Üçüncü Planda 1977 yılı için 1,8 milyon kişi lik bir işgücü

advertisement
M. Meclisi
B : 46
«Üçüncü Planda 1977 yılı için 1,8 milyon kişi­
lik bir işgücü fazlası öngörüldüğü halde, 1976 yılın­
da işgücü fazlasının 2 080 000 dolayında olduğu tah­
min edilmekte ve 1977 yılında ise bu sayının 2 180 000
dolayında yükseleceği beklenmektedir.»
Anormalliğe bakınız ki, 1977 yılı programı işsiz­
liğin artışını hedef olarak belirtmektedir.
Ayrıca, verilen rakamların doğruluğu hakkında da
şüphelerimiz vardır. Çalışan nüfusun 3 milyonu işsiz­
dir. Tarımda ise gizli işsizlik va'rdır. Ziraat Odaları
Birliğinin rakamlarına göre tarımda 3 100 000 aile,
ya da 5 540 000 insangücü değerlendirilememektedir.
Bu Hükümet; «İşsize iş, aş bulacağız» sloganları­
nı pek çok kullanır. Hakikaten Hükümet, yandaşı
görülenlere iş bulmuştur; ama Türkiye'de işsizliğin
arttığını, bizzat Hükümetin programına koymaya mec­
bur kaldığı da bîr gerçektir. Sadece kapanan Al­
manya kapılarında yazılı olanların sayısı 2 milyona
yakındır. Çaresizlikten Libya çöllerine düşen vatan­
daşlarımızın perişan halleri yürekleri sızlatmaktadır.
Cephe yönetimi zamanında iş barışı, çalışma ha­
yatı allak buîlak olmuştur; direnişler, yürüyüşler, işi
yavaşlatmalar, grevler, lokavtlar birbirini kovalamış
ve korkunç boyutlara varmıştır. İşyerleri birbiri ar­
dından kapılanna kilit asmaya başladılar. Hükümet
ise, bunları büyük bir umursamazlık için seyretmek­
tedir.
Muhterem üyeler, MEY AK, ÎYAK, OYAK konu­
sunda da bu vesile ile kısaca Grupumun görüşlerini
arz etmek istiyorum.
Yıllardır MEYAK ve İYAK tasardan Mecliste
uyutulmaktadır. Bu suretle memur ve işçi kitlesi avu­
tulmaktadır. MEYAK, BAĞ - KUR ve Emekli San­
dığı kesintileri, gelir kaynağı olarak ele alınmakta,
sosyal fonlara dahil edilmektedir. 3 milyar lirayı bu­
lan bu paralarla Kamu İktisadî Teşebbüslerinde uy­
durma temeller atılmaktadır. Yani, MEYAK ve ben­
zeri kesintilerle Cephe partileri seçim yatırından yap­
maktadırlar. Bu durum ibret vericidir." Geçen yıl da
ifade ettiğimiz veçhile MEYAK'tan ayn olarak, bü­
tün öğretmenleri kapsayacak bir Öğretmenler Yar­
dımlaşma Kurumunun, yani ÖYAK'ın kurulmasına
taraftanz. Demokratik Partinin bu isteğini tekrarlı­
yoruz.
Muhterem üyeler, kısaca dış ekonomik ilişkileri
de özetlemek istiyorum.
Türkiye'nin kalkınma hamlesinde, sanayileşme ça­
basında, istihdam sorununda ve ödemeler dengesinde
ortak üyesi bulunduğumuz AET topluluğu ile olan ilişki-
16 . 2 . 1977
O : 2
lerimiz önemli bir rol oynamaktadır. Ortak Pazarla
yapılan katma protokol ve müteakiben yapılan anlaş­
malarda Türk sanayiinin, tarımının ve el emeğinin
yararlan yeterince gözetilmemiş, hatta aleyhimize iş­
leyecek hükümlere göz yumulmuştur. D. P. Grupu,
katma protokolün müzakerelerinden beri bu konu­
da hükümetleri her fırsatta uyarmış; fakat AET ko­
nusunu temelden kavrayarak bir hükümete maalesef
rastlayamamıştır. Özellikle Çağlayangil
diplomasisi
ile AET'ye kaptırdığımız elimizi, bu Hükümetle de­
ğil kurtarmak, nerede ise kolumuzu kaptıracak bir
duruma gelmiş bulunuyoruz.
Dış ticaretimizde AET'den ithalâtımız süratle ar­
tarken, ihracatımız ve AET = Türkiye dış ticaret den­
gesindeki aleyhimize olan açık her yıl daha da büyü­
mektedir.
Ortak Pazarla olan ekonomik ilişkilerimizin aley­
himize geliştiğinin en belirgin kanıtı da, bu ülkelerle
olan dış ticaret açığımızın dünyanın diğer ülkeleriyle
mevcut dış ticaret açıklarının toplamından daha faz­
la oluşudur.
Meselenin basit ve yüzeysel bir taviz pazarlığı ol­
madığını; asıl konunun, Türkiye'nin 1959'larda ortak­
lık için başvurmuş ve Ankara Anlaşmasıyle ortak
üye statüsünü kazanmış bir üye sıfatıyle ikinci önce­
liğe sahip olduğunun vurgulanması gerektiğini bu
Hükümet maalesef anlayamamıştır. Anlayamadığı bir
tarafa, bari giriştiği taviz pazarlıklannda bir nebze
basan sağlasa, gene de belki teselli vesilesi olurdu;
ama onda dahi ne kadar gerilerde olduğumuzu bir­
kaç tipik örnek sunarak arza çalışacağım.
Türkiye Narenciye ihracatından hatırı sayılır dö­
viz geliri sağlayabilecek kapasitede bir ülkedir. AET
yıllardır Yunanistan'a narenciyede % 100 gümrük in­
dirimi, yani sıfır gümrük; Fas, Tunus ve Cezayir'e
% 80 gümrük indirimi, İsrail'e % 60 - 80 gümrük
indirimi uygularken ve bunların hiçbiri Türkiye gibi
AET'nin ortak üyesi değilken, sözde ortak Türkiye'
ye Ortak Pazar sadece °/0 50 gümrük indirimi uygu­
lamaktadır. Hükümetin büyük bir pazarlık başarısı
gibi takdim ettiği son konsey kararma göre de asıl
ihraç kalemimiz olan limonlar gene % 50'de bırakıl­
makta; altıntop, satsuma gibi tali kalemler ise lüt­
fen İsrail'in, Yunanistan'ın Fas'ın, Tunus'un ve Ce­
zayir'in altında % 60 seeviyesine çıkanlmaktadır.
Ülkemizin ihraç potansiyeli olan tek yan mamul
sınaî ürünü olan pamuk ipliklerinde ise durum daha
acıklıdır. Türkiye'nin pamuk ipliği ihracatı yılda 70
bin tonu aştığı halde Ortak Pazann bize bu konuda
46 —
Download