Sağ olasın, teşekkür ederim. BAŞKAN

advertisement
T.B.M.M.
B : 88
21.3.1995
O:1
YAHYA USLU (Devamla) - Sağ olasın, teşekkür ederim.
BAŞKAN - Ama, çok da uzun süre veremem size.
YAHYA USLU (Devamla) - Hayır, hayır...
Diyanet teşkilatı hakkında bazı konuşmalar var. Diyanet teşkilatı, esasen, anayasal bir kuru­
luştur, Atatürk'ün kurduğu bir kuruluştur. Atatürk, genç cumhuriyeti kurarken iki başkanlık kur­
muştur; birisi Diyanet İşleri Başkanlığı, diğeri Genelkurmay Başkanlığı. Eğer, esas olan, Ata­
türk'ün ilkelerine bağlılık ve mirasına sahiplik ise, Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması gibi lü­
zumsuz bir kavgayı ortaya koymak yanlıştır. Onun için, Islamın şurasına iyi dikkat etmek lazım;
İslam, esasında, demokratik kurallar üzerine işleyen bir dindir; yani demokrasi burada vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son 1 dakika daha süre verdim efendim; buyurun.
YAHYA USLU (Devamla) - îslamda teokrasi olmadığı gibi, monarşizm ve oligarşizm de
yoktur. Îslamda böyle şeyler yok. İslam, demokrasi üzerine vardır. Islamın işleyişinde, hep, mes­
citlerde meclislerin toplanmasıyla karar alınmıştır; Peygamberimiz dahil. O açıdan, bir konuyu izah
etmeme müsaade edin, sözlerimi bitiriyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Alevîliğin ve Sünnîliğin, kaynağında, Peygamber sonrası
halifeliğin tesliminden çıktığı söylenir; ancak, burada bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. îs^
lam, demokratik karakterini kaybetmemek ve babadan oğul a geçer krallığını da önlemek için bir
tarz getirmiştir. Eğer, Hazreti Ali halife olmak isteseydi, bunu kimsenin önlemesi mümkün değil­
di. Demek ki, Peygamberimizden işaret almıştır ki, tayin edilen Hazreti Ebubekir'e biat etmiştir. O
açıdan baktığınız zaman, Islamiyetin krallığa sapmaması ve demokratik yolda devam etmesi, dinin
bu yöne sapmaması görülür. Bunu, hepimizin kavraması lazımdır.
Şimdi, Diyanet teşkilatının -iki kelime söyleyip hemen bitireceğim Sayın Başkan- tekrar yapı­
lanması lazımdır. Neden?.. Diyanetin, tarikat ve cemaatlerin, tarikatların temel felsefesinin tespi­
tiyle, Kur'an'ın ışığı altında gerçek kimliklerini halka öğretmesine yardımcı olması; bu hususta, ko­
nunun uzmanlarını toplayıp, bir şûra düzenlemesi lazımdır.
İslamm, bir öğretim, bir eğitim kısmı vardır. Eğitim ve öğretimde, İslam kimliği altında, fel­
sefî, kültürel ve tasavvufî konuları halka iletmek.buna bağlı tarikat ve kültür kimliklerini doğru an­
latmak mecburiyeti hâsıl olmuştur. Bu hususta çaplı bir çalışmaya girip, kapalı kalan, istismara mü­
sait bu konuların aydınlığa çıkarılıp, doğruyu, gerçeği halkımıza sunmanın zamanının geldiğine
inanıyorum.
Bir şeye daha işaret ediyorum; esasında, bu işleri bozan, hoca olmayan hocalar, dedeliği bil1
meyen dedelerin, kitleleri kapalı toplum haline getirip, ondan sonra, gizli veyahut da söylenilmesi
zormuş gibi göstererek, bazı telkinlerde bulunmanın sonucu bu hadiseler meydana getirilmektedir.
Bu hususun, Diyanet teşkilatı tarafından da, devletimiz tarafından da, hem eğitimde hem de
Diyanet teşkilatı nezdinde bir girişimle ortadan kaldırılmasının zamanının geldiğine inanıyor; he­
pinize saygılar sunuyorum. (DYP ve SHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Uslu.
Gündem dışı konuşmaya cevap?.. Yok,
Sayın Aşık, buyurun, yerinizden ifade edin.
Yerinizden dedim efendim, yerinizden... Rica ediyorum... Açıklayacaksanız, yerinizden açık­
layın.
' . ' • ' -
1 0 4 -
'
Download