgeye yönetti.
• SSCB’nin bölgedeki etkisini kırmak için ABD başkanı
Eisenhower,
- Ortadoğu ülkelerinin bağımsızlıklarını korumalarına
yardım edebilmek için,
- bu ülkelerle işbirliği yapmak ve ekonomik güçlerini
arttırmalarına yardımcı olma yetkisini Kongre’den
alıyor,
173
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
-
daha da önemlisi gerekli gördüğü takdirde O.D’ya
bir ABD askeri müdahalesinin önü açılmış
oluyordu.
-
1954’de İng., Frs., Avustralya, Yeni Zel., Tayland,
Filipinler ve ABD arasında Güneydoğu Asya
Antlaşması Örgütü (SEATO) kuruldu.
-
SEATO’nun kuruluşuyla Asya-Pasifik bölgesinde
SSCB ve Çin’in “çevrelenmesi” tamamlandı.
-
Buna benzer bir örgütlenme olan Bağdat Paktı
da O.D.’da ABD’nin bölgedeki müttefiki TC’nin
yardımıyla kuruldu.
174
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
5.
Nixon Doktrini (Guam Doktrini) (1969):
•
Asya kıtası için ilan edilen doktrin, her ne kadar
ABD bir nükleer savaşı caydırma sorumluluğunu
devam ettirse de bölgesel savaşları caydırmak bu
tür savaşların tehdidi altında olan ülkelerin
sorumluluğundadır, der.
•
ABD, bu devletlere sınırlı ölçüde yardım edebilirdi
ama bunlar kendi savunmalarının sorumluluğunu
kendileri üstlenmelidirler.
175
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
6.
Carter Doktrini (1980):
•
Başkan Jimmy Carter, Basra Körfezi Bölgesi’ne
yapılacak bir saldırının ABD’nin yaşamsal
çıkarlarına yöneltilmiş bir saldırı olarak kabul
edileceğini ifade etmiştir.
•
Truman Doktriniyle karşılaştırırsak; Carter Doktrini,
ABD’nin yaşamsal çıkarlarını korumak için asker
kullanılabileceğinin bir başkan tarafından
Vietnam’dan sonra ilk kez dile getirilmesiydi.
•
ABD, askeri şemsiyesini Körfez bölgesini de
kapsayacak biçimde genişletti.
176
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
7.
Reagan Doktrini (1985):
•
ABD, anti-komünist devrim ve ayaklanmalara
destek verecekti. Çünkü;
-
Devrimciler tiranlığa son vermek için
savaşıyorlardı.
-
Eğer yardım edilmezse bu ülkeler SSCB’nin
denetimi altına girebilirdi.
Özgürlüğü savunmak bir Amerikan geleneğiydi.
-
177
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
-
Reagan Doktrini, Afganistan, Angola, Kamboçya
ve Nikaragua’da uygulandı.
•
TC, NATO’ya neden ilgi duyuyordu?
1)
TC, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin
oluşturduğu güvenlik şemsiyesi içinde yer alarak
yeni oluşan dünya düzeni içinde yalnız kalma
korkusunu ortadan kaldırmak istiyordu.
•
Böylece, ülke topraklarının savunulması daha da
kolaylaşacak, Türk ordusu modernize edilecekti.
178
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
2)
Türk devlet adamları NATO’ya üye olmayı,
cumhuriyetin ilanından beri izlenen Batıcılık
politikasının bir gereği olarak görüyorlardı.
3)
TC, örgütün dışında kalırsa ABD’den aldığı
ekonomik ve askeri yardımların azalacağından
edişe duyuyordu.
4)
TC Kamuoyu, NATO’ya katılmanın gerekliliğine
inanıyordu.
179
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• NATO’nun TC’ye karşı tutumu:
• NATO, TC’nin ilk başvurusunu kabul etmedi ve TC
hayal kırıklığına uğradı.
• TC’nin ikinci üyelik başvurusundan sonra ABD, TC ve
Yun’ın bir “Akdeniz Paktı” içerisinde yer almasını
istemiştir.
• Pakt’ta İng, İta, Yun, Mısır ve TC yer alması
düşünülüyordu.
180
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Böylece, NATO üyesi olan ülkelerle NATO dışında
kalan fakat ittifaka yakın ülkeler arasında Doğu
Akdeniz’in güvenliğini sağlayacak bir pakt
oluşturulacaktı.
• Değişen uluslararası sistem TC’nin NATO’ya üyeliğini
sağlamıştır.
• Şöyle ki; ABD, SSCB’ye yakın ülkelerde üs açmak
istiyordu fakat TC’nin NATO üyeliği gerçekleşmeden
bu isteğin yerine getirilemeyeceği cevabını almıştı.
181
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Öte yandan, Kore Savaşı ile komünizm nasıl büyük
bir kampanya yürüttüyse SSCB de Avrupa ve ilk
olarak TC’de böyle bir işgale girişebilirdi.
• ABD bu durumda NATO’nun güney kanadının Yun ve
TC ile güçlendirilmesi gerektiğini, böylece Avrupa’nın
korunacağını düşündü.
• TC’nin bir diğer önemi, O.D. Petrollerine olan
yakınlığıdır.
• TC ve Yun 18 Şubat 1952’de resmen NATO’ya üye
olmuşlardır.
182
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Türk-Amerikan İkili Anlaşmaları:
• Ortak Güvenlik Anlaşması (1951),
• NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesi (SOFA/1954),
• Askeri Tesisler Anlaşması (1954),
• Vergi Muafiyetleri Anlaşması (1954),
• Atom Enerjisi Anlaşması (1955).
183
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
TC-Yunanistan ilişkileri:
•
Yun., TC’nin II. Dünya Savaşı sırasında izlediği
politikaları 4 noktada eleştirmiştir:
1.
TC, daha önce imzaladığı askeri ittifak
anlaşmalarına (Balkan Antantı Paktı/1934 ve Üçlü
İttifak Antlaşmaları) bağlı kalmamış ve
yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Bu, Yun.’nın
Mihver devletleri ve Bulg.’nın işgaline uğramasını
kolaylaştırmıştır.
184
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
2.
TC, savaş sırasında Yun hükümetiyle ilişkilerini
askıya aldı. Hem askeri hem siyasal destek
vermekten kaçındı. (Örneğin; 1941’de kurulan
Girit’e Yun hükümeti nezdine büyükelçi atamadı.)
3.
TC, savaş sırasında Ege adalarını pazarlık konusu
yaptı. Alm.’ya Samos, Midilli ve Sakız adalarını
işgal önerisinde bulundu.
4.
TC, İstanbul’daki Rum azınlığa karşı da baskı
uyguladı. (Gayrimüslimlere karşı uygulanan varlık
185
vergisi ve silah verilmeden askere alımlar)
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
TC’nin Yun.’a karşı izlediği politikanın gerekçeleri;
1.
- II. Dün. Sav. Sırasında daha önce yapılan
Antlaşmaların maddeleri incelendiğinde TC’nin
hukuki açıdan askeri yardım yükümlülüğü yoktur.
- Ayrıca TC’nin 1940’lı yıllarda yeterli eko. ve askeri
gücü yoktu.
186
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
2.
Alm’nın, TC sınırlarına kadar geldiği bir dönemde
Yun. Hükümeti nezdine bir büyükelçi ataması,
Alm’nın şimşeklerini TC üzerine çekme anlamına
gelirdi.
3.
- TC, savaş içerisinde Alm’nın kendisine yaptığı
önerilerin hiçbirini kabul etmeyerek Yun’ın toprak
bütünlüğü konusundaki hassasiyetini kanıtlamıştır.
- Öte yandan Yun. da savaş sırasında boş
durmamış, İng.’den Kuzey Epir, Kıbrıs ve On İki
Adaların kendisine verilmesini talep ederek TC’nin
tepkisini çekmiştir.
187
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
4.
- TC, azınlıklara karşı ırkçı bir politika izlememiş,
Lozan’a aykırı davranmamıştır.
- Varlık vergisi, tüm varlıklı yurttaşlara yönelik bir
uygulama idi.
- Dolayısıyla savaş yıllarında ticaretle uğraşan ve
zenginleşen gayrimüslim halk, bu vergiden en çok
etkilenen kesim olmuştur.
188
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Türk-Yunan İlişkilerinde Yakınlaşma:
• Atatürk ve Venizelos tarafından başlatılan I. Dostluk
dönemi, II. Dün. Sav. Sırasında sekteye uğradıktan
sonra TC ve Yun, SSCB’ye karşı Batı Bloku’nda yer
almıştır.
• 1950’ye kadar TC-Yun ilişkilerinde tam bir istikrar
sağlanamadı. Bu tarihten sonra TC ve Yun, Balkanlar
ve O.D. Bölgesinde Batı’nın temsilcileri rolünü açıkça
üstlenmişlerdir.
189
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Paris Barış Antlaşması (1947):
• On iki Adalar 7 Mart 1947’de Yun. egemenliğine
girdi.
• TC hükümeti Truman Doktrininden hemen önce
gerçekleşen bu karar karşısında sessiz kalmayı tercih
etti.
190
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Çünkü ABD şemsiyesi altında ortak düşman SSCB’ye
karşı TC-Yun dostluğunun öne çıkarıldığı,
uyuşmazlıkların olabildiğince göz ardı edildiği bir
döneme giriliyordu.
• İlişkilerde II. Dostluk Dönemi (1950-1955):
• Her iki ülkede de siyasi ve ekonomik alanlarda ABD
bağımlılığı dış politika alanında belirgin oldu.
191
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
Her iki ülke de NATO ve ABD’nin anti-komünizm
hareketi için stratejik bir öneme sahip olup
NATO’nun güneydoğu kanadını güçlendirmek için
gerekliydiler.
•
Balkan Paktı (1954): Kuruluş nedenleri;
NATO stratejisindeki boşluk ve ABD desteği
SSCB ve Doğu Bloku’ndan algılanan tehdit
Ekonomik yardım gereksinimi
Yugoslavya’nın Trieste Sorununda İtalya’ya karşı
gücünü arttırma isteği
1.
2.
3.
4.
192
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Paktta; TC, Yugoslavya Fed. Halk Cum. ve Yun
Krallığı yer alıyordu.
• Balkan İttifakı (1954): Balkan Paktı ittifaka
dönüşmüştür.
• Bu İttifak, SSCB’den tehdit algılayan ve aralarında
sorun bulunmayan üç Balkan ülkesinin Batı’dan
aldıkları destekle oluşturdukları bir savunma
mekanizmasıdır.
193
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Balkan ittifakı imzalandığında, oluşmasına neden
olan koşullar neredeyse ortadan kalkmak üzereydi;
- Stalin’in ölümüyle SSCB dış politikasındaki
yumuşama ve bunun Balkan ülkeleriyle olan
ilişkilerine de yansıması
- Trieste sorununun çözümlenmesiyle Yug.’nın Balkan
İttifakı’na giriş nedenlerinin büyük ölçüde ortadan
kalkması
194
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
- Kıbrıs sorunu nedeniyle TC-Yun. İlişkilerinin
bozulması
• Bu sebeplerden dolayı Balkan Paktı ve İttifakı
Anlaşmaları zımnen feshedilmiştir.
• Kıbrıs Sorunu Gölgesinde Zorunlu Dostluk:
• Kıbrıs’daki Türk ve Rum halkların self-determinasyon
istemeleri üzerine TC-Yun arasındaki dostluğa gölge
düştü.
195
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• ABD ise bu durumun NATO’ya zarar vereceğini
düşünerek ağırlığını koydu ve TC ve Yun zorunlu bir
dostluk sürecine girdiler.
• Bu tarihten itibaren TC-Yun ilişkileri Kıbrıs’taki
gelişmeleri değil, Kıbrıs’taki gelişmeler TC-Yun
ilişkilerini belirlemeye başlamıştır.
196
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• II. Dünya Savaşı sonrası Yun.’ın Kıbrıs konusundaki
“enosis” taleplerini yürüten iki aktör vardı: AKEL
Partisi ve Kilise.
• 16 Ağustos 1954’de Papagos’un BM Genel
Sekreterliği’ne başvurması üzerine Kıbrıs sorunu ilk
kez uluslararasılaşmıştır.
197
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
17 Ağustos 1954’de tarafların BM Genel Kurulu’na
sundukları tezleri şöyledir:
1.
-İng. ve TC, Kıbrıs’ın BM A.Y.’nda yer alan “ulusal
yetki” kavramına göre değerlendirilmesi
gerektiğini, yani BM’de ele alınamayacağını ileri
sürerken,
-Yun. konunun BM yetki alanına girdiğini
savunuyordu.
198
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
2.
-İng. ve TC, Kıbrıs’ın egemenliğinin İng.’ye
verilmesinin Yun.’ın da imzaladığı Lozan Ant.’da
yer aldığını savunurken,
-Yun. ise, Lozan’ı, Kıbrıs’ın İng. tarafından ilhak
edilişini TC’nin tanıdığını kabul ettiği için
imzaladığını bizzat kendisinin tanımadığını öne
sürmüştür.
199
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
3.
-İng. ve TC, Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin
görüşlerinin alınmadığını söyleyerek enosise karşı
çıkıyorlardı.
-Yun ise, self determinasyon hakkı ile zaten
Türkler’in adada bir azınlık olarak haklardan
yararlanacaklarını ifade etmektedir.
4.
-İng. ve TC, adanın “coğrafi yakınlık” tezine göre
Suriye ve TC’ye Yun’dan daha yakın olup coğrafi,
eko., tarihsel ve etnik açıdan Anadolu’nun bir
parçası olduğunu dile getirmiştir.
-Ayrıca, ada tarih boyunca hiçbir zaman Yun
egemenliğinde bulunmamıştır.
200
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Sonuçta; BM Genel Kurulu Kıbrıs konusunun ilk kez
uluslararasılaştırılmasında Yun’ın başvurusunu
gündemine almayı reddetti.
• Kıbrıslı Rumlar’ın arzuladığı sonuç çıkmayınca
Makarios EOKA’ya destek verdi ve
• 1Nisan 1955’de EOKA ilk sabotaj eylemlerine
başladı. (İng. Hükümet görevlilerini, subay ve
polisleri hedef alıyordu.)
201
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
Şiddet eylemlerinin artması üzerine İng. Üçlü bir
politikayı uygulamaya koydu:
1)
İng., Yun ve TC’nin katılacağı üçlü bir konferansın
toplanması,
2)
Kıbrıs için yeni bir A.Y. tasarısının gündeme
getirilmesi,
3)
Kıbrıs’ta ekonomik kalkınma programının
hazırlanması.
202
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Londra Konferansı (29 Ağustos 1955):
• Amacı; Doğu Akdeniz’in siyasal ve savunmaya ilişkin
sorunlarını görüşmek.
• TC, ilk kez Kıbrıs hakkında politika oluşturuyordu.
• TC açısından Kıbrıs’ın stratejik önemi: Kıbrıs’ı elinde
bulunduran devletin aynı zamanda TC’nin batısındaki
adaları da elinde bulunduruyorsa TC’yi etkinlikle
çevreleyebileceği açıklandı.
203
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• TC’de Kıbrıs konusunda çıkan 6-7 Eylül olaylarıyla,
TC-Yun ilişkileri bir daha düzelmeyecek bir sürece
girmiştir.
• TC, 28 Aralık 1955’de Kıbrıs politikasını değiştirdiğini
TBMM’de açıkladı. Yeni politika “Taksim Tezi” idi.
• Taksim Tezi; TC ve Yun arasında Kıbrıs’ın taksim
edilmesiydi.
• Yun. ise; enosis çerçevesinde sorunu
uluslararasılaştırmaya ve BM’ye taşımaya çalışıyordu.
204
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İng., O.D.’da değişen dengeler yüzünden (Süveyş
Krizi gibi) Kıbrıs politikasını değiştirdi ve bu sorundan
kurtulmak için adanın bağımsızlığını savundu.
• Adanın bağımsızlığını istemeyen TC, Türk
Mukavemet Teşkilatı (TMT), EOKA saldırılarını
önlemek için ve Taksim tezini kabul ettirebilmek için
iki toplum arasında şiddet eylemlerini arttırdı.
• Bağımsız Kıbrıs Cum.’nin kurulması için bir dizi
konferans düzenlendi:
• Zürich Konferansı (6 Şubat 1959)
• Londra Konferansı ve Antlaşmaları (19 Şubat 1959) 205
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İngiliz, Türk, Yunan, Kıbrıs Rum, Kıbrıs Türk
toplumları tarafından Kıbrıs Cum.’ni oluşturmak
üzere imzalanan Londra Antlaşmaları şu belgelerden
oluşmaktadır:
• Kıbrıs Cum.’nin kuruluşuna ilişkin Temel Ant.
• İng., Yun., TC ve Kıbrıs Cum. Arasında Garanti Ant.
• Kıbrıs Cum., Yunanistan ve Türkiye arasında İttifak
Ant.
206
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İng. Hükümetinin bu belgeleri üslere ilişkin bazı
esaslar eklenmesi koşuluyla kabul ettiğine dair 17
Şubat 1959 tarihli bildirisi
• Yunan ve Türk dışişleri bakanlarının İngiliz hükümet
bildirisini kabul ettiklerine ilişkin bildirileri
• Makarios’un Londra’da imzalanan belgeleri kabul
ettiğine ilişkin bildirisi
• Küçük’ün Londra’da imzalanan belgeleri kabul
ettiğine ilişkin bildirisi
207
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Kıbrıs Anayasası ve ilgili belgelerin yürürlüğe
konması için alınacak geçici önlemlerle ilgili
sözleşme.
• Bunlardan Kıbrıs Cum.’nin Kuruluşuna İlişkin Temel
Antlaşma, İttifak Antlaşması ve Garanti Antlaşması
günümüzdeki Kıbrıs’ın yönetim yapısını belirleyen
kurucu antlaşmalardır.
208
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Ortadoğu’yla İlişkiler:
• TC, Soğuk Savaş döneminde ABD ve Batı yanlısı
tavrını O.D. ile ilişkilerine de yansıtmıştır.
• Yani, Batı’nın O.D.’daki “temsilcisi” olarak
bağımsızlıklarını yeni kazanan Arap ülkelerini Batı’yla
yakınlaştırmak ve onlara “liderlik” yapmak görevini
üstlenmiştir.
209
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• II.Dünya Savaşı sonrası TC’nin O.D. Politikası
başarısız olmuştur. (TC. 1950’lerde Araplara karşı
izlediği politikanın olumsuz sonuçlarını 1960’larda
görmüş ve yeni politika oluşturmuştur.)
• 1945-1949 arasında TC-Arap Devletleri arasında bir
yakınlaşma dönemi başladı.
• Örneğin; 29 Mart 1946’da Türk-Irak Dostluk ve İyi
Komşuluk Antlaşması imzalandı.
• Hemen ardından 8 Ocak 1947’de TC-Ürdün arasında
Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması imzalandı.
210
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• 1947’de Filistin konusu BM’ye getirildiğinde TC, Arap
devletleriyle birlikte davrandı ve 30 Kasım’da
Filistin’in taksimi aleyhine oy kullandı.
• Arap-İsrail Savaşı sırasında Filistin’de bir İsrail
devletinin kurulması BM gündemine geldi.
• 12 Aralık 1948’de BM Genel Kurulunun Filistin
Uzlaştırma Komisyonu kurulması kararına Arap
ülkeleri karşı çıkarken, TC Batılı devletlerle birlikte
olumlu oy kullanmış hatta ABD ve Frs ile birlikte
komisyona seçilmiştir.
• 28 Mart 1949’da da TC, İsrail’i resmen tanımıştır.
211
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• O.D. Komutanlığı Projesi:
• İng. ve ABD, Haziran 1951’de O.D. Komutanlığı
Projesi konusunda uzlaşmaya vardılar.
• Buna göre, O.D. Komutanlığı bir NATO komutanlığı
olmayacak ama NATO’yla yakın ilişki içinde
bulunacaktı.
• ABD tarafından Sovyet tehdidine karşı bir “Kuzey
Kuşağı (Nothern Tier)” oluşturulması isteniyordu.212
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• TC’nin katılımı çok önemliydi. Çünkü, hem en büyük
ve en güçlü orduya sahip bölge devleti olarak
O.D’nun savunmasında önemli görev üstlenecek,
• Hem de O.D.’lu müslüman bir devlet olarak O.D.
Komutanlığının tümüyle Batı damgası taşımasını
önlemiş olacaktı.
• TC ve Mısır, bu proje için önemli iki devletti.
(Stratejik önemleri vardı. Mısır da Süveyş’e yakınlık
ve Arap Birliğinin merkezinin Kahire olması nedeniyle
statejik öneme sahipti.)
213
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
Mısır, ülkesinde İngiltere’nin işgal kuvvetlerinin
varlığı nedeniyle bu projeye onay vermedi ve proje
uygulanamadı.
•
O.D. Komutanlığı 1952’de O.D. Savunma Örgütü’ne
dönüştürülmüştür.
•
Bağdat Paktı (TC- Irak Karşılıklı İşbirliği
Antlaşması/24 Şubat 1955):
•
ABD, gerek O.D. Komutanlığı gerekse O.D.
Savunma Örgütü’nün bölgede yetersiz olduğunu şu
sebeplerle açıklamaktadır:
214
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
1.
Arap dünyası açısından birincil tehdit SSCB’den
değil, İsrail’den gelmektedir, sadece komünist
tehdidini öne çıkararak bu ülkelerle işbirliği yapma
olanağı yoktur.
2.
Arap devletleri bağımsızlıklarını yeni kazanmışlardır
ve bu konuda son derece hassastırlar. Özellikle
İng. Ve Frs.’nın emperyalist politikalarını
hatırlayabilecek her türlü girişime uzak
duracaklardır.
215
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
3.
Siyasal bağımsızlıklarını yeni kazanan Arap
devletlerinin temel hedefleri ekonomik kalkınma
sürecini başlatmaktadır.bu açıdan da Stalin’in
ölümünden sonra Moskova’nın izlediği politikaya
yakınlık duyma olasılıkları yüksektir.
4.
Mısır ve Suriye, Batı’ya karşı mesafeli politika
yürüten Arapların lideri konumundadırlar ve
Süveyş kanalı başta olmak üzere İng. Ve Mısır
arasındaki sorunlar çözülmeden, Arap dünyası ile
işbirliği yapmak mümkün değildir.
•
Dolayısıyla yeni bir oluşuma gidilmeliydi. Bu
oluşum için de TC bölgedeki müttefik olarak
oldukça idealdi.
216
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• O.D.’nun savunmasına müdahale etmek isteyen
ABD, o dönemde de müttefiki aracılığıyla bir çok
yola başvurmuştur. Bunlar:
• TC-Pakistan Dostane İşbirliği Antlaşması (1954) ve
TC-Irak Karşılıklı İşbirliği Antlaşması (Bağdat
Paktı/1955)’dır.
• Pakt’a 4 Nisan 1955’de İngiltere,
• 23 Eylül 1955’de Pakistan,
• 3 Kasım 1955’de İran pakta katılmışlardır.
217
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Araplar tarafından ilgi görmeyen pakta tek ilgi
Irak’tan gelmiştir, fakat Irak’ta da 1958’de darbe
gerçekleşmiştir.
• Mısır, Suriye ve S. Arabistan “İsrail yanlısı
görünümü” nedeniyle Bağdat Paktı’na
katılmamışlardır.
• TC, bölge ülkelerinin pakta katılası için sürekli
girişimlerde bulunmuştur.
218
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• TC açısından Bağdat Paktı’nın sonuçları;
1. O.D. devletlerinin, özellikle Arapların Batı’yla
ilişkilerini geliştirmelerini sağlayamadı.
2. O.D.’da önderliği üstlenemediği gibi, Osmanlı
geçmişini hatırlatarak yeniden emperyalist politikalar
izlemekle suçlandı. Başta Mısır ve Suriye olmak
üzere Arap devletleriyle ilişkileri gerginleşti.
3. Bağlantısızlar nezdinde dışlandı.
219
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
3.
Bağdat Paktı’nı kendisine yönelik olaarak algılayan
İsrail’le ilişkileri bozuldu.
4.
Batı’dan da beklediği desteği alamadı.özellikle
1955’den sonra ABD ekonomik yardımlarında
görülen düşüş bunun en açık göstergesidir.
•
O.D. Bunalımları ve TC (1956-1960):
•
1956 Süveyş Bunalımı:
•
ABD, Mısır’a Asuan Barajının yapımı için söz
verdiği yardımı yapmayacağını söyledi. İng. ve
Dünya Bankası da ABD’yi izledi.
220
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Bunun üzerine 26 Temmuz’da Mısır, Süveyş Kanalı’nı
millileştirdi.
• Tepki görünce Nasır, Kanalı boğazlara benzetti.
• TC, Batılı devletlerle birlikte hareket etti ve Kanal’ın
boğazlara benzemediğini vurguladı.
• Görüşme ve konferanslardan netice alınamayınca
konu, BM’ye taşındı ama sonuç alınamadı.
• 29 Ekim 1956’da İsrail güçlerinin Mısır’a
saldırmasıyla savaş başladı.
221
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İng ve Frs, Mısır ve İsraile 10’ar mil geri çekilmeleri
konusunda ultimotom verdi.
• İsrail kabul etti, Mısır reddetti.
• Bunun üzerine İng. Ve Frs, Mısır’a saldırdı.
• 3 Aralık’ta Kanal, İsrail’in Sina yarımadasından Frs
ve İng’nin de ülkeden çekilmesiyle millileştirilmiş
oldu.
222
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• TC’nin Süveyş bunalımı sırasında İsrail büyükelçisini
çekmesi Araplarla ilişkilerin düzelmesini sağlamaya
yetmemiştir.
• Fakat en önemli sonuç; İng. ve Frs.’nın bölgedeki
etkinliği sona ermiş, SSCB’’nin bölgedeki etkinliği
artmıştır.
• 1957 Suriye Bunalımı:
• Nedeni: 6 Ağustos’ta SSCB-Suriye arasında
ekonomik ve teknik yardım antlaşması imzalandı.
223
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Hemen ardından 13 Ağustos’ta Suriye, mevcut rejimi
devirmeye çalıştıkları iddiasıyla üç ABD’li diplomatı
sınır dışı etti ve
• ABD, Suriye’nin komşularına silah göndererek
Suriye’nin bölge ülkelerine saldırmasını engellemeyi
hedeflediğini söyledi.
• TC de ABD ile birlikte hareket ederek Suriye sınırına
asker yığdı ve SSCB’den tepki aldı.
224
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• 1958 Irak Darbesi ve CENTO’nun kuruluşu:
• TC, önce monarşinin yıkıldığı Irak’taki darbeden
rahatsız olmuş, daha sonra yumuşayarak 31
Temmuz 1958’de Irak’taki yönetimi tanımıştır.
• Irak darbesinin en önemli sonucu, Bağdat Paktı’nın
yerini Merkezi Antlaşma Teşkilatı (CENTO)’ya
bırakmasıdır. (21 Ağustos 1959)
• CENTO’nun merkezi Ankara oldu.
• CENTO, 1979 İran Devrimine kadar çalışmalarını
sürdürmüştür.
225
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• 1958 Lübnan ve Ürdün Olaylarında TC’nin Tutumu:
• TC, yine Batı ve ABD yanlısı tavır takınmış, İncirlik
üssünün ABD tarafından Lübnan’a yaptığı çıkarma
sırasında kullanılmasına izin vermiştir.
• Bu duruma SSCB ve Birleşik Arap Cum. (Mısır, Suriye
e S.Arabistan) tepki göstermiştir.
• Irak’taki darbeden en fazla etkilenen ülke Ürdün’dü.
• Ayrıca Ürdün’e yapılan İngiliz müdahalesini, bu
devletin bağımsızlığının “dışarıdan tertiplenen yıkıcı
faaliyetlere karşı korunması olarak değerlendirmiştir.226
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Filistin Sorunu:
• Filistin sorununun temelleri I. Dün.Sav. sırasında
Batılı devletlerin Osm. Dev.’ni parçalamak için
yürüttükleri politikalarda yatar.
• İngiltere, Filistin bölgesini istiyordu. Bu amaçla 2
Kasım 1917’de İng. Dışişleri Bakanı Lord Balfour
imzasıyla bir deklarasyon (Balfour Deklarasyonu)
yayınlanmıştı.
• Yahudiler için bir ulusal yurt oluşturma isteğini
içeren deklarasyonda diğer halkların haklarına da
saygı gösterileceği belirtiliyordu.
227
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İngiltere’nin manda yönetimi altında Filistin’e göç
eden Yahudilerin sayısı gittikçe artıyordu.
• Filistin’deki Araplar ve Yahudiler 1920, 1921,
1929’da üç kez çatıştılar.
• Bundan sonra hem Arap hem de Yahudi terör
örgütleri birbirlerini ve İngilizleri hedef alan eylemler
düzenlemişlerdir.
• II. Dün. Sav.’ndan sonra BM gündemine bir çok kez
taşınan sorun, 15 Mayıs 1947’de BM Filistin Özel
Komisyonu’nun kurulmasını sağlamıştır.
228
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• BM’de oybirliğiyle kabul edilen plana (Çoğunluk
Planı) göre;
1. Manda yönetimi derhal sona erdirilecek ve Filistin
bağımsızlığı kabul edilecekti.
2. Bağımsız Filistin devleti aralarında eko. Birlik
bulunan Arap ve Yahudi devletleri şeklinde ikiye
bölünecek,
3. Kudüs şehri ise uluslar arası denetim altında
tutulacaktı.
229
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Azınlık Planı’na göre ise, başkenti Kudüs olan, Arap
ve Yahudi federe bölümlerden oluşan federal bir
yapıya sahip olması öngörülüyordu.
• 29 Kasım 1948’de BM Genel Kurulu’nda Filistin’in
Araplarla Yahudiler arasında taksimi tezi kabul edildi.
• TC, Truman Doktrininin ilanına kadar taksim fikrine
karşı çıkan Arap ülkelerinin yanında yer almış,
bağımsız bir Filistin Arap Devleti’nin kurulmasını
desteklemiştir.
• TC’nin bu tavrının nedeni, Araplarla birlikte olmak
için değil, bölünmenin bölgeye getireceği
istikrarsızlıktan dolayı endişe duyduğu içindir.
230
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
•
14 Mayıs 1948’de Yahudi Ulusal Konseyi, Filistin’de
bağımsız bir İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etti.
•
TC’nin bu durum karşısındaki tutumu:
•
Filistin’de bir Arap devleti olmaksızın kurulan İsrail
Devleti’ni endişe ve temkinle karşıladı.
•
Çünkü, Yahudi terör örgütleri SSCB ile yakın
işbirliği içindeydiler ve İsrail O.D.’da bir Sovyet
uydusu olabilirdi.
231
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Fakat TC’nin izlediği Batı yanlısı dış pol. çerçevesinde
İsrail’in tanınması gerekiyordu.
• Arap Olmayan Devletlerle İlişkiler:
• İsrail’le İlişkiler: Her iki ülke de Batı yanlısı ve laik
olması özelliklerinden dolayı benzeşmekteydi.
• Özellikle Batı yanlısı olmaları iki ülke arsındaki
ilişkileri artarak geliştirmiştir.
232
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• İran’la İlişkiler: 1941’de İran’ın müttefikler
tarafından işgalinden 1947’nin sonuna kadar TC-İran
ilişkileri dondurulmuştur.
• Çünkü bu dönemde İran hakkındaki kararları
Tahran hükümeti değil, işgalci devletler
vermekteydi.
• TC ve İran, 1945-46 yıllarında SSCB’den tehdit
algılamaları ve bu nedenle de Batı Bloku’na yakın
olmalarıyla da benzer bir dış politika izlemeye
başladılar.
233
1945-1960 BATI BLOKU EKSENİNDE
TÜRKİYE
• Fakat 1950’lerin başında Başbakan Muhammed
Musaddık’ın petrolü millileştirme girişimi TC’de hoş
karşılanmadı.
• 1951-53 döneminde Musaddık’ın iktidara tümüyle
sahip olmasıyla Türk-İran İlişkileri krize girdi.
• 1953’de CIA darbesiyle devrilen Musaddık’ın yerine
Şah Muhammed Rıza Pehlevi (Batı ve ABD yanlısı)
geçti ve TC-İran ilişkileri bir gecede krizden çıktı ve
işbirliğine yöneldi.
• TC, Avr.’nın kollektif savunması içinde yer almak
istiyordu, İran ise Sadabat Paktı’nın niteliğini
234
değiştirerek askeri bir ittifaka dönüştürmek istiyordu.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Uluslararası Ortam ve Dinamikler
• Soğuk sav. Yumuşama (Detant) sürecine girdi ve
• iki blok arasında “Karşılıklı ve Dengeli Kuvvet
İndirimi” görüşmeleri sonunda AGİK (Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Konferansı),
• 1975’de Helsinki Son Senedi oluştu.
• Vietnam Savaşıyla ABD önemli ölçüde geriledi.
235
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Sovyetler ve III. Dünya yükselişe geçti.
(Afganistan’a müdahale ve O.D.’da askeri üsler elde
ederek)
• Tüm dünyada ekonomik ve toplumsal gelişmeler
meydana gelmiştir.
• (1960 ve 1970’ler 1974’e kadar dünyada ekonomik
gelişmenin yükseldiği yıllar oldu ve o dönemde
“toplumsal serbestleşme” ortaya çıktı.)
236
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
İç Ortam ve Dinamikler
•
27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 Darbeleri ve 12
Mart 1971 Muhtırası, bu dönem Türk iç ve dış
politikasını önemli ölçüde etkilemiştir.
•
Bu dönemde TC’nin ekonomik ve iktisadi yapısını
kontrol amaçlı DPT (Devlet Planlama Teşkilatı)
kurulmuştur.
•
1973’deki petrol şoku TC’yi de olumsuz etkilemiş
ekonomik de daralmalara neden olmuştur.
237
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Bu ekonomik çöküntü genelde 24 Ocak 1980
Kararlarına kadar devam etmiştir.
• SİYASET:
• 1945 yılında çok partili yaşama geçmiş olan TC,
1960 yılında askeri darbe ile bu süreci sekteye
uğratmıştır. (ortaya iki yeni dinamik güç çıkmıştır:
öğrenciler ve işçiler)
238
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Tekrar demokratik bir ortam yakalanmak üzereyken
bu kez de demokrasiye ikinci darbe 1971 ve 1980’de
gelmiştir.
• Her iki darbe sonrasında da askeri hükümetler, yeni
anayasalar yapmışlardır. (1961 A.Y. ve 1982 A.Y.)
239
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• DÖNEMİN DIŞ POLİTİKASI
• TC, ilk kez BM Genel Kurulu’nda Cezayir’e selfdeterminasyon tanınmasını destekledi.
• 1964’de Johnson Mektubuna kararlı bir cevap verildi.
• Eylül 1965’de TC, BM’de ABD’nin Vietnam
politikasına karşı çıktı.
• 1965’de ABD’nin istediği Çok Taraflı Nükleer Güç’e
(MLF) katılmayı reddetti.
240
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1967 Savaşında ilk defa Arapları destekledi.
• 70’ler boyunca ABD’ye rağmen Ege’de Yun.’la çatıştı.
• 1971’de Kıbrıs’a çıkarma yaptı ve ABD’nin bu
nedenle koyduğu silah ambargosuna direndi ve
TC’deki ABD üslerinin kullanımını durdurdu, OSİA’yı
feshetti.
• 1976’da tek taraflı olarak AET’le ilişkileri askıya aldı.
• 1978-79’da Bağlantısızlarla ciddi bir yakınlaşma pol.
İzledi.
241
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Dönem boyunca ABD’ye U-2 uçuşu yaptırılmadı.
• Batı’ya olan siyasi ve ekonomik bağımlılığı azaltacak
dış pol. girişimlerinde bulunuldu.
• TC, Batı karşısında göreli özerkleşti, fakat temelde
Batı yanlısı politikasını tamamen terk etmedi.
242
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• ABD ve NATO’yla İlişkiler:
• 1960-1965 Dönemi:
• 27 Mayıs döneminde ABD’yle ilişkiler:
• TC, ABD’nin yeni yönetimi tanımamasından
çekiniyordu ve darbeyi yapan askerlerce NATO ve
CENTO’ya bağlı kalınacağı açıklamasında bulunuldu.
• Böylece ABD, 30 Mayıs’ta yeni yönetimi tanıdığını
açıkladı.
243
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• ABD’yle Küba Bunalımı sırasındaki ilişkiler:
• SSCB’nin 1962’de Küba’ya Jupiter benzeri orta
menzilli füzeleri yerleştirmesi üzerine ABD, Küba’yı
abluka altına aldı.
• Büyük bir nükleer savaşın eşiğine gelen iki güç,
ABD’nin TC’deki Jupiter füzelerini çekmesi ve
akabinde SSCB’nin Küba’ya füze yerleştirmekten
vazgeçmesi üzerine bu konuda uzlaşmaya
varmışlardır.
244
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC’nin Küba Krizinden çıkaracağı en önemli sonuç,
tek yönlü bir politika izlemenin kesinlikle hata olduğu
ve artık “çok yönlü” bir politika izlemesi
gerektiğidir.
• TC, 1960’lardan itibaren dış politikasında çok yönlü
politika izlemiştir.
245
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Kıbrıs Sorunu ve Johnson Mektubu döneminde
ABD’yle ilişkiler:
• Johnson Mektubu, TC-ABD ilişkilerinin Kıbrıs eksenini
temsil eder.
• Mektuptaki önemli noktalar şunlardır;
1) Sovyet saldırısına karşı NATO’nun, TC’yi
savunmayabileceği ima edilmiştir. Bu da NATO’nun
TC’nin güvenliğini ne kadar sağladığı sorusunu
gündeme taşımıştır.
246
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
2) TC, Küba krizi sonrası ikinci kez tek yönlü politika
izlemesinin zararlarını görmüş, SSCB ve üçüncü
dünya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye başlamıştır.
3) TC, artık ABD’yi gözü kapalı destekleme politikasını
terk etmiş, öncelikle kendi ülke çıkarları
doğrultusunda hareket etmeye başlamıştır.
4) ABD karşıtlığı ve ABD askeri gücünün varlığından
tedirginlik TC’de kendini göstermeye başlamıştır.
5) TC, NATO içinde yeni kurulan askeri yapılanmalara
ihtiyatla yaklaşmıştır. (Örneğin; MLF’ye katılmaktan
vazgeçmiştir.)
247
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
6)
ABD silahlarının Türk ordusuna hakim olmasını
engellemek için silah sanayine önem vermiş ve
silah alımı yaptığı ülkelerin sayısını arttırmıştır.
•
Çok Taraflı Güç (MLF) kurulması döneminde
ABD’yle ilişkiler:
•
ABD, Avrupa’yı daha etkili savunabilmek için,
NATO içinde çok taraflı bir deniz gücünü kurmak
istiyordu.
•
TC bu oluşuma önce katılmış Johnson
mektubundan sonra MLF’den çekilmiştir.
248
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1961’de MLF’nin oluşumuna karar veren ABD,
1965’de yeterli desteği bulamayınca bu projeye son
verip, yerine NATO ülkelerinin nükleer silahlarının
ortaklaşa denetimi hakkında yeni bir girişim
başlatmıştır.
249
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1965-1971 Dönemi:
• Amerikan Askeri Personelinden Doğan Sorunlar:
• Küba Krizi ve Johnson mektubuyla TC’de ABD karşıtı
görüş ve eylemler artmıştır.
• ABD askerleri PX mağazalarından gümrüksüz
aldıkları malları kar gözeterek Türk vatandaşlarına
satıyordu.
250
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Buna paralel olarak TC’deki ABD askerlerinin
sayısında hızlı bir indirime gidilmiştir.
• 1969 Ortak Savunma İşbirliği Anlaşması (OSİA):
• TC ve ABD’li uzmanlar arasında yapılan görüşmeler
sonunda, 3 Temmuz 1969’da o güne kadar yapılan
ikili anlaşmaları temel bir metin içinde toplayan
Ortak Savunma İşbirliği Antlaşması (OSİA)
imzalandı.
• Ant.’ya göre, TC’nin rızası alınmadan ABD üslerinden
herhangi bir üçüncü ülkeye yönelik bir operasyon
düzenlenmeyecekti.
251
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1971-1980 Dönemi:
• Afyon Sorunu:
• II. Dün.Sav.’dan sonra ABD’de uyuşturucu
maddelerin kullanımında büyük artış görüldü.
• ABD’ye sokulan eroinin daha çok yasadışı bölgelerde
üretilen haşhaşlardan elde edildiği biliniyordu. (daha
çok “Altın Üçgen” denilen Tayland-Burma-Laos
bölgesinden)
252
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Bu nedenle ABD, TC’den de haşhaş üretimini
tamamen durdurmasını istiyordu.
• Ekim 1970’de TC’de Bakanlar Kurulu’nda haşhaş
ekimi yapılan bölgeler sınırlandırıldı.
• Darbe sonrası Haziran 11971’de Nihat Erim
hükümeti, haşhaş ekimi ve afyon üretimini tamamen
yasakladı.
• Bu durumdan 100.000 köylü ailesi büyük zarar
gördü.
253
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1973 seçimleri sonrası 1 Temmuz 1974’de haşhaş
ekimi tekrar serbest bırakıldı.
• Silah Ambargosu :
• Eylül 1974’de kabul edilen “TC’ye yapılan Silah
Satışlarının ve Verilen Askeri Kredilerin
Durdurulması” kararı, TC’nin 1974 Kıbrıs
müdahalesinin bir neticesiydi.
• TC’den yükselen büyük tepki ABD’nin 6 Ekim
1975’de TC’ye uyguladığı ticari yasağı kaldırmasıyla
sonuçlanmıştır.
254
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Silah ambargosu ise, 12 Eylül 1978’de tamamen
kaldırıldı.
• 1980 Savunma ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması
(SEİA):
• TC’nin ABD’den aldığı askeri ve ekonomik yardımları
içeren Antlaşma 29 Mart 1980’de imzalanmıştır.
255
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Yunanistan’la İlişkiler:
• 1960’larda Kıbrıs, 1970’lerde Kıbrıs ve Ege sorunları
TC-Yun ilişkilerinde uyuşmazlığa neden oluyordu.
• 1960’da imzalanan Londra Antlaşmasıyla 16 Ağustos
1960’da Kıbrıs, bağımsızlığını kazandı ve 1963’e
kadar iki ülke ilişkilerinde bir durgunluk süreci
başladı. (Kıbrıs sorununun ilk aşaması sona erdi)
• Kıbrıs sorununda 1974’e kadar artık sadece İng, Yun
ve TC değil, Adadaki Türk ve Yun. Tarafları da söz
sahibi idi.
256
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1964 Bunalımı ve Sonuçları:
• 1964 bunalımının temelinde zaten yakın zamana
kadar çatışma içinde olan Kıbrıs toplumları
arasındaki dengenin bozulacağı anlamına gelen
“Makarios’un A.Y. Değişikliği önerisi”
yatmaktadır.
• 30 Kasım 1963’deki A.Y. Önerisi 13 noktada
yapılmaktaydı.
257
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Eğer bu öneri gerçekleşirse, iki toplumun eğitliği
üzerine oturtulmuş dengeli bir ortaklık söz konusu
olmayacak, azınlık haklarının saklı tutulduğu üniter
bir devlet yapısı oluşturulacaktı.
• TC, bu öneriyi kesin ve sert bir dille reddetti.
• 21 Aralık 1963 akşamı Lefkoşe’nin bir Türk
mahallesinde Türk bir aileye Rum bir polisin zor
kullanarak arama ve silah çekmesi üzerine patlak
veren olaylar iki toplum arasındaki “yeşil hat” tın
oluşumuna neden olmuştur.
258
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
Şiddet olaylarının tırmanışa geçmesi üzerine TC,
duruma müdahale ederek Kıbrıs semalarında Türk
jetlerini havalandırdı.
•
Durum NATO’ya da yansıtıldı.
•
Yun., bu durum karşısında üç garantör devletin
Dışişleri Bakanlarının görüşmesini talep etti.
•
15 Ocak 1964’de Londra Konferansı toplandı.
259
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Türk tarafının çözüm önerisini Denktaş dile getirdi ve
daha sonra TC’nin resmi tezi olacak şu görüşleri ileri
sürdü:
1. 1960 çözümü Kıbrıslı Türklerin güvenliğini
sağlayamamıştır ve fiili güvencelere gereksinim
duyulmaktadır.
2. Bu çerçeve içinde de tek çözüm, coğrafi olarak
ayrılmış ve zorunlu nüfus mübadelesini
gerçekleştirmiş iki toplumlu federal bir devletin
kurulmasıdır.
260
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Rumlar’ın desteklediği Klerides görüşlerini şöyle
ifade etmiştir;
- Çoğunluğun çıkarlarına uygun ve teknik olarak
uygulanması bir öncekinden daha kolay yeni bir
AY.’nın hazırlanması ve yürürlüğe konması
gerekmektedir.
• Sonunda İngiliz bir subayın komutasında 10.000
kişilik bir NATO gücünün adada düzen ve güvenliğin
sağlanması TC, Yun. ve Kıbrıs Türk temsilcilerince
261
kabul edilmiştir.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Fakat, Kıbrıs Cumhurbaşkanı yalnızca bir BM gücüne
razı olabileceğini belirtti.
• Çatışmaların sona ermemesi üzerine İng. 15 Şubat
1964’te BM Güvenlik Konseyi’ne başvurdu.
• 14-27 Mart 1964’de BM Barış Gücü Ada’ya çıkarma
yapmıştır. Fakat çatışmaları sona erdirememiştir.
• TC, ABD ve İngiltere’ye birer nota göndererek, her
an adaya çıkartma yapabileceğini hatırlattı.
262
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TBMM, hükümete gerektiğinde Kıbrıs’a askeri
müdahalede bulunma yetkisi verdi.
• ABD, tüm dünya politiğinde yapmış olduğu planlarla
müdahalesini bu dönemde Acheson Planı’yla Kıbrıs
sorununa da gerçekleştirmiştir.
• 9 Temmuz 1964’de başlayan Cenevre görüşmeleri
sırasında (14 Temmuz’da) ABD Dışişleri Bakanı Dean
Acheson şunları önermiştir:
263
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
1.
-Kıbrıs adasının Karpas bölgesinde, TC’ye,
egemenlik hakları kendisine ait olacak ve
anavatanın ayrılmaz parçası sayılacak bir arazi
verilecekti.
-Sınırı, yapılacak görüşmelerle belirlenecek olan bu
bölgede TC istediği kadar asker bulundurabilecek,
-Kıbrıslı Türkler bir saldırıya uğramaları halinde
buraya iltica edebileceklerdi.
264
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
2.
-Kıbrıs’ın Rumlar veya Yun.’ın egemenliğinde
kalacak bölgesinde yaşayacak Türklerin
çoğunlukta oldukları iki ya da üç bölge tam bir
kendi kendini yönetme hakkına yani özerkliğe
sahip olacaktı.
-bununla birlikte, merkezdeki siyasal otoriteye
karşı bağlılıkları ve sorumlulukları sürecekti.
265
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
3.
-Adada yaşayacak Türkler Lausanne’da Yun.
Sınırlarında kalan Müslüman azınlığa tanınan
haklardan yararlanacaklardı ve
-bu haklara uygun davranılıp davranılmadığı BM ya
da Ulus. Ad. Div. tarafından atanacak bir komiser
tarafından denetlenecekti.
4.
TC’nin Doğu Akdeniz’den gelebilecek saldırılara
karşı güvenliğini sağlamak üzere Meis adası Yun.
tarafından TC’ye terk edilecekti.
266
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Acheson Planıyla hem taksim, hem de enosis
istekleri yanıtlanmış,
• TC’nin stratejik güvenlik kaygıları giderilmiş,
• Ada dolaylı olarak NATO’nun denetimine sokulmuş,
• Doğu Akdeniz Batı’nın çıkarları açısından güvenli
hale getirilmiştir.
267
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Planı TC kabul etmesine rağmen Makarios’un
baskısıyla Yun. reddetti.
• Makarios, NATO denetimli bir Türk-Yunan yönetimi
altına konmasına razı olmuyordu.
• Çatışmalar Mart 1964’de Rumların silahlanmaya
başlaması ve Cenevre Konferanslarının ilkinin
başarısızlıkla sonuçlanmasıyla patlak verdi.
• 7 Ağustos’ta Türk jetleri “Erenköy direnişi” sonrası
ada üzerinde ihtar uçuşları yaptı.
268
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• SSCB’nin Kıbrıs politikası; Makarios’u desteklemek
• bölgedeki NATO denetimini engellemek,
• NATO’nun güneydoğu kanadındaki çatlaktan
yararlanarak TC ve Yun.’la ilişkileri geliştirmekti.
• Bağlantısızların Kıbrıs politikası; Makarios’u
desteklemişlerdir.
• Çünkü TC’nin taksim tezi Ada’yı ikiye bölmek
demekti. Bağlantısızlar da etnik çeşitliliğe sahip
ülkelerdi ve TC’nin tezini kabullenmek, kendilerinin
de bölünebileceği ihtimalini kabullenmek demekti.
269
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Ayrıca TC, bağlantısızlara karşı Batının temsilcisi
rolünü üstlenmiş ve onlara karşı olmuştu.
• 1964 bunalımı hem İstanbul’daki Rum azınlığı hem
de Kıbrıs’daki Türk azınlığı olumsuz etkilemiştir.
• Özellikle Kıbrıslı Türkler’e Rumlar ekonomik abluka
uygulamışlardır.
• Bu süreçten sonra TC’nin kabul etmediği Galo Plaza
Raporu taraflara sunulmuştur.
270
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 21 Nisan 1967’da Yun.’da albaylar cuntası yönetime
gelmiş, Atina ve Makarios arasında açıkça bir kopuş
yaşanmıştır.
• İki toplum arasındaki uyuşmazlıkları görüşmek üzere
TC başbakanı Demirel ve Yun. İktidarına el koyan
Kollias bir zirvede toplandılar.
• Zirvede anlaşmanın mümkün olmayacağı sonucu
çatışmaların yeniden başlamasına neden oldu.
271
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• ABD’nin Makarios karşıtı tutumu, TC’nin taksim
tezine yakınlaşmasını sağlıyordu. ABD’nin TC’yi
destekleyen tutumu,
• Atina’daki albaylar cuntasının EOKA-B ve Grivas’a
bağlı Milli Muhafız Gücü’nü hızla silahlandırması,
• 1974’e kadar TC’de yaşanan olaylar
272
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• (Yunan subaylarının denetimindeki Mili Muhafız
Birliği’ne bağlı askerlerin Makarios’un başkanlık
sarayını bombalaması sonrasında Yun. Hareketin
Türklere karşı olmadığını söylese de
• Kıbrıs Helen Cum.’nin kurulduğunun açıklanması ve
• Enosisçi emelleriyle tanınan EOKA üyesi Nikos
Samson’un devlet başkanlığının ilan edilmesi Kıbrıslı
Türkleri ve TC’yi uyarmıştı.)
• 20 Temmuz 1974’de TC, Kıbrıs’a asker çıkardı.
“Birinci Kıbrıs Barış Harekatı” gerçekleştirildi.
273
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
BM Güv. Konseyi, taraflara ateşkes çağrısında
bulundu.
•
TC, 22 Temmuz’da çağrıya olumlu yanıt verdi ve
Cenevre Konferansına katılma kararı aldı.
•
I. Cenevre Konferansı 25-30 Temmuz 1974
tarihleri arasında toplandı.
•
TC, Konferansa şu önerileri getirmiştir:
274
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
1.
Hem ateşkes hem de Kıbrıs’ta yeni düzenin
kurulması konusunda karar alınmalıdır.
2.
Federasyon tezine uygun bağlayıcı bir karar elde
edilmelidir.
3.
Kıbrıslı Türklerin güvenliği yine Türklerden
oluşturulacak bir polis gücü tarafından güvence
altına alınmalıdır.
4.
Türk askerlerinin geri dönüşü için kesin hiçbir tarih
metne girmemelidir.
275
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
5.
Türk birliklerinin etrafını çevirecek olan tampon
bölge 10 km olmalı ve etrafında BM’nin hiçbir
askeri kordonu bulunmamalıdır.
6.
Denktaş, cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine
derhal başlamalıdır.
7.
Cemaatlerin de katılacağı büyük Kıbrıs Konferansı
1 hafta içinde toplanmalıdır.
276
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
Yun. ise Konferansa şu önerileri getirmiştir:
1.
Cenevre’de sadece BM’nin ateşkes kararı yani
ateşkesin nasıl uygulanacağı görüşülmeli, anayasal
konular kesinlikle ele alınmamalıdır.
2.
Türk birlikleri derhal ve toptan adadan
çıkarılmalıdır.
3.
A.Y. Ve Kıbrıs’taki yeni düzene ait hiçbir konu ele
alınmayacağı gibi, 1 hafta sonraki konferansa da
atıfta bulunulmamalıdır.
277
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 30 Temmuz 1974’te kabul edilen protokolde TC,
hemen hemen tüm isteklerini kabul ettirdi.
• TC-Yun.-İng. arasında imzalanan Cenevre Protokolü
salt bir ateşkes ant. değildir.
• Bu Protokolle Kıbrıs’ın yeni statüsünün de temelleri
atılmıştır.
• Taraflar anlaşmaya varamayınca 14 Ağustos 1974’de
TC “İkinci Kıbrıs Barış Harekatı” nı başlattı.
278
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Magosa-Lefke hattı çizilince (istediği hedefe
ulaşınca) TC, yeni sınırlar içinde ateşkes ilan ederek
harekatı durdurdu.
• TC, adaya Garanti Antlaşmasının 4. maddesine
dayanarak müdahale etmiştir.
• 1974’deki Kıbrıs müdahalesi hem Türk Dış Pol. hem
Türk-Yun. İlişkileri hem de Kıbrıs sorunu açısından
bir dönüm noktası olmuştur ve günümüze kadar
çözüme kavuşamamıştır.
279
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Hatta günümüzde TC’nin AB’ye üyeliği sürecinde
Kıbrıs sorunu ve Rum kesiminin tanınması sorunu
uluslararası ve TC gündeminde yer almaktadır.
• Ege Sorunu (1975-1980):
• Kıbrıs sorunu 1970’lerde yerini Ege sorunlarına terk
etti.
• Yun.’daki Karamanlis hükümeti TC’ye karşı Ege
sorunlarını öne sürdü.
280
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
Karamanlis’in istediği, Ege’de TC’nin lehine olan
askeri güç dengesini değiştirmekti.
•
ABD ambargosu sürdükçe hem TC, Ege’de yeni bir
adım atamayacak hem de Yun. Ordusu
güçlenebilecekti.
•
Ege Sorunları:
-Deniz Alanlarına İlişkin Sorunlar
Karasuları Sorunu
Kıta Sahanlığı Sorunu
1.
2.
281
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
-Hava Sahasına İlişkin Sorunlar
-Askeri Dengeye İlişkin Sorunlar
• Karasuları Sorunu:
• Lozan Barış Ant.’nın imzalanmasından itibaren TC ve
Yun., Ege’deki karasularının 3 mil olarak
belirlemişlerdi.
• Fakat 1936’da Yun. tek taraflı olarak 6 mile
çıkardığını ilan etti.
282
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC, 15 Mayıs 1964’de 476 sayılı Karasuları Kanunu
ile 6 mil uygulamasını kabul etti.
• Yun. Bu kez 1970’lerde Kıbrıs sorununun ve kıta
sahanlığının en gergin olduğu dönemde
karasularının 12 mile çıkmasını istedi.
• TC, Yun.’a sınırı aştığına dair bir nota gönderdi.
• TC, Ege’nin coğrafi farklılığı olduğunu genel bir
kuralın uygulanamayacağını sürekli yineledi.
• Bu doğrultuda 1982’de 2674 sayılı yeni Karasuları
Kanunu ile Ege karasularını 6 mil olarak belirledi.
283
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• (Akdeniz ve Karadeniz’de 12 mildir)
• Karasuları konusunda tarafların tezleri:
• Yun:
1- Karasularının genişliğinin 12 mil olabileceği kuralı
BM Deniz Hukuku Sözleşmesinin 3. maddesinde
kabul edilmiş ve imzacı devletler tarafından
uygulanmıştır. Yun. da karasularını 12 mile
çıkarabilir.
284
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
2- Yun. Adaları ve anakarası ülkesel bir bütünlük
oluşturmaktadır.
3- Karasularını saptamak kıyı devletinin egemenlik
yetkisindedir.
• TC:
1- Karasuları konusunda geçerli tek bir kural yoktur,
olamaz. 12 mil azami uygulamadır. BM
sözleşmesinin 300. md.’ne göre kötüye kullanılamaz.
2- Karasuları belirlenirken denizlerin coğrafi özellikleri
göz önünde tutulmalıdır.
285
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Kıta Sahanlığı Sorunu:
• Yun.’ın Ege’deki kıta sahanlığı üzerinde petrol arama
eylemlerine 1959’da Resmi Gazetede yayınladığı,
• bu gün kendisine ait olarak nitelendirdiği kıta
sahanlığı üzerinde “araştırma ruhsatları” dağıtan
bir kanunla başladı.
• 1972’de Yun.kuzey Ege’deki Taşoz Adası civarında
petrol bulunması olasılığının yüksek olduğunu
açıkladı.
286
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC de harekete geçti ve 18 Ekim 1973’de TPAO’ya
Ege kıta sahanlığı üzerinde petrol arama ruhsatı
verdi.
• Yun. Bunu protesto etti.
• Halbuki TC’ye Semadirek, Limni, Ayios Efstratios,
Midilli, Sakız, Psara ve Antipsara gibi Anadolu’ya
yakın adalar dışında kıta sahanlığı alanı
bırakmıyordu.
• TC, Çandarlı gemisini sismik araştırma yapmak üzere
Ege’ye gönderdi.
287
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Ankara-Atina arasında karşılıklı protesto ve red ler
gidip geldi.
• Kıbrıs sorunu Ege sorunlarını ikinci plana itti.
• Ege sorunları esnasında ABD yine devreye girdi
ve1976’da Bern bildirisi yayınlandı.
• Bildiri, iki taraf için de olumlu bir hava yarattı.
288
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Kıta Sahanlığı Konusunda tarafların tezleri:
• Yun:
1- Ege’de kıta sahanlığı sorunu hukuksal bir sorundur
ve uluslararası yargıya gitmelidir.
2- Adaların kendi başına kıta sahanlığı vardır.
3- Yun. Kıta ülkesi adalardan oluşan bir devlettir.
Devletin ülkesel bütünlüğü gereği, yabancı bir deniz
alanı araya giremez.
289
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
(Yun.’ın amacı adaların kıta sahanlığını kullanarak içte
kalan suları “iç su” ilan etmektir.
4- Ege’de kıta sahanlığı sınırlandırması eşit uzaklık
ilkesine uygun olarak, TC ile Ege adalarının en
doğuda bulunanı arasında yapılması gerekmektedir.
• TC:
1- Konu salt hukuksal bir sorun değildir siyasal
niteliklidir.
290
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
2- Kıta sahanlığı sınırlandırmalarında “doğal uzantı”
ilkesi esastır ve Anadolu’nun doğal uzantısı olan
Yun.’a ait adaların kıta sahanlığı olmaması gerekir.
3- Ege’de özel bir durum söz konusudur. Genel ilkeler
uygulanamaz.
4- 1923’de Lozan’da kurulan dengenin tarafların
Ege’den eşit koşullarda yararlanılması ile korunması
gerekmektedir.
291
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Hava Sahasına İlişkin Sorunlar:
• Hava sahasının genişliği ve FIR hattı sorunu
1974’den sonra iki ülke arasında gerilim yarattı.
• Yun. 6 Eylül 1931’de 3 milden 12 mile çıkarmıştı.
• 1974’den sonra TC, iki ülkenin de taraf olduğu
Chicago Sözleşmelerine aykırı olduğunu belirterek
karşı çıktı,
• 6 mil olarak kabul edeceğini açıkladı.
292
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• (TC, kararını gündeme getirmek için sürekli askeri
uçakları ile sistematik ve periyodik olarak Yun. Hava
sahası olarak kabul etmedikleri 4 millik sahaya
girmektedirler. Yun. da kendi hava sahasının ihlal
edildiği gerekçesiyle her seferinde TC’ye nota
vermektedir)
• FIR (Flight Information Region/Uçuş Bildirim
Bölgesi) Hattı Sorunu:
• Önce, 1952’de Yun.’ın tüm Ege fır sorumluluğunu
üstlenmesini TC, teknik maliyetten kaçınmak için
kabul etmiştir.
293
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Sonra TC, kendi karasuları sınırındaki Fır hattını
Ege’nin ortasına kaydırmıştır.
• Yun. buna karşı çıktı ve ABD’nin de araya girmesiyle
Yun. ve TC uzlaştılar.
• Fakat günümüzde iki ülke arsındaki temel
anlaşmazlık asker uçaklar konusunda ortaya
çıkmaktadır.
• Yun. FIR düzenlemesinin asker sivil tüm uçakları
kapsadığını ileri sürerken, TC sadece sivil uçakların
bildirimi yükümlülüğü olduğunu savunmaktadır.
294
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC, askeri uçaklarla ilgili konuların ikili antlaşmalarla
düzenlenmesi gerektiğini söylemektedir.
• Askeri Dengeye İlişkin Sorunlar:
• 1974 Kıbrıs Harekatı sonrasında TC ve Yun. Ege’deki
askeri statükoyu değiştirecek ciddi adımlar attılar.
• Yun., TC’nin ciddi bir tehdit olduğunu düşünerek
Anadolu’ya yakın adaları silahlandırmayı hızlandırdı.
ABD’ye tepkisini göstermek için NATO’nun askeri
kanadından çekilne kararı aldı.
295
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
TC de İzmir’deki IV. Ordu’yu (Ege Ordusu) kurdu
ve ABD’nin TC’ye uyguladığı silah ambargosuna
teki olarak NATO’ya tahsis etmedi.
•
Ege sorunları görüldüğü gibi TC-Yun.
politikalarından değil, ABD ve NATO’nun bölge
politikalarından da etkilenmiştir.
•
Ege adalarının silahsızlandırılması statüsü 3’e
ayrılır:
1. Lozan Boğazlar Sözleşmesinin 4. md.de
silahsızlandırılacakları belirtilen Boğazönü
adalarından “Limni ve Semadirek”
296
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
2.
Lozan Antlaşmasının 13. md.yle silahtan
arındırılmış olan “Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya”
3.
1947 Paris Barış Ant.’nın 14. md.’de askerden
arındırılmış olarak kalmaları öngörülerek
egemenlikleri İtalya’dan Yun.’a geçen Onikiada.
•
Yun., Montreux Boğazlar Söz.’nin Lozan Boğazlar
Söz.’ni ortadan kaldırdığını ileri sürerken Boğazönü
adalarını silahlandırabileceğini savunmaktaydı.
•
TC ise, Lozan Ant.’nın TC’nin güvenliğini sağlamak
amaçlı olduğunu ve Lozan’ın Montö ile çelişmeyen
hükümlerinin ortadan kalmadığını ileri
297
sürmekteydi.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
Kıbrıs Konusunda Yaşanan Gelişmeler (19751980)
•
II. Kıbrıs Barış Harekatından sonra TC, uluslararası
planda giderek yalnızlaştı.
•
13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe devleti (KTFD)
ilan edildi.
•
Denktaş, nihai amaçlarının iki kesimli bir federasyon
çerçevesinde Kıbrıs Rum toplumuyla birleşmek
olduğunu söyledi.
298
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• BM, durumu görüşmek üzere toplumlar arası
görüşmeler başlattı.
• Denktaş-Makarios Dört İlke Antlaşması (12 Şubat
1977): Antlaşmaya göre;
1. Bağımsız, bağlantısız, iki toplumlu bir Federal Cum.
Kurulması esastır.
2. Her iki toplumun yönetiminde olacak topraklar,
ekonomik yeterlilik veya verimlilik ve toprak
mülkiyeti ışığında müzakere edilmelidir.
299
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
3.
Dolaşım özgürlüğü, yerleşim özgürlüğü ve
mülkiyet hakkı gibi ilke sorunları ve öbür özellikli
konular görüşülmeye açık olacaktır.
4.
Merkezi Federal Hükümetin yetkileri ve işlevleri,
ülkenin birliğini, devletin iki toplumlu özelliğini
dikkate alarak koruyacak biçimde düzenlenecektir.
•
Ada için bir Anayasa taslağı hazırlıkları başladı.
•
Denktaş-Kipriyanu On Nokta Anlaşması (18-19
Mayıs 1979):
Temelinde BM kararları ve dört ilke Antlaşması yer
300
almaktaydı. (Gelişme sağlanamamıştır)
•
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Fakat iki toplumlu, iki bölgeli bir federal devlet
yapısı, altı bölgede sınır düzenlemeleri, Maraş’ın
açılması gibi konuları kapsayan Türk önerileri
1978’de Rumlar tarafından reddedildi.
• 1974-1977 arasında : Türk tarafı görüşmelerden ve
çözümden kaçıyordu.
• 1978-günümüze: Rum tarafı görüşmelerden kaçıyor.
301
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
SSCB’yle İlişkiler:
•
1.
2.
İlişkileri Etkileyen Unsurlar;
Küba bunalımı
TC’ye ABD’nin yerleştirdiği Jupiter füzelerinin
TC’nin fikri alınmadan ABD tarafından kaldırılması
kararı TC-SSCB ilişkilerinin önünü açtı.
NATO’daki gelişmeler
Krom sorunu: SSCB, krom fiyatında indirim
yapınca ABD, TC yerine SSCB’den krom aldı.
Kıbrıs:
Yumuşama gelişmeleri (1970’lerde):
302
3.
4.
5.
6.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
7.
8.
TC’deki sosyo-ekonomik gelişmeler
SSCB’nin 1979’daki Afganistan müdahalesi: TCABD ilişkilerinin gelişmesini sağladı.
•
TC, artık SSCB’nin tüm önerilerini geri çevirmekten
ve üst düzey ikili görüşmelerden kaçınan
tutumunu bırakmıştır.
•
TC-SSCB arasında yaşanan iyi ilişkiler CENTO
belgeleri bunalımı” gibi sorunlarla da
karşılaşıyordu.
303
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• CENTO bunalımı: 1958’de Irak’taki darbenin
ardından CENTO belgelerinin (savaş planları ve
nükleer çatışmada alınacak önlemleri içeriyordu)
SSCB tarafından yayınlanmasıdır.
• TC’yle arasının bozulmasının nedeni ise, TC’ye
yönelik belgelerin TC’de tanıtılması ve TC’nin ters
tepki göstermesidir.
• 1965-1980 arasında SSCB-TC arasında üst düzey
ziyaretler,
• 1972’de İyi Komşuluk İlkeleri Bildirgesi,
304
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1978’de İyi Komşuluk ve Dostça İşbirliği Siyasal
Belgesi ve
• TC’nin SSCB’den aldığı ekonomik yardımlarla tam bir
“işbirliği” gerçekleşmiştir.
• Arap Devletleriyle İlişkiler:
• TC’nin, 1960’larda O.D politikası değişime
uğramıştır.
305
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Arap devletlerinde de yapısal değişim yaşanmıştır.
• TC, Arap devletleriyle eşitlik ve karşılıklı saygı
çerçevesinde ikili ilişkiler geliştirmeye başlamıştır.
• TC’deki 27 Mayıs iktidarı Bağlantısızlar ve üçüncü
dünya ülkeleriyle ilişkilerini yeni bir zemine oturtmak
istiyordu.
• TC, Cezayir’in Frs.’ya açtığı savaşı destekledi.
• Hem OD. İle iyi ilişki kurmak hem de Batıcı bir pol.
İzlemek TC için hayli zor oldu.
306
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Çünkü, NATO üyesi müttefiki Frs.’yla karşı karşıya
gelmesi ortak pazara girememesi ve bir çok sorunu
beraberinde getiriyordu.
• 1961’de BM’de yapılan oylamada TC, her şeye
rağmen Cezayir’de self-determinasyon uygulansın
diyerek oy kullandı.
• TC, 1961’deki Suriye darbesi sonrası, Mısır’la birlikte
1958’de kurmuş oldukları Birleşik Arap Cum.’den
ayrılma talebini Suriye’nin iç meselesi olarak
değerlendirdi ve
• Ürdün’den sonra Şam yönetimini tanıyan ikinci ülke 307
oldu.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC, Irak darbesine ise temkinli yaklaşıyordu.
• Çünkü, Irak’taki Kürtler Molla Mustafa Barzani
liderliğinde 1962-1975 arasında ayaklandılar.
• Sorun TC’ye yansımadığı için Ankara uzaktan
izlemekle yetindi.
• Fakat Bağdat’ta ayaklanan Kürtleri bastırma harekatı
sırasında yaşanan sınır olayları iki ülke ilişkilerini
gerginleştirdi.
308
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1965-1971 yılları arasındaki Demirel hükümeti, O.D.
İle iyi ilişkiler geliştirmeyi hedeflediğini açıkladı ve
karşılıklı ziyaretlerde bulunuldu.
• 1967 Arap-İsrail savaşında TC’nin izlediği Arap
politikası 3 ilkeye bağlandı:
1. Tüm Arap ülkeleriyle ikili ilişkileri her alanda
geliştirmeye çalışmak,
2. Arapların kendi aralarındaki anlaşmazlıklara
karışmamak ve taraf tutmamak,
3. Arapları bölecek paktlara ve bölge anlaşmalarına
katılmamak.
309
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 21 Ağustos 1969’da Kudüs’ün İsrail işgali sonrası
İslam Konferansı zirvesi toplandı, TC de davet edildi.
• TC Cumhurbaşkanı, hükümetin yetkili olacağını
belirtmiş, hükümet de ordunun tepkisini alacak olan
zirveye katılmıştır.
• 1970’de TC, 1965’den beri izlediği, Arap ülkeleriyle
yakınlaşma politikasının meyvelerini topladı.
• Bağlantısızların Lusaka toplantısında Arap ülkeleri
Makarios’un Kıbrıs’a ilişkin kararlarını kabul etmediler
ve
310
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Kıbrıs Türk halkının haklarının korunması gerektiğini
dile getirdiler.
• 12 Mart 1971 darbesi sonrasında yaşanan ara
dönemde TC’nin Arap ve İslam ülkeleriyle 1965’ten
beri geliştirdiği ilişkilere kısa süre için de olsa mesafe
konmuştur.
• 12 Mart hükümeti 1973 seçimlerinde değişince Arap
ülkeleriyle sıcak ilişkiler yeniden gelişmeye başladı.
• Bu dönem 1979 İran İslam Devrimine kadar sürdü.
311
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile TC’nin Batı’yla
ilişkilerinin bozulması O.D ve Araplarla ilişkilerinin
gelişiminde önemli rol oynamıştır.
• TC’nin Araplarla ilişkilerinin gelişmesinde ikinci
önemli faktör ekonomik nedenlerdir.
• OPEC ülkelerinin 1973’den sonra petrol ambargosu
uygulayarak petrol fiyatlarını yükseltmeleri, TC
ekonomisini olumsuz etkilemiştir.
312
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Hükümet, Arap ülkeleriyle ilişkilerini geliştirerek hem
petrol sıkıntısını azaltmayı hem de ticareti
geliştirmeyi hedefliyordu.
• 1973 IV. Arap-İsrail savaşında İsrail’e yardım için
İncirlik üssünü kullanmak isteyen ABD’ye izin
verilmemiş,
• Araplara yardım götüren Sovyet uçaklarına TC hava
sahası açılmıştır.
313
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC, 1975 BM Genel Kurulu’nun Siyonizmi ırkçılığın
bir türü olarak kabul eden kararına olumlu oy
vererek Arap-İsrail sorununda Araplardan yana tavır
aldığını göstermiştir.
• ÖNEMLİ: Araplar ve FKÖ ile bu dönemdeki sıcak
ilişkilere rağmen TC, dış politikasında hiçbir zaman
büyük ödünler vermemiş, hiçbir dönemde İsrail’le
ilişkilerini kesmemiştir.
314
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1977 Camp David Antlaşması’nda da tüm Arap
dünyası, Mısır’la ilişkilerini askıya aldığında TC, barışı
desteklediğini açıklamıştır.
• 1979 İran İslam Devrimi gerçekleşip O.D’daki siyasal
dengeler değişince ABD TC, Mısır ve İsrail’e
dayanarak O.D’daki çıkarlarını korumayı
hedeflemiştir.
• 1980’den itibaren TC Mısır, Su.Arb. ve Körfez
ülkeleriyle yakın ilişkiler kurarken, Irak ve Suriye’yle
315
olan ilişkileri giderek bozulmuştur.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
Arap Olmayan Ülkelerle İlişkiler:
•
1967 Arap-İsrail Savaşı’nda Arap yanlısı tavırlarının
nedenleri:
Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmelerde Batı’nın
olumsuz tavrı
1.
2.
TC’deki bazı partilerin iç politikada çıkar sağlamak
düşüncesiyle Arap ülkeleriyle yakınlaşmaya önem
vermesi
316
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
3.
1970’lerin başından itibaren TC’nin Arap
ülkelerinden eko. beklentilerinin artması (petrol
bunalımında)
4.
TC’deki yükselişe geçen sol grupların da ABD’nin
tartışmasız müttefiki olan İsrail’e antipati
duymaları ve bu yaklaşımın toplumdan destek
görmesi
317
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Dönemin özelliği: 1) 1967 Savaşı İsrail-TC
ilişkilerinde bir durgunluğa yol açtıysa da iki ülkenin
birbirlerine karşı ilişkilerinde radikal değişiklikler
olmadı.
2) 1967 savaşı, TC-İsrail ilişkilerinin kötü bir sürece
girmesinden çok, TC-Arap ilişkilerinin yükselişe
geçtiği bir dönem olmuştur.
318
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda TC, Arap yanlısı tavrını
sürdürmüştür.
• İsrail’le ilişkileri durgunlaşsa da daha önce
belirttiğimiz gibi radikal değişiklikler olmamıştır.
• 1970’lerde İsrail’le ilişkilerin bozulmasında TC’nin
FKÖ ile yakın ilişkiler kurması etkili olmuştur.
319
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
İran’la İlişkiler genelde olumlu olmuştur.
•
Hem TC hem İran anti-komünist taraftaydılar.
•
TC-İran İlişkilerinde 5 temel sorun mevcuttu:
1.
2.
3.
İran’ın Irak’taki muhalif Kürt grupları desteklemesi
İran’ın bölge jandarmalığını üstlenmesi
CENTO’nun SSCB tehdidine karşı yetersiz kaldığı
inancı
Demokrasi-Monarşi uyuşmazlığı
Ekonomik işbirliği çabalarının sonuçsuz kalması
4.
5.
320
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• İran’daki rejimin değişmesiyle Cum. olması, TC’nin
13 Şubat 1979’da Tahran’ı tanımasıyla
sonuçlanmıştır.
• AET’le İlişkiler:
• II. Dünya Savaşı sonrası yıkılan Avrupa’nın yeniden
imarı,
• Avr. Devletleri arasındaki düşmanlığın giderilmesi ve
321
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Avr.’da yayılan komünist yönetimlerin tehdidine karşı
tek bir bütün olabilmek için Avrupa bütünleşmesine
ihtiyaç vardı.
• Bu amaçlarla 7 Mayıs 1948’de Batı Avrupalı
delegelerden oluşan bir Avrupa Kongresi toplandı.
• 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi adlı siyasal bir
örgüt kuruldu.
• Aynı yıl Marshall yardımlarının Avr.’da eşit
dağıtılabilmesi için Avr. Eko. İşbirliği Örgütü (OEEC)
kuruldu.
322
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Daha sonra Schuman Deklarasyonu çerçevesinde
Frs.-Alm. arasındaki kan davası sona erdirildi.
• Bu günkü AB’in çekirdeğini oluşturan örgütlerden biri
olan AKÇT 18 Nisan 1951’de Frs., Federal Alm.,
Belç., Hollanda, İta. ve Lüxemburg arasında
imzalanan bir antlaşmayla oluşturuldu.
• Daha sonra AET ve EUROTOM adlı iki örgüt kuruldu.
• AKÇT, AET ve EUROTOM’un yönetsel organları 1958
Roma ve Temmuz 1967’deki Füzyon Antlaşmalarıyla
iki kademede birleştirildi ve bu üç örgüte birden
Avrupa Toplulukları (AT) adı verildi.
323
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• TC, 1959’dan itibaren AET’le yakın ilişkiler kurma
çabasına girdi.
• TR’nin AET’e ilk başvurusu 31 Temmuz 1959’da
gerçekleşmiştir.
• Başvuru, 12 Eylül 1963’te imzalanan Ankara
Antlaşması ile hukuksal zemin kazanmıştır.
• TR’nin, hem siyasi, ideolojik ve tarihsel olarak
yüzünü Batı’ya dönmesi hem de ekonomik olarak
AET’i kurtarıcı görmesi nedenleriyle AET üyesi olmak
324
istemiştir.
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• Günümüzde de bu çaba AB üyeliği konusunda
devam etmektedir.
• Fakat TDP açısından AET’e giriş süreci TC-Yun.
çekişmesine sahne olmuştur.
• Günümüzde de devam eden bu çekişme, TC’nin AB
üyelik sürecinde Yun’ın Kıbrıs’ı engel olarak öne
sürmeleriyle tekrar gündeme taşınmıştır.
325
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 15 Temmuz 1959’da Yun. AET’e üyelik için
başvurmuş ve TC’yi de başvuru için harekete
geçirmiştir.
• Yun. 1981’de AT’ye tam üye olmuştur.
• Kültürel ve dinsel farklılık, TC ekonomisinin
istikrarsız ve zayıf olmasının yanında siyasal olarak
yönünü Batı’ya dönmesi AET’in TC’ye bakışında
olumlu bir faktördü.
326
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
12 Eylül 1963 Ortaklık Antlaşması’nın
imzalanmasına kadar geçen sürede ilişkilerin
gidişatını etkileyen olumlu ve olumsuz bazı
gelişmeler şunlardır:
•
Olumsuz gelişmeler;
1.
9 Temmuz 1961’de Yun ile AET arasında Ortaklık
An. imzalanması, TC’nin Yun’ın gerisinde kaldığına
yönelik olumsuz bir hava yarattı.
327
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
2.
Temmuz 1961’de EFTA üyelerinden İrlanda AET’ye
başvururken İng. de başvuru kararı aldı.
•
Bu, TC’nin imzalamayı düşündüğü An.’nın AET
tarafından daha ileri bir tarihe atılarak TC’nin geri
plana itilmesine neden olabilecekti.
3.
TC’deki MBK’nın 1961’deki idam kararları ve
uygulamaları, başta Frs. ve AET ülkelerinin
çoğunda büyük tepkiyle karşılandı.
328
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
Olumlu gelişmeler; TC, AET’den beklentilerini derli
toplu bir belge olarak sundu ve Güm. Bir.’ne giden
ilk aşama oldu.
•
Ankara Anlaşması (1963): 33 maddelik bir ana
•
1.
2.
3.
Anlaşma Çerçevesinde Yaratılan Kurumlar;
Ortaklık Konseyi
Ortaklık Komitesi
Karma Parlamento Komisyonu
metin, ek bir Geçici Protokol, bir Mali Protokol ve
bir Son Senet ile dört İyi Niyet ve Yorum
Bildirisiyle bir Mektup’tan oluşmaktadır.
329
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
•
1960-1980 döneminde AET-TC ilişkilerinde Hazırlık
dönemi ve Geçiş dönemi olurken 1995’de TC ile
Gümrük Birliği An. imzalanmış ve günümüzde de
süren tam üyelik müzakerelerine 2006 yılında
başlanmıştır.
•
Geçiş döneminde TC-AET ilişkilerinin
gerginleşmesinin nedenleri:
1.
TC’nin 1974’de Kıbrıs’a askeri müdahalede
bulunması
2.
Tamamlayıcı Protokolle TC’ye sağlanan ticari
esneklik TC’yi tatmin etmemişti.
330
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
3.
Türk işçilerinin serbest dolaşımı konusundaki
belirsizlik
4.
Dış eko. koşullar ve Katma Protokolün kısıtlayıcı
maddeleri nedeniyle zor durumda olan TC ihracatı,
1975’te İng.’nin TC’den yaptığı pamuk ithalatına
ek kısıtlamalar koymasıyla bir darbe daha yedi.
5.
1975’te Yun.’ın tam üye olma isteğini açıklaması
TC’yi olumsuz etkiledi.
331
1960-1980 GÖRELİ ÖZERKLİK
• 28 Aralık 1978’de TC, AET’ten beklentilerinin
karşılığını alamayınca Ecevit hükümeti zamanında
ilişkilerini askıya almış,
• 12 Eylül 1980 darbesiyle de kesintiye uğramıştır.
• TC’de iç ve dış politika birbirinden etkilenmekte asla
bağımsız olamamaktadır. Bu süreç tüm ülkelerde
aynı şekilde işlemektedir.
332
Download