2014-2015 ÖY_PART II - ÇEVRE YÖNETİMİ KONULARI

advertisement
ÇEVRE YÖNETİMİ
ÇEVRE ve YÖNETİM
ÇEVRE
YÖNETİM
Bir
organizmanın
yaşam,
gelişme
ve
neslini
sürdürebilmesine etki eden tüm
dış
fiziksel,
kimyasal
ve
biyolojik şartlar
Birden
çok
alternatifin
bulunduğu ve en iyi alternatifin
hangisi
olduğuna
dair
belirsizliğin söz konusu olduğu
durumlarda bir veya birden çok
amaca ulaşmak için sınırlı
kaynak kullanımıyla doğru karar
vermekle ilgili bir bilim dalıdır.
ÇEVRE YÖNETİMİ
ÇEVRESEL
KARARLARIN
ALINMASINDA
KATILIMCILAR VE
KRİTERLER
ÇEVRE YÖNETİMİ
PROGRAMLARI
ÇEVRE
YÖNETMELİKLERİNİN
TASARIMI VE
UYGULANMASI
ETKİ
DEĞERLENDİRMEDE
KULLANILAN
TEKNİKLER VE YASAL
DÜZENLEMELER
ÇEVRE PLANLAMADA
TAHMİNLER VE
DEĞERLENDİRMELER
ÇEVRE YÖNETİMİNİN
ANTROPOJENİK YÖNÜ
• Halk sağlığının korunması
Temiz su ve temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında mühendislik
hizmetlerinin sağlanması
• Kaynakların etkin şekilde kullanılması
Doğal kaynakların verimli şekilde kullanılmasıyla atıklardan
kaçınılması.
• Doğal sistemlerin korunması
İnsanlar ve insanlar için önemi olan diğer türler için gezegenimizin
yaşanabilirliğinin korunması.
• Yaban hayatının korunması
İnsanlar tarafından estetik ve rekreasyon özellikleri nedeniyle kullanılan
alanların korunması.
HALK SAĞLIĞININ KORUNMASI
• Yetersiz sağlık koşulları nedeniyle 19. yüzyılın ortalarında Amerika’nın
büyük şehirleri tifo, kolera ve tifüs gibi salgın hastalıkların yayılım
gösterdiği epidemik olaylarla karşı karşıya kalmıştır.
• Hastalıkların nedeninin çok iyi bilinmiyor olması, epidemik olayların ele
alınması çabalarında artışlara neden olmuştur. Temel bilgi kaynakları ilk
etapta belirli çevre şartları ve hastalığın ortaya çıkmasındaki ilişkilerin
dokumantasyonu çalışmalarından oluşmaktaydı. Modern Epidemiyoloji
biliminin anahtarı olan bu yaklaşım, 1842’de Edwin Chadwick tarafından
gerçekleştirilen tespitleri ve çalışmalarına dayandırılmaktadır.
• 20. yüzyılın başlarında birçok mühendis atıksuların arıtılmasını gereksiz bir
masraf olarak görmekteydi. Bu dönemdeki sağlık mühendisliği
uygulamalarının çoğu “seyreltme kirliliğin çözümüdür” anlayışına
dayanmaktaydı.
KAYNAKLARIN
ETKİN KULLANILMASI VE KORUNMASI
Amerikan Ormancılık Servisi’nin başında bulunan ve ormanların bilimsel şekilde yönetilmesi konusunda
önde gelen bir savunucu olan Pichot’un Çevreye olan bu yaklaşımı aşağıdaki kendi oluşturduğu üç
prensiple anlatılmaktadır:
•
•
•
Kıtamızda bulunan mevcut doğal kaynaklar burada yaşayan insanların yararına kullanılmalıdır.
Koruma atıkların önlenmesiyle etkin şekilde gerçekleştirilebilir.
Doğal kaynaklar sadece birkaç kişinin çıkarı için değil birçok insanın yararına geliştirilmeli ve
korunmalıdır.
•Ekonomistler iş, doğal kaynak,mal ve hizmetlerin etkin şekilde üretilmesinde
kullanılabilecek diğer girdilerin tanımlanması konusunda eğitilirler. Ekonomistlerin fayda
ve maliyetler arasındaki farkın maksimize edilmesi hedefi verimli etkinlik amacını
açıklamaktadır.
•Son yıllarda yeni bir uzmanlık alanı ortaya çıkmıştır: ÇEVRE EKONOMİSİ. Bu
alandaki yaklaşımlardan biri endüstri ve belediyelerden gelen atıkların kabulü çevrenin
uygun biçimde kullanılması şeklindedir.
•Birçok çevre ekonomisti atıklardaki azaltma miktarına, ekonomik fayda maliyet analizi
yaparak karar verilmesi gerektiğine inanmaktadır.
DOĞAL SİSTEMLERİN KORUNMASI
•
Çevre sorunları dünyanın pek çok yerinde bu arada Türkiye’de son yirmi yılda
güncel yaşama iyice girmiş durumdadır. Ormanların tahribi ve erozyon sorunu,
hızlı nüfus artışı, düzensiz şehirleşme ve yeşil alanların eksikliği, kıyıların
bozulması, sanayide kullanılan kimyasal maddelerin insan sağlığına etkisi,
nükleer enerji ve termik santrallerle ilgili sorunlar sadece Türkiye’de değil,
dünyanın pek çok ülkesinde çözümleri aranan sorunlar haline gelmiştir.
•
Çevre sorunlarına bağlı olarak, 1970’li yıllara kadar biyolojinin bir alt kolu olan
ve bitki ve hayvanların çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bir dalı olan
EKOLOJİ, 1970’li yıllardan itibaren artan çevre sorunlarına bağlı olarak
insan ve diğer canlıların birbiriyle ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim
dalı olarak tanımlanmaya başlamıştır. Kısaca ekoloji insan – doğa ilişkilerini
inceleyen bir bilim dalıdır.
•
Çevre bilimleri, çevrenin tanımından yola çıkarak ormancılık, ziraat, tıp,
coğrafya, sosyoloji, antropoloji, ekonomi, fizik, kimya, hukuk, yer bilimleri gibi
alanların katkısıyla gelişmektedir. Ekolojik ilkeler, çevre bilimleri için yukarıda
sayılan bilim dalları arasında da birisidir.
YABAN HAYATININ KORUNMASI
• Yaban hayatının korunmasındaki birçok neden ekonomik ve ekolojik
tabanlıdır. Örneğin, yaban hayatı bilim adamlarına doğal süreçleri
inceleme olanağı sağlamaktadır ve birçok türün bir araya gelmesiyle;
ziraat, endüstri ve tıp için son derece önemli ve faydalı kaynaklar
sağlayan genetik bir çeşitlilik havuzu oluşmaktadır.
• Buna ek olarak, yaban hayatı avcılara ve diğer dış mekan
rekreasyonunda bulunan kişilere farklı olanaklar sunmaktadır. Bu gibi
nedenler yaban hayatının korunmasında önemlidir ve birçok çevre
yönetim programları için temel oluştururlar. Burada bunlardan
bahsedilmemekte, daha çok yaban hayatının korunması konusundaki
felsefi ve manevi tartışmalar anlatılmaktadır.
• Yabani ve görsel öneme sahip alanların korunmasıyla ilgili mücadele
genellikle boş vakitlerini doğada geçirmeye geliri yeten bireyler
tarafından desteklenmektedir. Bunun aksine, çevresel adalet hareketinin
ortaya çıkışı ortalama finansal kaynaklara sahip insanların ilgi alanını
yansıtmaktadır.
ÇEVRESEL ADALET HAREKETİ
ÇEVRESEL ADALET İÇİN ÇAĞDAŞ HAREKET
Bu hareket zararlı atık deşarjı yapan tesislerin etnik azınlığa
sahip
toplumların
bulunduğu
yerlerde
kurulmasının
protestosuyla birlikte ortaya çıkmakla birlikte, karar vericileri
çevre koruma maliyet ve kazançlarının dağılımı konusunda daha
dikkatli olmaya zorlamıştır.
• Çevre programları, sık sık insanlar ve onların etkilediği
gruplar üzerindeki eşit olmayan maliyetleri konu alır. Bu da
fayda ve kazançların nihai dağılımlarının adil olup olmadığı
sorularını ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, eski motorlu
taşıtlar üzerine pahalı emisyon kontrol araçlarını
yerleştirmeyi gerektiren hükümet yaptırımları çoğunlukla
fakir kesim üzerine orantısız yükler yüklediği için
eleştirilmektedir.
ÇEVRESEL KARARLARIN ALINMASINDA
TARAFLAR VE KRİTERLER
Çevresel düzenlemeler ve etki değerlendirmesinde rol alan kuruluşlar ve
bu kuruluşların karar verme sürecinde kullandıkları kriterlerin analizi
Rachel Carson’un “Sessiz Bahar”
kitabı modern çevre hareketinin
doğuşunu ve modern “çevre
mühendisliği alanının gelişmesini
sağlayan
önemli
bir
eser
niteliğindedir.
Çağdaş çevrecilik anlayışı
1960’larda ortaya çıkmıştır.
•Hava ve su kirliliğinin kontrolü için
kullanılan yöntemler pek çok ülkede
yaygınlaşmıştır.
•Yeni kanunlar ve düzenlemeler alınan
yatırım
kararlarıyla
birlikte
bu
yatırımların çevresel etkilerinin de
düşünülmesi
gerektiğini
ortaya
koymuştur.
•İnsan
faaliyetlerinin
çevresel
etkilerine olan ilgi ve önemin artması
yeni bir çalışma alanının ortaya
çıkmasına neden olmuştur:
ÇEVRE PLANLAMA VE YÖNETİMİ
Çevre Mühendisleri ve
Çevre Alanında Etik Kurallara Uyulması
• Çevre politikalarının etik çerçevede sadece sonuç değil
tutarlılık ve sorumluluk etiğine de uyması
• Bir faaliyetin planlanma aşamasında toplam fayda hesabında
çevresel etkilerin de dikkate alınması
• Faaliyetlerin yönetim sisteminin çevresel boyutla entegre
edilmesi
• Her nerede olursa olsun her tür faaliyet ve karar için ilgili
ekosistemin havası, suyu, toprağı, insanı, florası, faunası ile
birlikte değerlendirilmesi
ÇEVRE ETİĞİ
 İnsanların doğası gereği (insan oldukları için) ve çevrenin ise sağladığı
faydalar açısından değerlendirildiği bir antropojenik etik. Bu etik sistemi
geleneksel etik kurallarının tümünü çevreye uygular.
 Hayvanların durumunun ahlaki olarak ele alındığı hayvan etiği (Bazı
filozoflar bilinçli olan ve olmayan şeklinde hayvanları ayırır ve sadece
bilinçli olanların ele alınması gerektiğini tartışırlar.)
 Bitki ve hayvanlar dahil tüm yaşama saygı duyulması temeline dayalı bir
etik.
 Tehlike altındaki türleri ahlaki olarak daha ön planda tutan bir etik. Bu
etikte yaşama tür bazında saygı vardır.
 Biyotik toplumların ele alındığı arazi etiği.
NIMBY
(Not in My Backyard) Sendromu
• NIMBY: Benim arka bahçemde olmasın
mahiyetindeki bir deyişin baş harflerinden
oluşmuştur.
• Gelişmiş ülkelerde atık ve artıkların çevreye
zararsız hale getirilmesine ilişkin tüm çevre
koruyucu uygulamalara rağmen toplumların
reddetme sendromu ya da saplantısına girmeleri
anlaşılamamaktadır.
ÇEVRE PLANLAMA VE YÖNETİMİ
Çevre plancıları ve yöneticileri oldukça geniş bir yelpazedeki konular dahilinde
çalışırlar ve aşağıdaki listede tipik çalışma şekilleri ve faaliyetleri hakkında genel bir
fikir vermektedir.
• Öneri projelerin etkilerinin değerlendirilmesi, konstrüksiyon sırasında çevresel
etkilerin azaltılması ve proje sonrası çevresel etkilerin izlenmesi faaliyetlerini
de kapsayan yeni tesislerin geliştirilmesi işi. Burada kamu işleri ve özel
şirketlere ait geliştirme projeleri de söz konusudur.
• Eski tesislerin faaliyetine son verilmesi; örneğin eskimiş nükleer güç
santrallerinin tasfiye edilmesi, kapanması öngörülen askeri alanlardaki toksik
atıkların temizlenmesi ve ekolojik anlamda terk edilmiş arazilerin
rehabilitasyonu (maden aramalarının yapıldığı arazi parçaları gibi).
• Kirlilik kontrol gerekliliklerine uygunluğun izlenmesi, materyallerin geri
dönüşümü vasıtasıyla atık üretiminin azaltılması ve tesis performansının
çevresel denetimlerinin yapılması gibi tesis operasyonları.
• Çevre kanunları ve politikalarının etkinliğini değerlendiren çalışmalarda
gösterildiği şekliyle hükümet politika analizi ve çevre programlarının
uygulanması.
• Arazilerin farklı amaçlarla kullanılmasının uygunluğunun analiz edilmesi ve
arazi kullanımının kaynakları koruyup toprak kayması ve su baskınları gibi
kamuyu tehdit eden doğal afetlerin azaltılması yönünde gerçekleştirilmesini
kontrol altına alan politikaların geliştirilmesi faaliyetleri de dahil olmak üzere
kentsel ve bölgesel gelişmelerin yapılması.
ETKİNLİK, EŞİTLİK VE HAKLAR
ÜZERİNE DAYALI KARAR VERME
Üretim Etkinliği ve Fayda Maliyet Analizi (FMA)
•
•
•
•
•
FMA’nın gerekçelerinin ortaya konması
FMA ve dağılımsal sonuçları
İnsan yaşamının değeri
Mevcut değere inme
FMA ve hakların kaliteli çevre için kullanılması
Ahlaki ve Yasal Hakların Ayrımı
•
•
•
•
•
Ahlaki etkenler
Ahlaki prensipler
Bakış açısına karşı tanımlayıcı haklar claims
Bilinçli canlılar
Hak sahipleri
ETKİNLİK, EŞİTLİK VE HAKLAR
ÜZERİNE DAYALI KARAR VERME/2
Çevresel Adalet ve Nesiller Arası Eşitlik
• Faydacılık
• Birey haklarına ilişkin siyasi felsefeler ve haketme kuramı
• Çevresel Eşitsizliğin Kanıtları
Çevre koruma programlarındaki eşitsizlik
Çevresel adaletin dağıtımındaki eşitsizlik
• Uluslar arası Çevresel Adalet Konuları
Dağıtımsal adalet
Adaletin prensipleri
Faydacılık
Eşitliklerin dengelenmesi
Haketme Kuramı
Bireyin haklarını vurgulayan siyasi felsefeler
Genel umum yasaları
Eşitlik kuralı
Azalan/gerileyen nizami programlar
Çevresel eşitsizlik
Uluslararası çevre adaleti
Doğa için borçlanma değiş-tokuşlar
Toksik atık ticareti
ETKİNLİK, EŞİTLİK VE HAKLAR
ÜZERİNE DAYALI KARAR VERME/3
Nesiller Arası Eşitlik ve Sürdürülebilir Kalkınma
•
•
Gelecek Nesillerin Ahlaki Yükümlülükleri
Sürdürülebilir Kalkınma ve Dağıtımsal Adalet
Sosyal sözleşme teorisi
Gelecek nesillerin ahlaki yükümlülükleri
Sürdürülebilir kalkınmanın alternatif tanımları
Sürdürülebilir kalkınma ve eşitlik
Ulusal sermayeye karşı insan yapımı sermaye
Toplam sermaye
Güçlüye karşı zayıfın sürdürülebilirliği
Yaşanabilir Çevre için Ahlaki ve Yasal Haklar
•
•
Diğer canlılara karşı yükümlülükler
Doğa Haklarının yasalaşması (Türlerin ve ekosistemlerin hakları)
ÜRETİM ETKİNLİĞİ VE FAYDA
MALİYET ANALİZİ (FMA)
•
Bir ulusun kendi içinde ve uluslar arasında çevre korumanın fayda ve maliyetleri ne
kadar adil olarak dağıtılıyor?
•
Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini tehlikeye atmaları
halinde bu yaklaşımlar yürütülmeli midir?
•
Bazı ahlaki ve yasal haklar insanlarla ilgilidir; örneğin yurttaşların yaşanabilir
çevreye sahip olma hakkı. Bazı haklar hayvanlarla ilgilidir. Bazı insanlar bazı
hayvanların insani muameleyi hakettiklerine inanmaktadır.
•
1930larda Gifford Pinchot ve diğer öncü korumacıların doğal kaynakların etkin
biçimde kullanılması hakkındaki fikirleri fayda-maliyet analizi (FMA) olarak
bilinen prosedürün ortaya çıkmasıyla birlikte desteklenmiştir.
Kamu kararının bir hedefi olarak etkin kaynak kullanımı çevre politikası ve doğal
kaynak yönetimi literatüründe önde gelen bir konudur. Etkin kullanımın
savunucuları FMA’nın daha sık kullanılması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Bazen
FMA’nın taraftarları çevresel ve doğal kaynak yönetim plan ve programlarının
kabul edilebilirliğine karar verilmesi sürecinde etkin kaynak kullanımını bir kriter
olarak kullanmaları konusunda karar vericileri ikna etmeyi başarmışlardır.
Çevresel eşitlik ve adalet
• Çevresel eşitlik
Eşitlik çevre yasalarının eşit korunmasını ifade eder. Örneğin ABD
tehlikeli atıkların bertarafı programı azınlıkların ve beyazların yaşadığı
alanlardaki atık depolama alanlarının miktarını eşitlik ilkesi
doğrultusunda beyazların lehine düzenler. Diğer taraftan RCRA (The
Resource Conservation and recovery Act) (kaynak koruma ve yenileme
yasası)nı ihlal eden beyazların firmaları ile siyahların firmaları arasında
verilen cezalar arasında 6 kat fark vardır. Bu da eşit olmayan bir koruma
anlayışıdır ve çevresel eşitliğe uygun değildir.
• Çevresel adalet
Çevresel eşitliğe göre daha kapsamlı bir kavramdır. Sürdürülebilir
toplumları destekleyen kültürel değerlerin, kuralların, düzenlemelerin,
davranışların, politikaların ve kararların tümünün tüm insanların
çevreleri için verimli ve güvenli olmasını işaret eder..
Uluslararası Çevresel Adalet Konuları
• Savaşlar ve silahların denenmesi
Savaşların çevresel boyutları Vietnam Savaşında kullanılan kimyasal
silahlarla ve Körfez Savaşındaki petrol sızıntıları ve yanmalarıyla temsil
edilebilir. Bunun gibi nükleer silahların denenmesinin Avustralya’daki
Aborjinler üzerindeki etkisi çevresel adalet açısından silahların
denemesine ilişkin bir örnek olabilir.
Uluslararası fonlama
Uluslararası kalkınma bankasının gelişmekte olan ülkelerde çevreye
zarar verici projeler ve uygulamalara yönelik olarak destek
vermektedir. Bu Dünya Bankasının Brezilya’daki tropikal ormanlara
verdiği zararın telafisi için verdiği destek ile temsil edilebilir.
Uluslararası Çevresel Adalet Konuları
• Çevre sorunlarını çözmenin maliyeti
Sanayileşmiş ülkelerden kaynaklanan küresel çevre sorunları üçüncü
dünya ülkelerinin de tüketim ve kalkınma olanaklarını de olumsuz
etkilemektedir. Bunun maliyeti sanayileşmiş ülkeler tarafından
karşılanmalıdır.
Tehlikeli atıkların ticareti
Kalkınmış ülkeler gelişmekte olan ülkelere illegal olarak zehirli ve
tehlikeli atıklarını göndermektedir. Buna toksik terörizm ismi verilebilir
ve buna maruz kalan ülkelerde ciddi çevre sorunlarına yol açmaktadır.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
Bugün için gerekli ihtiyaçlarımızın gelecek nesillerin
yaşamlarını devam ettirmeleri için gereken ihtiyaçlarını
tehlikeye atmayacak şekilde temin edilmesidir.
• Bruntland Raporu 1987
• Rio Konferansı
1992
Sürdürülebilir Kalkınma:
– Koruma – Kullanma Dengesi (Ekonomik açıdan yaşam kalitesi
yükselirken, çevrenin kirletilmemesi ve doğal kaynakların sürdürülebilir
şekilde tüketilmesi)
Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim:
– Verimlilik artışı ile atık azaltımının birlikte gözetilmesi;
• Doğal kaynak ve enerji tüketimi
• Toksik ve tehlikeli kimyasal kullanımı
• Atık oluşumunun
bütüncül bir anlayışla kontrol edilerek, minimize edilmesi
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
YÖNETİM
ÇEVRE
EKONOMİ
SOSYAL
YAPI
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
Belirsizlikler
Yönetim
•Yatırımlar
•Yasal sorumluluk
•Etik
Ekonomik
gelişmeler
•Doğal kaynakların
verimli kullanımı
•Küresel ısınma
•Sosyal haklar
•Güvenlik
•İletişim
•Etik
Sosyal
gelişme
• Pazar
• Kurallar
• Aktiviteler
Çevresel
denge
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
• FIRSAT MI?
• TEHDİT Mİ?
DEĞİŞİM İÇİN FIRSAT
BUGÜN
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Problem
Maliyet
Risk kaynağı
Teknik ve özel
Karmaşık
Ayrık
Reaktif
Kısa vadeli(günübirlik uygulamalar)
Geçici/yüzeysel yaklaşımlar
Belirsiz tanımlar
YAKIN GELECEK
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Fırsat
Tasarruf
Değer kaynağı
Ortak görüş
Sağ duyulu
Entegre
Proaktif
Uzun vadeli uygulamalar
İşin özüne inme
Net değerlendirmeler
ÇEVRE SORUNLARI
• Hızlı nüfus artışı, endüstrileşme, kentleşme ve trafik artışı nedeniyle ortaya çıkan
çevre sorunları
• Yetersiz sağlık koşulları nedeniyle 19. yüzyılın ortalarında tifo, kolera ve tifüs gibi
salgın hastalıkların yayılım gösterdiği epidemik olaylar- insan sağlığına etkiler
• Çevre kirlenmesinin yerel, bölgesel ve global etkileri
• Ormanların tahribi ve erozyon sorunu, hızlı nüfus artışı, düzensiz şehirleşme ve
yeşil alanların eksikliği, kıyıların bozulması, sanayide kullanılan kimyasal
maddelerin insan sağlığına etkisi, nükleer enerji ve termik santrallerle ilgili
sorunlar
sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinde çözümleri aranan sorunlardır.
ÇEVRE YÖNETİMİ
• İnsanlar
ve
doğa
arasındaki
yönetilmesine ihtiyaç vardır.
ilişkilerin
• Bu yönetim şeklinde insanların yer kürenin doğal
kaynaklarına olan talebinin, doğanın talebi
karşılama kapasitesi ile sürdürülebilir şekilde
dengelenmesi esastır.
ÇEVRE YÖNETİMİ
(üç aşamalı değerlendirme)
• Faaliyetlerin muhtemel etkilerinin değerlendirilmesi (etki
değerlendirilmesi)
• Faaliyetlerden
dolayı
geçmişte
oluşmuş
çevresel
değişikliklerin ortadan kaldırılması için muhtemel yöntemler
(düzeltici faaliyetler)
• Doğal olayların veya faaliyetlerin çevresel etkilerinin
azaltılması için muhtemel yöntemler (önleyici faaliyetler)
EKONOMİK DEĞER OLARAK ÇEVRE




Yaşam destek fonksiyonu
Hammadde
Atıklar için alıcı ortam
Rekreasyon amaçlı
ÇEVRE
Hammadde ve girdiler
Girdiler
Üretici
Artıklar
(residual)
Ekonomistler genel olarak artık
(residual)
kelimesini
çeşitli
tüketim ve üretim aktiviteleri
sonrasında artan madde veya
enerji şeklinde kullanmaktadır.
Tüketici
Mal ve hizmet
Artıklar
(residual)
ÇEVRE YÖNETİMİNİN
ANA BİLEŞENLERİ
• Politika: Bilimsel veriler ve çakışan politik ve ekonomik
çıkarlarla ilgili değer yargılarına dayanan çevre yönetimi ile
ilgili amaçları tanımlar.
• Mevzuat: Politikaların formüle edilmesi uygulanması için
araçtır.
• İdari Yapılanma: Belirlenen çevresel amaçları geliştirmek ve
hayata geçirmek için çerçeve ve ortam sağlar.
ÇEVREYE BAKIŞ AÇISINDAKİ DEĞİŞİM
1960
2000
KİRLİLİK
GİDERİMİ
• Çevre ile ilgili yasal
mevzuat
• Kirlilik kontrolü
• Atık depolama
alanlarının
kullanımı
(Evsel ve
endüstriyel)
FARKINDALIK
+
TEMİZ ÜRETİM
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
• Ekolojik olarak
sürdürülebilir kalkınma
• Çevre,Ekonomi ve Sosyal açıdan üçlü
değerlendirme
• Çevresel etkileri azaltmak üzere ürün ve
prosesin yeniden tasarımı ve LCA
yaklaşımı
• Uluslar arası ticaret kurallarının etkileri
• Ekosistem çalışmaları
Gereksinimler:
• Temiz Üretim
(madde ve enerji tasarrufu,
atık minimizasyonu)
•Güçlü bir ARGE
•İnnovatif teknolojiler
•Çevresel faktörlerin dikkate alındığı sektör
•Kurumsal yeterlilikler
•Kültür değişimi
Çevre Konusunda Klasik Yaklaşım
•
Sanayici için “çevre” üretim sürecinden ayrıdır.
•
Çevre yatırımları, “kendini geri ödemeyen”, “üretim maliyetlerini
yükselten” yatırımlar olarak görülmektedir.
•
Çevresel önlemler üretim sürecinden bağımsız olarak daha çok “arıtma”
ve “atık bertarafı” gibi “boru sonu yöntemler” izlenerek alınır.
•
Mevzuat baskısı ön plandadır; mevzuat sıkılaştıkça çevre daha büyük
bir “engel” haline gelmektedir.
Değişim Beklentisi
•
Sanayicinin “çevre”ye bakış açısının değiştirilmesi
• Çevre Yönetimi konusunda
yaklaşımların benimsenmesi
gündemdeki
kavramların
ve
yeni
•
Söz konusu kavramlar ve yaklaşımlar çerçevesinde proje oluşturma
yeteneğinin geliştirilmesi
•
Çevre yönetimi yaklaşımının yaygınlaşması ve çevre yönetiminin diğer
stratejilere entegre edilerek sürekli hale getirilmesi
•
Çevre konularının “engel” olmaktan çıkıp fırsat olarak değerlendirilmesi
ÇEVRE PROBLEMLERİNE YAKLAŞIMDA DEĞİŞİM
(Reaktif yaklaşımdan proaktif yaklaşıma)
Sürdürülebilir Kalkınma
Temiz Üretim
Geri dönüşüm
Giderim
Seyreltme
Reaktif
Proaktif
SANAYİDE ÇEVRE YÖNETİMİ ANLAYIŞI
(tarihsel gelişim)
•
Atığın seyreltilmesi (20. yüzyılın başlarında birçok mühendis atıksuların
arıtılmasını gereksiz bir masraf olarak görmekteydi. Bu dönemdeki sağlık
mühendisliği uygulamalarının çoğu “seyreltme kirliliğin çözümüdür”
anlayışına dayanmaktaydı.)
•
Atığın alıcı ortamlara verilmeden önce çeşitli arıtma yöntemleri ile
uzaklaştırılması (oluşan kirliliği gidermeye yönelik boru sonu art giderme
yöntemlerinin kullanımı yaygınlaştı.)
•
Kirlilik oluşumunu önlemeye yönelik tedbirler (Tüketici farkındalığının
artması-üretim, kullanım ve kullanım sonrası süreçlerde çevreye daha az
zarar veren ürünlerin tercih edilmesi pek çok sektör için yeni bir rekabet
alanı ortaya çıkardı.)
ÇEVRE PLANLAMA VE YÖNETİMİ
• Çağdaş çevrecilik anlayışı 1960’larda ortaya çıkmıştır.
• Hava ve su kirliliğinin kontrolü için kullanılan önlemler birçok ülkede
yaygınlaşmıştır.
• Yeni yasal düzenlemeler hükümetlere aldıkları kararların çevresel
etkilerini de düşünmeleri gerekliliğini getirmiştir.
• İnsan faaliyetlerinin çevresel etkilerine olan ilgi ve önemin artması yeni
bir çalışma alanı olarak ÇEVRE PLANLAMA VE ÇEVRE YÖNETİMİ
konusu ortaya çıkmıştır.
• Günümüzdeki yeni yaklaşım ise ENTEGRE ÇEVRE YÖNETİMİ
yaklaşımıdır.
Farklılık Yaratmada İlk Adım
Kaynakların daha verimli kullanımına yönelik
toplumsal, çevresel ve ekonomik ortam ve
şartların oluşmasına destek olmaktır.
•Sürdürülebilir kalkınma kavramının doğru anlaşılması
•Politika oluşturulması
•Uygulanması
•İşbirliklerinin geliştirilmesi
SANAYİDE KAYNAK YÖNETİMİ
Ölçmediğiniz ve
yönetemezsiniz!!!
monitorlamadığınız
sürece
ÜRETİM SÜRECİNİN
BEŞ ÖNEMLİ BİLEŞENİ
Teknoloji
Tüm hammadde
ve
girdiler
Prosesin işletimi
PROSES
Ürün
Katı-sıvı
ve
gaz atıklar
TEMİZ ÜRETİM İÇİN
BEŞ FARKLI YAKLAŞIM
Teknolojinin
değişimi
Hammadde
ve
girdilerin
değiştirilmesi
Ürünün
değiştirilmesi
İyi işletim
uygulamaları
PROSES
Yerinde
yeniden kullanım
TESİSLERDE KİRLİLİK DEĞERLENDİRME VE
ÖNLEME ÇALIŞMALARINA YÖNELİK ÖNEMLİ
ADIMLAR
1. Aşama: Ön değerlendirme (Kontrol ve denetleme )
1.
2.
3.
Değerlendirme takımının oluşturulması
Sürecin kısımlara ayrılması
Süreç akış şemalarının hazırlanması
2. Aşama: Kütle Denkliği
Çıktılar
Girdiler
•Girdilerin belirlenmesi
•Su tüketimin kaydedilmesi
•Atıkların yeniden kullanımı ve geri dönüşümü
•Ürün ve yan ürünlerin miktarlarının belirlenmesi
•Atıksu miktarının belirlenmesi
•Gaz emisyonlarının belirlenmesi
•Atık miktarlarının belirlenmesi
Kütle denkliğinin oluşturulması
Kütle denkliğinin değerlendirilmesi
3. Aşama:Sentez
Atık azaltımına yönelik
Alternatiflerinin Belirlenmesi
Atık Azaltımına yönelik
Alternatiflerinin Değerlendirilmesi
Atık Azaltımı için Eylem Planı
ATIK YÖNETİM STRATEJİLERİ
•
•
•
•
Kirlilik Önleme: Üretim süreci boyunca atığın oluşmasını önleyen Kirlilik
Önleme yöntemleri, çevre yönetiminde önceliklidir. Kimi zaman bu
yöntemler üretim sürecinde değişiklikler gerektirse de, çevresel ve
ekonomik anlamda kazanımları diğer yöntemlere göre çok daha yüksektir.
Geri Dönüşüm: Üretim sırasında atığın oluşumu önlenemiyorsa,
arıtılacak/bertaraf edilecek atık miktarını mümkün olduğunca en aza
indirmek için ‘geri dönüşüm’ ve ‘yeniden kullanım’ gibi yöntemler
uygulanmalıdır.
Arıtma: Atığın oluşumunun önlenemediği ya da miktarının azaltılamadığı
durumlarda, hacmini ya da toksik içeriğini azaltmak amacıyla arıtım
yapılır. Her ne kadar ‘boru sonu’ arıtma yöntemleri atık miktarlarında
azaltım sağlıyorlarsa da Kirlilik Önleme kadar verimli/etkin yöntemler
değillerdir.
Bertaraf etme: Bertaraf etme atık yönetiminde en son düşünülmesi gereken
seçenektir. Etkin atık bertarafı çevre yönetiminin önemli bir bileşeni
olmasına rağmen, en az etkili yöntemdir.
(G.Demirer, 2000)
TEMİZ ÜRETİM TERİMLERİ
(Uludağ-Demirer S. ve Demirer G.N,1999)
Çevreye Duyarlı Tasarım (Design for the Environment) – Çevreye duyarlı tasarım yada çevreci tasarım (ecodesign) ürünün
tüm yaşam döngüsünü inceler ve ürün üzerinde, tasarım aşamasında, ürünün yaşam döngüsü boyunca çevreye olan
etkilerinin
azaltılmasını
sağlayacak
düzenlemeler
önerir
ve
uygular.
Çevre Muhasebesi (Environmental Accounting) – Çevre muhasebesi kuruluşların çevreye olan etkilerinden kaynaklanan
tüm giderleri hakkında bilgi sahibi olmasını ve bu giderleri kuruluşların karar alma süreçlerinde göz önünde
bulundurmasını amaçlar.
Çevre Denetimleri (Environmental Audits) – Çevre denetimleri bir firmanın tüm çevresel etkilerinin daha sonradan üretim
süreç ve yöntemlerinde değişiklikler yapmak için belirlenmesi için geliştirilmişlerdir. Bir denetim gerçekleştiren firma, bu
denetim sırasında ulaştığı verileri temiz üretim ve ekolojik verimliliğin artırılması uygulamaları gerçekleştirmek için
kullanabilir.
Çevresel Etiketleme (Environmental Labelling) – Çevresel etiketleme, ya da eko-etiketleme, çevreye yararlı yada
alternatiflerine göre çevreye daha az zararlı tüketim ürünlerinin belirlenmesine ve etiketlendirilmesine dayanır. Çevresel
etiketler, hem kurumsal hem de bireysel tüm tüketicileri aldıkları ürünlerin çevreye olan etkileri hakkında bilgilendirerek,
daha mantıklı seçim yapmasına yardımcı olur.
Çevresel Durum Bildirimi (Public Environmental Reporting) – Çevresel durum bildirimi, belirli bir zaman aralığı için,
kurumların (devlet vb.) çevresel performanslarını belirlemesine ve bu çalışmanın sonuçlarını kamuya bildirmesine dayanan
bir süreçtir.
Endüstriyel Ekoloji (Industrial Ecology) – Endüstriyel ekoloji birbirine hammadde ve ürün ilişkisiyle bağımlı ve
destekleyici endüstri kollarının aynı endüstri bölgelerine kurulmasıdır. Bu sayede, temiz üretim daha endüstriyel
aktivitelerin başlamasıyla birlikte benimsenebilir. Bu tip gelişme yöntemi, endüstriyel ekolojik parkların oluşturulmasını
sağlar.
Ekolojik Verimlilik (Eco-Efficiency) – Ekolojik verimlilik, temel insani ihtiyaçları karşılamak ve gündelik hayat kalitesini
arttırmak için yapılan tüm üretim ve hizmet faaliyetlerinin içinde bulundukları ekosistemin taşıma kapasitesini aşmayacak
seviyede çevresel etkiye neden olurken en fazla ekonomik yararı sağlayacak şekilde gerçekleştirilmesiyle sağlanır. Kısacası
ekolojik verimlilik doğal kaynakların ekonomik faaliyetler sırasında en verimli şekilde kullanılmasıdır. Ekolojik verimliliğe
ulaşmanın
yollarından
biri
temiz
üretim
uygulamalarıdır.
EKO verimlilik
Hammadde kullanımının azaltımı
Kaynakta atık azaltımı
Enerji verimliliğinin artırılması
Çevreye duyarlı tasarım
Ürün dayanıklılığının ve ömrünün artırılması
Geri dönüşüm
çalışmalarını içeren
koruyucu/bütünsel/sürekli
bir stratejinin
ÜRETİM
SÜREÇLERİNE
ÜRÜNLERE
HİZMETLERE
uygulanarak
Maliyetlerin azaltılması ve çevresel
performansın geliştirilmesi ile
eko-nomik ve eko-lojik verimliliğinin
arttırılması demektir.
22.2.2008 tarihli
Esinkap sunusundan)
KİRLİLİK KONTROLÜ
yerine
KİRLİLİĞİ ÖNLEME YAKLAŞIMI
Kirlilik Kontrolü
Kirlilik Önleme
•
Üretim ve tasarım aşamalarını değişmez faktörler
olarak benimseyip kirliliği de bu aşamaların kaçınılmaz
bir sonucu olarak görmektedir.
•
Kirliliği ve atıkları tasarım, kaynak kullanımı ve üretim
prosesleri aşamalarındaki yetersizlik, verimsizlik ve
etkisizliğin bir sonucu olarak görmektedir.
•
Kirlilik ortaya çıktıktan sonra bu soruna çözüm
getirmeye odaklanmaktadır.
•
Kirlilik
oluşumunu
odaklanmaktadır.
•
Yalnızca yürürlükte olan yasa ve yönetmelikler ile
uyum içinde olmayı amaçladıklarından kuruluşların
çevresel performanslarına katkıda bulunma girişimleri
ancak yönetmeliklerde oluşacak bir değişiklik ile
olasıdır.
•
Yasa ve yönetmelik gibi statik olguların gereksinimleri
ile
sınırlanmasını
engellemektedir.
Çevresel
performanslarını yasa ve yönetmeliklerin gerektirdiği
seviyeden çok daha yüksek bir seviyeye çekeceklerinden,
ileride yürürlüğe girecek daha katı yasa ve yönetmelikler
ile uyum konusunda zorluk çekilmemektedir.
•
Pek çok potansiyel gelişmeyi göz ardı etmektedir.
•
•
Köklü değişikliklerin ortaya çıkması durumunda tesis
hazırlıksız yakalanmaktadır. Genellikle dışarıdan
denetim ve yaptırım uygulanmalktadır.
Yüksek maliyetli girişimler ile istenilen konuma
gelinebilmektedir.
Kirliliği ve atıkları tasarım, kaynak kullanımı ve üretim
prosesleri aşamalarındaki değişimle önleyebilmek
mümkündür.
•
Kuruluşun kendi inisiyatifi ile çevresel performansını
sürekli olarak arttırmasını sağlamaktadır.
Atık oluşumunu azaltmanın yanısıra ekonomik faydalar
da sağlamaktadır.
•
•
önlemeye/azaltmaya
Türkiye’deki Mevcut Durum ve Bakış Açısı
• Eski teknolojilerin kullanımı, kirletici sektörlerin ağırlığı
• KOBİ’lerde teknoloji düzeyinin düşüklüğü; kaynak tüketimi
ve atık yönetiminin sorun olması
• Çevre standartlarının ve mevzuatının sağlanamaması
• Çevre mevzuatındaki gelişmeler – AB uyum süreci
– IPPC Yönergesi – Mevcut En İyi Teknikler
– İklim Değişikliği Politikaları
• “Mevzuat baskısı” ve “arıtma/atık bertaraf maliyeti”
anlayışı
TÜRKİYE’DE DURUM
• Çok sayıda yasa ve yönetmelik var. İzin prosedürleri
kapsamındaki süreç karmaşık.
• Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü yaklaşımının
benimsenmesi konusunda bazı girişimler var.
• Sanayi tesisleri için entegre izin alma süreci (Her
alanda iyi olmak ve koordine çevre izni alınması)
konusunda Bakanlığın çalışmaları mevcut.
Download