haftalık bülten haftalık bülten 7 Temmuz 2014 Ecicek Geçen haftanın özeti İnan Demir +(90) 212 318 5087 [email protected] Yıllık enflasyonda düşüş beklentilerden zayıf başladı. Haziran’da TÜFE enflasyonu %0.31 olarak gerçekleşti. Enflasyon böylece %0.05’lik tahminimizin ve sıfır olan piyasa beklentisinin üzerinde kaldı. Mayıs’ta %9.66 ile zirve noktasını gören yıllık enflasyon %9.16’ya geriledi. Yurtiçi üretici fiyatlarıysa %0.06 arttı. Böylece, bu endekse göre %11.28 olan yıllık enflasyon %9.75’e geriledi. Enflasyondaki yukarı doğru sürpriz, azalış beklentimize karşı %0.36 artan gıda fiyatlarından kaynaklandı. Gıdadan sonra manşet enflasyona en büyük katkıyı, ay içindeki toplu taşıma ve akaryakıt zamlarının etkisiyle %0.5 artan ulaştırma kategorisi yaptı. Öte yandan, giyimin enflasyona katkısı mevsim etkileri sebebiyle negatif oldu. Yılın ilk beş ayında genel olarak artış trendi izleyen dokuz çekirdek enflasyon göstergesinden beşi Haziran’da düştü. TCMB’nin özellikle takip ettiği endekslerden H fazla değişmeden %10.17’de kaldı; I endeksi ise sadece 0.12 yüzde puanlık düşüş gösterdi. Bunlardan hareketle, çekirdek göstergelerin yönünün yataya döndüğünü söyleyebiliriz. Beklendiği gibi, yıllık manşet enflasyon Haziran’da düşüşe başladı. Ancak baz etkilerinden kaynaklanan bu düşüşün, orta vadedeki enflasyon görünümünde iyileşmeye işaret ettiğini söylemek güç. Özellikle, TCMB’nin toplamda 125 baz puan faiz indirdiği MayısHaziran döneminde, enflasyondaki toplam düşüşün sadece 0.2 yüzde puan olması dikkate değer. Reel faiz gerçekleşmelerinin negatif olduğunu da dikkate alınca, para politikasının orta vadede enflasyonu hedefe getirecek kadar güçlü olduğunu söyleyemiyoruz. Önümüzdeki dönemde TCMB’nin faiz indirimlerine devam etmesinin TL’nin performansına bağlı olacağını düşünüyoruz. Jeopolitik riskler ya da küresel likidite koşullarının sıkılaşması sebebiyle TL üzerindeki riskler artarsa, TCMB’nin faiz indirimi konusunda hareket alanı da daralacaktır. Son olarak, yılsonu enflasyon beklentimizi %8 olarak koruyoruz. Bununla birlikte, %5.7’ye ulaşan yılbaşından bu yana enflasyonunun üzerine, para politikasındaki gevşeme ve jeopolitik belirsizlikleri de dikkate alınca, tahminimiz üzerinde yukarı doğru risk görüyoruz. Deniz Çiçek +(90) 212 318 5086 [email protected] Gökçe Çelik +(90) 212 318 5096 [email protected] haftalık bülten PPK jeopolitik risklere tepki vermeyi henüz uygun görmüyor. Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 22 Haziran’daki toplantısının özeti yayımlandı. PPK burada, ölçülü politika faizi indiriminin küresel likidite koşullarındaki iyileşmeye dayandırıldığını yineledi. Kurul ayrıca, getiri eğrisinin yatay seyretmesiyle, para politikasındaki sıkı duruşun korunacağını da tekrar ifade etti. Yine bu toplantı özetine göre, toplantıda Irak kaynaklı jeopolitik belirsizlikler de tartışıldıysa da, şu aşamada bunlara politika tepkisi vermek uygun bulunmadı. Enflasyon konusunda, geçmişteki döviz kuru artışlarının enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin kademeli olarak azalacağı, toplam talep koşullarının da enflasyondaki düşüşü destekleyeceği ifade edildi. Ayrıca, gıda ve kur kaynaklı birikimli enflasyon etkisinin 6.5 puan civarında olduğu vurgulanarak, bu durumun orta vadede enflasyonda düşüş için önemli bir alan oluşturduğu belirtildi. Enflasyonu etkileyen faktörlerden, iç talebin ılımlı seyrettiği söylenirken; ikinci çeyrekten itibaren, belirsizlik algısındaki azalma, güven endekslerindeki toparlanma ve finansal koşullardaki iyileşme sonucunda, özel nihai iç talebin kademeli olarak artacağı belirtildi. Dış talepte de güçlü seyrin ihracatı desteklemesi beklenirken, Irak kaynaklı jeopolitik risklerin aşağı yönlü risk oluşturduğuna da dikkat çekildi. Sonuç olarak, metindeki enflasyon konusundaki iyimser ifadelerden ve yeni faiz indirimi ihtimalinin dışarıda bırakılmamasından, TCMB’nin faiz indirimi eğilimini koruduğunu çıkartıyoruz. Dolayısıyla, dış finansman koşullarında ve jeopolitik risklerde bozulma olmadığı takdirde, para politikasındaki gevşemenin önümüzdeki dönemde de süreceğini öngörebiliriz. Dış ticaret verileri iyileşmeyi sürdürüyor; ancak Ortadoğu’ya ihracat risk altında. Mayıs ayı dış ticaret açığı, yıllık bazda %28.7 azalarak 7.1 milyar dolar oldu. Piyasa beklentisi olan 7.3 milyar doların biraz altında kalan bu sonuç, bizim beklentimizle uyumlu. Bu sonuçla 12 ay birikimli dış ticaret açığı, Nisan’daki 92.2 milyar dolar seviyesinden 89.3 milyar dolara geriledi. İhracat ve ithalat da beklentimiz doğrultusunda, sırasıyla 13.8 ve 20.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracat böylece yıllık bazda %3.6 artarken, ithalat %10.3 azaldı. İhracatın 0.4, ithalatınsa 0.8 milyar doları altın ticaretinden kaynaklandı. Ekonomik grupların sınıflandırılmasına bakınca, ara malı ithalatının %11.4, sermaye malı ithalatının %5.6, tüketim mali ithalatınınsa %7.6 azaldığını görüyoruz. Ara malı ithalatındaki düşüş önemli oranda altın ithalatının azalmasından kaynaklanırken; altın hariç bakıldığında bu kategorideki düşüş %3.2 oldu. Açıklanan son dört ayın verisinde tüketim ve ara malları ithalatının düşüşte olması dikkate değer bir husus. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış dış ticaret verilerine bakıldığında, aylık bazda bir miktar bozulma göze çarpıyor. İthalattaki aylık %2.9 artışa bağlı olarak, %7.9 artan dış ticaret açığı 7.7 milyar dolara ulaştı. İhracattaki aylık artış ise sadece %0.3 oldu. Sonuç olarak, dış ticaret verileri Mayıs’ta da iyileşmeyi sürdürdü. Nispeten zayıf seyreden iç talep ve Euro Bölgesindeki ekonomik toparlanma, önümüzdeki dönemde de dış ticaret açığındaki iyileşmeyi destekleyecektir. Ancak Irak’ta son haftalık bülten zamanlarda şiddetlenen çatışmalar Ortadoğu’ya yapılan ihracatı olumsuz etkilediğinden, bölgeye yapılan ihracat risk altında görünüyor. Bunun Türkiye’nin önümüzdeki dönemdeki ihracat performansını olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz. TİM Irak’taki gelişmelerin ihracatı etkilediğini açıkladı. Türkiye İhracatçılar Meclis (TİM) tarafından yayımlanan verilere göre, aylık ihracat Haziran’da 2013’ün aynı ayına göre %6.6 oranında artış kaydederek 12.5 milyar dolara ulaştı. EUR cinsinden bakıldığında ise, USD bu para birimine göre bir yılda yaklaşık %3.2 değer kaybettiğinden, ihracattaki yıllık bazlı artış %3.3 olarak gerçekleşti. Verilerin açıklandığı basın toplantısında konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Irak’taki durum sebebiyle bu ülkeye yapılan ihracatta %21 gerileme olduğunu söyledi. Büyükekşi ayrıca, Musul’un militanlar tarafından ele geçirilmesinin ardından, sadece Kerkük yoluyla sınırlı miktarda ticaret yapılabildiğini kaydetti. Dolayısıyla, her ne kadar Avrupa’daki ekonomik toparlanma Türkiye’nin ihracat artışına destek olmayı sürdürse de, Irak’la olan ticaretin sekteye uğraması önümüzdeki dönemde ihracatı olumsuz etkileyecektir. PMI Haziran’da daralmaya işaret etti. Son dört aydır düşüş gösteren PMI, Haziran’da 48.8 değerini aldı. Temmuz 2013’ten bu yana ilk defa 50 değerinin altına inerek imalat sanayiinde daralmaya işaret eden endeks, Eylül 2011’den bu yana en düşük seviyeye indi. Detaylara baktığımızda, yeni siparişlerin Mayıs’taki 49.7 değerinden 47.7’ye gerilediğini görüyoruz. Sene başında dış talepteki artışı yansıtan ihracat siparişleri endeksi de, Haziran’da 50 seviyesinin altında kalarak 47.7 değerini aldı. Önceki aylarda güçlü dış talep iç talepteki zayıflamayı telafi etmişti. Ancak Irak’taki iç savaş Türkiye’nin bu ülkeye ihracatını azaltmak suretiyle üretimi olumsuz etkilemeye başladı. PMI verisini de bu çerçevede yorumluyor; önümüzdeki dönemdeki büyüme görünümünü olumsuz değerlendiriyoruz. haftalık bülten Önümüzdeki Haftaya Bakış Mayıs ayı sanayi üretim endeksi Salı günü yayımlanacak. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin, aylık bazda %0.5 oranında gerilemesini bekliyoruz. Ancak baz etkileri güçlü olduğundan yıllık bazda, takvim etkisinden arındırılmış endeks %5.1, arındırılmamış endeks %3.9 artacaktır. Arındırılmamış endeksin büyümesine dair piyasa beklentisi ise%3.6. İç talepteki yavaşlamaya rağmen, artan ihracatın desteğiyle, üretim yılbaşından beri ılımlı büyüme trendini sürdürdü. Ancak, Irak’la ticaretin aksaması önümüzdeki dönemde ihracat büyümesini yavaşlatabilir. Ayrıca PMI başta olmak üzere öncü göstergeler, son aylarda üretim tarafında bir yavaşlama ola bileceğinin işaretlerini veriyor. Dolayısıyla, ihracat büyümesi gücünü korumaz ya da iç talep canlanmazsa, sanayi üretimi büyümesinin önümüzdeki aylarda azalmasını bekliyoruz. Mayıs ayı ödemeler dengesi istatistikleri Cuma günü açıklayacak. Mayıs ayı cari işlemler açığının, bir önceki yılın aynı ayına göre %54 daralarak 3.5 milyar dolar olmasını bekliyoruz. Piyasa beklentisi ise 4 milyar dolar. Tahminimiz 12 ay birikimli cari açığın, Nisan’daki 56.8 milyar dolar seviyesinden 52.7 milyar dolara düşeceğine işaret ediyor. Zayıf iç talebin ve ihracat artışının etkisiyle, cari açıktaki daralmanın ilerleyen dönemde de devam edeceğini öngörüyoruz. 2014 yılı sonunda cari işlemler açığının 46 milyar dolar olacağını tahmin ediyoruz. Bu haftanın veri gündeminde ayrıca, Haziran ayı Hazine nakit dengesi (bugün) ve Temmuz ayı TCMB beklenti anketi açıklanacak. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank CEO Ofisi Araştırma Bölümü tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank CEO Ofisi’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.