GVf. IMeCJisi B : 9 23 . 11 . 1978 OS 1 Nasıl ki, silah

advertisement
GVf. IMeCJisi
B : 9
Nasıl ki, silah ambargosunda bu roller önümüze
çıkmışsa, iktisadi meselelerde de aynı faaliyetler önü­
müzdedir. Türkiye'nin her sene yapılan borç ertele­
melerini, birtakım finansman kaynaklarının, daha ön­
ceden tespit edilmiş kredileri haydi kullanalım de­
diğimiz zaman, şimdi biz bunu vermeyiz, size kredi
veririz ama ağır sanayide kullanmamak şartı ile, deme­
leri birçok gerçekleri orta yere koymaktadır.
Yeni planı hazırlarken bu gerçekleri dikkate ala­
rak hareket etmek mecburiyetimiz, her işin başında
gelir.
Bu sebepten dolayıdır ki, bu Dördüncü Plan dev­
resi tıpkı Shakespeare'in meşhur piyesindeki «to be or
not to be» meselesidir. Ya bir istiklal savaşını kaza­
nacağız, bu ağır sanayiyi kuracağız, Türkiye take
off'unu yapacak, güçlü bir ülke olacak veya - Allah
vermesin - tekrar müstemleke tipine dönülecek, tek­
rar sömürgeye dönülecek, tekrar onun bunun oyun­
cağı olunacaktır. Bu kadar ehemmiyetli bir noktada­
yız, bu kadar ehemmiyetli bir meseleyi konuşuyoruz.
Muhterem arkadaşlarım, bakınız bu şartlar altın­
da planımızı yapmaya başlarken, iki gerçeği baştan
görmemizde zaruret vardır. Kalkınmak istiyoruz, an­
cak birtakım güçlüklerimiz var. Diğer yandan millet­
lerarası yarışta ileri gitmek için de birtakım istisnai
avantajlarımız olduğu da bilinmektedir.
Güçlüklerimiz nedir? Bu noktada hemen bir şey
belirtmek istiyorum : Sayın Başbakanın dün burada
konuşurken bütün bu güçlükleri geçtiğimiz birkaç yıl­
lık icraata atfetmek istemelerini gerçekle bağdaştır­
mamız mümkün değildir. Bu güçlükler esasen yıllar­
dan beri üst üste birikerek gelen güçlüklerdir. Bu güç­
lüklerin bir muhasebesini yapacak olursak, bizim inan­
cımıza göre belki de daha büyük pay, bizzat Cum­
huriyet Halk Partisinin evvelki iktidarlarında uzun
yılları tam verimli olarak geçirmemesine gelip daya­
nır. Onun için bugünkü güçlüklerden şikâyet etmek,
hatta bugünkü düzenden şikâyet etmek, bu düzenin
bizzat kurucusu olan Halk Partisinin hakkı değildir.
Kendi eserinizden, kendinizden şikâyet ediyorsunuz.
(MSP Grupundan alkışlar)
23 . 11 . 1978
O S1
bir Türkiye ile karşı karşıya kalmışız. 50 senenin ra­
kamını alırsanız bu işsizliğin kökünün 10 seneye, 20
seneye, 30 seneye, 40 seneye gittiğini görürsünüz.
Tıpkı mesela şimdi üniversitelerimize elemanlar alır­
ken, üniversitelerimizi yetersiz buluyoruz. 200 - 300
bin kişi müracaat ediyor, 100 bin kişi alıyoruz. Ne­
den? 20 sene önce üniversiteleri yeterince kurmadık,
30 sene önce bu üniversitelere hoca yetiştirecek mües­
seseleri kurmadık. Şimdi seller geldi, duvarları baraj­
ları yıkıyor. Bugün karşılaştığımız mesele, 2 senenin
3 senenin meselesi değildir; geçirdiğimiz uzun yılların
meselesidir.
Nasıl işsizlik takriben 40 - 50 seneden beri birik­
miş bir mesele ise, aynı şekilde dış ticaret açığımız da
birikmiş bir meseledir. Bugün Türkiye'nin 3 milyara
4 milyara varan, ihracatının 1,5 - 2 misline varan dış
ticaret açığı doğmuştur. Yıllardan beri takip edilen
politikaların, memleket ihtiyacına ayak uyduramayan
zihniyetlerin ve idarelerin bir muhasalası, bugün önü­
müze bu meseleleri getirip koymaktadır. Bunu son
2 - 3 seneye getirip inhisar ettirmeye kalkışmak bü­
yük haksızlık olur, meseleleri kökünden anlamamak
olur.
Yİne muhterem arkadaşlarım, Türkiye'nin gayri
safi milli hâsılası bizim milletimizle bağdaşmaz. Bir
küçücük İsviçre'nin milli hâsılası 70 - 80 milyar do­
lar iken - hiç bir hammaddesi olmadığı halde - 5 mil­
yon nüfusuyla, bu kadar zengin bir ülkede bu kadar
çalışkan bir milletin 40 milyar dolarlık bir milli hâsı­
lası, elbette bizim milletimize yaraşır sayılamaz. Bi­
rinci sıradan 25 nci sıraya düşmüşüzdür. Bu gayretle
çalışmaya mecburuz.
Fert başına milli gelir bakımından, bugün yeryü­
zünde 60 dolarlık, 80 dolarlık milli geliri olan ülke­
ler var. Ama 1 000 yıl dünyanın en zengini iken. bu­
gün 60 ncı sıraya düşmüş olmayı elbette kabul ede­
meyiz. Bunu bir anda artırmak mümkün değildir. Yal­
nız bunu mümkün olduğu kadar artırmanın en iyi
yollarını arayıp bulmak, işte planı yaparken asıl va­
zifemizdir.
Türkiye'de yetersiz bir altyapı vardır. Bu yetersiz
altyapı elbette bir günün işi değildir. Yine yıllaıın ih­
tiyaçlara ayak uyduramayan tutumundan meydana
gelmiş bir muhassaladır.
Muhterem arkadaşlarım, bakınız geçtiğimiz yıllar­
da meseleler hızla artan bir nüfusun ihtiyaçlarına pa­
ralel olarak halledilmediği için biz bu güçlüklerle kar­
Türkiye'de dengesizlik vardır. Biz milli görüş sa­
şı karşıyayız. Nüfusumuz çok şükür hızla artmakta­
hibiyiz. Türkiye'de coğrafi dengesizlik vardır, zümredır. Biz nüfusumuzun daha da hızlı artmasını elbet­
vi dengesizlik vardır. Bu dengesizliklerin giderilmesine
te temenni ediyoruz. Ancak, iktisadi kalkınmamız bu
dikkat etmeye mecburuz. Geçtiğimiz yıllarda fabrika­
nüfus artışına paralel olmadığı için yıldan yıla işsiz­
lar 2 şehre yapılmıştır. Bütün Anadolu 65 vilayetiyle
lik birikmiş; şimdi bakıyoruz 3,5 milyon işsizi olan I , karasapanın arkasına terk edilmiştir. Geçtiğimiz yıl— 317 —
Download