profesyonel genç futbol oyuncularında futbola özel dayanıklılık

advertisement
PHYSIOLOGICAL ADAPTATIONS TO SOCCER SPECIFIC
ENDURANCE TRAINING IN PROFESSIONAL YOUTH SOCCER
PLAYERS
K. McMilan, J. Helgerud, R. Macdonald, J. Hoff
British Journal Of Sport Medicine, 2005; 39, pp: 273 – 277
GİRİŞ
Yoğunluk ve acyclical içeriğinden dolayı futbol yoğunluktaki bir aralıklı
takım sporu olarak sınıflandırılmaktadır. Rekabete dayalı futbol maçı
esnasında elit seviyedeki oyuncular maksimal oksijen alımının (VO2max) %
70-80 ya da maksimal kalp frekansının (Hfmax) %80-90 olduğu anaerobik
eşiğe yakın ortalama bir yoğunlukta yaklaşık olarak 10-12 kilometre mesafe
katetmektedirler. Aerobik metabolizmanın futbol maçındaki enerji giderinin
%90’ını sağladığı hesaplanmaktadır. Bunun yanında, elit seviyedeki
futbolcuların modern futbolda aerobik dayanıklılık uygunluğuna sahip
olmaları gerektiği bir ön koşuldur. PATE ve KRISKA (1984), maksimal
oksijen alımı (VO2max), çalışma ekonomisi (C) ve laktat eşiği (LT) olarak
adlandırılan aerobik dayanıklılık performansındaki bireyden kaynaklanan
değişimin üç büyük faktörünü içine alan bir modeli tanımlandırdılar ve bu
model bir çok çalışma tarafından da desteklenmiştir. Bu modelin fizyolojik
elementleri özel antrenman müdahalesi için fizyolojik adaptasyonlar ve
futbolcuların fizyolojik profilleri araştırıldığında kullanılmaktadır.
Maksimal oksijen alımının dayanıklılık performansının en önemli bileşeni
olduğu düşünülmektedir. Laktat eşiğindeki küçük değişiklikler, laktat eşiği
maksimal oksijen alımının bir yüzdesi olarak ifade edildiğinde koşu
müdahalelerine yanıtı içinde meydana gelmektedir. Küçük değişiklikler,
enerji gelişim hızı (RFD) ve enerjinin maksimal mobilizasyonu üstüne
temellendirilen maksimal kuvvet antrenmanı tarafından pozitif olarak
etkilenen CR’ye rağmen, koşu müdahalelerinden sonra koşu ekonomisi (CR)
için gösterilmektedir.
Elit seviyedeki futbolcuların ortalama maksimal oksijen alımları genellikle
55 ve 68 ml kg-1 dakika-1 arasında olduğu rapor edilmektedir. Bu orta ve
yüksek değerler diğer takım sporlarında bulunan değerlere benzemektedir
ama çoğunlukla 90 ml kg-1 min-1 değerine yakın bir maksimal oksijen alımına
sahip olan elit seviyedeki dayanıklılık sporcularında bulunan değerlerden
düşüktür. Son zamanlarda modern futbolcular için 70 ml kg-1 min-1 ’den daha
yüksek bireysel değerler rapor edilmiştir.
Futboldaki maksimal oksijen alımının önemi, Macaristan 1. Ligindeki en
başarılı takımların korelasyon sıralaması yoluyla gösterilmiştir. WISLOFF ve
arkadaşları (1998), Norveç Elit Liginin en üst sıradaki takımı olan Rosenborg
(67.6 ml kg-1 min-1) ve en alt sıradaki takımı olan Strindheim (59.9 ml kg-1
min-1) arasındaki maksimal oksijen alımındaki açık bir farklılığın gösterilmesi
ile aerobik gücün başarıyla olan ilişkisini desteklediler. Maç esnasında
katedilen mesafe ve maksimal oksijen alımı arasındaki yüksek bir
korelasyonun gözetlenmesi, futbolcunun maksimal oksijen alımı değerinin
yüksek bir seviyeye yükselmesi için antrenman şekillerinin benimsenmesini
desteklemektedir. SMAROS (1980), buna ek olarak maç içinde katedilen
toplam mesafe ile kuvvetli korelasyonları ( r = 0,89) rapor ettiler ve maksimal
oksijen alımının bir maç esnasında yapılan sprint sayılarını da etkilediğini
bildirdiler. Son zamanlarda 8 haftalık bir antrenman dönemi üzerine
oyuncuların maksimal oksijen alımı değerlerinin % 11 arttığı, maç esnasında
katedilen toplam mesafe içinde % 20’lik bir artışı beraberinde getirdiği, top
ile yapılan hareketlerde % 23’lük bir artışın meydana geldiği ve her bir
oyuncu tarafından yapılan sprint sayılarında ise % 100’lük bir artışın
görüldüğünü gösterildi.
Futbol oyunundaki gibi büyük kas kütlesinin kullanımı ile dinamik
çalışmayı içeren aktiviteler içinde maksimal oksijen alımının ilk olarak
maksimal
kardiak
varsayılmaktadır.
debisi
Antrenman
tarafından
sınırlandırıldığı
yapmayan
denekler
genellikle
çevresel
olarak
kısıtlanırken, antrenman yapan bireyler ise öncelikle maksimal oksijen
alımının büyük kısıtlayıcıları olarak kabul edilen kalbin maksimal atım şiddeti
ile merkezi olarak kısıtlanmaktadır.
HOFF ve HELGERUD (2004), maksimal kalp hızının % 90-95’indeki bir
çalışma yoğunluğu ile 3-8 dakika boyunca devamlı interval antrenmanın atım
şiddetinin gelişmesi ile maksimal kardiak debisinin artmasının maksimal
oksijen alımını artırması gerektiğini tartıştılar. Son zamanlarda HELGERUD
ve arkadaşları (2001), antrenman yöntemi olarak koşu ve koşu bandı
koşusunu kullanarak futbolcuların ortalama maksimal oksijen alımı ve koşu
ekonomisini önemli ölçüde artıran bir antrenman şeklinin faydasını
gösterdiler. Benzer fizyolojik yük, düzenli koşular yerine futbolcuların bir top
ile dripling yaptıkları özel olarak tasarlanan bir futbol yolu kullanılmasıyla
elde edildi.
Bu çalışmadaki temel amacı, özel olarak tasarlanan bir yol çevresinde bir
futbol topu ile dripling yapan futbolcular ile yüksek yoğunluktaki interval
antrenmanı kullanan profesyonel genç bir futbol takımındaki müdahalenin
araştırılmasıdır. Aynı büyüklükteki maksimal oksijen alımındaki bir ilerleme,
HELGERUD ve arkadaşları (2003) tarafından şampiyonlar ligi oyuncularında
hipotez edildi ve genç oyuncular için HELGERUD ve arkadaşları (2001)
tarafından elde edildi. Bu çalışmanın ikinci amacı ise
profesyonel genç
futbolculardaki normatif fizyolojik bilgiyi göstermektir.
YÖNTEMLER
Denekler
Bu çalışmaya Celtic futbol kulübünün U-17 genç akademi ekibinden 16
genç erkek oyuncu katılmıştır (Glasgow, İskoçya, UK). Futbolcuların yedisi
kendi yaş gruplarındaki uluslar arası standartlarda test edilmiştir. Her bir
denek,
çalışmadan önce Norveç Üniversitesi Bilim ve Teknolojisi İnsan
Araştırma Komitesi ve Helsinki Deklarasyonu ile uyumlu olan izini
incelediler ve imzaladılar. Denekler test tutanağı hakkında bilgilendirildiler
ama çalışmanın hedefi hakkında bilgilendirilmediler. Oyuncuların fiziksel
özellikleri Tablo 1 içinde gösterilmektedir.
Tablo 1: Oyuncuların Fiziksel Özellikleri
Yaş (yıl)
Boy (cm)
16.9 (0.4)
177.0 (6.4)
Ağırlık (kg) Maksimal Kalp Hızı (beats min-1)
70.6 (8.1)
Değerler Ortalamadır (SD)
199 (8)
Test
Her bir oyuncunun kilosu ve uzunluğu laboratuara girildiğinde rapor
edildi. Sonra oyuncular yaklaşık olarak % 60-70 maksimal oksijen alımı
yoğunluğunda bir koşu bandı (Technogym Run Race, Gambettola, İtalya)
üstünde 10 dakikalık bir ısınma yaptılar. Kol savrulmasının olmadığı squat
sıçrama yüksekliği (SJ), kol savurması olmadan counter movement sıçrama
yüksekliği (CMJ) ve RFD bir güç platformu (Kistler, Winterthur, İsviçre)
kullanılarak belirlendi. Sıçrama yüksekliği, vücut kütlesi ve güç-zaman
özelliklerinden hesaplanan kütle uzaklığının merkezi olarak belirlendi. Üç
deneme yapıldı ve en iyi sıçrama rapor edildi. Eforlar arasında iki dakikalık
bir dinlenme periyoduna izin verildi. Eller sıçrama testi esnasında kalça
üstüne koyuldu. RFD, diz eklemindeki (femur ve tibia arasında) 90 derecelik
bir açı ile bir pozisyonda yapılan bir squat yüksekliğinden hesaplandı.
Maksimum kuvvetteki bir tekrar (1RM), deneklerin yarım bir squat (femur ve
tibia arasındaki diz ekleminin 90 derecelik açısı) içinde kaldırabildikleri
maksimal ağırlık olarak elde edildi. Testin yapılmasında her bir deneme
arasında 1-2 dakika ve 5 kilogramlık evreler kullanılarak tamamlandı. 1RM
normal olarak 3-5 deneme kullanılarak belirlendi.
Kuvvet testinin sona ermesinden 5 dakika sonra, her bir oyuncu koşu
ekonomisi ve maksimal oksijen alımını test eden koşu bandı testine başladılar.
Koşu ekonomisi, % 5.5’lik bir eğimi olan koşu bandında 9 km h-1 ’de ölçüldü.
4 ve 4.5 dakika arasındaki oksijen alımının (maksimal VO2) ortalama değeri,
koşu ekonomisinin hesaplanmasında kullanıldı. Koşu bandının şiddeti,
yaklaşık olarak 5-6 dakika sonra deneği yorgunluğa yakın bir seviyeye getiren
her dakikada 1 km h-1 olarak artırıldı. Koşu bandının eğimi devamlı olarak %
5.5 olarak tutuldu. Kalp frekansı (Hf) kısa dereceli radyo telemetresi (Polar
Accurex Plus, Polar Elektro, Kempele, Finlandiya) kullanılarak belirlendi.
Testler arasında ölçülen en yüksek kalp hızı, dakika ventilasyonu, maksimal
oksijen alımı, maksimal kalp hızı ve daha önceleri güvenilirliği kanıtlanan bir
taşınabilir metabolik test sistemi olan Cortex Metamax II aracı (Cortex,
Leipzing, Almanya) kullanılarak ölçülen nefes alma sıklığı olarak rapor edildi
Sonraki gün, her bir oyuncunun sprint hızlanması 10 metrelik mesafe
üzerine değerlendirildi. 15 dakikalık bir ısınmadan sonra her bir oyuncu,
statik bir pozisyondan (ilk fotoselin 0 metre arkasından) 3 kez maksimal
sprint yaptı ve her bir denemenin arasında 3 dakikalık bir dinlenme periyodu
bulunmaktadır. Sprint testleri, kapalı alandaki bir koşu yolunda yapıldı ve 10
metrelik sprint zamanı ise fotoseller (Newtest Powertimer, Oulu, Finlandiya)
kullanılarak rapor edildi.
Antrenman Müdahalesi
Aerobik antrenman müdahalesi, yapay bir çim saha aralığı üstüne belirli
bir şekilde dizayn edilen bir yol çevresinde bir futbol topuyla (Mitre ISO
Leagu, Mitre, Wilmslow, Cheshire, UK) dripling yapılan dört dakikalık
çalışma periyotlarının dört devresini kapsayan interval antrenmandan
meydana gelmiştir. Dripling dairesi içinde kullanılan antrenman hunileri 0.3
metre yüksekliğinde ve 0.15 metre genişliğindedir. Engel yüksekliği 0.5
metreye ayarlanmıştır. Çalışma yoğunluğu her bir oyuncunun maksimal kalp
hızının % 90-95’indedir. Çalışma periyotları maksimal kalp hızının % 70’inde
yapılan 3 dakikalık jog ile ayrılmaktadır. Bütün oyuncular interval antrenman
boyunca polar bir takım sistemi, kalp hızı kemeri ve ekranı (Polar Elektro)
takmışlardır. İnterval antrenman, müdahale dönemi boyunca aynı gün ve
zamanda, futbol antrenman döneminin sonunda haftada iki kez yapıldı.
Müdahale dönemi boyunca sıçrama performansı, sprint ve kuvvet gelişimi
üzerine vurgu yapılmadı. 10 haftalık müdahale dönemi, rekabet yarışmaları
döneminin ilk 4 haftası ve ön hazırlık sezonu döneminin 6 haftasını kapsayan
sezon sonu tatili döneminden sonra hemen tamamlandı.
SONUÇLAR
10 hafta esnasında bu çalışmadaki oyuncular, programlanan 20 interval
antrenman döneminin 16’sını (% 80) tamamlanmışlardır. Oyuncuların 1
haftalık bir turnuvaya gitmelerinden dolayı 4 interval antrenman dönemi
yapılmamıştır. Pre-müdahalesi değerlendirilen 16 oyuncunun 5 tanesi
antrenman müdahalesi ile bağlantılı olmayan (3 oyuncu) sakatlıklardan ve
post-müdahale döneminde bulunmamasından (2 oyuncu) dolayı çıkartılmıştır.
10 haftalık aerobik interval müdahalesi, maksimal oksijen alımında % 9
anlamlı gelişmeler (p < 0.001) göstermiştir (Tablo 2). Ortalama vücut kütlesi
müdahale döneminden sonra değişmemiştir.
% 5.5’lik bir eğimde koşu bandı 9 km h-1 ’de koşulduğunda, koşu
ekonomisi müdahale yoluyla değişmemiştir. Yinede ortalama kalp hızı bu
çalışma yükünde 162 (14) atım/dakikadan 154 (14) atım/dakikaya azalmıştır
(p < 0.05).
RDF
ve
10
metrelik
sprint
performansında
anlamlı
değimleler
bulunmaıştır. SJ ve CMJ yüksekliği söylenen sıraya göre 37.7 (6.2)
santimetreden 40.3 (6.1) santimetreye, 52.0 (4) santimetreden 53.4 (4.2)
santimetreye artmıştır (p < 0.05).
Tablo 2: Pre ve Post Antrenman Müdahalesinin Fizyolojik Sonuçları
(n = 11)
Pre-Antrenman
Post-Antrenman
70.6 (8.1)
70.2 (8.2)
L min-1
4.45 (0.37)
4.87 (0.45) **
Ml kg-1 min-1
63.4 (5.6)
69.8 (6.6) **
Ml kg-0.75 min-1
183.3 (13.2)
201.5 (16.2) **
Ml kg-0.75 m-1
0.85 (0.06)
0.85 (0.05)
Kalp Hızı (atım/dk-1)
162 (14)
154 (14) *
-
129. 1 (11.4)
-
1.85 (0.12)
-
7.49 (0.39)
1.96 (0.07)
1.96 (0.06)
RDF (N s-1)
3553 (1492)
3654 (1487)
SJ (cm)
37.7 (6.2)
40.3 (6.1) *
CMJ (cm)
52.0 (4)
53.4 (4.2) *
Vücut Kütlesi
Maksimal Oksijen Alımı
Koşu Ekonomisi
Kuvvet
1RM Yarım Sqaut (kg)
Relatif Kuvvet
(kg kg(bm) -1)
Relatif kuvvet
Kg kg(bm) -0.75
Sprint Testi
10 metre (s)
Güç Platform Testleri
* p < 0.05
** p < 0.001
Pre-Antrenman Değerinden anlamlı farklılık
TARTIŞMA
Bu çalışmada kullanılan antrenman müdahalesi ortalama maksimal oksijen
alımını 6.4 ml kg-1 min-1 ya da % 9 artırmıştır. Ortalama maksimal oksijen
alımı tipik olarak bir futbolcunun değerini 63.4 (5.6) ml kg-1 min-1 ’den 69.8
(6.6) ml kg-1 min-1 ’e ya da 183.3 (13.2) ml kg-0.75 min-1 ’den 201.5 (16.2) ml
kg-0.75 min-1 ‘e artırmıştır. Pre-post müdahale sonuçlarından kalecilerin
maksimal oksijen alımı değerlerinin çıkarılması, outfield oyuncuları (n = 10)
için 64.7 (3.9) ml kg-1 min-1 ’den 70.9 (5.7) ml kg-1 min-1 ’ye ya da 186.3
(9.2) ml kg-0.75 min-1 ’den 204.0 (14.8) ml kg-0.75 min-1 ’e ortalama maksimal
oksijen alımında bir gelişme göstermiştir.
Maksimal kalp hızının % 95-95’inde 4 X 4 dakikalık intervalleri kullanan
HELGERUD ve arkadaşları (2001), genç futbolculara 8 haftalık antrenman
periyodu uyguladılar ve maksimal oksijen alımında %11 artış geliştirdiler. Bu
çalışmadaki oyuncuların ortalama maksimal oksijen alımı değerleri,
HELGERUD ve arkadaşları (2001) tarafından bulunan post-müdahale
değerlerinden daha büyük değerlere sahip olmasına rağmen, maksimal oksijen
alımındaki büyük gelişmeler henüz elde edilmemiştir. HELGERUD ve
arkadaşlarının (2001) antrenman müdahalesi her bir antrenman döneminde %
0.67 maksimal oksijen alımında gelişme gösterirken, bizim yapmış
olduğumuz müdahalede ise % 0.56 bir gelişme gösterilmiştir. HELGERUD
ve arkadaşlarının yapmış olduğu müdahale Norveç junior oyuncuların
başlangıç aerobik uygunluk seviyelerinin düşük olmasından dolayı olabilir.
Bu çalışmada değerlendirilen İskoçyalı genç futbolcuların başlangıç ve
post-müdahale ortalama maksimal oksijen alımı değerleri benzer yaşlardaki
Norveç junior oyuncularının ve İspanya Premier lig A oyuncularının
değerlerinden daha büyüktür. Gerçekten bu çalışmadaki İskoçyalı oyuncuların
maksimal oksijen alımları, bir futbol takımı çin rapor edilen en yüksek
değerler olan 202.2 (8.4) ml kg-0.75 min-1 ortalama maksimal oksijen alımına
sahip olan elit seviyedeki Norveç Champions Ligi futbolcuları ile
karşılaştırılabilir. 75 kilogramlık bir futbol oyuncusunun 70 ml kg -1 min-1 ya
da 205 ml kg-0.75 min-1 yukarısında bir maksimal oksijen alımına sahip olması
gerektiği ileri sürülmektedir. Bu çalışmadaki 5 oyuncuda müdahale
periyodundan sonra 205 ml kg-0.75 min-1 ’den daha büyük bir maksimal
oksijen alımı elde edildi. Oyuncuların hiçbiri aerobik uygunluk premüdahalenin bu seviyelerine sahip değildi.
Bu çalışmadaki müdahale döneminin ilk 6 haftası, sezon öncesi antrenman
sistemini kapsamaktadır. Bu çalışmadaki maksimal oksijen alımındaki
gelişmelerin oyuncuların katıldığı klasik futbol antrenmanından (örneğin;
küçük kenarlı maçlar, teknik / taktik antrenman) kaynaklanması mantıklıdır.
Yüksek yoğunlukta aerobik interval dönemleri olan bu antrenman çalışması
içinde sezon öncesi dönem üzerine oyuncunun sadece dayanıklılık antrenmanı
yaptığı not edilmesi gerekmektedir. Bazı çalışmalarda, sezon öncesi
antrenmandan sonra futbolcuların maksimal oksijen alımı değerlerinde büyük
değişmeler rapor edilmemektedir. Örneğin BANGSBO (1994), profesyonel
futbolcularda 5 haftalık bir sezon öncesi antrenmandan sonra sadece küçük
artışlar rapor etmiştir.
Bu çalışmadaki yazarlar bir kontrol grubu bilgisinden kaçınmışlardır.
Profesyonel kulüpler ve futbolcular ile çalışıldığında kontrol grubunun
kullanılması zordur. Yinede HELGERUD ve arkadaşları (2001) tarafından
daha önceleri yapılan bir çalışmadan kontrol grubu bilgiye başvurulabilir.
Antrenman grubu 8 hafta boyunca haftada 2 kez yüksek yoğunluktaki aerobik
interval antrenmanı yaparken, kontrol grubu ise ek teknik antrenman
yapmıştır. Antrenman grubunun maksimal oksijen alımı 8 haftalık müdahale
üstüne % 11 gelişmiş ama kontrol grubunun maksimal oksijen alımı
değişmemiştir.
Bu çalışmadaki oyuncuların koşu ekonomisi antrenman müdahalesinden
sonra önemli ölçüde değişmemiştir. Junior oyuncularının koşu ekonomisinde
% 6.7’lik bir gelişmeyi rapor eden HELGERUD ve arkadaşları (2001)
tarafından yapılan çalışmadaki bulgular ile karşılaştırılabilir. HELGERUD ve
arkadaşlarının (2001) sadece düz bir çizgi koşusunu içeren antrenman
müdahalesi kullandığı ve bundan dolayı koşu pratiğinin temelleri üzerine
oldukça düşük dayanıklılık değerleri ile junior oyuncular için koşu
ekonomisindeki bir gelişmenin beklenebileceği not edilmesi gerekmektedir.
Bu çalışmadaki aerobik dayanıklılık müdahalesi özel olarak tasarlanmış bir
yol çevresinde bir futbol topu ile dripling yapılarak tamamlanmıştır. Yol
çevresinde bir futbol topu ile dripling yapılması, koşu ile karşılaştırıldığında
oksijen isteği artmaktadır.
Müdahale döneminden sonra koşu ekonomisi gelişmemesine rağmen, %
5.5 eğimde 9 km h-1 ’deki koşu bandı koşusu için ortalama kalp hızı 162 (14)
atım/dakikadan 154 (14) atım/dakikaya azalmıştır. Kalp hızındaki bu azalma
maksimal oksijen alımının artmasına katkı sağlayabilir. Submaksimal kalp
hızındaki yaklaşık olarak 10 atım/dakikalık bir azalma, maksimal oksijen
alımında yaklaşık olarak 3.5 ml kg-1 min-1 ’lik bir artışı göstermektedir.
Birçok yazar, dayanıklılık antrenmanının kuvvet ve bundan dolayı güç
performansını engellediği ya da kısıtladığı sonucuna varmıştır. 1RM yarım
squat kuvveti bu çalışmada pre-post müdahalede ölçülmüş ama oyuncuların
bu
egzersiz
hareketi
ile
aşina
olmamaları
ve
teknik
tarafından
kısıtlanmalarından dolayı pre-müdahale değerlendirme sonuçları için rapor
edilen değerler yapay olarak düşüktür. Güvenli bir yarım squatın
tamamlanması için dayanıklılık antrenman müdahalesi periyodu teknik
antrenmanının son 4 haftası esnasında ağırlığı kaldırılan bir olimpik bar
kullanılarak haftada 2 kez yapılmıştır. Bundan dolayı oyuncular için sadece
post-müdahale squat kuvvet sonuçları rapor edilmiştir. bu çalışmadaki RFD
ve 10 metre sprint zamanı, aerobik müdahale programı ve ağırlık kaldırma
tekniği programından etkilenmemiştir. Sıçrama yüksekliği 10 haftalık
antrenmandan sonra önemli ölçüde gelişmiştir (p < 0.05). benzer bir şekilde
HELGERUD ve arkadaşları (2003), sıçrama ve sprint yeteneğinde azalma
olmaması ile 8 haftalık bir dayanıklılık antrenman müdahalesinden sonra
maksimal oksijen alımındaki önemli kazanımları göstermişlerdir.
Yüksek yoğunluktaki 4 dakikalık intervaller, futbolculardaki maksimal
oksijen alımını artırmak için önemli bir yöntemdir. Her bir dönemin
antrenman etkisi yaklaşık olarak % 0.5 olmaktadır. Bu çalışmadaki ve
HELGERUD ve arkadaşları (2003) tarafından yapılan çalışmadaki sonuçlar,
genç futbolcuların maksimal oksijen alımı değerlerini yüksetilmesinin
mümkün olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak yüksek yoğunluktaki aerobik interval antrenman özel olarak
tasarlanan bir yol çevresinde bir futbol topu dripling ile etkili olarak
yapılabilmektedir. Genç profesyonel futbolcuların antrenman sistemleri için
maksimal kalp hızının % 90-95’indeki yüksek yoğunluktaki interval
antrenman, oyuncuların maksimal oksijen alımı değerlerini düşük seviyeden
orta seviyedeki bir değere yükseltebilmektedir ve oyuncuların sprint
performansını, kuvvet ve sıçrama yeteneğini negatif olarak kısıtlamamaktadır.
Download