TBMM B : 4 27 . 9. 1988 O : 1 sermaye yatırımları içerisindeki payının

advertisement
T.B.M.M.
B : 4
27 . 9. 1988
sermaye yatırımları içerisindeki payının
yüzde 20,92 olması öngörülmüşken, bu
sağlanamamış, 1988 yılı yatırımları yüz­
de 18 civarında kalmıştır. Sayın iktidarı­
mız kendi hazırladığı plana dahi uyum
sağlayamamıştır.
"Biz altyapı yapıyoruz, imalat sana­
yii yatırımlarını özel sektör yapacak" de­
menin tutarlı olabilmesi için, sanayileşme
ortamının hazırlanması lazımdır. Ortam
hazırlanmaz, yatırımları cazip hale geti­
rilmezse, özel sektör yatırım yapamaz.
Özel sektör, bu yüksek faiz hadleriyle na
sil yatırım yapacak? Yatırım yapılmayın­
ca da üretim olmaz, fiyatlar düşmez, enf­
lasyon da önlenemez.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz se­
nelerde görülmüştür ki, imalat sanayii ya­
tırımlarının büyüme hızı, gayri safı millî
hâsılanın büyüme hızının altında kalmış­
tır. Türkiye, sanayileşerek kalkınma stra­
tejisini terk etmiştir. ANAP İktidarı dö­
neminde Türkiye sanayileşmekten vazgeç­
miştir; ama, devletin planına ve progra­
mına baktığımız zaman, Türkiye'de bü­
yüme var; bu büyüme nereden ileri geli­
yor? Tabiî ki, büyük ölçüde hizmetler sek­
törüne kaymıştır. Hizmetler sektörünün
tabiî ki büyümesi gereklidir; ancak bu,
devletin plan ve programına göre olur,
Eğer bu durum aşırı olursa, insanların
dengesiz beslenmesi gibi, ekonominin de
dengesiz oluşmasına neden olacaktır.
BAŞKAN — Sayın Gölhan, sürenizi
«epey aştınız, toparlamanızı rica ediyorum.
MEHMET GÖLHAN (Devamla)—
Hay hay Sayın Başkanım.
Türkiye'nin sanayileşmiş bir ülke
kimliğine girebilmesi için, üretici sektör­
lerin güçlenmesi lazımdır, üreten bir eko­
nomiye sahip olmak lazımdır. Üretmeyen
bir ekonomi sağlıklı olamaz. Üretim, ay­
rıca enflasyonla da bir mücadele aracıdır.
Bir ülkenin geleceği, sadece ihracat poli­
O : 1
tikasına bağlanamaz. Enflasyonu körük­
leyerek vatandaşın satın alma gücünü
azaltan, iç piyasa düzenini bozan politi­
kalarla ülke zenginleşemez. Hükümet, sa­
nayileşmeyi unutmuştur. Ekonomik yatı­
rımları, üretken yatırımları bırakarak,
üretken olmayan yatırımları destekleyen
bir ekonomik modelin neticesi, işte bugün­
kü enflasyondur, bugünkü çarpık tablo­
dur.
Bugün, büyük sınaî kuruluşların it­
halat yapıyor olması, hizmet sektörüne ka­
yıyor olması, konut sektörüne kayıyor ol­
ması, herhalde hepimizi düşündürmelidir.
Bu sanayi yatırımlarını kim yapacak bu
durumda? Yabancı sermaye mi? Hayır.
Yabancı sermaye de yapmıyor değerli mil­
letvekilleri; onlar da hizmet sektörüne ka­
yıyor.
25-30 yıldır, gerçekten, beyaz eşya
üreten firmalar dahi bugün aynı ürünleri
ithal eder olmuşlardır. Ekonomik yapımı­
zın özü böylece değişirken, yani sanayileş­
me eğiliminden sapmalar olurken, ülke­
mizin yöneticileri, kabuk değiştirmekten,
çağ atlamaktan söz etmektedirler. Gerçek­
ten de Türk ekonomisi kabuk değiştirmek­
tedir; zira Türk ekonomisinin temel den­
geleri çok çarpılmıştır, enflasyon kronik
hale gelmiştir, sanayileşme durma eğilimi­
ne girmiştir, dış borçlar artmıştır, gelir da­
ğılımı çok bozulmuştur, para arzı inanıl­
maz seviyelere ulaşmıştır, vatandaşın sa­
tın alma gücü düşmüştür, bir mutlu azın­
lık için, vitrinler, borçlanarak sağlanan dö­
viz karşılığı getirilen mallarla doldurul­
muştur; ama, bu malları büyük bir vatan­
daş topluluğu ancak vitrinlerde seyrede­
bilmektedir.
Değerli milletvekilleri, bugün sana­
yileşme bir kenara itilmiş vaziyettedir ve
sanayi kesimi üvey evlat muamelesi gör­
mektedir. Sanayi, kendi kaderine terk edil­
miştir.
— 130 —
Download