1 BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLK YARDIM Her hangi bir sebepten dolayı, normal beyin fonksiyonlarındaki aksama sonucu, uyku halinden, hiçbir uyarıya cevap vermeme haline kadar değişen, bilinçli olma durumunun kısmen ya da tamamen kaybedilmesi durumuna bilinç kaybı denir. Bilinçlilik: kişinin kendinden ve çevresinden haberdar olma hali, tüm uyaranların farkına varma durumu. Uyanıklık: bilinçlilik halinin sürmesi durumu Konfüzyon: en hafif şuur bozukluğudur. Aralıklı va hafif kooperasyon güçlüğü vardır. (kooperasyon= hastanın ilk yardımcı ya da sağlık personeli ile işbirliği yapabilme durumu, komutları yerine getirebilme) Somnolans: uykuya eğilimli ve sesli uyaranlarla uyandırılabilen, kendi haline bırakıldığında tekrar uyumaya eğilimli tablo. Letarji: tekrarlanan sözel uyaranlarla veya hafif ağrılı uyaranlarla uyarılabilen, ancak uyarının olmadığı dönemde uykuya meyilin arttığı, oryantasyon (kişinin kendini bilme halidir, yer, zaman, durum bilgisine hakim olma, farkındalıklık) ve kooperasyonun tam bozuk olduğu tablo. Stupor: prekoma. Derin uyku durumu. Tekrarlanan ve kuvvetli ağrılı uyaranlara cevabın hareketlerle ve anlamsız sözlerle alınabildiği, oryantasyon ve kooperasyonun tam olarak bozuk olduğu tablo Koma: tam ve mutlak şuur kaybı, tam cevapsızlık halidir. Uyandırılamaz, komadaki kişi kuvvetli ağrılı ve sesli uyaranlara, ayrıca açlık, susuzluk gibi iç uyarılarla uyanmaz. Kendiliğinden hareket de yoktur. Bilinç bozukluklarına yol açan kafa içi sebepler: - Beyin kanaması Beyin iltihabı Beyin damar tıkanıklıkları Beyin tümörleri Kafa travmaları Bilinç bozukluklarına sebep olan kafa dışı sebepler: - Zehirlenmeler: alkol, ilaç zehirlenmeleri, tarım ilaçları… Metabolik nedenler: hipoglisemi, üremi, hepatik koma, diabetik keto asidoz… Ağır enfeksiyonlar: zatürre, sıtma, tifo… Dolaşım bozuklukları: şok ve dolaşım kollapsı, kan kaybı, kalp yetmezliği Hipotermi Hipertermi Beyin, vücut ağırlığının yaklaşık % 2 olmasına karşın, vücut kan ihtiyacının %15 ini, oksijen ihtiyacının % 18-20 sini, glikoz ihtiyacının % 17 sini kullanır. 2 Hipoksi ( oksijensizlik) ya da başka bir sebeple beyin kan akımı azalabilir. 4-5 dakikalık bir zaman, beyinde geri dönüşümsüz hasarları başlatabilmektedir. Vücut ısı değişiklikleri de (41 0 C üstü, 300 C altı) beyin hücrelerinin (nöronlar) aktivitesini bozar. Bilinç değişiklikleri oluşur. Yine şeker hastalarında görülen diabetik koma, böbrek ve karaciğer hastalarında görülen üremi, vücut elektrolit bozuklukları, enfeksiyonlar nöronların aktivitesini bozar. Dehidratasyon (sıvı kaybı) koma için önemli nedendir. Koma acil bir durumdur. - Vakit geçirmeden muayene yapılıp, vücutta anormal bir durum olmadığına bakılır, hikaye ile birlikte değerlendirilerek neden bu durumun oluştuğu anlaşılmaya çalışılır. Hastanın yaşam bulguları değerlendirilir. Hava yolu açık tutulmaya çalışılır. Olay ile ilgili gözlem yapılır. Hastalık hikayesi öğrenilmeye çalışılır. Bilinç kaybına neyin neden olduğuna dair bir ipucu aranır. Hastanın bilinç kaybının nedenleri belirlenmeye çalışılır. Yaşam bulguları ve bilinç düzeyi gözlemlenir ve kaydedilir ( Bkz. AVPU Skalası) Hızla tıbbi yardım istenir (112) Bilinç kaybı olan hastada öncelik hava yolu açıklığının sağlanması ve gerektiğinde solunum desteğinin sağlanmasıdır. Sırası ile bilinç kapanıklığında ilk yardım: - Olay yeri güvenliği sağlanır Duruma neyin sebep olduğu anlaşılmaya çalışılır Hastanın bilinci kontrol edilir Giysiler gevşetilip ağız içine bakılır Solunum değerlendirilir Solunum var ise koma pozisyonu verilir 3 EPİZODİK BİLİNÇ BOZUKLUKLARI Geçici ve kısa süreli bilinç bozukluklarıdır. Bu tür bilinç bozuklukları beyin kan akımının azalması, epileptik ataklar ( sara nöbetleri), serebrovascüler hastalıklar (beyin damar hst), metabolik bozukluklar ile ilgili olabilir. Anksiyete ataklarını (sinir krizleri) ve psikojenik nöbetleri (psikolojik bozukluğa bağlı nöbetler) ayırt etmek çok güçtür. Tanı koymak için hastane şartlarında ayrıntılı inceleme gerekir. Kısa süreli bilinç bozukluklar nedenleri: - Epilepsi (sara hastalığı) Senkop (bayılma) Beyın dolaşım yetersizliğine bağlı ataklar Kansızlık, hipoksi, hipoglisemi Psikiyatrik bozukluklar Migren İlaç ve toksinler Biz burada en sık görülen epizodik (kısa süreli) bilinç bozukluklarına değineceğiz. EPİLEPSİ: Tekrarlayan nöbetler ile karakterize, sık görülen, nörolojik bir hastalıktır. Nöbetler genellikle beyinde şiddetli bir motor aktivite ve bilinç düzeyinde değişiklikler meydana getiren anormal elektriksel aktivite odağından kaynaklanır. Beyinde ani elektrik deşarjı diye de düşünülebilir. Nöbet sonrasında uyku hali, yorgunluk gibi durumlar oluşur. Epilepsi nöbetlerinin 3 fazı vardır: 1- AURA: Atağı haber veren öncü belirtiler vardır. Bu belirtiler değişkenlik gösterir. Yanık lastik kokusu duyma, yanık şeker kokusu, ses duyma, parlak ışık görme. Mide bulantısı, baş dönmesi……….. Bu esnada tecrübeli hastalar nöbetin geldiğini anlar. 2- KONVÜLSİYON: Auradan saniyeler sonra başlar. Bu sırada çene kasları kasılır. Vücudun çeşitli bölgelerinde kasılma ve peşi sıra tekrarlayan titreme veya çırpınma hareketleri oluşur. 3- POST İKTAL Dönem: Konvülsiyondan 2-3 dakika sonra başlar. Hasta uyuklar. Beyindeki aşırı elektriksel aktivite sonrası oluşan bir yorgunluk ve iyileşme fazıdır. Hastanın bilinç kaybı devam ediyordur. Bu esnada hava yolu mukus, kusmuk veya dil sebebiyle kapanabilir. Epilepsi nöbetlerinde ilk yardım: Nöbetler genelde kısa sürelidir. 4 - - Yaygın (generalize) bir nöbet sırasında ilk önlem hastanın yaralanmasını önlemek, uygun pozisyon vermektir. Eğer hasta nöbet geçireceğini söyler ise (aura) hemen önlem alınmalıdır. Yaralanma riskini azaltmak için kişi derhal yere yatırılır Çevrede ısı kaynağı, kesici, yaralayıcı şeyle (cam gibi) bulunmamalıdır. Hastanın kol ve bacakları korunmalı, ancak sıkıştırılmamalı, bastırılmamalıdır. Giysiler gevşetilmeli, kravat çıkarılmalı, boğaz açılmalıdır. Protez ya da gıda artığı yabancı cisimlerin ağızdan alınması ilk işlem olmalıdır. Özellikle hasta konvülsiyon geçirmeye başladı ise (kasılmalar başladıysa) ASLA ağzına bir şey sokulmaya çalışılmamalıdır ( parmak, el, yabancı cisim) Çene kilitlendi ise ASLA açmaya çalışılmamalıdır. Parmaklar ASLA hastanın ağzına sokulmamalıdır Kusmaya karşı tetikte olunmalıdır, gerekiyor ise hasta hafifçe yan çevrilebilir. Epileptik nöbet sırasında solunum kaslarının durması sonucunda hava yolu tıkalıymış gibi görülebilir, hasta morarabilir. İdrar, dışkı kaçırma olabilir. Kasılmalar esnasında hastanın havasız kalması bir sakınca doğurmayacaktır. Ancak üst üste nöbet geçirme durumu yok ise nöbeti normal solunum paterni izler. Hava yolu açıklığının sağlanmasını en iyi yolu hastayı yan yatırmaktır. Nöbet esnasında ilk yardımcı hastanın yakında durur. Gerekiyor ise yan çevirir, hastayı sıkmaz, sarmalamaz, ancak kasılmalar esnasında çevreden zarar görmesine engel olur. Nöbetin zararsız bir şekilde geçmesini sağlar ve izler. Epilepsi hikayesi olan ve nöbet geçiren hastalar, nöbetten sonra tam olarak iyileşir. Genelde hastaneye sevk gerekmez. Ancak nöbet sonrası tam iyileşme için hastanın bir süre dinlenmesi gereklidir.(20-30 dk) Bu dinlenme süresince de hasta yalnız bırakılmamalıdır. Eğer; - hasta ilk defa nöbet geçiriyor ise; bilinci açılmaksızın üst üste nöbet geçiriyor ise; bir nöbet 10 dakikadan uzun sürmüş ise; bilinen bir epilepsi hastasında, nöbet sırasında anormal bir durum oluşmuş ise (solunum problemi, yaralanma); bir nöbeti başka bir nöbetin takip ettiği durum var ise ( status epileptikus= peş peşe nöbetler, nöbet olur biter tekrar başlar, nöbetler durmaz) mutlaka hastane sevki gereklidir. SENKOP: Senkop latince ‘’ kısa süreli kesilme ‘’ demektir. 5 Beyin kan akımının genel olarak ve aniden azalması, ancak kısa süre sonra (beyin kan akımının tekrar düzelmesiyle) durumun düzeldiği bir tablodur. Bayılma senkop ile eş anlamlı kullanılsa da aslında senkop bayılma nedenlerinden bir tanesidir. Bayılma, ani ve kısa süreli bilinç kaybı ve tonus değişikliği (çizgili kaslarda gevşeme) ile oluşan bir tablodur. Senkop, beyin kan akımının dokular için yeterli miktarda O2 ve diğer maddeleri (glikoz) taşıyacak seviyenin altına düşmesi sonucu oluşan geçici bilinç kayıplarıdır. Belirtiler değişkendir: - Baş dönmesi Yaygın kas güçsüzlüğü Boşlukta olma hissi Sersemlik Görme bulanıklığı Kulak çınlaması Bacaklarda uyuşma Üşüme, terleme Hızlı nefes alma Nabızda hızlanma ve zayıflama Göz bebeklerinde büyüme Bilinç kaybı Yere düşme Bilinç kaybı artan tarzdadır. Senkopta yere aniden düşme, yuvarlanma gibi bir durum vardır. Ancak bu durum epilepsi nöbeti gibi ani ve hazırlıksız olmaz. Hasta düşerken kendini koruyarak düşebilir. Bu tür bilinç kaybının süresi genelde kısadır. Birkaç saniyeden, birkaç dakikaya kadardır. Bayılma sırasında kişi hareketsizdir, kaslar gevşektir. Bazen sıçramalar olabilir. İdrar kaçırma nadirdir. Bilincin geri gelmesiyle beraber üşüme, titreme, çarpıntı, terleme, kol ve bacaklarda soğukluk ve solukluk görülebilir. Senkop nedenlerinin birçoğunun sebebi kesin olarak tespit edilememektedir. Ancak kalp kaynaklı bayılmalarda ölüm oranı yüksektir. İlk yardım - Meraklılar uzaklaştırılır Hasta sırt üstü yatırılır Ayaklar 30 cm kadar kaldırılır Solunum yolu açıklığı kontrol edilir ve korunur Sıkan giysiler gevşetilir Kusma var ise kişi yan yatırılır 6 KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜĞÜ (HİPOGLİSEMİ) Her hangi bir sebepten dolayı vücut kan şekeri azaldığı zaman oluşan durumdur. Nedenleri: - Şeker hastalığı Uzun egzersiz Uzun süreli açlık Belirtiler: A- ani kan şekeri düşmesi belirtileri - Terleme (soğuk terleme) Hızlı nabız Titreme Yorgunluk Bulantı Acıkma hissi Bilinç kaybı B- kan şekerinin yavaş ve uzun sürede düşme belirtileri - Baş ağrısı Konuşma güçlüğü Görme bozukluğu Uyuşukluk Kafa karışıklığı Şuur kaybı Genelde ani ya da uzun sürede kan şekeri düşme belirtileri birbirinden ayrılamaz. Bu 2 ayrım çok net değildir. İlk yardım - Solunum yolu ve açıklığı değerlendirilir Bilinç yerinde ise şekerli su içirilir Belirtiler 15-20 dk da geçmiyor ise sağlık kurumuna başvurulur Bilinç kapalı ise koma pozisyonu verilip derhal 112 aranır Şeker hastası olduğu bilinen bir hastanın bayılma ya da fenalık durumunda ilk yardım yapmak için kan şekerinin düştüğü mü yoksa yükseldiği mi ayrımın yapılmasına gerek yoktur. Kan şekeri düşmeleri sonucu koma durumunda ciddi hayati durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu yüzden kan şekeri düşmesini en önce düşünerek buna göre müdahale etmeliyiz. Bu tür bayılma ya da rahatsızlanma durumlarında 2 adet kesme şeker hayat kurtarır. 7 HAVALE (Ateşli Havale) Herhangi bir sebeple (hastalık) vücut ısısının 38 0 C üzerine çıkmasıyla oluşur. Genelde 6 ay – 6 yaş arası çocuklarda rastlanır. Çocuklarda beyin hasarı bırakabilir. Epilepsi benzeri bir durumdur. Çocuklarda ateşle beraber gözlerde kayma havale için önemli bir belirtidir. İlk yardım Ateşin düşürülmesi gerekmektedir Hasta soyulur, ıslak havlu ya da çarşafla hastanın ateşi düşürülmeye çalışılır. Bu işe yaramıyor ise hasta oda sıcaklığında su dolu küvete sokulur ya da duşa sokulur. Dikkat edilmesi gereken durum su soğuk olmamalıdır. Oda sıcaklığı en uygun sıcaklıktır. Eğer düşme yok ise 112 aranır ŞOK Hayati organların kanlanma yetersizliği veya bozukluğu ile karakterize, ani dolaşım yetersizliğidir. İnsanlarda normalde kanlanma, nabız ve tansiyon oluşumuna etki eden 3 mekanizma vardır. 1- kalp atım hacmi 2- damar direnci 3- damar içi sıvı (kan) miktarı Bu etmenlerden birinin ya da bir kaçının herhangi bir nedenden dolayı bozulması durumunda şok tablosu oluşur. Şok çeşitleri: 1- kardiojenik şok 2- hipovolemik şok 3- septik şok 4- nörojenik şok 5- anaflaktik şok 6- psikojenik şok 8 1- kardiojenik şok: Kalp kasılması esnasında, pompalanan kan miktarının düşmesine bağlıdır. Kalp kasına zarar veren enfaktüs, kalp yetmezliği, ritim bozuklu gibi durumlar bu şoka sebeptir. 2- hipovolemik şok: Kan hacmi azalmasına bağlıdır (kaza, yaralanma, …) Bu tip şok kanamalarda, yanıklarda, şiddetli ishallerde görülür. Kanamadan oluşmuş ise, kanamanın durdurulması en hayati uygulamadır. Bu tip şok tablosunda amaç sıvı kaybının engellenmesi ve yerine konmasıdır. Örneğin sebep ishal ya da aşırı terleme ise hastaya ayran ya da sıvı verilmelidir. 3- anaflaktik şok: Alerji, arı-böcek sokmaları gibi sebeplerden dolayı sıvı kaybının olmadığı durumlarda da şok tablosu görülebilir. Kan damarlarındaki direncin aniden azalması sonucunda (alerji sebebiyle) kanın damarda akamayıp göllenmesi bu tip şokun oluşumunda rol oynar. Solunum sıkıntısı görülebilir. Şok öncesi hastada ürtiker denilen deride kızarıklıklar oluşabilir. Bu tip şok durumunda tansiyon çok ani olarak ve çok fazla düştüğünden hastaya derhal şok pozisyonu verilmeli ve hastaneye götürülmeli ya da 112 aranmalıdır. 4- nörojenik şok: Sinir sistemi kaynaklı şoktur. Kan damarlarını çapını denetleyen sinirlerde ileti kesilmesine bağlı, kalp atımının yavaşlamasına bağlı, damar direncinin azalmasına bağlı oluşur. Gelede sebepler: - Aşırı üzüntü Aşırı sevinç Aşırı yorgunluk Aşırı ağrı 9 5- psikojenik şok: Kötü haber, stres, üzüntü, endişe durumlarında sıklıkla karşılaşılır. Bazen sevinçli haber, ani mutluluk sebebiyle bile bayılma görülebilir. Hasta genelde yere düşer, düştüğü anda da beyin ve kalp aynı seviyeye geldiği için beyne giden kan miktarı artar ve hasta bir süre sonra kendine gelir., İstemli olarak yapılan bayılma (histerik nöbet) ise daha farklıdır. Bunu histerik nöbetlerini kişiler alışkanlık haline getirmiştir. Histeri nöbeti geçirenler genelde düşeceği yeri seçerler ve ağrılı uyarılara hemen cevap veririler. Genel olarak şok belirtileri Bütün şoklarda kan kaybı, sıvı kaybı veya kalbe dönen kan miktarında azalma söz konusudur. Şokun derecesi oluşan bu duruma yani kayba bağlıdır. İlk ve en önemli sorun kan basıncının şiddetli düşmesidir. Tansiyon düşmesiyle beraber dokulara giden kan akışı da tehlikeli ölçüde azalır. Hücrelere yeterli kan, dolayısı ile oksijen gitmediği için de şok belirtileri ortaya çıkar. - Hasta solgun gözükür Solunum sıklaşır Uyuşma hali oluşur Çevre ile iletişim kesilir, kişi sessiz bir hale bürünür (sessiz hasta) Huzursuzluk başlar Asabiyet olabilir Şok durumlarında Tansiyon düşmesiyle beraber bilinç bulanıklığı, şiddetli solgunluk, deride nemlilik, nabızda zayıflama ve hızlanma Hava açlığı Şiddetli susama Bunalma hissi Huzursuzluk Uyuklama gibi belirtiler olabilir Durum ilerledikçe bilinç kaybı oluşur. İlk yardım - Hastanın endişe ve korku hali giderilir Mümkün olduğunca temiz hava soluması sağlanır Hasta ya da yaralının solunumu kontrol edilir Kanama var ise hemen durdurulur. Şok pozisyonu verilir 10 - Acil tıbbi yardım gelene kadar hasta/yaralının yanında durulur Düzenli aralıklar ile yaşam belirtileri değerlendirilir (bilinç, solunum, nabız) Isı kaybını önlemek için hasta/yaralı battaniye ile örtülür Gereksiz yara hareket ettirilmez Tıbbi yardım çağrılır (112) Kaynaklar: - - İLK YARDIM Ders Kitabı Editör Prof. Dr. Osman Nuri Dilek Afyon Kocatepe Ün. 2003 Şok: Prof. Dr. Osman Nuri Dilek Nörolojik aciller: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kemal Demirkıran KIZILAY İlk Yardım Eğitimi www.ilkyardım.org.tr