diş hekimliğinde lokal anestezi kullanımı sırasında karşılaşılan ilaç

advertisement
TC.
EGE ÜNÜVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
TIBBİ FARMAKOLOJİ
ANABİLİM DALI
DİŞ HEKİMLİĞİNDE LOKAL ANESTEZİ
KULLANIMI SIRASINDA KARŞILAŞILAN İLAÇ
ETKİLEŞİMLERİ
BİTİRME TEZİ
Stj.Diş Hekimi Aynur Gamze KAVAKLI
Danışman Öğretim Üyesi: Prof.Dr.Mehtap ÇINAR KÖKSAL
İZMİR-2012
ÖNSÖZ
‘‘Diş hekimliğinde lokal anestezi kullanımı sırasında karşılaşılan ilaç
etkileşimleri ’’ konulu mezuniyet tezimi hazırlamamda beni yönlendiren ve
çalışmalarımın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen sayın hocam Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr.
Mehtap Çınar Köksal’a teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
İZMİR-2012
Stj. Diş Hekimi AYNUR GAMZE KAVAKLI
İÇİNDEKİLER:
İÇERİK
SAYFA
ÖNSÖZ
GİRİŞ
GENEL BİLGİLER
1-LOKAL ANESTEZİKLER ..................................................................... 2-3
1.1-Lokal Anesteziklerin Yapıları .......................................................... 2-3
1.2-Ester ve Amid Yapılı Lokal Anestezikler ........................................ 3-5
1.3-Lokal Anesteziklerin Etki Mekanizması .......................................... 5-6
1.4-Lokal Anesteziklerin Etkileri ve Klinikte Kullanımları ................... 6-8
1.5-Lokal Anesteziklere Bağlı Gelişen Reaksiyonlar ......................... 8-13
1.5.1-.Dogrudan Lokal Anesteziklere Bağlı Gelişen Reaksiyonlar ... 8-11
1.5.1.a-Alerjik Reaksiyonlar ................................................................... 8-9
1.5.1.b-Lokal Toksik Etkiler ...................................................................... 9
1.5.1.c-Sistemik Toksik Etkiler ............................................................ 9-11
1.5.2-Lokal Anesteziklerin Toksisitesinden Korunma .......................... 11
1.5.3-Lokal
Anesteziklere
İlave
Edilen
Maddelere
Bağlı
Gelişen
Reaksiyonlar ....................................................................................... 11-12
1.5.4-Lokal Anestezi Uygulamasına Bağlı Gelişen Reaksiyonlar ... 12-13
1.5.4.1.Taşiflaksi ................................................................................. 12-13
1.5.4.2.Psikojenik Reaksiyonlar ............................................................. 13
1.5.4.3.Lokal Etkili Reaksiyonlar ............................................................ 13
2-İLAÇ ETKİLEŞİMİ NEDİR ................................................................ 13-24
2.1.Farmakokinetik Etkileşimler ........................................................ 16-20
2.1.1Absorbsiyon düzeyinde etkileşme............................................ 16-18
2.1.1.a-Mide-barsak pH’ının değişmesi.................................................. 17
2.1.1.b-Kompleks iyon çifti ve şelat teşkili ............................................ 17
2.1.1.c-Mide boşalma hızı .................................................................. 17-18
2.1.1.d-Mide barsak kanalının salgısını ve motilitesini değiştirme ..... 18
2.1.1.e-Mide barsak kanalına toksik etki................................................ 18
2.1.2-Plazma proteinlerine bağlanma düzeyinde etkileşme ................. 18
2.1.3-Biyotransformasyon düzeyinde etkileşme .................................. 19
2.1.3.1- Enzim indüksiyonu oluşumu..................................................... 19
2.1.3.2-Enzim inhibisyonu oluşumu....................................................... 19
2.1.4-Böbreklerden itrah düzeyinde etkileşme ..................................... 20
2.1.4.a-İdrar pH’ındaki değişmeler ......................................................... 20
2.1.4.b-Aktif tübüller salgılanma için yarışma ....................................... 20
2.2.Farmakodinamik Etkileşimler ...................................................... 21-24
2.2.1.Sinerjizma .................................................................................. 21-22
2.2.1.a-Sumasyon .................................................................................... 21
2.2.1.b-Potansiyalizasyon .................................................................. 21-22
2.2.2.Antagonizma .............................................................................. 22-24
2.2.2.a-Fiziksel ve kimyasal antagonizma ............................................. 22
2.2.2.b-Fizyolojik antagonizma ............................................................... 23
2.2.2.c-Farmakolojik antagonizma .................................................... 23-24
3-LOKAL ANESTEZİKLERİN İLAÇLARLA ETKİLEŞİMİ ................... 24-28
3.1-Articain HCI ....................................................................................... 25
3.2-Bupivakain HCI .................................................................................. 25
3.3-Lidokain HCI ................................................................................. 25-26
3.4-Mepivakain HCI.................................................................................. 26
3.5-Prilokain HCI ...................................................................................... 27
3.6-Levobupivakain HCI .......................................................................... 27
3.7-Prokain ............................................................................................... 28
3.8-Klorprokain ........................................................................................ 28
SONUÇ ..................................................................................................... 29
KAYNAKLAR ...................................................................................... 30-31
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................... 32
GİRİŞ
Lokal anestezik maddeler tıbbın hemen her alanında ama özelikle diş
hekimliği, cerrahi, girişimsel radyoloji, dermatoloji ve kadın doğumda çok sık
yararlanılan ilaçlardır. A.B.D‘de diş hekimlerinin lokal anesteziklerle her gün
yarım milyon girişim yaptığı, yıllık ise 300 milyondan fazla kartuş kullanıldığı
tahmin edilmektedir. Kanada‘da yapılan araştırmada ise özel kliniklerdeki diş
hekimlerinin
her
biri
yılda
tahminen
1,800
kartuş
lokal
anestezik
kullanmaktadır (19,20).
Lokal anesteziklerin bu kadar sık kullanımı karşısında bu ilaçlara bağlı
oluşan reaksiyonların çok az olarak ortaya çıkması bu maddelerin
güvenilirliğini ve iyi şekilde tolere edildiğini kanıtlamaktadır (21). Bununla
beraber bu reaksiyonlar direkt lokal anestezik maddenin kendisine, bunların
dozlarına,
içerdiği
adrenaline
ve
koruyucu
maddelere
ya
da
psikojenik/vazovagal faktörlere bağlı olarak oluşur (21,22).
Dental tedavi kurallarına uyulması ve dikkatli bir şekilde enjeksiyonların
yapılması bu reaksiyonları daha da azaltacaktır (23).
Bu çalışmanın amacı:
1) Dental tedavi sırasında lokal anestezik uygulanan hastalarda gelişen yan
etkilerin ne olduğunu öğrenmek,
2) Bu reaksiyonlar içinde ilaç etkileşimlerinin oranını saptamak,
3) Alınması gereken önlemleri ve hangi hastada hangi lokal anesteziğin
kullanılması gerektiğini belirlemektir.
GENEL BİLGİLER
1) LOKAL ANESTEZİKLER
Lokal anestezi vücudun belli bir bölümünde sinir uçlarındaki depresyon
ve periferik sinirlerdeki iletim baskılanmasına bağlı olarak ortaya çıkan duyu
kaybıdır (1). Lokal anestezikler diş hekimliğinde sık kullanılan, sinir lifleriyle
uygun konsantrasyonda temas ettiklerinde bu liflerdeki impuls iletimini geri
dönecek şekilde bloke eden ilaçlardır (2,3,4). Sadece sinir lifi membranı
değil, uyarılabilir tüm hücre membranlarını doza bağımlı olarak etkiler. Bu
nedenle lokal anesteziklerin farmakolojik özellikleri bilinirse kinik kullanımları
esnasında daha az yan etki ve komplikasyonla karşılaşılır (3,5).
1.1-LOKAL ANESTEZİKLERİN YAPILARI
Lokal anestezikler kimyasal yapılarına göre iki gruba ayrılır (6,3).
Grupları da aromatik (benzen halkası) yapıdaki lipofilik kısım ile kuarterner
amin (sekonder veya tersiyer amin) yapısındaki hidrofilik kısım arasındaki
ara bağ belirler. Eğer bu bağ amin ester ise ester (-COO-) grubunu amino
amid ise amid (-NHCO-)grubunu oluşturur (2,4,7).
Ester yapılı lokal anestezikler plazma esterazları ile hidrolize olurlar daha az
stabildirler ve yıkım ürünleri olan paraamino benzoik asit nedeniyle de bu
grupta alerjik reaksiyonlar daha fazla görülür, amid tipi lokal anestezikler ise
karaciğerde mikrozomal enzimlerle yıkılırlar daha stabildirler ve bu grupta
2
alerjik reaksiyonlar nadir gözlenir bu farklılıklar nedeniyle klinikte daha çok
amid tipi lokal anestezikler kullanılır.
1.2-ESTER VE AMİD YAPILI LOKAL ANESTEZİKLER
Lokal anesteziklerin farmakolojik isimler ester grubunda; kokain,
prokain, klorprokain ve tetrakain iken amid grubunda; artikain (kartikain),
lidokain
(lignokain),
prilokain
(propitokain),
mepivakain,
bupivakain,
ropivakain ve levobupivakain bulunmaktadır (8,7).
Ülkemizde bulunan lokal anestezikler (34)
…………………………………………………………………………………………………
Farmakolojik
Ticari
Konsantrasyon
Volüm
Artikain
Ultracain
% 2 (A’li ve A’siz)
2-5-20 mL
Lidokain
% 2-10
5 mL
Jetokain
% 2 (A’li ve A’siz)
2-10 mL
Prilokain
Citanest
%2
20 mL
Bupivakain
Marcaine
% 0,5
20 mL
Ropivakain
Naropin
% 0.2 -1
10 mL
Levobupivakain
Chirocaine
% 0.25-0.75
10 mL
…………………………………………………………………………………………………
A = Adrenalin - % 0.5=1 mL de 5 mg, %1=1 mL de 10 mg, % 10=1 mL de 100 mg....................................................................................................................................
Yukarıda belirtilen lokal anesteziklerin piyasada bulunan isimlerinden
Aritmal (lidokain) %2 ve %10, Naropin (Ropivakain) %0.2, %0.5 ve % 1,
Chirocaine
(levobupivakain)
ise
%
0.25,
%0.5
ve
%0.75
konsantrasyonlarında bulunmaktadır. Bu nedenle klinik kullanımda lokal
anestezik toksisitesi ile karşılaşmamak için bu lokal anestezikleri kullanırken
hangi konsantrasyonunun kullanıldığına dikkat edilmelidir. Çünkü %2’lik lokal
3
anesteziğin 1mL’sinde 20 mg, % 10’luğun 1 mL’sinde ise 100 mg etkin
madde bulunur (2).
Lokal anestezikler, etki sürelerine göre kısa (kokain, prokain ve
klorprokain), orta (artikain, lidokain, mepivakain ve prilokain) ve uzun
(tetrakain, bupivakain, ropivakain ve levobupivakain) olarak üç gruba
ayrılırlar. Lokal anesteziklerin etki süreleri ve potensleri artıkça toksisiteleri
de artar. Lokal anesteziklerin potens ve toksisiteleri prokaine göre
sınıflandırılır. Prokainin potensi 1 kabul edilir ve diğerleri de buna göre
derecelendirilir.
Lokal anesteziklerin potensleri aşağıda gösterilmiştir. Bu tablodan da
görüldüğü gibi potensleri prokaine göre fazla olan uzun etkili lokal
anesteziklerin toksisiteleri de fazladır (2,4).
Lokal anesteziklerin potenslerine göre karşılaştırılması (2)
Lokal Anestezik
Potens
Etki Süresi
1
Kısa
2-4
Orta
Artikain
5
Orta
Lidokain
4
Orta
Mepivakain
3-4
Orta
Prilokain
3- 4
Orta
Bupivakain
16
Uzun
Ropivakain
14-16
Uzun
Levobupivakain
16
Uzun
Tetrakain
16
Uzun
Prokain
Klorprokain
4
Lokal anesteziklere vazopressör ilavesi sayesinde uygulama yerinden
yavaş emilim olacağından kısa ve orta etkili lokal anesteziklerin hem etki
süreleri uzar, hem de kan pik konsantrasyonları yavaş yükselir. Uzun etkili
lokal anesteziklere ise etki sürelerini uzatmak için değil genellikle kan pik
konsantrasyonlarının yavaş yükselmesini sağlamak için ilave edilmektedirler.
Vazokonsriktör ilavesi genellikle cerrahlar tarafından da hemostaz amacıyla
kullanılmaktadır. Adrenalinli lokal anestezikler, güneş ışığından korunmak
için renkli ampullerde ve flakonlarda bulundurulurlar, bir kullanımlıktırlar ve
tekrar sterilize edilmezler (2,4).
1.3-Lokal Anesteziklerin Etki Mekanizması
Lokal anestezik ajanlar farmakolojik etkilerini sinir membranlarında
gösterirler ve ilk etki depolarizasyon hızının azaltırlar. Sinir membranında bu
etkinin ortaya çıktığı yer ile ilgili değişik teoriler ortaya atılmıştır (1) (spesifik
reseptör teorisi, ekspansiyon, yüzey yüklenmesi vs.). En çok kabul göreni
spesifik reseptör teorisidir. Spesifik reseptör teorisine göre lokal anestezikler,
sinir aksonunun dışını örten fosfolipid yapıdaki membranı geçerek
membranda bulunan voltaj bağımlı Na+ kanallarının iç (internal) kısmındaki
spesifik reseptörlere bağlanarak bu kanallardan sodyum geçişini engellerler.
Buna bağlı olarak da membran stabilizasyonu sağlayıp depolarizasyonu
engellerler (1,2). Na+ kanalındaki reseptörün lokal anesteziğe affinitesi,
kanalın o anda istirahatte, açık veya inaktive olmasıyla yakın ilişkilidir. Lokal
anestezikler, aktif ve inaktif durumda istirahat durumuna göre bağlanma
5
yerine daha fazla affinite gösterirler ve ayrıca frekansın artması bu etkiyi
artırır (2,4,7).
Lokal anesteziklerin etki başlangıcına; pKa (en önemli faktördür ve lokal
anesteziğin pKa’sı ne kadar fizyolojik pH (4)’ya yakınsa etkisi o kadar çabuk
başlar), yüksek doz /konsantrasyon, lokal anesteziğin ve ortamın pH’sı,
bikarbonat veya CO2 ilavesi, solüsyonun ısısı, hyalüronidaz ilavesi ve kısa
etkili lokal anestezikler ile uzun etkililerin kombinasyonu etkilidirler. Enfekte
bir bölgeye lokal anestezik enjekte edildiğinde etki oluşmaz, çünkü bu
bölgede doku pH’sı düşük olduğundan diffüze olabilen miktar azalacağından
etki de azalır (1,2,4,7).
1.4-Lokal Anesteziklerin Etkileri ve Klinikte Kullanımları
Lokal anesteziklerin özellikle derinlik ve süreleri birçok faktöre bağlı
olarak değişkenlik gösterir. Bunlardan bazıları:
a) İlaç uygulamalarına karşı oluşan tepkilerde bireysel reaksiyonların
çeşitliliği
b) İlaç uygulamasındaki titizlik/hatasızlık
c) İlacın depolandığı dokuların durumu (vaskularite, pH)
d) Anatomik varyasyonlar
e) Uygulanan enjeksiyon çeşidi (infiltrasyon vs.)(9)
Lokal anesteziklerin lokal anestezik etkilerinin yanısıra; analjezik,
antiaritmik,
antibakteriyel/antifungal,
6
antitrombotik,
antikonvülzif,
nöroprotektif, antiinflamatuar, DNA aşılarında DNA taşınması, anti tümör
ilaçlardan sisplatinin kullanımında hem etkinliğini artırma, hem de nefrotoksik
ve hemotoksik etkilerini azaltma gibi etkileri de vardır. Ancak klinikte bu
etkilerinden en çok istifade edilenleri; lokal anestezik, antiaritmik, analjezik
etkileridir (4).
Lokal anestezikler anestezi pratiğinde; topikal anestezi, infiltrasyon
anestezisi, intravenöz rejyonel anestezi,
santral blok (spinal anestezi,
epidural anestezi, kombine spinal epidural anestezi), periferik sinir blokları
(pleksus
blokları,
sinir
sempatoadrenal yanıtın
blokları),
sempatik
blok
baskılanması amacıyla
ve
entübasyonda
uygulanır
(1).
Lokal
anestezikler gerek mukozaya gerekse cilde topikal olarak uygulanabilirler
(4). Topikal uygulama yolu deriden %2.5 lidokain ve %2.5 prilokain karışımı
krem olarak değişik amaçlarla (damar girişimlerinde ve greftlemede ciltde
analjezi vs.) kullanılmaktadır (2) .
Periferik sinir bloklarında; lokal anesteziğin periferik sinirlerin etrafına
(perinöral)
verilmesiyle
uygulanan
yerin
distalinde
geçici
olarak
anestezi/analjezi oluşturulmasıdır.
Sempatik blok; lokal anesteziklerin sempatik ganglionlara (örneğin;
pterigopalatin, servikotorasik, lumbal sempatik, çöliak ve hipogastrik pleksus)
uygulanmasıyla elde edilir (2,4).
Lokal anestezikler analjezik olarak da akut ve
kronik ağrıda
kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları; nöropatik ağrı, yanık ağrısı, adipozis
dolorosa, kanser ağrısı ve postoperatif ağrıdır. Bu amaçla kronik ağrıda en
7
sık
kullanılan
lokal
anestezik
lidokaindir
(2).
Lokal
anestezi
kontrendikasyonları, kesin ve rölatif olarak iki başlıkta toplanabilir.
Kesin olanlar; lokal anestezi uygulamasının hasta tarafından red
edilmesi, hastanın koopere olmaması, dekompanze kalp yetmezliği,
kullanılacak lokal anesteziğe karsı hastada allerjinin bilinmesi, enjeksiyon
yerinde enfeksiyon veya sepsisdir.
Rölatif
olanlar;
pıhtılaşma
bozukluğu,
ileri
derecede
karaciğer
yetersizliği, ağır böbrek yetmezliği, ağır kardiyovasküler yetmezlik ve plazma
kolinesteraz (ester yapılılar için) yetersizliğidir (2,4).
1.5-Lokal Anesteziklere Bağlı Gelisen Reaksiyonlar
A. Doğrudan lokal anesteziklere,
B. Lokal anesteziklere ilave edilen adjuvanlara,
C. Lokal anesteziklerin yıkım ürünlerine,
D. Lokal anestezi uygulamalarına, bağlı olabilir. (5,7)
1.5.1- Doğrudan Lokal Anesteziklere Bağlı Gelisen Reaksiyonlar
Bunlar; 1. Allerjik reaksiyonlar, 2. Lokal toksik, 3. Sistemik toksik
etkilerdir
1.5.1.a- Allerjik Reaksiyonlar
Allerjik reaksiyonlar, hafif cilt reaksiyonlarından anaflaktik şoka kadar
8
gelişebilir. Amid grubundaki lokal anesteziklere karşı nadir olmakla beraber,
ester grubundaki lokal anesteziklere karşı daha sık görülebilmektedir. Lokal
anesteziklere karsı oluşan allerjik etki dozdan bağımsızdır.
Tedavide
hastadaki semptomlara göre; O2, antihistaminik, steroid adrenalin ve sıvı
infüzyonu uygulanır (5,7,9).
1.5.1.b- Lokal Toksik Etkiler:
Klinikte kullanılan konsantrasyonlarının üzerindeki konsantrasyonlarda
(örneğin: periferik bloklarda %10 konsantrasyonda) kullanımları halinde lokal
irreversibl
sinir
toksisitesi
gözlenebilir.
Bu
nedenle
lokal
anestezik
konsantrasyonuna dikkat edilmelidir.
1.5.1.c- Sistemik Toksik Etkiler:
Lokal anestezik toksisitesi; gerçek veya nispi yüksek doz uygulamasına
bağlı olup, ilacın yüksek kan düzeyinin oluşturduğu semptomlar dizisidir. Bu
semptomlar özellikle “santral sinir sistemi (SSS)” ve “kardiyovasküler
sistemde”
(KVS)
gözlenir.
Lokal
anesteziğin
yüksek
kan
pik
konsantrasyonunda SSS’de ve kardiyovasküler sistemde önce stimülasyon
sonra da depresyon fazları birbirini takip eder. Ancak bazen lokal anesteziğin
kan pik konsantrasyonunun ani yükselmesine bağlı olarak stimülasyon fazı
gözlenmeden depresyon fazı gözlenebilir. Stimülasyon ve depresyon
döneminde gerek SSS gerekse KVS’de görülebilecek etkiler aşağıda
belirtilmektedir (2,4).
9
Lokal anesteziklerin sistemik toksik etkileri (2)
Santral Sinir Sistemi
Stimülasyon
Depresyon
Dil ve dudakta hissizlik
Hiperventilasyon
Metalik tat
Depresyon
Kulak çınlaması
Solunum depresyonu
Konuşma bozukluğu
Bilinç kaybı
Nistagmus
Eksitasyon (tonik, klonik)
Oryantasyon bozukluğu
Konvülziyon
Kardiyovasküler Sistem
Stimülasyon
Depresyon
Taşikardi
Bradikardi
Hipertansiyon
Hipotansiyon
Miyokard depresyonu
Kardiyak arrest
Sistemik lokal anestezik toksisitesini bir çok faktör etkileyebilir. Bunların
başında en önemlisi yüksek doz uygulamasıdır. Ancak hastaya uygulanacak
doz belirlenirken mutlak hastanın vücut ağırlığı (mg/kg) başına verilecek
10
lokal anestezik miktarı bilinmelidir. Kullanılan lokal anesteziğin uygulanacak
yola (infitrasyon, intravenöz, mukoza, epidural vs) ve hastanın vücut
ağırlığına göre dozu (mg/kg) belirlenmelidir. Lokal anestezi uygulamalarında
enjeksiyon yeri de önemlidir, çünkü lokal anesteziğin i.v. veya mukozaya
uygulamalarında kan pik konsantrasyonlarıhızla yükselir (1,2,4).
1.5.2- Lokal Anestezik Toksisitesinden Korunma
Lokal anestezi uygulamalarında farklı yan etki ve komplikasyonlar
gözlenebileceğinden uygulama yerinde; hastaya O2 verme olanağının
bulunması, damar yolu açmak ve suni solunum ile kardiyopulmoner
yapabilmek
resusitasyon
için
lazım
olabilecek
gereç
ve
ilaçların
bulundurulması gereklidir. Lokal anestezik uygulamadan önce; hastanın
fiziksel durumunun ve sistemik hastalıklarının değerlendirilmesi, hasta için
doğru lokal anestezik ve vazokonstriktör dozlarının seçimi yapılmalıdır (2).
1.5.3- Lokal Anesteziklere İlave Edilen Maddelere Bağlı Gelişen
Reaksiyonlar
Lokal
anesteziklere
ilave
edilen
antioksidan,
antimikrobiyal
ve
vazopressörlere bağlı da reaksiyonlar gelişebilir. Lokal anesteziklere ilave
edilen ve antioksidan olarak kullanılan sodyum bisülfite karşı allerji,
antimikrobiyal olarak kullanılan %1 metil parabene karşı da allerji ve lokal
doku hasarı gelişebilir. Lokal anesteziklere genellikle vazopressör olarak
adrenalin ilave edilir ve buna bağlı da birtakım yan etkiler gözlenebilir. Yan
11
etkilerde genel bulgular; soğuk terleme, huzursuzluk, kulak çınlaması,
tremor, midriazisdir. KVS bulguları ise; önce taşikardi, hipertansiyon, ritm
bozuklukları, sonra da dekompanzasyon bulguları olarak; bilinç kaybı,
taşiaritmi, ventriküler fibrilasyon, dispne, akciğer ödemi, akut kalp yetmezliği
veya
kardiyak
kardiyovasküler
arrest
gelişebilir.
sistemleri
kontrol
Tedavide;
altında
hastanın
solunum
ve
tutulmalıdır.
Taşikardi
ve
hipertansiyonda sempatolitik, β reseptör antagonistleri ve vazodilatatör
ilaçlar, kardiyak arrestde ise kardiyopulmoner resusitasyon uygulanmalıdır
(4,7).
Adrenalinli lokal anestezik kullanımının kontrendike olduğu durumlar;
nöropati, taşikardi, koroner yetmezlik, dar açılı glokom, kalp yetmezliği, ritm
bozuklukları, hipertansiyon, tirotoksikoz ve Reynaud sendromudur (2,4).
1.5.4- Lokal Anestezi Uygulamasına Bağlı Gelişen Reaksiyonlar
1. Taşiflaksi
2. Psikolojik ve
3. Lokal etkili reaksiyonlar olabilir (2,4,7) .
1.5.4.1- Taşiflaksi
Aynı
yere
uzun
süre
lokal
anestezik
tekrarlanarak
sürekli
uygulanmasına bağlı gelişebilir. Tekrarlanan lokal anestezik enjeksiyonlar,
enjeksiyon yerinde dokunun tamponlama kapasitesini azaltarak doku pH’nın
düşmesine neden olur. Buna bağlı olarak da sinir membranında lokal
12
anesteziğin iyonize formu artar ve lokal anestezik membrandan içeri
geçemediği için etkisi azalır. Taşiflaksi olasılığı direkt olarak lokal anesteziğin
pH'ı ile ilgilidir ve lokal anesteziğin pH’ı fizyolojik pH'ya ne kadar yakınsa
taşiflaksi o kadar sık gözlenir. Taşiflaksi gelişiminde ilacın konsantrasyonu
ya artırılmalı veya başka bir lokal anesteziğe geçilmelidir (4).
1.5.4.2- Psikojenik reaksiyonlar
En sık gözlenen psikojenik reaksiyon senkoptur ve uygulama
esnasında genellikle genç erkeklerde daha sık gözlenir. Nedenleri; vazovagal senkop, hastaya verilen pozisyon (ortostatik hipotansiyon), karotis
sinüs senkobu ve aritmilerdir (2,7).
1.5.4.3- Lokal etkili reaksiyonlar
Bunlar; enjeksiyon esnasında uygulanan yerde yanma hissi, enjekte
edilen yerde hematom, enfeksiyon ve sinir yaralanmaları olabilir (2,7).
2) İLAÇ ETKİLEŞİMİ NEDİR?
Tıpta kullanılan ve biyolojik etkinliği olan saf bir kimyasal maddeye ya
da ona eşdeğer olan bitkisel ya da hayvansal kaynaklı, standart miktarda
aktif madde içeren karışıma ilaç denir. Dünya Sağlık Örgütü ise ilacı
“fizyolojik sistemleri ya da patolojik durumları alanın yararı için değiştirmek
ya da incelemek amacıyla kullanılan ya da kullanılması öngörülen bir madde
ya da ürün" olarak tanımlamaktadır. İlaçtan beklenen temel olarak, onun
13
fizyolojik sistemleri ya da patolojik durumları insanın yararına değiştirmesidir.
Ancak, ilaçların tanı ve tedavi amacıyla kullanımları sırasında elde edilen
yararların yanı sıra, doğal olarak öngörülen ya da öngörülemeyen yan
etkiler, toksik etkiler, alerjik reaksiyonlar, idiyosenkrazi ve ilaç etkileşmeleri
gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir.
Tedavi sırasında hastaların %5-15'inde ilaçlara karşı istenmeyen
reaksiyonlar gelişmekte, hastaların %0.1' inde ise bu etkiler ölümle
sonuçlanabilmektedir.
İlaçların
istenmeyen
etkileri,
ilaç
kullanım
sorunlarından yalnızca biridir ve ilaç geliştirme süreci ile ilacın klinik
kullanımı aşamasında önemli bir yer tutmaktadır. İlaçların istenmeyen etkileri
kapsamında yer alan ilaç etkileşmeleriyle ilgili sorunlara aynı anda birden
fazla ilaç kullanımı (polifarmasi) sırasında daha fazla rastlanmaktadır. Alınan
gıdalar, alkol ve sigara kullanımı ya da hastalıklar da ilaçlardan beklenen
etkiyi değiştirebilmektedir. Klinik olarak önemi olan ilaç etkileşmeleri sıklıkla
ilaç-ilaç etkileşmeleridir. İlaç-ilaç etkileşmelerinin yaygın olmasının nedeni
aynı anda birden fazla ilacın kullanılmasıdır. Ancak, bir ilacın diğer bir ilacın
etkisini değiştirdiğinden söz edebilmek için, ilaçların etki yerlerinde aynı anda
bulunmaları gerektiği bir kural olarak söylenebilir. Eğer ilaçlar aynı enzim
sistemiyle metabolize oluyorsa, enzim üzerindeki inhibitör ya da indükleyici
etkilerinden dolayı ilaç ya da ilaçlar, birlikte alındıkları diğer ilaçların
metabolizmasını artırabilir ya da azaltabilir (10,12).
Bazı ilaç etkileşimleri tüm hastalarda belirgin olamayabilir ya da klinik
açıdan önem taşımayabilir. Nedenleri;
a)Genetik ve ya çevresel kaynaklı bireysel değişkenlikler etkileşmeyi
önemsiz kılabilir.
14
b)Hastalık hali bazen etkileşme belirtilerini maskeleyebilir.
c)İlacın etki şiddetini ölçmek mümkün olmayabilir
d)İlacın tedavi indeksi geniştir.
e)İlacın plazma seviyeleri bilinmemekte ve ya ölçülememektedir.
Hastalık
durumları
değiştirebilir;plazma
da
proteinlerine
etkileşimlerin
bağlanma
önem
derecesini
düzeyindeki
etkileşmeler
hipoalbüminemisi olan hastalarda daha belirgindir.Miyopati,hipokalemi ve ya
üremi gibi hallerde tübokürarinin kas gevşetici etkisi aminoglikozid grubu
antibiyotikler tarafından sağlıklı kişiye göre daha fazla şiddetlendirilir (24).
İlaçlar
arasındaki
etkileşme
mekanizması
aşağıdaki
gibi
sınıflandırılabilir (24);
1)Farmasötik geçimsizlik
2)Absorbsiyon düzeyinde etkileşme:
a)Mide-barsak kanalı sıvılarının pH’sında değişme
b)Mide boşalma hızı ve ya barsak motilitesinin etkilenmesi
c)İlaçların ortamdaki diğer bileşiklere bağlanması ve ya şelat oluşumu
d)Mide-barsak kanalına toksik etki
e)Diğer etkenler
3)İlaç dağılımının etkilenmesi(plazma proteinlerine bağlanma düzeyinde
etkileşme)
4)Reseptör düzeyinde yarışma suretiyle etkileşme
5)Aynı yerde etki gösteren ve ya aynı fizyolojik sistemi etkileyen ilaçlar
arasında antagonizma ve ya sinerjizma şeklinde etkileşme
6)Hücre içine taşınmanın etkilenmesi
15
7)İlaç metabolizmasının modifikasyonu
a)İndüksiyon
b)İnhibisyon
8)İlaç itrahının modifikasyonu
a)Böbrek tübüllerinden aktif salgılanma için yarışma
b)İdrar pH’sının değiştirilmesi
9)Elektrolit ve ya sıvı dengesini değiştirme sonucu gelişen etkileşme
10)Çeşitli
a)Monoamin oksidaz (MAO) enziminin inhibisyonu
b)Antibakteriyel ilacın antagonizması
Bu etkileşmeleri kolaylık açısından 2 grupta toplamak mümkündür;
2.1-FARMAKOKİNETİK ETKİLEŞMELER(ADME TİPİ)
Bir ilacın diğerinin absorbsiyon, dağılım ve ya eliminasyonunu
etkilemesi sonucunda vücuttaki düzeylerini dolayısı ile etki şiddetini ve ya
süresini değiştirmesi olayıdır (24,25).
2.1.1-Absorbsiyon düzeyinde etkileşme
Özellikle absorbsiyonu zor olan ilaçlar için bu tip etkileşme söz
konusudur.İlacın absorbsiyon hızının ve ya derecesinin başka bir ilaç
tarafından değiştirilmesi ile etki şiddeti de buna uygun olarak azalabilir
absorbsiyon artıyorsa toksisite olasılığı ortaya çıkabilir (24,25).
16
2.1.1.a-Mide- barsak pH’sının değişmesi
Oral yoldan verilen ilaçların çözünme ve iyonizasyon derecesini
etkileyeceğinden absorbsiyon hız ve oranını da etkiler. Bu konuda
antasidlerin
etkileri
oldukça
karmaşıktır.
Aluminyum
ve
Mg
içeren
antasidlerin sulfadiazin, kinin, izoniazid, klordiazepoksid gibi ilaçların
absorbsiyonunu azalttıkları gösterilmiştir.Aluminyum hidroksid kısmen de
mide boşalmasını geciktirerek ilaç absorbsiyonunu yavaşlatmaktadır.
Antikolinerjik ilaçlar, yağ asitleri ve analjezik-antipiretikler de salgıları
azaltarak mide pH’sını bir miktar yükseltebilirler (24).
2.1.1.b-Kompleks iyon çifti ve şelat teşkili
En tipik örnek tetrasiklinlerin, antasidler, demir preperatları ve ya
kalsiyum
gibi
iyonları
içeren
besinlerle
birlikte
alındıklarında
absorbsiyonlarının azalmasıdır (24).
2.1.1.c-Mide boşalma hızı
İlaç absorbsiyonu esas olarak inca barsaklarda meydana geldiğinden
mide
boşalma
hızının
değişmesi
absorbsiyon
hızını
etkileyecektir.
Antikolinerjik etkinliği olan ilaçlar ve ya morfin gibi narkotik analjezikler mide
boşalmasını geciktirdikleri için genellikle diğer ilaçların absorbsiyonunu
geciktirir ve ya azaltırlar. Levadopa ve penisilinler gibi mide ortamında
dayanıksız
olan
ilaçların
absorbsiyon
17
oranları
ise
mide
boşalması
yavaşladıkça azalır. Öte yandan digoksin gibi yavaş çözünen ve ya riboflavin
gibi aktif transportla absorblanan ilaçların biyoayarlanımı mide boşalması
yavaşladıkça artar (24).
2.1.1.d-Mide barsak kanalının salgısını ve motilitesini değiştirme
Mide-barsak kanalının salgısını ve motilitesini değiştiren ilaçlar diğer
ilaçların çözünme hızlarını değiştirerek biyoayarlanımlarını etkiler (24).
2.1.1.e-Mide-barsak kanalına toksik etki
Para-amino salisilik asid, neomisin ,kolşisin gibi ilaçlarla kronik tedavi
sırasında malabsorbsiyon sendromu görülebilir ve bunun sonucu diğer
ilaçların absorbsiyonu azalabilir. Bu özellikle tüberkülozda kombine tedavi
yapılırken INH ve rifampin absorbsiyonunun PAS tarafından azaltılması
yönünden önemlidir.
2.1.2.Plazma proteinlerine bağlanma düzeyinde etkileşme
İlaçlar
birbirlerinin
proteinlere
bağlanma
oranlarını
dolayısı
ile
dağılımlarını ve eliminasyonlarını etkileyebilir. Bu özellikle serum albumine
bağlanma düzeyinde gerçekleşir ve ileri derecede bağlanan ilaçlar önem
taşır (24).
18
2.1.3.Biyotransformasyon düzeyinde etkileşme
Bir ilaç diğerinin biyotransformasyonunu uyarabilir ve ya inhibe edebilir
ve sonuçta ikinci ilacın etkinliği sırası ile azalabilir ve ya artabilir.
2.1.3.1.Enzim indüksiyonu oluşumu
Enzim indüksiyonu yapan bileşikler bu enzimler tarafından yıkımlanan
ilaçların
biyotransformasyonunu
hızlandırırlar.
Barbitüratlar,
glutetimid,
meprobomat, klorpromazin, gliseofulvin, rifampin, spironolaktan, gibi çeşitli
ilaçların kronik alkol kullanımının ve ya sigara içmenin insanlarda enzim
indüksiyonu yaptığı belirlenmiştir. Bu bileşikler genellikle safra ile ilaç
atılmasını arttırır (24).
2.1.3.2.Enzim inhibisyonu oluşumu
Enzim inhibisyonu sonucu ilaç metabolizması engellenince etkide
uzama, artma ve ya toksisitesinin artması gibi bir risk ortaya çıkabilir.
Sık kullanılan bazı ilaç kombinasyonlarında bir ilacın diğerinin
metabolizmasını inhibe etmesinden dolayı etkinin artması olasıdır ve bu
ilaçların etkinliği fazla olanın tek başına daha yüksek dozda kullanılması ile
de aynı etkiyi elde etmek mümkündür (24).
19
2.1.4.Böbreklerden itrah düzeyinde etkileşme
2.1.4.a-İdrar pH’sındaki değişmeler:
Pasif bir süreç olan tübüler reabsorbsiyon oranı, ilacın lipidlerde
çözünürlük ve iyonizasyon dereceleri tarafından belirlenir. İdrar pH’sındaki
değişmeler ilacın iyonizasyon derecesini etkileyerek reabsorbsiyon oranını
değiştirebilir. Zayıf organik asitlerin klirensi ise idrar alkaliğe kaydığında
artacaktır. Amonyum klorür askorbik asit gibi idrarı asitleştiren ilaçlar
verildiğinde
ise
eliminasyonları
hızlanır.
Diğer
taraftan;
salisilatlar
,barbitüratlar, gibi asidik ilaçlarla zehirlenmelerde hastaya bikarbonat
verilerek zorlu alkali diürez suretiyle ilacın vücuttan uzaklaştırılması
hızlandırılmaktadır (24).
2.1.4.b-Aktif tübüller salgılanma için yarışma:
Metabolik inhibitörler ve ya aktif transport sistemi için yarışan diğer
bileşikler bu olayı yavaşlatabilir. Asidik ilaçlar ve ya ilaç metabolitleri aynı
sistem tarafından taşındıklarında birbirleri ile yarışabilir ve biri diğerinin
atılmasını azaltarak vücutta birikmesine sonuçta etkisinin şiddetlenmesine ve
ya süresinin uzamasına neden olabilir. Para-amino hipurat, salisilatlar,
sülfanamidler,
tiyazid
grubu
diüretikler,
fenilbutazon,
penisilinler, metotreksat bu ilaçlar arasında sayılabilir (24).
20
sulfinpirozan,
2.2.FARMAKODİNAMİK ETKİLEŞİMLER
Bu grup etkileşmeler de sinerjizma ve antagonizma olmak üzere 2
grupta toplanabilir (24,25).
2.2.1.Sinerjizma:
Bir ilacın etkisinin diğer bir ilaçla birlikte kullanıldığında artması halidir.
Bu da 2 şekilde meydana gelebilir (24,25).
2.2.1.a-Sumasyon(Aditif etki):
Aynı etkiyi oluşturan 2 ilaç bir arada verildiğinde görülen etki her bir
ilacın aynı dozda tek başına oluşturduğu etkilerin cebirsel toplamına eşitse
sumasyondan söz edilir.
İlaçla tedavide aditif etkileşmeden yararlanılmaktadır. Aynı farmakolojik
etkiye sahip ilaçlar uygun dozlarda bir arada kullanıldıklarında farmakolojik
etkileri birbirlerine eklenerek artmakta ancak bu ilaçların yan etkilerinin farklı
olduğu hallerde yan etki olasılığı azalmaktadır (24,25).
2.2.1.b-Potansiyolizasyon(Supraditif etkileşme)
İki ilaç bir arada verildiklerinde oluşturdukları etki bireysel etkilerinin
sumasyonundan beklenenden fazla ise potansiyolizasyon şeklinde bir
21
etkileşmeden söz edilir. Bazı hallerde ise kendisi belli bir etkiyi göstermeyen
bir ilaç diğer bir ilaçla birlikte verildiğinde ona ait bu etkiyi arttırabilir.
Potansiyolizasyon genellikle farmakokinetik bir etkileşme sonucu
meydana gelmektedir. 1.ilaç 2.sinin absorbsiyonunu arttırarak ve ya dağılım,
eliminasyon ve ya reseptöre bağlanmasını değiştirerek etkisini arttırır (24).
2.2.2.Antagonizma
Bir ilacın etkisinin diğer bir ilaç tarafından azaltılması ve ya tamamen
ortadan kaldırılması olayıdır. Agonist madde bazen endojen bir bileşik de
olabilir. 3 şekilde meydana gelebilir (24);
2.2.2.a-Fiziksel ve ya kimyasal antagonizma:
Antagonist, agonist madde ile fiziksel ve ya kimyasal olarak etkileşir.
Kolestireminin mide-barsak kanalında çeşitli ilaçları yüzeyine adsorbe etmesi
ve ya tetrasiklinlerin 2 ve ya 3 değerli metal iyonları ile şelat oluşturmaları ile
absorbsiyonlarının azalması burada örnek olarak verilebilir. Asidik bir
mukopolisakkarit olan heparinin etkisi bazik karakterde bir bileşik olan
protamin sülfat tarafından kimyasal etkileşme sonucu engellenir (24).
22
2.2.2.b-Fizyolojik antagonizma:
Bir ilacın etkisinin farklı bir reseptör ve ya mekanizma aracılığı ile etki
yapan diğer bir ilaç tarafından azaltılması ve ya engellenmesidir (24).
2.2.2.c-Farmakolojik antagonizma:
Burada hem agonist hem de antagonist aynı reseptörü etkilemektedir.
Agonist reseptörle etkileştiğinde etki oluşturduğu halde antagonist reseptöre
bağlanır, kendisi bir etki oluşturmadığı gibi agonistin de reseptörüne
bağlanmasını ve etki oluşturmasını engeller. Bunun en tipik örnekleri
arasında antihistaminikler, atropin, d-tübokürarin, propranolol ve benzeri
beta blokerler sayılabilir. Görüldüğü gibi ilaçlar bazen endojen bileşiklerin de
etkisini engelleyebilir. Bu tip farmakolojik antagonizmada agonist ile
antagonist arasında reseptöre bağlanmak için bir yarış söz konusudur. Bu
nedenle buna ‘’Kompetitif Farmakolojik Antagonizma ‘’ adı verilir.
Bir de ‘’Non Kompetitif Farmakolojik Antagonizma’’
vardır. Burada
antagonist reseptöre geri dönüşümsüz biçimde bağlanır. Bu durumda
agonist konsantrasyonu arttırılmak suretiyle bir miktar etki oluşturmak
olasıdır, fakat etki şiddeti ortamdaki antagonist miktarı ile oranlı biçimde
azalmıştır.Asetil
kolinesteraz
enziminin
organik
fosforlu
insektisitler
tarafından inhibisyonu buna örnek olarak verilebilir..
Sonuç olarak ilaçlar arasında çok çeşitli etkileşmeler meydana
gelebileceğini ve herhangi iki ilaç için birden fazla tipte etkileşmenin söz
konusu olabileceğini söyleyebiliriz. İlaç-ilaç etkileşiminin sonuçları bazen
23
hasta açısından çok zararlı olabileceğinden birden fazla ilacın bir arada
kullanılması durumunda bu olasılıkların göz önünde tutulması yararlı
olacaktır (24,25).
3-LOKAL ANESTEZİKLERİN İLAÇLARLA ETKİLEŞİMİ
Lokal Anestezikler
-Artikain HCI
-Bupivakain HCI
-Lidokain HCI
-Mepivakain HCI
-Prilokain HCI
-Levobupivakain
-Procain
-Klorprokain
-Ropivakain
Topikal Anestezikler
-Lidokain HCL
-Tetrakain HCI
24
3.1-Artikain HCI
Diş hekimliği uygulamalarında lokal ve rejyonel anestezide kullanılır.
Santral sinir sistemi depresanları ile birlikte özellikle çocuklarda ve yüksek
dozda
kullanıldığında
santral
sinir
sistemi
depresyonunda
artış,
vazokonstriktör içeren solüsyon damar içine verildiğinde veya trisiklik
antidepresan, monoaminooksidaz inhibitörü, beta blokör kullananlarda
kardiyovasküler yan etki oluşma riski bulunmaktadır. Kontrol altında olmayan
hipertiroidizm, diabet, anjina veya hipertansiyonda vazokonstriktör ile birlikte
kullanılmamalıdır (12,13).
3.2-Bupivakain HCI
Santral sinir sistemi depresanları ile birlikte çocuklarda ve yüksek dozda
kullanıldığında santral sinir depresyonunda artış, vazokonstriktör içeren
solüsyon
damar
içine
verildiğinde
veya
trisiklik
antidepresan,
monoaminooksidaz inhibitörü, beta bloker kullananlarda kardiyovasküler yan
etki oluşma riski bulunmaktadır. Kontrol altında olmayan hipertiroidizm,
diabet,
anjina
veya
hipertansiyonda
vazokonstriktör
ile
birlikte
kullanılmamalıdır (12,14).
3.3-Lidokain HCI
Mono amin oksidaz inhibitörleri ve trisiklik antidepresan ilaç alan hastalarda
ciddi ve uzun süren hipertansiyon yapabilir. Fenotiyazin ve butinofenonlar
epinefrinin pressör etkisini azaltabilir veya tersine dönüştürebilirler. Bu türden
25
ilaçlarla
birlikte
kullanılmamalıdır
kullanılsa
bile
hasta
monitörden
izlenmelidir. Lidokain diğer antiaritmiklerle birlikte kullanıldığında üzerinde
additif
etki
verildiğinde
antagonistleri
görülebilir.
Hidantoin
kardiyodepresan
karaciğer
kan
etki
antikonvülsanları
yapabilir.
akımını
alanlara
lidokain
Beta-adrenerjik
reseptör
azaltarak
lidokainin
hepatik
metabolizmasını yavaşlatabilir ve toksisitesini arttırabilir. Simetinle birlikte
kullanıldığında lidokain metabolizması yavaşlayarak kan konsantrasyonları
yükselebilir. Nöromuskuler blok yapan ilaçlar, örneğin süksinilkolin yüksek
dozda i.v lidokainle birlikte verilirse nöromuskuler blok etkisi potansiyale
edilir. Barbitüratlar ve fenitoin enzim indüksiyonu ile lidokainin klirensini
arttırır. Yüksek doz lidokain non-depolarizan kas gevşeticilerin etkisini uzatır
(12,15). Verapamil lidokainin serbest fraksiyonunu arttırır (2,7).
3.4-Mepivakain HCL
Bilinen ilaç alerjisi ve hassasiyeti olan hastalarda dikkatli bir şekilde
kullanılmalıdır. Hastanın mepivakain ya da diğer lokal anesteziklerle aynı
anda, ya da yakın geçmişte aldığı ilaç kullanımı hakkında ve önceki
deneyimleri hususunda ayrıntılı bir geçmiş alınmalıdır. Metilparaben yada
PABA türevlerine (prokain, tetrakain, benzokain vb) alerjisi bulunan hastalar
mepivakain benzeri amid tipi ajanlara çapraz hassasiyet göstermemişlerdir.
Betablokerler ilacın klirensini teorik olarak azaltırlar (12,16).
26
3.5-Prilokain HCI
Sülfonamidler sıtma ilaçları ve bazı nitrik bileşikleri gibi methemoglobinemiye
yol açabilecek ilaçlar, prilokainin bu yan etkisini güçlendirebilir. Toksik etkileri
aditif olduğundan, yapısal olarak lokal anesteziklere benzeyen tokainid gibi
antiaritmik
ilaçların uygulandığı hastalarda prilokain kullanılırken dikkatli
olunmalıdır. Prilokainin çözünürlüğü pH 7.0‘den yüksek olan ortamlarla
sınırlıdır. Presipitasyon meydana gelebileceğinden, karbonat gibi alkali
solüsyonların eklenmesi düşünülüyorsa bu durum göz önüne alınmalıdır
(12,17).
3.6-Levobupivakain HCI
Lokal anestezikler veya yapısal olarak amid tipi lokal anesteziklere yakın
ajanlar kullanan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Çünkü bu ilaçların toksik
etkileri aditif olabilir. İn vitro çalışmalar CYP3A4 izoformu ve CYP1A2
izoformunun
levobupivakain
metabolizmasını
sırasıyla
desbütil-
levobupivakain ve 3-hidroksi levobupivakaine ilettiklerini göstermiştir. Bu
nedenle levobupivakainle bir arada verilen ve bu enzim ailesi tarafından
metabolize edilen ilaçlar potansiyel olarak levobupivakainle etkileşebilir.
Levobupivakain meksiletin veya sınıf 3 antiaritmik ajanlar gibi lokal anestezik
aktiviteye sahip antiaritmik ilaçlar alan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Çünkü bunların kullanımı aditif etki ortaya çıkarabilir. Levobupivakain pH
değeri 8.5 ‘ten büyük olan alkali çözeltilerle geçimli olmayabilir (18).
27
3.7-Prokain
Sülfonamidlerle antagonist olarak etkileşir. Parenteral yolla iyi absorbe olur
ve çabuk metabolize edilir. Sistemik toksisitesi çok azdır. Lokal irritasyon
(tahriş) yapmaz. Prokain hidroklorür şeklinde adrenalinli ve adrenalinsiz
preparatları şeklinde kullanılır. Adrenalin anestezik ilacın absorbsiyon hızını
azaltır (vazokonstriksiyon yapması nedeniyle). Sistemik dolaşıma geçmesini
engelleyerek uygulanan yerde yüksek konsantrasyonda uzun süre kalmasını
sağlar. Böylece hem sistemik toksisitesi azalır, hem de etki süresi daha uzar.
%1-2’lik çözeltisi infiltrasyon anestezisinde,
%5-20’lik çözeltisi ise spinal
anestezi için kullanılır.
3.8-Klorprokain
Prokainden daha güçlü lokal anesteziktir. Toksisitesi de daha düşüktür.
Prokain gibi kullanılır.
28
SONUÇ:
Lokal anestezik maddelerle istenmeyen reaksiyonlar görülebilmekle
beraber çok sık kullanımıyla kıyaslandığında bu yan etkilerin çok küçük
derecede olduğu görülmüştür. Görülen yan etkilerin insidansı lokal
anesteziğin
içeriğine,
içerdiği
adrenalin
miktarına
bağlı
olarak
değişebilmektedir. Görülen reaksiyonların çoğunluğu doz miktarının fazla
olmasına bağlı olarak toksik reaksiyonların oluşturulmasıdır.
Risk faktörü olan hastalarda reaksiyonların daha fazla görüldüğü göz
önüne alınarak risk durumunda konsültasyon yapılmasının daha uygun
olacağı sonucuna varıldı.
Meydana gelen reaksiyonların bir kısmını ilaç etkileşimleri oluşturdu.
Ancak bu reaksiyonların lokal anesteziğe bağlı olabileceği gibi içerdiği
adrenalin ve koruyucu maddelere karşı da olduğu sonucuna varıldı.
Bu araştırma lokal anesteziklerin yan etkilerinin düşük oranda olduğunu ve
bunların çok şiddetli olmadığını gösterdi. Bunun yanında güvenli doz
miktarının iyi bilinmesi, fazla miktarda anestezik enjeksiyondan kaçınılması
gerekliliği, geçmiş dental hikayenin sorgulanmasının önemini, hastanın
kullandığı ilaçların ve sistemik hastalıklarının mutlaka öğrenilmesi gerektiğini
ortaya koydu.
29
KAYNAKLAR:
1) Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Çene Cerrahisi kitabı….Prof.Dr.Mustafa
Türker, Prof.Dr. Şule Yücetaş ….sf 87-96.
2) Kaya K.Lokal anestezikler ve klinikte kullanımları. G. Ders Notları . Ankara
2000.
3) Eroğlu. E.Eroğlu. F.Diş hekimliğinde yeni bir lokal anestetik Ropivakain.
4) Ege Ünüversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız ve Diş Çene Cerrahisi
Öğretim Üyesi Prof. Dr.. Ümit Tuncay Ders Notları .
5) Skinken J.Huppunen M.Suuronen R.Complications following lokal
anaesthesia. Nor Tannlegeforen Tid. 2005; 115;48-52.
6) Cliff K.S. ONG. R. A. Seymour. An evidence-based update of the use of
anelgesics in dentistry. Periodontology 2000. 2008; 46 :143-164.
7) Milam , S.B. Giovannitti , J.A, Local Anesthetics in Dental Practise, Dent
Clin North Am , July 1984; vol.28,No:3.
8) Kaya Alp Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji 8.Baskı 1.Cilt
Hacettepe Taş Kitapçılık Ankara 1998. s 200-250.
9) Budenz . A.W.Lokal anesthetics in dentistry: then and now. J. Calif Dent
Assoc : 2003;31(5): 388-96.
10) ttb.org.tr/STED/sted0703/ilac.pdf Dr.Göknur Aktay ,Dr. İ.Hamit Hancı,
Dr. Aysun Balseven.
11) Diş Hekimliği Cerrahisi Prof.Dr. Tülin Albayrak 1990 sf:70-73.
12) Diş Hekimliğinde Sık Kullanılan İlaçlar Prof.Dr. Cansu Alpaslan Atlas
Kitapçılık 2.Baskı sf: 129-141.
30
13)http://www.1ilac.com/ilaclar/Aventis%20Farma/ULTRACAIN.DS.ampul.htm.
14)http://www.1ilac.com/ilaclar/AstraZeneca/marcaine.0.5.enjektabl.solusyon.
htm.
15) http://www.1ilac.com/ilaclar/Adeka/jetokain.htm.
16) http://www.1ilac.com/ilaclar/Vem/ISOCAINE.htm.
17) http://www.1ilac.com/ilaclar/AstraZeneca/CITANEST.2.flakon.htm.
18) http://www.1ilac.com/ilaclar/Abbott/CHIROCAINE.ampul.htm.
19) Haas.DA, An Update on Local Anesthestics in Dentistry. Journal of the
Canadian Dental Association . 2002;68(9);546-551.
20) Gülbahar O, Mete N, Sin A, Kokuludağ A,Sebik F.Lokal Anesteziklere
Bağlı Reksiyonlar Tahmin Edildiği Kadar Sık mı? Hekimler Birliği Vakfı Türkiye
Klinikleri Alerji –Astım. 2002;4(3);109-114.
21) Baluga JC. Allergy to local anesthetics in dentistry. Myth or reality?
Revista Alergia Mexico.2003;50(5);176-181.
22) Demirel YS. Keskin Ö. Lokal Anestezik Maddelerle Reaksiyon Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi , Alerjik Hastalıklar Bilim Dalı, Ankara , 173-186.
23) Rood JR.Adverse reaction to dental local anaesthetic injection ‘allergy’ is
not the cause. British Dental Journal .2000;189(7);380-384.
24)İlaç Etkileşmeleri Prof.Dr G.Ayanoğlu,Uzm.Ecz.E.Barlas,Dr.Ecz.F.Bulut
Öner,Ecz.H.Gürkan,Yrd.Doç.Dr.Ecz.S.Önay,Doc.Dr.Ecz.M.Şumnu,Uzm.Ecz.N
.Ünlü,Doc.Dr.Ecz.İ.Üstel,Doç.Dr.Ecz.S.Yalabık-Kaş , Taş Kitapçılık Konakİzmir, Sf;5-14.
25)Farmakoloji
Ders
Notları,
Hacettepe-1988,Ankara
Kitapçılık Ltd.Şti, Sf;24-27.
31
–Hacettepe,
Taş
ÖZGEÇMİŞ;
10.04.1989 tarihinde Denizli/Acıpayam’da doğdum.İlköğretimimi Denizli Arif
Yalınkaya İlköğretim Okulu’nda okudum.Lise egitimimi Denizli Türk Eğitim
Vakfı Anadolu Lisesi’nde okudum.2007 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi’ni kazandım.
32
Download