C. Senatosu B : 26 Muhterem senatörler; Diyanet İşleri Başkanlığı, gerek mahiyeti ve ge­ rekse toplumumuza karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri itibarıyla, değeri çok yüksek olan bir kuruluşumuzdur. İslam Dininin itikat, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütmek ve din konusunda toplumu ay­ dınlatmak göreviyle görevli olan Diyanet İşleri Baş­ kanlığı, dinimizin buyruklarına uygun bir şekilde gö­ revini tam olarak yerine getirdiği ölçüde gerçekten Milletimiz mutlu olacaktır. Sayın senatörler; Bu husustaki düşüncelerimi az sonra siz muhterem senatör arkadaşlarıma, Kur'anı Kerimden bir iki aye­ tin mealini arz ederek beyan etmek istiyorum. Buna geçmezden önce, bundan bir kaç gün önce, Allahın rahmetine kavuşan bir Profesörümüzün, bir makalesini okurken, şöyle bir cümleye rastlamıştım. O ilim adamımız; «Kur'anı Kerime, farkına varmadan veya bilerek dil uzatan bir kimse, bilerek yahutta bilmeyerek, sa­ dece İslam alemini rencide etmiş olmaz, bütün beşe­ riyeti rencide etmiş olur. Çünkü, manevi yönden be­ şeriyete salah ümidi veren kurtuluş ışığını gösteren yegane kitap Kur'anı Kerimdir. Biz Türk Milleti ola­ rak ne kadar sevinsek, ne kadar övünsek yeridir. Çünkü biz, bu yüce Kitaba millet olarak, milletimi­ zin inanmış fertleri olarak elden gelen hürmeti, say­ gıyı göstermeyi kendimiz için en şerefli vazife sayı­ yoruz. Şunu da biliyoruz ki, manevi yönden birbiri­ mizi sevip saymamız, birbirimize iyilik yolunda destek olmamız, milletimize hayır, hizmette birbirimizle ya­ rış halinde bulunmamız için bu kitabın öğütlerine ku­ lak vermemiz, bizim için en şerefli vazifedir.» diyor­ du Yüksek müsamahalarınıza güvenerek Kur'anı Ke­ rimden bir - iki ayeti celilenin mealim siz değerli se­ natör arkadaşlarıma okumak istiyorum. Araf Suresinden aldığım bu iki ayeti celilede meal olarak şöyle buyruluyor. Allah Taalâ buyuruyor ki: «Resulüm, de ki, ey insanlar, geliniz Rabbım siz­ lere neleri yasak etti size okuyayım. Ona hiç bir şeyi ortak koşmayınız, bir de ana ve babaya iyilikte kusur etmeyiniz. Açlık korkusu ile çocuklarınızı öldürme­ yiniz; Biz, sizleri de, onları da rızıklandırınz. Allah'ın emrettiğinin dışında, Allah'ın muhterem kıldığı cana sakın kıymayınız. Allah, akıl erdiresinız diye bunları sizlere emrediyor. 8 . 2 . 1978 O : 2 O güzel ve meşru olanın dışında, kendileri rüşte erinceye kadar, sakın yetimlerin malına yakın olma­ yın. Ölçülerinizi, tartılarınızı tam ve adaletli olarak yerine getiriniz. Biz, her insanı, ancak gücünün yet­ tiğinle mükellef kılarız. Söz söylediğiniz zaman, ak­ rabalarınız da olsa dosdoğru ve adil olarak konuşu­ nuz. Allah ile olan sözleşmelerinizi tam olarak yerine getiriniz. İyiden iyiye düşünesiniz, hatıriayasmız diye, Allah, bunları size emrediyor» Değerli arkadaşlarım; İnsan olarak, cemiyete faydalı olmak, nezih bir ba­ yat yaşamak herkese iyilik elini uzatmak için bu düs­ turlardan müstağni kalacak bir fert düşünülebilir mi?.. Bugün yer yüzünde pedagogların, dünya eğitim­ cilerinin vardığı bir netice şudur: «Her milletin terbiyecileri, kendi milletine iyi va­ tandaş yetiştirmek, eğitimin gayesidir.» Kanaatinde birleşiyorlar. Kur'anı Kerime baktığımız zaman, Kur'anı Kerimin aldığı hedef, iyi insan yetiştirmek­ tir. O halde Diyanet İşleri Başkanlığımızın, Milleti­ mize ifa edeceği hizmet çok büyüktür. Yeter ki, biz emin hizmetini, o camianın büyük Milletimize ya­ pacağı hizmetleri layıkıyla değerlendirmesine gayret edelim. Değerli arkadaşlarım; Bu. hizmetler yapılırken elbette Devletin diğer ku­ ruluşları kendilerine düşen hizmetlerde kusur etme­ meye çalışmaktadırlar. Aslında bu onların kanuni va­ zifesidir; fakat demin de arz ettiğim gibi, milletimi­ zin fertlerini birbirine yaklaştıran, birbirine sevdiren, dedikodudan, tembellikten, cehaletten uzaklaştıracak yegane müessesemiz Diyanet camiası ile Milli Eğitim Bakanlığımızdır. Eğer bu iki müessesemiz Milletimi­ zin kendisine tahmil ettiği görevleri yerine getirir ve bu hususta fedakârlık ve feragattan kaçınmayacak olurlarsa, Milletimizi mustarip eden elim hadiselerin en kısa zamanda dineceğinden emin bulunmaktayım. O halde, biz bu müesseselerimizden azami ölçüde is­ tifade etmeye gayret göstermeliyiz. Bendenizi çok duygulandıran, çok sevindiren bir husus da şudur: Muhterem Akıp Beyefendi arkadaşı­ mız çok güzel konuştu. İslaııun üstünlüğünden, nezahetinden, ahlaki fazilet dini olduğundan bahis bu­ yurdular. Kendilerine teşekkür ederiîn. Keza Sayın Paker arkadaşımız da aynı şeyi de sözlerinin 'başlangı­ cında beyan buyurdular. Dikkat buyurursanız, hangi siyasi teşekküle men­ sup olursa olsun, bir arkadaşımız, din mevzuunda bir mesele ortaya atıldığı zaman, İslam dininden bahse- — 236 —