1. KONU: BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ BİRİNCİ

advertisement
1. KONU: BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ
RUSYA
*Öteden beri Rusya’nın en büyük amacı, boğazları
ele geçirerek sıcak denizlere inmek ve İstanbul
merkezli büyük bir Slav devleti kurmaktı.
*Bu amaçlarını gerçekleştirmek için akraba
oldukları Osmanlı himayesindeki Slav halkı ve Ortodoksları Osmanlıya
karşı kışkırtmışlardır.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI (1914 -1918)
Üçlü İttifak (1882): Almanya, Avusturya - Macaristan, İtalya
Üçlü İtilaf (1907): İngiltere, Fransa, Rusya
 19. yüzyılın sonlarına doğru İtalya ve Almanya'nın siyasi birliklerini
kurması mevcut dünya dengesini altüst etti.
 İngiliz ve Fransız çıkarları Almanya ile bağdaşmadığından bu iki
devlet birbirine yakınlaşmaya başlamıştır.
 Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun ise Balkanlardaki çıkar
çatışmaları nedeniyle Rusya ile arası açıktı. Bu nedenle Almanya'ya
yakınlaştı.
 Böylece savaş öncesinde bloklar oluştu. Bloklar arası soğuk savaş
başladı.
 Dünya Savaşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirminin
üzerinde devletin katıldığı, o tarihe kadar dünyada eşi görülmemiş ilk
büyük savaştır.
AVUSTURYA-MACARİSTAN
*Osmanlı Devleti’nin balkanlardan tamamen
çıkarılmasını ve kendilerinin bu bölgeye hakim
olmasını istiyorlardı.
*Devletin çok uluslu olmasından dolayı Fransız
İhtilali ile yayılan milliyetçilik akımı sonucunda imparatorluğun bütünlüğü
tehlike altına girdi.
* Rusların desteklediği Sırplarla mücadele edebilmek için Almanya
gibi güçlü bir devletin desteğine ihtiyaç duydular.
Mustafa Kemal, 1.Dünya savaşı çıktığı sırada Sofya'da askeri ateşe
olarak bulunuyordu.
FRANSA
*Osmanlı devleti ile geçmişte her bakımdan ilişkileri
mevcuttu.(Siyasi, ticari dini)
*Fransız İhtilali ile yayılan özgürlük adalet ve
milliyetçilik düşünceleri sonucu Osmanlı Devleti bu
durumdan son derece olumsuz etkilenmiş ve zor duruma düşmüştür.
*Sanayileşmesi ile birlikte yeni sömürgeler elde etmek isteyen Fransa
Osmanlı Devleti’nin topraklarına göz dikmiştir. Ermeni ve başka milletleri
kullanarak Osmanlıya baskı yapmışlardır.
ALMANYA
*1871 gibi geç bir dönemde siyasi birliklerini oluşturdular. Ana hedefleri
İngiliz ve Fransızların ulaşamadığı zengin topraklara
yayılmaktı.
*Ayrıca Osmanlı Devleti’ni kullanarak Ortadoğu
balkanlarda etkin olma istiyorlardı.
*Osmanlı Devletinde okul demir yolu vb yatırımlar yaparak,
Osmanlıya ihtiyacı olduğu askeri uzmanlar göndererek Osmanlı ile
dostane ilişkiler kurdular. Amaçları Osmanlı Devletini kendi taraflarına
çekip rakipleri İngiltere Fransa ve Rusya’yı zor durumda bırakmaktı
Birinci Dünya Savaşı’na katılan devletler ve bu devletlerin Osmanlı
Devleti ile ilgili planları
İTALYA
*Birliğini geç tamamladı(1871).Diğer devletlerle
rekabet edebilmek için sömürge arayışı içine girdi.
*Güçsüz Osmanlı devleti elinde olan ayrıca
kendisine yakın olan Kuzey Afrika Trablusgarp‘a göz
dikmiş, başarılı olamamasına karşın bu sırada Balkan Savaşları’nın çıkması
üzerine yapılan Uşi Antlaşması ile Trablusgarp’ı ele geçirdi. Bu savaştaki
tecrübeleri Osmanlı Devlet’inden hala toprak alabilmek için büyük
devletlerin desteğine ihtiyaçları olduğunu gösterdi.
ABD:
* Bağımsızlığını geç bir zamanda (1783) kazanmış bir
devlet olmasına karşın verimli tarım arazileri, ham
madde bolluğu ve her türlü dış tehlikelerden uzak
olmaları sonucu hızlı geliştiler.
* Dünya siyasetinde söz sahibi olmak için Dünya’nın her tarafıyla
ekonomik ilişki kurdular. Osmanlı Devleti’nde de kurdukları okul, hastane,
matbaa gibi kurumlar aracılığı ile kısa sürede nüfuz sahibi oldular.
İNGİLTERE
*İlk buhar gücünü bulup sanayi inkılabını
gerçekleştirmişler, gelişmiş gemiler yaparak okyanus
ötesinde sömürgeler elde etmişlerdir. Dünya ticaretini
ele geçirmişlerdir.
*Uzun yıllar çıkarları gereği Osmanlı Devleti’nin toprak
bütünlüğünden yanaydı ve Osmanlıyı korudu. Çünkü Osmanlı Devleti
İngiltere’nin ham madde kaynağı ve ürettiği malları satabileceği bir pazar
konumundaydı.
*Osmanlı Devleti’nin himayesinde olan Orta doğu petrol yatakları
İngiltere için çok önemli bir yer arz ediyordu. Daha sonra 19. yy’lın
sonlarından itibaren çıkarları gereği bu politikalarından vazgeçtiler.
Bağımsızlık hareketlerini destekleyerek Arapları Osmanlıya karşı
ayaklandırdılar.
1
SAVAŞTA TARAFLAR
A-İttifak (Bağlaşma) Devletleri
1. Almanya
2. Avusturya-Macaristan
3. Osmanlı Devleti
4. Bulgaristan
5. İtalya (Bu devlet savaş
başladığında tarafsızlığını ilan
etmişti. 1915 yılında İtilaf
Devletleri yanında savaşa girdi.)
B-İtilaf (Anlaşma) Devletleri
1. İngiltere
2. Fransa
3. Rusya
4. İtalya
5. Sırbistan
6. Belçika
7. Japonya
8. Romanya
9. Portekiz
10. ABD
11. Yunanistan
12. Brezilya
a) Genel nedenler:
1. Fransız İhtilali’yle ortaya çıkan milliyetçilik düşüncesinin yayılması.
2. Bağımsızlık isyanlarının artması.
3. Sanayi inkılabı ile ortaya çıkan hammadde ve sömürge arayışı.
4. Silahlanma yarışının hızlanması.
b) Özel Nedenler:
1. Fransa'nın 1871 Sedan Savaşı'nda kaybettiği Alsas-Loren bölgesini
Almanya'dan geri almak istemesi
2. İngiltere ve Fransa'nın mevcut sömürgelerini koruma düşüncesi.
3. İngiltere ve Almanya arasındaki ekonomik rekabet.
4. Sırbistan'ın Avusturya topraklarında hak iddia etmesi.
5. İtalya'nın yeni sömürgeler elde etme gayreti.
c) Görünürdeki Sebep:
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtının Saraybosna'yı ziyareti
sırasında Sırplı bir genç tarafından öldürülmesi sonucu AvusturyaMacaristan İmparatorluğu Sırbistan'a savaş açtı. Rusya Sırbistan'ın yanında
yer aldı. Almanya'nın Rusya'nın karşısında savaşa girmesiyle İngiltere ve
Fransa, Rusya tarafında savaşa girdiler. Böylece tüm Avrupa'ya yayılan
savaş kısa sürede diğer kıtalara da sıçramıştır.
Almanya'nın Osmanlı Devleti'ni Savaşın İçine Çekmek İstemesinin
Nedenleri
1. Avrupa’daki savaş yükünü hafifletmek.
2. Osmanlı Devleti'nin jeopolitik konumundan yararlanmak.
3. Halifenin dini ve siyasi gücünü kullanabilmek.
4. İtilaf devletlerinin Rusya'ya ulaşmasını önlemek.
Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girme Nedenleri
1. Kaybettiği toprakları geri alma düşüncesi.
2. Yalnızlıktan kurtulma politikası.
3. Almanya'nın savaşı kazanacağına olan inanç.
4. Coğrafi konumu itibariyle savaş dışında kalmanın zorluğu
5. Osmanlı Devlet adamlarının Alman hayranlığı.
6. Türkçülük idealini gerçekleştirebilmek.
7. Kapitülasyonlardan kurtulmak.
Osmanlı Devleti'nin İngiltere Yanında Savaşa Girmemesinin Nedenleri
1. Daha önce itilaf devletleri yanında savaşa girme isteğinin kabul
edilmeyişi.
2. İtilaf Devletleri'nin Osmanlı sınırlarında yaşayan azınlıkları kışkırtmaları.
3. Rusya ve İngiltere'nin Osmanlı Devleti'ni parçalamaya yönelik planları
4. İngiltere'nin Osmanlı Devleti'ne ait parası ödenmiş iki savaş gemisine el
koyması.
Kafkas Cephesi (Aralık 1914)
* Rusların egemenliğindeki Türklerle birleşmek için açıldı.
* Enver Paşa’nın komutasındaki Türk Ordusu Sarıkamış’ta binlerce
askerini açlıktan, hastalıktan ve soğuktan daha Ruslarla savaşamadan
kaybetti. Ruslar Muş, Bingöl, Van, Erzurum, Erzincan çevresini ele geçirdi.
* Çanakkale Cephesi’nden buraya gelen M. Kemal Muş, Bitlis gibi
yerleri geri aldı.
*Bu sırada Rusya içinde Bolşevik İhtilali olunca Rusya Brest Litowsk
Antlaşmasını imzalayarak I. Dünya Savaşından çekildi (1917). Bu
anlaşmayla Rusya daha önce aldığı Kars, Ardahan, Batum’u Osmanlı
Devletine geri verdi.
Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girmesiyle;
=> Savaş geniş bir alana yayılmıştır.
=> Savaşın süresi uzamış, Almanya büyük ölçüde rahatlamıştır.
Akdeniz'de İngilizlerin önünden kaçan iki Alman gemisi Osmanlılara
sığındı. Osmanlı devleti bu iki gemiyi satın alarak Yavuz ve Midilli adını
verdi. Karadeniz’e geçen bu gemilerin Rus limanlarını topa tutması
Osmanlı Devleti'ni fiilen savaşa soktu. Osmanlı Devleti resmen 12 Kasım
1914'te savaşa dahil oldu.
2
Romanya-Galiçya-Makedonya Cepheleri
Bu cepheler Osmanlı Devleti sınırları içerisinde olmamasına rağmen
müttefik devletlere asker yardımı yapılmak suretiyle katılınmış
cephelerdir.
Zorunlu Göç
*Ermeniler, 1876 tarihine kadar Osmanlı Devletine bağlılıklarını en
uzun süre koruyan gayrimüslim toplum olma özelliğini taşıyordu.
*19.yydan itibaren başta Rusya ve İngiltere’nin kışkırtmaları ile isyana
teşvik edilen Ermeniler,1890’lı yıllardan itibaren örgütlenerek isyanlar
çıkarmışlar, yaşadıkları bölgelerde Türk halkını katletmeye başlamışlar,
I.Dünya Savaşında Kafkas Cephesinde Ruslarla birlikte Türk ordusuna karşı
savaşmışlardır.
* Tehcir Kanununun çıkarılması: Ermenilerin bölge halkına zarar verici
bu faaliyetleri son olarak ta Van ‘da çıkan isyan üzerine 27 Mayıs 1915
te Sevk ve İskan Kanunu-Tehcir Kanunu çıkarıldı.
*Bu kanun gereğince ordu ve bölge halkının güvenliği için bazı
Ermeniler, ülkenin güvenli bölgeleri olan Suriye ve Irak’ın kuzey
vilayetlerine geçici olarak göç ettirilmiştir.
*Osmanlı Devleti tehcir sırasında Ermenilerin zarar görmemesi için
Ermenilerin iaşe ve güvenliğinin sağlanması, yerleşmeleri için kredi
verilmesi gibi çok büyük harcamaları içeren önemli tedbirler almışsa da
bazı Ermeniler, salgın hastalılar ya da hırsızlık saldırıları sonucu hayatlarını
kaybetmişlerdir. Ancak Osmanlı Devleti göç sırasında ihmali görülen
yetkilileri cezalandırmayı ihmal etmemiştir.
Çanakkale Cephesi (1915)
Osmanlı Devleti I.Dünya Savaşına girince İtilaf Devletlerinin bütün
dikkatleri boğazlar üzerine yöneldi. İngiltere ve Fransa müttefikleri olan
Rusya’ya gerekli askeri yardımı sağlamak için boğazlara hakim olmak
istiyordu.(Baltık Denizini Alman denizaltıları kapatmıştı. Rusya’ya yardım
edilebilecek tek yol boğazlar kalmıştı) Aynı zamanda boğazların ele
geçirilmesiyle İstanbul işgal edilecek, Osmanlı Devleti de savaş dışı
kalacaktı.
İtilaf Devletleri bu amaçlarla Çanakkale Cephesini açtılar.
İngiliz ve Fransız gemileri Çanakkale Boğazına yığınak yaptılar. 18
Mart 1915’te teknik bakımdan üstün olan Müttefik Devletleri Boğazı
geçmek amacıyla hareket ettiler. Fakat Türk Ordusunun olağanüstü
savunmasıyla karşılaştılar ve pek çok kayıplar vererek geri çekildiler
Bunun üzerine İtilaf Devletleri karadan İstanbul’a ulaşmak üzere
Gelibolu’ya asker çıkardılar. İngiliz ve Fransız sömürgelerinden de birçok
asker getirdiler. (Hindular, Anzaklar gibi) Tarihin en kanlı kara savaşları
burada meydana geldi. Türk askeri Conkbayırı, Anafartalar, Arıburnu
bölgelerinde Mustafa Kemal’in önderliğinde başarılı savunma savaşları
yaparak tarihe “Çanakkale Geçilmez” diye yazdırdı.
Savaşın Sona Ermesi
1917 yılında Rusya’nın savaştan çekilmesi üzerine İttifak Devletleri
İtilaf Devletlerine karşı üstünlük kurmuşlardı.
Ancak bu durum uzun sürmedi. Amerika Birleşik Devletleri İtilaf
Devletlerinin yanında savaşa girdi. Amerikan birlikleri o zamana kadar hiç
savaşa katılmamıştı. Almanya güçlü, dinamik olan Amerikan orduları
karşısında tutunamadı. İngiliz, Fransız ve ABD birliklerinden oluşan güçlü
müttefik kuvvetleri Batı Cephesinde Almanya’yı çökerttiler. Diğer
cephelerde de başarısızlıklar artmaya başlamıştı. Böylece savaşın
sonunda İttifak Devletleri savaşı kaybettiklerini belirterek (yenilerek)
yenen devletlerle ateşkes anlaşmasını imzaladılar.
Çanakkale Savaşının Sonuçları:
 Çanakkale Cephesinde yenilgiye uğrayan İtilaf Devletleri dünyada
prestij kaybettiler.
 I.Dünya Savaşının uzamasına neden oldu.
 İtilaf Devletlerinin yardımı Rusya’ya ulaşmadığı için Rus ekonomisi
iyice bozuldu. Rusya’da çarlık rejimi yıkılarak yerine Bolşevik rejim kuruldu
ve Ruslar I.Dünya Savaşından çekildi.
 Bulgaristan Almanya’nın (İttifak) yanında savaşa katıldı.
 Çanakkale Zaferi milli mücadele ruhunun başlangıcı oldu.
 250.000 bizden ve 250.000 onlardan olmak üzere yarım
milyondan fazla insan öldü.
 Yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde savaşta şehit
olduğu için eğitimli insanın az olmasına ve devletin ilk önceliklerinden
birisinin eğitim olmasına sebep oldu.
Mustafa Kemal’in milli mücadelede önder olmasında Çanakkale
Savaşlarının büyük rolü vardır.
Birinci Dünya Savaşı’nın Sonuçları
1. Avrupa’daki mevcut dengeler değişti
2. Rakiplerini etkisiz hale getiren İngiltere ve Fransa en kazançlı
devletler olurken; galipler safında yer alan İtalya ve Rusya hedefledikleri
amaçlarına ulaşamamışlardır.
3. Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu parçalanmış;
Çarlık Rusya’sı yıkılmıştır.
4.Türkiye, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Letonya,
Litvanya ve Ukrayna gibi yeni devletler kurulmuştur.
Kanal-Filistin-Suriye Cephesi
Almanların isteği üzerine açılmıştır. Cephenin açılma amacı,
İngilizlerin Uzakdoğu sömürgeleriyle bağlantısını kesmek ve Mısır’da
Osmanlı hakimiyetini yeniden kurmaktır.
Ancak istenilen gerçekleşmedi. İngilizlere karşı bazı başarılar elde
edildi, bu kalıcı olmadı. İngilizler Sina Yarımadasını ele geçirip Suriye’ye
kadar geldiler. Suriye’ye dayandılarsa da Türk kuvvetlerinin başarılı
savunması ile durduruldu.
Irak- İran Cephesi
İngilizlerce Irak petrollerini ele geçirmek için açıldı. Osmanlı Devleti
Kutülemare’de başarılı sonuçlar alsa da daha sonra geri çekilmek
zorunda kaldı.
Yugoslavya, Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek, Makedonya ve
Slovenya’nın birleşmesi sonucunda kurulmuştur.
5. Cemiyet-i Akvam kurulmuştur.(1920).
6. Sömürgecilik yerini manda ve himayeye bırakmıştır.
7. Barış Antlaşmalarında milliyetçilik prensibine dikkat edilmemesi
azınlık sorununun ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
8. Barış Antlaşmaları devletlerin eşitliği ilkesine aykırı olduğu için
sürekli bir barış ortamı sağlanamamış, bu yüzden İkinci Dünya Savaşı
çıkmıştır.
Hicaz ve Yemen Cephesi
İngilizler Arap Yarımadasını işgal etmek için Yemen’e asker çıkardılar.
Ayrıca Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’e çok miktarda para yardımı yaptılar.
Türk ordusu İngiliz ve Araplara karşı mücadele ettiyse de başarılı
olamadı.
İngilizler Yemen’i alarak Hicaz’a tamamen hakim oldular.
3
2. KONU: BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN SONU VE MONDROS
ATEŞKES ANTLAŞMASI
-İstanbul’un İşgali (13 Kasım 1918)
Ateşkesin ardından 13 Kasım 1918 tarihinde İtilaf devletleri asker
çıkardı. Mustafa Kemal işgal karşısında yaverine dönerek “Geldikleri Gibi
Giderler” demiştir. Mustafa Kemal İstanbul’da kaldığı süre içinde padişah
ve politikacılarla görüşmüş fakat hiçbir sonuç alamamıştır. Mustafa Kemal
siyasi açıdan yapacak bir şeyin olmadığını ülkenin İstanbul’dan
kurtarılamayacağını Anadolu’ya geçip milli mücadeleyi başlatmaktan
başka bir çarenin olmadığını anlamıştır.
MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI
Paris Konferansı (18 Ocak 1919)
I. Dünya Savaşı sonunda yenik devletlerin durumunu görüşmek
üzere 32 devlet Paris’te bir araya geldiler. Konferansa ABD, İngiltere,
İtalya, Japonya hakimdi.
İtilaf Devletleri Osmanlı Devletinin paylaşımını yeniden gözden
geçirmek ve bazı değişiklikler yapmak amacıyla konferans tertiplediler.
Bunların en önemlisi İngilizlerin isteğiyle Batı Anadolu, İzmir ve çevresi
Yunanlılara verildi. Çünkü İngiltere Ege bölgesinde güçlü bir İtalya yerine
zayıf bir Yunanistan istiyordu. Bu olay İtalya’nın İtilaf Devletleriyle arasını
açtı.
Almanya’nın I.Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğramasıyla ittifak Devletleri
savaşı kaybetti.
Osmanlı Devletini temsilen Bahriye Nazırı Rauf Orbay ateşkes
şartlarını görüşmek üzere Limni adasının Mondros Limanına gitti. İtilaf
Devletleri daha önceden Osmanlı Devletinin topraklarını gizli
anlaşmalarla paylaşmışlardı. Osmanlı Devleti heyeti bu plana itiraz etti ise
de sonuçta bir şey değişmedi. Bunun sonucunda Mondros Ateşkes
Antlaşması imzalandı.(30 Ekim 1918)Buna göre;
İzmir’in İşgali(15 Mayıs 1919)
İzmir ve çevresi 1.Dünya Savaşı sırasında İtalya’ya verilmişti. Fakat
İngiltere Paris Barış Konferansı’nda sahte belgelere dayanarak Batı
Anadolu nüfusunun çoğunluğunun Yunanlı olduğunu ve Türklerin
Yunanlıları öldürmek üzere olduğunu ileri sürdü ve buranın Yunanistan’a
verilmesini sağladı. Buna sinirlenen İtalya konferansı terk etti.
15 Mayıs 1919’da Megola İdea’yı (Büyük Fikir) gerçekleştirmek
isteyen Yunanistan İzmir’i işgal ederek binlerce Türkü öldürdü.
İzmir işgaline Hasan Tahsin (Osman Nevres-Hukuku Beşer Gazetesi)
ilk kurşunu attı.
*İzmir’in işgali Kurtuluş Savaşı’nın başlamasına ve Kuva-yı Milliye’nin
kurulmasına sebep olmuştur.
 Çanakkale ve İstanbul Boğazı İtilaf Devletlerinin denetimine
geçecek.
 Osmanlı ordusu terhis edilecek, donanmasına ve silahlarına el
konacak.
 Toros tünelleri İtilaf Devletlerinin denetimine verilecek.
 Bütün haberleşme ve ulaşım araç ve gereçleri İtilaf Devletlerine
bırakılacak.
 İtilaf Devletleri bütün Osmanlı liman ve tersaneleri ile
demiryollarından yararlanacak.
 Doğuda yani vilayeti sitte’de (altı ilde) (Sivas, Erzurum, Van, Bitlis,
Elazığ, Diyarbakır) karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri buraları işgal
edecek(24.Madde)
Amiral Bristol Raporu:
Bristol raporunda İzmir’de Türklerin çoğunlukta olduğunu, katliamları
Yunanlıların yaptığını belirtmiştir.
Batı Anadolu’daki işgallerin haksızlığı ilk kez uluslararası bir raporda
belirtmiştir.
Bu maddeyle doğuda Vilayeti Sittede bir Ermeni Devleti kurulması
düşünülmüştür.
 İtilaf Devletleri kendi güvenliklerini tehdit eden bir durum ortaya
çıkarsa herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecekler. (7.madde)
3. KONU: MEMLEKETİN İÇ DURUMU VE CEMİYETLER
Bu anlaşma ateşkes anlaşmasından ziyade Osmanlı Devletinin
teslimini ve işgalini ortaya koymaktadır.
Kuva-yı Milliye
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra başlayan
düşman işgaline karşı, İstanbul hükümetinin sessiz kalması üzerine, halkın
vatanını korumak üzere işgalci güçlere başlattığı silahlı direniş hareketine
verilen addır. Osmanlı Devleti’ne bağlı olmayan bu kuvvetler Türk
milletine dayanan ve onun adına faaliyet gösteren bir direniş hareketidir.
İtilaf Devletleri bu maddeye dayanarak Anadolu’yu işgal
ettiler.(7.madde)
Kuva-i Milliye’nin Özellikleri
-Bölgesel amaçlıdır. Kendi bölgelerini korumak amacıyla kurulmuştur.
-Disiplinli ve düzenli birlikler değillerdir.
-İşgallere karşı vatanı korumak amacıyla kurulan birliklerdir. Milliyetçilik
duygusu hâkimdir.
-Askerlik bilgi ve teknik bakımından eksik birliklerdir.
-Belli bir merkeze bağlı değildirler.
-Düzenli ordunun temelini oluşturmuşlardır.
-Düzenli ordu kuruluncaya kadar düşmanı oyalamışlar, TBMM'ye karşı
çıkan ayaklanmaları başarıyla bastırmışlardır.
 Fransızlar; Mersin. Adana çevresi,
 İtalyanlar; Muğla, Antalya ve Konya çevresi.
 Yunanlılar;(Paris Barış Konferansındaki değişiklikle) İzmir ve çevresi.
 İngilizler; Musul, boğazların kontrolü, Samsun, Merzifon. Batum’a
asker çıkardılar.
Kuva-i Milliye'de İlk Silahlı Direniş Olayı
Kuvayı Milliye’nin işgallere karşı ilk direnişi 19 Aralık 1918 tarihinde
Hatay-Dörtyol'da Fransızlara karşı olmuştur. İkinci direniş ise İzmir'in
işgalinden sonra Batı Anadolu'da Yunanlılara karşı olmuştur. Düzenli
ordunun kurulmasıyla birlikte Kuvayi milliye kaldırılmıştır.
Kuva-i Milliye’nin kaldırılma nedenleri
-Belli bir otoriteye bağlı olmayışları
-Askeri teknik ve bilgi bakımından eksik oluşları
-İhtiyaçlarını karşılamak için halka baskı yapmaları
-Düzenli orduya sahip olan Yunanlılara karşı tam olarak başarı
sağlayamamaları.
4
Kuva-i Milliye'nin sağladığı faydalar ve özellikleri
*Milli Mücadele’nin ilk silahlı direniş gücü olmuşlardır.
*Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra Anadolu’nun işgali
üzerine başlayan bölgesel hareketlerdir.
*Kuva-ı Milliye birlikleri arasında ilişki az olup, kendi bölgelerini
kurtarmaya çalışmışlardır. Tek bir merkeze bağlı değillerdir.
*Mondros Ateşkes Antlaşması ile terhis edilen askerler de bu
harekete katılmışlardır.
*Düşmanın ilerlemesi yavaşlatmıştır. Yunan ordularının Anadolu’da
rahatça ilerlemelerini engellemişlerdir. Türk köylerini Rum ve Ermeni
çetelerinin saldırılarına karşı korumuşlardır.
*Halka moral vermiş ve ulusal bilincin gelişmesine katkı sağlamıştır.
*Düzenli ordu kuruluncaya kadar halkı korumuştur.
*TBMM'ye karşı başlayan iç ayaklanmaların bastırılmasında çok
önemli fayda sağlamıştır.
*Kurtuluş Savaşı'nın örgütlenmesi için zaman kazandırmıştır.
*Kuva-ı Milliye, düzenli ordular kuruluncaya kadar TBMM'ye zaman
kazandırmış ve ülkede TBMM'nin hâkim ve tek güç haline gelmesine
ortam hazırlamıştır.
*Kuva-ı Milliye daha sonra kaldırılarak Düzenli Ordu kurulmuştur (8
YARARLI CEMİYETLER
Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti
1919 yılında Sivas’ta kurulan bu cemiyet memeleketin bağımsızlık ve
bütünlüğünü savunmak ve Anadolu’nun birliği için çalışmak gayesiyle
mitingler düzenledi.
Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:
1918 yılında Mondros Ateşkesi’nden sonra kurulan ilk
cemiyetlerdendir. Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi tehlikesi karşısında
kurulmuştur.
İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:
1918 yılında kurulmuş olan bu cemiyet, İzmir’in düşman işgaline
girmesini engellemeyi amaçlamıştır.
Kuva-yı Milliye hareketinin oluşmasında etkili olmuştur. Kuva-yı Milliye
birliklerine silah ve cephane sağlamıştır. İzmir’in işgali üzerine Reddi İlhak
adını almış ancak etkinliğini kaybetmiştir
Vilayet-i Şarkiye Müdafa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti
Aralık 1918 de İstanbul’da kuruldu. Çıkardıkları Fransızca La
Pays(Vatan) ve Türkçe Hadisat gazeteleri ile doğu illerimizin Türk
yurdunun ayrılmaz bir parçası olduğunu savunmuştur.
Ekim 1920).
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti:
Şubat 1919 ‘da Trabzon ve çevresini Rum ve Ermenilere karşı
korumak için Trabzon’da kurulmuştur.
Erzurum Kongresi’nin toplanmasına katkıda bulunmuştur.
Kilikyalılar Cemiyeti:
Aralık1918’de Fransız ve Ermenilerin Adana ve çevresine yönelik
emellerine tepki olarak, o emelleri engellemek için İstanbul’da
kurulmuştur. Daha sonra merkezini Adana’ya nakletti.
ZARARLI CEMİYETLER
A. Azınlıklar Tarafından Kurulan Zararlı Cemiyetler
Milli Kongre Cemiyeti:
Kasım 1918’de İstanbul’da 70 kadar cemiyetten ikişer temsilcinin
katılması ile cemiyetler üstü bir teşkilat olarak kuruldu. Amacı dünyada
Türkler hakkında yapılan haksız ve yalan propagandalara yayın yoluyla
cevap vermekti.
Mavri Mira Cemiyeti:
İstanbul Fener Rum Patrikhanesine bağlı olarak kurulmuştur. Amacı,
Bizans İmparatorluğunu yeniden canlandırmaktır ( Megali İdea ).Çeteler
kurarak Yunan hükümeti lehine Propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur.
Pontus Rum Cemiyeti:
Fener Rum Patrikhanesine bağlı olarak çalışmıştır. Batum’dan Sinop’a
kadar olan Karadeniz kıyılarında bir Rum devleti kurmayı amaçlamıştır.
Milli Cemiyetlerin Özellikleri
*Milli cemiyetler faaliyet gösterdikleri bölgeleri kurtarma amacında
idiler.
*İşgalcileri yurttan tamamen temizlemek için yeterli değildi.
*Bulundukları bölgelerin düşman işgaline uğramasını engellemişlerdir.
*Tüm bu cemiyetler Sivas Kongresi’nde ulusal bütünlüğün
sağlanması amacıyla birleştirilmiş, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti adını almıştır.
Hınçak- Taşnak Cemiyeti:
Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurmayı amaçlamıştır.
Faaliyet gösterdiği bölgede silahlı çeteler kurarak yurdun güvenliğini
bozmaya çalışmıştır.
Etnik-i Eterya Cemiyeti:
Rumların kurduğu cemiyettir. Yunanistan’ın bağımsızlığına kavuşmasını
sağlamıştır. Türkleri en çok uğraştıran cemiyettir.
4. KONU: MİLLİ BİLİNCİN UYANDIRILMASI
Atatürk’ün Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)
İzmir’in işgalinden bir gün sonra Mustafa Kemal müfettişlik göreviyle
Samsun’a gönderildi. İngilizlerin gelişiyle Samsun ve çevresindeki Rumlar
bölgedeki taşkınlıklarını arttırmış Türkleri buradan göçe zorlamışlardı. Bu
saldırılar karşısında Türklerin direnişi itilaf devletlerince güvenliği bozma
olarak algılanmıştı. Mustafa Kemal ’den beklenen bölgedeki durumu
incelemesi ve gerekli tedbirleri alması idi.
Mustafa Kemal Paşa düşündüğü plan çerçevesinde önce Samsun’da
güvenliği sağladı. Daha sonra Erzurum’da bulunan Kazım Karabekir ve
Ankara’da bulunan Ali Fuat Paşa ile temasa geçti.
B. Bazı Türk ve Müslümanların Kurdukları Zararlı Cemiyetler
Kürt Teali Cemiyeti:
1919’da İstanbul’da kurulan bu cemiyetin amacı, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu’da sınırları tam olarak saptanmamış İngiliz mandası
altında ayrı bir devlet kurmaktı.
Hürriyet ve İtilaf Cemiyeti:
1911 yılında İttihat ve Terakki Cemiyetine karşı kuruldu. Anadolu
halkını Milli Mücadele’ye karşı kışkırtan bir cemiyettir
İngiliz Muhipler Cemiyeti:
İstanbul’da 1919 yılında halifenin etrafında bütünleşerek bir İngiliz
mandası sağlamak amacıyla kurulmuşlardır.
İslam Teali Cemiyeti:
İstanbul medreselerinin bazı müderrisleri tarafından kuruldu.
İngilizlerin desteğini alan bu cemiyet Saltanat ve Hilafeti koruyucu bir yol
izledi. Anadolu’da başlayacak milli harekete cephe aldı. Halkın dini
duygularını kullanarak amacına ulaşmaya çalıştı
Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti:
Vatanın kurtuluşunun padişah ve halifenin emirlerine bağlı kalmakla
mümkün olabileceğini savunmuştur.
5
Havza Genelgesi’nin Yayınlanması (28 Mayıs 1919)
Samsun İngiliz işgali altında olduğu için Havza’ya gelen Mustafa
Kemal Paşa burada askeri ve sivil makamlara yayınlandığı genelgede;
* Anadolu’nun her köşesinde işgalleri kınayan (özellikle İzmir’in
işgalini) protesto mitingleri yapılmalı, hükümete ve İtilaf Devletleri
temsilcilerine protesto telgrafları çekilmelidir. (Milli bilinci uyandırmak
Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)
Toplanma Sebebi: Doğu
Anadolu Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’nin ve Trabzon Muhafaza-i
hukuk-u Milliye Cemiyetinin
girişimleriyle Doğu Anadolu’daki
Ermeni ve Karadeniz Bölgesindeki
Rum tehlikesine karşı alınacak
tedbirleri görüşmek için toplanmıştır.
23 Temmuz’da toplanan
Erzurum Kongresine 56 kadar
temsilci katılmış ve Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçilmiştir. (
Kongreye Erzurum, Trabzon, Sivas, Bitlis ve Van illeri katılmış)
amaçlanmıştır)
* Gösteriler sırasında, azınlıklara ve İtilaf subaylarına zarar
verilmemelidir. ( Mustafa Kemal Paşa bu madde ile itilaf Devletleri’ne
işgal bahanesi yaratılmamasını istemiştir.)
* Milli Cemiyetlerin kurulmasına hız verilmelidir.
* Mondros hükümlerine uyulmamalı ve askerlerin terhis önlenmelidir.
maddelerine yer vermiştir.
Türk halkı bu genelgeden hemen sonra başta İstanbul olmak üzere
birçok yerde protesto mitingleri yapmıştır.
Alınan Kararlar:
1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekün
kendisini savunacak ve direnecektir.
3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti
sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir
hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir.
Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır.
4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak
temel esastır.
5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak
ayrıcalıklar verilemez.
6. Manda ve himaye kabul edilemez.
7. Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis
tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Havza Genelgesi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktıktan sonra işgallere
karşı ilk resmi tepkisidir.
Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal tarafından hazırlanmıştır. Mustafa
Kemal, genelgenin halkın gözündeki önemin artırmak ve İstanbul
basınının kendisi aleyhindeki propagandasını kırmak için halkın güvenini
kazanmış olan Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir
gibi kişilere genelgeyi imzalattırmıştır.
Genelgenin amacı; İşgallere karşı Anadolu’da başlayan direniş
hareketini tek merkezden yönetmek, bunu sağlamak için de ulusal bir
kongrenin toplanmasını sağlamaktır.
Önemi ve Özellikleri:
* Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal egemenliğin koşulsuz
olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.
* İlk kez milli sınırlardan bahsedilmiş ve Mondros Ateşkes
Antlaşmasının imzalandığı anda Türk vatanı olan topraklarının
parçalanamayacağı açıklanmıştır.
*Toplanış şekli bakımından bölgesel olmasına karşın aldığı kararlar
bakımından milli bir kongredir.
* İlk defa geçici bir hükümetin kurulacağından bahsedilmiştir.
* Erzurum Kongresi Sivas kongresine bir ön hazırlık çalışması
niteliğindedir.
* İlk kez başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı dokuz kişilik bir Temsil
Heyeti oluşturuldu. Bu Temsil Heyeti bir hükümet gibi görev yapacaktır. (
Temsil Heyeti’nin görevi TBMM’nin açılmasına kadar devam edecektir)
* Erzurum Kongresinin bir önemi de Batı Anadolu’da Yunan
kuvvetlerine karşı mücadele eden Kuva-yi Milliye üzerinde büyük moral
etkisi yaptı.
* Erzurum Kongresi Mustafa Kemal’in sivil olarak görev aldığı ilk
yerdir
NOT: İtilaf Devletleri
ve İstanbul Hükümeti
kongrenin toplanmasını
engellemek için çeşitli
girişimlerde bulunmuşlar
fakat başarılı
olamamışlardır
Maddeleri:
 Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
 İstanbul Hükümeti, üzerine düşen görev ve sorumluluğunu
yerine getirememektedir. Bu durum milletimiz yok olmuş gibi
göstermektedir. (Gerekçe)
 Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
(Amaç ve yöntem)
 Her türlü etki ve denetimden uzak bir kurul oluşturulmalıdır.
(Temsil Kurulu)
 Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir kongre
düzenlenmeli, bunun için de her bölgeden üç delege Sivas’ta olacak
şekilde yola çıkmalıdır.
 Delegelerin seçimlerini Redd-i İlhak, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri
ve belediyeler yapacaktır.
 Doğu illeri için 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre
toplanacaktır.
 Mevcut askeri ve milli örgütler kesinlikle dağıtılmayacak, komuta
bırakılmayacak ve başkalarına teslim edilmeyecektir.
 Bu genelge sır olarak tutulmalı ve delegeler kimliklerini gizli
tutarak seyahat etmelidirler.
Amasya Genelgesi’nin Önemi
Milletin bağımsızlığını kurtarmak ifadesi ile Kurtuluş Savaşı’nın
‘Amacı”; Milletin bağımsızlığını yine Millet kurtaracaktır, ifadesi ile de
Kurtuluş Savaşı’nın “Yöntemi” açıklanmıştır
İlk kez milli egemenliğe dayalı bir yönetimden bahsedilmiştir.
(3.madde)
İstanbul Hükümeti ilk kez yok sayılmıştır. (3.madde)
Türk milleti hem İstanbul Hükümeti’ne hem de işgalci güçlere karşı
mücadeleye çağrılmıştır.
Kurtarıcı olarak görülen Padişah, Hilafet, manda ve himaye
düşüncesinin yerini millet ve milliyetçilik düşünceleri almıştır.
Üstü kapalı olarak Temsil Kurulu oluşturulmasından bahsedilmiştir.
(4.madde)
NOT: Amasya Genelgesi’ni yayınlamakla Mustafa Kemal Paşa görev
ve yetkilerini aştığından, İtilaf Devletleri Mustafa Kemal’in gerçek niyetini
anlamış, İstanbul Hükümetine baskı yaparak Mustafa Kemal’i İstanbul’a
geri çağırmışlardır. Mustafa Kemal’in geri dönmemesi üzerine İstanbul
Hükümeti Mustafa Kemal’in görevine son vermiştir (7–8 Temmuz 1919).
Bunun üzerine Mustafa Kemal İstanbul’a gönderdiği telgrafta askerlikten
istifa ettiğini bildirmiştir (8 Temmuz 1919). Mustafa Kemal bu tarihten
sonra Milli Mücadele’ye sivil olarak devam etmiştir.
Balıkesir-Alaşehir Kongreleri (Temmuz-Ağustos 1919)
Alaşehir Kongresi, Kurtuluş Savaşı sırasında, 16 Ağustos 1919 -25
Ağustos 1919 tarihleri arasında Alaşehir’de toplanan mahalli kongredir.
Balıkesir Kongresi, 28 Haziran - 12 Temmuz 1919 tarihleri arasında
toplandı. Kongrede direniş merkezi oluşturulması görüşülüp, oylandı.
Toplantıda Yunan işgaline karşı silahlı direniş örgütlenmesi gibi kararlar
alındı.
Bu Kongrelerden çıkan en önemli sonuç, Kuva-yi Milliye birliklerinin
birleştirilip, Batı Cephesi’nin oluşturulmasına karar verilmesidir.
6
Sivas Kongresi (4-11 Eylül)
Amasya Görüşmeleri (20 -22 Ekim 1919)
Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal ile İstanbul hükümeti adına Salih
Paşa arasında yapılan bu görüşmelerde aşağıdaki kararlar alınmıştır
* İstanbul Hükümeti Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları
aynen kabul edecek.
* Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, hukuki bir kuruluş
olarak İstanbul Hükümeti’nce tanınacaktır.
* Meclis-i Mebussan derhal toplanmalıdır
* Temsil Heyeti’nin görüşü alınmadan İstanbul Hükümeti hiçbir
uluslararası barış antlaşmasını imzalamayacaktır.
* Meclis-i Mebusan’ın güvenli olmayan İstanbul da toplanması uygun
değildir
İstanbul Hükümeti bu görüşmeler ile Temsil Heyetini resmen tanımış
oldu.
Amasya Görüşmeleri sonucunda İstanbul hükümeti Meclisi
Mebusan’ın toplanması kararını aldı. Ülke genelinde seçimler
yapıldı.M.Kemal’in Erzurum milletvekili seçildiği bu seçimlerde, Müdafa-i
Hukuk Cemiyeti üyelerinin çoğu seçimleri kazandı.Ancak Mebusan
Meclisi’nin nerede toplanacağı konusunda Temsil Heyeti ile İstanbul
Hükümeti arasında görüş birliğine varılamadı. Mustafa Kemal Paşa İtilaf
Devletleri’nin tehdidi altında olan İstanbul’da toplanacak mecliste ulusal
iradenin hür olarak ortaya konulamayacağı ve milli kararların
alınamayacağı inancındaydı. Mustafa Kemal Paşa’nın haklılığı İstanbul’un
İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edilmesiyle ortaya çıkacaktır. -16
Mart 1920 deNot: Mustafa Kemal, tüm karşı çıkışlarına rağmen meclisin İstanbul’da
toplanmasının kesinleşmesi üzerine İstanbul’a gitmeme kararı alacaktır.
Erzurum Kongresinden sonra Sivas Kongresinin toplanması ile ilgili
çalışmalara devam edildi. Bununla beraber İstanbul Hükümeti ve işgal
kuvvetleri de kongreyi engellemek için faaliyetlerine devam etmekteydi.
İstanbul Hükümeti Elazığ Valisi Ali Galip’i kongreyi engellemekte
görevlendirmiş ancak başarılı olamamıştır.
Sivas Kongresi 4 Eylül tarihinde başladı. Mustafa Kemal başkanlığa
seçildi. Kongreye 38 kişi katıldı.
11 Eylül 1919 günü sona eren Sivas Kongresi’nde, Erzurum
Kongresi’nin kararları tamamen kabul edilmekle beraber bazı değişiklikler
yapıldı.
Alınan Kararlar
* “Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” tüzüğü, ülkeyi ve
milleti kapsayacak şekilde değiştirilerek kabul edildi.
* Yurdun çeşitli yerlerinde kurulmuş olan bütün Milli Cemiyetler,
Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirildi.
* “Temsil Heyeti, Doğu İllerinin tamamını temsil eder.” ifadesi, “Tüm
yurdu temsil eder.” şeklinde değiştirildi.
* Erzurum Kongresi’nde yalnız Ermeni ve Rum örgütlerinin işgaline
karşı müdafaa kararı düşünülmüştü. Sivas Kongresi’nde ise her türlü işgal
ve müdahaleye karşı koyma kararı alındı.
* Kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Erzurum
Kongresi’nde seçilen Temsil Heyeti’nin üye sayısı on beşe çıkarıldı.
* Ayrıca, Ankara’da bulunan Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Batı Anadolu
Milli Kuvvetler Genel Komutanlığı’na atandı.
* 13 Eylül 1919’da Milli Mücadelenin yayın organı olmak üzere
İrade-i Milliye adlı gazete Sivas’ta çıkarıldı.
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelişi ( 27 Aralık 1919 )
Önemi ve Özellikleri:
1-Sivas kongresi hem toplanış şekli hem de aldığı kararlar
bakımından milli bir kongredir.
2- Milli Mücadele Sivas Kongresi ile bir lidere kavuştu. (Mustafa
Kemal )
3- Türk Milleti adına söz söyleyecek bir temsil Heyeti Oluşturuldu.
(Temsil heyeti Yurdun bütününü temsil eder)
4- Bütün milli cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti” adı altında birleştirilerek ulusal örgütlenme tüm vatana
yayılarak ulusal güçler tek elde toplanmıştır.
5- Anadolu’da gücünü halktan alan yeni bir siyasi otorite ortaya
çıkmıştır. ( Temsil Heyeti)
6- İlk kez yürütme yetkisi kullanılmıştır. ( Ali Fuat Paşa batı Cephesi
Kuva-yi Milliye komutanlığına atanmıştır)
7- Manda ve Himaye kesinlikle reddedilmiştir. ( Tam bağımsızlık
anlayışına ters düşer)
Sivas Kongresi’nden sonra
Anadolu ve Rumeli Müdafa-i
Hukuk Cemiyeti başlı başına bir
güç olarak ortaya çıktı.Onun
yürütme organı gibi çalışan
Temsil Heyeti Anadolu’da
denetimi sağladı.
İstanbul’da ise Damat Ferit
Paşa görevden çekildi, yerine Ali Rıza Paşa geçti. M.Kemal Paşa ile Ali
Rıza Paşa arasında görüşmeler başladı.
Meclisin İstanbul’da toplanması kesinleşince Temsil Heyeti meclis
çalışmalarını yakından izleyebilmek için Ankara’yı kendine merkez seçti
çünkü Ankara’nın şu avantajları vardı.
1. Ulaşım ve haberleşme olanakları elverişli olması.
2. Batı Anadolu cephesine yakın olması
3. Anadolu’nun ortasında yer alması
Anakara’ya yerleşen Mustafa Kemal Müdafa-i Hukukçu
milletvekillerini Ankara’ya çağırarak Meclisi Mebusan’ da yapılacak
çalışmalar için şu direktifleri verdi.
a. Kendisinin meclis başkanlığına seçilmesi
b. Mecliste bir müdafaa hukuk grubunun oluşturulması ve bu grubun
meclisteki tüm çalışmalar ağırlığını koyması
c. Tüm kişi ve kurumları bağlayacak kararların alınması
d. Misak-ı milli kararlarının meclise kabul ettirilmesi.
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Toplanması ve Misak-ı Milli
Kararlarının Alınması (12-28 Ocak 1920)
Meclis-i Mebusan 12 Ocak 1920
de İstanbul’da toplandı. Ancak Mustafa
Kemal meclis başkanı seçilmediği gibi
müdafa-i hukuk grubu da kurulamadı.
Bu grubun yerine Felah-ı Vatan(Vatanın
Kurtuluşu) grubu kuruldu.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen
Meclis-i Mebusan 28 Ocak 1920 de
Misak-ı Milli(Milli Ant) kararlarını aldı.
7
Bu kararlar:
* 20 Ekim 1918 günü yani Mondros ateşkesinin imzalandığı gün
işgal edilmiş topraklar milli sınırlarımızdır.
* Bir zamanlar Osmanlı egemenliğinde olan ancak şu anda işgal
altında bulunan Müslüman Arapların yaşadığı toprakların geleceği, orada
yaşanların kararları ile belirlenmelidir.
* Batı Trakya ile Kars, Ardahan ve Batum için gerekirse halk oyuna
gidilebilir.
* Azınlıklara, çevre ülkelerde Müslüman azınlıklara tanınan haklar
kadar haklar tanınacaktır.
* İstanbul’un ve Marmara denizinin güvenliği sağlandığında,
boğazlar dünya ticaretine açılacaktır.
* Kapitülasyonlar ve Duyun-ı umumiye kaldırılmalıdır.
Hükümetin seçilmesi
TBMM’nin başkanlığına seçilen Mustafa Kemal vatanı işgallerden
kurtarmak için, gereken önlemlerin artık meclis tarafından alınacağını
bildirmiş ve vakit geçirmeden bir hükümetin meclis tarafından
oluşturulmasını meclise önermiştir. Mustafa Kemal’in meclise verdiği
önergede şu hususlar yer alıyordu.
- Bir hükümet kurulmalıdır.
- Geçici olarak bir hükümet başkanı ya da padişah vekili ortaya
çıkarmak uygun değildir.
- TBMM yasama ve yürütme yetkilerine (Güçler birliği ilkesi) sahiptir.
- Mecliste seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul,
hükümet işlerine bakacaktır. Meclis başkanı bu kurulunda başkanı
olacaktır.
- Padişah ve halifenin bulunduğu baskıdan kurtulduğu zaman,
meclisin belirleyeceği esaslar içinde durumu belli olacaktır.
Misak-ı Milli Kararlarının Önemi
1. Milli kurtuluş savaşının hedefleri belirtilmiştir.
2. Vatanın sınırları çizilerek vatanın bütünlüğü ulusal egemenlik ve
tam bağımsızlık kavramları vurgulanmıştır.
3. Bu belge kurtuluş savaşının diplomatik dayanağı olmuştur.
4. Misak-ı Milli kararları ile Mustafa Kemal’in bağımsızlıkla ilgili görüşleri
Osmanlı parlamentosu tarafından yasallaştırılmıştır.
Misak-ı Milli Sınırları
Bunları biliyor musunuz?
Günümüzde Sınırlarımız
 23 Nisan 1. yılında 23 Nisan Bayramı olarak başladığını ve 1935
yılından itibaren 23 Nisan Çocuk bayramı olarak kutlandığını;
İstanbul’un Resmen İşgali ( 16 Mart 1920 )
Misak-ı Milli kararlarının alınmasından sonra, İtilaf devletlerinin İstanbul
hükümeti ve Meclisi Mebusan üzerindeki baskısı artmıştır. Bu baskı
üzerine Ali Rıza Paşa sadrazamlıktan istifa ederek yerine Salih paşa yeni
hükümeti kurmuştur. İtilaf devletleri, Misak-ı Milli kararlarını geri
aldıramayınca da 16 Mart 1920 de İstanbul’u işgal ettiler. Meclisi
Mebusan’ı bastılar. Kendileri için tehlikeli gördükleri önemli şahsiyetleri
Malta adasına sürgün ettiler. İşgalin ardından Salih Paşa istifa ederek
sadrazamlığa yeniden Damat Ferit Paşa getirildi. Ardından da 11 Nisan
1920 de padişah Osmanlı Meclisi Mebusanı kapattı.
 UNESCO'nun 1979'u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından,
TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ni başlatarak, bayramı uluslararası
düzeye taşıdığını;
5. KONU: BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE KARŞI AYAKLANMALAR
Sebepleri
1. İst. Hük. ile İtilâf Devletleri’nin kışkırtmaları.
2. Kuvay-ı Milliye’nin disiplinsiz davranışları ve baskıları.
3. Siyasal ve dinsel tutuculuk.
4. Bölgesel bağımsızlık istekleri.
Not: Damat Ferit Hükümeti 4 Mayıs 19120’de M. Kemal ve
arkadaşlarının idam edilmesi kararını aldı.
Büyük Millet Meclisi’nin Açılışı ( 23 Nisan 1920 )
İstanbul’un itilaf devletleri tarafından işgal edilmesi ve Meclisi
Mebusan’ın kapatılması üzerine Mustafa Kemal Temsil Heyeti adına bir
genelge yayımladı. 19 Mart 1920 tarihli bu genelge ile, yeni meclisin
Ankara’da toplanacağını her sancaktan 5 kişinin seçilmesini istedi. Ayrıca
Osmanlı mebusan meclisi üyelerinden İstanbul’dan kaçıp Ankara’ya
gelebilenlerinde TBMM’ye kabul edilecekleri bildirildi.
Böylece milli iradeye saygılı olunduğu, milli birlikten yana olunduğu
ve Ankara’nın otoritesinin güçlendirilmek istendiği anlaşılmıştır.
• TBMM 23 Nisan 1921 de Ankara’da, coşkulu bir törenle
açıldı.TBMM ilk toplantısında 120 üye bulunuyordu. ( sonradan 380’e
çıktı. )
• TBMM açıldığı gün Mustafa Kemal’i meclis başkanlığına seçti.
a) İstanbul Hükümeti Tarafından Çıkarılan Ayaklanmalar
1. Anzavur Ayaklanması: Susurluk, Biga, Gönen, Ulubat bölgesinde
başlayan isyanı Çerkez Ethem birlikleri bastırdı. Tekrar isyan eden Ahmet
Anzavur’u ikinci kez Ali Fuat Paşa bastırmıştır.
2. Kuvay-ı İnzibatiye Ayaklanması: Halifelik ordusu da denilen bu
birlikler Geyve bölgesinde ayaklandı. Ancak başarılı olamadı.
Bu ayaklanmaların boğazlara yakın yerlerde çıkarılmasının nedeni
Kuvay-ı Milliye’nin bu bölgelerde teşkilatlanmasını engellemektir.
8
b) İşgalci Devletlerin Ve İstanbul Hükümeti’nin Kışkırtmaları İle Çıkan
Ayaklanmalar
6. KONU: TÜRK MİLLETİNİ İMHA PLANI: SEVR ANTLAŞMASI
Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920)
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile
imzaladığı barış antlaşmasıdır. İtilaf Devletleri Osmanlı topraklarını kendi
aralarında paylaşmada anlaşmazlığa düştükleri için imzalanması
gecikmiştir. Bu anlaşma Osmanlı Devletini yok etmeyi amaçlamaktadır.
Şartları:
1- Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak. Yönetimi
Türklerin olmadığı Uluslar arası komisyona verilecektir.
2- İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkenti olacak, Osmanlı Devleti
anlaşma şartlarına uymazsa işgal edilecek.
3- Ege bölgesi ile Midye-Enez Çizgisine kadar olan Trakya
toprakları Yunanistan’a verilecek.
4- Doğu Anadolu’da iki bağımsız devlet kurulacak.
5- Antalya, Konya, Muğla ve çevresi İtalyanlara verilecek.
6- Adana, Sivas, Malatya, Mersin, Hatay Fransızlara verilecek.
7- Osmanlı Devletine ait Arap toprakları İngilizler ve Fransızlar
tarafından bölüşülecek.
8- Askerlikte zorunlu hizmet olmayacak ve askeri kuvvet olarak 15
bini jandarma olmak şartıyla 50 bin kişilik bir ordu bulundurulacaktır. Bu
orduda da tank, ağır makineli tüfek, top ve uçak bulundurulmayacaktır.
9- Gayrimüslimlere çok geniş haklar verilirken Hükümet, bu konuda
sürekli olarak denetlenecektir.
10- Kapitülasyonlardan müttefik devletler yararlanacak ve Osmanlı
Devleti savaştan zarar görenlere tazminat ödeyecektir.
1. Bolu, Düzce, Hendek Ayaklanmaları: İngilizlerin kışkırtmaları ile
çıkarılmıştır.
2. Çapanoğlu Ayaklanması: Yozgat’ta başlamış ve Çerkez Ethem
tarafından bastırılmıştır.
3. Çopur Musa Ayaklanması: Afyon’da Yunan ajanlarının
kışkırtmalarıyla çıkmıştır.
4. Bozkır-Delibaş Mehmet Ayaklanması: Konya’da başlamış ve
Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı.
5. Milli Aşireti Ayaklanması: Urfa’da Fransızların kışkırtması ile çıktı.
6. Ali Batı Ayaklanması: Mardin ve Nusaybin’de İngilizlerin kışkırtması
ile çıkmıştır.
7.Aynacığluoğlu Ayaklanması. Tokat, Amasya, Akdağmadeni, Sivas
yöresinde çıkmış ve Çerkez Ethem kuvvetleri tarafından bastırılmıştır.
8. Koçgiri Ayaklanması: Suşehri, Refahiye yöresinde çıkmış ve Milli
kuvvetler tarafından bastırılmıştır.
9.Şeyh Eşref Ayaklanması: Bayburt yöresinde din kullanılarak
çıkartılmış ve Milli kuvvetler tarafından bastırılmıştır.
c) Azınlıkların Çıkardığı Ayaklanmalar
Sevr Antlaşmasına Tepkiler
TBMM antlaşmayı tanımadığını ilan etmiş, 19 Ağustos 1920 tarihinde
yapılan toplantıda,antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etmiştir.
Mustafa Kemal’in haklılığı bir kez daha ortaya çıkmış ve milli
mücadeleye katılım artmıştır.
1. Doğu Anadolu’daki Ermeni Ayaklanmaları: Kazım Karabekir
tarafından bastırıldı.
2. Güney Bölgesindeki Ermeni Ayaklanmaları: Adana, Antep, Maraş,
Urfa bölgelerinde Fransızların da desteğiyle çıkan ayaklanmalardır.
Antlaşmanın Niteliği
Sevr Barış Antlaşması İstanbul Hükümeti tarafından imzalanmıştır.
Ancak Osmanlı Anayasasına göre (Kanun-i Esasi) Mebuslar Meclisinin de
onaylaması gerekmektedir. Ancak Mebuslar Meclisi daha önce
dağıtılmıştır. Bu nedenle antlaşma hukuken de geçersizdir.
3. Doğu Karadeniz’de Rum Ayaklanmaları: TBMM’yi en çok uğraştıran
ayaklanma olmuştur.
4. Batı Anadolu’da Rum Ayaklanması: Düzenli birlikler tarafından
bastırıldı.
d) Kuvay-ı Milliye Birliklerinin Ayaklanmaları
1. Demirci Mehmet Efe Ayaklanması: Düzenli orduya katılmak
istememiştir.
2. Çerkez Ethem Ayaklanması: Düzenli orduya katılmak istememiştir.
Ayaklanmalara Karşı Alınan Önlemler
1. Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı. 29 Nisan 1920
2. İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
3. Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’den fetva alındı.
4. İstanbul Hükümeti ile resmi haberleşme kesildi.
5. Düzenli birlikler kuruldu.
Sonuçları:
1. Milli Mücadele’nin uzamasına neden olmuştur.
2. İşgallerin genişlemesine neden olmuştur.
3. Milli kuvvetlerin birbirine karşı kullanılmasına ve kaynakların boş
yere akıtılmasına neden olmuştur.
4. Düzenli ordunun kurulmasını hızlandırmıştır.
5. TBMM’nin otoritesini güçlendirmiştir.
9
Download