T. B. M. M. B : 87 EROL AĞABİL (Kırklareli) — Bu kadar basit mi? IBAŞKAN —< Sayın Bakan, lütfen cevap verme­ yin efendim. (KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET MÜKERREM TAŞÇIOĞLU (Devamla) — Şimdi, düşünebiliyor musunuz efendim; Taksim'de oteller bölgesinde 'bir Adalet Bakanlığı binası, elleri kelep­ çeli adamlar dolaşacaklar, bunun da adına «Turizm hamlesi, turizm faaliyeti» diyeceksiniz. Sureti katiyede karşı olduğumu 'beyan ettim, karar iptal edildi. Hafta biz boşaltılmış olan Sultanahmet'teki cezaevini dahi, Allah inşallah nasip edecek orayı da, otel ya­ pacağız; çünkü bölge baştan aşağı turistik bölge. Dünyanın neresinde oteller bölgesinde siz adalet bi­ naları gördünüz; mümkün mü yani? Bizim görüşü­ müze uygun değildi, kararı geri aldık, zaten talip olan da Adalet Bakanlığı değildi. Bunda, bunun altında ne arıyorsunuz, onu anlayamıyorum. HALİL İBRAHİM KARAL (Ankara) — Üniver­ site niye olmadı? KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET MÜKERREM TAŞÇIOĞLU (Devamla) — Üniver­ siteye gelince efendim, bendeniz o üniversiteden me­ zunum, gittim refctörleriyle de konuştum. Dedim ki, siz yeni binalarınıza yerleşinceye kadar, sizi tamamıy­ la tatmin edinceye kadar buraya bir teşebbüsün baş­ laması mümkün değildir. Nitekim bekliyoruz; bir se­ ne, bir'buçuk sene Ayazağa kampüsünde tahminen 30 bin metrekare tutarında, içeride bulunan inşaat ve gemi fakültelerinin talebelerini ve gemi inşa laboratuvarını içerecek binalar tamamlanmadıkça o bina şu veya bu şirkete şu veya bu maksatla verilmeye­ cektir. Bunun teminatını da kendilerine verdik. Siz niye telaş ediyorsunuz Sayın Arıkan; onu anlamı­ yorum. Şimdi arkadaşımız soruyor; «Söz konusu yerde turistik otel yapmak üzere neden Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da Emekli Sandığı gibi kamu kuruluş­ ları düşünülmemiştir?» Efendim, biz ifade ettik; bizim seçim beyanna­ memizden tutun, hükümet programımıza kadar ifade ettik ekonomik görüşümüzü. Biz devletin otelcilik yap­ masından yana değiliz. Biz hatta elimizdeki otelleri uygun şart bulursak kiraya vermeyi, İşletmesini on­ lara devretmeyi düşünüyoruz; yerli veya yabancı. Doğrusu da budur, ticarî bir problemdir, ekonomik bir problemdir. Biz ekonomik görüşlerimiz'i başın­ dan beri söyledik. Biz serbest rekabet sistemine ina­ 17 . 4 , 1*85 0: 1 nan ekonomik görüş sahibi bir iktidarız. Bunu da o uygulama istikametinde götürüyoruz. O itibarla Kültür ve Turizm Bakanlığına veya ona bağlı Turizm Ban­ kasına veya Emekli Sandığına vermeyi düşünmedik. iyi ettiğimiz kanaatindeyiz, •» Saygılarımla arz ederim efendim. !(ANAP sıraların­ dan alkışlar) (BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Bakan. 3. — Ordu Milletvekili Bahriye Üçok'un, yetiş­ tirme yurtları hakkında gündem dışı konuşması BAîŞKAN — Gündem dışı 3 üncü söz vereceğim arkadaşım, Sayın Bahriye Üçoktur. Sayın Bahriye Üçok, yetiştirme yurtlarıyla ilgili maruzatta buluna­ caklardır. 'Buyurun Sayın Bahriye Üçok. (HP sıralarından alkışlar) BAHRİYE ÜÇOK (Ordu) — Sayın Başkan, sa­ yın milletvekilleri; bir ulusun dünya kamuoyunda say­ gın bir yere sahip olabilmesi için tarihi boyunca bir­ çok konularda, özellikle insancıl konularda takdire değer işler görmüş olması gerekmektedir. Bu işlerin başında, kanımca o ülkenin yoksul, bakıma muhtaç kimsesiz çocuklarını koruyacak kurumlarının yeterli sayıda var olması ve bunların kusursuz işletilmeleri gelmektedir. 'Doğaldır ki, bu bir bütçe sorunudur. Malî so­ runlar, bilindiği üzere çoğu kez tarihsel, politik ne­ denlere, siyasal tutumlara bağlı bulunmaktadır. Bu da,, ulusların ellerinde olmayan sorunlardan dolayı, sürüklendikleri felaketlerin uzun yıllar süreri yıkıntı­ larının giderilmesine bağlı bulunmaktadır. Osmanlı imparatorluğunun 19 uncu yüzyıl tarihi bunun birçok canlı örneklerini içermektedir. Birinci Dünya Savaşından her şeyini kaybetmiş olarak çıkan Türk Ulusu, yeniden varolma savaşımı verirken, ga­ lip devletlerin ulaştıkları teknik ve ekonomik üstün­ lüklerin gerisine düşmüştü. Bir yandan da insancıl so­ runlara eğilmiş, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi koru­ yucu yuvalar açarak sosyal yaraları bir ölçüde olsun iyileştirmek çabası vermiştir. Yurttaşların ulusal gelirden adil ölçülerde pay al­ maları ulusçuluğun simgelerinden biri sayılmak ge­ rekir. Bunun da, toplumdaki yansıması, sosyal ku­ rumların ihtiyaçları karşılayacak ölçülerdeki varlığı­ dır. Ne yazık ki, bugüne kadar bu ihtiyaçlar uzun yıl­ lardan beri geri planda bırakılmış, ülke geleceğini temsil çden gençlerin bir bölümü, sahipsiz olanları, devletin koruyuculuğuna sığınamamışlardır. Bugün ha- - - 203 —