PowerPoint Sunusu

advertisement
ÖZGE SEVEROĞLU 20090302015
BUKET ACER
20090302058
NUR SENA İNCİ
20090302019
KONU: TÜMÖR İMMÜNOLOJİSİ
Dr.Ercüment TARCAN
 Hücre
çeşitliliğine bağlı olarak gerek
davranış gerekse tedaviye cevap verme
yönünden önemli ölçüde değişiklik
gösteren yüzden fazla değişik kanser türü
vardır.
 Tümör;ur da denilir bir organı oluşturan
hücrelerin organizmanın kontrolü dışında
sayıca artması olarak tanımlanabilir.

KANSER, HÜCRENİN NORMAL DAVRANIŞLARINI
DÜZENLEYEN MEKANİZMALARIN BOZULMASI SONUCU
OLUŞUR.

Hücrede sinyal iletimi, hücre döngüsünün ve programlı
hücre ölümünün düzenlenmesi gibi işlemlerde anahtar
görev üslenen pek çok proteinin işlevi ilk kez hücrenin
bu kontrolsüz çoğalmasına yol açan anormal aktiviteleri
nedeniyle tanımlanabilmiştir.
Tümörler türedikleri hücreye
göre sınıflandırılır




Karsinomalar: İnsan kanserlerinin yaklaşık %90’ını
oluştururlar. Epitel hücrelerden türevlenirler
Sarkomlar: İnsanda az görülen tümör tipidir. Kas,
kemik, kıkırdak ve fibröz doku gibi bağ dokusundan
gelişen solid tümörlerdir.
Lösemi ve lenfomalar: İnsan kanserlerinin yaklaşık
%7’sini oluştururlar. Kan ya da immun sistem
hücrelerinden gelişirler.
Tümörler geliştikleri organa ( akciğer,meme
kanseri gibi) ve ilgili hücrenin türüne göre
isimlendirilir. Örnğ; fibrosarkomlar
fibroblastlardan, eritrolösemi ise eritrositlerin
öncü hücrelerinden kaynaklanırlar.
Tümörden dolaşıma geçen ve mutasyon
nedeniyle normal vücut proteinlerinden
farklı olduğu için antijenik yapıda olan
peptidler, mekanizmayı başlatırlar.
 İlk uyarılan makrofajlardır.
 Makrofajların interleukin aracılığıyla uyardığı
T hücreleri aktive olarak hem makrofajları
uyarır, hem de Tümör nekrozis faktör adı
verilen apoptozis indükleyicisi ortaya çıkana
kadar siklusu devam ettirir.

 Tümörün
yol açtığı immün supresyonun
engellenmesi
 Adoptif hücresel tedavi: Lenfokinle killer
hücrelerin aktive edilmesi, tümörden izole
edilen lenfositlerin interlökin-2 ile yapılan
kültürünün hastaya geri infüzyonu(deneysel)
 Sitokin tedavisi: IL2, TNF-alfa, G-CSF
 Antikor temelli tedavi: Monoklonal
antikorlar
İnsan tümörlerinde tümör spesifik
antijenlerin yokluğu.
 Tümör heterojenitesi ve antijen negatif
klonların çoğalması.
 Antijenik modulasyon.
 HLA antijeninin yokluğu.

Dr.Ercüment TARCAN
PSA (prostat spesifik antijen): yetişkin erkeklerde
kanda düşük konsantrasyonlarda bulunur. Prostat kanseri
dışında; benign prostat hipertrofisi ve prostatit gibi
benign olaylarda da yükselir. Prostat kanserli hastaların
tedaviden sonra takibinde ve asemptomatik erkeklerde
tarama amaçlı kullanılır.
 CA 19-9: Özellikle ilerlemiş pankreas kanserlerinde çok
yüksek düzeylerde bulunur. Mide, kolon ve safra yolu
kanserlerinde de yükselebilir. Yükselmesine yol açan
benign olaylar arasında; taşlı kolesistit, siroz ve
pankreatit sayılabilir.

CA 125: Özellikle over kanseri hücreleri olmak üzere
birçok hücreden salgılanır. Over kanserinin
kemoterapiye cevabını takip için faydalıdır. Uterus,
cervix, pankreas, karaciğer, kolon, meme ve sindirim
kanalı kanserleri ile bazı benign durumlarda da
(peritonit,plörezi, pankreatit) yüksek bulunabilir.
 CA 15-3: Özellikle ilerlemiş meme kanserli kadınlarda
tedaviye cevabın takibi için kullanılır. Over, akciğer ve
prostat kanserlerinde de yüksek bulunabilir. Bazı benign
meme ve over hastalıklarında, endometrioziste, pelvik
inflamatuar hastalıkta, hepatitte, gebelikte ve
laktasyonda da yükselebilir.

CA 27-29: CA 15-3 te olduğu gibi ileri evre meme
kanserlerinde tedavinin takibi için kullanılır.
Kolon, mide, böbrek, akciğer, over, pankreas,
uterus ve karaciğer kanserlerinde de bir miktar
yükselebilir. Yükselme; gebeliğin ilk
trimestr’ında, endometriozda, over kistlerinde,
benign meme hastalıklarında, ve bazı böbrek
hastalıklarında da tesbit edilebilir.
 MUC-1 : CA 27-29 ve CA 15-3 ölçümleri ile
değerlendirilen mücinoid antijendir.


Kanserli hücrenin
mutasyona uğrayan
sentez
mekanizmaları
tarafından üretilen
ve hücre
duvarından sekrete
edildiği için kanda
tesbit edilebilen
marker’lardır.
CEA (Carcino embriyonik antijen): Primer kullanım yeri
kolon kanserleridir. Sağlıklı insanlarda kanda düşük
miktarlarda bulunur. İnflamatuar barsak hastalıkları,
pankreatit, karaciğer hastalıkları ve sigara içenlerde de
yüksek bulunur.
 AFP (Alfa feto protein): Gelişmekte olan fetusta buluna
ve sağlıklı yetişkinlerde tesbit edilemeyecek kadar
düşük miktarlarda olan bir maddedir. Yükselmesi primer
karaciğer kanseri ya da over veya testisin germ hücreli
kanserini düşündürür.Benign karaciğer hastalıklarında
(siroz, hepatit, ataxi-telengiectazi sendromu, WiscotAldrich sendromu) ve hamilelikte yüksek bulunur.

Dr.Ercüment TARCAN
Eukaryotic hücrede genotipin saklandığı yer
olan kromozomun uç kısmına telomer adı
verilir.
 Telomer embriyoner yaşamda ve genç hücrede
uzundur. Hücre bölündükçe her seferinde
telomerin bir parçasını kaybeder ve en
sonunda genetik kodun belli bir kısmının kaybı
ile hücre ölür.
 Telomeraz kromozomun ucuna telomeri
ekleyen bir Rna dizgisidir.Bu dizgi, kodu
kromozomun ucuna tekrar tekrar ekleyerek
teorik olarak hücreyi ölümsüz hale getirir.


Bunun önemi; zayıflama
belirtisi göstermeyen
genetik kodu ile,
ölümsüz hücrelerin,
bütün tümör supresyon
mekanizmalarının
hakkından gelecek
kadar
kuvvetlenmeleridir.
o Gelen kan
miktarı,
tümör
büyümesini
modifiye
eden en
önemli
faktördür.
 Anjiojenik
faktörler.
Tümör hücreleri tarafından ya da.
_ Tümörü infiltre eden inflamatuar hücreler tarafından
oluşturulur.

 Fibroblast
büyüme faktörleri (FGF ler).
Endotel hücreleri için kemotaktik ve mitojeniktir.
 Proteolitik enzim yapımını indükler.

 Önem
taşıyan diğer
faktörler; epidermal
growth faktör (EGF),
tümör growth faktör alfa
(TGF-alpha), tümör
nekroz faktörü alfa
(TNFalpha), Fibroblast
growth faktörleri (FGFs)
ve vasküler endotelial
growth faktör (VEGF).








İnsanda bir çok tümör tek bir transforme hücreden
gelişir Transforme hücreler: Eksojen growth faktörlere
daha az bağımlıdır. Normal büyüme ve diferansiasyon
kontrollarından etkilenmezler. İn vitro olarak;
Kontakt inhibisyon yokluğu.
Büyüme için serum gereksiniminin azalması.
Belli bir yerleşme yerine bağımlı olmama.
Mature olamama.
Ölümsüzlük.
Transplante edilebilir olma.
Azalmış adezyon yeteneği gösterirler.

Klinik olarak tesbit
edilebilecek en küçük tümör
1 cm3 (1gm.) tür ki bu da 108
ila 109 hücreye karşılıktır.
Bunun anlamı hücre kaybı
hesaba katılmaksızın tek bir
hücreden itibaren 30
bölünme demektir. Bu andan
itibaren popülasyonun
tamamının on defa
bölünmesi, tümörü 1kg
(lethal) boyuta ulaştırır.
 Kayıptan
daha fazla tümör yapımı olan tümörlerde
büyüme hızlıdır.
 Hücre kaybının başlıca sebepleri; apoptozis,
iskemi ve host savunma mekanizmalarıdır.
Ölümsüzlüğün sırrını keşfetmiş olan hücrelerle
savaşan immün mekanizmamız ve ölümlü
hücrelerimiz var.
 Ölümsüzlerle savaşan bütün ölümlüler gibi
yenilgi mutlak.
 TEK ŞANSIMIZ ERKEN ve DOĞRU TANI.
 Erken ve doğru tanıda bize yol gösterebilecek
olan araçlardan biri deTümör marker’ları.

 Bazı
hastalarda belli kanser tiplerinde,
kanda, idrarda veya dokularda normalden
yüksek miktarda bulunan maddelerdir.
 Kanser ya da bazı benign olaylarda, tümör ya
da vücudun kendisi tarafından oluşturulurlar.
 Bazıları normalde fetal dokularda
bulunabilen maddelerdir ki bunlara onkofetal
antijenler denir.( CEA, AFP gibi)
Bazı tümörler hormon salgılamalarıyla
karakterizedir ve bu hormonlar bu tümörler
için tümör marker’ı olarak kullanılabilir.
Bunlara örnek olarak normal dokulardan
salgılanmayan koryonik gonadotropin ve
normalde de kanda bulunan ve bazı tiroid ve
paratiroid kanserlerinde kanda artan calcitonin
gösterilebilir.
 Bazı enzimler ve metabolitler de tümör
marker’ı olarak kullanılabilirler. (LDH, VMA,
5HIAA)

Çünkü
 Tümör marker’ı seviyesi benign koşullarda da
yükselir.
 Tümör marker’ı seviyesi özellikle erken
evrelerde olmak üzere her kanserli hastada
yükselmeyebilir.
 Pek çok tümör marker’ı tek bir kanser tipi
için spesifik değildir. Ayni marker değişik
tümörlerde yüksek bulunabilir.
 Tümör
marker’larının esas kullanım
endikasyonudur.
 Tedaviye başlamadan önce yüksek bulunan
değerlerin tedaviden sonra normale dönmesi
hastanın tedaviye cevap verdiğini gösterir.
 Takip esnasında seviyenin tekrar yükselmesi
ilkönce tümör nüksünü düşündürmelidir.
Bir kanser hücresine
saldıran sitotoksik
T lenfositlerinin
Elektron Mikroskobik
görüntüleri
Lenfositlerin ‘
tümör infiltre edici’ veya
‘tümör istila edici’
yani tümörün tüm iç
tabakalarına, hücreler
arası mesafelerine
kadar girme, istila etme
özellikleri vardır.
Tümör dokusunu istila etmiş sitotoksik T
lenfositlerin
ihk boyalı mikroskobik görüntüsü (açık mavi
boyalı
olanlar tümör adaları, koyu kırmızı boyalılar
ise tümörü
istila etmiş sitotoksik T hücreleridir)
Yukarıdaki resimde bir sitotoksik
T hücresini
(yukarıdaki küçük hücre),
anormal tümör
hücresine yapışıp öldürmeye
çalışırken görüyoruz.
Yukarıda sitotoksik T hücresi ve
aşağıda öldürülmüş tümör
hücresi
artıklarını izliyoruz.
Tümörle bu lenfositler sürekli
mücadele halindedir,
eğer galibiyet lenfositlerin
olursa bizim haberimiz bile
olmadan birçok kanser tipini
yeneriz ama eğer tümör
hücreleri baskın çıkarlarsa
hızla üremeye devam ederler
ve tümör kitlesi olarak
karşımıza çıkarlar.
Bir sitotoksik T lenfositin(yukarıdaki
hücre)
tümör hücresini (alttaki) tanıyıp ona
yapışmasının
elektron mikroskobik
görüntüsü(Dr. Denis M.
Callewaert, Ph.D., Wayne State Univers
ity)
Tümör hücresine tutunmuş, onu tahrip
eden bir sitotoksik T lenfosit
Tümör hücresine tutunan T lenfositler (John Ding-E Young)
Bu sensitize, duyarlanmış sitotoksik T hücrelerinin deneysel
olarak oluşturulmuş tümöre karşı etkileri kanıtlanmıştır. İnsanda,
özellikle virüs-ilişkili-tümörlere ( ortaya çıkmalarına birtakım virüslerin
sebep olduğu tümörler) karşı etkilidirler. Bu tümörler arasında Hepatit B
ve C’ye bağlı karaciğer kanserleri, HPV’ye( genitalsiğil)
bağlı genital bölge kanserleri, EBV’ye (bir virüs cinsi)
bağlı lenfoma türleri mevcuttur
Büyük bir tümör hücresini tahrip
eden bir T-hücresinin
elektron mikroskobi görüntüsü
Sonuç olarak, anti-tümör etkide anahtar nokta, tüm bu
yapılan otolog transfer veya
genetikçalışmalar, immünoterapi ve benzerleri,zaten
vücudumuzda var olan bir sistemi aktive etmek
temeline dayanır, bu da birtakım doğal yöntemlerle
mümkündür. Bazı bitki, bitki özleri ve besin
takviyeleri, sitotoksik T hücrelerini hem sayıca
artırarak hem de onları aktive ederek tümör tedavisine
yardımcı olurlar.
KAYNAKLAR
•http://www.saglik.im/tumor-ur-immunolojisi/
•http://www.baybul.com/ansiklopedik-bilgiler/2112450bagisiklik-sistemi-tumor-immunolojisi.html
•http://www.scribd.com/doc/49972129/tumorimmunolojisi
•hastaneciyiz.files.wordpress.com/2011/11/kanserbiyolojisi.ppt
Download