T.B.M.M. B:26 10 .12 . 2003 O: 1 BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.00 10 Aralık 2003 Çarşamba BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT KÂTİP ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale) BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26 ncı Birleşimini açıyorum. Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz. III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI I.- TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un, 10 Aralık 2003, Dünya İnsan Hakları Günü ve insan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edilişinin 55 inci yıldönümü münasebetiyle konuşması BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bugün 10 Aralık 2003; Dünya İnsan Haklan Günü ve İnsan Haklan Evrensel Beyannamesinin kabul edilişinin 55 inci yıldönümü. Türkiye, 10 Aralık Dünya İnsan Haklan Gününü, insanlıkdışı bir terör dalgasıyla, en kutsal hak olan yaşama hakkına yönelik haince saldınlann gölgesi altında kutlamanın üzüntüsü içerisindedir. 1948 yılında, İnsan Haklan Evrensel Beyannamesinin kabul edildiği 10 Aralık günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 1950 yılında aldığı 423(V) sayılı Kararla, İnsan Haklan Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Ellibeş yıl önce kabul edilen ve 300'den fazla dile tercüme edilen İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi, bugün, uluslararası kabul görmüş birçok temel hak ve hürriyetin temelini oluşturmuştur. İnsan haklan mücadelesinin temelini, insan onurunun korunması oluşturmaktadır. İnsan haklannı ulusal sınırlann ötesine taşıyıp evrenselleştiren, bu haklan vazgeçilmez ve devredilmez kılan da, yine insan onurudur. Din, dil, ırk, siyasî görüş ayınmı olmaksızın herkes, insan olmaktan kaynaklanan birtakım temel haklara ve özgürlüklere sahiptir. Bu temel, insan haklanndaki çifte standardın önündeki en büyük engeldir. İnsan haklan, artık, ulusal sınırlan aşmış, devletlerin iç meselesi olmaktan çıkmıştır. Artık, bir ülkede insan haklanna gösterilen saygı, o ülkenin uygarlık düzeyinin bir ölçüsü haline gelmiştir. Ülkemizde de, insan haklan, son on yılın iç ve dışpolitikasının en önemli gündem maddelerin­ den biri olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklannı İnceleme Komis­ yonu, üzerine düşen görevi ve katkıyı yapma çabası içerisindedir. Ulusal ve uluslararası insan haklan mücadelesinin önündeki en büyük engellerden bir tanesi de, bu kutsal çabanın bir dışpolitika aracı olarak kullanılmasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, insan haklan alanındaki eksikliklerimizi gidermek için her tür­ lü yapıcı eleştiri ve işbirliğine açıktır; ancak, maalesef, bazı ülkeler ve uluslararası kurumlar, insan haklan ihlallerine yönelik olarak çifte standartlı bir yaklaşım sergilemektedir veya bu kutsal mücadele, başka devletlerin iç işlerine müdahale aracı olarak kullanılmaktadır. Oysa, insan haklan, her türlü politik çıkar ve kaygının üzerinde olmalıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, bütün insanlar, eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip­ tir. Bu konudaki mücadele, ülkeye ve insanlara bağlı olarak farklılık göstermemelidir. Özellikle, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyetinde hafta sonu yapılacak olan seçimlere yönelik dış baskılar sonucunda, Kıbnslı Türk vatandaşlanmızın en temel haklanna yönelik çifte standarda tabi açık­ lama, beyan ve aba altından sopa göstermeler, temel hak ve özgürlükler alanında demokratik uy­ gulamanın doruğuna ulaştığını ilan eden Avrupa Birliğine üye ülkelerin temel prensipleriyle bağ­ daşmamaktadır. Aynı zamanda, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinin Loizidou davasıyla bir Kıbns-299-