SUYUN SİMGESELLİĞİ NUH TUFANI VE ATLANTİS KITASI Hayat veren ve korkutucu su Hayatın ana kaynaklarından biri olan su, en eski çağlardan günümüze, sanatın ve kozmolojinin ana konularından biri olmuştur Suyla ilgili efsaneler, hemen tüm mitologyalarda, azımsanmayacak bir yer tutar. Hemen bütün dinlerde, “Tanrının bir katre sudan her şeyi diri kıldığına” inanılır. Gılgamış’tan… Ea şöyle dedi fısıltıyla: Dinle beni ey kamış çit, kamış duvar, unutma sözlerimi, Şurrupak’ın kralı, Ubar Tutu’nun oğlu, Hemen ama hemen yık evini, bir büyük gemi yap kendine! Bırak malını mülkünü, kurtar canını binip gemiye, Eni boyuna denk olsun yapacağın geminin Güvertesini örten çatı, Apsu’yu kaplayan toprak gibi olsun Yaşayan her canlıdan bir çift al öyle bin gemiye İstiyorsan gelecek felaketlerden kurtulmayı Utnapiştim: Ölümsüz kral Gılgamış, bilge tanrı Enki tarafından uyarılarak gemi yapan Utnapiştim’den ölümsüzlüğün sırrını öğrenmeye çalışır… Döngüsel tarih Canlılar nasıl sudan yaratılmışlarsa, tufanla yeniden suya dönüşmektedirler… Tufan, bir çağın bitişi, diğerinin başlangıcını simgeler Ay mitologyası ile tufan arasında yakın bir ilişki vardır… Puluga: Öfkeli tanrı Nuh tufanı efsanesinin bir benzerine Andaman adalarında rastlarız. İlk insanı yaratan tanrı Puluga, bir gün kızmış ve dünyaya yağmur göndermiştir. Bu tufandan sadece dört kişi kurtulabilmiş, onlar da insanlığın atası olmuşlardır. Ayın öfkesi Meksika’da ve Avustralya’da da tufan efsaneleri vardır. Ayın öfkesi, dünyayı suya boğmuş, bu öfkeden kurtulabilen bir (bazen birkaç) kişi, insanlığın yeniden çoğalmasını sağlamıştır. Tek tanrılı dinlerde tufan Hepsi de Mezopotamya kaynaklı üç tek tanrılı dinin üçünde de tufan efsanesi vardır. Tevrat’ta Nuh tufanına çok geniş yer verilmiştir (Tekvin VI-IX) Kur’an’da bazı surelerde geçer (örneğin A’raf, Yunus, Şu’ara, Kamer, Nuh…) Nuh’un gemiyi yapması yıllar sürdü İnananlar Gemiye az sayıda inanmış kişiler bindi… Nuh’un oğulları Sam, Ham, Yafes ve eşleri… Dördüncü oğlu Yam, inanmadığı için gemiye binmedi ve boğuldu. Binenler ve boğulanlar… İnsanlar ve hayvanlar… El yazması bir kitaptan… İnançsızların sonu! Geminin yapımı- Michelangelo Tufandan sonra… Tufanın sonu Kimine göre altı ay, kimine göre yüz elli gün süren tufan, sonunda bitti… Nuh’un gemisi, Hıristiyan mitologyasına göre Ağrı, İslam mitologyasına göre Cudi dağının tepesine oturdu… Gemi halkı sular çekilince indi, şükran orucu tuttu Bu gün, Muharremin 10. günüydü… Gemide kalan yiyeceklerden bir yemek yaptılar: Aşure İnsanlığın atası Nuh’un oğullarından Sam Arapların, Ham Habeşleri, Yafes ise Rumların atasıdır… Böylece bütün insanlık, Nuh’un soyundan gelmektedir… Hz. Nuh’un türbesi- Cizre Efsaneler ve gerçekler… Nuh tufanına ilişkin inanışın, çok büyük bir sel felaketinin toplumsal hafızadaki izi olduğunu düşünmek mümkündür… MÖ 4. bin civarında, Mezopotamya’da büyük bir sel olduğuna ilişkin bulgular vardır. Muhtemelen Fırat nehrinin akışını engelleyen bir tıkanma sonucu (ki bu tıkanmanın bugünkü Karakaya Barajının bulunduğu Kömürhan Boğazı’nda gerçekleştiği düşünülüyor) nehrin biriken sularının birden bütün ovaya yayıldığına, bunun da büyük bir tufan yarattığına inanılıyor… Bir Efsane: Atlantis Atlantis, efsanevi bir kıtadır: İnsanlığın çok eski çağlarının derinliklerinde, eski dünyanın tümüne hakim olan büyük ve güçlü bir halkın akıl almayan bir felaket sonucu, neredeyse bir gecede sona ermiş olduğu fikri, insanları iki bin yıldır meşgul eder. Bu halk, Atlantis’in, yani kayıp kıtanın halkıdır. Eski Atina, Mükemmel Devlet… Hikayenin kökeni Atlantis adına ilk kez Yunan filozofu Platon’un bir diyalogunda rastlarız. Bu diyalogda, Sokrates’in öğrencisi Kritias, dedesinin babasının Yunanlı bilge Solon’dan dinlediği bir hikaye anlatır. Solon da bunu MÖ 600 yılında, Mısır rahiplerinden duymuştur. Mısır’lı rahiplerin Solon’a anlattığı, “bütün zamanların en iyi yönetilen kenti eski Atina”nın hikayesidir. Poseidon’un ülkesinde… Kayıp Kıta, Atlantis Eski Atina, dünyanın tamamına hakim olan büyük bir devleti, Atlantis’i savaşta yenmiştir. O savaştan sonra deprem ve sellerle tanrılar tarafından ortadan kaldırılan Atlantis, denizin sularına gömülmüştür. Yunanlılardan önce doğal felaketlerle yok olmuş bir uygarlık vardı: Minosluların Girit’i. Pek çokları, Atlantis’in Girit olduğunu düşünür. Ancak, hem coğrafi konumu hem de başka nedenlerle, Girit, Atlantis anlatısında uymaz. Çağdaş bir efsane 19. ve 20. yüzyıllar, Atlantis efsanesinin canlandığı bir dönemdir. 1881’de amatör bir tarihçi ve Minnesota Eyaleti kongre üyesi olan Donnelly, Atlantis: Tufandan Önceki Dünya adlı kitabını yayınlayarak efsaneyi canlandırdı. Ona göre Atlantis, Mezopotamya, Mısır ve Indus uygarlıklarının kökenidir. Edebiyatta Atlantis Atlantis efsanesi, Montaigne, Buffon ve Voltaire gibi yazarlara ilham vermiştir. Francis Bacon’un fizik bilimlerinin ideal devletini betimleyen Nova Atlantis’i, bu ilhamın örneklerinden biridir. Jeoloji biliminde Atlantis adı resmi olarak Atlas okyanusunun dibinde bulunduğu varsayılan karalara verilir. 1678’de çizilmiş bir Atlantis haritası (Kuzeyin aşağıda olduğuna dikkat!) Hayat veren ve arındıran su, aynı zamanda yıkıcı gücüyle insanlığın imgelemini her zaman meşgul etmiştir…