[EP-095] ROMATOİD ARTRİTE BAĞLI PSEUDOŞİLOTORAKS; NADİR BİR ANTİTE Makbule Ergin1, Ali Yeğinsu1, Kürşat İsmail Gürlek1, İsmail Ergin2 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp fakültesi, Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı, Tokat 2 Cevdet Aykan Devlet Hastanesi, Radyoloji Bölümü,Tokat 1 Romatoid artrit (RA)sık görülen, eklemlerin kronik inflamasyonu ile karakterize otoimmun bir hastalıktır. Hedef organ sinovya olmasına rağmen subkütan nodüller, göz tutulumu, karaciğer enzimlerinde yükselme, plörezi, interstisiyel fibrozis ve nodüler fibrozis şeklinde pulmoner tutulum, perikardit, tuzak nöropatiler, kas atrofileri, vaskülit ve osteopeni gibi eklem dışı bulgularda görülür. RAʼe bağlı gelişen plevral efüzyon sık görülmesine rağmen pseudoşilotoraks nadir görülen bir tablodur. Bu çalışmada pseudoşilotoraksı olan iki hasta ele alındı. Olgu 1: 57 yaşında erkek hasta nefes darlığı ile başvurduğu dış merkezde RA akciğer tutulumu tanısı ile göğüs tüpü takılıp taburcu edilmiş. Dren yerinde enfeksiyon ve ağrı şikayeti ile hasta kliniğimize başvurdu. Ateşi olan hastaya günlük plevral yıkamalar yapıldı. Kliniğinde düzelme olmayan hastaya eksploratif VATS yapıldı. Operasyon esnasında toraks içinde fibrin bantlar görüldü plevrada minimal kalınlaşma izlendi. Kültürde Acinetobacter baumani üredi ve patoloji raporunda mantar hifleri görüldü. Antibiyotik ve antifungal tedavi sonrası ateşi gerileyen hasta tüpü ile taburcu edildi. Taburculuktan 15 gün sonra drenaj miktarında artma ile başvuran hasta yine medikal tedavi sonrası tüpü çekilip taburcu edildi. Nefes darlığı şikayeti geçmeyen hastaya çekilen BTʼnin 12x6cm ampiyem poşu olarak raporlanması üzerine total dekortikasyon yapıldı. Dekortikasyon sonrası solunum fonksiyon testinde anlamlı farklılık bulunmayan hasta şikayetlerinin gerilediğini ve nefes darlığı olmadığını tarifliyor. 1 yıldır hasta aralıklı olarak kontrol ediliyor ve asemptomatik. Olgu 2: RA tanısı ile 4 yıldır Fizik Tedavi Bölümü tarafından takip edilen 64 yaşında erkek hasta nefes darlığı ve plöretik göğüs ağrısı ve ampiyem tanısı ile kliniğimize sevk edildi. Yapılan takiplerinde ateşi olmayan hastanın gönderilen plevral efüzyon kültürlerinde 2 kez S.aureus ve 2 kez P.aureginosa üredi. Batikonla günlük plevral yıkama yapılan hastaya yatışının 9.günü Tetrasiklinle plöredez yapıldı. Hastanın drenajı 11.gün kesildi. Tüpü çekilen hasta taburcu edildi. Hastanın yapılan takiplerinde plevral efüzyonu tekrarlamadı. TARTIŞMA: RA her yaşta ortaya çıkabilir fakat 40-50ʼli yaşlar en sık görüldüğü dönemdir. Kadınlarda erkeklere göre 3 kat sık görülür. Akciğerler konnektif doku ve yoğun vaskuler yapı içermeleri nedeni ile kollojen doku hastalıklarında sık tutulur. Plevral efüzyon, soliter yada multipl pulmoner nodüller, intersitisyel fibrozis, bronşiyolitis obliterans, pulmoner vaskülit ve pulmoner hipertansiyon görülebilir. Plevral efüzyon, zaman zaman yan ağrisina ve ateşe yol açabilir ancak çoğunlukla asemptomatiktir. Plevral sıvı eksüda karakterindedir ve glukoz düzeyleri düşüktür. 176 Resim.1: Direkt Grafi Bulguları Resim.2: Bt Bulguları Tablo.1 177