اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَالَّذ۪ينَ هَاجَرُوا ّٰ وَجَاهَدُوا ف۪ي سَ

advertisement
Nisan-1997
HİCRET VE ÖNEMİ
Diyanet
‫اجرُوا‬
َ ‫ين ٰا َمنُوا َوالَّ ۪ذ‬
َ ‫اِ َّن الَّ ۪ذ‬
َ َ‫ين ه‬
ِۙ ّ ٰ ‫َو َجاهَ ُدوا ۪في َس ۪بي ِل‬
‫ُون‬
َ ‫ك يَرْ ج‬
َ ِ‫للاِ اُ ۬و ٰلٰٓئ‬
ّ ٰ ‫للاِ َو‬
ِۜ ّ ٰ ‫ت‬
َ ‫َرحْ َم‬
‫للاُ َغفُو ٌر َر ۪حي ٌم‬
Muhterem müminler,
Şirkin, zulmün ve her türlü ahlaksızlığın
hükümran olduğu bir devirde, Allahü Teala
insanlara doğru yolu göstermek için sevgili
kulu ve Habibi Hz. Muhammedi (S.A.V.) son
Peygamber olarak gönderdi.
Peygamberin
tebliğ
ettiği
İslam
güneşinin, günbegün hızla yayılıp her tarafı
aydınlattığını gören müşrikler, müslümanlara
akla hayale gelmez işkenceler tertip etmişler,
insan tüylerini ürperten zulümlerin tatbiki
için planlar hazırlamışlardır. Aldıkları kararla
Haşimoğulları ile her türlü münasebetlerini
kesmişler, tüm alışverişleri yasaklamışlardı.
Kendilerine ekonomik baskı uygulanan
ashab, yiyecek bir şey bulamadıkları için
ağaç yaprakları yemek zorunda kalmışlardı.
Hatta Sa'd bin Ebi Vakkas, bir akşam açlığını
gidermek için bir deri parçası bulmuş, onu
pişirerek yemiştir.
Müminler müşriklerin tüm eziyetlerine
katlandılar, İslamın getirdiği inanç ve
akideler uğruna mallarını ve canlarını feda
ettiler, fakat islamdan taviz vermediler, küfre
rıza göstermediler. Bilali Habeşi (R.A.)
kızgın kumlar üzerinde süründürülürken
ağzından çıkan tek söz "ALLAH BİR"
oluyordu. Ammar İbni Yasir'in annesi
Sümeyye (R. Anha), lime lime edilip
öldürülürken son sözü "Müslümanım
Elhamdülillah" olmuştu. "Alemlere rahmet
olarak gönderilen" yüce Nebi, İslamı tebliğ
için gittiği Taif'te kendisini taşlayanlar için
ellerini açıp, "İlahi, gazabına uğramıyayım
da çektiğim sıkıntı ve belalara aldırmam. Ya
Rabbi!.. Kavmimi helak etme, onlara hidayet
nasib et. Zira onlar gerçekleri bilmiyorlar"
diye dua ediyordu.
Bir hac mevsiminin girmesi üzerine
Medineli Evs ve Hazreç kabilelerine mensup
altı kişi islamı kabul ettiler. Daha sonra
birinci ve ikinci Akabe biatları vuku buldu.
Medineli bir gurup müslüman, zorlukta ve
kolaylıkta Resulullaha itaat edeceklerine dair
söz verdiler. Böylece Medine'de kurulacak
İslam Cemiyetinin temeli teşekkül etmişti.
Kafirlerin zulümleri tüm şiddetiyle
devam ederken, 622 senesinde vahiy yoluyla
Hicret'e izin verildi. Müslümanların çoğu
Medine'ye gizlice hicret ettiler. Hz. Ömer ise
dünya tarihinde eşine rastlanmayacak bir
cesaret örneği gösterip "Ben dinimi korumak
için Allah yolunda Medine'ye hicret
ediyorum. Karılarını dul, çocuklarını öksüz
bırakmak isteyen varsa şu vadide önüme
çıksın" diyerek yola çıkmıştır. En son olarak
Peygamberimiz, yatağına Hz. Ali'yi yatırıp
yanına da Hz. Ebu Bekir'i alarak Medine'ye
hicret
etmiştir.
Burada
müslümanlar
tarafından coşkun sevinç gösterileriyle
karşılanan Peygamberimiz, İslamı tebliğ ve
ihya faaliyetlerini bu şehirde sürdürmüştür.
Bu göçe sebep, sadece karşılanan
sıkıntılar değildi. Asıl maksat 13 yıllık
Mekke devrinde teksif edilen çabaların
neticesi olarak, Medine'de bulunan İslam
toplumunu güçlendirmek, Medine dışındaki
müslümanların güçlerini bir araya getirip
kuvvetli bir cemiyet tesis etmekti. Bu
bakımdan, Hicret'e basit bir göç olayı olarak
bakılmamalıdır. Hicret Hak'kın batıla galebe
gelmesinin timsali islamı tümüyle yaşama
azminin sembolüdür.
Muhterem müminler,
Hicretin senei devriyesinde yeniden bir
nefs
muhasebesi
yapıp,
Medine'li
müslümanların Akabe'de yaptıkları biad gibi,
aynı iman ve aynı şuurla, Resulullahın
manevi huzurunda "Allah'ın emir ve
nehiylerine riayet edip, Hz. Muhammed'in
yolundan ayrılmayacağımıza" dair kesin söz
vermeliyiz. Tüm kötülüklerden, fenalıklardan
haramlardan Kurana ve Allah'a hicret
etmeliyiz.
Hutbeme başta okuduğum ayetin
mealiyle son vermek istiyorum.
"Hakikat, iman edenler, bir de Allah
yolunda (yurtlarından) hicret edip de
savaşanlar (yok mu?), işte onlar Allah'ın
rahmetini umarlar. Allah (müminleri)
hakkıyla
yarlıgayıcı,
(onları)
cidden
esirgeyicidir". (Bakara 218)
Download