TÜFE TEMMUZ AYINDA %0,45 ARTTI Temmuz ayında TÜFE %0.45 artış ile %0.15 artış düzeyinde olan konsensüs ve %0.20 olan beklentimizin üzerinde gerçekleşti. Geçen yıl Temmuz’da %0.31 artış olurken, endeksin son on yıldaki Temmuz ayları ortalaması ise %0.0 ile yatay fiyat seyrine işaret ediyordu. Enflasyonun yüksek gerçekleşmesinde ise gıda fiyatlarından daha çok eğlence-kültür ve haberleşme gruplarındaki yüksek oranlı zamlarının etkili olduğu söylenebilir. Merkez Bankası, PPK özetlerinde gıda fiyatlarına ilişkin bir sinyal vermemiş ancak Başkan Başçı Enflasyon Raporu sunumunun soru-cevap kısmında gıda fiyatlarının Temmuz’da yıllık bazda yükseliş gösterebileceğini belirtmişti. İşlenmemiş gıda fiyatlarında düzeltme devam ederken, işlenmiş gıda yükseliş eğilimini korudu, TCMB’nin aktif dış ticaret politikası çağrısı daha bir anlam kazandı. Hesaplamalarımıza göre geçen yıl Temmuz ayında işlenmemiş gıda aylık %0.1 artarken bu yıl ise %0.5 azalış gösterdi. Dolayısı ile, yıllık bazda işlenmemiş gıda yıllık enflasyonu 0.6 puan azalışla %12.1 seviyesine gerilemiş oldu. İşlenmiş gıda fiyatları yıllık artışı ise %12.9’a ulaşırken, Aralık’taki %7.1 seviyesine göre belirgin ilerleme kaydedildiğini yansıttı. Böylece, gıda fiyatlarının yıllık artış hızı da %12.6 seviyesine ulaşırken, son Enflasyon Raporu’nda değiştirilmeden korunan temel varsayımın (%9) belirgin üzerinde kalmaya devam etti. Son sekiz yıldaki ortalama yıllık artışı %9.6 olan gıda fiyatlarının 2014 yılındaki seyri, Temmuz ayı Enflasyon Raporu’nda açıklanan yılsonu TCMB enflasyon tahmini (%7.6) açısından kritik önem taşımaya devam edecektir. Bu yıl yağışların Türkiye genelinde önceki yıllar ortalamalarının altında seyrediyor olması bu grupta risklerin yukarı yönlü olmaya devam ettiğini düşündürmektedir. TCMB de, son ER’da gıda fiyatlarındaki olumsuz seyrin sürmesi ve yıl sonu gıda enflasyonunun varsayılan seviyenin üzerinde olması durumunda tüketici fiyatları enflasyonunun verilen tahminin üzerinde gerçekleşeceğini belirterek bu riske işaret etmiştir. Bu doğrultuda, hükümete yılın ikinci çeyreğinde yurt dışı tarım ürünlerinde yaşanan fiyat düşüşlerini dikkate alarak bu ürünlere yönelik aktif bir dış ticaret politikasının gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü riskleri sınırlayabileceği şeklinde bir müdahale çağrısında (gıda ürünleri ithalatına gümrük vergisi indirimi) bulunmuştur. Yıllık TÜFE düşüş eğilimine son verdi, ayrıca önümüzdeki aylar için düşüş potansiyeli de çok azalmışa benziyor. Temmuz ayında %9.32’e yükselerek düşüş eğilimine son veren yıllık TÜFE, son Enflasyon Raporu’nda yer alan yılsonu TCMB tahmini (%7.6) ve enflasyon hedefi (%5) etrafındaki belirsizlik aralığı (+/-2 puan) üzerindeki seyrini korudu. Önümüzdeki dönem seyri açısından ise, son günlerde TL’de değer kaybı gözlense de halen rekor seviyelerin uzağında olunması, döviz kurunun birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkması senaryosunu halen canlı tutarken, ithalat fiyatlarındaki ılımlı seyir de yardımcı olacaktır. Ayrıca, petrol fiyatlarının tekrar Enflasyon Raporu ve bizim varsayımlarımıza doğru geri çekilmesi rahatlatıcı olmuştur. Ancak, gıda fiyatlarının önlenemez yükselişi endeksteki ağırlığı nedeniyle tüm bu olumlu faktörlere ağır basabilir. Dolayısı ile manşet enflasyonun Temmuz’da bulunuğu %9.0 civarında daha yatay bir seyir izlemesini bekliyoruz. Bu bağlamda, güncel kurların yılsonu tahminimize (2.15) yaklaşmasını da dikkate alarak, 2014 yılsonu TÜFE tahminimizi %9.0 düzeyine revize ediyoruz. Ancak, tahminler açısından bu yıl içinde elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yukarı yönlü ayarlama yapılıp yapılmayacağı, yapılırsa da ne boyutta olacağı önemli bir belirsizlik olarak izlenmeye devam edilecektir. Temel eğilim açısından izlenen göstergelerden; çekirdek enflasyon (I) yıllık bazda %9.65’den %9.75’e yükseliş gösterirken, hizmet fiyatlarının yıllık artışının da %8.7’ye yükseldiğini hesaplamaktayız. May’13-Haz’14 dönemi birikimli değer kaybının %20 (sepet bazında) civarında olması doğrultusunda çekirdek enflasyonda söz konusu dönemde 4.3 puan yükseliş kaydedilmişti. Bu ise kur geçişkenliği hakkındaki çalışmaların sonuçlarından daha yüksek bir etkiye işaret etmekteydi. Ancak TL’nin toparlanma eğilimine girmesi bu görünümü değiştirmiş ve Haziran’da uzun bir aradan sonra yıllık çekirdek enflasyonda düşüş gözlenmişti. Bu bağlamda, Temmuz verileri bu görünüm açısından büyük bir darbe oldu. Gerek giyim fiyatlarının mevsimselliğin gerektirdiği indirimlerin çok altında fiyat düşüşüne sahne olması gerekse paket turlar, bazı ulaştırma hizmetleri ve haberleşme fiyatlarında görülen ayarlamalar bu sürprizin ana nedeni gibi görünürken, TL değer kaybının gecikmeli etkilerinin ne kadar uzun zamana yayıldığını da düşündürdü. Ancak, yine de, önümüzdeki aylarda çekirdek enflasyonda gerileme eğilimine dönüşünün, kurların mevcut seyrini koruması durumunda söz konusu olabileceğini öngörürken, yeni yukarı yönlü bir şok gözlenmezse de, yaklaşık 9-12 ay içinde kur etkisinin ortadan kalkabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Temmuz ayı enflasyon verilerinin enflasyon beklentilerinde ciddi kötüleşme getirebileceğini düşünürken, mevcut piyasa koşullarının da hareket alanını daraltıcı yönde geliştiğini izliyoruz, yine de Ağustos ayında küçük ve ölçülü bir faiz indirimi ile süreci sonlandırması söz konusu olabilir. TCMB, Temmuz ayı PPK toplantısında haftalık repo faizini 50 baz puan daha indirirken, politika faizinde indirime gerekçe olarak küresel likidite koşullarındaki iyileşme gösterilmişti. Kararla birlikte, son üç ayda gerçekleşen toplam indirim 175 baz puana ulaşırken, Ocak ayındaki olağanüstü toplantı öncesi referans faiz (borç verme oranı) olan %7.75 seviyesine geri gelmemize sadece 50 baz puan kalmıştı. Kurul, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izleneceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruş sürdürüleceği mesajını ise tekrarlamıştı. Bilindiği gibi, TCMB iletişiminde getiri eğrisinin yatay olduğunu göstermek için 5 yıl vadeli tahvil faizleriyle TCMB ortalama fonlama maliyeti arasındaki faiz farkını takip ediyor ve bu farkın sıfıra yakın tutulmasının para politikasında sıkı duruşun korunduğuna işaret ettiğini belirtiyor. Enflasyon verisi öncesinde 5 yıl vadeli tahvil bileşik faizi %8.90, ortalama fonlama maliyeti ise %8.25 düzeyinde bulunurken, aradaki farkın son dönemde açılması getiri eğrisinin yataylıktan uzaklaşmaya başladığını düşündürüyordu. Bu durumda, fonlamanın tamamının kaynağı olan 1 hafta vadeli repo faizinde ölçülü de olsa yeni bir indirime gidilmesi durumunda getiri eğrisinin yataya yakın kalacağını iddia etmek daha da zorlaşacak gibi görünüyor. Yine de, ölçülü indirim sürecinin sona erdiğini belirtmesi kaydıyla, son bir küçük indirime (25 baz puan) gitme ihtimali olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan, yarın açıklanacak olan Temmuz ayı reel kur endeksinin (REK) enflasyon gerçekleşmesi sonrası önceki 109.6 değerinden 110.0 civarına yükseleceğini öngörürken, şu anda bulunulan 2.5000 kur sepeti seviyesinde seyrin Ağustos ayı boyunca sürmesi durumunda ise endeksin 109.9 civarına düşeceğini hesaplıyoruz. Bilindiği gibi, endeksin yükselmesi TL’nin reel olarak değerlendiğine, düşmesi ise reel değer kaybı olduğuna işaret etmektedir. TCMB iletişiminde bu endeksin 120 değerini TL’de sermaye girişlerinin yoğun olduğu dönemde aşırı değerlenme için referans eşik değer olarak kullanırken, aşırı değer kaybı için başka bir referans değerden bahsetmeye başlamıştı. Yeni çizgi REK’İn Oca 2003=90 olan gerçek değerinden başlatılarak ve yine yıllık %2 değerlenme konarak bugüne getirilmişti ve hesaplamalarımıza göre alt çizgi Temmuz itibarı ile 113.0 seviyesinde bulunuyor. Merkez Bankası REK’in bu çizginin altında olmasının aşırı olduğu mesajını vermektedir. Bu rapor Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından hazırlanmıştır. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Raporda yer alan içerik, müşterilerin verilen stratejilerden kârlı çıkacağının ya da zararlarının limitli olacağının, Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından verilmiş sözü veya garantisi olarak kabul edilemez. Burada yapılan analizlere dayanarak ve özellikle kaldıraç sistemi kullanan piyasalara yapılan yatırımlar zararla da sonuçlanabilir. Bu raporun ticari amaçlı kullanımı sonucu oluşabilecek zararlardan dolayı kurumumuz ve kurumumuz çalışanları hiçbir sorumluluk üstlenmemektedir. Bu raporda yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenmiş olup doğrulukları ayrıca araştırılmamıştır. Bu nedenle, bu bilgilerin tam veya doğru olmamasından, kullanılan kaynaklardaki hata ve eksik bilgilerden dolayı doğabilecek zararlar konusunda kurumumuz ve kurumumuz çalışanları herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Raporda yer alan bilgiler Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’nin yazılı izni olmadan çoğaltılamaz, yayınlanamaz veya üçüncü kişilere gösterilemez.