Ahmet Furkan Uzun Meriç Kurtuluş Türkçe 102

advertisement
Ahmet Furkan Uzun
Meriç Kurtuluş
Türkçe 102- 75
2 Nisan 2016
Yeniden Doğuş mu Eskiye Dönüş mü?
Rönesans kelimesi hepimizin de bildiği gibi Fransızcada “Yeniden Doğuş” anlamına
gelmektedir. Genelde tarih kitaplarında bize İstanbul’un fethiyle İstanbul’dan kaçan aydınların
İtalya’da başlattığı öğretilir. Tarih kitapları Rönesans’ı Floransa’da başlayan bilim, edebiyat,
sanat alanında yaşanan gelişmeler şeklinde tanımlar. Bu kitap bana çok önemli bir katkıda
bulundu. Bunca sene Rönesans’ın ne olduğunu biliyordum, fakat aslında bu hareketi kimin
başlattığını doğru bilmediğimi fark ettim. Tarih dünyada sadece bir Rönesans’ın olduğunu
öğretirken bu kitapla birlikte aslında Rönesans’ı başlatanların İtalyanlar olmadığını fark ettim.
Kitapta olan bir soru ise dikkatimden kaçmadı. Avrupa tarihinde bir Rönesans var fakat gerçekten
bir tane mi? Bu yazımda bu soruya cevap aramaya çalışacağım.
Floransa’da bilim adamları ve filozoflar Rönesans’ı eskiye dönerek başlattılar. Öncelikle
Latin ve Antik Yunan kaynaklarını o dönemdeki dillerine çevirip anlamaya çalıştılar. Çeviriler
sonucunda ise antik çağlardan insan bilimleri, tıp, astronomi hakkında bilgiler edinip uygulamaya
koydular. Yeniden Doğuş anlamına gelen Rönesans’ın adının Eskiye Dönüş olması sizce de daha
mantıklı değil mi? Yazar genelde bilinen bilgilerin tersine Rönesans’ın İtalya’da değil, Antik
Yunan’da başladığını iddia eder. Buna ek olarak yazarın Rönesans’a Hindistan’ın ve Çin’in de
katkılarının göz ardı edilemeyeceğini savunması beni etkilemişti. Müslümanlar, Hintliler ve
Çinlilerden etkilenmiş, Avrupa ise Müslümanlardan etkilenmişlerdi. Bunun sonucunda dolaylı
olarak Hindistan ve Çin’in de katkılarını görebiliriz.
Kitapta ilgimi çeken diğer bir nokta ise yazarın Müslüman olmadığı halde Rönesans’a
Müslümanların çok büyük katkıları olduğundan bahsetmesiydi. Müslümanlar üç farklı süreçle
Rönesans’ın oluşumunu etkiledi. Birinci olarak Endülüs Emevi Devleti İspanya’da bulunan bir
Arap devletiydi. Avrupalılar karanlık çağlarını yaşarken, hastalandıklarında Tanrı’ya dua etmekle
yetiniyorlardı. Aynı dönemde Emeviler ise, tıbbi buluşlara imza atıyordu. İspanyollar
Emevilerden topraklarını geri aldıklarında sadece toprağı değil yazdıkları eserleri de ele
geçirmişti. İtalya’da Rönesans’ın başladığı dönemde Müslüman bilim adamlarının yazdığı
metinler de yine Arapçadan çevrilmişti. Bunun sonucunda Avrupa’da tıbbi gelişmeler başladı.
İkinci aşamada ise Haçlı Seferleri büyük rol oynadı. Haçlı Seferleri öncesi Avrupa’da barut,
pusula, matbaa gibi buluşlar yoktu. Bu buluşlar Avrupa’ya Müslümanlarla yapılan savaşlar
sonucunda geçmişti. Bu buluşlar Avrupa’da önce Rönesans daha sonra ise Coğrafi Keşifler
açısından büyük rol oynadı. Son olarak da Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle kaçan
bilim insanları Rönesans’ın şekillenmesinde etkili olmuştu. Bugün Avrupa’nın neresine gidersek
gidelim, Müslümanlara ait mimari, edebi, sanatsal yapıları görmemiz mümkün. Bugün herkesin
hayran kaldığı Avrupa mimarisinin aslında Bağdat’tan geçtiğini unutmamız lazım.
Sonuç olarak, kitap beni bir çoğumuzun yanlış bildiği bir konuda aydınlattı. Genelde
bilinenin tersine Rönesans hareketinin İtalya’da değil de önce Antik Yunan’da daha sonra ise
Müslüman ülkelerden İtalya’ya geçtiğini gösterdi. Eğer bugün Avrupa zengin ve aydın bir toplum
ise bunu Antik Yunan’a, Müslümanlara ve Asyalılara borçludurlar. Bu kitabı bitirdikten sonra
ben Rönesans’ın Yeniden Doğuş değil de Eskiye Dönüş olduğunu gözlemledim. Bunlara ek
olarak yazarın Cambridge Üniversitesinde öğretim üyesi olması kitaba ve tarih bilimine
duyduğum ilgiyi biraz daha arttırdı. Bu kitabı tarih okumayı seven herkese öneriyorum.
KAYNAKÇA
Jack Goody. “Rönesanslar”. Çev. Bahar Tırnakçı. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2015.
Işıl Hasekioğlu Turgut. “Osmanlı Araştırmaları” (10 Mayıs 2015) 2 Nisan 2016.
<htpp://dergipark.ulakbilim.gov.tr>
Download