M. Meclisi B : 13 ğınız hammaddenin demir ve karayolunun darboğaz­ da olmaması gerekir. Ama Türkiye'de bugün birçok alanda bunlarla karşı karşıyayız. Tesis bitmiştir; hammaddesi yoktur, enerjisi yoktur ve darboğazlar sü­ rüp gitmektedir. Bu uygulamaya bakarak, aslında Tür­ kiye'de hazırlama aşamasında - ne şekilde olursa olsun - uygulama sonuçlarına baktığımız zaman, gerçek anlamda bir planlı ekonomi olduğunu söyle­ mek oldukça güç. Çünkü, birçok alanda hammadde sıkıntısı vardır, altyapı sıkıntısı vardır, enerji sıkıntısı vardır. Şimdi bunlardan aslında birkaç örnek vererek, bu gerçeği vurgulamak istiyorum. Türkiye'de altyapının yetersiz olduğunu söylerken, Türkiye'de plansız bir uygulama olduğunu syölerken birkaç örnek vermek istiyorum. Sayın milletvekilleri, Türkiye'de 5 309 000 000 lira harcanarak, Seydişehir Alüminyum Tesisleri bi­ tirilmiştir. Ama bugün elektrik sıkıntısı nedeniyle bu tesis, % 50 kapasiteyle çalışıyor. Bu tesisin % 50 ka­ pasiteyle çalışmasına bir şekilde göz yumabiliriz. Ama bir yandan bu yapılırken, bir yandan da bu fabrikanın üretmesi gereken ürünlerin ithalatı devam ediyor. Örneğin, bir yandan enerji sıkıntısı nedeniyle biz Seydişehir'i % 50 kapasitede çalıştırırken, 1977 yı­ lında 247 milyon lira harcayarak, döviz ödeyerek bu tesisin üretmesi gereken ürünleri ithal ettik, 27 . 1 1 .1978 O : 1 planlı bir ekonomide, özellikle gelişmekte olan Tür­ kiye gibi bir ekonomide milyarlarca Ura para harca­ yacağız, tesisleri meydana getireceğiz, maliyetler har­ canmaya devam edecek; buna karşılık enerji yoklu­ ğundan, hammadde yokluğundan veya diğer bazı yönetim sorunları nedeniyle, bunları düşük kapasitede çalıştırmaksınız, ondan sonra da bu tesislerin üret­ mesi gereken ürünlerin ithalatına devam edeceğiz. Bizim eleştiri konusu yaptığımız budur. Bu eleştiri aslında yalnızca hükümet olarak bizim değil, hep bir­ likte bunları yapmamız lazım ve bunların önümüz­ deki dönemde tekrarlanmaması için elbirliği ile ge­ rekli önlemleri almamız lazım. Aksi halde ülkenin milyarlarını belirli alanlara yatırır ve bunların ge­ rekli sonuçlarını vermemesine göz yummuş oluruz. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 15 yıllık 3 plan dönemini geride bıraktık. Rakamlar büyüdü, sanayi üretimi arttı, tarım arttı, enerji üretimi arttı, altya­ pıda gelişmeler oldu. Bunların artmadığını veya bu rakamların büyümediğini kimse iddia etmiyor, etme­ di de. Bunların arttığını Dördüncü Beş Yıllık Kak kınma Planı taslağında da objektif bir şekilde hep birlikte görebiliriz ve bunların objektif bir değerlen­ dirmesi de Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı tas­ lağında yapılmıştır. Ama, Dördüncü Beş Yıllık Kalkın­ ma Planına girerken. Sayın Korkut Özal'ın da belirttiği gibi, sorunlar bitmedi, sorunlar kapsam değiştirdi, boyut değiştirdi ve birçok alanda sorunlar artarak karşımıza çıktı. Bu sorunların olmadığını söylemek, bir çözüm değildir. Bu sorunların olduğunu kabul ederek, bunları içtenlikle tartışmamız gerekir, başka türlü bunlara çare bulamayız. Karadeniz Bakır tesisi; 366 milyon lira harcana­ rak bu tesis bitirildi. Kapasitesi 40 800 ton ve bu tesis 1973 yılından beri devreye girmiş durumda, Samsun' daki tesis. Üretimin' 40 800 ton kapasiteye karşılık, çıkabildiği azami miktar 14 bin ton; bunun 8 bin ton, 9 bin ton, 10 bin ton olduğu yıllar var; fakat, en çok çıkabildiği miktar 14 000 ton. Nedeni, ham­ madde yetersizliği, ithaltın zamanında yapılamaması ve kurulduğundan bu yana bu tesisin düşük kapasi­ teyle çalışması. Bununla ilgili olarak, bir yandan bu yapılırken, Karadeniz Bakır Tesisisin üretmesi gere­ ken, ürettiği maddelerden 184 milyon lira 1977 yılın­ da ithal edilmiştir. Türkiye'nin rakamları 1923'te şu idi, 1950'de bu idi, şimdi bu düzeye geldik demek, ekonomik ve sos­ yal sorunları, darboğazları ortadan kaldırmaya yet­ mez. Bugün ülkedeki bunalımın temelinde, dün Sa­ yın Ertuğrul Günay'ın da bir ölçüde belirttiği gibi, bir çok alanda ortaya çıkan, çözümlenemeyen sorun­ ların yattığını kabul etmezsek, ileriye doğru bunları görerek bakmazsak, sağlıklı çözüm getiremeyiz, ger­ çekçi çözüm getiremeyiz. İskenderun Demir - Çelik: Sayın milletvekilleri, tesise 13 684 000 000 lira harcandı ve 1 milyon ton kapasiteli bu tesis 1977 yılında ancak 172 000 ton demir - çelik üretebilmiştir ve aynı yıl 1 700 000 000 liralık demir-çelik ürünü ithal edilmiştir. Bu örneklerle şunu vurgulamak istiyorum: Aslın­ da yalnız tesis kurmakla yetmiyor. Planlı bir ekono­ minin şu veya bu şekilde tanımı yapılabilir; ama Anayasaya bağlı olarak, çok partili özgürlükçü demokratik rejim içinde sorunlara çare bulmak zo­ rundayız. Yalnız dar ve katı sayısal gerçekleşmelerle, hedeflerle bunlara bakmak yetmez. Tümüyle, kapsa­ mıyla, içeriğiyle, niceliği ve niteliğiyle Türkiye'nin bugün geldiği noktayı birlikte değerlendirmek duru­ mundayız. Bu plandaki hedefler bunların hepsine çözüm getiriyor mu? Elbetteki hayır; öyle bir iddia-