M. Meclisi B : 11 Söz istiyen var mı? M. P. Grupu adına Sayın Cumalıoğlu. T. i. P. Grupu adına Sayın Ekinci. Sayın Soyer Güven Partisi Grupu adına... M. P. Grupu adına Sayın Cumalıoğlu, buyu­ run. Yalnız Sayın Cumalıoğlu tekrar rica edece­ ğim ; Sayın Kılıç biraz sadet dışına çıktılar. Mün­ hasıran konumuz, bu mevzuun gündeme akmp alınmaması hususudur. Rica edeyim... M. P. GRUPU ADINA FEHMİ CUMALIOĞ­ LU (Kayseri) — Muhterem Başkan, sayın milveldlleri; kanserin tedavisini, kanserli hastala­ rın takip, tedavi ve kontrolünü sağbyacak yurt çapında bir teşkilâtın kurulmasını ve bu hizmet­ te çalışacak personelin yetiştirilmesini öngören, genel görüşme açılmasına dair verilen önerge üzerinde M. P. nin kısaca görüşlerini arz etmek üzere huzurunuza çıkmış bulunuyorum. Yüksek Heyetinizin kıymetli vakitlerini is­ raf etmemek için kanserin etyoloiisi, morfolojisi, seyri ve tedavisi ile âkibeti hakkında tıbbi bir konferans niteliğinde bir konuşma yapmayı dü­ şünmemekteyim. Yalnız çok aziz olan insan hayatına son ve­ ren ölüm sebepleri arasında korkunç bir mevki işgal eden bu illete dikkatlerinizi çekerek, me­ deni bir millet ve devlet olarak halkımızın sağ­ lığını tehdideden bu hastalığa karşı bugüne ka­ dar gerekli tedbirleri almakta ve lüzumlu mües­ seseleri kurmakta gecikmiş olduğumuzu belirt­ mekle yetineceğim. Milâttan önce Hipokrat zamanından beri bi­ linen, İslâm tebabetinin geliştiği 9 ncu asırdan 16 ncı yüzyıla kadar tam altı asır Avrupa Tıp Fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan Razi'nin ve İbni Sina'nm kitaplarında telhis ve te­ davi usulleri bildirilen kanser, hekimliğin ve tek­ niğin fevkalâde ilerlemesine rağmen bugün bü­ tün dünya milletlerinde bir sağlık problemi ha­ linde önemini ve dehşetini muhafaza etmekte­ dir. Milletlerarası sağlık istatistiklerinin tetkikin­ den anlıyoruz ki, dünyada 100 000 000 dan fazla nüfus kansere musaptır ve her gün binlerce, hattâ onbinlerce insan kanserden ölmektedir. Kanserli hastaların sayısının tesbitinde yu­ varlak olarak her 100 000 nüfusa 200 kişi isabet ettiği kabul edilmektedir. 1 . 12 . 1967 O : 1 Türkiye'de halen ne kadar kansere yakalan­ mış hasta vardır? Ne kadarı tedavi ve kontrol altındadır? Bunun sahih bir cevabını bugün Sağ­ lık Bakanlığı dahi veremiyecek durumdadır. İs­ tatistiklere geçen rakamlar, hastane, dispanser ve sağlık müesseselerine başvuranlara aittir. Ve bunlarda da diyagnostik durum kesin değildir. Hastane, özel ve resmî sıhhi müesseselerde mua­ yene olarak teşhis ve kısmen tedavi imkânını sağlıyabilmiş olanlar zengin, orta halli, memur vatandaşlarla, işçi Sigortaları hastanelerinden faydalanma hakkına sahip bulunanlardır. Bun­ ların dışında en azından 20 000 000 nüfusumuzun kanser bakımından sağlık durumları meçhulümüzdür. Hastalıklarının teşhis ve tedavisi için bir melce bulamıyan, hastahane kapılarından meyus ve perişan dönen; yoksul, hamisiz, iltimassız köylü ve fakir vatandaşlarımızın durum­ ları ise bir facia manzarası arz etmektedir. Resmî sağlık müesseselerimiz kadro, teşhis ve tedavi malzemesinin yokluğu ve yetersizliği yüzünden derde deva olacak bir nitelikte değil­ dir. Kanserlilerin teşhis, tedavi ve kontrolü ile meşgul olacak sağlık müesseselerimiz yok dene­ cek kadar azdır. Devlet hastahaneleri, âcil vakalar ve umumi cerrahi sınıfına giren hastalıkların çokluğu kar­ şısında, malzeme ve personel kifayetsizliği yü­ zünden kanserlilerin teşhis ve tedavileriyle meş­ gul olacak kapasitede değildir. Anadolu'nun muhtelif hastanelerinden tıp fakültelerinin bulunduğu şehirlere her gün yüz­ lerce hasta teşhis ve tedavi için gönderilmekte­ dir. Başkentteki hastaneler de, ta}radan gelen bu hastaların çoğu geri çevrilmektedir. Tıp fa­ külteleri kanserle savaşta önderlik dahi yapama­ maktadır. Radyoloji ve cerrahi servislerinde an­ cak mahdut hastalar ele alınabilmektedir. 1947 yılında Ankara'da kurulan «Türk Kanser Araş­ tırma ve Savaş Kurumu» nun Ankara'daki 75 yataklı Ahmet Andiçen Kanser Hastahanesiyle izmir, Adana ve Diyarbakır'da açmaya çalıktıkları şubeleri kanserle mücadele yolunda atılmış hayırlı bir adımdır. Bu müessesenin gelişmesinde hizmetleri ge­ çenlerin bu hizmetlerini takdir ve şükranla yâdederiz, Sağlık Bakanlığının Ankara'da yeni aç­ mış olduğu Kanser Hastanesini de şükranla kar­ şılamaktayız. Bunun noksanlarını gidereceği ka-