Göğüs Cerrahisi Ampiyem etyolojisi: Akciğer enfeksiyonları Pnömoni Akciğer apsesi Bronşektazi Septik pulmoner emboli Cerrahi girişime sekonder Toraks cerrahisi Özefagus cerrahisi Kalp cerrahisi Travma Mediastinit Abdominal enfeksiyonlar Spontan pnömotoraks 1 119 Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Tanım: Parapnömonik effüzyon, plevral yapraklar arasına eksuda vasfında sıvı toplanmasıdır. Ampiyem ise plevral yapraklar arasında pürülan sıvı olması anlamına gelir. Parapnömonik effüzyonda, pürülan olmayan, gram boyama ile mikroorganizmanın gözlenmediği, kültürde üremenin olmadığı, akışkan effüzyon gözlenir. Dansite 1018, beyaz küre 500 hücre/ mm3 den fazla, protein seviyesi 2,5 gr/ dl civarında olup ph 7.2 den düşüktür. LDH seviyesi ise 1000 IU den fazladır. Parapnömonik effüzyon antibiyoterapi ile geriler. Steril torasik kavitenin bakteri tarafından invazyonu ile ampiyem gelişir. Parapnömonik ampiyemde beyaz küre 15 000 hücre/ mm3 ün üzerinde ph 7.0 ın altında protein ise 3 gr / dl nin üzerindedir. Sezai Çubuk Parapnömonik Effüzyon ve Ampiyem Torasentez Malignite Sepsis İdiopatik Ampiyem’ in birbirinden net ayrılamayan 3 evresi bulunur. 1. Eksüdatif evre: Parankimal hasara bağlı visseral plevranın geçirgenliği artmış olup steril sıvının plevral boşluğa geçmesi olayı olup bir anlamda parapnömonik effüzyondur. Uygun antibiyoterapi ile geriler. 2. Fibropürülan evre: Eksüdatif evrenin iyi tedavi edilememesi üzerine gelişir. Plevral mayide bakteri izole edilebilir. Mayi miktarı, beyaz küre sayısı, LDH düzeyi artmış pH ve glukoz düşmüştür. Her iki plevrada fibrin artıklarının birikimi ile kabuklanma gözlenir. Fibrinolitik tedaviye uygun olan evredir. 3. Organizasyon evresi: Plevral yapraklardaki fibrin birikimleri kalın bir kabuk oluşturur ve fibroblast ve kapillerler yardımıyla kabuk kalınlaşır. İçerdeki mayinin vizikositesi artmış olup pH 7.0 ın altına glukoz seviyesi 40 mg/dl nin altına düşmüştür. Tedavi ertelenirse akciğer hapsolarak akciğer fonksiyonlarında kalıcı defekt oluşur. Bronkoplevral fistül ve ampiyemin göğüs duvarına açılması, empyema neccesitatis, gelişebilir. Tanı: Öykü, fizik muayene ve klinik seyirle rahatlıkla konulabilir. Klinik tablo halsizlik olabileceği gibi 2 120 toksik tablo şeklinde de karşımıza çıkabilir. İlk diagnostik inceleme PA /L akciğer grafisidir. Rie grafide sinüslerin kaybı plevral effüzyonu düşündürür. Torasentez ile alınan mayinin biyokimyasal analizi tanıda ve tedavinin planlanmasında yardımcıdır. Light kriterleri bu planlamada baz olarak alınır. Toraks ultrasonografisi rutinde sık kullanılmamakla birklikte poş varlığında lokalizasyon amacıyla kullanılabilir. Toraks tomografisi plevral mayiyi gösterdiği gibi parankimal tutulumları, sıvının miktarıyla ilgili daha net bir bilgiyi verir. Ancak bası altındaki akciğer hakkında yeterli bilgi vermez. Tedavi: Beş temel ilkesi mevcuttur. 1. Enfekte mayinin drenajı 2. Akciğerin maksimum ekspansiyonunun sağlanması 3. Etkene yönelik uygun antibiyoterapi başlanması 4. Altta yatan hastalığa yönelik tedavi 5. Hastanın genel durumunu destekleyici tedavi Enfekte mayi drenajında torasentez, tüp torakostomi, VATS, torakotomi, açık drenaj kullanılabilir. Akciğerde maksimum ekspansiyonun sağlanması ve mayinin akışkanlığının artırılması düşünülüyorsa fibrinolitik tedavi verilir. Amaç fibrin membranlarının parçalanması ve akciğer ekspansiyonunun sağlanmasıdır. Fibrinolitik olarak strepto3 121 kinaz, ürokinaz, daha az sıklıkla t-PA ve rekombinant DNaz kullanılır.100 cc serum fizyolojik içine 250 000 IU streptokinaz veya 100 000 IU ürokinaz tüp içinden plevral boşluğa verilerek 2-4 saat tüp klemplenerek beklenir ve sonrasında klemp açılır. Fibrinolitik tedavi genel olarak 3 gün sürdürülür. VATS ile loküle mayiler birleştirilir, debridman yapılarak plevral birikintiler temizlenmiş olur. Plevra kalınlaşmış olarak saptanırsa dekortikasyon uygulanabilir. Torakotomi; medikal tedavi veya minimal invaziv yöntemlerin başarısız olduğu durumlarda dekortikasyon amacıyla uygulanır. Plevral dekortikasyon ile hapsolmuş olan akciğerin mümkün olduğunca ekspanse olması sağlanır. Dekortikasyon yapılamayacak kadar genel durumu kötü olan hastalarda açık drenaj uygulanır. Açık drenajda ampiyem poşu cilt ile ağızlaştırılarak rahat drene olması sağlanır. Antiseptik solüsyonlarla irrigasyonu yapılır. Ampiyem kavitesinin steril hale geldiği kültürlerle tespit edildikten sonra kapatılır veya kendiliğinden kapanması beklenir. 4 122