İNKILÂP TARİHİ 20. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ XX. yüzyılda Osmanlı Devletinde meydana gelen gelişmeler Türk İnkılabının hazırlanmasında önemli rol oynamıştır. Bu gelişmeleri incelemeden evvel Türk İnkılabının temel özellikleri üzerinde durmak lazımdır. İnkılap: Bir devletin dayandığı ilkelerin ve topumun yaşam düzeninin hızla ve ileriye dönük olarak değiştirilmesidir. Bu yönüyle devrim, reform (ıslahat) ve ihtilalden farklıdır. İhtilal inkılabın bir aşamasıdır, ıslahat ise devlet düzeninde ve kurumlarda meydana gelen bozulmuş yanları düzeltmektir. İnkılabın son hedefi ise yönetim ve toplum yapısını değiştirerek milletin her yönden ilerlemesini sağlamaktır. İnkılap, 1. fikri hazırlık, 2. mücadele (ihtilal) 3. yeni düzenin kurulması safhalarından oluşur. Fikri hazırlık döneminde aydınlar ve düşünürler yenilik fikirlerini halka anlatarak topumu yönlendirir. İhtilal safhasında eski düzeni temsil eden kurumlar halk ayaklanması sonucunda değiştirilir Yeni düzenin kurulması aşmasında ise eski düzen yıkılarak yerine yeni düzen kurulur. İnkılap bir halk hareketi sonucunda mevcut düzenin yıkılarak yerine yeni bir düzenin kurulmasıdır. Türk toplumunun gereksinimlerinden doğan bir yenilik ve diriliş hareketidir. Tarihi gelişmelerin izin vermemesi nedeniyle teorik ve ideolojik hazırlığı olmamış, bir doktrine1 bağlı olarak gelişmemiştir. Hazırlığını yapanlar ve fikri yönden olgunlaştıranlarla, mücadele alanında başarıya götürüp yeni düzeni kuranlar aynı kişilerdir. Türk İnkılabı çok hızlı bir süreçte K gerçekleşmiştir. ü ltürel değişime neden olmuş ve Türk toplumunu batılılaştırmıştır. Türk İnkılabı başka bir toplumun kültürünü taklit değildir. Türk İnkılabı demokratik yollarla yürütülmüştür. Dışarıda işgalci devletlere, içeride sultan ve halifeye yapılan bir ulusal bağımsızlık ve egemenlik mücadelesidir. Türk İnkılabının Hazırlanmasında Fransız İhtilalinin sonuçları Osmanlı Devleti’nde yapısal bozulmaların olması Avrupalı devletlerin Osmanlı toprakları üzerinde emperyalist (sömürgeci) çalışmalarının olması Yenileşme çabalarının başarısız olması gibi nedenler etkili olmuştur. Osmanlı Devleti’nin Dağılmasını Önleme Çabaları 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti’nin çöküşü hızlanmıştır. Çöküşün Nedenleri Atatürk’ün İnkılap Anlayışı 1- Dünyadaki ekonomik gelişmelere ayak Türk milletini son asırlarda geri bırakmış uyduramama. kurumların kaldırılarak yerine milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini sağlayacak 2- Osmanlı Devleti!’nin bir çok milletten kurumlar açmaktır. oluşması ve milliyetçi isyanların artması. 3- Kapitülasyonların siyasi, ekonomik ve kültürel alanda ekonomik etkileri. Türk İnkılabının Özellikleri Toplumun her kesiminden insanların 1 katılımıyla gerçekleşen bir halk hareketidir. Belli bir konuda, bilimsel bir görüşle, aynı hedef ve ilkeler doğrultusunda ortaya atılan düşünceler. 4- Ordunun (Yeniçeri ve Tımarlı sipahi) bozulması ve amacından uzaklaşması. 5- Bilim ve teknikte Avrupa’nın takip edilememesi. 6- Rusya’nın yayılmacı politikaları (Panislavizm ve Çar Deli Petro’nun Sıcak denizlere inme hayali) Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumak amacıyla 19. yüzyılın ikinci yarısında önem kazanmıştır. Hangi milletten olursa olsun bütün Müslümanların halifenin etrafında birleşmesi gerekir tezini savunmuştur. Balkan Savaşları sonunda Arnavutluk’un OSMANLI DEVLETİNİN DAĞILMASINI bağımsızlığını ilanı; I. Dünya savaşı’nda Osmanlı ÖNLEMEK İÇİN ORTAYA ATILAN Halifesinin “Cihat Fetvası’nın” fazla etkili DÜŞÜNCE AKIMLARI olmaması; Arapların I. Dünya Savaşı’nda 1- OSMANLICILIK: İngilizlerin yanında yer alması İslamcılık Osmanlı Devleti, birçok ırk ve dinden milletin düşüncesinin başarılı olmadığını gösterir. bir arada bulunduğu bir devletti. Osmanlıcılık, Osmanlı ülkesinde yaşayan tüm 3- TÜRKÇÜLÜK ulusları din, dil ve ırk ayrımı olmadan eşit kabul Osmanlı ülkesi çok uluslu bir yapıya sahipti. ederek bir Osmanlı toplumu oluşturup Osmanlı’yı Türkler arasında milliyetçilik düşüncesi ise güçlü çöküntüden kurtarmayı amaçlayan fikir akımıdır. değildi. II. Meşrutiyet döneminde Türkler arasında Fransız İhtilali’nden sonra yaygınlaşan Türkçülük fikri yayılmaya başladı. milliyetçilik akımları, Osmanlı ülkesinde de etkili Balkan uluslarının ayaklanması, Osmanlıcılık ve olmaya başlayınca Osmanlıcılık ruhu oluşmaya İslamcılık fikirlerinin başarısız olması, Türk başlamıştır. birliğini savunan İttihat ve Terakki Partisi Tanzimat döneminde Genç Osmanlılar (Jön yönetimde etkili hale geldi. Türkler), Osmanlıcılık fikrini benimsemiştir. Bu akımın öncüleri: Ziya Gökalp, Enver Paşa Özellikleri a- Din, dil, ırk ayrımı yapmadan herkes eşit hak ve yetkilere sahip olmalıdır. Böylece bir Osmanlı toplumu oluşacak ve devlet yıkılmaktan kurtulacaktır. b- Meşrutiyeti ilan açılmalı ve burada edilmelidir. ederek Parlamento azınlıklar da temsil Genç Osmanlılar’ın çalışmaları sonucu 1876’da II. Abdülhamid, I. Meşrutiyet ilan edilerek kanun-ı Esasi’yi kabul etti. Azınlıkların bağımsızlık istemesi, Avrupalı devletlerin azınlıkları kışkırtmaları, Balkanlarda isyanların çıkması ve Anadolu’da Ermeni olaylarının başlaması, Osmanlıcılık düşüncesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını göstermiştir. İttihat ve Terakki Partisi, bütün Türkleri bir bayrak altında toplamayı amaçlayan Turancılık (Pantürkizm) düşüncesini benimsemiştir. Bu düşünceyi gerçekleştirmek için I. Dünya Savaşı’na girilmesini sağlamıştır. Ancak Turancılık fikrinin gerçekleşmesi imkânsız bir düş olduğunu ortaya koymuş, bunun yerine daha gerçekçi temellere dayanan Anadolu Milliyetçiliği savunulmaya başlanmıştır. 4- BATICILIK Bu görüşün sahipleri devletin ancak Batılılaşma yoluyla kurtulabileceğini ve bunun için çeşitli alanlarda ıslahatlar yapılması gerektiğini savunmuştur. Öncüleri: Abdullah Cevdet ve Celal Nuri’dir. 5- ADEM-İ MERKEZİYETÇİLİK Merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması ve NOT: Osmanlıcılık anlayışı, milli birlik ve milli imparatorluk içindeki çeşitli unsurların yönetime ülkü anlayışına ters düşmektedir. Milliyetçilik katılımının artması gerektiğini savunmuştur. akımının güçlenmesine paralel olarak Osmanlıcılık Öncüsü: Prens Sabahattin’dir. akımı etkisini kaybetmiştir. Bu akım, liberal (serbest) bir ekonomi modelini önermiştir. 2- İSLAMCILIK (ÜMMETÇİLİK) TRABLUSGARP SAVAŞI (1912-1913) 2 Nedeni: İtalya’nın birliğini geç tamamlaması I. BALKAN SAVAŞI (sanayileşmesi) (1870) sebebiyle yeni sömürgeler Karadağ, Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan bulmak istemesi. Osmanlı Devleti’ne saldırdı. Amaç: Osmanlı’yı Balkanlardan atmak. NOT: Trablusgarp, İtalya’ya yakındır. Bu sırada Bu sırada Osmanlı devleti İtalya ile savaş Osmanlı Devleti siyasi karışıklık içindedir. Bu halindedir (Trablusgarp Savaşı). durum İtalya’nın işini kolaylaştırmıştır. Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki ordusu düzensizdir. Zira ordu terhis edilmiştir. Osmanlı NOT: İngiltere ve Fransa iki ülke arasında tampon Devleti, gafil avlanmıştır. bir bölge oluşturmak amacıyla İtalya’nın bu işgaline NOT: Osmanlı’ya ilk saldıran devlet Karadağ; ses çıkarmamışlardır. savaştan en kârlı çıkan devlet Bulgaristan’dır. İtalya’nın Trablusgarp’a asker çıkarmasıyla işgal başlamıştır. Osmanlı Devleti, donanması olmadığı için denizden; Mısır İngiltere işgalinde olduğu için de karadan ordu gönderilemedi. Bazı Türk subayları (Mustafa Kemal ve Enver Paşa) kılık değiştirip, Trablusgarp’a geçmiştir. Halkı örgütlemiş ve bunun sonucunda Derne ve Tobruk’ta İtalyanlara karşı başarılı savunma savaşı yapmışlardır. Trablusgarp’ı işgalde zorlanan İtalya, Osmanlı’yı barışa zorlamak için On İki Ada’yı işgal etti. SONUÇ: Osmanlı Devleti, bütün cephelerde savaşı kaybetmiştir. Savaşı kaybetme sebebi, ordunun terhis edilmesi, particilik ve ikiliktir. Arnavutluk, bağımsızlığını ilan etti. Arnavutluk Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan devletidir. I. Balkan Savaşı sonrasında İttihat ve Terakki partisi Bab-ı Ali Baskını ile yönetimi ele geçirdi (1913). Mahmut Şevket Paşa hükümeti kuruldu. Londra Konferansı toplandı. Sonucu: 1.Uşi Antlaşması imzalandı (1912). 2.Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakıldı. 3.Balkan Savaşı başladığı için Yunanistan’ın On İki Ada’yı işgal etme ihtimaline karşı On İki Ada geçici olarak İtalya’ya bırakıldı. Londra Antlaşması’nın Sonuçları 1- Midye-Enez hattı’nın batısındaki bütün Rumeli toprakları elden çıktı. 2- Ege adalarının durumunun tayini büyük devletlere bırakıldı. II. BALKAN SAVAŞI YORUM: Uşi Antlaşması ile Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını da Nedeni: I. Balkan Savaşı’nda Bulgaristan’ın fazla toprak kaybetmiştir. alması ve bunu diğer Balkan devletlerinin kabul etmemesi. BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913) Sırplar, Yunanistan ve Romanya, Bulgaristan’a Nedenleri: saldırdı. Ruslar’ın sıcak denizlere inmek amacıyla Bulgaristan’ın yenildiğini gören Osmanlı da Osmanlı’yı Balkanlar’dan atmak için, Balkanları savaşa katıldı ve Edirne ile Kırklareli’ni geri aldı. nüfuzuna almak istemesi Sonucu: İngiltere ve Rusya arasında yapılan Reval Savaşı kaybeden Bulgaristan barış istedi ve Görüşmeleri’nin (1908) etkisi. Reval Bükreş Antlaşması imzalandı. Görüşmeleri’nde, Almanya’nın, İngiliz sömürgelerini ele geçirmek istemesi üzerine İngiltere, Rusya’yı yanına çekebilmek için Rusya’yı Osmanlı topraklarında serbest bırakmıştır. Bükreş Antlaşması Bulgaristan, I. Balkan Savaşı’nda kazandığı toprakları, Balkan devletleriyle paylaşmıştır. 3 NOT: Bu durum Bulgaristan’ın I. Dünya Savaşı’nda Rusya’nın karşısında savaşa girmesine sebep oldu. NOT: Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları sonrası, sınır komşusu olan Bulgaristan ve Yunanistan ile birer antlaşma yapmıştır. A- İstanbul Antlaşması: (Osmanlı Devleti /Bulgaristan) Kırklareli ve Edirne Osmanlı’ya verildi. Meriç Nehri sınır kabul edildi. Bulgaristan’daki Türkler azınlık statüsüne girdi. Bulgaristan, Türk azınlığın haklarını koruyacağına dair güvence verdi. B- Atina Antlaşması (Osmanlı Devleti - Yunanistan) Girit, Yanya ve Selanik Yunaistan’a bırakıldı. Ege adalarının durumu büyük devletlerin kararına bırakıldı. Yunanistan’daki Türkler azınlık statüsüne girdi. Yunanistan, Türk azınlığın haklarını koruyacağına dair güvence verdi. NOT: 1914’te Londra Konferansı’nda büyük devletler Ege Adalarının Yunanistan’a; On İki Ada‘nın da İtalya’ya verilmesine karar verdi. Ancak anlaşmaya varmadan I. Dünya Savaşı çıkmıştır. 4 I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918) XIX. yüzyılda sanayileşmenin etkisiyle hammadde ve Pazar ihtiyacının artması sömürgecilik hareketinin hızlanmasına yol açtı Hammadde ve Pazar ihtiyacının artması sonucu, İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün korunmasından vazgeçmiş ve Osmanlı’yı paylaşma planlarına katılmışlardır. Devletler arası ilişkiler ve ekonomik rekabet Avrupa sınırlarının dışına taşarak Uzak Doğu ve Afrika’ya yayıldı. Bu durumlar çatışmalar, rekabete ve bloklaşmalara yol açmıştır. Fransız İhtilali’nin etkisiyle Ulusçuluk hareketlerinin etkisiyle 1870’de İtalya ve 1871’de Almanya siyasal birliklerini kurdular. Bu iki devletin kurulması Avrupa’da siyasal dengelerin bozulmasına neden olmuştur. Bu dengelerin bozulması I. Dünya Savaşı’nın çıkmasına ortam hazırlanmıştır. I. Dünya Savaşı’nın Nedenleri Devletler arası (özellikle Almanya-İngiltere) arasındaki hammadde ve pazar rekabetinin artması. Devletler arası bloklaşma (İttifak-İtilaf) Fransa’nın Almanya’ya kaptırdığı Alsas-Loren kömür havzasını geri almak istemesi Rusya’nın tarihi emellerine ulaşmak istemesi (Panislavizm) Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Panislavizm hareketini engellemek ve Balkanlarda durumunu güçlendirmek istemesi. Devletler arasında silahlanma yarışının hızlanması. İtalya’nın Akdeniz’e hakim olmak istemesi ve sömürgecilik faaliyetine başlaması. (Savaşın Bahanesi): Avusturya-Macaristan veliahtının Saraybosna’da bir Sırp tarafından öldürülmesi. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA BLOKLAR İttifak Devletleri İtilaf Devletleri Almanya İngiltere Avusturya-Macaristan Fransa İtalya Rusya Osmanlı Devleti Yunanistan Bulgaristan Sırbistan Japonya Romanya A.B.D NOT: İtalya, savaş sırasında gizli antlaşmalarla İtilaf grubu’na katılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın Başlaması Savaşı başlatan olay Avusturya-Macaristan veliahtının bir Sırp tarafından öldürülmesi olmuştur (1914). Avusturya ile Sırbistan arasında başlayan savaşta Rusya, Fransa ve İngiltere Sırbistan’ın; Almanya, Avusturya’nın yanında yer aldı. Böylece kısa sürede I. Dünya Savaşı başladı. NOT: Japonya, Almanların Uzak Doğu sömürgelerini ele geçirip, sonrasında itilaf devletlerine yardım etmesiyle savaş Avrupa’dan bütün dünyaya yayıldı. Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girme Nedenleri ● Kaybedilen toprakları geri alma düşüncesi ● Kapitülasyonlardan ve Düyun-ı Umumiye’den kurtulma düşüncesi ● İttihat ve Terakki’nin Almanya’nın savaşı kazanacağına inanması ● Enver Paşa’nın Turan (Pantürkizm) ülküsünü gerçekleştirme düşüncesi ● Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni desteklemesi ve zorlaması ● Almanya’ya ait olan Goben ve Breslav gemilerinin Türk bayrağı çekerek Rus limanlarını bombalaması. NOT: İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’nin bu savaşta tarafsız kalmasını istiyordu. Sebepleri: İngiltere’nin Uzak Doğu sömürge yollarını güvence altında tutmak istemesi; Rusya’ya yardım için boğazları kullanabileceklerdi; yeni cepheler açılmayacak ve savaş geniş bir alana yayılmayacaktı. Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni Kendi Yanında Savaşa Sokmak İstemesinin Nedenleri: 1- Yeni cepheler açılacak ve kendi yükünü hafifletmek. 2- İngiltere’nin sömürge yollarını kesmek 5 3- Osmanlı Devleti’nin insan, yer altı ve yerüstü kaynaklarından yararlanmak. 4- Osmanlı padişahının halifelik yetkisinden yararlanarak, İngilizlerin ve Fransızların sömürgesindeki Müslümanları ayaklandırmak. Anlaşma Devletlerinin Osmanlı Devleti ile İttifak Yapmama Nedenleri a) Osmanlı Devleti’nin askeri ve ekonomik yönden zayıflamış olması b) Osmanlı topraklarının Anlaşma devletleri tarafından paylaşılmak istenmesi c) Rusya’nın Osmanlı topraklarında emellerinin olması ve İngiltere’nin Rusya’nın desteğini kaybetmek istememesi. Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi Birinci Dünya savaşı’nın başlamasından bir süre sonra Goben (Yavuz) ve Breslav (Midilli) adlı Alman savaş gemileri Osmanlı Devleti’ne sığındı. Osmanlı, savaşta tarafsızlığını korumak için bu gemileri satın aldığını bildirdi. Bir süre sonra bu gemiler Karadeniz’e açıldı ve Rus limanlarını bombaladı (23 Ekim 1914). Bunun üzerine Rusya, İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti (Kasım 1914). Osmanlı Devleti de 12 Kasım 1914’te bu devletlere savaş ilan etti. Böylece Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’na girmiş oldu. Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesiyle 1. Savaş geniş bir coğrafyaya yayıldı. 2. Savaşın süresi uzadı. 3. Ruslara doğuda cephe açıldı. 4. Almanların savaş yükü hafifledi. OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER Oluşum: Çarlık Rusya ile savaşılmıştır. Sarıkamış Harekatı, salgın hastalık ve ağır kış şartlarından dolayı Osmanlı Devleti’nin yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Ruslar, 1916 başında Erzurum, Muş, Trabzon, Bitlis, Erzincan’ı ele geçirmiştir. Çanakkale Cephesinden sonra Mustafa Kemal, Muş ve Bitlis’i düşman işgalinden kurtarmıştır. Savaş devam ederken Ruslar, Ermenileri Osmanlı’ya karşı ayaklandırmıştır. Osmanlı Devleti de Tehcir (GÖÇ) Kanunu’nu çıkarmak zorunda kalmıştır. Bu cephe Brest Litowsk Antlaşması ile kapanmıştır. NOT: Bu cephe Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda savaştığı ilk cephedir. 2- KANAL CEPHESİ (MISIR-SİNA-FİLİSTİN): Nedenleri: İngiltere’nin sömürge yollarını kesmek düşüncesi; Osmanlı’nın Mısır’ı İngiltere’den geri almak istemesi. Sonucu: İngilizler yapılan saldırıyı durdurdu ve Arapların yardımıyla Sina Yarımadasını ele geçirdi.böylece kuzeye doğru ilerledi. Bu harekatın düşmana güçsüzlüğümüzü göstermekten başka bir anlamı olmamıştır. 3- ÇANAKKALE CEPHESİ Bu cephe İtilaf devletleri tarafından açılmıştır. Nedenleri: Rusya’ya boğazlardan geçerek yardım etmek; Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakarak cephe sayısını azaltmak; Trakya’da Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na karşı yeni bir cephe açmak. Oluşum: İtilaf devletlerinin 18 Mart 1915’te boğazları geçme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Boğazlardan geçemeyen İngilizler, Gelibolu’dan kara harekatına başladı. Ancak, 19. Tümen Komutanı olan Mustafa Kemal düşman kuvvetlerini püskürtmüştür. 1- KAFKAS (DOĞU) CEPHESİ, SARIKAMIŞ Okuma Parçası: Mustafa Kemal ATATÜRK, Çanakkale Savaşlarında Türk HAREKATI: askerinin manevi gücünü ve kahramanlığını şöyle dile Nedenleri: Rusya’nın Kafkaslar üzerinden Doğu getirmiştir: Anadolu’ya saldırıya geçmesi; Enver Paşa’nın -Biz kişisel kahramanlıklarla uğraşmıyoruz. Yalnız size Turan düşüncesi; Osmanlı Devleti’nin Kars, Bomba Sırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı Ardahan ve Batum’u geri almak ve Bakü petrollerini siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm ele geçirmek istemesi muhakkak… Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerini alıyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkül ile biliyor 6 musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okumak bilenler Kuran-ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebeleri’ni kazandıran bu yüksek ruhtur. Sonuçları: Savaşın süresi uzadı Savaşın alanı genişledi. Çarlık Rusya’da Bolşevik İhtilali oldu. Bulgaristan, ittifak devletleri yanında savaşa katılmıştır. Böylece, Almanya ile Osmanlı Devleti arasında kara bağlantısı kurulmuş oldu. İngiliz ve Fransız donanmaları ağır kayıplar vermiş, her iki taraftan da yüz binlerce insan ölmüştür. Mustafa Kemal’in askeri ünü bütün dünyaya yayıldı. İngiltere’nin sömürgelerindeki saygınlığı azaldı. 4- IRAK CEPHESİ Nedenleri: İngilizlerin kuzeye çıkarak Ruslarla birleşmek istemesi; İngilizlerin petrol açısından zengin Irak topraklarını ele geçirmek istemesi. Oluşum: 1916’da Kut’ül Amara’da Osmanlı kuvvetleri İngilizleri mağlup etti ama İngilizler Hindistan’dan aldıkları takviye ile sonucu kendi lehlerine çevirdiler. Sonuç: İngilizler, Musul’a kadar olan Irak topraklarını ele geçirmiştir. TOPRAKLARIMIZ DIŞINDA SAVAŞTIĞIMIZ CEPHELER 1- Makedonya: Bulgaristan’a yardım etmek için savaşılmıştır. Fransızlarla mücadele edilmiştir. 2- Galiçya: Rusya ile savaşan Bulgaristan’a yardım edilmiştir. 3- Romanya: Bulgaristan ve AvusturyaMacaristan’a yardım için savaşılmıştır. Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler OSMANLI DEVLETİ’Nİ PAYLAŞMA TASARILARI (GİZLİ ANTLAŞMALAR) 5- HİCAZ-YEMEN CEPHESİ Osmanlı kuvvetleri bu cephelerde kutsal yerleri 1- Londra Antlaşması (1915)- (İngiltere-İtalya) korumak amacıyla İngilizlere ve ayaklanan Araplara Bu antlaşma ile birlikte İtalya ittifak bloğundan ayrılıp itilaf bloğuna geçmiştir. Bu antlaşma ile On karşı savaşmış ve başarısız olmuştur. İki Ada, Antalya ve çevresi İtalya’ya bırakıldı. 2- Boğazlar Antlaşması (1915) (İNG-FRN6- SURİYE CEPHESİ RUSYA) Kanal Cephesi’nde yenilen Osmanlı kuvvetleri İngilizlerin saldırıları nedeniyle Suriye ve Filistin İngiltere ve Fransa, Rusya’nın Boğazlar üzerindeki isteklerini kabul etmiştir. İstanbul, Boğazlar ve bölgelerinde savunma hattı kurmuştur. Marmara Denizi Ruslar’a verildi. Bu cephe Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı’nda mücadele ettiği son cephedir. 7. Ordu komutanı olan 2- Petrograt Protokolü (1916) (İNG-FRNMustafa Kemal, Halep önlerinde İngilizleri RUSYA) Rusya’ya Boğazlara ek olarak Trabzon’a kadar durdurmayı başarmıştır. Bu cephe Mondros Ateşkes Antlaşması’yla Doğu Karadeniz kıyıları ile Erzurum, Van ve Bitlis verilecek. kapanmıştır. 7 3- Sykes-Picot Ant. (1916) (İNG-FRN-RUSYA) Bu antlaşmaya göre İngiltere’ye Ürdün ve Irak; Fransa’ya Suriye ve Güney Anadolu; Rusya’ya Boğazlar ve Doğu Anadolu verilmiştir. 4- Mc Mahon Ant. (İngiltere-Hicaz Emirliği) Araplar, İngilizler ile işbirliği yaparak Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanacak, savaş sonunda Araplara bağımsızlık verilecekti. 5- Saint-Jean de Maurienne Ant. (1917), (İNGFRN-İTALYA) Bu antlaşma ile İtalya’ya Antalya, Muğla, İzmir bırakılmış ve İtalya daha önceki gizli antlaşmaları tanımıştır. RUSYA’NIN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ 1917 yılında Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali başarıya ulaşmış, Çarlık Rusya yıkılmış yerine kurulan Sovyet Rusya yönetimi Osmanlı Devleti’yle 3 Mart 1918’de imzaladığı Brest Litowsk Antlaşması ile savaştan çekilmiştir. BREST LİTOWSK ANTLAŞMASI (3 Mart 1918) 1878 Berlin Antlaşması geçersiz sayılmış, Kars, Ardahan, Batum halk oylaması yapılarak Osmanlı Devleti’ne geri bırakılmıştır. Doğu cephesi kapanmıştır. Sovyet Rusya, Doğu Anadolu’dan çekilmiştir. ABD’NİN SAVAŞA GİRMESİ İtilaf devletlerine silah taşıyan ABD yolcu gemilerinin Alman denizaltıları tarafından batırılması üzerine ABD, İngiltere ve Fransa yanında savaşa girdi. WİLSON İLKELERİ ABD, I. Dünya Savaşı’na girmek için ön şart olarak Wilson İlkelerinin İngiltere, Fransa ve İtalya tarafından kabul edilmesini ileri sürmüştür. Maddeleri: Yenen devletler yenilen devletlerden toprak almayacaklar. Yenilen devletlerden savaş tazminatı alınmayacak Gizli antlaşmalar yapılmayacak, açık diplomasi izlenecek. Savaş sonrası dünya barışını korumak için Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulacak. Boğazlar tüm devletlerin ticaret gemilerine açılacak. Osmanlı Devleti’nde Türklerin çoğunlukta bölgelere kesin egemenlik hakkı tanınacak, Türk egemenliği altında bulunan uluslara kendi kendini yönetme hakkı verilecek. I. DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN ANTLAŞMALAR Almanya Versay Avusturya Sen Germen Macaristan Trianon Bulgaristan Nöyyi NOT: I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti ile Sevr Antlaşması imzalanmıştır (10 Ağustos 1920). Kurtuluş Savaşı nedeniyle uygulanamamış, yerini Lozan Antlaşması almıştır. I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI Yaklaşık 10 milyon insan kaybı yaşanmıştır. Osmanlı, Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları ile Çarlık Rusya parçalanmıştır. Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Litvanya, Macaristan ve Türkiye gibi yeni devletler kurulmuştur. Milletler Cemiyeti kurulmuş; sömürgeciliğin yerini manda ve himaye almıştır. Sınırların çizilmesinde “milliyetçilik” ilkesine dikkat edilmemesi azınlıklar sorununun doğmasına neden oldu. İngiltere ve Fransa en önemli rakipleri Almanya’yı saf dışı bırakmışlardır. Savaştan en karlı çıkan devlet: İngiltere’dir. İlk kez kimyasal silahlar kullanılmıştır. Savaştan sonra yapılan antlaşmalar büyük devletlerin çıkarlarını korumaya yönelik olduğundan yeni sorunlara neden olmuş ve II. Dünya Savaşı’na giden yol açılmıştır. 8 MONDROS ATEŞKESİ, İŞGALLER, CEMİYETLER 8- Toros tünelleri derhal açılacak ve tüm demiryolları İtilaf devletlerinin denetimine geçecektir. I- MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 EKİM 1918) Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ve OsmanlıAlmanya bağlantısının kesilmesi Osmanlı’nın Çanakkale hariç bütün cephelerde yenilmesi Wilson İlkeleri’ne güvenilmesi Padişahın çıkarlarını ülkenin çıkarlarından üstün tutması gibi sebeplerden dolayı, Osmanlı Devleti, İtilaf Devletlerinden barış istedi. Ateşkes görüşmeleri Ege’deki Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda başladı. Görüşmelere, İngiltere adına Amiral Calthorpe; Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey katıldı. Mondros ateşkesi, 30 Ekim 1918’de imzalandı. UYGULAMA: Antlaşmanın 7. maddesine dayanarak İtilaf devletleri Anadolu’yu işgale başlamışlardır. ANTLAŞMANIN ÖNEMLİ MADDELERİ: 1- Boğazlar açılacak ve savunma mevzileri İtilaf Devletlerine bırakılacak (Madde 1) 2- Osmanlı ordusu terhis edilecek, sadece iç güvenliği sağlamak için küçük bir birlik bulundurulabilir.(Madde 5) 3- İtilaf Devletleri güvenlikleri için tehlikeli gördükleri her yeri işgal edebilecektir. (Madde7) PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 OCAK 1919) Amacı: İtilaf devletlerinin yenik devletlerle yapacakları barış antlaşmalarının koşullarını belirlemektir. İŞGALLER: 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletlerinin donanması İstanbul’a gelerek demirlemiştir. İngilizler: Musul, Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal etti. (Musul hariç bu bölgeleri daha sonra Fransızlara terk etmiştir.) Fransızlar: Adana ve Hatay İtalyanlar: Antalya, Konya, Muğla ve Kuşadası Boğazlar, tüm ulaşım ve haberleşme itilaf devletleri tarafından denetim altına alınmış ve Osmanlı ordusu terhis edilmeye başlanmıştır. Bu Konferansta; A- Milletler Cemiyeti’nin kurulmasına karar verildi. B- Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin NOT: Antlaşmanın en tehlikeli maddesidir. İtilaf kurulması kararlaştırılmıştır. devletleri bu maddeye dayanarak istedikleri her yeri C- Mandater sistem kabul edilmiştir. (Mandater işgal edebileceklerdir. yönetim, bir ülkenin Milletler Cemiyeti adına bir başka devlet tarafından yönetilmesidir.) 4- Vilayet-i Sitte’de (Altı il) (Erzurum, Van, D- İzmir’in Yunanlılar’a verilmesi kararlaştırıldı. Diyarbakır, Elazığ, Bitlis, Sivas) bir karışıklık çıkarsa anlaşma devletleri bu bölgeleri işgal NOT: İngiltere, kendisi gibi emperyalist bir devlet edebilecektir. (Madde 24) olan İTALYA’nın güçlenmesini engellemek için İzmir’in Yunanistan’a verilmesini desteklemiştir. Bu NOT: Bu maddeden bir Ermeni devletinin durum İtilaf devletleri arasında görüş ayrılıklarının kurulacağı anlaşılmaktadır. (Antlaşmanın İngilizce başlamasına neden olmuştur. metninde 6 Ermeni vilayeti geçmektedir.) 5- Tüm haberleşme İtilaf devletlerinin kontrolüne İZMİR’İN İŞGALİ (15 MAYIS 1919) verilecek. 1- Batı Anadolu’da Hıristiyanların Türkler 6- Savaş esirleri serbest bırakılacak. tarafından katledileceği söylentileri çıkartılmış ve 7- Tüm limanlar ve tüm doğal kaynaklar İtilaf bunu önlemek için işgalin yapılacağı açıklanarak devletlerine teslim edilecek. haklı bir neden yaratılmak istenmiştir. 9 2- 15 Mayıs 1919’da Mondros Ateşkes B) Azınlıklar Tarafından Kurulan Dernekler Antlaşması’nın 7. maddesine göre İzmir Yunanlılar 1Mavri Mira: Amacı, eski Bizans tarafından işgal edilmiştir. İmparatorluğu’nu yeniden kurmak (Megali İdea) ve Yunan işgalini kolaylaştırmaktır. Derneğin alt kolları: Rum Patrikhanesi, Etnik-i Eterya, Yunan Bunu Sonucunda; Kızılhaçı, İzcilik Örgütü, Göçmenler Derneği, Ulusal bilinç uyanmış Trakya Komitesi. Kuvay-ı Milliye ortaya çıkmış 2- Pontus-Rum Derneği: Trabzon ve çevresinde Amiral Bristol Raporu yayınlanmıştır. Rum Pontus Devleti kurmayı amaçlamışlardır. AMİRAL BRİSTOL RAPORU İzmir ve çevresinde Yunan katliamını ve iddialarını araştırmak için ABD, bölgeye Amiral Bristol başkanlığında bir heyet göndermiştir. Bu rapora göre: 1.İzmir ve çevresinde Hıristiyanlar, Müslümanlar tarafından değil; Müslümanlar, Hıristiyanlar tarafından katledilmiştir. 2.Yunanlılar’ın İzmir’de çoğunluk olduğu iddiaları yalandır. Bölgede ortak itilaf kuvvetlerinin gönderilmesi gereklidir. NOT: Bu rapor ulusal mücadelenin haklılığını ortaya koyan İLK belgedir. MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI’NDAN SONRA ANADOLU’DA ETKİNLİK GÖSTEREN DERNEKLER: I- ZARARLI DERNEKLER A) Türk ve Müslümanların Kurduğu Dernekler 1- Wilson İlkeleri Derneği: Amerikan mandasını savunanlar tarafından kurulmuştur. (H. Edip ADIVAR) 2- İngiliz Muhipleri Derneği: İngiliz mandasını savunanlar tarafından kurulmuştur. 3- Kürt Teali Derneği: Wilson ilkeleri doğrultusunda Doğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurma amacındadır. 4- İslam Teali Derneği: Kurtuluşu düşmana direnmek yerine, padişaha ve halifenin emirlerine uymanın yeterli olacağını savunmuştur. 5- Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası: Padişah ve halife bağlılık tezini savunmuştur.. 6- Hürriyet ve İtilaf Fırkası: Padişah ve halife taraftarı olan parti de padişah ve halifeye bağlılığı savunmuştur 3- Hınçak ve Taşnak- Sütyun Derneği: Wilson ilkeleri doğrultusunda Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devleti kurmayı amaçlamaktadır. 4- Alyans-İsrailit Derneği: Amacı, İsrail Devleti’ni kurmak ve İstanbul’daki Yahudilerin ekonomik çıkarlarını korumaktır. Azınlık Cemiyetlerinin Ortak Özellikleri a- Bağımsız bir devlet kurmayı amaçlamışlardır. b- Anlaşma devletleri tarafından desteklenmiş ve kışkırtılmışlardır. c- Osmanlı devleti’nin yıkılması için faaliyet göstermişlerdir. d- Yaptıkları çalışmalarla Türk topraklarının işgalini kolaylaştırmışlarıdır. e- Cemiyetlerin kurulmasında ve çalışmalarında Ermeni ve Rum Patrikhaneleri ile Musevi hahamhaneleri etkili olmuştur. f- Çete faaliyetleriyle halkımızı zor duruma düşürmüştür. II- YARARLI DERNEKLER 1Trakya Paşaeli Cemiyeti: Edirne’de kurulmuştur. Amacı, Mondros Mütarekesi sonrası azınlıkların taşkınlık ve haklarını koruyup direnişi sağlamak ve gerekirse silahla karşı koymaktı. Trakya’nın Yunanistan’a verilmesini önlemeye çalışmıştır. Kurulan İLK yararlı dernektir. Osmanlı Devleti yıkılırsa Batı Trakya ile birleşerek ayrı bir devlet kurma düşüncesindedir. 2- Doğu Anadolu Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti: Ermeniler’e karşı kurulmuş olan dernek, belli kararlar almıştır: a- Bölgeden kesinlikle göç edilmeyecektir. b- İşgallere karşı birlikte direnilecektir. c- Bilim, tarih vs. alanlarda araştırmalar yapıp Doğu Anadolu’nun Türk yurdu olduğunu ispatlamak. 10 3- Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Trabzon ve çevresinde Rum-Pontus Devleti’nin kurulmasını önlemeyi amaçlamıştır. 4- Kilikyalılar Cemiyeti: Adana ve çevresinde Fransız ve Ermeni işgallerine karşı kurulmuştur. 5- İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Paris Barış Konferansı’nda İzmir’in Yunanlılar’a verilmesi üzerine kurulmuştur. Mavri-Mira ve Etnik-i Eterya’ya karşı mücadele etmiştir. İşgalden sonra Redd-i İlhak olarak adını değiştirmiştir. 6- Milli Kongre Cemiyeti: İstanbul’da aydın kimselerin kurmuş olduğu bir dernektir. Basın-yayın yoluyla işgallerin haksızlığını dünya kamuoyuna duyurmaya çalışmıştır. Yararlı Derneklerin Özellikleri a- Bölgesel olarak kurulmuştur. b- Cemiyetlerin hepsi milli karakterdedir. c- İşgallere tepki olarak ortaya çıkmıştır. d- Dernekler önce basın-yayın yoluyla; daha sonra silah yoluyla mücadele etmiştir. e- Merkezleri genellikle İstanbul’dur. f- Kurtuluş Savaşımızın alt yapısını ve temel teşkilatlanmasını sağlamıştır. KUVAY-I MİLLİYE (MİLLİ KUVVETLER) Milli mücadelede düzenli ordu kuruluncaya kadar işgal güçlerine karşı mücadele silahlı mücadele eden bölgesel direniş kuvvetlerine Kuvay-ı Milliye denir. İşgallerin başlaması üzerine kurulmuştur. İLK silahlı direniş hareketi Güney Cephesi’nde Hatay- Dörtyol’dadır. Düzenli ordu kurulduktan sonra Kuvay-ı Milliye teşkilatı sona ermiş ama Türk ulusunun direnme gücü ve vatanseverliğini simgeleyen Kuvay-ı Milliye ruhu kesin zafer kazanılıncaya kadar sürmüştür. 11 b-Sivas’ta bir kongre olacağı burada İLK kez ortaya konulmuştur. KURTULUŞ SAVAŞI’NA c- Temsil kurulu İLK kez burada ortaya çıkmıştır. HAZIRLIK DÖNEMİ d- Bu genelge ile İstanbul Hükümeti YOK Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’a sayılmıştır. çıkmıştır. Böylece Milli, kurtuluş savaşı başlamıştır. e-“Her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul oluşturulmalıdır” kararıyla ileriki aşamada Görevleri: TBMM’nin açılmasına vurgu yapılmıştır. a- Samsun ve çevresinde güvenliği sağlamak b- Birlikleri terhis etmek İstanbul Hükümeti’nin Mustafa Kemal’e İkazları: c- Halktaki silahları toplamak a- Havza Genelgesi’nden sonra İstanbul’a çağırıldı. NOT: Mustafa Kemal Paşa’ya görev alanı içinde b- Amasya Genelgesi’nden sonra görevinden askeri ve sivil yetkililere emretme yetkisi azledildi (alındı). verilmiştir. c- TBMM’nin açılmasıyla idam kararı verildi. GENELGELER ve KONGRELER DÖNEMİ HAVZA GENELGESİ (28 Mayıs 1919) İşgallere karşı protesto ve mitingler düzenlenecektir. - İstanbul hükümetine ve büyük devletlerin temsilciliklerine uyarıcı-etkili telgraflar çekilecektir. -Silahlar toplanmayacaktır. NOT: Milli mücadelenin ilk belgesidir. ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz - 8 Ağustos 1919) Toplanma Amacı: - Doğu Anadolu’nun Ermeniler’e karşı savunmasını yapmak. - Doğu illerinin bütünlüğünü sağlamak. - Doğu Anadolu’daki Türkleri azınlıklara oranla daha güçlü hale getirmek. AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919) 1. Vatanın ve milletin bütünlüğü tehlikededir. 2. İstanbul hükümeti üzerine düşen görevi yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok saymaktadır. 3. Temsil Heyeti kurulmalıdır. 4. Sivas’ta bir kongre toplanacaktır. Kongreye her idari birimden 3 temsilci katılacaktır. Bu kişiler belediyeler ve Müdafaa-yı Hukuk cemiyetleri tarafından seçilecektir. AMAÇ: Saltanat ve hilafet yanlılarının kongreye katılmasını önlemektir. 5. Genelgeyi, Mustafa Kemal, Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir imzalamıştır. Genelgenin Önemi: a- Milli mücadelenin gerekçesi, amacı ve yöntemi belirtilmiştir. Gerekçesi: Vatanın ve milletin bütünlüğü tehlikededir. Amacı: Bağımsızlığı sağlamak. Yöntemi: Milleti ancak milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Alınan Kararlar: a- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. NOT: Bu madde Misak-ı Milli’nin ilk maddesini oluşturmaktadır. b- İstanbul Hükümeti üzerine düşen görevi yerine getiremezse bir temsil heyeti kurulacaktır. c- Manda ve himaye kabul edilemez. d- Kuvay-ı Milliye’yi amil, irade-yi milliyeyi hakim kılmak esastır. e- Azınlıklara siyasi egemenliğimizi ve toplumsal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez. f- İstanbul Hükümetinin çalışmalarını denetlemek amacıyla Mebusan Meclisi bir an önce toplanmalıdır. Kongrenin Önemi Toplanma amacı ve şekli bakımından bölgesel; aldığı kararlar bakımından ulusaldır. Misak-ı Milli’nin temelleri atılmıştır. İlk Temsil Heyeti, oluşturulmuştur. Başkan: Mustafa Kemal Hilafet ve saltanatın korunacağı belirtilmiştir. 12 (27 ARALIK 1919) Ankara’nın Ulusal Mücadelede Merkez Olmasının SİVAS KONGRESİ (4-11 Eylül 1919) Nedenleri; Kararları: - Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar kabul edildi. a- Anadolu’nun merkezi ve güvenilir bir yer olması; - Milli Cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-yı b- İletişim ve ulaşımın kolay olması Hukuk Cemiyeti olarak birleştirilmiştir. c- İstanbul ile demiryolu bağlantısının olması - Manda ve himaye kesin olarak reddedildi. d- Batı cephesine yakın olması - Temsil Heyeti geçici hükümet görevi yapmaya başladı. Okuma Parçası: - Kuvay-ı Milliye birlikleri birleştirilerek Ali Fuat Atatürk’ün büyük bir önsezi yeteneği olduğunu, 1932 yılında (CEBESOY) Batı Anadolu Kuvay-ı Milliye Amerikalı general Mc Arthur ile yaptığı görüşmede kendisine: komutanlığına getirildi. -Almanlar kendilerini siyasi bir akıma kaptırırlarsa 1940- İrade-yi Milliye adıyla bir gazetenin çıkartılması 1945 yılları arasında savaşırlar.Bu savaş çok kanlı olur, ancak kararlaştırıldı. Amerika müdahale ederse biter, bu savaşın esas galibi ise NOT: Temsil Kurulu’nun aldığı İLK Rusya olur, dediğini, yürütme kararıdır. 1907 yılında bu günkü Türkiye haritasının nerede ise (Musul - Damat Ferit Hükümeti istifa etmiş yerine Ali Rıza ve Kerkük hariç) aynısını çizdiğini, Çanakkale Savaşı’ndan 2 ay önce İngiliz ve Fransızların saldıracakları noktayı Paşa Hükümeti kurulmuştur. söylediğini, 1936 yılında - Güney Cephesi bu olaydan sonra kuruldu. -60 yıl sonra Rusya 60 parça olacak, dediğini, biliyor muydunuz? Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri: - Amasya Kongresi kararları kabul edildi. - Bu kongrelere Mustafa Kemal katılmamıştır. SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ (28 OCAK 1920) Mustafa Kemal, Meclisin İstanbul’da toplanmasını istemiyordu. Sebepleri: AMASYA GÖRÜŞMELERİ a- Hür iradenin tezahür edemeyeceği düşüncesi (20-22 Ekim 1919) Görüşmeler, İstanbul Hükümeti adına Bahriye NOT: Mustafa Kemal İstanbul’a gidecek Nazırı Salih Paşa ile Temsil Heyeti adına Mustafa milletveklillerinin padişahın etkisinde kalacağından endişelenmiştir. Kemal arasında geçmiştir. - Sivas Kongresi kararlarını İstanbul Hükümeti NOT: Milletvekillerinin padişahın etkinde kalacağı endişesi vardır. kabul edecek. b- İtilaf devletlerinin meclise müdahale edebileceği - Serbest ortamda seçimler yapılacak düşüncesi. - Meclis-i Mebusan açılacak. - İstanbul Hükümeti, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Mustafa Kemal’in Temsil Heyeti’nden İstekleri: Hukuk Derneği’nin varlığını kabul edecek. - İtilaf devletleri ile yapılacak barış görüşmelerine a- Mustafa Kemal’in meclis başkanı seçilmesi: Temsil Kurulunun uygun göreceği kimseler Seçilmedi. b- Misak-ı Milli kararları kabul edilecek: Kabul katılacak. edildi. NOT: Bu maddelerden sadece seçimlerin yapılıp c- Müdafaa-i Hukuk grubu kurulacak: Felah-ı Vatan Grubu kurulmuştur. Meclis-i Mebusan’ın açılması kabul edilmiştir. NOT: İstanbul hükümeti bu görüşmeyle milli NOT: İtilaf Devletleri, kendilerinin aleyhinde karar düşündüklerinden meclisin mücadelenin varlığını ve Heyet-i Temsiliye’yi alınmayacağını açılmasına izin verdiler. Meclis İstanbul’da resmen kabul etmiştir. açılmıştır. MUSTAFA KEMAL’İN ANKARA’YA GELİŞİ 13 MİSAK-I MİLLİ KARARLARI (28 OCAK 1920) 1- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. 2- Azınlıklara, sınırlarımız dışında yaşayan Müslüman Türklere verilen haklar kadar hak verilecektir. 3- Kapitülasyonlar kabul edilemez. 4- İstanbul ve Marmara’nın güvenliği sağlandığı takdirde İstanbul ve Çanakkale Boğazları ticari ulaşıma açılacaktır. 5- Evliye-yi Selase (Üç il) (Kars, Ardahan, Batum) için gerekirse halk oylamasına başvurulmalıdır. NOT: İtilaf devletleri bu kararların açıklanmasından sonra 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir. NOT: 11 Nisan 1920’de padişah meclisi kapatmıştır. NOT: İstanbul’un işgal edildi haberini Mustafa Kemal’e Manastırlı Hamdi bildirmiştir. 14 6. Padişah ve halife baskı ve zorlamadan kurtulduğu zaman meclisin aldığı karara göre uygun İLK TBMM (23 NİSAN 1920) olan yerini alır. İstanbul’daki gelişmeleri yakından takip eden 7. Din işleri TBMM tarafından yönetilecektir. Mustafa Kemal 19 Mart’ta yayınladığı bir genelgeyle bütün yurtta seçimler yapılmasını ve Ankara’da yeni bir meclis toplanmasını istemiştir. I. TBMM İle İlgili Yorumlar: Buna göre TBMM, 23 Nisan 1920’de Sinop mebusu Amacı Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmek ve vatanı Şerif Bey’in başkanlığında toplanmıştır. düşman işgalinden kurtarmak olan kişilerden İstanbul’dan kaçan Mebusan Meclisi üyeleri de (idealistlerden) kurulmuştur. TBMM’ye kabul edilmiştir. Kurtuluştan sonra yapılacak inkılaplar bu meclisin Not: Böylece Milli İradeye saygı gösterilmiş, milli gündemini oluşturmayacaktır. birlik ve bütünlüğün sağlanmasına çalışılmıştır. Bu meclisin gerçekleştirdiği tek inkılap saltanatın kaldırılmasıdır. I. TBMM’nin Açılış Nedenleri: Meclisteki subaylar askerlik mesleğini de beraber Ulusal egemenlik düşüncesini yürütmüşlerdir. (Meclisle, cephelerin irtibatını sağlamak için) kurumsallaştırmak Kurtuluş mücadelesine halkın katılımını TBMM’ye karşı çıkan isyanlara karşı 29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye kanunu çıkarılmıştır. artırmak İstiklal mahkemeleri vasıtasıyla yargı gücünü Bağımsızlık mücadelesini tek elden yönetmek kullanmıştır. NOT: TBMM 23 Nisan 1920’de 376 (bazı Olağanüstü yetkilere sahip, sert tedbirler alan ihtilalci bir meclistir. kaynaklara göre 390) milletvekili ile açılmıştır. Alınan ilk kararlar çok az bir değişiklikle 20 Ocak NOT: Mustafa Kemal Ankara milletvekili olarak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye adıyla ilk anayasa haline getirilmiştir. seçilmiştir. NOT: Bu anayasa TBMM’nin ilk anayasasısıdır. Kurucu meclis özelliği taşımasına rağmen, Alınan İlk Kararlar: “Olağanüstü yetkilere sahip meclis” adıyla 1. Yeni bir hükümet kurmak zorunludur. açılmıştır. NOT: İstanbul hükümetine karşı çıkılmıştır. Meclis hükümeti sistemi benimsenerek işlerin NOT: Yürütme işlerinin yapılabilmesi için düzenli hızlı yürümesi ve meclis ile hükümetin uyum içinde bir şekilde hareket edilmesi hedeflenmiştir. çalışması sağlanmıştır. 2. Geçici bir hükümet başkanı tanımak veya padişah vekili atamak doğru değildir. 1921 ANAYASASI (Teşkilat-ı Esasiye) NOT: Meclisin bağımsızlığını ve devamlılığını (20 Ocak 1921) sağlamak amaçlanmıştır. TBMM, 1920’de ilan edilmesine rağmen bir 3. TBMM’nin üzerinde hiçbir güç yoktur. anayasa ilan edilmemişti. Çünkü o dönemde KanunNOT: ı Esasi yürürlükte idi. Dolayısıyla bir anayasa a) Ulusal egemenlik anlayışı gerçekleşmiştir. tartışması başlatmak ulusal birliği zedeleyebilirdi. Ancak, I. İnönü Savaşı’nın oluşturduğu olumlu b) İstanbul hükümeti yok sayılmıştır. c) Saltanat makamına karşı çıkılmış ancak ortam havadan yararlanarak TBMM, ilk anayasasını ilan etmiştir. müsait olmadığı için açıkça ifade edilmemiştir. 4. Yasama, yürütme yetkileri, (güçler birliği ilkesi) Maddeleri: 1- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. meclise aittir. Yorum: Türk tarihinde ilk kez bir anayasa ile NOT: İşlerin hızlı yürümesi için böyle bir karar yönetim halka verilmiştir. alınmıştır. 5. Hükümetin üyeleri meclis içerisinden seçilir. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır. TBMM’NİN AÇILMASI 15 Yorum: Cumhuriyet rejimi kastedilmiş ancak 1921 Anayasası 1924 Anayasasına kadar geçerli ortam müsait olmadığı için resmen ifade olmuştur. edilmemiştir. NOT: 1921 Anayasasındaki en önemli değişiklik 2- Yasama, yürütme ve yargı yetkileri TBMM’ye Cumhuriyet’in İlanı ile olmuştur. Böylece devleti aittir. rejimi belirlenmiş ve meclis hükümeti sistemi yerine Kabine Sistemi’ne geçilmiştir. Yorum: Olağanüstü şartlardan dolayı hızlı karar alabilmek amacıyla güçler birliği ilkesi benimsenmiştir. Yorum: Yürütme yetkisinin TBMM’ye ait olduğu TBMM’YE KARŞI ÇIKAN İSYANLAR belirtilerek İstanbul hükümeti yok sayılmıştır. Nedenleri: İtilaf devletlerinin denetimlerini devam 3- Türkiye Devleti, TBMM tarafından yönetilir ve ettirebilmek amacıyla boğazların çevresinde hükümeti “TBMM Hükümeti” adını taşır. tampon bölgeler oluşturmak istemeleri Yorum: Devletin ismi konmuş ve milliyetçilik Şeyhülislamdan alınan fetva ile Kuvay-ı ilkesi benimsenmiştir. Milliyeciler’in dinsiz ilan edilmesi. Yapılan gıyabi yargılamada Mustafa Kemal 4- Dini hükünlerin uygulanması TBMM’ye aittir. ve arkadaşları hakkında idam kararı çıkarılması Yorum: Anayasanın laik olmadığının Milli mücadelecilerin bolşeviklikle veya göstergesidir. ittihatçılıkla suçlanmaları Bütün bu suçlamaların İngiliz uçaklarıyla halka ulaştırılması 5- Milletvekilleri seçimleri 2 yılda bir yapılır. Bazı zengin ve nüfuz sahibi kişilerin Yorum: Ulusal iradenin yönetimde daha etkin çıkarlarını korumak istemeleri olması amaçlanmıştır. Azınlıkların bağımsız devlet kurma amaçları Bazı Kuvay-ı Milliyeciler’in halka baskı 6- TBMM üyeleri seçildikleri bölgenin değil, tüm yapması ulusun milletvekilidir. Bazı Kuvay-ı Milliyeciler’in düzenli orduya Yorum: Ulusal birlik ve beraberliği güçlendirmek katılmak istememeleri amaçlanmıştır. 7- TBMM başkanı, hükümetin de başkanıdır. Yorum: Meclis hükümeti sistemi kabul edilmiştir. I- İstanbul Hükümeti’nin Çıkardığı İsyanlar 1- Anzavur İsyanı: Balıkesir çevresinde iki kez 8- Kanun-ı Esasi’nin teşkilat-ı Esasiye ile isyan etmiş, Çerkez Ethem kuvvetlerince bastırılmıştır. çelişmeyen hükümleri geçerlidir. Yorum: Kanun-ı Esasi yanlılarının tepkilerini 2- Kuvay-ı İnzibatiye İsyanı (Halifelik ordusu): Geyve, Adapazarı çevresinde faaliyet gösteren çekmemek amaçlanmıştır. halifelik ordusu Ali Fuat Paşa birlikleri tarafından Yorum: Ülkede aynı anda 2 anayasa geçerli mağlup edilmiştir. Kuvay-ı İnzibatiye’nin bir kısmı olmuştur. Kuvay-ı Milliye safına katılmışlardır. Önemi: Yeni Türk devletinin kuruluşunun siyasi ve hukuki bir belgesidir. TBMM, yaptığı anayasa ile Kurucu Meclis olduğunu göstermiştir. Savaş şartlarından dolayı maddeler sınırlı tutulmuş ve genelde bağımsızlığın kazanılmasına yönelik olmuştur. I-İstanbul Hükümeti İle İtilaf Devletleri’nin Çıkardığı İsyanlar 16 1- Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı İsyanları: 2- Demirci Mehmet Efe İsyanı: Demirci Mehmet İtilaf devletlerinin boğazlar çevresinde tampon Efe de düzenli orduya katılmayarak isyan etmiş, Ali bölgeler oluşturmak amacıyla çıkarttıkları Fuat Paşa tarafından isyanı bastırılmıştır. isyanlardır. Ali Fuat Paşa ve Refet bey birlikleri tarafından bastırılmıştır. TBMM’NİN ALDIĞI TEDBİRLER 1- Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılmıştır. (29 2- Afyon İsyanı (Çopur Musa): Askerleri firara Nisan 1920) teşvik eden bu isyanı Kuvay-ı Milliye birlikleri 2- İstanbul Hükümeti ile bütün haberleşme bastırmış, Çopur Musa Yunanlılar’a sığınmıştır. kesilmiş, evraklar geri gönderilmiştir. 3- Ankara müftüsü Rıfat Efendi’nin başkanlığında 3- Yozgat İsyanı: Çapanoğlu ailesi nüfuzlarını birçok alimin imzasını taşıyan karşı fetva kaybetmek endişesiyle isyan etmiş, birliklerimizi yayınlanmıştır. uzun süre uğraştırmıştır. Çerkez Ethem 4- Üyeleri milletvekillerinden oluşan İstiklal kuvvetlerinin de yardımıyla bastırılmıştır. Mahkemeleri kurulmuştur. (11 Eylül 1920) 4- Konya İsyanı: Delibaş Mehmet adında birisi isyan başlatmış, hükümet konağını basmış ve isyan genişlemiştir. Daha sonra Refet Bey tarafından isyan bastırılmıştır. Not: TBMM’nin yargı gücünü kullanmasına bir örnektir. 5- Gezici “Nasihat Heyetleri” oluşturulmuştur. 5- Milli Aşireti İsyanı: Urfa taraflarında Fransızlar tarafından kışkırtılan Milli Aşireti, Fransız ordusuyla beraber Kuvay-ı Milliyeciler’e karşı mücadele etmişse de başarılı olamamıştır. İsyanların Sonuçları: 1- Milli mücadelenin uzamasına ve kurtuluşun gecikmesine sebep olmuştur. 2- Yunanlılar’ın ilerlemesine zemin hazırlamıştır. 3- Boş yere kardeş kanı akıtılmış, cephane harcanmıştır. 4İsyanların bastırılmasıyla Anadolu’da TBMM’nin güç ve otoritesi artmıştır. Not: Ayrıca Bayburt’ta Şeyh Eşref İsyanı, Bozkır’da Zeynelabidin İsyanı, Diyarbakır’da Ali Batı İsyanı, Yenihan’da Postacı Nazım isyanı, Garzan’da Cemil Çeto İsyanı, Dersim çevresinde Koçkiri İsyanı gibi isyanlar çıkmıştır. III- Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar: Azınlıklar (Ermeni, Kürt ve Rumlar) Wilson ilkelerine göre bulundukları bölgelerde bağımsız devletler kurabilmek için isyanlar çıkartmışlardır. İtilaf devletleri tarafından da desteklenen bu isyanlar Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla son bulmuştur. Not: En son bastırılan isyan Karadeniz’den yardım alabilen Pontus Rumları’nın isyanıdır. IV- Kuvay-ı Milliyeciler’in Çıkardığı İsyanlar: 1- Çerkez Ethem İsyanı: Emrindeki Kuvay-ı Seyyare adındaki kuvvetlerle Yunanlılar’a ve TBMM’ye karşı çıkan isyanların bastırılmasında önemli rol oynamıştır. Fakat düzenli orduya katılmak istemeyerek isyan etmiş, I. İnönü Savaşı’nın hemen sonrasında isyanı bastırılmış, Çerkez Ethem Yunanlılar’a sığınmıştır. SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920) Diğer mağlup devletlerle yapılan barış antlaşmalarının şartları Paris Konferansı’nda belirlendiği halde Sevr’in şartları San Remo görüşmelerinde ortaya konmuştur. Bu gecikmenin sebebi: - Osmanlı’yı paylaşma konusunda anlaşmaya varamamaları - Geçen süre içerisinde daha fazla toprak işgal etmek istemeleri - Bir ateşkes antlaşması olan Mondros’un bir barış antlaşması gibi hükümler taşıması Sevr’deki görüşmelerde şartları çok ağır bulan Tevfik Paşa antlaşmayı imzalamayınca İngilizler’in desteklediği Yunanlılar bir taraftan Edirne’yi diğer taraftan Balıkesir ve Bursa’yı işgal etmişlerdir. Bu gelişmeler üzerine saltanat şurası toplanmış ve Sevr’in imzalanmasına karar verilmiştir. 17 Kararlar: 1- Osmanlı Devleti İstanbul ve Orta Anadolu’da küçük bir bölgeyle sınırlandırılacak 2- Boğazlar Türkler’in dahil olmadığı bir komisyon tarafından idare edilecek 3- Kapitülasyonlar en geniş şekli ile bütün devletlere tanınacak 4- Azınlıklar vergi vermeyecek, askerlik yapmayacak 5- Yunanlılar’a İzmir dahil Batı Anadolu ve Midye – Büyük Çekmece hattının batısında kalan bütün Doğu Trakya bırakılacak. 6- İngilizler’e, Musul, Kerkük, Irak, Filistin ve Arabistan bırakılacak 7- Fransızlar’a, Adana, Malatya, Sivas çevresi ve Suriye bırakılacak 8- İtalyanlar’a, Antalya, Konya ve Güneybatı Anadolu’nun içlerine kadar olan bölgeler bırakılacak 9- Doğu Anadolu’da iki yeni devlet kurulacak (Ermenistan, Kürdistan) 10- 50000 kişi haricinde asker bulundurulmayacak, ağır silahlar edinilmeyecektir. Not-1: Antlaşmanın geçerli olabilmesi için meclis tarafından onaylanması gerekmiş, Mebusan Meclisi kapatıldığı için bu da mümkün olmamıştır. Bu yüzden Sevr Hukuki geçerliliği olmayan ölü doğmuş bir antlaşma olarak kalmıştır. Not-2: TBMM antlaşmayı onaylamamış onaylayanları da vatan haini ilan etmiştir. Not-3: Kurtuluş Savaşı sonrasında Sevr yerine Lozan Barışı imzalanmıştır. 18 Misak-ı Milli kısmen gerçekleştirilmiştir. Doğu sınırı belirlenmeye başlanmıştır. Ermeni meselesi çözüme kavuşturulmuştur. İlk kapanan cephe Doğu cephesidir. Buradaki Düzenli Ordunun Kurulması birlikler batıya kaydırılmıştır. Sebepleri: Gürcistan’a bir nota verilmiş, Yapılan Batum a- Kuvay-ı Milliye’nin halka baskı uygulaması Antlaşması’yla (23 Şubat 1921) Ardahan, Batum b- Kuvay-ı Milliye güçlerinin düzenli ordu TBMM’ye verilmiştir. hakimiyetine girmek istememesi Halkın TBMM’ye güveni artmıştır. c- Kuvay-ı Milliye güçlerinin Yunanlılar’ı durdurmada yetersiz olması 2- GÜNEY CEPHESİ: d- Kuvay-ı Milliye birliklerinin başına buyruk Urfa, Antep ve Maraş bölgesi İngilizler, daha sonra hareket etmesi, kendi adaletini kendisi sağlayıp, Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. İngiliz işgaline ihtiyaçlarını halktan zorla sağlaması. ayaklanmayan halk Fransızlar’ın Ermeniler’i kışkırtmaları ile yapılan katliamlar karşısında direnişe geçmiştir. Maraş ve Urfa, TBMM 1- DOĞU CEPHESİ: 1878 Berlin Antlaşması’nda Rusya’nın Ermeniler’in açılmadan kurtarılmış, Antep bir yıllık bir koruyuculuğunu üstlenmesiyle Ermeni sorunu kuşatmadan sonra düşmüştür. ortaya çıkmıştır. Özellikle Rusya’nın, ayrıca Çukurova bölgesinde de bazı mücadeleler İngiltere ve Fransa’nın kışkırtmaları söz konusudur. yapılmıştır. Sivas Kongresi’nde alınan kararla Brest-Litowsk Antlaşması’ndan sonra Kafkaslarda güneyde Kuvay-ı Milliye kurulmasına çalışılmıştır. ilerleyişe geçen Osmanlı ordusu Mondros’tan sonra Bölgenin işgal altında tutulmasının mümkün geri çekilmiş, burada Ermenistan ve Gürcistan olmadığını anlayan Fransızlar Sakarya Savaşı’ndan devletleri kurulmuştur. Ermeniler, Wilson ilkelerine sonra imzalanan Ankara Antlaşması’yla askerlerini Hatay hariç Suriye sınırımız göre nüfus çoğunluğunda olduklarını iddia etmişler, çekmişler, Çukurova ve Doğu Anadolu’yu içine alan bölgede belirlenmiştir. bir Ermeni devleti kurmak istemişlerdir. General Not-1: Güney Cephesindeki başarılar bir şehir Harbord yayınladığı raporda Ermeni iddialarının halkının düzenli orduya karşı kazandığı başarılardır. Bu cephede düzenli ordu kurulamamıştır. doğru olmadığını açıklamıştır. TBMM açıldığı sırada Ermeniler saldırılarını Not-2: Fransa, Ankara Antlaşması ile TBMM’yi artırmış, bunun üzerine Doğu Cephesi tanıyan ilk itilaf devleti olmuştur. komutanlığına getirilen Kazım Karabekir Paşa’ya hareket emri verilmiştir (24 Eylül 1920). Türk 3- GÜNEYBATI ANADOLU CEPHESİ: kuvvetleri saldırıya geçmiş ve yapılan mücadelede Savaş sırasında yapılan gizli anlaşmalar ile Ege ve Ermeniler başarısız olmuştur. Sarıkamış, Kars ve Akdeniz İtalya’ya verilmiş iken Doğu Akdeniz’de Gümrü ele geçirilmiş, Ermeniler barış istemiştir. güçlü bir İtalya’yı menfaatlerine uygun bulmayan İngiltere Ege Bölgesi’ni Yunanistan’a verince İtalya’nın diğer İtilaf Devletleri ile arası açılır ve Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920) Milli Mücadele’den yana tavır koyar. Her ne kadar 1- Çıldır gölü Aras nehri sınır olacak 2- Berlin Antlaşması ile kaybedilen Kars çevresi ile İtalyanlar Antalya yöresini işgal etmişlerse de Ankara Hükümeti orduları başarılar kazanmaya Ardahan’ın bir bölümü TBMM’ye bırakılacak. başlayınca TBMM ile çatışmayı göze alamaz ve II. 3- Ermenistan TBMM’nin onaylamadığı hiçbir İnönü’den sonra kısmen, Sakarya Zaferi’nden sonra anlaşmayı imzalamayacak da tamamen Anadolu’dan çekilir. 4- Doğu Anadolu’da Ermeniler’in çoğunlukta Not: İtalya ile silahlı mücadeleye girilmemiştir. olmadığı kabul edilecektir. KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER Önemi: TBMM’nin ilk askeri ve siyasi zaferidir. Notlar: Sevr’in geçersizliği ilk kez belirtilmiştir. 4- BATI CEPHESİ: 19 Bu cephe Yunanlılar’ın 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgaliyle başlar. 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Antlaşmasıyla sona erer. Düzenli ordunun kurulması Yunanlılar’ın Bursa – Uşak arasındaki ilerleyişlerinin durdurulamasını sağladı. Gediz muharebelerinde alınan mağlubiyet, Kuvay-ı Milliye birliklerinin vatanı topyekün kurtaramayacağının, düzenli ordular karşısında başarılı olamayacağının anlaşılması ve zaman zaman halka baskı ve zulüm yapmaları düzenli ordu kurma çalışmalarını hızlandırmıştır. Ali Fuat Paşa‘nın yerine Batı Cephesi komutanlığına getirilen İsmet ve Refet beylerin çalışmalarıyla düzenli ordu kurulmuştur. (21 ŞUBAT – 12 MART 1921) TBMM’nin arka arkaya aldığı başarılar özellikle de I. İnönü zaferinden sonra İtalya ve Fransa’nın ısrarıyla Londra’da bir konferans toplanarak Sevr’in yeniden gözden geçirilmesine sebep olmuştur. Amaçları küçük değişikliklerle Sevr’i TBMM’ye kabul ettirmek ve Yunan ordusuna zaman kazandırmaktır. İkilik çıkarmak amacıyla hem İstanbul Hükümeti hem de TBMM davet edilmiştir. Sonuçları: 1- TBMM’nin kurduğu düzenli orduların ilk zaferidir. 2- Düzenli ordu çalışmaları sona ermiş milli birlik ve bütünlük sağlanmıştır. 3- Halkın kendisine ve düzenli orduya duyduğu güven artmıştır. 4- Teşkilatı Esasiye kabul edilmiştir. (20 Ocak 1921) 5- Londra konferansı toplanmıştır (23 Şubat – 12 Mart 1921) 6- İstiklal Marşı kabul edilmiştir. (12 Mart 1921) 7- Afganistan ile dostluk antlaşması imzalanmıştır. (1 Mart 1921) 8- Ruslarla Moskova Antlaşması imzalanmıştır. (16 Mart 1921) 9- İsmet Paşa generalliğe yükselmiştir. 10- İstiklal Mahkemeleri kaldırılmıştır. Not-3: İtilaf devletleri arasındaki görüş ayrılığı artmıştır. TBMM’nin Amaçları: 1- Misak-ı Milli’yi dünya kamuoyuna duyurmak 2- Savaş taraftarı olmadıklarını göstermektir. 3- İstanbul Hükümeti temsilcisi Tevfik Bey’in sözü TBMM temsilcisine bırakması ikilik çıkmasını I. İNÖNÜ SAVAŞI (6 – 10 OCAK 1921) önlemiştir. TBMM temsilcisi Bekir Sami Bey Yunanlılar amaçları; Misak-ı Milli’yi İtilaf devletleri ise Sevr’i Sevr’i TBMM’ye kabul ettirebilmek, savunmuşlar, neticede konferans bir netice Demiryolları kavşağı olan Eskişehir’i alıp alınmadan dağılmıştır. Ankara’ya ulaşarak milli mücadeleyi sona erdirmek, Gücünü göstererek itilaf devletlerinden daha Not-1: Londra Konferansı’nın önemi TBMM’nin fazla yardım sağlamak, varlığının İtilaf Devletleri tarafından resmen Çerkez Ethem’in isyanından faydalanmak, tanınmış olmasıdır. gibi amaçlarla harekete geçmişler, İnönü mevkiinde mağlup olarak geri çekilmişlerdir. Hemen Not-2: Milli mücadelenin savaş meydanlarında arkasından Çerkez Ethem mağlup edilmiş, Çerkez kazanılacak başarılardan sonra gerçekleşeceği Ethem Yunanlılar’a sığınmıştır. anlaşılmıştır. LONDRA KONFERANSI Not-4: İtilaf devletlerince Yunanlılar’a bir şans daha tanınarak taarruz emri verilmiştir. İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ (12 MART 1921) TBMM’nin açtığı ödüllü yarışmaya 724 şiir katılmıştır. Yarışmaya istemeyerek de olsa katılan Mehmet Akif “Kahraman Ordumuza” hitaben yazdığı şiirle birinci gelmiştir. İstiklal Marşı 1930 yılında Zeki ÜNGÖR tarafından bestelenmiştir. NOT: TBMM’nin İstiklal Marşı’nı kabul etmesi meclisin ulusalcı bir nitelik taşıdığını gösterir. AFGANİSTAN İLE DOSTLUK ANTLAŞMASI (1 Mart 1921): Moskova’da Ruslar’la görüşmeler sürerken, Afganistan ile bir dostluk antlaşması imzalanmış, 20 birbirlerini tanımışlar ve yardımlaşma sözü Batı cephesi birleştirilmiş ve İsmet Paşa’nın vermişlerdir. emrine verilmiştir. Not: TBMM’yi tanıyan ilk Müslüman Asya Düzenli orduya duyulan güven artmıştır. devletidir. Mustafa Kemal çektiği bir telgrafla İsmet Paşa’yı tebrik etmiştir. ”Siz orada sadece düşmanı değil; miletin makus (kötü)kaderini de yendiniz”. MOSKOVA ANTLAŞMASI Türk ordusu Dumplupınar ve Aslıhanlar’da bir (16 Mart 1921): Ortak düşman karşısında yalnızlık politikasından taarruz denemesinde bulunmuş, fakat yeterli taarruz da kurtulmak isteyen Sovyet Rusya ve TBMM gücüne ulaşılamadığı için başarılı olamamıştır. birbirlerine yakınlaşmışlar ve Moskova Yorum: 1. ve 2. İnönü Muharebelerinin özelliği düşmana karşı savunma yapma ve zaman kazanma Antlaşması imzalanmıştır. savaşıdır. Buna göre: 1- Batum, Gürcistan’a verilmek şartı ile Kars, Ardahan ve Artvin’in TBMM’ye ait olduğu kabul edilmiştir. (Misak-ı Milli’den ilk taviz KÜTAHYA–ESKİŞEHİR MUHAREBELERİ verilmiştir.) (10 – 24 TEMMUZ 1921): 2- Osmanlı Devleti’yle Çarlık Rusya arasında II. İnönü Savaşı’ndan sonra taarruz için yeterli imzalanan anlaşmalar geçersiz sayılmıştır. gücü olmadığı anlaşılan Türk ordusuna karşı, iyi 3- Taraflardan birinin onaylamadığı bir donatılmış ve üstün sayıda bir kuvvetle saldırılması antlaşmayı diğeri de onaylamayacaktır. durumunda başarılı olacaklarına inanan Yunanlılar, 4- Sovyet Rusya kapitülasyonların taarruza geçerek Afyon, Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirmişlerdir. Mustafa Kemal’in emri ile Türk kaldırıldığını kabul edecektir. 5- Sovyet Rusya, TBMM’ye yardım yapacaktır. Ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmiştir. Önemi: İlk kez bir Avrupa Devleti tarafından Sonuçları: TBMM ve Misak-ı Milli tanınmıştır. Yunanlılar Sakarya Nehri’ne kadar olan yerleri işgal etmiş Not-1: Kapitülasyonların kaldırılması ilk kez Sovyet Halkta ve mecliste bir panik başlamış Rusya tarafından kabul edilmiştir. Meclisi Kayseri’ye taşıma ve yeniden Not-2: Doğu sınırımız büyük ölçüde çizilmiştir. Kuvay-ı Milliye’ye dönme tartışmaları başlamış. (Kesin olarak Kars Antlaşması ile belirlenmiştir.) Mustafa Kemal’e karşı muhalefet güçlenmeye başlamış II. İNÖNÜ SAVAŞI 5 Ağustos 1921’de “başkomutanlık Yasası” (23 MART – 2 NİSAN 1921) çıkarılmıştır (3 aylık süre ile). Londra Konferansı’nın hiçbir sonuç alınamadan 8 Ağustos’ta Tekalif-i Milliye emirleri dağılmasından sonra, İtilaf devletleri Yunanlılar’a çıkarılmış. bir şans daha tanıyıp taarruz emri vermişlerdir. Yunanlılar Türk ordusunun daha fazla güçlenmesini İstiklal mahkemeleri yeniden kurulmuştur. önlemek, Sevr’i kabul ettirebilmek, Eskişehir’i ele Tekalif-i Milliye Emirleri alınmıştır. geçirip Ankara’ya geçmek, Milli Mücadele’yi sona erdirmek amacıyla harekete geçmişler fakat inönü NOT: Düzenli ordunun almış olduğu ilk ve tek mevkiinde mağlup olarak geri çekilmişlerdir. 8 yenilgidir. Nisan’da Afyon da Yunanlılar’dan geri alınmıştır. BAŞKOMUTANLIK YASASI Sonuçları: (5 Ağustos 1921) Yunanlılar yenildi ve Afyon’a çekilmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal işleri daha hızlı yürütmek ve kötü Fransızlar Zonguldak’ı, İtalyanlar Güneybatı gidişe son vermek amacıyla meclisten geniş yetkiler istemiş, 3 aylığına baş komutanlığa atanmıştır. Anadolu’yu boşaltmaya başlamışlardır. Buna göre yasama, yürütme, İstiklal Mahkemeleri vasıtasıyla yargı yetkisine sahip olmuştur. Birkaç 21 kez uzatılan görev, 1922 Temmuzunda süresiz (23 Ağustos – 13 Eylül 1921) olarak uzatılmıştır. Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı Yunanlılar Sakarya Nehri’nin doğusuna geçerek seçilinceye kadar bu görevde kalmıştır. taarruza başlamışlar, Türk savunma hattını yer yer aşarak Ankara yakınlarına kadar gelmişlerdir. Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır...” sözüyle (8 Ağustos 1921) uyguladığı yeni taktik başarıyla uygulanmış, Orduyu Sakarya Savaşı’na hazırlamak amacıyla Yunanlılar durdurulmuş, sonra Sakarya Nehri’nin halktan son bir kez fedakarlık istenmiş, elinde batısına atılmışlardır. Taarruz gücüne ulaşmamış bulunan yiyecek ve giyecek maddelerinin yük ve olan Türk ordusu daha ileriye gitmemiştir. binek araçlarının bir kısmını, silah ve cephane olarak ne varsa hepsini orduya istemişlerdir. İllerde ve ilçelerde vergi komisyonları kurulmuş, vergilerin Sonuçları: toplanması ve askerden kaçmaların önlenmesi için 1- Bir dönüm noktası niteliğindedir. 1683, II. yeni İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Viyana kuşatmasından beri devam eden geri çekilme son bulmuştur. Buna göre; 2- Son savunma savaşıdır. Artık Türk ordusu a- Halk elindeki silah ve cephaneleri 3 gün içinde taarruza geçecektir. orduya teslim edecektir. 3- Yunanlılar’ın taarruz gücü kırılmış, b- Her aile bir askeri giydirecektir. savunmaya çekilmiştir. c- Yiyecek ve giyecek maddelerinin % 40’ına el 4- Sovyet Cumhuriyetleri’yle Kars Antlaşması konulacak ve bunların karşılığı daha sonra geri imzalanmıştır. (13 Ekim 1921) ödenecektir. 5- Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır. d- Her türlü makineli araçların % 40’ına el (20 Ekim 1921) konulacaktır. 6- Ukrayna ile dostluk Antlaşması e- Halkın elindeki araçlar aylık 100 km askeri imzalanmıştır. ( 2 Ocak 1922) ulaşım yapacaktır. 7- İtalyanlar Anadolu’yu tamamen Not: Tekalif-i Milliye Emirleri’ne göre toplanan boşaltmışlardır. yardımlar Sakarya Savaşı’na yetişmemiş, daha çok Büyük Taarruz’da kullanılmıştır. 8- Mustafa Kemal ‘e gazilik ünvanı ve mareşallik rütbesi verilmiştir. (19 Eylül 1921) 9- İngilizler teker teker müttefiklerince terk İSTİKLAL MAHKEMELERİ edilince çareyi savaşı durdurmakta bulmuşlar ve TBMM açılmasına ve hükümet kurulmasına rağmen 22 Mart’a iki tarafa ateşkes teklifinde ülkede otorite boşluğu vardı. Bu durum güvensizliğe bulunmuşlardır. Türk ordusunu hareketsiz neden oluyordu. Kuvay-ı Milliye birliklerinin bırakmak, milli hükümeti gevşetmek amaçlarını düzensiz hareket etmeleri, TBMM’ye karşı taşıyan teklif TBMM tarafından kabul isyanalrın çıkması gibi sebeplerden dolayı İstiklal edilmemiş, kesin barış için kesin zaferin lazım Mahkemelri kurulmuştur. olduğu anlaşılmıştır. Olağan üstü mahkeme özelliği taşıyan bu 10- Yunanlılar, İngiliz desteğini kaybetmişlerdir. mahkemelerin kararlarına temyiz hakkı yoktu. 11- İngilizler ile Esir Mübadelesi Antlaşması İstiklal Mahkemelerinin üyeleri TBMM’deki yapılmıştır. (22 Ekim 1921) milletvekillerinden seçilmiştir. Sonuçları: KARS ANTLAŞMASI (13 Ekim 1921) İç güvenlik sorunu çözümlendi. TBMM’nin Anadolu’da otorite kurması Sakarya’dan sonar Kafkas Cumhuriyetleri ile (Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan) sağlandı. imzalanmıştır. Buna göre; Moskova Antlaşması Asker kaçakları orduya kazandırıldı. şartları tekrar edilmiş ve Doğu sınırımız kesinlik Ayaklanmaların bastırılması kolaylaştırıldı. kazanmıştır. SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ANKARA ANTLAŞMASI (20 Ekim 1921) 22 II. İnönü’den sonra TBMM ile anlaşmak için durumu ortaya çıkmıştır. Fakat iki taraf da savaşı Ankara’ya elçiler gönderen Fransa, Kütahya – göze alamadığı için Mudanya Ateşkes Antlaşması Eskişehir yenilgisinden sonra bekleme yoluna imzalanmıştır. gitmiş, Sakarya Savaşı kazanılınca Ankara Antlaşması imzalanmıştır. Sonuçları: 1- Kurtuluş savaşı başarıya ulaşmış ve Buna göre: Anadolu’da Yunan işgali sona ermiştir. 1- Antlaşmanın imzalanmasıyla taraflar 2- Kurtuluş savaşı’nın askeri safhası sona ermiş, arasında savaş sona erecek. diplomatik ilişkiler dönemi başlamıştır. 2- Fransa işgal ettiği toprakları boşaltacak 3- Boşaltılan topraklarda genel af ilan edilecek MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI 4- Hatay’daki Türklere geniş haklar tanınacak (11 EKİM 1922) ve Hatay özerk bir bölge olacak İngiltere, dominyonlarının2 ve İngiliz basınının 5- Fransa TBMM ve Misak-ı Milli’yi tanıyacak baskısı ve müttefiklerinin yalnız bırakması sonucu 6- (Günümüzde Suriye sınırları içinde olan) savaşı göze alamayarak barış görüşmelerine razı Caber kalesi Türk bayrağı altında, Türk mülkü olmuştur. Mudanya’daki barış görüşmelerine olarak kalacaktır. İngiltere, İtalya, Fransa ve TBMM katılmıştır. Görüşmelere katılmayarak Mudanya yakınlarında bir gemide bekleyen Yunanlılar’ı İngilizler temsil Not-1: TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk etmiştir. itilaf devleti Fransa’dır. Not-2: Bu durum itilaf devletleri arasındaki görüş Bu antlaşmaya göre: 1.Türk-Yunan savaşı sona erecektir. ayrılığını arttırmıştır. Güney cephesi kapanmış, buradaki askerlerimiz batıya kaydırılmıştır. 2.Yunan kuvvetleri, Meriç Nehri’ne kadar olan Doğu Trakya 15 gün içinde boşaltılacak ve 1 ay sonra Türk ordusu buraya girebilecek Not-3: Batum’dan sonra Hatay’ın Fransa’ya 3.Barış imzalanıncaya kadar Doğu Trakya’daki bırakılması Misak-ı Milli’den verilen ikinci tavizdir. Türk askeri 8 bin Jandarma kuvvetini geçmeyecek 4.İstanbul ve Boğazlar TBMM’nin denetimine BÜYÜK TAARRUZ bırakılacak ve 5.Barış imzalanıncaya kadar İstanbul İtilaf BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI devletlerinin denetiminde kalacak, Türk ordusu (26 Ağustos – 18 Eylül 1922) gösterilen sınırı geçmeyecektir. Mustafa Kemal’in başkomutanlığındaki Türk ordusu 1 yıl kadar hazırlık devresi geçirmiş, sürenin uzaması bir ara muhalefetin yoğunlaşmasına sebep Notlar: olmuştur. 26 Ağustos’ta taarruza geçilmiş, (Afyon Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası sona üzerinden) 4 günde Yunan savunma hattı aşılmış, ermiş, siyasi safhası başlamıştır. Dumlupınar mevkiinde 20 Ağustos’ta Savaşılmadan Doğu Trakya, Marmara ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Yunan İstanbul çevresi kurtarılmıştır. ordusu büyük ölçüde imha edilmiştir. “ Ordular, ilk Mudanya’da TBMM’yi temsil eden İsmet hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emriyle harekete geçen Paşa bu başarısından dolayı Lozan’a baş temsilci Türk ordusu 9 Eylül’de İzmir’i kurtarmış, 18 olarak gönderilmiştir. Eylül’de bütün Batı Anadolu Yunanlılar’dan Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir. temizlenmiştir. Yunan Başkomutanı General Trikopis ve çok sayıda Yunan subayı 2 Eylül’de Afyon yakınlarında esir alınmıştır. Türk ordusu kuzeye, Marmara, İstanbul ve 2 Dominyon: İngiltere’nin beş ülke ile aynı haklara sahip olan Boğazlar’a doğru yönelmiş, İngilizler’le savaş denizaşırı parçalarından her birine verilen ad (kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi…) 23 TBMM’nin varlığı İtilaf Devletleri tarafından tanınmış, Misak-ı Milli büyük ölçüde LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI gerçekleştirilmiştir. (24 Temmuz 1923) Fransa’dan sonra İngiltere de TBMM TBMM barış görüşmelerinin yeri olarak İzmir’i Hükümetiyle anlaşma yaparak yeni Türk teklif etmişse de kabul edilmemiş, tarafsız bir bölge devletinin varlığını resmen tanımıştır. olan Lozan’da anlaşılmıştır. TBMM’yi kimin temsil edeceği tartışma konusu olmuş, Mudanya Ateşkes Okuma Parçası Antlaşması’ndaki başarılarından dolayı İsmet Paşa gönderilmiştir. Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın yapıldığı Mudanya Konferansı’nda Türkiye’yi İsmet İnönü temsil etmişti. TBMM kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu Konferansta her ülkenin söyleyecekleri için belli bir zaman meselesinde taviz verilmemesini belirlenmişti. Her ülke konuşmaya başladığında İnönü saatine istemiştir.Görüşmelere birçok İtilaf devletinin bakıp geçen zamanı takip ediyordu, bütün ülkeler yanında Boğazlar konusunda Sovyetler ve konuşmalarını zaman sınırını aşmış olarak bitirdiler. Sıra Bulgaristan da katılmıştır. ABD ise yalnızca İnönü’deydi, o zamanların İngiltere başkanı Churchill ona ayrılan zamanı hatırlattı. Bu duruma sinirlenen İnönü saatini gözlemci göndermiştir. masaya koyarak: Görüşmeler 20 Kasım’da başlamış ama bir çok -Ben de tüm devletler kadar konuşacağım, dedi. konuda anlaşılamamış, 4 Şubat’ta kesilmiştir. İki Buna karşı çıkan Churchill’e ayağındaki savaş botlarını tarafın orduları savaşa hazır hale getirilmişse de göstererek: savaş olmadan 23 Nisan’da görüşmeler yeniden -Biz savaşa her zaman hazırız, diyerek Türkiye’yi en güzel başlamıştır. Karşılıklı tavizlerle 24 Temmuz 1923’te şekilde temsil etmiştir… anlaşma imzalanmıştır. Türkiye adına antlaşmayı İsmet Paşa imzalamıştır. SALTANATIN KALDIRILMASI (1 Kasım 1922) Maddeleri: Amasya genelgesinden beri bahsedilen millet 1- Sınırlar: egemenliği TBMM’nin açılmasıyla gerçekleştirilmiş Yunanistan ile sınır Mudanya’da olduğu ve TBMM’nin üstünde hiçbir güç olmadığı gibi Meriç nehri olacak belirtilmiştir. Bulgaristan ile sınır İstanbul ve Nöyyi Millet egemenliğinin yanında saltanatın da devam Antlaşmaları’na göre olacak etmesi manasızdır. Üstelik Lozan görüşmelerine Bozcaada ve Gökçeada dışındaki Ege İtilaf Devletleri ikilik çıkarmak için İstanbul adaları Yunanlılar’a verilecek, özellikle Hükümeti’ni de davet etmişlerdir. İçte birliği sınırlarımıza yakın olan adalar sağlamak amacıyla 1 Kasım 1922’de saltanat silahlandırılamayacak hilafetten ayrılarak kaldırılmıştır. Böylece Osmanlı Devleti resmen sona ermiştir. TBMM 12 ada İtalyanlar’a bırakılacak Vahdettin’deki halifelik sıfatından İngilizler’in Türkiye-Suriye sınırı Ankara faydalanmasını engellemek için halifeliği Osmanlı Antlaşması’na göre belirlenmiştir. hanedanından Abdülmecid Efendi’ye vermiştir. Türkiye-Irak sınırı ilgili devletlerin (Türkiye, İngiltere) ikili görüşmelerine bırakılmış, Musul sorunundan dolayı anlaşma sağlanamamıştır. Önemi Türkiye-İran sınırı 1639 Kasr-ı Şirin 623 yıllık Osmanlı Devleti resmen sona Antlaşması’ndaki gibi kalmış, Zağros Dağları ermiştir. sınır kabul edilmiştir. TBMM, milletin tek temsilcisi haline Doğu sınırımız, Moskova ve Kars gelmiştir. antlaşmalarına göre belirlenmiştir. Laikliğin ilk aşaması gerçekleşmiştir. Milli egemenlik yolunda önemli bir adım 2- Boğazlar: Türkiye’nin başkanı olduğu bir atılmıştır. komisyon tarafından idare edilecek, her iki yakası Cumhuriyetin ilanı için zemin hazırlanmıştır. askerden arındırılacaktır. 24 3- Kapitülasyonlar: Kesin olarak kaldırılmıştır. Not-3: Yabancı okullar, dış borçlar, nüfus mübadelesi, boğazlar, Musul meselesi ve Hatay sorunu sonradan bazı konular tekrar gündeme gelmiş ve çoğu lehimize çözülmüştür. 4- Savaş Tazminatı: Savaş tazminatı olarak Not-4: Sevr’in geçersiz olduğu kabul ettirilmiştir. Yunanlılar’dan Karaağaç kasabası alınmıştır. 5- Azınlıklar: Türkiye vatandaşı kabul edilerek Not-5: İtilaf Devletleri Misak-ı Milli’yi ve Türk Devleti’nin bağımsızlığını kabul etmişlerdir. ayrıcalıkları kaldırılmıştır. 6- Nüfus Mübadelesi: İstanbul’daki Rumlar ile Not-6: Musul meselesi Lozan’da çözülemeyen ve Batı Trakya’daki Türkler haricinde kalan nüfus sonraya bırakılan tek meseledir. karşılıklı değiştirilmiştir. Not-7: Türk isteklerine en fazla direnen devletler 7- Patrikhane: Bütün çabalara rağmen İngiltere ve Fransa’dır. patrikhane yurt dışına çıkarılamamıştır. Ancak yabancı kiliselerle irtibat kurması yasaklanmıştır. Not-8: Türk Kurtuluş Savaşı sömürge altındaki milletlere örnek olmuştur. 8- Dış Borçlar: Osmanlı’dan kalma dış borçların ödenmesi isteğimize göre çözülmüş, borçlar Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında paylaştırılmış, payımıza düşen kısım kağıt para olarak taksitle ödenmiştir. Duyun-i Umumiye kaldırılmıştır. 9- Yabancı Okullar: Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmış, bu konuda yabancı devletlerin müdahalesine izin verilmemiştir. 10İstanbul’un Boşaltılması: Lozan’ın onayından sonra 6 hafta içinde gideceklerdir. Sonuçları: 1- Bu antlaşma ile İtilaf Devletleri Misak-ı Milli’yi ve Türk Devleti’nin varlığını resmen kabul etmiştir. 2- Askeri zafer bu antlaşma ile siyasi zafere dönüşmüştür. 3- Bu antlaşma ile Türkiye açısından I. Dünya Savaşı sona ermiştir. Okuma Parçası Atatürk, kendisinin insanüstü bir varlık olduğunu söylemelerini hiç hoş karşılamazdı. Çocukluk arkadaşı Nuri Conker’in sert şakalarını büyük bir neşe ile dinler ve hepimizin önünde tekrarlatırdı. Bir gün sofradakilerden biri: -Paşam, demişti, kim bilir çocukluğunuzda ne müstesna bir insandınız. Kim bilir ne eşsiz anılarınız vardır. Atatürk güldü ve Conker’e döndü: -Nuri anlatsın, dedi. Nuri Bey her zamanki şakacı diliyle: -Bakla tarlasında karga çobanlığı ederdi, yanıtını verdi. Deminki soruyu soran kişi, sözün bu yola dökülmesinden fena halde ürktü. Soruyu ortaya attığına bin kez pişman oldu. -Aman efendimiz, diyecek oldu, Atatürk hemen sözünü kesti: -Bana, insanlar üstünde bir doğuş atfetmeye kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdedir. Not-1: I. Dünya Savaşı’nın en son imzalanan barış antlaşması Lozan Barış Antlaşması’dır. Not-2: Uluslar arası bir anlaşmadır ve geçerliliğini günümüzde de korumaktadır. 25 İNKILAP ÇALIŞMALARI * Meclis Hükümeti Sistemi: Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır. Aynı zamanda bakanlar, meclis içerisinden tek tek oylama ile belirlenir. * Kabine Hükümeti Sistemi: Meclis başkanı ve hükümet başkanı ayrı kişilerdir. Bakanlar, Hükümet Başkanı (Başbakan) tarafından belirlenir. Bu durum hükümetin daha hızlı çalışmasına imkan verir. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nde Kabine Sistemine geçilmiştir. 5- Yürütmeye işlerlik kazandırıldı. 6- Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı, İsmet Paşa Başbakan, Fethi Bey meclis başkanı seçilmiştir. II. MECLİS’İN AÇILMASI (11 AĞUSTOS 1923) 23 Nisan 1920’de çalışmalarına başlayan I. TBMM, ulusal bağımsızlığı gerçekleştirmeyi amaçlayan vatansever insanlardan oluşuyordu. Çok zor şartlarda çalışmış ve bunu başarmıştı. Mustafa Kemal mecliste değişik görüşlerde olan insanları bir araya getirmek için “Müdafaa-i Hukuk” grubunu kurmuştu. Meclisin 1 Nisan 1923’te kendini feshetmesiyle seçimlerin yenilenmesine karar verildi. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI Seçimleri çoğunlukla Müdafaa-i Hukuk grubu (3 Mart 1924) üyeleri kazandı. II. TBMM 11 Ağustos 1923’te çalışmalarına başladı. 23 Ağustos 1923’te Lozan Saltanat kaldırılırken kamuoyu hazır olmadığı için halifelikten ayrılmıştı. Fakat Saltanat taraftarlarının Antlaşması bu meclis tarafından onaylandı. halifelik makamı etrafında toplanması, Abdülmecid Bu meclis 1 Ekim 1927 tarihine kadar çalışmıştır. Efendi’nin saltanatı çağrıştıran davranışları, halifeliğin inkılapların ve laikliğe geçişin önündeki ANKARA’NIN BAŞKENT OLMASI en büyük engel olması, işlevini kaybettiği I. Dünya (13 Ekim 1923) Savaşı’yla ortaya çıkan halifelik gibi bir kurumun Lozan Anlaşması uyarınca anlaşmanın TBMM’de çağdaş Türkiye Cumhuriyet’inde yerinin olmaması onaylanmasını takip eden altı hafta içinde İstanbul ve basında gelişen bazı hadiseler yüzünden 3 Mart İtilaf devletleri askerlerince boşaltıldı. (2 Ekim 1924’te halifelik kaldırılmıştır. 1923). Bu durum başkent sorununu gündeme getirdi. Meclisteki uzun tartışmalardan sonra Ankara Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları: başkent olarak kabul edildi. 1- Laiklik ilkesi doğrultusunda bir adım atılmıştır. CUMHURİYET’İN İLANI 2- Cumhuriyet rejimi güvence altına alınmıştır. (29 Ekim 1923) 3- Ulus devlet olma anlayışı güçlenmiştir. TBMM’nin açılması, arkasından saltanatın kaldırılmasıyla millet egemenliği büyük ölçüde Aynı Gün; gerçekleşmişti. Fakat kamuoyu hazır olmadığı için 1- Şer’iye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı (laiklik “Cumhuriyet” adı konmamıştı. Üstelik “Meclis yolunda önemli bir adım). Hükümeti” sistemi hükümet bunalımına yol açmıştı. 2- Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi (Eğitim Sonunda 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildi. ve öğretimin birleştirilmesi sağlandı). Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı, Fethi Bey TBMM başkanı, İsmet Paşa başbakan ve Fevzi Çakmak 3- Erkan-ı Harbiye Vekaleti kaldırıldı (genel Genel Kurmay Başkanı oldu. Kurmayın politikayla uğraşması engellendi) 4- Osmanlı hanedanının yurt dışına çıkarılmasına karar verildi. Cumhuriyetin ilanıyla; 5- Harbiye Nezareti kaldırıldı. (Yerine Savunma 1- Devlet rejiminin adı belirlendi Bakanlığı Kuruldu) 2- Devlet başkanı sorunu halledildi. 3- Diğer inkılapların yapılabilmesi için ortam hazırlandı. ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYATA 4- Meclis hükümeti sisteminden kabine hükümeti sistemine geçildi. GEÇİŞ DENEMELERİ 26 * Ulusal egemenlik ve Cumhuriyet anlayışının geliştirilebilmesi, her görüşün serbestçe ifade edilebilmesi, bu görüşlerin siyasi partiler aracılığıyla yönetime yansımasıyla gerçekleşebilir. * Hükümetlerin denetlenmesini sağlamak düşüncesi, çok partili hayata geçiş denemelerinin önemli sebepleri arasındadır. 1- CUMHURİYET HALK PARTİSİ (9 Ağustos 1923) İlk TBMM’de Mustafa Kemal’in kurduğu Müdafaai Hukuk grubundan başka Tesanüt, İstiklal, Halk ve Islahat grupları da bulunuyordu. Mustafa Kemal inkılapları yapacak kadroyu bir araya getirmek için 9 Ağustos 1923’te Halk Fırkası’nı kurdu. 1950’ye kadar iktidarda kalan partiye (1923 – 1938) yıllarında Mustafa Kemal, (1938-1950) yıllarında da İsmet İnönü başkanlık yapmıştır. Bu tarihe kadar partinin başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanı idiler. Not: Parti ekonomide “Devletçilik” ilkesini savunmuştur. Laik Cumhuriyet’e ve inkılaplara karşı olanların bir araya gelmeleri Diyarbakır’ın Piran köyünde başlayan ayaklanma kısa sürede Doğu Anadolu’ya yayıldı. Fethi Bey Hükümeti ayaklanmayı bastırmakta başarısız olunca istifa etti. İsmet Paşa Hükümeti 4 Mart 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu’nun çıkarılmasını sağladı. İstiklal Mahkemeleri yeniden kurularak ayaklananlar cezalandırıldı. Musul sorununun aleyhimize çözümlenmesine sebep oldu. Ayrıca çok partili hayata geçişin ilk denemesinin başarısız olmasına yol açtı. Not: Rejime karşı yapılan ilk ayaklanma olması yönüyle 31 Mart Vakası’na benzemektedir. İZMİR SUİKASTI GİRİŞİMİ (16 HAZİRAN 1926) Rejim karşıtları ve muhalifler Mustafa Kemal’e karşı başarısız bir suikast girişiminde bulunmuşlardır. Rejime yönelik bu hareket de başarısız kalmıştır. 2TERRAKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI (17 Kasım 1924) 1924 yılında ordunun siyasetle uğraşması yasaklanınca pek çok subay askerlik görevinden istifa ederek politikaya girdi. Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Rauf Bey (Orbay), Refet Bey (Bele), Adnan Bey (Adıvar) birleşerek aynı görüşü paylaşan kimseleri bir araya getirmek amacıyla bir parti kurdular. Parti kısa zamanda rejim muhaliflerinin yuvası durumuna geldi. Partinin ilk şubesinin Urfa’da açılması çalışmalarının iyi yolda olmadığının göstergesidir. Partinin yaptığı çalışmaların Şeyh Said İsyanı’nın çıkmasında etkisi görülmüş ve Takrir-i Sükun Kanunu’na dayanılarak 5 Haziran 1925’te parti kapatılmıştır. Not: Parti ekonomide “liberalizm” i benimsemiştir. 3- SERBEST CUMHURİYET FIRKASI (12 Ağustos 1930) Nedenleri: 1- 1929 Dünya ekonomik buhranından etkilenen Türkiye’de bu buhranın aşılmasını sağlamak amacıyla değişik görüşlerin ortaya çıkmasını sağlamak 2-Ülkede demokratik bir ortamı oluşturmak 3-Hükümetin çalışmalarını denetleyecek bir muhalefet partisi ortaya çıkarmak Bu sebeplerle Mustafa Kemal, Fethi Bey’den parti kurmasını istedi. 12 Ağustos 1930’da kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası kısa zamanda rejim muhaliflerinin yuvası durumuna geldi. Bu durumu gören Fethi Bey, 18 Aralık 1930’da partiyi kapattı. Partinin kapatılmasındaki isabet kısa zaman içinde ŞEYH SAİD AYAKLANMASI belli oldu. 23 Aralık 1930’da rejim karşıtları (13 Şubat 1925) Menemen’de ayaklanarak Yedeksubay Kubilay’ı Nedenleri: öldürdüler. Ayaklanma kısa sürede bastırıldı. Terrakiperver partisinin olumsuz çalışmaları Suçlular ağır şekilde cezalandırıldı. Türk Devleti’nin Musul’a müdahalesini Not-1: Her iki demokrasi denemesi de gösterdi ki engellemek isteyen İngilizler’in Türk toplumu henüz çok partili siyasi rejime hazır Güneydoğu’da karışıklık çıkarmak amacıyla değildir. buradaki yerli ahaliyi devlet kurma yolunda kışkırtmaları 27 Not-2: II. Dünya Savaşı’ndan sonra 1946 yılında Demokrat parti’nin kurulmasıyla çok partili hayata geçilebilmiş, gerçek demokratik seçimler ise ancak 1950’de yapılmıştır. 1950’de Demokrat Parti iktidarı başlamıştır. TÜRKİYE’DE İNKILAP HAREKETLERİ Atatürk’ün inkılap anlayışı radikal ve köklü değişiklikler yapılması şeklindeydi. Özellikle Türk milletini son yüzyıllarda geri bıraktıran kurumları kaldırmak, yerine çağdaş kurumlar getirmek istiyordu. Zaten ulusal egemenlik anlayışına uygun kurulan bir devletin de yeni kurumlara ihtiyacı vardı. Bundan dolayı birbirini takip eden değişik alanlarda çeşitli inkılaplar yapılmıştır. kanun bu yönüyle toplum hayatının düzenlenmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye laikliği benimsediği için şer’i hukuka göre düzenlenen mecelleyi uygulayamazdı. Yeni bir kanun hazırlanması da çok zaman alabilirdi. Bundan dolayı Japonların yaptığı gibi İsviçre Medeni Kanunu’nun alınması kararlaştırıldı. En son hazırlanan modern bir kanundu. Akılcı ve pratik çözümler getiriyordu. Laiklikte önemli bir adım atıldı. Buna göre; tek eşlilik, resmi nikah zorunluluğu, kadınlara da boşanma hakkı, mirasta ve şahitlikte eşitlik, kadınların dilediği işte çalışabilmesi, Patrikhane’nin dünya ile ilgili yetkilerinin kaldırılması, din ve mezhep farkının kaldırılması gerçekleştirilmiştir. Not: Ayrıca Almanya’dan Ceza Mahkemeleri Usülü, İtalya’dan Ceza, Fransa’dan idari hukuk alınmıştır. I- SİYASİ ALANDA: 1- Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922 – Laikliğin ilk aşaması) III- EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA: 2- Ankara’nın başkent olması (13 Ekim 1923) 1- Osmanlı Devleti’nde eğitimde birliğin 3- Cumhuriyet’in ilanı ( 29 Ekim 1923 – olmaması ve dini nitelikli olması yenilik Demokratikleşmede önemli bir adım) yapılmasını zorunlu kılıyordu. 4- Halifeliğin ilgası (3 Mart 1924 Laikleşmede 2- Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924): önemli bir adım) Eğitim ve öğretim birleştirilerek, devlet 5- Ordunun siyasetten ayrılması (19 Aralık 1924) denetimine ve Milli Eğitim Bakanlığı emrine verildi. Bu kanun çerçevesinde medreseler 6- Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır” ibaresinin kapatıldı. (Laiklikle ilgilidir.) çıkarılması (10 Nisan 1928) 3- Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun (1926): İlk 7- Atatürk ilkelerinin anayasaya girmesi (1937) ve orta öğretimin esasları tespit edildi. Eğitimöğretim hizmetleri laik eğitim anlayışıyla modernleştirildi. (Laiklikle ilgilidir.) 4- Harf İnkılabı (1 Kasım 1928): Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur ve Arap alfabelerini II- HUKUKİ ALANDA kullanmışlardı. Laik Türkiye Devleti’ne en uygunu olarak görülen Latin alfabesi, yeni Türk Yenilik Yapılmasının Nedenleri: alfabesi olarak kabul edildi. Osmanlı Devleti’nde hukuki birliğin olmaması 5- Millet Mektepleri’nin Açılması (1928): Yeni Modern hayatın ihtiyaçlarına cevap Türk Alfabesi’ni “halka” öğretmek amacıyla verememesi okullar açılmıştır. Batı medeniyetine bir an önce geçmek için batı 6- Türk Tarih Kurumu’nun Kurulması (15 Nisan hukukuna yönelme gereği 1931): Türk tarihini “Milliyetçilik ve Laiklik” Osmanlı hukuk sisteminin, laik devletin ilkeleri esaslarına uygun olarak ele almak, esaslarına uygun olmaması Türkler’in kökenini, hizmetlerini, kurdukları Osmanlı hukuk sisteminde kadın hakları devlet ve medeniyetleri araştırmak amacıyla konusunda eksikliklerin olması kurulmuştur. Mecellenin tamamlanamamış olması 7- Türk Dil Kurumu’nun Kurulması (12 Temmuz 1932): Türkçe’yi yabancı dillerin tesirinden Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926): kurtararak gelişmesini ve zenginleşmesini Medeni kanun, evlenme, boşanma, miras vb. sağlamak, dilde millileşme ve sadeleşme yoluna her türlü ilişkileri düzenlemektedir. Medeni 28 gitmek, Türkçe’yi bir bilim ve kültür dili haline getirmek amaçlanmıştır. Not: Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nun kurulması milliyetçilik ilkesiyle ilgilidir. TBMM Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadını vermiştir. NOT: Bu kanunla beraber eski toplum zümrelerini belirten unvanlar kaldırıldı. Aynı kanunla Osmanlı nişan ve rütbelerini taşımak da yasaklandı. Kadınlara Siyasi Haklar Verilmesi (5 Aralık 1934): Kadınlara 1930’da belediye meclislerine, Üniversite Reformunun Yapılması (1933): 1933’te muhtarlıklara girme hakkı, 5 Aralık 1934’te Darülfünun kaldırılarak yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. (31 Mayıs 1933). de milletvekili seçme ve seçilme hakkı bir çok Modern bilime açık olan bu üniversitede Hitler Avrupa devletinden önce verilmiştir. Almanyası’ndan kaçan bilim adamları da görev aldılar. V- EKONOMİK ALANDA: Ankara Hukuk mektebi (1925 – İlk yüksekokul), Mustafa Kemal, askeri zaferlerin, siyasi ve Yüksek Ziraat Enstitüsü (1933) ekonomik zaferlerle devam ettirilmesi gerektiğine Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi (1936 – inanıyordu. Bu gayeyle ekonomik faaliyetleri bir bütün olarak değerlendirmiş ve Lozan İlk fakülte) imzalanmadan önce ele almıştır. Güzel Sanatlar Akademisi, Devlet Konservatuarı İzmir İktisat Kongresi (18 Şubat – 4 Mart 1923): açıldı. Lozan’daki barış görüşmelerinin kesildiği bir sırada, İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi toplandı. Değişik IV- TOPLUMSAL ALANDA: kesimlerden 1135 temsilcinin katıldığı bu kongrenin Kılık – Kıyafet İnkılabı: sonucunda “Misak-ı İktisadi” kabul edildi. Buna göre ekonomik kalkınmada tam bağımsızlık Şapka Kanunu (25 Kasım 1925) öngörülüyor, kaynakların en iyi şekilde Dini Kıyafetlerle dolaşılmasının yasaklanması (3 değerlendirilmesi ve kendi çabamızla kalkınmanın Aralık 1934), gereği ortaya konuluyordu. NOT 1: Sadece Diyanet İşleri Başkanı dışarıda dini Kapitülasyonların Kaldırılması (24 Temmuz kıyafetiyle dolaşabilir. 1923): Lozan’da kesin olarak kaldırılmıştır. Not-2: Çağdaşlaşma ile ilgili bir inkılaptır. İş Bankası’nın Kurulması (1924): Özel sektöre Not-3: Diyanet İşleri Başkanı, Patrik ve Hahambaşı destek sağlamak amacıyla ilk özel Türk bankası olan bu kanunun dışında tutulmuştur. İş Bankası kuruldu. Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Aşar Vergisi’nin Kaldırılması (17 Şubat 1925): Kasım 1925): Çıkarılan kanunla tekke, türbe ve Köylünün rahatlatılması ve üretimin artırılması zaviyeler kapatıldı. Yine aynı kanunla “Şeyhlik, amacıyla aynı zamanda şer’i bir vergi olan aşar dedelik, dervişlik, seyyitlik, çelebilik, türbedarlık” kaldırıldı. gibi unvanlar da kaldırıldı. (Laiklikle ilgilidir) Kabotaj Kanunu’nun Çıkarılması (1 Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik: Bu Temmuz 1926): Türkiye karasularında Türk alanlarda birliği sağlamak ve batılılaşmak amacıyla gemicilerin ticaret yapmasına imkan tanınıyor, değişiklik yapılmıştır. Hicri ve Rumi takvim yerine denizcilik geliştirilmeye çalışıyordu. (Milliyetçilikle Miladi Takvim (1 Ocak 1926) kabul edildi. ilgilidir.) Ağırlık ve uzunluk ölçüsü olarak uluslar arası Teşvik-i Sanayi Kanunu (1926): Özel sektörü ölçüler olan metre ve gram kullanılmaya başlandı (1 sanayi alanına çekmek ve ona kredi sağlamak için Nisan 1931) çıkarılmıştır. Devletler arası ilişkilerde düzeni sağlayabilmek Tarım-Kredi Kooperatiflerinin Kurulması için hafta tatili Cuma’dan pazara alındı. (1935). (1928): Çiftçiye kredi, ucuz alet ve makine imkanı Soyadı Kanunu’nun Kabulü (21 Haziran 1934): oluşturmaya çalışıldı. Kişilerin sosyal hayatta kolaylıkla tanınmaları, Toprak Reformu (1929): Topraksız köylüyü karışıklıkların önlenmesi için herkese Türkçe ve toprak sahibi yapmak hedeflenmiştir. Fakat tam ahlaka aykırı olmayan birer soyadı verilmiştir. başarılı olunamamıştır. 29 Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı (1933 – 1938): Bu dönemde devlet, temel tüketim ve ara mallar sağlamak gayesiyle üç beyaz ve üç siyah projesine ağırlık vermiştir. Un, şeker, pamuk üç beyazı, kömür, demir ve akaryakıt ise üç siyahı oluşturuyordu. Bu temel malların üretilmesi ile döviz tasarrufu sağlandığı gibi, bu maddeler ile dışa bağımlılık da ortadan kalkacaktı. Hazırlanan bu plana göre özel sektörün gerçekleştiremeyeceği yatırımlar, devlet eliyle yapılmaya başlandı. Plan doğrultusunda dokuma, demir, kağıt, cam ve kimya alanlarında 1937’ye kadar onaltı fabrika kuruldu. Fabrikaların işletmeye açılmasıyla, dışarıdan alınan mallar yüzde elli oranında azaldı. “İkinci Beş Yıllık Plan” ise İkinci Dünya savaşı’ndan dolayı uygulanamadı. Fakat, 1945 yılına kadar süren savaş esnasında Türkiye, dışarıya muhtaç olmadan kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmiştir. Sümerbank’ın açılması ile elde edilen başarı, kuruluşların açılmasını teşvik etmiş ve maden işleri uğraşacak Etibank kurulmuştur. Böylece sanayide devletçilik ilkesi yerleştirilmeye çalışılmıştır. Not: Çağdaşlaşmanın en yoğun olduğu dönem 1923-1934 yılları arasıdır. 30 ATATÜRK İLKELERİ A) TEMEL İLKELER 1- CUMHURİYETÇİLİK: Halkın kendi kendisini yönetmesi ilkesine dayanır. Çok partili sistemi öngörür. Türk İnkılabının siyasal görünüşüdür. Cumhuriyetçilik; Devlet başkanının belli bir süre için seçilerek iş başına geldiği devlet ya da yönetim biçimidir. Cumhuriyet yönetimlerinin temeli seçimdir. Egemenliğin halka ait olduğu tek yönetim biçimidir. Cumhuriyet rejiminde yasaları koyacak kişiler, yani meclis seçim ile belirlenir. Sınıf ve cins ayrımı olmaksızın herkesin yönetime katıldığı yönetim biçimidir. Kısaca halkın kendi kendisini yönetebildiği, egemenliğin ulusa ait olduğu ve herkesin eşit haklara sahip ve özgürce haklarını kullandığı yönetim biçimidir. Not: Mustafa Kemal’in ödün vermediği bir ilkedir. " NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE " Atatürk Milliyetçiliğini en güzel şekilde açıklar... 3- HALKÇILIK: Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucudur. Halkçılık ulusu oluşturan çeşitli toplumsal gruplar arasında eşitliğin sağlanması, ayrım yapılmaması, yasalardan ve hizmetlerden eşit olarak yararlanılmasını öngörür. Halkçılık, bir milleti oluşturan çeşitli meslek ve toplumsal grupları içinde bulunduran insanların, halk tarafından halk içinde yönetilmesi. Halk, bir ülkede yaşayan ve o ülkenin vatandaşı olan herkese denir. Halkçılık aynı zamanda millet içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlemesidir. Diğer taraftan halkın kendi kendisini yönetmesi ve ülkede yaşayan herkesin kanun önünde eşit olması, hiçbir toplumsal gruba ve sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. 4- LAİKLİK: Atatürk ilkelerinin dayandığı iki temel ilkeden birisi Milliyetçilik, diğeri Laikliktir. Türk ulusunu oluşturan bireylerin dinsel inanışlarına, vicdan özgürlüklerine karışmamak, bu haklarını güvence altına almak, devleti ve hukuk kurallarını dine göre değil, akıl ve bilime göre düzenlemeye denir. Laiklik; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılması, fakat kimsenin inancına ve vicdan hürriyetine karışılmamasıdır. 2- MİLLİYETÇİLİK: Üyesi olduğumuz ulusun varlığını sürdürmesi ve ilerlemesi için diğer bireylerle birlikte çalışmaya ve bu çalışmanın bilincini sonraki kuşaklara aktarmaya denir. Esas ırk değil kültürdür. Milliyetçilik, bireylerin ait oldukları milletin varlığını ve birliğini sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle ortak çalışma bilincine sahip olmasıdır. Millet, aynı dili konuşan, ortak bir geçmişi olan Devlet kurum ve kuruluşlarının laikleşmesi ve gelecekte birlikte yaşama duygusuna sahip olan aşamaları şu şekilde olmuştur: insan topluluklarına denir. 1 Kasım 1922'de Saltanat kaldırıldı. Milliyetçilik, kendi milletini ve kültürünü 3 Mart 1924'te Halifelik, Şeriye ve Evkaf yaşatmak ve onu yüceltmek için yapılan çabalar Vekillikleri ve medreseler kaldırıldı. Tevhid-i ve benimsenen ilkeledir. Tedrisat Kanunu kabul edildi. Her milletin bağımsız olup kendi devletini 1924 Anayasası'na "Türkiye Cumhuriyeti kurmasıdır. Devleti'nin dini İslamdır." maddesi eklendi. Her milletin kendi kendini yönetmesi ve 10 Nisan 1928'de, anayasadan "Devlet dini egemenliğin millete ait olmasıdır. İslamdır." hükmü çıkarıldı. Her milletin kendi dilini, yurdunu, tarihini, sanatını ve kültürünü yaşatmasıdır. 31 1937 Anayasası'na "Türkiye Cumhuriyeti İnkılap, bir halden başka hale dönüşme, biçim Devleti laiktir." ilkesi konuldu. değiştirme, devrim anlamına gelir. Diğer taraftan, inkılap, toplumların çeşitli Not: Mustafa Kemal’in taviz vermediği bir diğer alanlarda, toplumun ihtyaçlarına göre birtakım düzenlemelerle birlikte yeni bir düzen getirmesidir. ilkedir. Atatürk inkılapçılığı; toplumsal ihtiyaçları karşılamak için kurallar koymayı, düzenlemeler 5- DEVLETÇİLİK: yapılırken izlenecek yol ve yöntemler belirlemeyi Özel sektörün yetersiz kaldığı yerde öngörür. yatırımların bizzat devlet tarafından yapılmasını öngören ekonomik bir ilkedir. Özel teşebbüsü B) BÜTÜNLEYİCİ İLKELER: reddetmez. Devlet, toplum halinde yaşayan insanların, 1- Ulusal egemenlik: Ulusun yönetimde söz aralarındaki düzeni kurmak ve sürdürmek için sahibi olması demek olduğu için daha çok oluşturdukları güce denir. cumhuriyetçilik, Halkçılık ve milliyetçilik Devletçilik, ekonomik alanda doğrudan (Ulusçuluk) ilkelerinin bütünleyicisidir. doğruya devletin müdahalesini öngören 2- Ulusal birlik, beraberlik ve ülke bütünlüğü sistemdir. (Milliyetçilik): Türk ulusunun ülkesi ve Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanından sonra devletiyle bölünmez bir bütün olduğunu ifade devletçi ekonomik sistem uygulanmaya ettiği için milliyetçilik ilkesini bütünler. başlandı. 3- Ulusal bağımsızlık: Bir ulusun hiçbir şekilde başka bir devlete bağımlı olmadan özgürce Bunun nedenleri: yaşaması esasına dayandığı için milliyetçilik 1- Halkın elinde yeterli sermaye olmaması ilkesini bütünler. nedeniyle özel işletmeciliğin ülke ihtiyaçlarını 4- Akılcılık ve Bilimsellik: Toplum ve devlet karşılayamaması. yaşamının her alanında, çağdaşlaşmayı 2- Girişimci sınıfın yetersizliği ve teknik eleman sağlamak için aklın ve bilimin önderliğine sıkıntısı. ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle Laiklik ve 3- Türk insanının daha çok tarıma ve devlet İnkılapçılık ilkelerini bütünler. memurluğuna eğilim göstermesi. Devletçi Ekonominin Amaçları: 1. Devletin büyük işletmeleri ve önemli hizmetleri doğrudan doğruya yerine getirmesi 2. Fiyatların piyasada arz ve talebe göre kendiliğinden oluşmasına müsaade etmemesi. 3. Üretilen mamullerin fiyatını belirlemesi 4. Ekonomideki hedeflerin beşer yıllık planlar halinde belirlenmesi 5. Özel işletme ve devlet işletmesinin aynı anda bulunması anlamına gelen "karma ekonomi"nin benimsenmesi. 6- İNKILAPÇILIK (DEVRİMCİLİK): Devletin, çağın gereklerine göre sürekli yenilenmesini öngören, durağanlığı reddeden bir ilkedir. Akılcılık ve bilimselliği tek yol ve hedef kabul eder. 5- İnsan ve İnsanlık Sevgisi: İnsanlar arasında ayırım yapmadan barış ve refah içinde yaşamayı öngörmektedir. Bu nedenle Halkçılık ve Milliyetçilik ilkelerini bütünler. 6- Yurtta barış, dünyada barış (Dış siyaset, kalkınma amaçlı): Bugünkü Türk dış politikasının da esaslarını belirleyen bu ilke daha çok Halkçılık ve Cumhuriyetçilik ilkelerini bütünler. Çağdaşlaşma: Türk devrimlerinin tamamının amacı çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaktır. Bu amaçla batıdan esinlenerek devrimler yapılmıştır. Devrimcilik ve Laiklik ilkelerinin bütünleyicisidir. 32 5- TÜRKİYE’NİN MİLLETLER CEMİYETİNE GİRMESİ DIŞ POLİTİKA (18 Temmuz 1932) Barışçı olduğunu kanıtlamak ve dünya barışına katkıda bulunmak isteyen Türkiye etkisinin 1- YABANCI OKULLAR SORUNU inanmasına rağmen Milletler 1924 yılında Türkiye ülkedeki bütün yabancı olmadığına Cemiyeti’ne üye oldu. Cemiyeti yönlendiren okulların Milli Eğitim’e bağlandığını batılı devletlere bildirdi. Batılı devletler bu duruma karşı İngiltere ile ilişkiler gelişmiştir. çıkmak istedilerse de Türkiye bunu bir iç sorun saydığını bu nedenle görüşme konusu 6- BALKAN ANTANTI (9 Şubat 1934) yapmayacağını bildirince sorun kendiliğinden Almanya ve İtalya’nın aşırı silahlanması ve ortadan kalkmış oldu. İtalya’nın Balkanlar’da ve Akdeniz’de egemenlik kurmak istemesi paktın oluşmasına neden oldu. Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya 2- MUSUL SORUNU (5 Haziran 1926) arasında pakt gerçekleştirildi. Lozan Antlaşması’na göre Musul Sorunu, Türkiye ile İngiltere’nin ikili görüşmeleriyle halledilecek, Not: Böylece Türkiye batı sınırını güvence altına ikili görüşmelerle sorun halledilmezse Milletler almıştır. Cemiyeti’ne havale edilecekti. Türk-İngiliz görüşmeleriyle sorun halledilmeyince olay Milletler 7- MÖNTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 Cemiyeti’ne intikal etti. Milletler Cemiyeti haksız Temmuz 1936) kararlarla Musul’u İngiliz mandası altındaki Irak’a Almanya ve İtalya’nın saldırgan tutum takınması bıraktı. Bu durum karşısında bütün gücünü Şeyh sonucu Boğazların güvenliğinin kalmadığını, Said ayaklanmasını bastırmada harcayan Türkiye silahsızlanma çabalarının başarılı olmadığını ve herhangi bir şey yapamadı, karara razı oldu. Sorunu şartların değiştiğini ileri süren Türkiye, Boğazlarla halledebilmek amacıyla Türkiye ile İngiltere ilgili bir toplantı düzenlenmesini istedi. Montrö arasında Ankara Antlaşması imzalandı. (5 Haziran Boğazlar toplantısında Rusya’nın karşı çıkmasına 1926). Türkiye Musul’un Irak’a ait olduğunu kabul rağmen, İngiltere ve Fransa’nın desteğiyle ediyor, buna karşılık Irak, Musul petrol gelirlerinin istediğimiz kararlar alınmıştır. Buna göre; % 10’unu 25 yıl süreyle Türkiye’ye vermeyi kabul 1- Boğazlar Komisyonu kaldırıldı, idaresi ediyordu. Türkiye’ye bırakıldı. Not: Irak sınırımız kesin biçimini aldı. 2- Türkiye boğazların her iki yakasını silahlandırabilecekti. 3- NÜFUS MÜBADELESİ (30 Haziran 1930) 3- Barış zamanında ticaret gemilerinin Lozan Antlaşması’na göre İstanbul’daki Rumlar’la Boğazlardan geçişleri serbest olacak, savaş Batı Trakya’daki Türkler haricindeki nüfus gemilerinin geçişleri ise izne tabi olacaktır. değiştirilecekti. Bu durumu kendi lehine çevirmek 4- Savaş zamanında Boğazları istediği gibi açıpisteyen Yunanistan, İstanbul’da daha fazla Rum kapatabilecekti. bırakmak istemiştir. Bu gelişme Türk-Yunan Lozan Antlaşması’nın ulusal anlaşmazlığına yol açtı. Ancak devlet büyüklerinin Sonuç: egemenliğimizi zedeleyen maddesi ortadan karşılıklı ziyaretleri sayesinde sorun halledildi. Bu yakınlaşma Balkan Antantı’nın gerçekleşmesini kaldırıldı. Türk toprakları arasında bütünlük sağlandı. Türkiye’nin boğazlara tek başına sahip sağlayacaktır. olmasıyla dünya devletleri arasında değeri arttı. Not: 1921 yılında Çekoslovakya, Romanya ve 4- DIŞ BORÇLAR SORUNU Yugoslavya arasında Küçük Antant, 1925 yılında Osmanlı’dan kalan borçların ödenme şekli ve Almanya ve Fransa arasında Lokarno Antlaşması, ekonomik bunalımlar yüzünden özellikle Fransa ile 1928 yılında Fransa ve ABD arasında Kellog Paktı ilişkiler gerginleşmişse de Türkiye’nin istediği kurulmuştur. şekilde çözümlenmiştir. 8- SADABAT PAKTI (8 Temmuz 1937) 33 İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve güneyde yayılmacı politika izlemesi karşısında Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında kuruldu. Türkiye güney ve doğu sınırlarını güvence altına almış oldu. 9- HATAY’IN ANAVATAN’A KATILMASI (30 Nisan 1939) Fransa’nın 1936’da Suriye’den çekilmesi üzerine 1921-Ankara Antlaşması’na dayanan Türkiye’nin müracaatıyla Hatay’ın bağımsızlığı kabul edildi. 2 Eylül 1938’de Hatay Cumhuriyeti kuruldu. Daha sonra Hatay Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı. (30 Nisan 1939). Not-1: Yeni kesinleşmiştir. Türk Devleti’nin sınırları Not-2: Atatürk Dönemi Türk dış politikasını iki dönemde incelemek mümkündür. 1923-1930 yılları: çözülmüştür Lozan’dan kalan pürüzler 1930-1938 yılları: Yaklaşan II. Dünya Savaşı tehlikesine karşı önlemler alınmıştır. 34 II. DÜNYA SAVAŞI (1939-1945) Nedenleri: İtalya ve Almanya’nın saldırgan tutumları Kominizm tehlikesinin artması I. Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın imzaladığı Wersailles Antlaşması’nın etkisi İtalya’nın, I.Dünya Savaşı’ndan galip bir devlet olarak çıkmasına rağmen aradığını bulamaması (Paris Barış Konferansı) Japonya’nın sömürgeci faaliyetlere girişmesi Savaş sonrası SSCB’nin komünizm yayma çalışmalarına karşı NATO (Kuzey Atlantik Paktı) kuruldu (1949). Not: Türkiye 1952’de Kore Savaşı’ndaki yardımları dolayısıyla Nato’ya dahil edildi. OECD (Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) 1947’de; Avrupa Konseyi 1949’da kuruldu. Nato’ya karşı Sovyetler liderliğinde Varşova Paktı kuruldu (1955). Not: Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya arasında Balkan Paktı (1954); Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve İngiltere arasında da Bağdat Paktı kurulmuştur. Savaşın Başlaması ve Gelişimi: (1955). Almanya’nın Polonya’ya saldırmasıyla İlk kez atom bombası kullanıldı, Hiroşima ve başlamıştır. Japonya’nın Perl Harbour’a Nagazaki. saldırmasıyla 1942’de ABD’de savaşa katılmıştır. Müttefiklerin Sicilya ve Normandiya çıkarmalarıyla önce İtalya, sonra Almanya, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından sonra da Japonya teslim olmuştur. Böylece II. Dünya Savaşı son bulmuştur. ► Mihver Devletleri: Almanya, İtalya, Japonya ► Müttefik Devletler: İngiltere, Fransa, Rusya, ABD Not: Türkiye II. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını korumaya çalışmıştır. Fakat savaş sonrası görüşmelere katılabilmek için 23 Şubat 1945’te Mihver Devletleri’ne savaş açmıştır. Savaşın Sonuçları: Almanya, İtalya ve Japonya sömürgelerini kaybettiler. Almanya ikiye ayrıldı, rejim değişikliği oldu. İtalya, Kuzey Afrika’dan çekildi, Libya kuruldu. İtalya On iki Ada’yı Yunanlılar’a bıraktı (1947 Paris Antlaşması). Birleşmiş Milletler Kuruldu (1945) Yahudiler’e Filistin’de “İsrail Devleti” kuruldu. (14 Mayıs 1948) İngiltere’nin sömürgeleri bağımsızlıklarına kavuştular (Mısır, Hindistan). ABD, İngiltere ve Sovyetler Yalta’da bir araya gelerek dünyayı nüfuz bölgelerine ayırdılar. (Yalta konferansı) 35