günlük günlük 2 Mayıs 2013 Merkez Bankası enflasyon tahminlerini sabit tuttu. Merkez Bankası (MB) bugün yayımladığı yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda 2013 yılı enflasyon tahminini %5.3’te tuttu. İlk çeyrek enflasyonun yılın ilk Enflasyon Raporu’nun öngördüğünün üzerinde gerçekleşmesi, yılın geri kalanı için daha yüksek bir başlangıç noktasına işaret ederek yıl sonu tahmini için 0.2 yüzde puanlık yukarı yönlü revizyona sebep olurken petrol varil fiyatı tahminin 108 dolardan 103 dolara revize edilmesi bu yukarı yönlü etkiyi bertaraf etti. Gıda fiyatları enflasyonu tahmini ise %7 seviyesinde tutuldu. 2014 yılı enflasyon tahmininde de değişikliğe gidilmedi ve Ocak ayı raporundaki %4.9’luk tahmin korundu. Bir önceki raporda da olduğu gibi, yukarıda yer alan enflasyon tahminleri yıllık kredi büyümesinin %15 olarak gerçekleşmesi varsayımına dayanıyor. Öte yandan, bu raporda, yılın ilk raporundakinin aksine, reel döviz kurunun istikrarlı seyretmesine ilişkin varsayıma atıf yer almadı. Ancak MB Başkanı Başçı, basın toplantısında reel efektif döviz kuruna (REDK) ilişkin olarak 120 seviyesinin aşırı değerlenmeye işaret ettiğini yineleyerek Banka’nın bu konudaki hassasiyetinin altını çizdi. Mart ayında 120’nın hemen altında gerçekleşen REDK endeksinin Nisan ayında bu seviyenin üzerinde kalacağını öngörüyoruz. Gerek MB’nin daha önce attığı adımları gerekse Başçı’nın küresel düşük faiz ortamına uyum sağlamaya ilişkin bugünkü ifadelerini göz önünde bulundurarak Mayıs ayı PPK toplantısında faiz indirimlerine devam edileceğini düşünüyoruz. Başçı ayrıca, faiz koridorunun mevcut genişliğinden de memnun olduklarını belirtti. Bu ifade, TL üzerindeki değerlenme baskısının önüne geçmek adına gecelik borçlanma faizinde yapılacak bir indirime gecelik borç verme faizinde aynı miktarda bir indirimin eşlik edeceğine işaret ediyor. Politika faizi indirimi konusunda ise biraz daha çekimseriz. Başçı Aralık ve Nisan aylarında yapılan politika faizi indirimleri öncesinde yaptığı açıklamalarda bu indirimlere ilişkin oldukça belirgin işaretler vermişti. Bugünkü basın toplantısında ise bu konuya ilişkin belirgin bir işaret görmedik. Bu açıdan, Mayıs ayı PPK toplantısında, faiz koridorunda indirim beklentimizin daha güçlü olduğunu belirtiyor ancak politika faizi indirimi olasılığını göz ardı etmediğimizi de vurguluyoruz. günlük Nisan ayı Enflasyon Raporu’nda açıklanan enflasyon tahminlerinin düşük kısa vadeli faizler ve sıkı makroihtiyati koşullara dayanan politika duruşunun sürdürüleceği varsayımına dayandığını belirtiliyor. Bu ifadeyi dikkate alarak olası ek faiz indirimlerinin makroihtiyati tedbirlerle dengelenmesini bekliyoruz. Ancak Başçı bugünkü açıklamasında şu an %15’lik referans noktasının belirgin şekilde üzerinde seyreden kredi büyümesinin yıl sonunda bu referans noktasına gerileyeceğini öngördüklerini belirtti. Başçı, ayrıca, rezerv opsiyon mekanizmasının etkinliğini arttırmak için mekanizmanın kullanım oranlarını mevcut seviyesinin altına çekmek istediklerini de ifade etti. Bugünkü açıklamalar, Nisan ayında olduğu gibi, Mayıs ayı PPK toplantısında da faiz indirimlerinin rezerv opsiyon katsayısı (ROK) artışları ile dengeleneceğine işaret ediyor. Büyük bankalar ROM mekanizmasının tamamını kullanmayı bıraktıktan sonra ise zorunlu karşılık (ZK) artışlarının devam ettiğini görebiliriz. Kredi artış hızının önümüzdeki dönemde ZK artışlarını gerektireceği görüşümüzü koruyoruz. Ancak kısa vadede bu ihtimal zayıf görünüyor. Faiz indirimleri ve ROK artışlarının net etkisinin para politikasında genişlemeye işaret edeceğini ve durumun da TL açısından olumsuz, tahvil piyasası açısından ise olumlu olacağı görüşündeyiz. Dış ticaret açığı yine beklentilerin altında geldi. Aylık dış ticaret açığı Mart’ta 7.4 milyar dolar oldu. Böylelikle açık, 8 milyar dolarlık bizim beklentimizin ve 8.3 milyar dolar olan piyasa beklentisinin altında yer aldı. Yıllık bazda, bu seviye geçen yılın aynı ayına göre %1.1 oranında bir daralmaya işaret ediyor. Bu da 12 aylık birikimli açığı az olsa düşürerek, önceki ayki 85.2 milyar dolarlık seviyesinden 85.1 milyar dolara getirdi. Önceki aylarda olduğu gibi, ithalat dış ticaret açığında yaşanan sürprizin başlıca sebebiydi. Bunda, devletin enerji ithalatçısı kuruluşu BOTAŞ’ın geriye yönelik vergi ödemelerinin ithalat vergisi verilerini bozmasının, bunlara dayanan ithalat tahminlerini olumsuz etkilemesinin etkisi oldu. İthalat, sınırlı orandaki yıllık bazlı artış beklentimize karşı, %0.6 oranıda düşerek 20.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Burada önemli bir etmen, aylık ithalat faturasını 1.1 milyar dolar tutarında düşüren enerji ithalatındaki %20 oranındaki düşüş oldu. Bir başka ilginç nokta da, sermaye malları ithalatındaki yıllık bazda %12.5 oranındaki düşüşe karşın tüketim malları ithalatında %17.8 artış kaydedilmesi oldu. İç talebin iyi göstereleri olan bu iki oranda böyle büyük bir fark oluşması nadir gözlenen bir olay. Bunun geçici bir durum mu, yoksa iç talepteki zayıflamanın bir işareti mi olduğunu görmek için, önümüzdeki aylardaki verileri yakından izliyor olacağız. Mevsim ve takvim etkileri arındırıldıktan sonra, Mart ayı dış ticaet açığı 8.1 milyar dolar oldu. Bu Şubat ayındaki 8.9 milyar dolarlık değerin altında kalsa da, daha az oynak bir ölçü olan 3 aylık hareketli ortalamalara baktığımızda, Mart ayında gözlenen 8.4 milyar dolarlık değerin Şubat’taki 8 milyar doların üzerinde olduğunu görüyoruz. Bu da yıllık bazda, Ekim’deki en yakın düşük değeri olan 75.3 milyar doların oldukça üzerinde, 100 milyar doları aşan bir dış ticaret açığına karşılık geliyor. Bu değer de GSYH’nin %12.8’ine denk düşüyor ki, bu da Haziran 2011’de kaydedilen %14’lük zirve noktasından hiç de uzak değil. Açıkça, dış ticaret açığı momentumu dış açıkta hızlı bir bozulmaya işaret ediyor; ancak, ilginç bir şekilde, bu bozulma henüz birikimli dış ticaret açığına yansımamış durumda. Beklenenden iyi gelen dış ticaret verileri TCMB için iyi haber olmalı; çünkü bu veriler, hızlanan kredi büyümesine rağmen, 2012’deki dengelenme sürecinin 2013 başında tersine dönmediğini gösteriyor. Bu durum, bu yıl için öngördüğümüz iç talep kaynaklı büyüme için aşağı doğru risklere işaret ediyor ki, bunu önümüzdeki dönemdeki veriler ışığında yeniden değerlendireceğiz. Sonuçta, bu hala değerlenme baskılarına karşı faizleri düşük tutmayı gerektiriyor; ancak, iç talebin hızlı kredi büyümesine tepki vermemesi durumunda, düşük faiz oranlarına karşı makroihtiyati sıkılaşmaya duyulan ihtiyaç azalabilir. Hazine iç borç çevirme oranının Mayıs’ta %87 olmasını planlıyor. Hazine, Mayıs – Temmuz dönemi için 3 aylık iç borçlanma stratejisini yayımladı. Mayıs ayın için planlanan toplam borçlanma miktarı 14.5 milyar TL oldu. Bunun %87’sinin piyasadan borçlanılması planlanılıyor. 16.7 milyar TL günlük tutarındaki iç borç itfası olduğu dikkate alındığında, bu miktar %86.8’lik bir aylık borç çevirme oranına karşılık geliyor. Mayıs ayında 6 ihale planlanıyor. Ayın ilk iki ihalesi 13 Mayısta düzenlenecek. Hazine bu ihalelerde 5 yıllık sabit kuponlu ve 7 yıllık değişken faizli tahvilleri yeniden ihraç edecek. Bunları 14 Mayıs’taki üç ihale takip edecek. Hazine bu gün, 10 yıllık sabit kuponlu tahvilin yeniden ihracına ek olarak; 10 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvil ile, yeni gösterge tahvil olacak olan, 13 Mayıs 2015 vadeli sabit kuponlu tahvilin ilk ihracını gerçekleştirecek. Ayın son ihalesi 21 Mayıs’ta gerçekleşecek ve Hazine 6 Ağustos 2014 vadeli kuponsuz tahvili ilk defa ihraç edecek. Hazine Haziran’da 14.8 milyar TL’lik borç servisine karşı 13 milyar dolarlık iç borçlanma planlarken, Temmuz ayı programında 12.9 milyar TL tutarında geri ödemeye karşılık 11.8 milyar TL tutarında borçlanma bulunuyor. Bunlar, %87.8 ve %91.5 oranlarında aylık iç borç çevirme oranlarına karşılık geliyor. Son bir not olarak, Hazine Haziran’da altı ve Temmuz’da 5 ihale düzenlemeyi planlıyor. İhracat Nisan ayında %4.9 yıllık büyüme kaydetti. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından yayımlanan verilere göre Nisan ayında ihracat geçen yılın aynı ayına kıyasla %4.9’luk artış kaydederek 11.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu artış Ocak ve Şubat aylarında kaydedilen %5.6’lık büyümelerin altında kalsa da yıllık bazda neredeyse yatay bir seyrin görüldüğü Mart ayına göre hızlanmaya işaret ediyor. Ayrıca, euro cinsinden ölçüldüğünde, ihracat %6 oranında artmış oldu. Net ihracattan büyümeye gelecek katkıda yukarı yönlü riske işaret eden ve bu açıdan bizim %5.3’lük büyüme tahminimizi destekleyen bu gelişmeyi olumlu görüyoruz. Ancak özellikle Euro Bölgesi’nde büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerin yoğunlaşmasını ve bu durumun Türkiye için dış talebi sınırlayıcı etkisini göz önünde bulundurarak bu katkının sürdürülebilirliği konusundaki endişelerimizin de altını çiziyoruz. İstanbul tüketici fiyatları Nisan’da %2.55 arttı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) İstanbul tüketici fiyatlarının aylık bazda %2.55 artış kaydettiğini açıkladı. Verinin detaylarına baktığımızda, bu artışın temel belirleyicisinin Mart ayına kıyasla %34.9 artış kaydeden giyim fiyatları olduğunu görüyoruz. Bu noktada, giyim fiyatlarındaki mevsimsellik etkisi İstanbul’da yurt geneline kıyasla daha erken ve daha belirgin hissedildiğinden İstanbul enflasyonunun yılın bu döneminde yurt geneli enflasyonunun üzerinde kalma eğiliminde olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Akaryakıt indirimlerinin etkisiyle aylık bazda %0.7 gerileyen ulaşım fiyatları manşet endeksi aşağı çekerken gıda fiyatlarındaki %1.1’lik artış bu yılın en düşüğü olsa da geçen yılın Nisan ayındaki %0.8’lik artışın üzerinde kaldı. İstanbul gıda fiyatlarındaki bu yükseliş bizim gıda fiyatlarının Mart ayına kıyasla %0.3 gerileyeceğini öngören %0.73’lük enflasyon tahminimiz için de yukarı yönlü risklere işaret ediyor. Ancak İTO ve TÜİK tarafından yayımlanan veriler hem kapsam hem de metodoloji olarak farklılık gösterdiğinden, yurt geneli için enflasyon tahminimizde herhangi bir değişikliğe gitmiyoruz. TÜİK Nisan ayı enflasyon verilerini yarın saat 10:00’da açıklayacak. Veri gündemi Perşembe günü yurtiçinde Nisan ayı imalat sanayi PMI açıklanacak. ABD’de Mart ayı dış ticaret dengesi (Beklenti: -42 milyar dolar) ve haftalık işsizlik maaşı başvuruları (Beklenti: 345 bin) yayımlanacak. Euro Bölgesinde ise Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararının (Beklenti: %0.5) yanı sıra Nisan ayı imalat sanayi PMI (Beklenti: 46.5) açıklanacak. Piyasalar Salı sabahı 1.7940’tan işlem gören USD/TL, akşam saatlerine kadar artan bir trend etrafında dalgalanarak hareket etti ve 1.7995 seviyesine kadar yükseldi. Daha sonra, EUR/USD paritesindeki düşüşe bağlı olarak gerileyen kur günü 1.7950’den kapattı. USD/TL bu sabah 1.7941’den işlem görüyor. Salı sabahına, 1.3114’ten başlayan EUR/USD paritesi, 1.3080 seviyesine geriledikten sonra, akşam saatlerine kadar bu civarda seyretti. Akşam saatlerinde hızla yükselişe geçen parite günü 1.3170’ten kapattı. EUR/USD bu sabah 1.3168’den işlem görüyor. günlük 7 Ocak 2015 vadeli gösterge tahvil faizi, Salı sabahına %5.22’den başladı. Aşağı doğru hareketini bu günde de devam eden faiz, günü %5.20’den kapattı. Faiz, bu sabaha da %5.20’den başladı. 2030 vadeli gösterge eurobond, yatay bir seyrin ardından günü 190.760’tan kapattı. 5 yıllık Türkiye CDS’i ise, önceki güne göre 2 puanlık düşüşle 121’den işlem gördü. günlük Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu Yeliz Ataay Arıkök İnan Demir Ahmet Tugay Onur Erdaş İrem Kayhan Ayşe Çoknaz Mehmet Kasap Eren Harani Enis Çakmak Onur Özdağ Ceren Erenoğlu Sinem Erol Nur Pınar Çağlar Gökçe Çelik Yener Konfino Reyhan Özdemir Tezgör Duygu Doğan Sevinç Özçelik Deniz Çiçek (0212) 318 5901 Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz. **USD/YTL TCMB