T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI EĞİTİM YÖNETİMİ TEFTİŞİ EKONOMİSİ VE PLANLAMASI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Francis BACON ‘YENİ ATLANTİS’ FERAY BAYRAKTAR EĞİTİM REFORMU DERSİ Yrd.Doç.Dr. Hasan Hüseyin AKSOY Ocak, 2005 Ankara FRANCİS BACON ‘YENİ ATLANTİS’ Francis Bacon kimdir? • 1561-1626 yılları arasında yaşamış bir İngiliz filozofudur. • 1573’te Cambridge Trinity College girdi. Gray’s Inn’de hukuk öğrenimi gördü ve 1582’de avukat oldu. • Devlet adamı olarak da çeşitli görevlerde yer almıştır. 1584’te parlamentoya girdi. 1607’de başsavcılığa getirildi.1617’de saray başmühürdarı ve 1618’de adalet bakanı oldu. • 1621’de rüşvetçilikle suçlandı ve hapse atıldı. • Bacon hapisten çıktıktan sonra bilim ve felsefe üzerine yoğunlaşmıştır. Bunun yanında hukuk derlemeleri, tefecilik, İngiltere Tarihi, İspanya ile savaşın getireceği sonuçlar, eğitim reformları ile de çalışmaları vardır. • Rönesans’tan yeniçağa (modernite) geçiş döneminin en önemli isimlerindendir. • En ünlü yapıtı: Novum Orgamon diğer eserleri Commentarius Solutus (Serbest Yazılar), Instauratio Manga (Büyük Yenileme), De Sapientia Veterum (Eskilerin Bilgeliği) Bacon’ın felsefe anlayışı • Felsefenin kaynağı bilimdir. • Bilim ilerleme ve gelişme sürecidir. • Bilimle doğanın özünü kavramaya yönelmelidir. • Doğanın inceliklerini araştırmada daha yetkin yöntemler geliştirilmeli ve insanın yaratıcı gücü özgürleştirmelidir. • Bu da deney yoluyla sağlanabilinir. • Böylelikle insan bilimle doğaya hakim olarak kendini gerçekleştirebilecektir. Bacon’a göre, eğer düşüncede kesinlikle başlarsak kuşku ile bitiririz. Gereken, kuşkuya sabırla katlanmak ve böylece kesinliğe ulaşmayı beklemektir. E.Bréhier, Bacon’ın görüşlerinin ilk bakışta Descartes’in felsefesinde yer alan yöntemsel kuşkuyu çağrıştırmakla birlikte aslında ona karşı olduğunu belirtir. E.Bréhier ‘e göre, aradaki fark, aslında Descartes’ın felsefeye kuşkuyla değil, ilk kesin bilgi olan Cogito ile başlamasında yer alır. Bu kesinlik aslında kuşkuda içerilmiş olarak bulunan bir doğruluktur. Diğer kesin doğrulukların kaynağı da yine kuşku değil, bu ilk doğruluktur. Oysa Bacon için kesinlik bilginin başlangıcı değil, uzun araştırma sonucunda ulaşılabilecek olan ve araştırmabilme sürecini noktalayacak olan sonuçtur. Bu anlamda Bacon’ın felsefe anlayışının doğal olarak bilim anlayışına yansıdığını söyleyebiliriz. Bacon’ın bilim anlayışı M E T FİZİK A F İ Z DOĞA İ TARİHİ K Bacon’ın, bilimin temelinde zaten araştırılması ve keşfedilmesi gereken en önemli alan olarak gördüğü doğayı inceleyen Doğa Tarihini görür. Ona göre bilimin gövdesini de bu incelemelerde esas alınması gereken deneyin kaynağı olarak Fizik oluştururken deneyle ortaya çıkarılamayanları en azından açıklığa kavuşuncaya kadar Metafizikle bağdaştırmış görünmektedir. Bu anlamda da bilimin üst noktasını metafizik oluşturur diye düşünür. Metafiziğin iki işlevi vardır; sonsuz ve değişmez yapı biçimlerini keşfetmek ve erekleri, sonuçları ve sonuç nedenlerini tartışmak. Çünkü fizik alanında, sonuç nedenlerine yer yoktur (Thilly,F). Bacon, bilim ve diğer yaratı ürünlerini insanda varolan 3 yetiye göre şöyle ayırır: 1. Felsefe kapsamındaki bilimlerin kaynağı us, 2. Şiir vb.’nin kaynağı düşgücü, 3. Tarihin kaynağı bellek. • Bacon’a göre doğayı tanımanın yöntemi tümevarımdır ve bunun başlıca yolu deneydir. • Tasarımda kullanılan kavramlar, ilkeler ve belitler emin olabilmek için deneye dayanmaktadır. Ancak deneyimin sık sık belirsiz ve hatalı olması, kavramlarımızın alelacele, yalnış olarak genelleştirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu durumda bizim tek umudumuz, gerçek tümevarımdır. Derece derece yukarı çıkmak için düzenli bir şekilde deneyimden, gitgide daha yüksek önermelere yönelerek en genel, en iyi şekilde tanımlanmış belitlere ulaşana dek genellemelerde bulunmamalıyız (Thilly,F). • Bilim felsefesi diye nitelendirilen Pozitivizm(olguculuk) de Bacon’ın bilim anlayışı içersinde yer alır. Çünkü Pozitivizm, deneyin dışında belirtilen tüm varsayımları yok sayar. • Pozivitizmin kurucusu olarak bilinen Auguste Comte’de bu yok sayış Bacon’ınkinden daha ciddidir.Ona göre bütün varsayımlar metafiziktir. Bir yanda felsefenin varlığını metafizikle ilişkisini nedeniyle yok sayarken felsefenin ancak bilim yoluyla yapılması gerektiğini savunur. BACON’ın ‘‘idola’’ kavramı Bacon’ın felsefesinin çok daha etkili ve kalıcı boyutu idola kavramı en önemli katkılarındandır. İdola kavramı yanıltıcı düşünce olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle insanı yanlış inanış ve düşüncelere sürükleyebilecek tehlike oluştururlar. Bacon, feodal-teolojik toplum ideolojilerine somut örnekleriyle karşı çıkar ve ‘idola’ kavramını 4 gruba ayırır: 1.Kabile idolleri: insanın doğasında bulunan ve çoğunluk tarafından paylaşılan önyargılardır. 2. Mağara idolleri: bireyin dıştan gelen etkileri kendi zihnine yansıdığı gibi görmesinden kaynaklanırlar. 3. Çarşı idolleri: soyut sözcüklerin zihin üzerindeki etkisinden kaynaklanır ve en tehlikelileri olarak görülmektedirler. 4. Tiyatro idolleri: gelenekleşmiş felsefe sistemlerinin ve yanlış kanıtların yol açtığı temelsiz düşünce kalıplarıdır. Bacon’a göre zihinin kendisini bütün yanlış düşüncelerden, önyargılardan ve dört türü bulunan idollerden arındırmış olması gerekmektedir. Bacon’ın dünya görüşüyle yine de 17. yüzyıla ait olduğunu Yeni Atlantis’de görsek de bu eleştirisel idola kavramıyla da insanın doğayı keşfedip kendini gerçekleştirmesini engelleyen çağına ait yanıltıcı düşüncelerden arınmak adına bir yol çizdiği söylenebilir. . YENİ ATLANTİS • Bacon’ın Yeni Atlantis’i, More’kinden farklı, bilimsel bir metin olmaktan ziyade, bir roman niteliği taşıyan bölük pörçük tasarımsal düşünceler içeren bir edebiyat yapıtı olmasına rağmen 17.yy ortasında henüz bilimi özümsememiş bir toplumu düşününce oldukça ses getirmiştir. • More, eleştirisel bir bakışla ideal toplumu oluşturmaya ilk önce ideal insan modelini çizerek başlarken Bacon’ın Yeni Atlantis’inde böyle bir şeye rastlanmaz. O, zaten bilim yoluyla oluşturulacak düzenin ideal insanı kendiliğinden ortaya çıkaracağına inanır. Bu yüzden de ütopik bir ada olan Atlantis kendi çağından ögeler taşımaktadır. Bunlardan en belirginleri de dinsel ögelerdir. • Yeni Atlantis bir bilim toplum modelidir. Başka bir deyişle Bacon, bilim ve teknoloji üzerine temellendirdiği yeni bir toplumsal düzen görünümünü Yeni Atlantis’de betimlemektedir (Thilly,F). Bilimi iyi bir toplum düzeni kurmanın yolu olarak görmüştür. • Bacon’ın ütopyasında, evrenin bütün bir kuramını sunulmamıştır; o, yalnızca bir zemin oluşturma ve başarı elde etmek için yeni bir yol gösterme girişiminde bulunmuştur (Thilly,F). ‘Tartışılan Modernlik’ adlı eserinde Tülin Bümin, Bacon’ı 16. hem de 17. yüzyılın doğa ve bilim anlayışından öğeler taşıyan, bilmek ve yapabilmek arasındaki ilişkiyi modern dünyanın tanımlayacağı tarzda ve ilk kez bu denli kararlılıkla dile getiren bir düşünür olarak ifade eder. Bümin’e göre Bacon ’ın asıl hedefi, bilgiden çok doğa üzerinde güç sahibi olmak, doğaya egemen olmaktır. Bacon, doğaya hakim olmayı ise ‘Doğaya ona boyun eğerek yeneriz.’ ifade ederek paradoksal bir görüş ortaya koyar. Aslında bilim olgusunun en başına metafiziği koymasında, metafiziğin ilk işlevi olan sonsuz ve değişmez yapı biçimlerini keşfetmek olduğunun kabulü ile bunun doğaya tam bir boyun eğiş değil belki, en azından o çağ için açıklanması güç, doğadaki değişmez yapıların varlığını kabul etmek olarak kabul etmek diyebiliriz. Pozitivizmin kurucusu Auguste Comte’den farklı olarak metafiziği bir kenara atmadan bilimden yararlanarak doğaya boyun eğmeği değil hatta doğaya boyun eğdirmeyi amaçlamıştır diyebilir miyiz? Çünkü matematiksel bilimler yönünden zayıf olsa bile Yeni Atlantis’te yer alan tasarımsal düşüncelerinde çağını aşan önerilerle boyun eğişten ziyade bir hakim oluşu vurguluyor gözükmektedir. Horward White, Bacon’ın (metafiziğin konusu içersine giren dini temaları) Yeni Atlantis’te kullanmasının nedeninin Hıristiyanlıkla ilgili düşünceleri yıkmak ve bu düşünceleri kültürel anlamda kabul edilebilinir nedenlere yaklaştırmak;bundaki amacının dini düşünceler kurulmuş bir düzeni iyi yönetilen bir ülkeye dönüştürmek olduğunu söyler. Bunu yaparken tanrı ve onun yaratmasını ve insanın ondaki yerini anlamaya çalışırken insanın gerçekleştirebileceğine bir başlangıç oluşturmaya çalışmaktadır diye ekler. Yeni Atlantis’de en belirgin denilebilecek dini ögelerden biri Süleyman’ın Evi White’ın söylediği gibi Bacon’ın hayal ettiği toplum düzenine ulaşmak için arka planda dini bir kimliği bulunan bir araç niteliğindedir. Süleyman’ın Evi bir çeşit okuldur. Peygamber Süleyman’la tanrı arasında geçtiği düşünülen bir konuşma, Bacon’ın bu bir çeşit okul bilim evine kitabının kurgusu içinde yer vermekle yukarıda belirtilen düşüncesini doğrular gibidir. Metne göre Tanrı Süleyman’a bir dilekte bulunmasını söyler; O da ülkesini akıl ve şefkatle yönetebilecek erdemi diler. Yani Bacon var olan düzenin hayal ettiği bir düzen olmadığını vurgular gibidir. Süleyman’ın Evi,Yeni Atlantis’in tamamına hakim diyebileceğimiz insanları memnun etmeye çalışan bir zihniyetle kurulmuştur. Bir bilimler akademisini andıran özellikle de 17.yy’ın eğitim ve bilim reformlarının geliştirildiği bir kurum olarak değerlendirilmiştir. Bacon’ın kitabında dini temalar kullanırken sanki sadece, o, çağda hakim düşünceden dolayı tepki almamayı çalışır görünse de din olgusuna karşı durmaz. Bacon tanrıbilimi doğal ve esinlenmiş ya da vahiy edilmiş tanrıbilim bölümlerine ayırmaktadır. Doğal tanrıbilimi, Tanrıya ilişkin olgunlaşmamış bilgidir. Doğa ışığında Tanrı’ nın yaratımları üzerinde saptamalarda bulunur. Bu, tanrıtanımazlığı çürütmek için yeterli olmamasına karşın, doğa yasalarına ilişkin bilgiler sunar (Thilly,F). Kaynak 1. Bacon, F. Yeni Atlantis 2. www.felsefeekibi.com (Thilly, Frank-Bümin, Tülin) 3. White, H. (ismini almayı unuttuğum bir internet adresinden) Sonu kesin yargılarla bitirilmemeye çalışılmış cümleler kendi düşüncelerim.