T. B. M. M. B : 22 ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜKERREM TAŞÇIOÖLU (Sivas) — Sayın Bajkanım, değerli mİIletvekiBleri; Sayın Baş­ kanımın sorduğu sualde, «Hani konuşma da oylaya­ lım» gibi bir iteninde bulunduğunu fark sttim. Eğer, arkadaşlar sadece madde üzerinde konuşsaflaı'dı, ko­ nuşmazdım; Sima. madde üzerinde çok az llüomtş!tılfer. Eğer, müsaadeniz varsa... BAŞKAN — Ama siz, madde üzerinde cevap ver­ mek mecburiyetindesiniz. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜKERREM TAŞÇIOÖLU (Devamla) — Eğer müsaade ederseniz, sorduklarına cevap ve­ receğim. BAŞKAN — Buyurun efendim. SALIM EREL (Konya) — Sayın Bakan, yeni bakanlığa, adapte oldunuz mu? ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANr MEHMET MÜKERREM TASÇIOĞLU (Devamh) — Doğru Yol Partisi adına konuşan sayın arkadaşı­ mız, bizim bu kanun tasarısını dünkü taikdim ediş şeklimizden söze başladı; dünkü «Hiitoİimet, konut sağfoyacaUdmrç imajını vererek, her (iljraıdie ordugu gfibis yapıyor gözlülklereik, yapmıyor» iddiasını, bir tore dalhatelkırafnıdı.Talbiî, Iben de miecıburen dünkü cevabımı bir kere daha tBkrarfflalmıalk meCburİyetin'deyim. Za'ten anlayamadığım nokta şu : Bir oturumda bulunan arkadaşlardan bîr kısmı ertesi oturumda bu'hınmuyor veya tersine, devamlı 'şefef.de Meclîste ço­ ğu zamanımızı aynı sualleri sorup, aynı cevapları vermek suretiyle geçiriyoruz; ama bu, o konuya gir­ miyor. Dün Sayın Sadıklar bu sıran sorduğunda, ben de kendisine aynen şöyle demiştim : 65 bin natamam konut bizim zamanımızda bitirilmiştir. Bununla ye­ ti nrftııemiştiır; 120 bin konutu şu ana kadar bitirdik anahtarlarını sahiplerine teslim ettik. Bununla da yetinmedik; 353 ıhitı Idomuıtun anteşmaliarnıı, projeteJ M , her türlü haatrlıftllarnıı 'bifliıkMk, inşalMı "bir s)fci sene içerisinde, öngörülen süreler İçerisinde bunlar tealim edilecektir. Bunlar, yükselen birtakım cisimffer, mekânlar, konutfar ortada İken, dün de sıordum. Nasıl, yapıyor gözükerek yapmamak şeklinde "bir isnatta buluna­ bilirsiniz, dedim. Size, sayı olarak ortaya çıkan ese­ ri söylüyorum. Bitmiyorum, arkadaş cevabı dinle mek lüzumunu da hissetmedi galiba. -339 6 . 11 . 1986 0: 1 BAŞKAN — Lütfen efendim, siz lütfen umum! heyete hitap ediniz. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜKERREM TAÇŞIOÖLU (Devamla) Sayın Başkanım, dün bir sual sordu, cevabını bu şekilde aldı; bunun carttışıltacak bir tarafı yok. Beriim verdiğim ıralkamsalt bir ifade; bugün aynı şeyi tekrar­ lıyor ve dinlemeden de çıkıyor. Bazı arkadaşları biraz daha ciddi olmaya davet ediyorum. (ANAP sıralarından «Bravo» sesleri, al­ kışlar) SALİM EREL (Konya) — «Cevabını aldı» şek'tindeki ifadesi pek saygılı bir ifade değil. BAŞKAN — Lütfen sayın Bakan... ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MtİKERREM TAŞÇIOÖLU (Devamla) — S'mdi, tabiî İşi 1 İnci maddenin kapsamından çıHrara'k, fırsattan âdeta bilistifade, «Vatandaşta sa­ tın alma gücü kalmamış» gibi birtakım isnaıtlarfo, sanki bütçenin genel görüşmesini yapıyormusuz gibi, Sşi büyülk iboyu&lu efcanKMnrk ımesdelere saptırmamın an­ emini da anlayamıyonım. Sabrediyoruz, sabretmek mecburiyetindeyiz bunu zamanı gelince söyleriz; büt­ çe görüşmelerinde, komisyonda olduğu gibi. burada da enine boyuna konuşuruz; satın alma gücü inmiş mî inmemiş mi, ne kadar inmiş, kim nasıl görüyor; bunlar bu kürsülerden konuş utacak. Şu fırsatçılığı bırakmayı bir anlayabilsek.. (Gürültüler) BAŞKAN — Lütfen Sayın Bakan... EROL AÖAGİL (Kır&larefi) — Kanunla ergili efendim, fırsatçılıkta ne ilgisi var? Bizim nasıl ko­ nuşacağımızı siz mi tayin edeceksiniz? BAŞKAN — Lütfen efendim... ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜKERREM TAŞÇIOÖLU (Devamla) — Şimdi bakınız, arkadaşımın söylediği gibi, 1970' 'erde takrkaten 200 bin liraya ev satın alınabiliyor­ du. Bugün 45 milyon değil o ev; onların rakamlarını şimdi vereceğim, ama arkadaş kendi hesabına yanlış hareket ediyor. 1970'lerde kimler bu memleketi İdare ediyordu; 1983'lere gelinceye kadar -iddia ettiği gi­ bi- 45 milyona kimler Ulaştırdı ve biz 1983te kaç lira maliyetle bu evtteri teslim aıldık; onun üzerinde dursun. Hatta, bana düşmez ama, ben olsam, eski h'r partinin devamı olan bir partinin sözcüsü ola­ rak konuşurken... BAŞKAN — Sayın Balkan, lütfen efendim..,