İLİ : Bingöl TARİH : 17.10.2014 بسم هللا الرحمن الرحيم ُ ُ َ َّ َ َ َ َ ٌان ِم َّنا َرح َمةْ ث َّْم نزعنا َها مِن ُْه ِان ُْه ل َيؤُ سْ كفُز َْ َولَئِنْ اَ َذق َنا االِن َس ُ َتٌان َّسيِّئ ٌَِّّبدٌ َعٌى َ ٌضسَّا َءٌ َم َّس ْتًٌُنَيَقُُنَ َّهٌ َذ َ ٌَََنَئِ ْهٌاَ َذ ْقىَبيٌُوَ ْع َمب َءٌثَ ْعد ُ ُ َ ٌَدٌاَنئِك َ َاِوًٌَُّنَفَ ِسحٌفَ ُخُزٌ اِالٌَّانَّ ِريه ِ ٌصجَسَُاٌ ََ َع ِمهُاٌانصَّبنِ َحب .ٌٌَاَجْ سٌ َكجِيس َ نٍَُ ْمٌ َم ْغفِ َسح وقال رسول هللا صلى هللا عليه وسلم ْ ْ َّ ٌٌَْإِنٌانجِسٌَّيَ ٍْ ِد، ِّ ٌفَإ ِ َّنٌان،ق ِّ َعهَ ْي ُك ْمٌثِبن َ ص ْدقٌَيَ ٍْ ِدٌْإِنٌَّانجِ ِّس ِ ص ْد ْ ٌَإِن ٌٌََّّحت َ ٌ ََ َمبٌيَ َزالٌُان َّس ُجمٌُيَصْ ُدقٌُ ََيَتَ َحسٌَِّانصِّ ْدق،ٌّان َجىَّ ِخ ْ ٌفَإ ِ َّن،ة َّ َتٌ ِع ْىد ٌَّةٌيَ ٍْ ِدٌْإِن َ ٌان َك ِر َ ٌَ ْان َك ِر َ يُ ْكت ِ ٌٌََِّللا َ ٌ ََإِيَّب ُك ْم،صدِّيقًب ْ ُ ٌٌَُ َمبٌيَزَ الٌُان َّس ُجم، َ ٌ ََإِ َّنٌانفج،ُُز َ بز ِ َُُّزٌيَ ٍْ ِدٌْإِنٌَّانى ِ ْانفُج ْ ٌ ََ َيتَ َحس، ُيَ ٌْك ِرة َّ َتٌ ِع ْىد ٌََّللاٌِ َك َّراثًب َ ٌحتٌَّّيُ ْكت َ ة َ ٌَِّان َك ِر İSLAM’DA SADAKAT Muhterem Kardeşlerim! Okuduğum ayet-i kerimede Cenab-ı Allah mealen şöyle buyurmaktadır: “Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da, sonra bunu ondan çekip alırsak, şüphesiz o ümitsiz ve nankör oluverir. Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, (kötülükler benden gitti) diyecektir. Çünkü o, şımarık ve böbürlenen biridir. Ancak sabredip Salih amel işleyenler böyle değildir. İşte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.”1 Okuduğum hadisi şerifte ise Allah Rasulü (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Size doğruluğu tavsiye ederim. Zira doğruluk iyiliğe götürür, iyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyledikçe, doğruyu araştırdıkça, Allah katında doğru kişi olarak (sıddik) yazılır. Yalandan kaçının, zira yalan kötülüğe götürür, kötülük de cehenneme iletir. Kişi yalan söyledikçe ve yalan peşinde koştukça Allah katında yalancı (Kezzab) yazılır.”2 Muhterem Kardeşlerim! İslam dininin en önemli prensiplerinden biri de sadakattir. “ Verdiği sözde durmak, ahde vefalı olmak” gibi anlamlara gelen sadakat, İslam toplumunun esas ilkelerinden biridir. Sadakat, nimetler karşısında nankör olmadan içten ve vefalı bir duruş sergilemeyi gerektirir. Müslüman, bu duruşunu ister insanların kendisine yaptığı iyilikler için olsun isterse de yüce yaratıcının kendisine verdiği sayısız nimetlere karşı olsun, hiçbir zaman değiştirmemelidir. Ancak Müslüman’ın Allah’a karşı olan sadakati, ahde vefası, insanlara karşı olan sadakatinden daha önce gelmektedir. Bu sadakat, ister darlıkta olsun isterse de genişlik zamanlarında olsun, Allah’a karşı her daim şükür içinde olmayı gerektirir. Allah, kullarından her zaman imanlarında sebat ve sadakat beklemektedir. Sadakatin sadece Allah’a karşı olmadığını, insanların birbirilerine karşı da vefalı olmaları gerektiğini hatırımızdan çıkarmamalıyız. Bu durum, Kur’an da şöyle ifade edilmektedir: “..Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir.”3 Başka bir ayette : “Onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler”4 buyrulmuştur. Muhterem Cemaat! Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’e Mekkeli müşrikler tarafından “el-emin” yani “kendisine güvenilen” anlamındaki lakabın verilmesi, aslında o’nun ne kadar güvenilir ve vefalı biri olduğunu bize göstermektedir. Birbirimizle yapmış olduğumuz anlaşmalara riayet edelim. Verdiğimiz sözlere sadık kalalım. Ahde vefa göstermemek münafıklığın alametlerindendir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır: “Dört haslet vardır ki; kimde bu hasletler bulunursa o kimse gerçek münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir. (şöyle ki): Emanet edilince ihanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, düşmanlık edince haddi aşar.”5 1 Hud Suresi, 11/9-11 Müslim, Birr, 29, VI, 2013 3 İsra Suresi, 17/34. 4 Mü’minun Suresi, 23/8. 5 Buhari, İman, 24; Müslim, İman, 25. 2 Hazırlayan: Servet KILIÇ Genç İlçe Vaizi Redaksiyon: İl İrşat Kurulu