Cari açık ve finansmanı I.GİRİŞ Cari açık ve finansmanı konusunun, 2011 yılında Türkiye Ekonomisindeki önemli gündem maddelerinden biri olacağı anlaşılıyor. 2010 yılında cari açık, 2009’a göre % 247,1 oranında artarak 13.9 milyar dolardan 48.5 milyar dolara yükselmiştir. 48.5 milyar $’lık cari açığın, Orta Vadeli Program'da 2010 yılı için öngörülen cari açık tahmininin (39.3 milyar $) üzerinde gerçekleşmesi ister istemez cari açık ve finansmanı tartışmalarını beraberinde getirmektedir. Cari açık ve nasıl finanse edilmesi gerektiğini incelemeden önce ödemeler bilançosunun ifade ettiği anlamın ele alınmasında yarar bulunmaktadır. II. ÖDEMELER BİLANÇOSU: TANIM VE İLKELER Ödemeler bilançosu, belirli bir dönemde bir ülkedeki yerleşik kişilerin diğer ülkedeki yerleşik kişilerle yapmış oldukları tüm iktisadi işlemlerin sistematik bir şekilde kaydıdır. Tanımda yer alan yerleşik kavramı ile bir ekonomide bir yıldan fazla süreyle devamlı ve düzenli olarak ikamet eden ve o ekonomi içerisinde faaliyette olan merkezi hükümet, parasal otorite, bankalar, gerçek ve tüzel kişiler gibi kurum ve kişiler kastedilmektedir. İktisadi işlem kavramı ise, mal, hizmet ve gelirle ilgili işlemleri, finansal varlık ve yükümlülüklerle ilgili işlemleri ve bir ekonomide yerleşik kişilerden diğer bir ekonomide yerleşik kişilere karşılıksız olarak reel ya da finansal kaynakların sağlandığı transferleri içermektedir. Ödemeler bilançosu “çift kayıtlı” muhasebe sistemine göre tutulmaktadır. Ödemeler bilançosunda ana ilke, her bir işlemin eşit değerde iki ayrı kaleme iki kayıt ile çift kayıt muhasebe sistemine uygun olarak kaydedilmesidir. Diğer bir ifadeyle, çift kayıt muhasebe sistemine göre, her iktisadi işlemin biri “alacak”, biri “borç” olmak üzere iki kaydı gerekmektedir. Ülkeye döviz girişi sağlayan veya ülkedeki yerleşikler lehine dış alem üzerinde bir alacak hakkı doğuran işlemler alacaklı işlemlerdir. Mal ve hizmet ihracatı, ülkemize gelen turistlerin yapmış oldukları harcamalar, ülkemize giren kısa ve uzun vadeli mali sermaye akımları gibi iktisadi işlemler alacaklı işlemlere örnek olarak gösterilebilir. Ülkeden döviz çıkışına neden olan veya diğer ülkedeki yerleşikler lehine ülkedeki yerleşikler üzerinde alacak hakkı doğuran işlemler ise borçlu işlemlerdir. Mal ve hizmet ithalatı, vatandaşlarımızın yurtdışı 1 seyahatlerinde yapmış oldukları harcamalar gibi iktisadi işlemlerde borçlu işlemlerdir. Ödemeler bilançosuna kaydedilen alacaklı (veya borçlu) bir işlem, çift kayıt sisteminin gereği olarak diğer bir hesaba borçlu (veya alacaklı) olarak kaydedileceği için, bilançonun alacak toplamının borç toplamına eşit olacağı açıktır. Bunun anlamı; ödemeler bilançosunun, muhasebe kayıtları anlamında bilançonun açık ya da fazla vermesi mümkün olmadığından, her zaman dengede olacağıdır. Ancak bu iktisadi anlamda dengenin sağlanmış olduğu anlamına gelmemektedir. III.ÖDEMELER BİLANÇOSUNUN ANA HESAP KALEMLERİ Ödemeler bilançosu, cari işlemler hesabı, sermaye hareketleri hesabı, resmi rezervler hesabı ve net hata ve noksanlar olmak üzere 4 ana kalemden oluşmaktadır. Ancak Merkez Bankası 26 Nisan 2002’de yaptığı açıklamayla ödemeler dengesi istatistiklerinde uluslararası standardı ve dolayısıyla karşılaştırılabilirliği sağlamak adına, Uluslararası Para Fonu’nun hazırladığı el kitaplarındaki kavram, ilke ve sınıflamalar esas alınarak ödemeler bilançosunun temel hesap kalemlerinin yeniden belirlendiğini ifade etmiştir. Yeni düzenlemeye göre; ödemeler bilançosunun ana kalemleri cari işlemler hesabı, sermaye ve finans hesabı ve net hata ve noksanlar olarak belirlenmiştir. Ödemeler bilançosunun en önemli ana hesap kalemi, ülkenin iktisadi işlemlerinin çok büyük bölümünün kaydedildiği cari işlemler hesabıdır. Cari işlemler hesabı, mal ve hizmet ihracatı ve ithalatıyla ilgili işlemlerin kaydedildiği hesaptır. Cari işlemler hesabı; dış ticaret dengesi, görünmeyen kalemler dengesi (hizmetler dengesi) ve tek yanlı transferler olarak üç alt hesaba ayrılabilir. Dış ticaret dengesi, ülkenin mal ihracatı ile mal ithalatı arasındaki farktır. Ülkenin ithalatı ihracatını aşıyorsa dış ticaret açığı, ülkenin ihracatı ithalatını aşıyorsa dış ticaret fazlası söz konusudur. Cari işlemler hesabının diğer alt kalemi, turizm gelir ve giderleri, uluslararası banka ve sigortaların komisyon ve primleri, navlun bedelleri, doğrudan yatırım, portföy yatırımları ve diğer yatırımlardan elde edilen gelir ve giderler1 gibi hizmet ihracatı ve ithalatına ilişkin gelir ve giderlerin kaydedildiği görünmeyen kalemler dengesi ya da hizmetler dengesi hesabıdır. Hizmet kalemleri gelir ve gider farkına ise, “görünmeyen kalemler dengesi ”veya “ hizmetler dengesi” adı verilmektedir. Cari işlemler hesabının son alt kalemiyse tek yanlı transferlerdir (cari transferler kalemi). Tek yanlı transferler; ülke ekonomisine mal, hizmet ya da para girişi gerçekleşmesine rağmen, bu girişler karşılığında kaynak transferi yapılmayan işlemlerdir. 1 Yeni uygulamanın ardından görünmeyen kalemler dengesinde yer alan doğrudan yatırım, portföy yatırımları ve diğer yatırımlardan elde edilen gelir ve giderler gelir hesabına kaydedilmektedir. 2 Dış ticaret dengesi, görünmeyen kalemler dengesi (yeni uygulamayla hizmetler dengesi+gelir dengesi) ve tek yanlı transferlerin birlikte ele alınması, cari işlemler dengesini vermektedir. Cari işlemler hesabına kaydedilen tüm borçlu ve alacaklı işlemlerin bakiyesi, cari işlemler bilançosunu göstermektedir. Cari işlemler hesabına kaydedilen tüm borçlu işlemlerin toplamı, alacaklı işlemlerin toplamından büyükse (küçükse), cari açık (fazla) ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle, cari açık; ülkenin elde ettiği döviz gelirlerinin, döviz giderlerinden düşük olmasıdır. Ülkenin dış dünya ile gerçekleştirmiş olduğu sermaye işlemleriyse, ödemeler bilançosunun sermaye hareketleri dengesine(sermaye ve finans hesabı) kaydedilir. Sermaye işlemleri, bir ülkedeki yerleşiklerin diğer bir ülkede üretim tesisleri, bina satın almak şeklinde yaptıkları fiziki yatırımlarla yabancı tahvil, hisse senedi, hazine bonosu satın almaları ya da yabancı bankalarda mevduat hesabı açtırmaları sonucunda sınır ötesine aktardıkları mali fonlardan oluşmaktadır. Ülkenin mal ihraç etmesi gibi ülkeye sermaye girişi de döviz kazandırıcı bir işlemdir ve dolayısıyla ülkedeki yerleşikler lehine dış alem üzerinde bir alacak hakkı doğurduğu için alacaklı işlem olarak kabul edilmektedir. Ülkeden sermaye çıkışı ise ülkenin mal ithal etmesiyle eş anlamlıdır. Bir diğer ifadeyle ülkeden döviz çıkışına neden her iki işlemde diğer ülkedeki yerleşikler lehine ülkedeki yerleşikler üzerinde alacak hakkı doğurduğu için borçlu işlemlerdir. Ödemeler bilançosunun sermaye hareketleri dengesinin toplam alacaklı ve borçlu işlemlerinin net bakiyesi ise, sermaye bilançosu olarak adlandırılmaktadır. Sermaye bilançosunun alacaklı (borçlu) bakiye vermesi sermaye hesabı fazlasını (açığını) diğer bir ifadeyle ülkeye (ülkeden) net sermaye girişini (çıkışını) göstermektedir. Resmi rezervler hesabı ise, merkez bankasının piyasaya müdahale etmek adına yapmış olduğu döviz alım ve satımı sonucunda, ülkenin resmi rezervlerindeki net değişmeyi gösterir. Resmi rezervler hesabı, yeni düzenlemenin ardından ayrı bir kalem olarak değil sermaye ve finans hesabında bir alt kalem olarak resmi varlıklar hesabı olarak yer almaktadır. Net hata ve noksan kalemi ise, ödemeler bilançosunu muhasebe kayıtları anlamında denkleştirmek amacıyla tek taraflı olarak kullanılan bir hesaptır. Verilerin değişik kaynaklardan elde edilmesi, değerleme, ölçme ve kayıt zamanı farklılıkları yaratmakta; bu farklar Net Hata ve Noksan kalemine “kalıntı” şeklinde yansımaktadır2. Örneğin dış ticarete ilişkin mal hareketlerinin gümrük kayıtlarından elde edilmesine karşın ödemelerin banka kayıtlarından alınması, işlemlerin karşılıklı kayıtlarının aynı değerle kaydedilmesini zorlaştırmaktadır. 2 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Ödemeler Dengesi Metodolojisi ve Türkiye Uygulaması, http://www.tcmb.gov.tr/odemedenge/odemet.pdf, s.10 3 IV.TÜRKİYE’NİN ÖDEMELER BİLANÇOSU: DURUM DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizde cari açığın en önemli nedeni; dış ticaret açığıdır. Tablo 1’den de görüldüğü üzere, 2005 yılından beri dış ticaret dengesi sürekli açık vermektedir. 2009 yılında 24.8 milyar dolar açık veren dış ticaret dengesi, 2010'da da 55.9 milyar dolar açık vermiştir. Toplam ihracatımız 2009 yılına göre % 10,3 artarak 120.9 milyar dolara yükselmiştir. İthalat harcamalarımız ise 2009 yılına göre % 31,8 artarak 177.3 milyar dolara ulaşmıştır. Cari işlemler açığındaki bu artışta, ihracatın yeterince artmaması ve iç talebe dayalı hızlı büyümenin ithalat talebini uyarması etkili olmuştur3. Tablo 1:Cari Açık ve Bileşenleri (milyon $) 2005 2006 2007 2008 2009 2010 A.CARİ İŞLEMLER HESABI -22.309 -32.249 -38.434 -41.959 -13.991 -48.528 İhracat f.o.b. 78.365 93.613 115.361 140.800 109.647 120.995 İthalat f.o.b. -111.445 -134.669 -162.213 -193.821 -134.497 -177.311 -33.080 -41.056 -46.852 -53.021 -24.850 -55.899 Mal Dengesi Hizmetler Dengesi: Gelir 26.898 25.549 28.930 35.071 33.466 33.668 Hizmetler Dengesi: Gider -11.742 -11.994 -15.647 -17.760 -16.717 -19.398 15.156 13.555 13.283 17.311 16.749 14.270 Hizmetler Dengesi -17.924 -27.501 -33.569 -35.710 -8.101 -42.046 Mal ve Hizmet Dengesi Gelir Dengesi: Gelir 3.644 4.418 6.423 6.889 5.164 3.975 Gelir Dengesi: Gider -9.483 -11.074 -13.531 -15.251 -13.353 -11.794 Mal, Hizmet ve Gelir Dengesi -23.763 -34.157 -40.677 -44.072 -16.290 -49.865 Cari Transferler 1.454 1.908 2.243 2.113 2.299 1.337 Kaynak: TCMB Ödemeler Bilançosu Verileri Cari işlemler dengesinin ikinci alt kalemi olan hizmetler bilançosu, 14.3 milyar $ fazla vermiştir. Diğer bir ifadeyle, dış ticaret açığının bir kısmı, hizmetler bilançosu fazlasıyla karşılanmıştır. Hizmetler bilançosunun alt kalemlerine bakıldığında, hizmetler alanında elde edilen gelirin önemli bir bölümünün turizmden geldiği görülmektedir. 2010 yılında hizmetler bilançosundaki 33.6 milyar dolarlık toplam gelirin, 20.8 milyar doları turizmden gelmektedir. Her ne kadar 2010 yılında elde edilen turizm gelirleri 2009 yılına göre düşmüş olsa da turizm sektörü, mal ihracatından sonra en fazla döviz geliri sağlayan cari işlemler kalemidir. 2010 yılında elde edilen turizm gelirleri 2009 yılına oranla % 2,1 azalıp 20.8 milyar dolara düşerken, turizm giderleri % 16,4 artarak 4.8 milyar dolara yükselmiştir. Bunun sonucunda 2010 yılında net turizm gelirlerinin 2009 yılının on iki aylık dönemine oranla % 6,6 azalarak 15.9 milyar dolara düştüğü gözlenmektedir. Gelir dengesi, doğrudan yabancı yatırım ve portföy yatırımlarından ortaya çıkan kar ve faiz şeklindeki kazançları göstermektedir. Gelir dengesinin açık vermesi, yurt dışına gelir ve faiz transferi şeklinde 7.8 milyar dolarlık bir gelir transferi 3 Sarp Kalkan, “Cari İşlemler Açığında Neler Oluyor:Bu defa farklı mı yoksa aynı mı?”,TEPAV Değerlendirme Notu,Şubat 2011,s2 4 yapıldığını göstermektedir. Tek yanlı transferler (cari transferler) kalemindeki net giriş 2009’a göre yüzde 40,4 azalmış ve 1. 3 milyar dolara düşmüştür. Dış ticaret dengesi, görünmeyen kalemler dengesi (hizmetler dengesi+gelir dengesi) ve tek yanlı transferlerin birlikte ele alınması sonucunda cari işlemler hesabı 2010 yılında, 48.5 milyar dolar açık vermiştir. 2010 yılında cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı ise % 6,6 olarak gerçekleşmiştir. Bir ülke açısından cari açığın nasıl finanse edileceği önemli bir sorundur. Cari açık ya yurtdışından borçlanmak suretiyle ya da ülkenin daha önceden biriktirmiş olduğu rezervler kullanılarak finanse edilir. Diğer bir ifadeyle, cari açığın finansmanı ya sermaye hesabı fazlasıyla ya da sermaye hesabındaki fazla açığı karşılamakta yetersiz kalıyorsa resmi rezervlerin kullanılması suretiyle gerçekleşecektir.4 Yabancı yatırımcıların ülkemizde doğrudan yabancı yatırım yapmak amacıyla getirdikleri paralar yapısı gereği borç arttırıcı nitelikte değildir. Dolayısıyla cari açığın doğrudan yabancı sermaye girişleri ya da uzun vadeye yayılmış döviz girişleriyle finanse edilmesinin görece daha az sorunlu olduğunu söylemek mümkündür. Ancak doğrudan yabancı yatırım dışındaki finansal sermaye girişleri borç arttırıcı yapısıyla dikkat çekmektedir. Cari açığın, kısa vadeli ve dış borçları arttırıcı biçimde sıcak para akımlarıyla finanse edilmesi tehlike arz etmektedir.5 Sermaye hareketleri dengesinin yeni düzenlemenin ardından sermaye ve finans hesabı adını aldığını belirtmiştik. Finans hesabı, sermaye hareketlerinin şekline göre doğrudan yabancı yatırımlar, portföy yatırımları, finansal türevler ve diğer yatırımlar alt kalemlerine ayrılmaktadır. Sermaye hareketleri dengesine baktığımızda 59.2 milyar dolarlık sermaye hesabı fazlası ya da aynı anlama gelmek üzere net sermaye girişini görmek mümkündür. 59.2 milyar dolarlık sermaye hesabı fazlası, cari açık kapatıldıktan sonra pozitif bir bakiye kalacağını göstermektedir. Cari açığın nasıl finanse edilmesi gerektiği tartışmaları hatırlanırsa, sermaye hareketleri dengesinin alt kalemlerinin de analize katılması gerektiği açıktır. 2010 yılında, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı 9 milyar dolar ve ülkemizdeki yerleşiklerin yurtdışına yaptıkları doğrudan yabancı sermaye miktarı 1.7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bir diğer ifadeyle, doğrudan yatırımlar kaleminde 2010 yılında gerçekleşen net sermaye girişi, 7.3 milyar dolardır. Portföy yatırımları hesabının varlıklar alt kaleminden görüldüğü gibi 3.4 milyar dolarlık bir sermaye çıkışı olmuştur. Portföy yatırımları hesabının 4 Turan Subaşat, “Cari Açık Nedir? Doğurduğu Riskler Nelerdir?”,iç.Küresel Kriz Çerçevesinde Türkiye’nin Cari Açık Sorunsalı,(ed.)Turan Subaşat ve Hakan Yetkiner,Ankara:Efil Yayınevi,2010,s.3 5 Erinç Yeldan, “Türkiye Ekonomisinde Dış Açık Sorunu ve Yapısal Nedenler” iç.Küresel Kriz Çerçevesinde Türkiye’nin Cari Açık Sorunsalı,(ed.)Turan Subaşat ve Hakan Yetkiner,Ankara:Efil Yayınevi,2010,s.35 5 yükümlülükler alt kalemi ise, 19.6 milyar dolarlık bir sermaye girişine işaret etmektedir. Portföy yatırımlarında 16.1 milyar dolarlık bir net sermaye girişi gerçekleşmiştir. Tablo 2:Cari Açığın Finansmanı (milyon dolar) 2005 2006 2007 2008 2009 2010 A.CARİ İŞLEMLER HESABI -22.309 -32.249 -38.434 -41.959 -13.991 -48.528 B.SERMAYE ve FİNANS HESABI 42.685 42.689 48.692 34.498 9,714 59.187 -8 -60 -42 -36 SERMAYE HESABI FİNANS HESABI 42.685 42.689 48.700 34.558 9,758 58.957 Yurtdışında Doğrudan Yatırım -1.064 -924 -2.106 -2.549 -1.553 -1.777 Yurtiçinde Doğrudan Yatırım 10.031 20.185 22.047 19.504 8.411 9.071 Doğrudan Yatırımlar-NET 8.967 19.261 19.941 16.955 6.856 7.294 Portföy Hesabı-Varlıklar -1.233 -3.987 -1.947 -1.244 -2.711 -3.491 Portföy Hesabı-Yükümlülükler 14.670 11.402 2.780 -3.770 2.938 19.617 Portföy Hesabı-NET 13.437 7.415 833 -5.014 227 16.126 Diğer Yatırımlar-Varlıklar -553 -13.479 -4.969 -12.058 10.985 8.983 Diğer Yatırımlar -Yükümlülükler 20.834 29.492 32.895 34.675 -8.312 26.554 Diğer Yatırımlar-NET 20.281 16.013 27.926 22.617 2.673 35.537 20.376 10.440 10.258 -7.461 -4.275 10.393 C. Cari, Sermaye ve Finansal Hesaplar D.NET HATA VE NOKSAN 2.824 185 1.757 4.703 5.066 4.575 23.200 10.625 12.015 -2.758 791 14.968 E.GENEL DENGE E.REZERV VARLIKLAR (*) -23.200 -10.625 -12.015 2.758 -791 -14.968 Resmi Rezervler -17.847 -6.114 -8.032 1.057 -111 -12.899 Uluslararası Para Fonu Kredileri -5.353 -4.511 -3.983 1.701 -680 -2.159 Kaynak:TCMB Ödemeler Bilançosu Verileri Bankacılık sektörünün yurt dışından aldığı krediler ve şirketler kesiminin dış borçlanmasını yansıtan diğer yatırımlar kaleminde ise, 35.5 milyar dolarlık bir fazlanın olduğu görülmektedir. Burada vurgulanması gereken nokta; sermaye hareketleri dengesindeki 59.2 milyar dolarlık fazlanın, 52 milyar dolarlık kısmı portföy yatırımları ve diğer yatırımlar hesabından gelmektedir. Bir diğer deyişle ülkemize gelen toplam finansal sermayenin % 13’ü doğrudan yabancı yatırım şeklindeyken, % 87’si spekülatif ve dış borç arttırıcı unsurlardan oluşmaktadır. Cari işlemler dengesi ile sermaye ve finans hesabının toplamı pozitif bakiye veriyorsa, döviz rezervleri kalemi devreye girmektedir. Tablo 2’den görüldüğü üzere cari işlemler dengesi ve sermaye ve finans hesabının toplamı, 10.4 milyar dolarlık fazlaya işaret etmektedir. Ancak rezerv varlıklarında görülen artış (rezervlerdeki artış (-) ile gösterilmektedir) 14.9 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Ortaya çıkan 4.6 milyar dolarlık fark, ödemeler bilançosunu muhasebe kayıtları anlamında denkleştirmek amacıyla tek taraflı olarak kullanılan net hata ve noksan kalemine kaydedilmektedir. V.SONUÇ 6 Cari açık ve nasıl finanse edileceği sorununun, 2011 yılında ekonomimizin ana gündem maddelerinden biri olacağı açıktır. Her ne kadar “cari açık finanse edildiği sürece ülke ekonomisi açısından bir sorun yaratmaz” diye düşünülse de, cari açığın finansman biçiminin bu süreçte belirleyici olduğunu söylemek gerekmektedir. Cari açığın, kısa vadeli ve dış borçları arttırıcı biçimde sıcak para akımlarıyla finanse edilmesinin ülke ekonomisinin kırılganlığını arttıracağı unutulmamalıdır. KAYNAKLAR Emin Ertürk, Uluslararası İktisat, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 3.Baskı, İstanbul: Alfa Yayınevi,2010 Erinç Yeldan, “Türkiye Ekonomisinde Dış Açık Sorunu ve Yapısal Nedenler” iç.Küresel Kriz Çerçevesinde Türkiye’nin Cari Açık Sorunsalı,(ed.)Turan Subaşat ve Hakan Yetkiner,Ankara:Efil Yayınevi,2010 Erol İyibozkurt, Uluslararası İktisat:Teori,Politika ve Uygulama,Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 4.Baskı, Bursa:Ezgi Kitabevi,2001 Halil Seyidoğlu, Uluslararası İktisat:Teori,Politika ve Uygulama,Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 17.Baskı, İstanbul:Güzem Can Yayınları,2009 Sarp Kalkan, “Cari İşlemler Açığında Neler Oluyor:Bu defa farklı mı yoksa aynı mı?”,TEPAV Değerlendirme Notu,Şubat 2011 Turan Subaşat, “Cari Açık Nedir? Doğurduğu Riskler Nelerdir?”,iç.Küresel Kriz Çerçevesinde Türkiye’nin Cari Açık Sorunsalı,(ed.)Turan Subaşat ve Hakan Yetkiner,Ankara:Efil Yayınevi,2010 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Ödemeler Dengesi Metodolojisi ve Türkiye Uygulaması, http://www.tcmb.gov.tr/odemedenge/odemet.pdf 7