ab dış ticaret politikası

advertisement
İZMİR TİCARET ODASI
AB DIŞ TİCARET
POLİTİKASI
TUĞBA DOĞAN
Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü Stajyeri
TEMMUZ 2010
1
AVRUPA BİRLİĞİ DIŞ TİCARET POLİTİKASI
AB’nin ticareti, dünya ticaretinin beşte birini oluşturmaktadır. AB’nin ihracat
payı tüm dünya ihracatının %18’ini oluşturmaktadır. AB’nin dünya ticaretindeki payı,
yeni üyelerin de eklenmesiyle her yıl daha da artmaktadır.1 AB, 2007 yılı itibarıyla, 1
695 milyar dolarlık ihracat değeri ve % 16.5 oranıyla dünya ihracatında ilk sıradadır.
AB, aynı dönemde 1 949 milyar dolarlık ithalat değeri ve % 18.4 oranıyla dünya
ithalatında ikinci sıradadır.2 İşlenmiş ürünlerin, AB ticaretindeki payı oldukça
yüksektir. AB ticaret politikası öncelikle tarife üzerine odaklanması ve de diğer
sınırlara karşı uygulanan tedbirlerle ürünlerin ticaretinde etkileyici bir rol
oynamaktadır. Son yıllarda üçüncü ülkelerle AB’nin ticari ilişkilerin kurulması
konusu üzerine AB’nin ticaret politikasında gelişmeler olmuştur. AB ticaret politikası
Dünya Ticaret Örgütü’nün Birliği zorunlulukları başlığı altında 1995 yılında ortaya
çıkmıştır. Dünya Ticaret Örgütünün amacı, üyelerin politika oluşumunun sağlanması
için kuralları belirlenmesi ve gözlemlemesinin sağlanmasıdır. 3
AB Ticari Karar Alma Prosedürleri
Ortak Ticaret Politikası
Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politikası’nın hukuki çerçevesi, 1 Ocak 1958
tarihli Roma Anlaşması ile çizilmiştir.4 Roma Anlaşması ile birlikte AB’nin ticaret
politikası da önem kazanmıştır. Ortak Ticaret Politikası, AB’nin ekonomik
bütünleşme sürecinin devamı için ihtiyaç duyulan, iç pazar hedefi doğrultusunda üye
ülkelerin dış ticaret politikalarını ortak kurallar çerçevesinde belirlemesiyle oluşmuş
düzenlemeler bütünüdür. Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret Politikası, Avrupa
Topluluğu’nu kuran antlaşmanın 23. maddesinde yer almaktadır. 5 Bu maddede,
Topluluğun, tüm mallarının serbestçe dolaştığı bir gümrük birliğine dayandığı
belirtilmektedir. Aynı maddeye göre gümrük birliği, üye ülkeler arasında ithalat ve
1
www.hec.unil.ch/mbrulhar/papers/elagraa610.pdf
2
diabk.tarim.gov.tr/pınar%20dogu%20gürsu.pdf
3
www.hec.unil.ch/mbrulhar/papers/elagraa610.pdf
http://diabk.tarim.gov.tr/neslihany%C4%B1lmaz.pdf
5
http://www.abofisi.metu.edu.tr/ab_politikalari.htm
4
2
ihracat gümrük vergileri ile eş etkili diğer resim, harç ve vergileri kapsadığı gibi
üçüncü ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) uygulamayı da içermektedir.6
Ayrıca, AT’yi kuran antlaşmanın 133. maddesinde Ortak Ticaret Politikası’nın
tarife oranlarındaki değişiklikler, tarife ve ticaret anlaşmaları, liberalizasyon
önlemlerinde uyum sağlanması, damping ve sübvansiyona karşı ticaretin korunması
ve ihracat politikaları kapsayan ortak kurallarından oluştuğu belirtilmektedir.7Ortak
Ticaret Politikası’nın uygulanma amacı, üye ülkelerin birbirinden bağımsız hareket
etmelerini önlemektir. Bunun için, AB organlarının gerekli yetki ve araçlara sahip
olması gerekmektedir. Bu araçların başında Ortak Gümrük Tarifesi gelmektedir.8
Tüm AB ülkeleri için Ortak Gümrük Tarifesi uygulanmaktadır. Tarım ürünleri,
gıda ürünleri, tekstil ve kıyafetlerde yüksek vergiler uygulanmaktadır. Ortak Ticaret
Politikası, AB’nin dış ticaretinin düzenlenmesine yönelik Ortak Gümrük Tarifesi
dışında birçok sayıda aracı bünyesinde de bulundurmaktadır.
•
İthalatta Ortak Kurallar: İthalat, esas itibariyle serbest olmakla birlikte,
gerektiği takdirde gözetim ve korunma önlemlerine konu olabilmektedir.
Farklı uygulamaların, oluşturulmuş bulunan Tek Pazar ilkelerine aykırı
olacağından hareketle, ithalatta uygulanabilecek bu tür önlemler ortak
kurallara bağlanmıştır. Bu amaçla çıkarılan ve Uruguay Round çerçevesinde
kabul edilen Korunma Önlemleri Anlaşması’nı da dikkate alan 3285/94 sayılı
Konsey Yönetmeliği, ithalatta gerektiği takdirde, belirli usul ve şartlar
dahilinde olmak üzere, başvurulabilecek gözetim ve korunma önlemlerine
ilişkin esasları düzenlemektedir. “Ticareti devlet eliyle yürüten ülkeler”
kaynaklı ithalata ilişkin olarak ise ayrı bir düzenleme söz konusudur. 519/94
sayılı Konsey Yönetmeliği çerçevesinde, bu ülkeler kaynaklı ithalata karşı
alınabilecek gözetim ve korunma önlemleri daha kısıtlayıcı temellere
dayanmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı kota uygulanacak ürünler ile
diğer ülkelere uygulanacak gözetim önlemleri Yönetmelik ekinde yer
almaktadır.
6
7
8
http://www.ikv.org.tr/pdfs/7c53b0dc.pdf
http://www.abofisi.metu.edu.tr/ab_politikalari.htm
http://www.abofisi.metu.edu.tr/ab_politikalari.htm
3
•
Dampingli İthalata Karşı Korunma: Topluluk üreticilerine zarar verecek
düzeyde dampingli fiyatlarla yapılan ithalat, gerekli soruşturma neticesinde
önleme tabi tutulabilmektedir. Dampingli ithalata karşı, geçici vergi
(soruşturma süresince) veya kesin vergi uygulanabilmektedir. İhracatçı fiyat
taahhüdünde de bulunabilmektedir. 384/96 sayılı Konsey Yönetmeliğinin esas
teşkil ettiği damping mevzuatı, Topluluk tarafından halen en sık kullanılan
korunma aracı olma özelliğini sürdürmektedir.
•
Sübvansiyonlu İthalata Karşı Korunma: 2026/97 sayılı Konsey Yönetmeliği
çerçevesinde ihracatçı veya üretici devletin yaptığı sübvansiyonlar neticesinde
rekabet gücü kazanarak Topluluk pazarına giren ve Topluluk üreticilerine
zarar veren ithalata karşı, zararı ortadan kaldırmak amacıyla telafi edici vergi
uygulanabilmektedir.
•
Miktar Kısıtlamalarının (kotaların) İdaresi: İthalata karşı herhangi bir kota
uygulamasının yürürlüğe sokulması halinde, tespit edilecek kota miktarının
Topluluk ithalatçıları arasında hangi esaslar ve prosedür çerçevesinde
dağıtılacağına ilişkin kurallar 520/94 sayılı Konsey Yönetmeliği (Uygulama
Yönetmeliği 738/94 Komisyon Yönetmeliği) ile tespit edilmiştir.
•
Haksız Ticari Uygulamalara Karşı Topluluk Haklarının Korunması: Üçüncü
ülkelerin uluslararası anlaşmalara aykırı ticari uygulamalarının Topluluk
çıkarlarına zarar vermesi halinde, Topluluğun çıkarlarının öncelikle Dünya
Ticaret Örgütü bünyesinde oluşturulacak organlar nezdinde korunmasına ve bu
organların etkisiz kalması halinde Topluluk tarafından tek taraflı olarak
alınacak karşı önlemlere ilişkin olarak 3286/94 sayılı Konsey Yönetmeliği
kabul edilmiş bulunmaktadır. Söz konusu mevzuata paralel olarak yürütülen
“Pazara Giriş Stratejisi” kapsamında bir bilgi bankası oluşturularak,
ihracatçılar, üye ülkeler ve Komisyon’un ilgili servisleri arasında bilgi akışının
hızlandırılması sağlanmıştır.
1. İthalatta Uygulanan Diğer Mevzuat: AB, yukarıda belirtilen temel mevzuatın
yanı sıra ithalattaki bazı uygulamalarda da ortak esaslar çerçevesinde hareket
etmektedir. Bu uygulamaların başlıcalar şunlardır :
4
- Ticari Markaların Korunması ve Taklit Ürünlerin Serbest Dolaşıma
Girmesinin Önlenmesi (3295/94 sayılı Konsey Yönetmeliği, uygulama
Yönetmeliği 1367/95 sayılı Komisyon Yön.)
- Çeşitli standart ve teknik şartlara ilişkin düzenlemeleri
- Tekstil ve Konfeksiyon ürünleri ithalatında özel düzenlemeleri
• İhracatta Ortak Kurallar: İhracat ilke olarak serbesttir. 2603/69 sayılı Konsey
Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yürürlüğe sokulabilecek kısıtlamalar dışında,
ihracatta miktar kısıtlaması yapılamaz. 2603/69 sayılı Yönetmelik uyarınca, temel
maddelerin üretiminde görülen yetersizlikler nedeniyle ihracat kısıtlamaları
yapılabilmektedir.9
Düzenleyici Engeller
Ürünlerin AB’ye ithal edilmesi ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Bu
düzenlemeler sağlık, güvenlik ve çevre amaçlarını kapsamaktadır. AB’nin gıda
ürünleri konusunda düzenlemeleri bulunmaktadır.10 AB ticaret politikasındaki
engellerden bir tanesi de dışarıdan hormonlu et alımının yasaklanmasıdır. Teknik,
hijyen ve bitki sağlığı kısıtlamaları, mevcut durum itibariyle gelişmekte olan ülkelerin
AB’ye ihracatlarında başlıca kısıtlayıcı faktördür. Bu alanlardaki AB kuralları, sağlık
ve bitki sağlığı konularındaki DTÖ anlaşması ve teknik engeller konusundaki DTÖ
anlaşmasına uygun olmak zorundadır. Sertifikasyon ve kalıntı alanlarında özel sektör
tarafından gittikçe sıkı hale getirilen standartlar ise, özellikle fakir ülkeler için
problem yaratmaktadır. AB’nin mevzuat düzenlemesinde, veterinerlik, bitki sağlığı ve
hayvan beslenmesi sektörlerinde iç ve dış ticareti konusunda, kamu ve hayvan sağlığı
refahını korumak ve gıda maddelerinin sıhhi olması ile ilişkili anlamda tüketicinin
ihtiyaçlarını karşılamak için, AB içinde ortak kurallar belirlediği görülmektedir.
Belirlenen ortak kurallar, canlı hayvanlar konusunda standartların sağlanması ile
hayvansal ürünler açısından bu ürünlerin hazırlanmasına, el değiştirmesine,
pazarlanmasına ve denetimine ilişkin standartları içermektedir. Bitki sağlığı için de,
tohum ve çoğaltılan diğer materyale, bitki sağlığına, hayvan besinine, bitki koruma
ürünlerine, ilaç kalıntılarına, bitki yetiştiricilerinin haklarına ve organik tarıma ilişkin
9
http://www.genelbilge.com/ortak-ticaret-politikasi-3.html
www.hec.unil.ch/mbrulhar/papers/elagraa610.pdf
10
5
tatmin edici standartlar geliştirilmiştir. AB’de bu konudaki ilgili mevzuat, 160’ının
anahtar önlem olarak tanımlanabileceği neredeyse 1000’e yakın önlemi içermektedir.
Anılan mevzuatın uygulanması sorumluluğu, üye ülkelerin bireysel anlamda ulusal
otoriteleri ve Avrupa Komisyonu arasında paylaşılmıştır. Avrupa Komisyonu, tek
Avrupa pazarı içinde bahsi geçen standartların üniform uygulamasını sağlamak için
mevzuata ilişkin faaliyetlerin koordinasyonu sorumluluğunu yüklenmektedir. Üye
devletler de, ithal edilen ürünlerin denetleme ve test gerekliliklerini içerecek şekilde
kabul edilebilir olduğunu sınırlarda doğrulama görevine sahiplerdir. Ayrıca üye
devletler, 3. ülkelere ihracat açısından genel anlamda üretim koşullarının
kontrolünden ve sağlık sertifikasyonlarının dağıtımı konularından sorumludurlar.
Teknik düzenlemeler, zorunlu kurallar olup,
11
AB ve üye devletler tarafından
koyulmuştur. Düzenlemeler, ürünün özellikleri ya da onların üretim süreç ve
yöntemleri konusunda olabilir. AB’nin uygulanmaya konulan bu düzenlemeleri ve
standartları Dünya Ticaret Örgütü antlaşmasının ticaret konusundaki Teknik Engeller
Anlaşması altında bulunmaktadır. 1995 ve 2003 yılları arasında Ticaret için Teknik
Engeller antlaşması kapsamında yeni düzenlemeler, AB ve Üye Devletler tarafından
yılda 76 ve 437 arasında bildirilmiştir.
Ortak Ticaret Politikası’nın Etkileri
AB, açık ve liberal ticaret politikasına sahiptir. Ticaretin liberalleştirilmesi ile
AB ticareti olumlu etkilenmiş olup, daha çok ürün alıp, satmaktadır.
AB’nin
uygulamaya koyduğu kotalar, AB’ye ticari olarak bağımlı ülkeleri ciddi olarak
etkilemektedir.12
Uluslararası Anlaşmalar
AB açısından DTÖ çerçevesinde yapılan çokuluslu anlaşmalar (GATT,
GATS…) dışında, dış ticareti düzenleyen başlıca uluslararası anlaşmalar, Tercihli
Ticaret Anlaşmaları, Serbest Ticaret Anlaşmaları, Gümrük Birliği Anlaşmaları,
Akdeniz ülkeleri ile yapılan Ortaklık Anlaşmalarıdır.13
11
http://europa.eu.int/eur-lex/lex/en/index.htm,14.06,2008
www.hec.unil.ch/mbrulhar/papers/elagraa610.pdf
13
http://diabk.tarim.gov.tr/neslihany%C4%B1lmaz.pdf
12
6
Küreselleşen Dünya’da Ticaret Politikası
14 Kasım 2001’de Dünya Ticaret Örgütü üyeleri, Dördüncü Bakanlar
konferansı ile
yeni DTÖ turu başlatma kararı almışlardır. ( Doha Gelişmişlik
Gündemi) AB, Doha turu başlangıcında dört hedefini belirtmiştir. Bu hedefler, mal
ve özellikle hizmetlerin pazarlara erişimin daha fazla
serbestleştirilmesi, yatırım
alanları, rekabet, devlet alımlarının şeffaflığı, fikri mülkiyet ve ticareti kolaylaştırma
alanları kapsamının güçlendirilmesi, gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomi içinde
bütünleşmelerini sağlamak için yardım edilmesini garantiye almak, kamu konularına
daha fazla odaklanmak, örnek olarak çevre, gıda güvenliği gibi bu ticaret kurallarının
bir bütün olarak toplumun daha geniş çıkarları ile uyumlu olmasının sağlanması gibi.
Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hakları
Fikri mülkiyet uluslararası ticaretin giderek önemi artan bir parçasıdır. Dünya
Ticaret Örgütü’nün üç parçasından biri de Fikri Mülkiyet Hakları’dır. Kalkınmakta
olan ülkeler Fikri Mülkiyet Hakları’nın ithalatını, kalkınmış olan ülkeler ise ihracatını
yapmaktadırlar. Sağlık söz konusu olduğunda ise hem DTÖ hem de AB biraz daha
esnek davranabilmektedirler. Bir hastalık dünyanın her yerine yayılabilmektedir.
Bunu önlemek için de bu haklar ihlal edilebilir.
Ticaret ve Rekabet Politikası
Tek Pazar oluşumu için engellerin ortadan kalkması gerekmektedir. Serbest
ticaretin iyi çalışması için rekabet şart görülmektedir. Bütün hizmetlerin, malların,
sermayenin ve insanların serbest dolaşması rekabeti arttırır. Bunun için de Avrupa’nın
serbest ticarete geçmesi şart olarak görülür. Rekabet Politikasının iyi bir şekilde
işlemesi için yetki ikamesi prensibinin AB’de geçerli olması gerekmektedir. AB
düzeyinde bir yasanın olması rekabet düzeyini arttırmakta yardımcı olacak bir
faktördür. Ülkeler arasındaki belirli sektörlerde önemli farklılıklar vardır. Tüketicinin
daha çok seçim hakkının olması, verimli fiyat rekabeti ve teknolojinin en iyi şekilde
kullanılması Rekabet Politikası’nın oluşmasının en önemli koşullarıdır.
Yani
tüketiciye belli faydalar sağlayarak rekabetçi piyasa ortaya çıkarılması sağlanır.
Rekabet Politikasının başlıca amacı, şirketlerin birbirleriyle anlaşması yerine rekabet
ortamının yaratılmasıdır. Rekabet politikası verimli olursa sistem çok daha iyi olur.
7
Şirketleri, ülke sınırları ötesine taşıyarak Tek Pazar içinde bütünlük oluşturularak
şirketlerin kendi aralarında rekabet ederek büyümelerini sağlamak Rekabet
Politikası’nın temel amacıdır. Tüketiciyi korumak ve uzun dönemde dinamik etkinliği
sağlaması, Tek Pazar oluşturulmasında önemlidir. Bu şekilde şirketlerin rekabet
düzeyinde de artış gözlenir. Rekabet Politikası ile tüketicilere daha çok seçenek
sunulmaktadır. Teknoloji de ilerleme ve de fiyat rekabetinin de etkili olması sağlanır.
Ayrıca, bu politika sağlanması ile daha ucuza daha kaliteli ürün bulmak
kolaylaşmakta, şirketler arasında gizli anlaşmalar ortadan kalkmaktadır.
Rekabet Politikası’nın yoğunlaştığı konular, Tekelcilik Karşıtı ve Ticaret
Birliği, Merger Kontrol, Piyasanın Serbestleşmesi ve Devlet Yardımı Kontrolü’dür.
Tekelcilik Karşıtı ve Ticaret Birliği ile şirketler tarafından yapay olarak hazırlanmış
olan anlaşmaların kısıtlanmasıyla ilgili kararlar alınmaktadır. Merger Control ile
Şirketlerin bir araya gelerek piyasaları kontrol etmeye çalışmalarını engellemekte,
AB içinde Tek Pazar’ın
iyi bir şekilde işleyebilmesi için devletlerin Piyasaların
Serbestleşmesi politikasını da benimsemesi gerekmektedir. Devlet Yardımı Kontrolü
ile Tek Pazar’daki rekabet politikasının bozulması önlenmeye çalışılmaktadır. Yani
devletlerin kendi şirketlerine rekabeti bozacak şekilde yardım etmelerini önlemesi
sağlanmaktadır.
Rekabet Engelleyici Uygulamalar
Bazı şirketler kendileri ya da başka şirketlerle birleşerek piyasada ki rekabeti
önleme çalışmalarıdır. AB Rekabet Komisyonu
bu tip olayları engellemek için
çalışmalar yapmakta ve rekabet ortamının bozulmamasını sağlamaktadır. Özellikle
1998’den itibaren bankalarda, hava yollarında, kimyasal ürünlerde, kağıt da ve
bilgisayar oyunlarında tekelleşmenin önüne geçmek için yoğun çalışmalar
yapılmaktadır. Böylelikle, rekabet ortamının devamı sağlanmaktadır
8
AB’nin Amerika ile Ticaret İlişkisi
ABD, AB’nin dış ihracat ve ithalatlarının % 22’sini kapsayan en önemli ticaret
partneridir. AB’nin ABD ile ekonomik ilişkileri, ortak ekonomik çıkarlar yanında
güçlü kültürel ve politik bağlar temeline dayalıdır.14 Uzun zamandır birbirlerinin en
önemli ticaret ortağı ve dünyanın en büyük iki ticari gücü olan ABD ve AB, ticari
ilişkileri sayesinde dünya ticaretinin lideri konuma gelmişlerdir. Hiçbir zaman
aralarında çok taraflı bir ticaret anlaşması imzalanmamıştır. ABD-AB arasındaki ticari
ilişkilerin en dikkat çeken özelliği ise, iki ortağın da başlangıçtan itibaren sahip
oldukları eşit konumlarıdır. ABD ile AB birlikte dünya ticaret hacminin yüzde 30’unu
ve dünyadaki toplam GSMH’nın yüzde 60’ını temsil etmektedir.
AB ile ABD arasındaki ticaret akışı, 1996’da AB’nin ABD’ye yaptığı
142,7 milyar dolarlık ihracat ve ABD’nin AB’ye yaptığı 127,5 milyar dolarlık
ihracatla birlikte toplam 270 milyar dolara denk gelmektedir. ABD’nin AB’ye yaptığı
ihracatın yüzde 80’den fazlasını başta uçak, makineler ve motorlu araçlar olmak üzere
imalat ürünleri oluşturmakta, geri kalanı ise tarım ürünleri, petrol ve hammaddeden
meydana gelmekteydi. AB’nin ABD’ye yaptığı ihracatta en büyük pay yine
makineler, motorlu araçlar ve diğer imalat sanayi ürünlerine aittir.15
AB ile Japonya’nın Ticaret İlişkisi
Günümüzde gelişmiş bir ekonomi ve büyük küresel tüccar ve yatırımcı olan
Japonya, AB için önemli bir ticari partnerdir. Japonya, dünyanın en büyük ikinci
ulusal ekonomisine sahiptir. Japonya'da Avrupa iş için büyük bir potansiyel ticaret
fırsatları vardır. Ancak, 2005-2009 yılları arasında AB’nin Japonya'ya ihracatı yılda
ortalama % -6.1 oranında gerilemiştir. Buna karşılık, 2005 ve 2009 yılları arasında
AB’nin toplam ihracatı yılda % 0.7 oranında ortalama artma gözlenmiştir. Japonya
2009 yılında % 3.3 ihracat payı ile AB’nin en büyük yedinci ihracat pazarı
durumundadır. 1998 yılında AB ile Japonya Dünya Ticaret Örgütü müzakerelerine
ilişkin ortak pozisyon elde etmek için ikili bir danışma süreci başlatmışlardır.16
14
http://diabk.tarim.gov.tr/neslihany%C4%B1lmaz.pdf
AB Ansiklopedisi-- http://books.google.com.tr
16
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/japan/
15
9
AB ile Çin’in Ticari İlişkisi
Çin tarafından sergilenen ekonomik gelişmeler ve bölge ülkelerinin karşılıklı
ilişkilerini, işbirliğini artırıcı yönde yeniden düzenlemeleri dünya ticaretindeki payını
artırmak isteyen AB’yi Orta ve Güney Doğu Asya bölgesine yöneltmiştir. AB, ÇinTayvan, Nepal-Kamboçya gibi bölgenin zayıf ekonomilerine ya da gelişmekte olan
diğer ülkelerinin DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü)’ne girmelerinde destek vermek
suretiyle Asya ülkelerine yönelik yaklaşımını ortaya koymuştur. AB’nin Dünya
Ticaret Örgütü bünyesinde Çin’i desteklemesi ve bölgeye yönelik eğilimlerinin
artmasında, bölge ülkelerinin Çin’e yönelik olumlu yaklaşımlarının da etkili olduğu
söylenebilir. Çin’in 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne girerek uluslararası ticarete
olan isteğini ortaya koymasıyla, özellikle bölge ülkeleri ve AB tarafından
değerlendirmeye alınmış, atmış olduğu bu adım, bölge ülkelerinin olumlu tutumlarıyla
cevap bulmuştur. AB dış ticaretinin yaklaşık dörtte birini Asya ülkeleri ile
yapmaktadır. Bunun içinde ise %18’lik ticaret payına sahip Kuzey Doğu Asya ülkeleri
(Çin, Hong-Kong, Tayvan, Japonya ve Kore) arasında Çin en geniş yeri tutmaktadır.
Son 20 yılda 5 katına çıkan ticaret hacmi ile Çin 2003 yılında, ABD’den sonra AB’nin
en büyük ticaret hacmi olan ülke konumuna gelmiştir.17 Siyasi, ekonomik, toplumsal
ve kültürel alanlarda yakın işbirliğini sürdüren Çin ile Avrupa Birliği arasındaki
ilişkilerde, iki tarafın ortak çabaları sonucunda son yıllarda önemli aşamalar
kaydedilmiştir. Dünyanın iki önemli ekonomisi olan Çin ve Avrupa Birliği'nin toplam
ekonomik büyüklüğü, dünya toplamının üçte birini oluşturmaktadır. 18
AB´nin, 2004 yılında, Çin´in en büyük ticaret ortağı olduğu bildirilmiştir. 10
yeni üyeyi bünyesine katarak genişleyen AB ile, 2004 Ocak ve Kasım ayları arasında
Çin ile ticaret hacmi 159,3 milyar dolara (121,4 milyar euro) ulaşmıştır. Özellikle
genişlemeden kaynaklanan artış bir yıl önceye oranla yüzde 34,7´yi bulmuş, AB, bu
şekilde, Çin ile ticarette ilk sırayı alan ABD ve Japonya´yı geride bırakarak liste
başında yer almıştır.19
AB ile Kanada Ticaret İlişkisi
17
http://www.tasam.org
http://www.marisglobal.com/frm/cin-haberleri/5090-cin-ab-iliskilerinin-kuresel-bironemi-var.html
19
http://www.haber7.com/haber/20050110/AB-ile-Cin-ticari-iliskileri-gelisiyor.php
18
10
AB ve Kanada arasında “1976 Ticari ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve
Anlaşması’na” dayanan kapsamlı ve iyi işleyen bir ekonomik ilişki bulunmaktadır.
AB ve Kanada arasında 2008’deki mal ticareti 49.8 milyar Euro değerinde,
hizmetlerin dolaşımı ise 2007’de 21.2 milyar Euro değerinde olmuştur. AB’nin
Kanada’ya temel ihracat maddeleri, makine ve teçhizat, kimyasallar, motorlu taşıtlar
ve yedek parçaları, ulaşım araçları, petrol, içecek ve işlenmiş gıdalardır. Kanada’nın
AB’ye temel ihracat maddeleri ise kimyasallar, ulaşım araçları, metaller, mineraller,
makine, kağıt ürünleri ve işlenmiş gıdalardır. İki ülke arasındaki yatırım ilişkisi de çok
güçlü olduğu gözlenmektedir.20
Kaynak:www.tepav.org.tr/.../ABnin_Dis_Ekonomik_Iliskilerinin_Parametreleri_Cana
n_Balkir.pdf
Grafikte de görüldüğü gibi, 2004 yılında AB ile ABD, Japonya, Çin ve
Kanada’nın Uluslararası Mal Ticareti oranlarına baktığımızda, AB’nin ihracat oranları
1000 milyon euro seviyelerine yaklaşmışken, ABD ihracat oranı ikinci sırayı almıştır.
20
http://www.abhaber.com/ozelhaber.php?id=3248
11
2004 yılında ABD’nin ithalat seviyesi en yüksek seviye de olup, 1200 milyon euro’ya
yaklaşmıştır. Bunun sonucunda, ABD’nin ticaret dengesi eksi oranlarına varmıştır.
Ticaret dengelerindeki seviye ABD’den sonra AB üye ülkeleri de 2004 yılında sıfırın
altında oranlarda seyretmiştir.
Kaynak:www.tepav.org.tr/.../ABnin_Dis_Ekonomik_Iliskilerinin_Parametreleri_Cana
n_Balkir.pdf
12
REFERANSLAR
www.hec.unil.ch/mbrulhar/papers/elagraa610.pdf
www.diabk.tarim.gov.tr/pınar%20dogu%20gürsu.pdf
http://www.abofisi.metu.edu.tr/ab_politikalari.htm
http://www.ikv.org.tr/pdfs/7c53b0dc.pdf
http://www.genelbilge.com/ortak-ticaret-politikasi-3.html
http://europa.eu.int/eur-lex/lex/en/index.htm,14.06,2008
http://diabk.tarim.gov.tr/neslihany%C4%B1lmaz.pdf
AB Ansiklopedisi-- http://books.google.com.tr
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/bilateral-relations/countries/japan/
http://www.tasam.org
http://www.marisglobal.com/frm/cin-haberleri/5090-cin-ab-iliskilerinin-kuresel-bironemi-var.html
http://www.haber7.com/haber/20050110/AB-ile-Cin-ticari-iliskileri-gelisiyor.php
http://www.abhaber.com/ozelhaber.php?id=3248
13
14
Download