haftalık bülten 24 Ocak 2011 Geçen haftanın özeti

advertisement
haftalık bülten
haftalık bülten
24 Ocak 2011
Geçen haftanın özeti
TCMB politika faizini 25 baz puan indirdi, indirimlerin devam etmesini
bekliyoruz. Piyasa beklentisinin aksine, Para Politikası Kurulu’ndan 25
baz puan faiz indirimi çıktı. Kararın yönünü doğru tahmin etmemize
rağmen bizim beklentimiz indirimin 50 baz puan olacağı yönündeydi. Diğer
taraftan gecelik borçlanma ve borç verme oranlarında bir değişikliğe
gidilmedi ve faiz oranları sırasıyla %1.5 ve %9’da sabit kaldı.
Faiz oranlarına ilişkin yapılan açıklamada “…alınacak kredi genişlemesini
sınırlayıcı yönde ilave tedbirler, para politikasının hareket alanını
genişletecektir. Bu doğrultuda kısa vadeli yükümlülükler için tesis edilecek
zorunlu karşılık oranlarında ilave bir artırım gerekli görülmektedir.” denildi
ki bu bağlamda kısa süre içerisinde 1 ay vadeli TL mevduatlar ve repolar
üzerindeki zorunlu karşılık oranlarına 100 baz puanlık bir artış geleceğini
düşünüyoruz. Bu tip daraltıcı önlemler Merkez Bankası’na önümüzdeki
dönemde faiz indirimleri için fırsat yaratacaktır.
Açıklamada, politika faizinin düşürülmesi ve zorunlu karşılık artırımlarını
birlikte içeren politika bileşiminin içinde bulunduğumuz konjonktürde fiyat
istikrarını ve finansal istikrarı gözeten en uygun seçenek olduğu
vurgulanırken alınan ve alınacak önlemlerin net etkisinin sıkılaştırıcı
olacağına dikkat çekildi. Açıkça görünüyor ki, faiz indiriminin boyutunda bir
azalma olsa da MB geçen ay uygulamaya koyduğu politika çerçevesini
değiştirmiyor Gelişmiş ülkelerin para politikası görünümlerine bakarak, bu
düşüncenin mantıklı olduğunu söyleyebiliriz.
MB, zayıf dış talep nedeniyle kapasite kullanım oranının güçlü iç talebe
rağmen kriz öncesi seviyelerin altında bulunduğunu ve işsizlik oranının
hala yüksek seviyelerde olduğunu belirtiyor. Sonuç olarak, toplam talep
koşullarından kaynaklanan enflasyonist bir baskı öngörülmüyor. Bu
açıklama, toplam talebin dezenflasyonist bir baskı yapabileceğinin
belirtildiği bir önceki açıklamaya göre daha “şahin” bir bakış açısına işaret
ediyor. Ancak, PPK hala enflasyon görünümüne ilişkin rahat görünüyor ve
enflasyonun birinci çeyrek boyunca %5.5’in altında kaldıktan sonra ikinci
çeyrekten itibaren daha oynak bir grafik çizip yıl sonunda hedefle uyumlu
olacağını öngörüyor.
Merkez Bankası’nın, kararlarının etkisini gözlemleyerek, herhangi bir
seriye işaret etmeden, kararlarını adım adım alacağına dair beklentimizi
koruyoruz. Bununla birlikte, birinci çeyrekte enflasyonda yaşanacak aşağı
yönlü hareketin MB’ye gelişmiş ülkelerle faiz farklarını azaltmak için fırsat
verdiğini ve MB’nin bu fırsatı yıllık enflasyonun tekrar artmaya başlayacağı
Nisan ayına kadar kullanacağını düşünmeye devam ediyoruz.
Önümüzdeki dönemde yapılacak olası faiz indirimlerinin büyüklüğü
hakkındaki düşüncemiz ise MB’nin bir sonraki adımının 25 baz
puan olmasının gerekmediği yönünde. Eğer kredi büyümesine ilişkin
veriler MB’nin sıkılaştırma politikasını desteklerse, daha büyük miktarlarda
İnan Demir
+(90) 212 318 5087
[email protected]
Başak Karaaslan
+(90) 212 318 5096
[email protected]
Cevdet Çağdaş Ünal
+(90) 212 318 5086
[email protected]
haftalık bülten
faiz indirimleri görebiliriz. Önceden de belirttiğimiz gibi MB’nin faiz indrimesi
önümüzdeki dönemde gerçekleşecek kredi büyümesine, TL’nin performansına
ve enflasyondaki düşüşün büyüklüğüne bağlı olacak. Son olarak, yapılacak
faiz indirimlerinin zorunlu karşılık artırımlarıyla ve belki de zorunlu karşılıkların
uygulama alanının geniştetilmesiyle dengeleneceğine dair beklentimizde ise
bir değişiklik yok.
Orta vadeli enflasyon beklentileri az da olsa bozuldu. Merkez Bankası’nın
son beklenti anketine göre, yılsonu enflasyon beklentisi 5 baz puan artarak
%6.61’e yükseldi. 24 ay sonrasına ilişkin beklenti aynı oranda artarak
%6.17’ye ulaşırken 12 ay sonrasına ilişkin beklenti 13 baz puan yükselerek
%6.55’e yükseldi. Bu artışlara rağmen 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin
beklentiler, Aralık ortalamalarının sırasıyla 42 ve 39 baz puan gerisinde.
Anket son PPK toplantısından önce düzenlendiğinden, bu aya dair politika
faizi beklentisinin değişmediği görünüyor. Anket katılımcıları hala gelecek üç
aya dair faiz indirimi bekliyor fakat 3 ay sonunda ilişkin politika faizi beklentisi
%6.08’den %6.31’e yükselmiş durumda. Bunların yanında 6 ay sonrasına
ilişkin faiz beklentisi %7.32, 12 ay sonrasına ilişkin faiz beklentisi %6.50 ve
son olarak 24 ay sonrasına ilişkin faiz beklentisi %7.64 seviyesinde bulunuyor.
Bu patikaya bakarak bir yorum yapmak zor görünüyor fakat anlaşılan o ki faiz
indirimlerini, faiz artırımlarının takip etmesi bekleniyor.
Biz bu noktada piyasadan ayrılıyoruz; geçen hafta yapılan 25 baz puanlık
indirim sonrası %5’lik nihai politika faizi tahminimizin yukarı yönlü risk ihtiva
ettiğini düşünüyoruz. Bununla birlikte, baz senaryomuz faiz indirimlerini, faiz
artırımlarının takip edeceğini öngörmüyor. Bunun yerine gelişmiş ülkelerdeki
faiz oranları sıfıra yakın kaldığı sürece MB’nin para politikasını sıkılaştırmak
için faiz dışı araçları kullanacağını düşünüyoruz.
2010 bütçe açığı hedefin altında kaldı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
tarafından açıklanan bütçe rakamlarına göre 2010 yılı bütçe açığı 39.6 milyar
TL ile, 44.2 milyar TL’lik hedefin aşağısında gerçekleşirken bu rakam, 2010
GSYH tahminmizin %3.5’ine tekabül ediyor. Faiz dışı denge tarafında ise,
2010 yılında, GSYH’nin %0,7’sine denk gelen 8.7 milyar TL’lik fazla verildi ki
bu da 2009 yılında gerçekleşen faiz dışı fazlanın yaklaşık 20 katı.
Orta Vadeli Program’da öngörülenden daha güçlü gerçekleşen GSYH büyüme
oranı sayesinde (2010 için resmi GSYH büyüme beklentisi %3.5’ti), vergi
gelirleri 2010’da yıllık bazda %22 artarak %12’lik bütçe hedefini solladı. Vergi
gelirlerinin dökümüne bakıldığında, en yüksek performansın, ithalattan alınan
ve yıllık bazda %39’luk bir artışın kaydedilerek yüzde 20’lik hedefin aşıldığı
Katma Değer Vergisi (KDV) gelirlerinde gerçekleştiği görülmekte. Harcama
tarafında ise, faiz dışı harcamalar yüzde 14 artarak yüzde 7’lik hedef ikiye
katlanmış. Daha önemlisi hedefleneni aşan harcamalar en belirgin olarak;
bütçe hedefinin yüzde 14 aşıldığı mal ve hizmet harcamaları ve yatırım
harcamaları gibi hedeflenenden yüzde 46 daha fazla harcamanın yapıldığı
ihtiyari harcama kalemlerinde kaydedilmiş. Bu veriler ışığında öyle görünüyor
ki, hükümet güçlü büyüme ile
tahmin edilenin üzerinde gerçekleşen
gelirleri, faiz dışı fazla olarak korumak yerine harcamayı seçmiş.
Diğer taraftan, Euro Bölgesi’ndeki gelişmelerin tersine, bütçe açığının
hedeflenenin de altında kalması herşeye rağmen dikkate değer ve Türkiye’nin
kredi notundaki görece düşüklüğü göz önüne seriyor. Bu bağlamda, borcun
haftalık bülten
sürdürülebilirliği perspektifinden mali performans kusursuz görünüyor. Buna
karşın, dış borçların sürdürülebilirliği meselesine gelindiğinde, mali performans
arzulanandan çok uzak bir seviyede bulunuyor. Daha önceki
yorumumlarımızda tartıştığımız gibi cari açıklar çoğunlukla mali bir fenomendir
ve bizce 2010’da hedeflenenin üzerinde gerçekleşen harcamalar cari açığın
büyümesinde etkilidir. Sonuç olarak, 2010 yılı mali performansına ilişkin
değerlendirmemiz keskin bir sonuca ulaşmazken düşüncemiz mali hedeflerin
üzerinde performans sergilenmiş olmasının yalnızca şartlara bağlı bir başarı
olduğu yönünde.
Önümüzdeki haftaya bakış
Zorunlu karşılık oranlarına ilişkin açıklama bugün gelebilir. Perşembe
günü yapılan faiz açıklamasında bir sonraki PPk toplantısından önce kısa
vadeli yükümlülükler üzerinde zorunlu karşılık oranlarında ilave bir artırımın
gerekli görüldüğü belirtilmişti ancak beklentilerin ve daha önceki
uygulamaların aksine böyle bir artış Cuma günü gerçekleşmedi. Fakat,
zorunlu karşılık oranlarını belirlemek konusunda yetkiye sahip olan Banka
Meclisi’nin bugün toplanacak olması sebebiyle zorunlu karşılık artışına ilişkin
açıklamanın da bugün gelmesi olası görünüyor. Beklentimiz 25 baz puanlık
faiz indiriminin genişletici etkisini telafi etmek için kısa vadeli yükümlülükler
üzerinde en az 100 baz puanlık bir zorunlu karşılık artışına gidileceği
yönünde.
Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunu yarın yayımlayacak. Rapor,
Merkez Bankası’nın enflasyon öngörülerini ve bu öngörülere temel oluşturan
faiz patikasını içereceği için büyük önem taşıyor. Daha önceki raporlardan
farklı olarak ayrınki raporun sadece politika faizine ilişkin değil aynı zamanda
zorunlu karşılık oranlarının seyrine ilişkin olarak da yön göstereceğini tahmin
ediyoruz.
Enflasyon tahminlerine ilişkin olarak çıktı açığındaki daralma ve emtia
fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle Merkez Bankası’nın %5.4 seviyesindeki 2011
enflasyon tahminini yukarı revize etmesi muhtemel. Ancak son PPK
açıklamasında 2011 sonunda enflasyonun %5.5’lik hedefle uyumlu
gerçekleşeceğinin öngörülmesi, olası yukarı revizyonun sınırlı olacağına işaret
ediyor.
Aralık dış ticaret verileri Cuma günü açıklanacak. Aylık dış ticaret açığının 8.9
milyar dolarla tarihi rekor seviyeye ulaşmasını bekliyoruz (Piyasa beklentisi:
8.1 milyar dolar). Eğer gerçekleşme beklentimize paralel olursa 2010 dış
ticaret açığı 2009’a kıyasla %85 artarak 71.7 milyar dolar olacak (GSYH’nin
%9.7’si).
Bu haftanın gündeminde ayrıca Ocak kapasite kullanım oranı ve reel kesim
güven endeksi (bugün) ve Aralık yabancı ziyaretçi sayısı (yarın) yer alıyor.
haftalık bülten
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek
amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından
kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda
sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait
görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile
risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan
görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan
faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank
bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda
sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin
değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan
personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman
içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının
kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.
Download