öğrencilere uygun zamanlarda ipuçları vererek onların bağlantılı bilgileri farklı şekilde kullanmalarını sağlarlar. Öğretmen şöyle sorabilir; “Bu durumda sana yardımcı olacak ne biliyorsun?” Bu soru daha fazla düşüncenin üretilmesini sağlar. Rittle-Jhonson (2006) araştırmasında çocukları probleme nasıl ulaştıkları konusunda konuşturmanın, problem çözme stratejilerinin gelişmesini desteklediğini ortaya koyar. Bilişsel bilgi işleme teorileri öğrenmeyi bilginin uzun süreli bellekte kodlanması olarak yorumlar. Bireyler, uzun süreli belleğin ilişkili bölümlerini harekete geçirir ve yeni bilgiyi işleyen bellekte varolan bilgi ile ilişkilendirir. Düzenlenmiş ve anlamlı bilginin varolan bilgi ile ilişkilendirilmesi daha kolay, hatırlanması daha olasıdır. Örneğin, ekonomi metnini okuyan ve belli sürelerde durup okuduğunu özetleyen biri, uzun süreli bellekten okuduklarına dair bilgiyi geri çağırmış olur. Bu özetin daha önceki deneyimlerle oluşturulmuş belli kuralları da olabilir; kısa ve öz olması, tüm konular hakkında bilgi içermesi, doğruluğu gibi. Kişi yaptığı konu özetinin kurallarına uygun olduğunu düşünüyorsa okumaya devam eder, eğer böyle değilse sorunun kaynağını belirler (örneğin yeterince anlamamışsa) ve tekrar okur. Planlama, program oluşturma, eylemlerin plana göre yapılıp yapılmadığını denetleme ve doğrulama Luria’ya (1902-1977) göre beynin frontal bölgesinin işlevidir. Das’a göre (2001) ise planlama bireyin problem çözmek ve bir amaca ulaşmak için benimsediği değişik stratejiler ve kararlar dizisidir. Kaynaklar Yrd. Doç. Dr. Tamer Ergin’in PASS Müdahale Programı notları, İstanbul Üniversitesi Prof. Dale H. Schunk, Çeviren; Muzaffer Şahin, “Öğrenme Teorileri” Nobel Yayıncılık,Ankara *Makale Araş.Gör. Tuba Çengelci, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eskişehir 43