BME 251 KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ • Kan basıncının ölçülmesiyle, kalbin fonksiyonel (işlevsel) durumu ve dolaşım sistemi hakkında önemli bilgiler elde edilir. Özellikle bu bilgiler kalp hastalıklarının belirlenmesinde yararlı olmaktadır. • Kan basıncı ölçümlerinde; – a. Sistolik (kalbin kasılması) basınç ve – b. Diyastolik (kalbin gevşemesi) basıncın • değersel olarak belirlenmesi önemlidir. – Kan basıncının sistolik ve diyastolik değerleri, yaşa, cinsiyete ve diğer bazı faktörlere bağlı olarak değişimler göstermesine rağmen normal yetişkin insanlar için, – Sistolik basınç: 95-130 mmHg (ortalama 120 mmHg) – Diyastolik basınç: 60-90 mmHg (ortalama 70 mmHg) KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ • Kan basıncı bu değerlerin oldukça üzerinde olan kimselere yüksek tansiyonlu ("hypertansive"), oldukça altında olan kimselere de düşük tansiyonlu ("hypotansive") denir. • Her iki durum da, bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi, yapısal nedenlerle normal olarak da kabul edilebilir. • Kan basıncının ortalama değeri de, hücrelere verilen besin maddesi miktarını belirlediği için önemli bir büyüklüktür. • Kan basıncının zamanın fonksiyonu olarak değişimi de, bazı hastalıkların belirlenmesinde yararlı olmaktadır. • Kan basıncının belirlenmesinde, – a. Direkt (doğrudan ölçüm - "invasive") yöntemler, – b. İndirekt (dolaylı - "noninvasive") yöntemler DİREKT YÖNTEMLER • Bir kateter yardımıyla arter veya ven içerisinden basıncın ölçüleceği noktaya ulaşılır ve ölçüm yapılır. Direkt yöntemde basınç ölçümü iki şekilde yapılabilir. • 1. Basınç dönüştürücüsü kateterin ucuna yerleştirilmiştir. Böylece basınç ölçülen noktada dönüşüm işlemi yapılır. Bu amaçla, çeşitli tipte minyatür dönüştürücüler kullanılabilir. DİREKT YÖNTEMLER • 2. Ölçüm yapılan yerdeki basınç, kateterin içerisine konmuş şaline (damar yolu ile verilmek üzere hazırlanmış tuzlu eriyik) yardımıyla vücudun dışına taşınır ve dönüşüm işlemi vücudun dışında bir basınç dönüştürücüsü yardımıyla yapılır. • Kullanımındaki kolaylık, ucuzluk ve uzun süre kullanılabilmesinin mümkün olması bakımından, bir önceki yönteme göre bu yöntem daha üstündür. • Rezonans problemi ve hasta için hayati tehlike oluşturabilecek hava kabarcığı oluşum riski ise bu yöntemin sakıncalarıdır Direk (Invasive) Yöntem İNDİREKT YÖNTEMLER • İndirekt yöntemlerde, kan basıncının ölçülmesinde tıkayıcı (kapayıcı -"occlusive") düzenler kullandır. Çok yaygın olarak kullanılan tıkayıcı düzen, kaf (kolluk - "cuff") adı verilen, içi hava ile doldurulabilen, lastik bir torbadır. • Hastanın yaşına göre çeşitli boyutlarda yapılır. • Bu gruba giren beş yöntem vardır. Bu yöntemler, ölçebildiği arter basınç büyüklükleriyle Tabloda verilmiştir. İNDİREKT YÖNTEMLER Metodun Adı Dokunma Sistolik Ortalama Diyastolik Evet Hayır Hayır Osilometrik Evet Evet Evet Dinleme Evet Hayır Evet Ultrasonik Evet Hayır Evet Flush Evet Hayır Hayır İNDİREKT YÖNTEMLER • Dokunma ("Palpatory") Yöntemi: Şekilde bu yöntem gösterilmiştir. Kafın basıncı sistolik basıncın üzerine çıkarılır. • Basıncın zamana bağlı olarak azalması sağlanır. Kafın aşağısında (bilek), parmakla arterden darbelerin hissedildiği basınç sistolik basınç olarak belirlenir. İNDİREKT YÖNTEMLER • Osilometrik Yöntem: Osilometrik yöntem Şekil de gösterilmiştir. • Sistolik basınç değerinin üzerine çıkarılan kaf basıncı azaltılırken, kaf basıncında osilasyonun başladığı değer sistolik basınç, osilasyonun maksimum olduğu değer ortalama basınç ve osilasyonun bittiği değer ise diyastolik basıncı verir. İNDİREKT YÖNTEMLER • Dinleme (Oskültasyon "Auscultatory") Yöntemi: Oskültasyon, bir organda meydana gelen sesi dinleme demektir. • Kaf yardımıyla, üzerinde basınç ölçümü yapılacakarter tıkanır. Basınç yavaşça azaltılırken, arter içerisinde kesikli akan kanın oluşturduğu ses dinlenir. • Sesin başladığı ve bittiği basınç değerleri sistolik ve diyastolik basınç değerleridir. İNDİREKT YÖNTEMLER • Dinleme işlemi, kaftan sonra arter üzerinde bir steteskop yardımıyla gerçekleştirilir. • Bu sesler, Rus doktoru Korotkoff'un adına izafeten Korotkoff sesleri olarak isimlendirilmiştir. Algılanan ses genliğinin kaf basmayla değişimi, sekilde gösterilmiştir. İNDİREKT YÖNTEMLER • Flush Yöntemi: Üzerinde basınç ölçümü yapılacak, organ (kol, bacak) ucundan başlayarak band ile sıkıca sarılır ve böylece o bölge kansız bırakılır. • Organın ast kısmına kaf bağlanır ve basınç sistolik basıncın üzerine çıkarılır. • Band açılır ve kafin basıncı yavaşça azaltılır. Sistolik basınca ulaşılınca, kansız bölgeye kesikli olarak kan gelmeye başlar. • Bu durum kansız organın renk değiştirmesi ve hastanın o bölgede bir sıcaklık duymasıyla belirlenir. İNDİREKT YÖNTEMLER • Ultrasonik Yöntem: Ultrasonik yöntemle kan basıncı, hem manuel hem de otomatik olarak ölçülebilir. Şekilde böyle bir sistem gösterilmiştir. • Piezoelektrik kristaller hasta kolu ile kaf arasina yerleştirilmiştir. Damar duvarlarının, kaf basıncının sistolik ve diyastolik basınca eşit olduğu anlarda,hareketli olması sonucu yansıyan ultrasonik dalganın frekansında, Doppler olayı nedeniyle kayma olur. • Bu değişim, kan akışının başlaması anında 200-500 Hz, akışın kesilmesi anında ise 25-100 Hz kadardır. • Bu frekans kaymasının detekte edildiği andaki basınç sistolik basınç ve frekans kaymasının bittiği andaki basınç, ise diyastolik basınçtır. • Kaf basıncının değişimiyle ilgili ayrıntılar diğer yöntemlerin aynısıdır İNDİREKT YÖNTEMLER Doppler Olayı • Doppler etkisi (veya Doppler olayı), adını ünlü bilim insanı ve matematikçi Christian Andreas Doppler'den almakta olup, kısaca dalga özelliği gösteren herhangi bir fiziksel varlığın frekans ve dalga boyu'nun hareketli (yakınlaşan veya uzaklaşan) bir gözlemci tarafından farklı zaman ve/veya konumlarda farklı algılanması olayıdır. İNDİREKT YÖNTEMLER • Otomatik Ölçüm Yöntemi: Şekilde otomatik ultrasonik kan basınç ölçüm düzeni gösterilmiştir. • Sistemin çalışması elektronik kontrol sisteminden, kaf basıncını sağlayan pompayı çalıştıran bir işaretin gelmesiyle başlar. Bu basınç önceden belirlenen seviyeye çıkar, ikinci kontrol işareti V1, basınç azaltma vanasını açar. • Kaf basıncı sistolik basınca eşit olduğunda Doppler kayması oluşur. • Bu işaret kontrol sistemi tarafından algılanınca, V2 sistolik vanasını kapatan bir işaret vanaya ulaşır. Kaf basincı diyastolik basınca ulaştığında ise kontrol sistemi, V3 vanasını kapatır. • Son üretilen kontrol işareti V4 valfının açılmasını sağlar ve kaf basıncı atmosfer basıncına düşer. • Bu işlemler istenirse periyodik olarak tekrarlanabilir. Sistolik ve diyastolik manometreler üzerinde basınçlar okunur. İNDİREKT YÖNTEMLER İNDİREKT YÖNTEMLER • Ortalama Kan Basıncını Ölçen Otomatik Bir Sistem: • Ameliyat sırasında anestezistler, hastanın dolaşım sisteminde bir anormallik olup olmadığım anlamak için sürekli olarak ortalama kan basıncını gözlemek zorundadır. • Bu basıncın normalden düşük olması, anestezi seviyesinin yüksek olmasını veya bir kanamayı göstermektedir. • Bu amaçla geliştirilen bir mikroişlemcili düzenin çalışması, osilometrik yönteme dayanmaktadır. Soldaki sekilde görüldüğü gibi, kaf basıncında maksimum osilasyon, kaf basıncının ortalama kan basıcına eşit olması durumunda oluşur. • Sağdaki sekilde gösterilen sistemde, kaf basıncının taban değeri ve osilasyonların genliği mikroişlemciyle örneklenir. • Mikroişlemci aynı zamanda kaf basıncını kontrol eder, istenilen lojik kararlari verir ve sonuçların görüntülenmesini sağlar. Ortalama Kan Basıncını Ölçen Otomatik Bir Sistem BASINÇ KUVVETLENDİRİCİLERİ • DC Basınç Kuvvetlendiricisi: Şekilde, bir DC basınç kuvvetlendiricisi gösterilmiştir. 1 nolu işlemsel kuvvetlendiricinin girişi "Wheatstone" köprüsü şeklindeki dönüştürücünün bağlanmasını sağlamak amacıyla diferansiyeldir. • Dinamik anahtarı, çıkışın maksimum değerinin 30mmHg, 120mmHg veya 300mmHg'ye ayar edilmesini (ölçme dinamiği), • Kazanç potansiyometresi ise kuvvetlendiricinin kalibre edilmesini sağlar. Wheatstone Bridge DC Basınç Kuvvetlendiricisi BASINÇ KUVVETLENDİRİCİLERİ • AC Basınç Kuvvetlendiricisi: Şekilde, bu devrenin blok diyagramı verilmiştir. Taşıyıcı dönüştürücüye bir transformatör yardımıyla uygulanmıştır. • A, kuvvetlendiricisi AC tipi bir kuvvetlendiricidir. Büyük oranda geri besleme uygulanarak oldukça kararlı çalışma sağlanmıştır. S, üzerinden uygulanan taşıyıcı işareti kalibrasyon amacıyla kullanılmaktadır. • Balans kontrolü, fazı 180° kaydırılan taşıyıcının bir potansiyometre üzerinden kuvvetlendirici A,'in girişine uygulanmasıyla sağlanır. • Bu işaret yardımıyla devrede olabilecek bir kayma yok edilebilmektedir. Aynı taşıyıcı işareti senkron demodülatör girişine uygulanmıştır. • Bu ünitenin çıkışı bir alçak geçiren filtreden geçirilip basınç işaretleri elde edilmektedir. AC Basınç Kuvvetlendiricisi Ortalama Arter Basıncının Ölçülmesi • Ortalama Arter Basıncının ölçülmesi: Şekilde arter basıncının zamanla değişimi, sistolik, diyastolik basınçlar, ortalama basıncı yaklaşık ve tam veren bağıntılar gösterilmiştir. • İntegral alma işlemi bir integral alma devresiyle yapılabilir. • Aşağıdaki resimde ise sistolikdiyastolik basınçlarla birlikte ortalama basıncın daölçülmesini sağlayan bir düzen gösterilmiştir Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu • Kalp ile ilgili bazı hastalıklara kesin tanı konabilmesi için kalbin odacıklarına ulaşıp, bazı ölçümlerin yapılması gereklidir. • Bu işlem, kardiyak katerizasyonu olarak isimlendirilir ve çevresel damarlardan birinin içine kalbe ulaşacak şekilde yerleştirilen bir kateter yardımıyla yapılır. • Kateter, ince, sağlam, bükülebilen 1 m. kadar uzunlukta içi boş bir borudur. • X ışını yardımıyla damar içindeki hareketin izlenebilmesi, kateterin radyoopak bir maddeden yapılmış olması ile veya kateter içerisine konan bir klavuz metal telle sağlanır. • Katerizasyon esnasında kateterin görüntülenmesinde, fluoroskopi görüntüleme tekniği kullanılır. Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu • Kateter, elektriksel bakımdan iyi bir yalıtkan olması nedeniyle üzerinden akımın geçip kalbe ulaşması mümkün olmamakla beraber, içerisindeki tuzlu sıvı nedeniyle geçebilecek akımın değeri 10uA'den az olması gereklidir. • Bu nedenle, katerizasyon sırasında, hasta ile temasta olan bütün cihazların sadece elektriksel bakımdan topraklanmaları yeterli değildir. • Kaçak akımları da (cihaz açık veyakapalı) ventriküler fibrillasyon oluşturmayacak değerde olmalıdır. Katerizasyon yardımıyla: Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu • a. Fizyolojik parametreler ölçülebilir • b. Kan örnekleri alınabilir • c. Kalp odacıklarının ve koroner damarların angiografisinin elde edilmesi amacıyla istenilen bölgeye kontrast maddenin ulaştırılması sağlanır. • Şekilde angioskop adı verilen ve kateterin izlenmesini sağlayan X-ışınlı bir görüntüleme sistemi gösterilmiştir Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu • -Katerizasyon teknikleri: Katerizasyon koldaki "brachial" veya bacaktaki "femoral“ ven üzerinden yapıldığı gibi bir arter üzerinden kan akışı yönüne ters yönde de yapılabilir. • -Koroner angiografi: Koroner kan damarlarının görüntülenmesi, özel şekil verilmiş kateterler yardımıyla yapılır. Femoral arter yardımıyla kalbe ulaştırılan kateter özel şekli nedeniyle sol veya sağ koroner arter açıklığına girer. Radyoopak bir madde, katetere hızla zerk edilir ve o bölgenin sürekli olarak X-ışını resimleri alınır. Böylece koronar damarlarda kan akışı görüntülenmiş olur. • Kalp kateterizasyonunda risk: Deneyimli bir ekibin, güvenilir teçhizatla yapacağıkateter işlemi oldukça güvenlidir. Ciddi bir tehlike ventriküler fibrillasyon durumunda ortaya çıkar. Bu nedenle katerizasyon esnasında, EKG'nin sürekli izlenmesi gerekir. Defıbrillatör ve ventilatör cihazları kullanıma hazır olmalıdır. FONOKARDİYOGRAFİ VE OSKÜLTASYON • Kalbin mekanik işlevi ve kanın kardiyovasküler sistemde hareketi esnasında, kalp sesleri meydana gelir. • Kalp kapakçıklarının kapanmasıyle ilgili basit kalp seslerinin frekansı 20-200 Hz. arasındadır. Kalp seslerinin yanında, gürültü şeklindeki kalp seslerinin frekansı 1500 Hz.'e kadar çıkar. • Bu gürültülerin bazı bileşenleri de 4-5 Hz'e kadar iner. Fonokardiyogram (PKG ile kaydedilen işaret), kalbin mekanik fonksiyonlarını göstermesi açısından kardiyolojide önemli bir kullanım alanına sahiptir. Kalp sesleri Tabloda topluca gösterilmiştir. KALP SESLERİ • • • • • • • • • • Yüksek Frekanslı Kalp Sesleri (Fonokardiyografi, PKG) A- Basit Kalp Sesleri I- Normal sesler 1) Birinci Kalp Sesi (30-100Hz) 2) İkinci Kalp Sesi (100-200Hz) II- Anormal Sesler 1) Fırlatma Sesi 2) Mitral Kapağın Açılma Sesi 3) Karıncığın Dolma Sesi • • • • • • • • B- Gürültü Sesleri I- Sistolik Gürültüler 1) Fırlatma Sesleri 2) Kanın Yön Değiştirme Sesleri II- Diyastolik Sesler 1) Diyastolik öncesi Sesler 2) Diyastolik Ortası Sesler 3) Sistolik öncesi Sesler • C- Devamlı Sesler Alçak Frekanslı Kalp Sesleri (Darbe kardiyografisi, 0-40 Hz) 1) Karotid Basıncı 2) Toplardamar Basıncı 3) Apeks Basıncı KALP SESLERİ • Normal bir kalp steteskop ile dinlendiğinde, "Lup, dup, Lup,dup" şeklinde duyulan sesler işitilir. "Lup" sesi sistolün başında atrioventriküler kapakların, "dup" sesi ise sistol sonunda semiluner kapakların kapanmasını ifade eder: • "lup" sesi birinci, "dup" sesi ise ikinci kalp sesi olarak isimlendirilir. Lup sesiyle kalp normal çevrimine sistol ile başlamıştır. • Şekilde kalp sesleri gösterilmiştir. Normal durumda kapaklar açıldığı zaman bir ses meydana gelmez. KALP SESLERİ • Bir kalp çevrimi esnasında dört kalp sesi meydana gelir. • a) Birinci kalp sesi: Kulakçıkların depolarizasyonu sonunda, karıncıkların depolarizasyonu başında meydana gelir. Karıncıkların büzülmesiyle kanın karıncıklardaki ilk hareketi ve kulakçık-karıncık kapakçıklarının kapanmasıyla, kulakçıklardaki kanın hareketinin aniden kesilmesi, birinci kalp sesini meydana getirir. Frekans bandı 30-100 Hz, süresi ise 50-100 ms'dir. • b) İkinci kalp sesi: Aort ve akciğer atardamarı kapakçıklarının kapanması esnasında meydana gelir. Frekans bandı 100-200 Hz, süresi 25-50 ms'dir. • c) Üçüncü kalp sesi: Karıncıkların kanla dolması sonunda meydana gelir. Diyastolik sestir. • d) Dördüncü kalp sesi: Kulakçıkların depolarizasyonu sonunda meydana gelir. Diyastolik sestir. KALP SESLERİ • e) Gürültü şeklindeki kalp sesleri: Kanın kardiyovasküler sistemdeki hareketi esnasında meydana gelen, bazı bileşenleri duyulabilen seslerdir. • Kardiyovasküler sistemde, kanın türbülanslı akışından meydana gelir. • Türbülanslı akışın nedenleri ise; kanın hızının değişmesi, kardiyovasküler sistemdeki damarların çap değiştirmeleri, ani yön değiştirmeleri ve damarların spesifik dirençlerinin değişmesidir. KALP SESLERİ • Kalbin mekanik aktivitesi sonucu oluşan mekanik titreşimler, kalbin çalışmasıyla ilgili önemli bilgileri kapsarlar. • Bu titreşimler, bir kateter yardımıyla kalbin içerisinden veya yemek borusuna yerleştirilen bir araç yardımıyla vücut içerisinden, aslına mümkün mertebe sadık kalınacak şekilde kayıt edilebilir. • Uygulamada ise genellikle, bu mekanik titreşimlerin steteskop. PKG mikrofonu veya göğüs üzerine yerleştirilen ve mekanik darbelere duyarlı bir dönüştürücü yardımıyla incelenmesi yeterli olmaktadır. • İnsan kulağının algılayabildiği bölgedeki mekanik titreşimler, kalp sesleri veya üfürüm olarak isimlendirilmektedir. Kulakça algılanamayanlar ise, kalbin apeks ("apex", alt uç) bölgesinden algılanır. FONOKARDİYOGRAFİ VE OSKÜLTASYON • Kalp seslerinin önemi 1628'de W.Harvey tarafından, ilk defa ortaya atılmıştır. Bu tarihten iki asır sonra steteskobu bulan RLaennec (1816), oskültasyon yönteminin klinikte uygulanmasını sağladı. • Oskültasyon: Dinleme; bir organ - kalp, akciğer v.s.- de meydana gelen sesi dinleme; organdan gelen sesleri dinlemeyi hedef alan muayene metodu. • Kalp seslerinin kaydı ise ilk defa 1893'de K.Huerthle tarafından, çok basit olarak gerçekleştirildi. • Elektronikte meydana gelen gelişmelere paralel olarak, PKG'lerde gerek duyulan uygun mikrofon, kuvvetlendirici, filtre ve kaydediciler gelişti ve sonuç olarak kalbinincelenmesinde PKG düzenlerinin kullanılmaları mümkün oldu. FONOKARDİYOGRAFİ • Fonokardiyograf: Şekilde, bir mikrofon, ön kuvvetlendirici, filtreler ve kaydediciden oluşan bir PKG düzeni görülmektedir. • Mikrofon göğüste uygun yere yerleştirilir. Yazıcı (rekorder), genlikzaman eğrilerini çizer. • Diğer bir kayıt şekli ise kalp seslerinin frekans spektrumlannın elde edilmesidir. FONOKARDİYOGRAFİ • PKG düzenlerinde kullanılan filtreler, en önemli ünitelerden biri olup, çeşitli tipleri PKGlerde kullanılmaktadır. • Almanya'da, Mass ve Weber tarafindan geliştirilen, İskandinavya ülkelerinde ise, Mannheimer'in çalışmalarına dayanarak geliştirilmiş olan Oktav filtre sistemi kullanılmaktadır. • Mannheimer'in filtresi, diğerine göre alçak frekanslar bölgesinde tekillik gösterir. • Fransa, ingiltere, Japonya ve Amerika'da imal edilen PKG'lerdeki filtrelerde de önemli farklılıklar görülmektedir. Bu alandastandartlaşma henüz yoktur. Bazı filtre sistemleri, frekans cevabı düşümününhızlandığı frekansa göre karakterize edilirler. • Diğer bazı sistemler ise zayıflamanın minimuma ulaştığı frekansla karakterize edilirler. Karışıklıkları önlemek amacıyla yayınlarda sadece filtrenin numarası değil kullanılan sistem debelirtilmektedir. Mass-Weber filtresinin karakteristik değerleri • • • • • • Filtrenin ismi t (düşük) m1 (orta 1) m2 (orta 2) h (yüksek) g (işitsel) Frekans (Hz) 35 70 140 250 140 Eğim (dB/oktav) >= 9 >=21.5 >= 26 >=26 15.5 Mass-Weber / Mannheimer oktav Filtreleri • Yandaki şekillerde her iki tip filtre (Mass-Weber / Mannheimer oktav) karşılaştırma amacıyla birlikte gösterilmiştir. • Filtrelerin seçicilik özellikleri açık bir şekilde görülmektedir. • Her ikisistemde h ve 400;m2 ve 200 filtreleri arasındaki büyük benzerlik açık bir şekilde görülmektedir. FONOKARDİYOGRAM • Soldaki şekilde normal, sağdaki şekilde ise anormal bir fonokardiyogram görülmektedir. I. ve II. kalp sesleri 25, 100 ve 400 Hz bandlarında açık bir şekilde görülmektedir. • Kalp seslerinin oluşum zamanlarını belirlemek amacıyla şeklin üstünde EKG de gösterilmiştir. • Fonokardiyografik inceleme sonucu bulgular, genellikle şeklin altında gösterilen şekilde, şematik olarak gösterilir. • Bulgular, genellikle şeklin altında gösterilen şekilde, şematik olarak gösterilir. FONOKARDİYOGRAM FONOKARDİYOGRAM • Aşağdaki şekilde ise normal ve kalp kapakçıklarında çeşitli anormallik durumlarında fonokardiyogramlar gösterilmiştir. (Mitral kapak yetmezliği kalpte sol kulakçıkla sol karıncığı ayıran mitral kapağın tam kapanamadığı bir kapak hastalığıdır) Darbe Kardiyografisi • Karotid Basıncının Kaydı (Darbe Kardiyografisi): Kalp seslerinin kaydını frekansa göre ikiye ayırmak mümkündür. • Bunlardan birincisi basit kalp seslerinin kaydıdır, ikincisi ise yine kardiyovasküler sistemde meydana gelen alçak frekanslı darbelerin kaydedilmesidir. • Alçak frekanslı darbelerin kaydına kardiyolojide, Darbe Kardiyografisi adı verilir. Darbe kardiyografisi, sol karıncığın performansının ölçülmesi yönünden çok önemlidir. • Darbe kardiyografisinin frekans bandı işitilemeyen alçak frekans bölgesini de kapsar (0,05-25 Hz). Dolaylı veya doğrudan kaydedilebilir.