BME 251

advertisement
BME 251
KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ
KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ
• Kan basıncının ölçülmesiyle, kalbin fonksiyonel (işlevsel)
durumu ve dolaşım sistemi hakkında önemli bilgiler elde
edilir. Özellikle bu bilgiler kalp hastalıklarının
belirlenmesinde yararlı olmaktadır.
•
Kan basıncı ölçümlerinde;
– a. Sistolik (kalbin kasılması) basınç ve
– b. Diyastolik (kalbin gevşemesi) basıncın
• değersel olarak belirlenmesi önemlidir.
– Kan basıncının sistolik ve diyastolik değerleri, yaşa, cinsiyete ve
diğer bazı faktörlere bağlı olarak değişimler göstermesine
rağmen normal yetişkin insanlar için,
– Sistolik basınç: 95-130 mmHg (ortalama 120 mmHg)
– Diyastolik basınç: 60-90 mmHg (ortalama 70 mmHg)
KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ
KAN BASINCININ ÖLÇÜLMESİ
• Kan basıncı bu değerlerin oldukça üzerinde olan kimselere yüksek
tansiyonlu ("hypertansive"), oldukça altında olan kimselere de düşük
tansiyonlu ("hypotansive") denir.
• Her iki durum da, bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi, yapısal
nedenlerle normal olarak da kabul edilebilir.
• Kan basıncının ortalama değeri de, hücrelere verilen besin maddesi
miktarını belirlediği için önemli bir büyüklüktür.
• Kan basıncının zamanın fonksiyonu olarak değişimi de, bazı
hastalıkların belirlenmesinde yararlı olmaktadır.
• Kan basıncının belirlenmesinde,
– a. Direkt (doğrudan ölçüm - "invasive") yöntemler,
– b. İndirekt (dolaylı - "noninvasive") yöntemler
DİREKT YÖNTEMLER
• Bir kateter yardımıyla arter
veya ven içerisinden basıncın
ölçüleceği noktaya ulaşılır ve
ölçüm yapılır. Direkt yöntemde
basınç ölçümü iki şekilde
yapılabilir.
• 1. Basınç dönüştürücüsü
kateterin ucuna yerleştirilmiştir.
Böylece basınç ölçülen
noktada dönüşüm işlemi
yapılır. Bu amaçla, çeşitli tipte
minyatür dönüştürücüler
kullanılabilir.
DİREKT YÖNTEMLER
• 2. Ölçüm yapılan yerdeki basınç, kateterin içerisine
konmuş şaline (damar yolu ile verilmek üzere
hazırlanmış tuzlu eriyik) yardımıyla vücudun dışına
taşınır ve dönüşüm işlemi vücudun dışında bir basınç
dönüştürücüsü yardımıyla yapılır.
• Kullanımındaki kolaylık, ucuzluk ve uzun süre
kullanılabilmesinin mümkün olması bakımından, bir
önceki yönteme göre bu yöntem daha üstündür.
• Rezonans problemi ve hasta için hayati tehlike
oluşturabilecek hava kabarcığı oluşum riski ise bu
yöntemin sakıncalarıdır
Direk (Invasive) Yöntem
İNDİREKT YÖNTEMLER
• İndirekt yöntemlerde, kan basıncının
ölçülmesinde tıkayıcı (kapayıcı -"occlusive")
düzenler kullandır. Çok yaygın olarak kullanılan
tıkayıcı düzen, kaf (kolluk - "cuff") adı verilen, içi
hava ile doldurulabilen, lastik bir torbadır.
• Hastanın yaşına göre çeşitli boyutlarda yapılır.
• Bu gruba giren beş yöntem vardır. Bu yöntemler,
ölçebildiği arter basınç büyüklükleriyle Tabloda
verilmiştir.
İNDİREKT YÖNTEMLER
Metodun
Adı
Dokunma
Sistolik
Ortalama
Diyastolik
Evet
Hayır
Hayır
Osilometrik
Evet
Evet
Evet
Dinleme
Evet
Hayır
Evet
Ultrasonik
Evet
Hayır
Evet
Flush
Evet
Hayır
Hayır
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Dokunma ("Palpatory")
Yöntemi: Şekilde bu
yöntem gösterilmiştir.
Kafın basıncı sistolik
basıncın üzerine çıkarılır.
• Basıncın zamana bağlı
olarak azalması sağlanır.
Kafın aşağısında (bilek),
parmakla arterden
darbelerin hissedildiği
basınç sistolik basınç
olarak belirlenir.
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Osilometrik Yöntem:
Osilometrik yöntem Şekil
de gösterilmiştir.
• Sistolik basınç değerinin
üzerine çıkarılan kaf
basıncı azaltılırken, kaf
basıncında osilasyonun
başladığı değer sistolik
basınç, osilasyonun
maksimum olduğu değer
ortalama basınç ve
osilasyonun bittiği değer
ise diyastolik basıncı verir.
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Dinleme (Oskültasyon "Auscultatory") Yöntemi:
Oskültasyon, bir organda
meydana gelen sesi dinleme
demektir.
• Kaf yardımıyla, üzerinde
basınç ölçümü yapılacakarter
tıkanır. Basınç yavaşça
azaltılırken, arter içerisinde
kesikli akan kanın oluşturduğu
ses dinlenir.
• Sesin başladığı ve bittiği
basınç değerleri sistolik ve
diyastolik basınç değerleridir.
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Dinleme işlemi, kaftan
sonra arter üzerinde bir
steteskop yardımıyla
gerçekleştirilir.
• Bu sesler, Rus doktoru
Korotkoff'un adına
izafeten Korotkoff sesleri
olarak isimlendirilmiştir.
Algılanan ses genliğinin
kaf basmayla değişimi,
sekilde gösterilmiştir.
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Flush Yöntemi: Üzerinde basınç ölçümü yapılacak,
organ (kol, bacak) ucundan başlayarak band ile sıkıca
sarılır ve böylece o bölge kansız bırakılır.
• Organın ast kısmına kaf bağlanır ve basınç sistolik
basıncın üzerine çıkarılır.
• Band açılır ve kafin basıncı yavaşça azaltılır. Sistolik
basınca ulaşılınca, kansız bölgeye kesikli olarak kan
gelmeye başlar.
• Bu durum kansız organın renk değiştirmesi ve hastanın
o bölgede bir sıcaklık duymasıyla belirlenir.
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Ultrasonik Yöntem: Ultrasonik yöntemle kan basıncı, hem manuel
hem de otomatik olarak ölçülebilir. Şekilde böyle bir sistem
gösterilmiştir.
• Piezoelektrik kristaller hasta kolu ile kaf arasina yerleştirilmiştir.
Damar duvarlarının, kaf basıncının sistolik ve diyastolik basınca eşit
olduğu anlarda,hareketli olması sonucu yansıyan ultrasonik
dalganın frekansında, Doppler olayı nedeniyle kayma olur.
• Bu değişim, kan akışının başlaması anında 200-500 Hz, akışın
kesilmesi anında ise 25-100 Hz kadardır.
• Bu frekans kaymasının detekte edildiği andaki basınç sistolik basınç
ve frekans kaymasının bittiği andaki basınç, ise diyastolik basınçtır.
• Kaf basıncının değişimiyle ilgili ayrıntılar diğer yöntemlerin aynısıdır
İNDİREKT YÖNTEMLER
Doppler Olayı
• Doppler etkisi (veya
Doppler olayı), adını ünlü
bilim insanı ve
matematikçi Christian
Andreas Doppler'den
almakta olup, kısaca
dalga özelliği gösteren
herhangi bir fiziksel
varlığın frekans ve dalga
boyu'nun hareketli
(yakınlaşan veya
uzaklaşan) bir gözlemci
tarafından farklı zaman
ve/veya konumlarda farklı
algılanması olayıdır.
İNDİREKT YÖNTEMLER
• Otomatik Ölçüm Yöntemi: Şekilde otomatik ultrasonik kan basınç
ölçüm düzeni gösterilmiştir.
• Sistemin çalışması elektronik kontrol sisteminden, kaf basıncını
sağlayan pompayı çalıştıran bir işaretin gelmesiyle başlar. Bu basınç
önceden belirlenen seviyeye çıkar, ikinci kontrol işareti V1, basınç
azaltma vanasını açar.
• Kaf basıncı sistolik basınca eşit olduğunda Doppler kayması oluşur.
• Bu işaret kontrol sistemi tarafından algılanınca, V2 sistolik vanasını
kapatan bir işaret vanaya ulaşır. Kaf basincı diyastolik basınca
ulaştığında ise kontrol sistemi, V3 vanasını kapatır.
• Son üretilen kontrol işareti V4 valfının açılmasını sağlar ve kaf
basıncı atmosfer basıncına düşer.
• Bu işlemler istenirse periyodik olarak tekrarlanabilir. Sistolik ve
diyastolik manometreler üzerinde basınçlar okunur.
İNDİREKT YÖNTEMLER
İNDİREKT YÖNTEMLER
•
Ortalama Kan Basıncını Ölçen Otomatik Bir Sistem:
•
Ameliyat sırasında anestezistler, hastanın dolaşım sisteminde bir anormallik
olup olmadığım anlamak için sürekli olarak ortalama kan basıncını
gözlemek zorundadır.
•
Bu basıncın normalden düşük olması, anestezi seviyesinin yüksek olmasını
veya bir kanamayı göstermektedir.
•
Bu amaçla geliştirilen bir mikroişlemcili düzenin çalışması, osilometrik
yönteme dayanmaktadır. Soldaki sekilde görüldüğü gibi, kaf basıncında
maksimum osilasyon, kaf basıncının ortalama kan basıcına eşit olması
durumunda oluşur.
•
Sağdaki sekilde gösterilen sistemde, kaf basıncının taban değeri ve
osilasyonların genliği mikroişlemciyle örneklenir.
•
Mikroişlemci aynı zamanda kaf basıncını kontrol eder, istenilen lojik kararlari
verir ve sonuçların görüntülenmesini sağlar.
Ortalama Kan Basıncını Ölçen
Otomatik Bir Sistem
BASINÇ KUVVETLENDİRİCİLERİ
• DC Basınç Kuvvetlendiricisi: Şekilde, bir DC basınç
kuvvetlendiricisi gösterilmiştir. 1 nolu işlemsel
kuvvetlendiricinin girişi "Wheatstone" köprüsü şeklindeki
dönüştürücünün bağlanmasını sağlamak amacıyla
diferansiyeldir.
• Dinamik anahtarı, çıkışın maksimum değerinin
30mmHg, 120mmHg veya 300mmHg'ye ayar edilmesini
(ölçme dinamiği),
• Kazanç potansiyometresi ise kuvvetlendiricinin kalibre
edilmesini sağlar.
Wheatstone Bridge
DC Basınç Kuvvetlendiricisi
BASINÇ KUVVETLENDİRİCİLERİ
• AC Basınç Kuvvetlendiricisi: Şekilde, bu devrenin blok diyagramı
verilmiştir. Taşıyıcı dönüştürücüye bir transformatör yardımıyla
uygulanmıştır.
• A, kuvvetlendiricisi AC tipi bir kuvvetlendiricidir. Büyük oranda geri
besleme uygulanarak oldukça kararlı çalışma sağlanmıştır. S,
üzerinden uygulanan taşıyıcı işareti kalibrasyon amacıyla
kullanılmaktadır.
• Balans kontrolü, fazı 180° kaydırılan taşıyıcının bir potansiyometre
üzerinden kuvvetlendirici A,'in girişine uygulanmasıyla sağlanır.
• Bu işaret yardımıyla devrede olabilecek bir kayma yok
edilebilmektedir. Aynı taşıyıcı işareti senkron demodülatör girişine
uygulanmıştır.
• Bu ünitenin çıkışı bir alçak geçiren filtreden geçirilip basınç işaretleri
elde edilmektedir.
AC Basınç Kuvvetlendiricisi
Ortalama Arter Basıncının
Ölçülmesi
• Ortalama Arter Basıncının
ölçülmesi: Şekilde arter
basıncının zamanla değişimi,
sistolik, diyastolik basınçlar,
ortalama basıncı yaklaşık ve
tam veren bağıntılar
gösterilmiştir.
• İntegral alma işlemi bir integral
alma devresiyle yapılabilir.
• Aşağıdaki resimde ise sistolikdiyastolik basınçlarla birlikte
ortalama basıncın
daölçülmesini sağlayan bir
düzen gösterilmiştir
Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu
• Kalp ile ilgili bazı hastalıklara kesin tanı konabilmesi için kalbin
odacıklarına ulaşıp, bazı ölçümlerin yapılması gereklidir.
• Bu işlem, kardiyak katerizasyonu olarak isimlendirilir ve çevresel
damarlardan birinin içine kalbe ulaşacak şekilde yerleştirilen bir
kateter yardımıyla yapılır.
• Kateter, ince, sağlam, bükülebilen 1 m. kadar uzunlukta içi boş bir
borudur.
• X ışını yardımıyla damar içindeki hareketin izlenebilmesi, kateterin
radyoopak bir maddeden yapılmış olması ile veya kateter içerisine
konan bir klavuz metal telle sağlanır.
• Katerizasyon esnasında kateterin görüntülenmesinde, fluoroskopi
görüntüleme tekniği kullanılır.
Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu
• Kateter, elektriksel bakımdan iyi bir yalıtkan olması
nedeniyle üzerinden akımın geçip kalbe ulaşması
mümkün olmamakla beraber, içerisindeki tuzlu sıvı
nedeniyle geçebilecek akımın değeri 10uA'den az olması
gereklidir.
• Bu nedenle, katerizasyon sırasında, hasta ile temasta
olan bütün cihazların sadece elektriksel bakımdan
topraklanmaları yeterli değildir.
• Kaçak akımları da (cihaz açık veyakapalı) ventriküler
fibrillasyon oluşturmayacak değerde olmalıdır.
Katerizasyon yardımıyla:
Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu
• a. Fizyolojik parametreler
ölçülebilir
• b. Kan örnekleri alınabilir
• c. Kalp odacıklarının ve
koroner damarların
angiografisinin elde edilmesi
amacıyla istenilen bölgeye
kontrast maddenin
ulaştırılması sağlanır.
• Şekilde angioskop adı verilen
ve kateterin izlenmesini
sağlayan X-ışınlı bir
görüntüleme sistemi
gösterilmiştir
Kalp (Kardiyak) Katerizasyonu
• -Katerizasyon teknikleri: Katerizasyon koldaki "brachial" veya
bacaktaki "femoral“ ven üzerinden yapıldığı gibi bir arter üzerinden
kan akışı yönüne ters yönde de yapılabilir.
• -Koroner angiografi: Koroner kan damarlarının görüntülenmesi, özel
şekil verilmiş kateterler yardımıyla yapılır. Femoral arter yardımıyla
kalbe ulaştırılan kateter özel şekli nedeniyle sol veya sağ koroner
arter açıklığına girer. Radyoopak bir madde, katetere hızla zerk edilir
ve o bölgenin sürekli olarak X-ışını resimleri alınır. Böylece koronar
damarlarda kan akışı görüntülenmiş olur.
• Kalp kateterizasyonunda risk: Deneyimli bir ekibin, güvenilir
teçhizatla yapacağıkateter işlemi oldukça güvenlidir. Ciddi bir tehlike
ventriküler fibrillasyon durumunda ortaya çıkar. Bu nedenle
katerizasyon esnasında, EKG'nin sürekli izlenmesi gerekir.
Defıbrillatör ve ventilatör cihazları kullanıma hazır olmalıdır.
FONOKARDİYOGRAFİ VE
OSKÜLTASYON
• Kalbin mekanik işlevi ve kanın kardiyovasküler sistemde
hareketi esnasında, kalp sesleri meydana gelir.
• Kalp kapakçıklarının kapanmasıyle ilgili basit kalp
seslerinin frekansı 20-200 Hz. arasındadır. Kalp
seslerinin yanında, gürültü şeklindeki kalp seslerinin
frekansı 1500 Hz.'e kadar çıkar.
• Bu gürültülerin bazı bileşenleri de 4-5 Hz'e kadar iner.
Fonokardiyogram (PKG ile kaydedilen işaret), kalbin
mekanik fonksiyonlarını göstermesi açısından
kardiyolojide önemli bir kullanım alanına sahiptir. Kalp
sesleri Tabloda topluca gösterilmiştir.
KALP SESLERİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yüksek Frekanslı Kalp Sesleri
(Fonokardiyografi, PKG)
A- Basit Kalp Sesleri
I- Normal sesler
1) Birinci Kalp Sesi (30-100Hz)
2) İkinci Kalp Sesi (100-200Hz)
II- Anormal Sesler
1) Fırlatma Sesi
2) Mitral Kapağın Açılma Sesi
3) Karıncığın Dolma Sesi
•
•
•
•
•
•
•
•
B- Gürültü Sesleri
I- Sistolik Gürültüler
1) Fırlatma Sesleri
2) Kanın Yön Değiştirme Sesleri
II- Diyastolik Sesler
1) Diyastolik öncesi Sesler
2) Diyastolik Ortası Sesler
3) Sistolik öncesi Sesler
•
C- Devamlı Sesler
Alçak Frekanslı Kalp Sesleri (Darbe
kardiyografisi, 0-40 Hz)
1) Karotid Basıncı
2) Toplardamar Basıncı
3) Apeks Basıncı
KALP SESLERİ
•
Normal bir kalp steteskop ile
dinlendiğinde, "Lup, dup, Lup,dup"
şeklinde duyulan sesler işitilir.
"Lup" sesi sistolün başında
atrioventriküler kapakların, "dup"
sesi ise sistol sonunda semiluner
kapakların kapanmasını ifade
eder:
•
"lup" sesi birinci, "dup" sesi ise
ikinci kalp sesi olarak isimlendirilir.
Lup sesiyle kalp normal çevrimine
sistol ile başlamıştır.
•
Şekilde kalp sesleri gösterilmiştir.
Normal durumda kapaklar açıldığı
zaman bir ses meydana gelmez.
KALP SESLERİ
•
Bir kalp çevrimi esnasında dört kalp sesi meydana gelir.
•
a) Birinci kalp sesi: Kulakçıkların depolarizasyonu sonunda, karıncıkların
depolarizasyonu başında meydana gelir. Karıncıkların büzülmesiyle kanın
karıncıklardaki ilk hareketi ve kulakçık-karıncık kapakçıklarının
kapanmasıyla, kulakçıklardaki kanın hareketinin aniden kesilmesi, birinci
kalp sesini meydana getirir. Frekans bandı 30-100 Hz, süresi ise 50-100
ms'dir.
•
b) İkinci kalp sesi: Aort ve akciğer atardamarı kapakçıklarının kapanması
esnasında meydana gelir. Frekans bandı 100-200 Hz, süresi 25-50 ms'dir.
•
c) Üçüncü kalp sesi: Karıncıkların kanla dolması sonunda meydana gelir.
Diyastolik sestir.
•
d) Dördüncü kalp sesi: Kulakçıkların depolarizasyonu sonunda meydana
gelir. Diyastolik sestir.
KALP SESLERİ
• e) Gürültü şeklindeki kalp sesleri: Kanın kardiyovasküler
sistemdeki hareketi esnasında meydana gelen, bazı
bileşenleri duyulabilen seslerdir.
• Kardiyovasküler sistemde, kanın türbülanslı akışından
meydana gelir.
• Türbülanslı akışın nedenleri ise; kanın hızının değişmesi,
kardiyovasküler sistemdeki damarların çap
değiştirmeleri, ani yön değiştirmeleri ve damarların
spesifik dirençlerinin değişmesidir.
KALP SESLERİ
• Kalbin mekanik aktivitesi sonucu oluşan mekanik titreşimler, kalbin
çalışmasıyla ilgili önemli bilgileri kapsarlar.
• Bu titreşimler, bir kateter yardımıyla kalbin içerisinden veya yemek
borusuna yerleştirilen bir araç yardımıyla vücut içerisinden, aslına
mümkün mertebe sadık kalınacak şekilde kayıt edilebilir.
• Uygulamada ise genellikle, bu mekanik titreşimlerin steteskop. PKG
mikrofonu veya göğüs üzerine yerleştirilen ve mekanik darbelere
duyarlı bir dönüştürücü yardımıyla incelenmesi yeterli olmaktadır.
• İnsan kulağının algılayabildiği bölgedeki mekanik titreşimler, kalp
sesleri veya üfürüm olarak isimlendirilmektedir. Kulakça
algılanamayanlar ise, kalbin apeks ("apex", alt uç) bölgesinden
algılanır.
FONOKARDİYOGRAFİ VE
OSKÜLTASYON
• Kalp seslerinin önemi 1628'de W.Harvey tarafından, ilk defa ortaya
atılmıştır. Bu tarihten iki asır sonra steteskobu bulan RLaennec
(1816), oskültasyon yönteminin klinikte uygulanmasını sağladı.
• Oskültasyon: Dinleme; bir organ - kalp, akciğer v.s.- de meydana
gelen sesi dinleme; organdan gelen sesleri dinlemeyi hedef alan
muayene metodu.
• Kalp seslerinin kaydı ise ilk defa 1893'de K.Huerthle tarafından, çok
basit olarak gerçekleştirildi.
• Elektronikte meydana gelen gelişmelere paralel olarak, PKG'lerde
gerek duyulan uygun mikrofon, kuvvetlendirici, filtre ve kaydediciler
gelişti ve sonuç olarak kalbinincelenmesinde PKG düzenlerinin
kullanılmaları mümkün oldu.
FONOKARDİYOGRAFİ
• Fonokardiyograf: Şekilde, bir mikrofon, ön kuvvetlendirici, filtreler ve
kaydediciden oluşan bir PKG düzeni görülmektedir.
• Mikrofon göğüste uygun yere yerleştirilir. Yazıcı (rekorder), genlikzaman eğrilerini çizer.
• Diğer bir kayıt şekli ise kalp seslerinin frekans spektrumlannın elde
edilmesidir.
FONOKARDİYOGRAFİ
• PKG düzenlerinde kullanılan filtreler, en önemli ünitelerden biri olup,
çeşitli tipleri PKGlerde kullanılmaktadır.
• Almanya'da, Mass ve Weber tarafindan geliştirilen, İskandinavya
ülkelerinde ise, Mannheimer'in çalışmalarına dayanarak geliştirilmiş
olan Oktav filtre sistemi kullanılmaktadır.
• Mannheimer'in filtresi, diğerine göre alçak frekanslar bölgesinde
tekillik gösterir.
• Fransa, ingiltere, Japonya ve Amerika'da imal edilen PKG'lerdeki
filtrelerde de önemli farklılıklar görülmektedir. Bu
alandastandartlaşma henüz yoktur. Bazı filtre sistemleri, frekans
cevabı düşümününhızlandığı frekansa göre karakterize edilirler.
• Diğer bazı sistemler ise zayıflamanın minimuma ulaştığı frekansla
karakterize edilirler. Karışıklıkları önlemek amacıyla yayınlarda
sadece filtrenin numarası değil kullanılan sistem debelirtilmektedir.
Mass-Weber filtresinin karakteristik
değerleri
•
•
•
•
•
•
Filtrenin ismi
t (düşük)
m1 (orta 1)
m2 (orta 2)
h (yüksek)
g (işitsel)
Frekans (Hz)
35
70
140
250
140
Eğim (dB/oktav)
>= 9
>=21.5
>= 26
>=26
15.5
Mass-Weber / Mannheimer oktav
Filtreleri
• Yandaki şekillerde her iki tip
filtre (Mass-Weber /
Mannheimer oktav)
karşılaştırma amacıyla birlikte
gösterilmiştir.
• Filtrelerin seçicilik özellikleri
açık bir şekilde görülmektedir.
• Her ikisistemde h ve 400;m2
ve 200 filtreleri arasındaki
büyük benzerlik açık bir
şekilde görülmektedir.
FONOKARDİYOGRAM
• Soldaki şekilde normal, sağdaki şekilde ise anormal bir
fonokardiyogram görülmektedir. I. ve II. kalp sesleri 25,
100 ve 400 Hz bandlarında açık bir şekilde
görülmektedir.
• Kalp seslerinin oluşum zamanlarını belirlemek amacıyla
şeklin üstünde EKG de gösterilmiştir.
• Fonokardiyografik inceleme sonucu bulgular, genellikle
şeklin altında gösterilen şekilde, şematik olarak gösterilir.
• Bulgular, genellikle şeklin altında gösterilen şekilde,
şematik olarak gösterilir.
FONOKARDİYOGRAM
FONOKARDİYOGRAM
• Aşağdaki şekilde ise normal ve kalp kapakçıklarında çeşitli
anormallik durumlarında fonokardiyogramlar gösterilmiştir. (Mitral
kapak yetmezliği kalpte sol kulakçıkla sol karıncığı ayıran mitral
kapağın tam kapanamadığı bir kapak hastalığıdır)
Darbe Kardiyografisi
• Karotid Basıncının Kaydı (Darbe Kardiyografisi): Kalp seslerinin
kaydını frekansa göre ikiye ayırmak mümkündür.
• Bunlardan birincisi basit kalp seslerinin kaydıdır, ikincisi ise yine
kardiyovasküler sistemde meydana gelen alçak frekanslı darbelerin
kaydedilmesidir.
• Alçak frekanslı darbelerin kaydına kardiyolojide, Darbe
Kardiyografisi adı verilir. Darbe kardiyografisi, sol karıncığın
performansının ölçülmesi yönünden çok önemlidir.
• Darbe kardiyografisinin frekans bandı işitilemeyen alçak frekans
bölgesini de kapsar (0,05-25 Hz). Dolaylı veya doğrudan
kaydedilebilir.
Download