ANALİZ Yüzüncü Yılında Çanakkale Savaşı’nı Yeniden Düşünmek © TC Çanakkale Valiliği zerk bir disiplin olarak ortaya çıkışı, 1919’da, Wales Üniversitesi’nde aynı adla kurulan kürsüye dayanan uluslararası ilişkiler, kökleri itibarıyla savaş ve barışı çalışmaya odaklı bir disiplindir. Savaşı ortaya çıkaran koşullar, savaş ve politika arasındaki ilişki, devletlerin savaş açma saikleri, uluslararası ilişkiler çerçevesinde cevaplanmaya çalışılan sorular olarak belirmektedir. Uluslararası ilişkilerin bir disiplin olarak yapısını, sivil ve asker hareketliliğinin o tarihe kadar benzeri olmayan bir boyuta ulaştığı Birinci Dünya Savaşı’nın ve bu savaşın sonrasındaki barış ve düzen arayışlarını şekillendirdiği kabul edilebilir. Çanakkale Savaşı da bu anlamda, hem Birinci Dünya Savaşı ve hem de ardından ortaya çıkan dünya düzeni açısından son derece önemlidir. Değerlendirmemize, bu noktada başlayabiliriz. Birinci Dünya Savaşı’nın süresini uzatan Çanakkale cephesinin açılmasının temel sebebi, Çanakkale’nin sahip olduğu coğrafi konumdur. Çanakkale’nin İstanbul’a yakınlığı ve Rusya’ya giden yolun giriş kapısı olma özelliği, İtilaf Devletleri’nin: Ö 82 MSI Dergisi - Mart 2015 Osmanlı’yı savaş dışı bırakarak Doğu Sorunu’nu çözüme kavuşturmak, n Rusya’ya yardım ulaştırarak Balkan devletlerinin Üçlü İtilaf’a katılmasını sağlamak ve n Mısır’ın, dolayısıyla Hindistan yolunun güvenliğini sağlamak, gibi farklı amaçlarına aynı anda ulaşabilme imkânı sağlayabilirdi. Çanakkale Savaşı’na katılanlar ve savaşta verilen kayıplarla ilgili birçok farklı rakama ulaşılmaktadır. Rakamlar konusundaki bu çeşitliliğin nedenlerinden birisi, toplam kayıp veya zayiat denildiğinde ortaya çıkan rakamın, genellikle kayıp, yaralı ve ölü arasında ayrım yapılmaksızın verilmesidir. Sayının miktarının, savaşın ya da zaferin anlamını ve önemini azaltıp ya da arttırmayacağı bilinciyle ifade edersek, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Başkanlığı arşivine göre, Çanakkale Savaşı’nın tüm muharebelerine, Osmanlı İmparatorluğu adına, 310.000 kişi katılmıştır. İtilaf Devletleri güçlerini oluşturan devletlerden İngiltere adına savaşa katılanlar 410.000, Fransızlar adına katılanlar ise 79.000 kişidir. Çanakkale Savaşı genen Çanakkale Savaşı’nın siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik sonuçları, literatürde çok farklı boyutlarıyla tartışılan ve üzerinde çalışılan bir konu olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın gidişatını doğrudan etkilemesi, yakın dönem Türk tarihi içerisindeki konumu, bu savaşlarda tüm olumsuz şartlar karşısında Türk askerinin gösterdiği destansı başarı, Mustafa Kemal Atatürk’ün muharebelerde gösterdiği komutanlık becerisi, çatışan tarafların askerlerinin birbirlerine duydukları saygı, üzerinde çalışılan söz konusu farklı boyutlar olarak sayılabilir. Bu çalışmanın amacı, Çanakkale Savaşı’nın yüzüncü yıldönümünde, bu tarihi vakanın uluslararası ilişkiler açısından sonuçlarını kısaca hatırlatmak ve bu savaşın, toplumlar arasındaki ilişkiler açısından da farklılıkları biraraya getiren bir tarihsel deneyim olma niteliğini vurgulamaktır. Arif BAĞBAŞLIOĞLU* / [email protected] *Yrd.Doç.Dr., Ahi Evran Üniversitesi, İİBF, Uluslararası İlişkiler Bölümü linde Türk tarafının kayıpları toplam 210.000 ile 218.000 arasıdır. Birinci Dünya Savaşı’nda, savaşa katılan tüm devletlerin toplam kaybının 8 milyon civarında olduğu hatırlandığında, bu rakamların göreli anlamı daha net anlaşılacaktır. Osmanlı’nın Çanakkale Savaşı’ndaki kayıpları, Birinci Dünya Savaşı’ndaki toplam kaybınının dörtte biri kadardır. İngiliz tarihçi Aspinal’in ifadesiyle Çanakkale Savaşı, Türklerin çiçeklerini (yani geleceği olan gençlerini) elinden almıştır. Denizde ve karada olmak üzere, 1 yıldan fazla devam eden Çanakkale Savaşı’nın sonuçları, çok geniş bir yelpazede değerlendirilebilir. Çanakkale Savaşı, Rusya’daki sosyal ve siyasal krizlerin artmasında, dolayısıyla Rus Çarlığı’nın yıkılmasında ve bu durumun bir sonucu olarak da Birinci Dünya Savaşı’nın uzamasında önemli derecede etkili olmuştur. Çanakkale Savaşı’nda, modern ordular karşısında kazanılan askeri başarı, Türk milletinin kendine güvenini sağlamış ve milli www.milscint.com mücadeleye psikolojik yönden çok olumlu katkıda bulunmuştur. Kazanılan zafer, ordu ile toplum arasındaki bağı kuvvetlendirdiği gibi milli mücadelenin komutanlarının toplum tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Milli mücadeleye Türk milletinin inanması ve destek vermesinde, Çanakkale Savaşı'na yarbay rütbesi ile bir tümen komutanı olarak katılan Mustafa Kemal Atatürk’ün, "Anafartalar Kahramanı" ve "İstanbul'u Kurtaran Komutan" unvanlarıyla tanınmasının katkısı yadsınamaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin, Çanakkale’de vuku bulan dayanışmada şekillendiği, açık bir şekilde ifade edilebilir. Çanakkale Savaşı’ndan alınan dersler, savaş tarihi açısından da çeşitli sonuçlara yol açmıştır. İkinci Dünya, Kore, Vietnam Savaşları ile Kıbrıs Barış Harekâtı’nda uygulanan “amfibi harekât”ın modern anlamda ilk örneği, Çanakkale’de yaşanmıştır. Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletleri’ni sıkıntıya sokan birliklerin ikmali problemi, İkinci Dünya Savaşı açısından büyük önem taşıyan Normandiya Çıkarması’nda, sorun olmaktan çıkmıştır. Birleşik Krallık’ta en uzun süre Başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 1990 yılında verdiği bir mülakatta, 1982 yılında gerçekleştirilen Falkland Savaşı’nın başarısını, Çanakkale Savaşı’ndan elde edilen tecrübelere bağlamıştır.1 Çanakkale Savaşı’nda Türk askerinin gösterdiği başarı, özellikle İngiltere ve Fransa’nın sömürgeleri olan ülkelerde yaşayan halklar üzerinde de etkili olmuştur ve dünya siyasi haritasının şekillenmesinde rol oynamıştır. Çanakkale Savaşı, Avustralya ve Yeni Zelanda için de farklı anlamlar taşımaktadır. Yeni Zelandalı tarihçi Christopher Pugsley, İngiltere’nin doğal müttefiki olarak İtilaf Devletleri safında savaşa giren ve Anzak (ANZAC / Australian www.savunmahaber.com and New Zealander Army Corps) olarak adlandırılan Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin, savaşın başında kendilerini İngiliz olarak tanımlarlarken savaş sonrasında Avustralyalı ve Yeni Zelandalı olduklarını ifade etmektedir.2 Çanakkale, bu ülkelerin, kendi milli kimliklerini ve toplum bilinçlerini güçlendirmesini sağlamıştır. Avustralyalılar, Gelibolu'da karaya çıkış günü olan 25 Nisan'ı, Anzak Günü adıyla milli bir bayram olarak anmaktadırlar. Çanakkale Savaşı’nın, Avustralya ve Yeni Zelanda ile Türkiye arasındaki ilişkilere de katkısı çok anlamlıdır. Bir savaşın, bir dayanışma formuna dönüşümünün diğer örnekleri olarak Almanya ile Fransa ve ABD ile Japonya arasındaki ilişkiler verilebilir. Ancak bu dayanışmanın toplumlara sirayeti, Avustralya ve Yeni Zelanda toplumları ile Türk toplumu arasında diğerlerine oranla daha duygusal ve samimidir. Yüzüncü yılında birçok farklı organizasyonda dünyanın çeşitli ülkelerinden devlet adamları, akademisyenler ve farklı meslek gruplarından kişiler, Çanakkale Savaşı'nın siyasi, iktisadi, askeri, sosyal, diplomatik ve kültürel boyutlarının ele alınması ve savaş sonrasında ülkeler ve toplumlar arasındaki ilişkilerin ortaya konulması bağlamında biraraya geleceklerdir. Salt uluslararası ilişikiler disiplini için değil, tarih, ekonomi, sosyoloji ve psikoloji gibi farklı disiplinler açısından farklı bağlamlarda yarattığı etkiler ile önemli bir akademik çalışma konusu hâline gelen Çanakkale Savaşı, bu anlamda, yüzüncü yılında da önemini korumaktadır. Kanımızca şu noktaya özellikle dikkat çekmek gereklidir: Yüzüncü yılında Çanakkale Savaşı’nın günümüzdeki anlamı, sadece devletler açısından değerlendirilmemelidir. Çanakkale Savaşı, aynı za- manda toplumlar arasındaki ilişkiler açısından da farklılıkları biraraya getiren bir tarihsel deneyim olma niteliğini taşımaktadır. Bu bağlamda, tarihsel olarak savaşın üç farklı dayanışmanın gelişimine katkısı özellikle vurgulanabilir. İlk olarak, Avustralya ve Yeni Zelanda toplumlarının, İngiltere’nin hâkimiyeti dışında bir milli kimlik inşa etmelerinde, Çanakkale Savaşı bir dönüm noktası olmuştur. Bu iki toplumda, milli kimliğe dayalı bir toplumsal dayanışmayı geliştirmesi açısından, Çanakkale Savaşı son derece önemlidir. İkinci olarak Avustralya ve Yeni Zelanda arasında, bugün de güçlü bir biçimde varlığını koruyan siyasal, kültürel ve ekonomik bağların tarihsel kökleri, büyük ölçüde Çanakkale Savaşı’ndaki kolektif dayanışmaya dayanır. Üstelik Avustralya ve Yeni Zelanda devletleri, bu kader ortaklığına aynı safta savaştıkları İngilizleri değil, savaşta düşmanları olan Türkleri de dâhil etmektedirler. Hâlen güçlenerek devam eden bu tarihsel bağ, Birinci Dünya Savaşı’nın emperyalist karakterli acımasız amaçlarının insani sonuçlarına dair önemli bir ders de vermektedir. Bu anlamda, uluslararası ilişkilerin yanı sıra transnasyonal ilişkilere de yansıması olan bu tür bir savaşın günümüzde temsil ettiği dayanışma özel ve anlamlıdır. Son olarak, Kurtuluş Savaşı’nın askeri ve psikolojik moral ve motivasyonunda Çanakkale Zaferi’nin rolü daima hatırlanmalıdır. Hem teçhizat hem de asker sayısı anlamında Çanakkale Savaşı’na benzer koşullarda başlayan Kurtuluş Savaşı mücadelesinde, beraber var olma azminin en güzel örneği Arif BAĞBAŞLIOĞLU Arif Bağbaşlıoğlu, 1980 yılında Denizli’de doğmuştur. 2002 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. 2004 yılında, aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda yüksek lisans öğrenimini; 2011 yılında da aynı anabilim dalında, doktora öğrenimini tamamlamıştır. Kasım 2005 – Ocak 2009 tarihleri arasında, TSK Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda, Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Kurs Direktörü olarak çalışmıştır. Eylül 2012 - Eylül 2013 tarihleri arasında, Kanada’nın Ottawa Üniversitesi’nde, misafir öğretim üyesi olarak doktora sonrası çalışmalar yapmıştır. NATO’nun ortaklık politikaları, uluslararası güvenlik, barış çalışmaları, çatışmaların çözümü konularında uluslararası dergilerde yayımlanmış çeşitli akademik çalışmaları mevcuttur. Hâlen Ahi Evran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. olarak Çanakkale Savaşı’nda ortaya konan mücadele duygusu sürdürülmeye devam edilmiştir. Bu manada Çanakkale Savaşı’nın sadece uluslararası dayanışmaya değil Türk toplumu içerisinde “biz” duygusuna yaptığı katkı da günümüzde daha fazla vurgulanmalıdır. 83 Dipnotlar 1. Cumhuriyet Gazetesi 26 Nisan 1990, s. 9, http://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/sayfa/1990/4/26/9.xhtml 2. Christopher Pugsley, The Anzac Experience: New Zealand, Australia and Empire in the First World War, Reed New Zealand, 2001. MSI Dergisi - Mart 2015