çevre - ahmet fidan

advertisement
TANIM ve KAPSAM
Çevre politikası bir ülkenin çevre sorunlarının çözümü
yönündeki ve bu alandaki tercih ve hedeflerinin belirlenmesidir.
Eskiye göre çevre konusu kat be kat önemlidir. Çünkü nüfus
daha kalabalıktır. Kentleşme hızlanmış sanayileşme ilerlemiştir.
Bunların sonucu ortaya çıkan her türlü kirlilik yaşamı tehdit
eder hale gelmiştir.Hızlı kentleşme başta kıyı alanları ve
denizler olmak üzere doğal kaynaklar üzerindeki baskıları
atıkların miktarını ve diğer çevre sorunlarını arttırmıştır.
Çevre sorunlarının çözümü için uygulanan politikalar ve alınan
kararların AB normları ve Uluslar arası standartlara uyumlu
hale getirilmesi çalışmaları devam etmektedir.
SÜREÇ
Avrupa ülkelerinde çevreci gruplar 1980’ li yıllarda fikirlerini
meşru hale getirmek için çeşitli aşamalarla çevre meselesine
bir şekilde meşruiyet kazandırmışlardır.
Kendi ülkelerinde gerçekleştirdikleri çevre faaliyetleri sürecinin
etkisiyle çevreci gruplar Avrupa Komisyonuna nasıl
yaklaşacağını öğrenmişlerdi.
Ülkelerinde uyguladıkları metotları kullanarak oluşturdukları
kamuoyu aracılığla direkt topluluk kuruluşlarını özellikle de
Komisyonu etkilemeyi başardılar.
Avrupa Parlamentosu genellikle katı bir çevre politikasından
yanadır.
AB Çevre Politikası
• "Çevre sınır tanımaz" - Avrupa Topluluğu’nun -bugün daha yaygın
adıyla Avrupa Birliği’nin - ilk çevre mevzuatını geliştirmeye başladığı
1970’li yılların sloganı buydu. Bu günümüzde daha da doğrudur.
• 1987’de Tek Avrupa Senedi büyümekte olan bu çevre mevzuatı
yığınına resmi bir hukuksal temel sağladı ve ortaya üç hedef koydu :
çevrenin korunması, insanların sağlığı ve doğal kaynakların basiretli
ve akılcı bir biçimde kullanımı (Madde 130r).
• 1992 yılında Maastricth Antlaşması Avrupa Birliği hukukunda
sürdürülebilir gelişme kavramını resmen oluşturdu. Daha sonra,
1997’de Amsterdam Antlaşması sürdürülebilir gelişmeyi Avrupa
Birliği’nin ağırlıklı hedeflerinden birisi haline getirdi
A) Suyun korunması
• Birlik, kentsel atık su arıtma yönergesi ile 2010 yılının
•
sonuna kadar tüm yerüstü ve kıyı sularının organik
kirlilikten arındırılması hedefini koymuştur. Bunun için
önümüzdeki onyıl boyunca yerel yönetimler ve
sanayiler tarafından atık su arıtımına muazzam
yatırımlar yapılması gerekecektir.
En önemlisi de, 2010 yılına kadar Üye Devletler su
fiyatlarının yüksek kaliteli ve güvenilir su kaynakları
sağlama ve sürdürmenin tam ve gerçek maliyetini
yansıtmasını sağlamak zorundadır. Su fiyatı su
şirketlerine gerçek maliyetini yansıttığında gerek
yurttaşlar gerek endüstriler suyu daha verimli bir
şekilde kullanmaya ve israftan kaçınmaya teşvik edilmiş
olacaklardır
b) Havanın korunması
• Hava kalitesinin korunması gelecek yüzyılda Birlik
politikalarını belirlemeye devam edecek olan büyük bir
sorundur. Hava sadece katı kirlilik kontrolleri ile daha
temiz olamaz. Bunun için enerji, ulaşım, turizm ve
arazi imari gibi çok çeşitli diğer Birlik politikaları, ulusal
hatta yerel politikalarda köklü değişiklikler gereklidir
• Birliğin ilgi göstermesi gereken sorunların kapsamı
geniştir : stratosferik ozon tabakasının aşınması;
asitleşmenin, yer düzeyindeki ozon ve diğer
kirleticilerin kontrolü; ve iklim değişikliği. Her sorun
toplumun ve endüstrinin farklı kesimlerini etkilemekte
olup özel çözümler gerektirmektedir.
c)Hayatın korunması
• Kentsel ve endüstriyel gelişme, tıpkı entansif tarım
•
gibi Birlik içinde biyo-çeşitliliğin bir çok önemli
alanını sürekli olarak tehdit etmektedir. Avrupa
ekosistemlerinin tüm türleri şiddetli baskıya maruz
kalmaktadır ve biyo-çeşitliliğin kaybı belli bir
düzenda
kalmaktan
çok
artma
eğilimi
göstermektedir.
Avrupa Birliği uzun zamandır, gelişmekte olan
ülkelerde, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan
türlerin korunması ve ulusal parkların yönetimine
yönelik programlar da dahil olmak üzere doğayı
koruma projelerini desteklemektedir. 1990-95
döneminde, örneğin Kenya’da fil türünü koruma ve
bir Topluluk doğal hayat projesi ve Pakistan’da
Himalaya cangıl projesi için 60 milyon ECU tahsis
edilmiştir.
d) Ormanların korunması
• Ormanlar Avrupa Birliği’nde 127.8 milyon
hektar alan kaplamaktadır. Ağaçlandırılmış
alanlar ozaman ki 12 Üye Devlette 1960 ila
1990 yılları arasında % 10 artmıştır. Orman
politikası çevre korunmasının diğer tüm
yönleriyle bağlantılıdır : ormanlar yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya olan türlere habitat
sağlamaktadır ve bir çok ülke için önemli bir
malzeme, gelir ve uluslararası ticaret kaynağı
ve sera gazı olan CO2 için hayati önemde bir
küresel temizlik yeridir.
AB ÇEVRE EYLEM ÖGELERİ
• - Çevresel kaygıların diğer politika alanları ile
•
•
•
•
•
bütünleştirilmesi.
- AB, Üye Devletler, iş dünyası ve kamuoyu arasında
ortaklık ve sorumluluk paylaşımı.
- Çevre politikası araçlarının kapsamının örneğin vergi
ve sübvansiyonlar ve gönüllü anlaşmaları da içerecek
şekilde genişletilmesi.
- Tüketim ve üretim kalıplarının değiştirilmesi.
- Mevzuatın uygulanması ve yaptırıma sahip olması.
- Gündem 21 ve beşinci çevresel eylem programı
çerçevesinde uluslararası işbirliği.
AB HUKUKU ve YAPTIRIM
• Avrupa Birliği’nin Üye Devletlerdeki çevre standartlarını
ve uygulamalarını ortak bir düzeye çıkartan, çoğu zaman
yönergenin kabul edildiği sırada en ileri durumda olan
devlet tarafından ulaşılan düzeye dayalı, 30 yıllık sağlam
bir yasama geçmişine sahiptir. Avrupa Birliği’nin yasaları
tehlikeli kimyasal maddelerin test edilmesi ve
etiketlenmesi,
biyoteknoloji
araştırmalarının
ve
ürünlerinin kontrolü ve belli başlı endüstriyel kazaların
kontrolü gibi alanlarda dünyaya öncülük etmiştir. 1987
yılından bu yana çevre, AT Antlaşması’nda önemli bir
yere sahiptir.
FİNANSMAN
• Birliğin yapısal fonları, özellikle özel progra
• mlar aracılığıyla fonları Birlik içinde daha zengin
bölgelerden daha yoksul bölgelere aktarmak suretiyle
Birlik içinde daha dengeli bir sosyo-ekonomik gelişmeyi
desteklemek için başlıca araçlarıdır. 1994 ile 1999 yılları
arasında toplam 152.200 milyon ECU tutarında Yapısal
Fon tahsis edilmiş olup Kaynaşma Fonları da 14.450
milyon ECU sağlamaktadır
• Yüksek çevre kalitesi Birliğin daha yoksul bölgelerine
yatırımların çekilmesinde bir faktör olmuştur ve Fonlar
giderek artan şekilde kıyıların, limanların ve nehirlerin
temizlenmesi ve kirlenmiş ve bozulmuş endüstriyel ve
a) AYB’nin çevre kredileri
• Avrupa Yatırım Bankası (AYB) Avrupa Birliği’nin
finansman kurumu olarak Birliğin çevreyi koruma
ve yaşam kalitesini iyileştirme hedefine bağlıdır.
Banka bu hedefleri gözeten yatırım projelerine
uzun vadeli krediler sağlamakta olup kredileri
yatırım maliyetlerinin % 50’sine kadar katkıda
bulunmaktadır. Çevreye tahsis edilen krediler
halen Birlik içindeki tüm AYB işlemlerinin yaklaşık
üçte birini teşkil etmektedir
CEVRE SORUNLARINA
YEREL BAKIS
• Kentli nüfusun artması ve endüstrilesmesiyle birlikte yesil alanlar
mahvedilirken kirlilik, göl,nehir ve hatta denizlerde canlıların
yasamasını tehdit eden boyutlara erişmiştir.
• Bunun için başta ormanlar ,bitki örtüsü,hava ve su olmak üzere
doğayı korumak ve kirlenmenin önüne geçmek gerekir.
• Endüstrileşme ve kentli nüfusun artışıyla 3 kirlilik önemlidir.
*Hava kirliliği
*Su kirliliği
*Toprak kirliliği
BELEDİYE ve ÇEVRE
• Büyükşehir belediyelerine ait görev içerisinde çevre ile ilgili olanlar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
şunlardır:
*imar planları yapmak, yaptırmak
*Meydan, bulvar vs. yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımını
sağlamak,
*Çevre sağlığı ve korunmasını sağlamak,
*Yeşil sahalar, parklar ve bahçeler yapmak sosyal ve kültürel
hizmetleri yerine getirmek
*Büyükşehir dahilindeki su, kanalizasyon, her nevi gaz, merkezi
ısınma ve toplu taşıma hizmetlerini yürütmek
*Yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere
laboratuarlar kurmak ve işletmek,
*Mezarlık alanları tespit ve tesisi etmek,
*Çöplerin ve sanayi artıklarının toplanma yerlerini belirtmek,
değerlendirilmesi ve imhası için gerekli tesisleri kurmak
*Toptancı halleri veya mezbahalar yapmak,
*itfaiye hizmetlerini yürütmek
BELEDİYE ve ÇEVRE
• İlçe belediyeleri, yukarıda sıraladığımız Büyükşehir
belediyelerinin çevre ile ilgili görevlerinden, kanunun
(f) ve (ı) fıkralarında belirtilen, "Yeşil sahalar, parklar
ve bahçeler yapmak ve sosyal ve kültürel hizmetleri
yerine getirmek, spor, dinlenme, işletmek veya
işlettirmek, toptancı halleri ve mezbahalar yapmak..."
hakkındaki görevleri yerine getirirler.
ÇEVRE KONUSUNDA
AMAÇLANAN HEDEFLER
• Kentsel nüfusun yüzde 78'i ve kırsal nüfusun da
•
yüzde 62’si sağlıklı ve yeterli içmesuyuna
erişebilmektedir. Ve kentsel nüfusun yüzde 2'si
ile kırsal nüfusun yüzde 21'ine içmesuyu temin
edilememiştir. Yıllık kişi başına düşen 74
metreküp içmesuyu tüketimi, ortalama 100
metreküp olan Avrupadaki değerin altındadır.
Son verilere göre İller Bankası ve Turizm
Bakanlığının hizmet verdiği 3216 belediyenin
yüzde 58' inde içmesuyu temin şebekesi;
bunların da yüzde 4'ünde içmesuyu arıtma tesisi
vardır.
Endüstriyel Atıksu
• 1990'ların başında (mevcut olan en son etüt) yirmibeş
kişiden daha fazla istihdamı olan 1870 şirketin dörtte biri
atıksu arıtma tesisi ile donatılmıştır; bu şekilde donanımı
olan şirketlerin yaklaşık yarısı Marmara havzasında yer
almaktadır
• Su kirliliği kontrol yönetmeliğine göre ülkenin yer altı yer
üstü su kaynakları potansiyelinin her türlü kullanım
amacıyla korunmasını, en iyi biçimde kullanımının
sağlanmasını ve su kirlenmesinin önlenmesini ekonomik
ve sosyal hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek
üzere su kirliliğinin kontrolü esaslarının belirlenmesi için
gerekli olan hukuki ve teknik esasları ortaya koymaktır
Kimyasallar ve Organizmalar
• 2872 sayılı Çevre Kanununun 13’ üncü maddesine göre
havada suda veya toprakta kalıcı özellik göstererek
ekolojik dengeyi bozan kimyasalların üretimi ithalatı
taşınması depolanması ve kullanımında çevrenin
korunması esastır.
• Çevre Kanununa bağlı olarak. çevre ve insan sağlığını
olumsuz yönde etkileyen sanayi kimyasallarının
yönetimini kapsayan
"Zararlı Kimyasal Madde ve
Ürünlerinin Kontrolü Yönetmeliği", Avrupa Birliğinin ilgili
Direktifleri göz önüne alınarak hazırlanmış olup 1993 yılı
itibarı ile yürürlüğe girmiştir.
Laboratuar Uygulamaları
• Avrupa Birliği ve Türkiye arasında imzalanan
16 Eylül 1990 gün ve 20637 Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren 'Çevre Kirliliği
Ölçme ve izleme' projesi kapsamında
finansman anlaşması yapılmıştır. Anlaşma
gereği 2,5 milyon ECU' luk kısmı AB tarafından
585 ECU' luk kısmı Çevre Bakanlığı tarafından
karşılanmıştır. Bu kapsamda Çevre Bakanlığına
üç adet mobil su kirliliği ölçüm aracı, üç adet
mobil hava kirliliği ölçüm aracı ve bir adet sabit
hava kirliliği ölçüm aracı ile merkez laboratuar
cihazları hibe edilmiştir.
Araç ve Makine Gürültüsü
• Gürültünün yarattığı rahatsızlıklar 2872
sayılı Çevre Kanununda .ele alınan temel
konulardan birini oluşturmaktadır. Bu
konudaki temel hukuki düzenleme olan
1986 yılında çıkarılan Gürültü Kontrol
Yönetmeliği; yerleşim yerleri için gürültü
düzeyleri, tren yolları, havaalanları yine
sanayi
ve
inşaat
alanlarında
izin
verilebilecek
gürültü
düzeylerini
kapsamaktadır.
Altyapı ve Kentsel Atıksu
• Kentsel su kanalizasyon ve arıtma tesislerinin finansmanında
en büyük pay İller Bankasının yetkisinde olan Belediyeler Fonu
aracılığla merkezi yönetim tarafından sağlanmaktadır. İller
Bankası dışında belediyeler büyük projelerini finanse etmek
için dış kaynaklardan borç alabilmektedir.Altyapı yatırımlarında
özel sektörün masraflara katkısı çok sınırlı düzeydedir.
• Kentsel atıksularla ilgili Türk yasal düzenlemeleri AB’nin 1991
Kentsel Atıksu Arıtma Talimatına yakındır; ancak nüfusu
2000’in üzerinde olan bütün belediyelerin atıksularını toplama
konusunda açık bir zorunluluk getirilmemiştir.İzin verilebilir en
yüksek BOI konsantrasyonu Türk mevzuatında 2 kat daha
yüksektir ve kentsel atıksu deşarjlarında toplam azot ve fosfor
konsantrasyonları için sınır değerler yoktur.
ULUSAL ÇEVRE PROGRAMI
• UÇEP'in temel amaçları: yaşama kalitesinin artırılması,
•
•
•
•
•
çevre bilincinin artırılması, geliştirilmiş çevre yönetimi,
çevre ile uyumlu ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma
olarak özetlenebilir. Bu amaçları destekleyen stratejik
hedefler ise;
.Kirliliğin önlenmesi yada azaltılması,
.Temel çevre alt yapısına ve hizmetlerine erişimi
geliştirmek
Sürdürülebilir kaynak kullanımını özendirmek
Sürdürülebilir çevre çalışmalarını desteklemek,
Çevresel tehlikelere karşı dayanıksızlığı en aza
indirgemek olarak özetlenebilir.
SONUÇ
• Araştırmanın yapısı itibari ile çevrenin öneminin ülkemizce fark
edilmiş olması AB'ye giriş aşamasında mevzuat yönünden uyum
noktasında mesafeler alınmış olması ve buna yerel yönetimlerimizin
artı değer katmış olması açıkça görülmektedir.
• Avrupa Topluluğu çevre politikalarının ülkemiz çevre politikalarına
mutlak manada örnek teşkil edeceği de tartışılabilir bir konudur,
Ancak çevre politikaları konusunda uluslararası standartlara ulaşmak
amaçlanmaktadır. Hukuk ve mevzuat başta olmak üzere yapılanma
ve organizasyon merkezi hükümette ve yerel yönetimlerde
ülkemizde bu çerçevede sevindirici çalışmalar yapılmaktadır.
Ülkemizde çevre yönetimi ve çevre politikaları konusunda belli
mesafeler alınmış olmasına rağmen çevre örgütleri ile birlikte
hareket edilmemiştir. Bu süreçte merkezi yönetimin ve yerel
yönetimlerin duyarlılığı artmış ancak çok ciddi ve gerçekçi bir
bilinçlenmeye henüz ulaşılamamıştır.
Download