Muhterem Müslümanlar

advertisement
İL : OSMANİYE
AY-YIL : OCAK 2007
TARİH : 05.01.2007
ِ َّ ُّ ‫اَّلل حُِي‬
ِِ
ِ
ِ
‫َ اّا‬
َ ‫ين يح َقاتلحو َن ِِف َسبِيله‬
ََّ ‫إ َّن‬
َ ‫ب الذ‬
‫وص‬
ٌ َ
‫َكأَنَّ حهم بحنيَا ٌن َّمْر ح‬
VATAN SEVGİSİ ve YURT SAVUNMASI
Aziz ve Muhterem Kardeşlerim!
Tarihe bir göz atacak olursak bundan tam…
yıl önce, sene 1922 bütün memleketimiz ve bir
cennet bahçesi gibi güzel Çukurova’mız düşman
istilasına uğramıştı. Vatanın boynu bükük, anaların
kalbi yaralı, çocuklar öksüz, gelinler dul kalmıştı.
Elhasıl bütün yurt kan ağlıyordu.
İslam güneşi doğduğu günden beri, bu yüce
dininin düşmanları, ona cephe almışlar ve bütün
güçlerini bu yolda teksif ederek, onu (İslamı)
ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. O ilk günlerin
Ebu Cehil ve Ebu lehepleri yerlerini daha sistemli ve
planlı çalışan ve Müslüman Türk’ü İslam’dan
uzaklaştıran veya birbirleriyle uğraştıran çeşitli ve
sinsi düşmanlara bırakmışlardı. Ama onlara isteseler
de istemeselerde İslam güneşi ebediyete kadar
devam edecektir. Şairin dediği gibi;
“Tefrika girmeden bir Millete düşman giremez.
Toplu Vurdukça yürekler onu top sindiremez”
Yeter ki; bizler birbirimizle uğraşmayalım.
Ayrılıp bölünmekten vazgeçip İslam’ın emrine, Kur
an-ı Kerimin hükmüne ve sevgili Peygamberimizin
tavsiyelerine uyalım. Çünkü Cenabı Allah “Şüphesiz
ki Allah kendi yolunda hepsi birbirine kenetlenmiş
olarak çarpışanları sever” buyuruyor. Peygamber
S.A.V. Efendimiz ise “ Vatanı sevmek imandandır”
“Her ölenin amel defteri kapanır. Yalnız Allah rızası
için vatan sınırında nöbet bekleyenler müstesna.
Bunların amel defterleri kapanmaz. Kıyamete kadar
amellerinin sevabı yazılır ve kabir fitnesinden emin
olurlar” (1) burulmaktadır
Değerli Kardeşlerim!
Ta 1071 yılının Ağustosunda;
“Yaktıracağım Kur’an-ı,
Yıktırmayacağı Kabeyi,
Şarka giden görmesin,
Minareli Kubbeyi”
Diyen Romendiyojan bu karanlık emelinde
muvafık olamadı. Ama onun yolunu takip eden sinsi
düşman biç bir zaman durmadı. İslamı ortadan
kaldırmak için, fikirle karşı çıktı ve yenildi. Dokuz
defa haçlı ordusu tertip etti. Ama hepside perişan
oldu.
Artık kuvvetle karşı koyamayacağını anlayınca başka
başka kılık ve kıyafetlere girdiler. Dost göründüler,
içerdeki Ermenilerle işbirliği yaptılar. Ve bizi yıkmak
için şu formülü uyguladılar. “Müslüman Türk’ün
hayatını İslam’dan, ahlakını Kur’andan, yolunu Hz.
Muhammed S.A.V. ‘in yolundan, irtibatını din
adamlarından ayırmak
ve
onu İslam dan
uzaklaştırmak…
Muhterem Müslümanlar!
Hatırlıyorsun; Allah bir daha vatan ve
milletimize o kara günleri göstermesin. Düşmanlar
Birinci dünya savasının ertesi günlerinde aziz
vatanımızı paylaşmıştı. Millet olarak yine bu günkü
gibi gaflet uykusunun o kadar derinliklerine dalmıştık
ki,
hala
birbirimizle
uğraşıyorduk.
Düşman
burnumuzun dibine gelinceye kadar uyanmadık. Ancak
patlayan düşman toplarının sesiyle kurtuluş ümidi
kesilmişti. “ Bizi Bu elim hadiseden ancak bir mucize
kurtarır.” Sloganı ağızdan ağza dolaşıyordu.
Muhterem Cemaat!
Adana,
Osmaniye,
Gaziantep
ve
Kahramanmaraş havalisi halkı olarak sizler daha iyi
hatırlarsınız? Günlerden Cuma idi.
Müslümanlar
abdestini almış, namazını kılıp Allah’a yalvarmak için
ağır ağır adımlarla camiye gidiyorlardı. Fakat hiç de
neşeli değillerdi. Başlar yıkık, kaşlar çatık, gözler
nemli ve yüzler de elemliydi. Çünkü aziz vatanımızın
semalarında Türk Bayrağı değil, Fransız bayrağı
dalgalanıyordu.
Cami’de
bütün
Müslümanlar
ağlıyordu. Hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. İşte o
anda Sütçü İmam minbere çıktı, kısa ve öz olarak “ Ey
cemaati Müslimin Cumanın şartlarından biride hür
olmaktır. Şu anda aziz vatanımızın burçlarında Fransız
bayrağı dalgalanıyor. O bayrak oradan inip, yerinde
Türk Bayrağı dalgalanmadıkça size Cuma namazı
kıldırmayacağım. Ne duruyorsunuz? Ey eli silah, sopa,
balta, kürek tutanlar. Allah için cenge” diye
haykırmıştı. İşte o anda gözlerde bir umut kıvılcımı
çaktı. Etten duvar örüldü. Oluk oluk akan Şehit kanıyla
cennet vatanımız düşmanlardan temizlendi.
Muhterem Cemaat!
Eğer bizler de Şehitlerimizin ruhunu şadetmek
istiyorsak, bu cennet vatan üzerinde huzur içerisinde
yaşamak istiyorsak, Rabbimizi kendimizden hoşnut
etmek istiyorsak ki, elbette istiyoruz, o halde
birliğimizi, dirliğimizi bozmaya çalışan dost maskeli
düşmanlara aldanmayalım. Birbirimize sahip çıkalım.
İslam’a sarılalım. Şehitlerimizi rahmetle analım. Aziz
ruhlarına Fatihalar sunalım.
HAZIRLAYANIN ADI: Fırat KAHRAMAN
ÜNVANI: İl Müftü Yardımcısı
________________________________________
1- Saf Suresi 61/4
2- Tilmizi (R.SalihinC2. S.400
3- Akşam Gazetesi Sene 1965
Related documents
Download