M. Meclisi B : 86 TEMEL ATEŞ (Ordu) — Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken tümünüzü en iç­ ten saygılarımla selamlarım. Yıllardır acılarını içimde duyduğum; ezilen, kıyı­ lan aç ve açıkta bırakılan kamu kesini inin devlet eliyle yoksull&ştırıhnasuıa ve sömürülmesine bir ör­ nek vermek üzere huzurunuza çıkmış bulunuyorum. Toplumumuzda kamu görevlileri ağır koşullar al­ tında yaşamaktadır. Her geçen gün yaşamları, yaşam koşulları daha ağırlaşmaktadır. Özellikle son günlerin ağır ekonomik koşulları altında, kamu görevlileri çe­ kilmez büyük çileler altına düşmüştür. Kamu kesi­ minden gelen değerli milletvekili arkadaşlarımın yıl­ larca çektikleri çileleri, devlet yöneticilerinin bu kesi­ me karşı, kamu görevlileri kesimine karşı acımasız ve sorumsuz tutumları içlerinde duyduklarını sanıyo­ rum. Sayın milletvekilleri, kamu kesiminde tek işveren devlettir. Çalışanlar kesimini oluşturan kamu görev­ lilerine karşı sınırsız güce sahip olan Devlet, istediği her şeyi yapabilmekte, çalışanları ele bakar duruma rahatlıkla düşürebilmektedir. Bir yanda alabildiğine güçlü işveren Devlet; diğer yanda ise, düşünebildiği­ niz kadar güçsüz kamu görevlileri kesimi. Bu kesim sendika kuramaz, sözleşme yapamaz, grev halikı yok­ tur. Değerli parti sözcüsü arkadaşımın dediği gibi, Devlet, her zaman istediği gibi bu kesimin başında boza pişirebiimektedir. Değerli arkadaşlarım, verilene rıza gösterme duru­ munda bulunan güçsüz kamu görevlileri karşısında, Devlet, acımasız bir tutumla her istediğini yaptırmak­ tadır. Buna en somut bir örnek olmak üzere Memur Yardımlaşma Kurumunu (MEYAK) verebiliriz. MEYAK uygulaması, çağımız devlet anlayışına tamamiyle aykırı, Devletimiz için gerçek bir yüz karasıdır. Bu bir devlet soygunudur. Bugüne kadar, yedi yıldan beri yasası bile çıkartılmayan bir kurum adı­ na, Devletçe, dar ve sabit gelirli kamu görevlilerinin aylıklarından zorla para kesilmesi açıkça soygun de­ ğil de nedir? Saygıdeğer milletvekilleri, devlet dairelerinin kır­ gın, bezgin ve umutsuz görevlileri, dar ve sabit gelir­ li bütçelerinden Devlet zoruyla kesilen bu paralarının geleceğinden kuşku duymaktadırlar. Çünkü, onların devlet yöneticilerine güvenleri kalmamıştır. Yakın bir geçmişte, dar ve sabit gelirli kamu görevlilerinden, Devletçe borç almak üzere, - altını çiziyorum - Dev­ let tarafından kamu görevlilerinden borç almak üze­ re Devletçe çıkartılan tasarruf bonolarının, yine Dev­ 3 . 1 . 1978 O : 1 letçe zor kullanarak vergiye dönüştürülmüş bulun­ ması bu güvensizliğin en somut kaynaklarından biri­ dir ve açıkça söyleyelim; ayıptır bu. Memur kesimi sorumsuz bir tutumla Devlet tarafından kesilen ME­ YAK kesintilerinin vergiye dönüştürüleceğinden kork­ maktadır. Fabrikatörden, islifçiden, karaborsacıdan, kısacası toplumumuzun kamnı emen para babaların­ dan vergi alamayan Devletin, bütçe açsğtnı açlık sa­ vaşı içinde bulunan kamu görevlilerinin ekmeğinden, aşından kapatmaya çalışması, «zorba devlet» anlayı­ şının açık bir örneğidir. Bu, Anayasamızın sosyal hukuk . devleti ilkesine de kesinlikle karşı çıkmaktır. Burada yedi yıldır dev­ let yöneticilerimizce Anayasa suçu işlenmektedir. Sayın arkadaşlarım, geleceğe dönük hiç bir gü­ vencesi ve umutları kalmamış bu kamu görevlilerinin MEYAK kesintileri konusunda kuşkulu oldukları ba­ zı hususlar aşağıda sıralanmıştır. Meclisimizce bu ko­ nuların açığa çıkartılması önemli görevlerimizdendir sanıyorum. Kamu görevlileri şunu soruyor : 31 . 11 . 1971 ta­ rihine kadar yasal olarak kurulması gereken MEYAK neden kurulmamıştır? Aç, yoksul kamu görevlileri şunu soruyor ve yanıt istiyor; dar ve sabit gelirli kamu görevlilerinden kim adına toplandığı dahi bilinmeyen bu paranın toplanabilmesinin yasal dayanağı yar mıdır? Kamu görevlileri, şuna da cevap istiyor : Bu para­ nın yasal sahibi kimdir? Özellikle dar ve sabit gelirli kamu görevlileri bir ayrıcalığa da yanıt istiyor: Danıştayda Sayıştayda, Yar­ gıtay ve Devlet Personel Dairesinin üst kademelerin­ deki kamu görevlilerinden MEYAK kesintisi kesilmi­ yor da, açlıkla savaşan, çoluğuna - çocuğuna defter al­ makta, pabuç giydirmekte güçlük çeken yoksul kamu görevlisinin sırtına neden biniyor Devlet? Buna yanıt istiyor. Değerli milletvekilleri, kamu görevlileri şuna da yanıt istiyor: Bugüne kadar toplanan paranın toplamı ne kadardır? Değerli grup sözcüsü arkadaşım, 7 mil­ yara yaklaştığından söz ettiler. Bu kesin olmamakla birlikte, iki yıl önce bu paranın 7 milyara yaklaştığı söyleniyor. Resmi açıklamaysa, elbette arkadaşımıza katılıyorum. Kamu görevlileri şu soruya da cevap istiyor: Bu pa­ ra nerede, kim adına biriktmlmektedir, kim ya da han­ gi kuruluş tarafından harcanmaktadır? Kimin parasını, kim hangi hakla sarf etmektedir? Devletçe zorla kesi­ len MEYAK kesintilerinin kredi olarak verildiği doğ-