00 B9 onsoz icindekiler_Mizanpaj 1

advertisement
CANLILARIN ÇEŞİTLİLİĞİ VE SINIFLANDIRILMASI
SİSTEMATİK (TAKSONOMİ)
Bugün dünya üzerinde yaşayan 1,5 milyon tür biyologlar tarafından tanımlanmış ve
adlandırılmıştır. Bununla beraber 2 ila 100 milyon arasındaki türün daha keşfedilemediği
düşünülmektedir. Başka bir deyişle, canlılar arasında büyük bir çeşitlilik bulunmaktadır.
Bu nedenle sayıları milyarları aşan canlıları tek tek incelemek mümkün değildir.
Kelimelerin kökeni: Analog yunanca analogos
"orantılı, uygun" anlamına gelir.
Kelimelerin kökeni: Homolog yunanca homologia "uyuşma, uyuşan" anlamına gelir.
Canlılar hakkında yeterli bilgi edinebilmek için büyük grupları küçük gruplara ayırmak
gerekir. Canlıların benzer ve ortak özelliklerine göre gruplandırılmasına sınıflandırma
denir. Sınıflandırmayı, biyolojinin alt bilim dallarından biri olan taksonomi (sistematik)
yapar.
Kelimelerin kökeni: Filogeni yunanca phylan
"soy" ve genesis "köken" anlamına gelir.
1. Sınıflandırmanın Tarihçesi
İnsanlar çok eski yıllardan beri canlıları belirli özelliklerine göre sınıflandırmaya çalışmıştır. Her dönemde, o dönemin bilgi düzeyine bağlı olarak canlılar sınıflandırılmış,
bilgi düzeyi geliştikçe gerekli düzenlemeler yapılmıştır. İlk olarak yapılan sınıflandırmaya
"yapay (ampirik) sınıflandırma" denir. Günümüzde geçerli olan ise "doğal (filogenetik) sınıflandırma" dır.
İnsanlar yaşadığı yere göre yukarıdaki hayvanı
dağ aslanı, puma, jaguar ya da panter olarak tanımlayabilir. Bilimsel sınıflandırmada bu hayvan
Felis concolor olarak adlandırılır ve karmaşa ortadan kalkar.
Tür
Farklılık gösteren
amino asit sayısı
‹nsan
0
Rhesus maymunu
8
Fare
27
Horoz
45
Kurba¤a
Yuvarlaka¤›zl›
67
125
Filogenetik sınıflandırma kullanılan en önemli kriterlerden biri de protein benzerliğidir. Çünkü protein benzerliği DNA'nın nükleotid dizilimlerinin
benzediğini kanıtlar. Yukarıda insanın hemoglobin proteinin (146 amino asit), omurgalı hayvanlar ile farklılık gösteren amino asit sayısı
verilmiştir.
a– Yapay (Ampirik) Sınıflandırma:
Canlıların dış görünüşüne ve yaşadıkları yere bakılarak yapılan sınıflandırmaya
denir. Temeli, Aristo (M.Ö 384–322) tarafından atılmıştır. Aristo yaptığı gözlemler sonucunda bitkileri otlar, çalılar ve ağaçlar; hayvanları ise karada ve suda yaşayan canlılar
şeklinde gruplandırmıştır.
Ampirik sınıflandırmada yararlanılan özelliklerden biri anolog organlardır. Kökenleri
farklı, görevleri aynı olan organlara analog organ denir. Arı ve serçenin kanadı anolog
organlara örnek olarak verilebilir. Bu iki organın görevleri aynı olmasına rağmen yapıları
farklıdır. Bu nedenle bu organlara bakılarak arı ve serçe aynı gruba konulamaz.
Yapay sınıflandırma sadece gözleme dayalı olduğu ve analog organları kullandığı
için bilimsel bir sınıflandırma değildir ve günümüzde kullanılmamaktadır.
b– Doğal (Filogenetik) Sınıflandırma:
Canlıların köken benzerlikleri, akrabalık dereceleri ve sahip oldukları homolog organlara bakılarak yapılan sınıflandırmadır. Filogenetik sınıflandırmada hücre tipi ve sayısı, protein benzerlikleri (DNA benzerliği), embriyolojik gelişim, fizyolojik benzerlikler ve
beslenme şekli gibi birçok özellik dikkate alınır.
Tanımdan da anlaşılabileceği gibi filogenetik sınıflandırmada dikkat edilen en
önemli özelliklerden birisi de homolog organlardır. Kökenleri aynı, görevleri benzer
ya da farklı olabilen organlara homolog
organ denir. Yandaki şekilde gösterilen
insanın kolu, kedinin ön bacakları, balinanın yüzgeçleri ve yarasanın kanadı homolog organlara örnek olarak verilebilir.
Başka bir deyişle memelilerin ön üyeleri,
iskeletin aynı elemanlarından oluşturulmuştur.
‹nsan
Kedi
Balina
Yarasa
Homolog organlar
205
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
I. CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI VE PROKARYOT
CANLILAR
Aristo (M.Ö 384 – 322)
Yaptığı gözlemlere dayanarak yapay sınıflandırmayı ortaya çıkarmıştır.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Doğal sınıflandırmayı ilk yapan bilim adamı John Ray (1627–1705)'dir. Tür kavramı
ilk kez bu bilim adamı tarafından ortaya atılmış, hayvan ve bitkileri sınıflandırmaya çalışmıştır.
Geleneksel taksonomi, İsveçli botanikçi Carolus Linnaeusʼnin 1758 yılında bilinen
tüm doğal yaşamın sınıflandırılması anlamı taşıyan Systema Naturea yani "Doğanın Düzeni" kitabının yayınlanması ile başlar. Linnaeus'nin sisteminin iki temel niteliği bulunmaktadır;
➢ Her canlı türünün iki bölümden oluşan bir isimle adlandırılması
Carolus Linnaeus (1707–1778)
➢ Türlerin gittikçe daha fazla canlı türünü kapsayan hiyerarşik bir düzen içinde sınıflandırılması.
Kelimelerin kökeni:
Latincede bi "iki", nomen "isim" anlamına gelir.
Bu nedenle binomial nomenclature "ikili adlandırma" anlamında kullanılır.
2. İkili Adlandırma:
Linnaeus (Linne) ikili adlandırma (binomial nomenclature) sistemini kurmuştur. Bu
sistemde, canlıların adlandırılmasında tür esas olarak alınmıştır. Tür ortak bir atadan
gelen, yapı ve görev bakımından benzer özelliklere sahip, birbirleriyle doğal olarak çiftleştiklerinde verimli (kısır olmayan) yavrular oluşturan bireyler topluluğudur.
UYARI
Aynı türe ait bireyler benzer olmasına rağmen aynı değildir. Bu farklılıklara varyasyon denir. Tür içi genetik varyasyon evrimin hammaddesi
olarak kabul edilir.
İkili adlandırmada ilk kelime, türün ait olduğu cinsin adıdır ve büyük harfle başlar.
İkinci kelime ise tanımlayıcı ad olarak kullanılır ve küçük harfle başlar. Her iki kelimede
latince olup italik olarak yazılır.
Felisdomestikus = Ev kedisi
1 44
4 2 44
43
Z
Cins Tanımlayıcı
1ismi
4444 2isim
4444 3
Tür ismi
Aynı türe ait deniz salyangozlarının (Liguus fasticus) renklerindeki farklılıklar genetik varyasyonu yani çeşitliliği ifade etmektedir.
Pinus nigra = Kara çam
\ Z
Cins Tanımlayıcı
ismi 4 2isim
1 444
4444 3
Tür ismi
3. Sınıflandırma Birimleri:
Filogenetik sınıflandırmada canlılar tür ile başlayıp âlem ile biten yedi farklı sistematik grupta incelenirler.
– Canl› çeflitlili€i azal›r.
– Gen benzerli€i artar.
– Protein benzerli€i artar.
Tür
At
Cins
Familya
Tak›m
S›n›f
fiube
Alem
– Protein benzerli€i azal›r.
– Gen benzerli€i azal›r.
– Canl› çeflitlili€i artar.
Eşek
UYARI
Katır
At ve eşek farklı türler olarak varlığını sürdürür.
Çünkü, onların yavrusu olan katır kısırdır.
206
Herhangi bir sistematik birimde beraber bulunan canlılar, daha büyük
birimlerde de beraber bulunurlar. Örneğin aynı takımda bulunan iki canlının sınıf, şube ve âlemleri de aynıdır.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
UYARI
Bir canlının embriyolojik gelişimi sırasında önce şube, en son ise tür
özellikleri ortaya çıkar. Başka bir ifadeyle özelliklerin ortaya çıkışı genelden özele doğru olur.
Canlılar
Kategori
Amip
Kara çam
Bal arısı
Kurt
Kutup ayısı
Alem
Protista
Plantae
Animalia
Animalia
Animalia
Şube
Protozoa
Tracheophyta
Arthropoda
Chordata
Chordata
Sınıf
Rhizopoda
Coniferae
Insecta
Mammalia
Mammalia
Takım
Amoebina
Pinales
Hymenoptera
Carnivora
Carnivora
Aile
Amoebidae
Pinaceae
Apidae
Canidea
Ursidae
Cins
Amoeba
Pinus
Apis
Canis
Ursus
Tür
A.proteus
Pinus nigra
Apis mellifica
Canis lupus
Ursus maritimus
Değişik türlerin sınıflandırılması
Kutup
ay›s›
Siyah
ay›
Panda
Kurt
K›rm›z›
sincap
Timsah
At
sine€i
ALEM
Hayvanlar
(Animalia)
fiUBE
Omurgal›lar
(Chordata)
SINIF
Memeliler
(Mammalia)
TAKIM
Etçiller
(Carnivora)
A‹LE(Familya)
Ay›giller
(Ursidae)
C‹NS
Ay›lar
(Ursus)
UYARI
Aynı takımda (carnivora) yer alan kurt ve kutup ayısının sınıf,
şube ve âlemleri de aynıdır.
TÜR
Kutup ay›s›
(Ursus
maritumus)
Farklı hayvanların sınıflandırma basamakları
207
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
UYARI
Linnaeus insanlar için "akıllı adam" anlamına
gelen Homo sapiens bilimsel ismini kullanmayı
tercih etmiştir.
Aralarındaki ortak özellikler en fazla olan canlılar, aşağıdaki filogenetik sınıflandırma basamaklarından hangisinde bulunur?
A) Tür
B) Cins
D) Takım
C) Familya
E) Sınıf
2007–ÖSS (Fen1)
Sınıflandırma basamakları büyükten küçüğe doğru "Âlem-ŞubeSınıf-Takım-Familya-Cins-Tür" şeklinde sınıflandırılır. Âlemden
türe doğru gidildikçe ortak özellikler artar.
Yanıt A
(a) Farklı türler arasındaki benzerlik.
Sturnella magna, (sol taraftaki) ve Sturnella
neglecta, vücut biçimi ve renklenme
bakımından birbirine çok fazla benzerlik
gösterir; fakat, ayrı türleri temsil etmektedirler.
Onların ötüş sesleri farklıdır; bir davranışsal
farklılık olan bu durum, iki tür arasındaki
üremeyi önler.
Canlıların bilimsel olarak adlandırılmasında kullanılan yönteme
göre,
I. Capra domestikus
II. Felis domestikus
III. Canis lupus
IV. Felis leo
olarak adlandırılan canlıların cins ve tür adlarına bakarak, hangilerinin birbirleriyle diğerlerinden daha yakın akraba olduğu düşünülebilir?
A) I ve II
B) I ve III
D) II ve IV
C) II ve III
E) III ve IV
1992–ÖSS
İkili adlandırmada ilk isim cins, ikinci ise tanımlayıcı isim olup ikisi
beraber tür adıdır. Verilenler arasında aynı türde bulunan canlı
yoktur. II ve IV nolu canlılar ise aynı cinsin farklı türleridir.
Yanıt D
(b) Bir tür içerisindeki çeşitlilik. Görünüş
bakımından çok farklı olabiliriz; fakat, insanların
hepsi tek bir türe (Homo sapiens) aittir; bu tür,
kendisini oluşturan bireylerin kendi aralarında
üremesi ile tanımlanmıştır.
208
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Domain
Eukarya
Aynı familyada yer alan A ve B canlıları,
Alem
Animalia
I. Şube
II. Tür
fiube
Chordata
III. Sınıf
IV. Cins
S›n›f
Mammalia
sistematik birimlerinden hangilerinde kesin olarak bir arada bulunurlar?
Tak›m
Carnivora
A) I ve II
Familya
Felidae
Cins
Tür
B) I ve III
D) II ve III
C) I ve IV
E) III ve IV
Panthera
Panthera
pardus
Herhangi bir sistematik birime birlikte giren canlılar, daha büyük
birimlere de birlikte girerler. Bu nedenle aynı familyada yer alan
canlıların takım, sınıf, şube ve âlemleri de aynı olmak zorundadır.
Yanıt B
Filogenetik sınıflandırmada aşağıda verilen özelliklerden hangisi
dikkate alınmaz?
A) Protein benzerliği
B) Analog organ
C) Embriyolojik gelişim
D) Homolog organ
E) Anatomik benzerlik
Kökenleri farklı, görevleri benzer ya da farklı olan organlara analog organ denir. Bu nedenle filogenetik sınıflandırmada analog organlar kullanılmaz.
Yanıt B
Asya uğurböceği populasyonundaki renk varyasyonu gösteren, bir kaç birey
209
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
CANLILAR ÂLEMİ
Sınıflandırma sürekli değişen ve gelişen bir bilim dalıdır. Önceden doğru kabul edilen bilgiler bilimsel gelişmelerin ışığında yerini yeni bilgilere bırakmıştır. Bu nedenle sınıflandırma basamaklarında zamana bağlı olarak bazı değişimler olabilmektedir.
Carl Woeseʼnin 1990 yılında yaptığı sınıflandırma, günümüzde geçerliliği en fazla
olan sınıflandırma yöntemidir. Woese âlemden daha üstte bir sınıflandırma basamağı
olan ve “Domain” adı verilen bir taksonomi birimi kullanmıştır. Bu sınıflandırmaya göre
canlılar “Bakteria (bakteriler)”, “Archaea (arkeler)” ve “Eukarya (ökaryotlar)” olmak üzere
üç domain altında incelenirler. Bu üç domain altında ise bakteriler, arkeler, protisler, bitkiler, mantarlar ve hayvanlar olmak üzere altı farklı âlem bulunur.
Domain
Archaea
Domain
Bakteria
Domain
Eukarya
(Ökaryotlar)
Evrensel
ata
Yaşamın üç domaini
Günümüzde canlılar âlemi hücre yapısına göre prokaryot ve ökaryot canlılar olmak
üzere iki büyük gruba ayrılır. Bakteri ve arkeler âlemleri, prokaryot canlılar grubunda yer
alırlar.
Protista, bitki, mantar ve hayvanlar âleminde bulunan canlılar ise ökaryot canlılar
grubunda yer alırlar.
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI
ÂLEM
BAKTERİLER
ARKELER
PROTİSTALAR
BİTKİLER
HÜCRE TİPİ
Prokaryot
Prokaryot
Ökaryot
Ökaryot
Ökaryot
Ökaryot
HÜCRE SAYISI
Tek hücreli
Tek hücreli
Genelde tek hücreli
bazıları çok hücreli
Çok hücreli
Çok hücreli
Çok hücreli
Ototrof veya
heterotrof
Ototrof veya
heterotrof
Ototrof veya heterotrof
Ototrof
Heterotrof
Heterotrof
E.coli
Metanojenler
Paramesyum
Eğrelti otu
Maya mantarı
İnsan
BESLENME BİÇİMİ
ÖRNEK
210
MANTARLAR HAYVANLAR
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Bakteriler
âlemi
Prokaryot
canl›lar
Arkeler
âlemi
Kamç›l›lar
Kök ayakl›lar
Sporlular
Protista
âlemi
CANLILAR
Silliler
Algler
C›v›k mantarlar
Damars›z tohumsuz
bitkiler
Ökaryot
canl›lar
Bitkiler
âlemi
Damarl› tohumsuz
bitkiler
Aç›k tohumlu
bitkiler
Damarl› tohumlu
bitkiler
Tek çenekli
bitkiler
Kapal› tohumlu
bitkiler
Çift çenekli
bitkiler
Mantarlar
âlemi
Süngerler
Sölentereler
Solucanlar
Omurgas›zlar
Yumuflakçalar
Eklem bacakl›lar
Derisi dikenliler
Hayvanlar
âlemi
‹lkel kordal›lar
Bal›klar
Kurba€alar
Omurgal›lar
Sürüngenler
Kufllar
Memeliler
Canlıların sınıflandırılmasını gösteren genel flema
211
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
PROKARYOT CANLILAR
I– BAKTERİLER ÂLEMİ
Bakterilerin yaşamı, 3,5 milyar yıl geriye uzanan bir başarı öyküsüdür. Bu organizmalar, bitki ve hayvan ölülerinde, tatlı ve tuzlu sularda, toprağın derinliklerinde ve canlı vücudu gibi çok farklı ortamlarda yaşamaya adapte olmuş türlere sahiptir. Bu bölümde
bakterilerin yapılarını, işlevlerini, çeşitliliklerini ve ekolojik önemlerini inceleyerek onları
daha yakından tanımaya çalışacağız.
1. Bakterilerin Yapısı
Günümüzde, prokaryotlar biyosfere hâlâ hakimdirler. Toplam biyolojik kütleleri(biyokütle), ökaryotların toplamını en az on kat aşmaktadır. Bir
avuç toprakta, bir insanın ağzında ya da derisinde yaşayan prokaryotların sayısı, şimdiye
değin yaşamış insan toplam sayısından fazladır.
Yukarıdaki renklendirilmiş elektron mikroskobik
resimde turuncu küçük çomaklar, bir iğnenin
ucundaki bakterlerdir. Bu resimden anlaşılabileceği gibi, iğne batmasının neden enfeksiyon
oluşturduğu ve batan bir kıymığı çıkarmak için
kullanacağınız iğnenin neden daha önce alevden
geçirilmesi gerektiği açıktır.
➢ DNA molekülleri halkasal yapıda olup, çekirdek zarı olmadığından sitoplazmada çekirdek
alanı adı verilen kısımda bulunur. Ortalama olarak DNA miktarı, ökaryotların 1/1000'i
kadardır.
Peptidoglikan
➢ Mitokondri ve kloroplast gibi
zarlı organelleri içermezler. İlgili
Kamçı
enzimler genelde sitoplazma
içinde bulunur. Ribozomları
ökaryot hücrelerde bulunanlara göre biraz farklıdır.
Hücre
duvarı
Hücre
zarı
Ribozom
Plazmit
DNA
➢ Glikozun fazlasını mantar ve hayvan hücrelerinde olduğu gibi glikojen olarak
depolarlar.
➢ Hücre zarının üzerinde hücre duvarı bulunur. Ancak hücre duvarının ana bileşeni bitkilerde olduğu gibi selüloz değildir. Bakterilerin hücre duvarı peptidoglikan adı verilen bir maddeden yapılmıştır. Bu yapı kısa polipeptit zincirleriyle
çapraz bağlanmış şeker polimerlerinden oluşur. Yapısı türlere göre farklılık gösterebilir.
UYARI
Arkelerin hücre duvarı peptidoglikan içermez.
➢ Bazı bakterilerin hücre duvarının dışında polisakkarit yapıda olan kapsül bulunur. Bu yapı bakterilerin yüzeylere tutunmasını ve daha dirençli olmasını sağlar. Kapsül, hastalık oluşturan bakterilerde daha çok görülür. Örneğin, kapsülsüz
pnömokoklar zararsızken, kapsüllü pnömokoklar zatürre hastalığına neden olur.
➢ Bazı bakterilerin yüzeylere ve birbirine tutunmak için pilus denilen kısa uzantıları bulunur. Bu yapılar konjugasyon sırasında iki bakteriyi bir arada tutar.
Bilinen en büyük prokaryot. Sol üstteki parlak
top, neredeyse bir meyve sineğinin başı büyüklüğünde hücresi olan bir deniz bakterisidir (sinek,
oranlama için resimde yer almıştır). Parlak olanın
üzerindeki daha küçük iki hücre ölüdür. 1997ʼde
bulunan bu dev prokaryota araştırıcılar, “Namibyaʼnın kükürt incisi” anlamına gelen, Thiomargarita
namibiensis
adını
vermişlerdir.
Metabolizmasında kükürtlü bileşikleri kullanarak,
bir Afrika ülkesi olan Namibya kıyılarında yaşamaktadır.
212
➢ Bazı bakteriler kamçılarıyla aktif hareket ederler. Kamçısı olmayan bakterilerde
ise pasif hareket görülür.
➢ Bazı bakterilerde hücre DNA'sından bağımsız olarak çoğalan küçük ve halka biçimindeki DNA parçacıkları bulunur. Bunlara plazmit adı verilir. Plazmitler, bakterilerin antibiyotik ve bazı kimyasal maddelere dirençli olmasını sağlayan
genleri içerirler. Plazmitler ana kromozomdan bağımsız olarak eşlenmekte ve
çoğu, konjugasyonla diğer hücrelere aktarılabilmektedir.
➢ Bakteriler n kromozomlu olup amitoz ile bölünürler. Monoploit yapıda olduklarından mayoz bölünme geçiremezler.
➢ Bazı bakteriler (özellikle çubuk şeklinde olanlar) uygun olmayan ortam koşullarında hayatta kalabilmek için endospor oluşturur. Asıl hücre kromozomunu kop-
Pili
UYARI
Pili: Bu çıkıntılar, prokaryotların yüzeylere ya da
diğer prokaryotlara tutunmalarını sağlar (renklendirilmiş TEM). Bazı piluslar, konjugasyonda
DNA aktarımı sırasında eşleri bir arada tutar.
Hücre
duvarı
Bakterilerde görülen endospor oluşumu bir üreme biçimi değildir. Zor
koşullara karşı dayanıklılık sağlayan bir yaşam biçimidir.
Sitoplazma
Ana DNA
Hücre
zarı
1 Yeni DNA molekülü bir miktar sitoplazma ile
ana hücreden ayrılmaya başlar.
İki katlı
zar
2 Yeni DNA molekülü ve bir miktar sitoplazma
iki katlı zarla çevrilerek ana hücreden ayrılır.
Peptidoglikan
3 İki zar arasında peptikoglikan sentezlenir.
(b) Bakteri içindeki endosporun
TEM’deki görüntüsü
Endospor
5 Hücrenin parçalanması ile
endospor serbest kalır.
4 Sporun etrafında dayanıklı bir örtü oluşur.
Endospor oluşumu
213
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
yalarken, bir kopya dayanıklı bir duvar ile çevrelenir. Su oranı çok düşük olduğundan metabolizma hızı normal hücreye göre çok daha yavaştır. Bu yapı yüksek ısı, kuraklık ve donma gibi olumsuz koşullara karşı dayanıklıdır. Ortam
koşulları yeniden uygun hale geldiğinde, endospor gelişerek normal bir bakteri
hücresini oluşturur. Normal bakteriler 100°C' de ölürken, endosporlu bakteriler
ölmez. Bu tür bakterileri öldürmek için, 121°C'de 1 atmosfer basınç altında 15
dakika tutmak gerekir. Mikrobiyologlar ortamı, cam malzemeyi ve laboratuvar
gereçlerini sterilize etmek için (endosporları öldüren) otoklav adı verilen basınçlı bir alet kullanırlar.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Endospor
Aşağıdaki özelliklerden hangisi tüm bakterilerde ortaktır?
A) Uygun olmayan koşullarda endospor oluşturma
B) Kamçısını kullanarak aktif hareket etme
C) Hücre duvarı dışında kapsül bulundurma
D) Sahip olduğu pilus ile başka bir bakteriye tutunma
E) Hücre duvarına sahip olma
Şarbon endosporu: Büyük ve küçükbaş hayvanlarla, insanlarda da öldürücü olmasıyla tanınan bu prokaryot, Bacillus anthracisʼtir (TEM).
Dıştaki hücre, endospor olarak adlandırılan içteki
özelleşmiş hücreyi yapmıştır. Endosporun kalın,
koruyucu bir kılıfı vardır. Sitoplazması kurumuş
olan hücrenin metabolizması da durmuştur. Zorlu
koşullarda, dıştaki hücre parçalanabilir; fakat endosporlar, besin ve su azlığı, aşırı soğuk ya da
sıcak ve çoğu zehirleyici maddeler gibi koşullara
dayanıklıdır. Ortam koşulları düzelince, endospor
su alarak üremeye yeniden başlar. 2001 yılı sonlarında, bir ya da daha fazla terörist, antraks
sporlarını A.B.D.ʼnin posta sistemi yoluyla dağıtmışlardır.
Endospor, kamçı, kapsül ve pilus gibi yapılar tüm bakterilerde
ortak olarak bulunmaz. Tüm bakterilerde peptidoglikan yapılı bir
hücre duvarı bulunur.
Yanıt E
2. Bakterilerin Üremesi
1 Bakteri hücresi
Bakterilerde eşeysiz ve eşeyli olmak
üzere iki çeşit üreme görülür. Eşeysiz
üreme enine bölünerek gerçekleşir.
Uygun koşullarda bulunan bakteriler 20
dakikada bir bölünebilir. Bu yüzden sayıları kısa bir süre içinde artabilir.
a) Eşeysiz üreme: Enine bölünmede hacimce artan bakteri hücresi DNA'sını
eşler. Daha sonra hücre duvarı ve hücre
zarı orta kısımdan içeri doğru girinti oluşturur. Bu girinti hücre ortasında birleşerek
bakteri hücresi ikiye ayrılır.
hacimce artar.
2 Hücre zarı ve duvarı
girinti oluşturur.
3 Çökme devam eder
4 İki yeni bakteri
hücresi oluşur.
b) Eşeyli Üreme: Ökaryot hücrelerin eşeyli üremesi sırasında görülen mayoz bölünme
ve döllenme olayları bakterilerde görülmez. Buna rağmen bireyler arasında gen aktarımını
sağlayan üç mekanizma vardır. Bunlar konjugasyon, transdüksiyon ve transformasyondur. Bu olaylar bakterilerde genetik varyasyona neden olur.
Konjugasyon, iki bakteri arasındaki gen aktarımına denir. Aynı tür iki bakteri arasında pilus kullanılarak geçici bir sitoplazmik köprü kurulur. Bu köprü kullanılarak, bir bakteriden diğerine plazmit DNA'sı aracılığı ile gen aktarımı gerçekleşir. Gen aktarımı tek
yönlü meydana gelir. Bu yöntemle antibiyotiklere direnç sağlayan genler, bir bakteriden
diğerine aktarılır ve genetik çeşitlilik ortaya çıkar.
Transformasyon, bakterinin ortamdaki bir DNA parçasını alarak kendi DNA' sına
Efley pilusu
Bakteri konjugasyonu: E.coli bakterileri arasında oluşan sitoplazmik köprü sayesinde bir
bakteriden diğerine plazmit DNA'sı aktarılır.
eklemesidir. Bu yöntemle farklı türler arasında gen aktarımı da olabilir.
Transdüksiyon, bir virüsün iki bakteri arasındaki gen transferini gerçekleştirmesidir.
214
Yapılan araştırmalara göre bakteriler dört farklı özelliğine göre gruplandırılmıştır. Bu
gruplar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Yuvarlak (Coccus)
Çubuk (Bacillus)
fiekillerine
göre
Virgül (Vibrio)
Spiral (Spirillum)
Gram pozitif
Gram boyanma
özelli€ine göre
Gram negatif
BAKTER‹LER
Zorunlu aerob
Zorunlu anaerob
Solunum
biçimlerine göre
Geçici aerob
Geçici anaerob
Fotoototroflar
Ototrof
Kemoototroflar
Beslenme
flekillerine göre
Parazit
Heterotrof
Saprofit
215
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
3. Bakterilerin Sınıflandırılması
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
a. Şekillerine Göre Bakteriler:
Mikroskobik inceleme sonucunda bakteriler şekillerine göre dört farklı grupta incelenirler.
Yuvarlak bakteriler (Coccus)
➢ Yuvarlak bakteriler (Coccus): Tek ya da koloni şeklinde bulunabilirler. Tek
olanlara cocsus, ikili olanlara diplococcus, uzun zincir biçiminde olanlara streptococcus ve üzüm salkımı biçiminde olanlara ise staphylococcus denir.
➢ Çubuk bakteriler (Bacillus): Boyları enlerinden fazla olan bakteriler olup, silindirik şekilleri vardır. Bazıları ise uzun iplik şeklindedir.
➢ Spiral bakteriler (Spirillum): Kıvrımlı olan burgumsu bakterilerdir.
➢ Virgül bakteriler (Vibrio): Virgül biçiminde kıvrımlı olan bakterilerdir.
b. Gram Boyanma Özelliklerine Göre Bakteriler:
Çubuk bakteriler (Bacillus)
Bakterileri tanımlamada kullanılan en iyi yöntemlerden biri de, hücre duvarındaki
farklılıkları temel alan ve türleri iki gruba ayıran gram boyamadır.
➢ Gram pozitif (+) bakteriler: Hücre duvarları oldukça basit olup fazla miktarda
peptidoglikan içerir. Gram boyası ile boyandıklarında mavi – mor rengi alırlar.
➢ Gram negatif (–) bakteriler: Hücre duvarları daha az peptidoglikan içerip, oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Gram boyası ile boyanmazlar. Bu bakterilerin hücre duvarının dışında bulunan dış zar toksik olup, bakteriyi konak hücrenin
savunma mekanizmasından korur. Bunların dışında, dıştaki zar ilaçların geçişini
engellediğinden, gram (–) türler antibiyotiklere daha dirençlidir. Hastalık yapan
bakterilerin çoğu gram negatiftir.
Spiral bakteriler (Spirillum)
Peptidoglikan
a) Gram pozitif bakteri duvarlarında
çok miktarda bulunan peptidoglikan
gram boyasını tutar ve mor renk
alır.
Gram pozitif
hücre duvar›
Hücre duvar›
Plazma
zar›
(a) Gram pozitif
Peptidoglikan
b) Gram negatif bakteriler, plazma zarı
ile dış zar arasında yer alan ara
zarda daha az miktarda peptidoglikan içerirler. Bu nedenle gram
boyası, gram negatif bakterilerden
daha kolay yıkanıp gider fakat
hücreler pembe renk alır.
Gram negatif
hücre duvar›
D›fl
zar
Hücre
duvar›
Ara zar
Plazma zar›
(b) Gram negatif.
Gram pozitif ve gram negatif bakteriler: Hollanda’lı bir doktor olan Hans Christian Gram’ın 1800’lerin sonlarında
geliştirdiği teknikten adını alan bu boyama yöntemi, iki farklı bakteri hücre duvarını ayırt etmek amacıyla yapılır.
Bakteriler, viyole ve iyot ile boyanarak alkolle yıkanır ve daha sonra kırmızı bir boya ile yeniden boyanır. Hücre
duvarının yapısı, boyaya verilecek tepkiyi belirler. (Şekillerdeki zar renkleri boyaları göstermemektedir).
216
Diğer canlılar gibi bakteriler de kesintisiz bir biçimde enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bu
enerji hücresel solunum ile elde edilir. Bakteriler hücresel solunum biçimlerine göre dört
farklı grupta incelenir.
Bakteriler
Zorunlu aerob bakteriler
Oksijenli ortamda
ürerler.
Zorunlu aerob
Zorunlu anaerob
Geçici anaerob
Geçici aerob
➢ Zorunlu aerob bakteriler: Enerji ihtiyaçlarını oksijenli solunum ile karşılarlar.
Oksijenin olmadığı ortamda üreyemezler. Tüberküloz hastalığına neden olan
Mycobacterium tuberculosis bakterisi zorunlu aerob bakterilere örnek olarak verilebilir.
UYARI
Aerob bakterilerde mitokondri bulunmaz. Oksijenli solunum enzimleri
ve elektron taşıma sistemi (ETS) mezozom ve sitoplazmada bulunur.
Zorunlu anaerob bakteriler
Oksijensiz ortamda
ürerler.
➢ Zorunlu anaerob bakteriler: İhtiyaç duydukları enerjiyi oksijensiz solunum ile
karşılarlar. Sadece oksijensiz ortamda yaşayabilirler. Oksijensiz solunum sonucu etil alkol ve laktik asit gibi ürünler oluştururlar. Bu organizmalar için oksijen öldürücüdür. Bu bakteriler gıda sektörü için önemli bir sorundur.
Sterilizasyona dikkat edilmezse konserve besinlerde de üreyebilirler. Toprağın
derinliklerinde yaşayan Clostridium botulinum anaerob bakterilere örnek olarak
verilebilir.
➢ Geçici aerob bakteriler: Normalde oksijensiz solunum ile enerji üretirler. Geçici olarak oksijenli solunum da yapabilirler. E.coli bakterileri bu gruba örnek olarak verilebilir. Bu bakteri kalın bağırsağımızda anaerobik olarak yaşar.
Çöplüklerde ve kirli sularda ise aerobik solunum yapar.
➢ Geçici anaerob bakteriler: Bu bakteriler enerji ihtiyaçlarını oksijenli solunumla
karşılarlar. Oksijenin olmadığı ortamlarda ise geçici olarak oksijensiz solunum
yaparlar.
Fakültatif bakteriler
Hem oksijenli hem de
oksijensiz ortamda
ürerler.
UYARI
Geçici aerob ve geçici anaerob bakteriler birlikte fakültatif olarak adlandırılırlar.
217
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
c. Solunum Biçimlerine Göre Bakteriler:
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Kamçı
‹plikçik
Hücre
duvar›
Kanca
Bazal ayg›t
Plazma
zar›
Prokaryotik kamçının yapı ve işlevi. Prokaryotik
canlılara ait kamçı protein yapılıdır. Kamçı bazal
aygıt içine gömülü olan, kanca şeklindeki bir proteine bağlıdır. Bazal aygıt kamçıyı döndürerek
hücrenin hareketini sağlar. Bu olay için gerekli
olan enerjiyi, plazma zarına gömülü, ATP enerjisi ile çalışan proton pompalarından karşılar.
Kapalı salça kutuları açıldıktan sonra, salçaların sadece üst yüzeylerinde bakteri üremesi olduğu, alt kısımlarda ise bakteri üremesi olmadığı görülmüştür.
Bu gözleme göre, bu bakteri türü ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Oksijenli solunum yapar.
B) Enerji kaynağı olarak glikoz kullanabilir.
C) Solunum ürünü olarak alkol meydana getirir.
D) ATP sentezler.
E) Karbondioksit açığa çıkarabilir.
1992–ÖSS
Bakterilerin salça kutusunun sadece üst yüzeyinde üreyebilmesi
oksijenli solunum yaptığını kanıtlar. Alkol ise oksijensiz solunumda
üretilir.
Yanıt C
Zorunlu aerob olan bir bakteride,
I. hücre zarı,
II. mitokondri,
Koloniler
III. ribozom
yapılarından hangileri bulunur?
Kültürdeki prokaryot kolonileri. Mikrobiyologlar,
prokaryotların laboratuvar kültürlerini içeriği bilinen sıvı ya da katı ortamlarda üretirler. Petri plakları ya da deney tüplerindeki ortamlar, istenmeyen mikroorganizmaların üremelerini engellemek
için sterilize edilirler. Sonra, bazen tek bir hücre
de olabilen prokaryot örneği, ortama ekilerek uygun sıcaklıkta saklanır. Prokaryotlar katı besi ortamında üredikten sonra, koloniler genelde bir iki
gün sonra çıplak gözle görülebilecek boyutlara
ulaşır. Koloninin büyüklüğü, şekli, yüzeyi ve rengi
ilgili mikroorganizmanın tanımlanmasına yardımcı olur.
A) Yalnız III
D) II ve III
B) I ve II
C) I ve III
E) I, II ve III
Hücre zarı ve ribozom bütün bakterilerde ortak olarak bulunur.
Bakteriler prokaryot hücre yapısına sahip olduklarından mitokondri gibi zarlı organelleri içermezler.
Yanıt C
d. Beslenme Şekillerine Göre Bakteriler:
Bakteriler beslenme yönünden büyük bir çeşitliliğe sahiptir. Ökaryotlarda bulunan
her çeşit beslenme, bakterilerde de bulunduğu gibi, sadece bakterilere özgü beslenme
şekilleri de vardır. Bakteriler beslenme şekillerine göre ototrof ve heterotrof olmak üzere
iki büyük grupta incelenebilir.
218
İnorganik maddeleri kullanarak organik maddeleri üretebilen bakterilerdir. Karbon
kaynağı olarak CO2'yi kullanırlar. Kullandıkları enerji kaynağına göre fotosentetik ve kemosentetik olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Fotoototrof Bakteriler
Heterokistler
Dünyadaki en bağımsız organizmalardan biri.
Atmosferik azotu (N2), azot kaynağı olarak kullanabilen bir fotoototrof, Anabaena, siyanobakterlerin adeta metabolik sanatçısıdır. Azot
bağlanması için özelleşmiş enzimleri içeren
hücrelerine ise heterokist adı verilir.
Fotosentez yaparak kendi besinini üreten bakterilerdir. Enerji kaynağı olarak güneş
ışığını kullanırlar. Kloroplast içermezler. Klorofil pigmenti sitoplazmada bulunur. Siyanobakteriler, yeşil sülfür bakterileri, mor sülfür bakterileri ve hidrojen bakterileri fotoototrof
bakterilere örnek olarak verilebilir.
Siyanobakteriler
Yeşil bitkilerde olduğu gibi elektron kaynağı olarak su kullandıklarından yan ürün
olarak oksijen üretirler.
Karbondioksit +
S
u
\
Günefl enerjisi
e- kayna€ı
Klorofil
Besin + Oksijen
UYARI
Siyanobakterilerde yeşil rengi veren klorofil pigmenti ile beraber mavi
rengi veren fikosiyanin pigmenti bulunur. Bu yüzden mavi - yeşil olarak
görülürler.
UYARI
Siyanobakteriler: Bitkilere benzer şekilde fotosentez yaparak oksijen üretirler. Su bulunan her
yerde hem koloni hem de tek tek yaşayan siyanobakteriler sulara büyük oranda besin sağlarlar. Bazı ipliksi koloniler, atmosferik azotun (N2)
bağlanmasında özelleşerek, proteinlerin ve diğer
organik moleküllerin yapısını oluşturan metabolik sürece kaynak sağlamaktadırlar.
Siyanobakteriler havadaki serbest azotu bağlayarak, topraktaki azotlu
bileşiklere dönüştürürler. Böylece toprağı azot bakımından zenginleştirerek bitkilere fayda sağlarlar.
Yeşil sülfür, mor sülfür ve hidrojen bakterileri
Fotosentezde elektron kaynağı olarak H2O yerine H2S ya da H2 kullandıklarından
yan ürün olarak oksijen üretmezler.
Karbondioksit + Hidrojen sülfür
1 4444 2 4444 3
Günefl enerjisi
Klorofil
Besin + Kükürt
e- kayna€ı
Karbondioksit + Hidrojen
14 24 3
Günefl enerjisi
Klorofil
Besin
e- kayna€›
UYARI
Chromatium: Fotosentezde elektron kaynağı olarak H2S kullandığından yan ürün olarak kükürt
oluştur. Şekilde görülen sarı damlacıklar, fotosentezin kükürt artıklarıdır.
Fotosentez yapan bakterilerde CO2 kullanımı, inorganik maddenin organik maddeye dönüşümü ve klorofilin güneş enerjisini soğurması ortaktır. H2O kullanımı ve O2 üretimi ise bazı bakterilerde görülür.
219
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Ototrof Bakteriler
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Kemoototrof bakteriler
Kemosentez yaparak kendi besinlerini üreten bakterilerdir. Enerji kaynağı olarak ışık
enerjisi yerine kimyasal enerjiyi kullanırlar. Bu bakteriler amonyak, nitrit, kükürt, hidrojen
ve demir gibi inorganik maddeleri oksitleyerek kimyasal enerji elde ederler. Daha sonra
bu kimyasal enerjiyi karbondioksit ve sudan organik madde sentezlenmesi için kullanırlar.
maddenin
1 ‹norganik
Amonyak + Oksijen
oksidasyonu
Nitrit + Su + Kimyasal enerji
2 Besin sentezi
Besin
Karbondioksit + Su
Nitrit bakterisinin kemosentezi
Nitrosamonas: Kemosentez ile kendi besinini
üretir.
Kemosentetik bakteriler klorofil içermezler ve güneş enerjisini kullanmazlar. Bu nedenle kemosentez gündüz ve gece devam edebilen bir olaydır.
UYARI
Azot döngüsünde görev yapan nitrifikasyon bakterileri aynı zamanda
kemosentez yaparlar ve topraktaki nitrat tuzu (NO3–) miktarını artırırlar.
Fotosentetik Bakteriler
Kemosentetik Bakteriler
➢ Karbon kaynağı olarak CO2 kullanırlar. ➢ Karbon kaynağı olarak CO2 kullanırlar.
➢ İnorganik maddeleri organik maddelere ➢ İnorganik maddeleri organik maddelere
çevirirler.
çevirirler.
➢ Güneş enerjisini kullanırlar.
➢ Kimyasal enerjiyi kullanırlar.
➢ Klorofil içerirler.
➢ Klorofil içermezler.
➢ İnorganik maddenin oksidasyonu gö- ➢ İnorganik maddelerin oksidasyonu görülmez.
rülür.
➢ Sadece gündüzleri besin üretirler.
➢ Besin üretimi süreklidir.
Fotosentetik ve kemosentetik bakterilerin karşılaştırılması
Ototrof bakterilerin tamamında,
I. oksijen üretimi,
II. karbondioksit kullanımı,
III. besin sentezi,
IV. klorofilin güneş ışığını soğurması
olaylarından hangileri ortak olarak gerçekleşir?
A) I ve II
B) I ve III
D) II ve IV
C) II ve III
E) III ve IV
Fotosentetik ve kemosentetik bakterilerde karbondioksit kullanımı
ve besin sentezi ortaktır. Bazı fotosentetik bakteriler oksijen üretmez. Kemosentetik bakteriler ise klorofil içermezler.
Yanıt C
220
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Bir bakteri kültürünün bir damlası lam üzerine damlatılıp mikroskopta incelendiğinde, bakterilerin damlanın
her yerine dağılmış olarak bulunduğu gözleniyor
(Şekil 1). Bu damla lamelle kapatıldıktan sonra ise bakterilerin lamelin kenarlarında toplandığı gözleniyor
(Şekil 2). Lamel kaldırılarak damlanın içine bir yeşil alg
konulup lamel tekrar kapatıldıktan bir süre sonra, bakterilerin bir kısmının algin çevresinde toplanmaya başladığı gözleniyor (Şekil 3).
Çok zararlı bir “mikrop”. İnsan burnunun içini döşeyen hücrelerin üzerinde yer almış olan sarı
renkteki çomak hücreler, Haemophilus influenzaʼdır (renklendirilmiş SEM). Bu patojenler hava
yoluyla yayılmaktadırlar. H. influenza, dünyada
her sene yaklaşık dört milyon insanın ölümüne
neden olan zatürre ve diğer akciğer hastalıklarının etkeni, grip virüsleri ile karıştırılmamalıdır.
Kötü beslenme nedeniyle patojenlere karşı direncin azaldığı yerler olan gelişmekte olan ülkelerdeki ölümlerin çoğu çocuklarda görülmektedir.
Alg
fiekil 1
fiekil 2
fiekil 3
Bakterilerin dağılımında gözlenen bu değişikliklere,
I. bakterilerin fermantasyon yapması
II. algin fotosentez yapması
III. bakterilerin oksijenli solunum yapması
olaylarından hangileri neden olabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I ve III
E) II ve III
2004–ÖSS
Şekil 1'deki damlanın her yerine dağılan bakteriler Şekil 2'de lamelin kenarlarında toplanmıştır. Bunun nedeni lamelin kenarlarında bol miktarda oksijen bulunmasıdır. Buna bağlı olarak
bakterilerin oksijenli solunum yaptığı söylenebilir. Şekil 3'de ise
bazı bakterilerin algin etrafında toplanması algin fotosentezle oksijen ürettiğini kanıtlar.
Yanıt E
Heterotrof Bakteriler
Kendi besinlerini üretemeyen bakterilerdir. Bu nedenle ihtiyaç duydukları organik
maddeleri dışarıdan alırlar. Bakterilerin çoğu heterotrof olup simbiyotik ve saprofit olarak
beslenirler. Bakterilerde en fazla görülen simbiyotik yaşam ise parazitliktir.
Mutualizm: bakteri “farları”. Bu derin deniz balığının gözünün altında yer alan ışıklı oval yapı,
biyolojik ışıma yapabilen simbiyotik bakterilere
ev sahipliği yapmaktadır. ATPʼden enerjisini alan
kimyasal bir tepkime, ışık oluşturmaktadır. Balık
bu farlarını kullanarak, ışığa gelen avlarını yakalamakta, ayrıca eş bulabilmek için sinyal göndermektedir.
Parazit Bakteriler
Hücre dışı sindirim enzimleri olmayan bakterilerdir. Bu nedenle monomer besinlerin
bulunduğu ortamlarda yaşarlar. Hastalık yapanlarına patojen denir. Bu bakteriler şarbon,
tifo, tetanos, verem, zatürre, difteri, menenjit, kolera ve frengi gibi hastalıklara neden olurlar.
UYARI
Parazit bakteriler nişasta, glikojen ve protein gibi polimer besinlerin bulunduğu ortamlarda yaşayamazlar. Glikoz, aminoasit ve gliserol gibi
monomer besinlerin bulunduğu ortamlarda ise yaşayabilirler.
221
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Saprofit (Çürükçül) Bakteriler
Bu gruptaki bakteriler ayrıştırıcı organizmalardır. Organik atıkları inorganik maddelere çevirerek doğadaki madde döngüsüne katkı sağlarlar. Bu süreç aşağıdaki biçimde
özetlenebilir:
➢ Saprofit bakteriler ribozomlarında ürettikleri sindirim enzimlerini hücre dışına
salgılar.
➢ Hücre dışındaki polimerlerin hidrolizi ile monomer besinler oluşur.
➢ Monomer besinler yoğunluk farkına göre difüzyon ya da aktif taşıma ile hücre
içine alınır.
➢ Hücrenin monomer besinleri solunum olayında kullanması sonucunda CO2,
NH3 ve H2O gibi inorganik maddeler oluşur.
Bakterilerce oluşturulan hastalıklar tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Geçtiğimiz yüzyılda
uygulanan sağlık politikaları ve eğitim sayesinde
bu hastalıklarda belirgin bir düşüş görülmüştür.
Bu noktada bir örnek de, halen A.B.Dʼde böceklerle bulaşan en yaygın hastalık olan Lyme hastalığıdır. Bu, geyikler ve tarla fareleri üzerinde
yaşayan keneler aracılığıyla bulaşan bir spiroket
bakterisi tarafından oluşturulmaktadır. Lyme hastalığı genellikle, kenenin ısırdığı yerin etrafında
kırmızı daire şeklindeki döküntüler ile başlamaktadır. Mikrobun alınmasından sonra bir ay içinde
antibiyotiklerle tedavi edilmesi gerekir. Tedavi
edilmezse, hastalık, hareket yavaşlamasına
neden olan artrit, kalp hastalığı ve sinirsel bozukluklara neden olmaktadır. Aşısı bulunmakla
beraber, tam bir koruma sağlamamaktadır. En iyi
korunma kene ısırıklarından kaçınma ve tipik kızartılar oluşursa tıbbi yardım almaktır. Çalılıklar
arasında yürürken, böcek kaçırıcı ilaçlar kullanmak ve kenelerle teması azaltacak açık renkli
giysiler giyilmesi önerilmektedir. Son yıllarda ülkemizde yaygınlaşan ve keneler tarafından bulaştırılan, Kanamalı Kırım Kongo hastalığı ile
mücadelede de bu yöntemler kullanılabilir.
Çürükçül beslenen bir canlıda,
I. sindirim enzimlerinin oluşması,
II. sindirim enzimlerinin besin maddelerini etkilemesi,
III. boşaltım maddelerinin oluşması
olaylarından hangileri bu canlının hücresi dışında gerçekleşir?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) II ve III
Saprofit (çürükçül) canlılar sindirim enzimlerini hücre içinde ürettikten sonra hücre dışına salgılarlar. Hücre dışı sindirimle oluşan
monomerlerin solunum olayında kullanılması sonucu karbondioksit gibi metabolik atıklar oluşabilir. Bu nedenle I ve III hücre içinde,
II ise hücre dışında gerçekleşir.
Yanıt B
Bakterilerin Biyolojik ve Ekonomik Önemi ile İnsan Sağlığı Üzerine
Etkileri
Zararlı Bakteriler
➢ Patojen bakterilerden bazıları konak canlının hücre ve dokularını tahrip ederken bazıları da toksin adı verilen zehirli proteinler üretirler. Böylece organizmanın hastalanmasına, bazen de ölümüne neden olabilirler.
➢ Bazı anaerob bakterilerin ürettiği toksinler yiyeceklerin ve konservelerin bozulmasına neden olur. Bu besinleri tüketen insanlarda besin zehirlenmesi görülür.
Yararlı Bakteriler
➢ Saprofit bakteriler, organik atıkları inorganik maddelere çevirerek doğadaki
madde döngüsüne büyük katkı sağlarlar.
➢ Azot bağlayıcı bakteriler atmosferdeki azot gazını, bitkilerin yararlanabileceği
bir molekül olan nitrat tuzuna çevirirler.
222
Aerobik
bakteri ve
funguslarla
kaplanm›fl
kaya tabakas›
S›v› at›klar
Ç›k›fl
➢ İnsanların kalın bağırsağında yaşayan mutualist bakteriler B ve K vitamini üretirler.
➢ Kullandığımız antibiyotiklerin (streptomycin, neomycin, erythromycin, aureomycin ve tetracylin gibi) yarıdan çoğu toprak bakterilerinin bir cinsi olan Streptomyces'tan elde edilmektedir. Fakat uygun kullanılmayan bu antibiyotikler
mikroorganizmaların mutasyonla direnç kazanmasına neden olabilirler.
➢ Hastalıklardan korunma ve tedavide bakterilerden yararlanılarak hazırlanan aşı
ve serum kullanılır. Aşı ile sağlıklı bireye zayıflatılmış ya da öldürülmüş bakteriler verilir. Bağışıklık sisteminin uyarılması ile oluşan antikorlar aktif bağışıklık
sağlar. Serum elde etmek için bazı hayvanların vücuduna zayıflatılmış bakteriler verilir. Hayvanın ürettiği antikorlar bir dizi özel teknik ile izole edilerek serum
elde edilr. Serum, hasta bireylere verilip, pasif bağışıklık sağlar.
➢ İnsanlar bakterileri ticari ürünlerin üretiminde "fabrika" olarak da kullanmaktadırlar. Kimyasal endüstri, aseton, bütanol ve diğer bazı ürünlerin üretiminde çok
büyük miktarda bakteri kültürleri kullanmaktadır. İlaç firmaları vitamin ve antibiyotik üretimi için bakterilerden yararlanmaktadır. Ayrıca gıda sanayi, sütün yoğurda dönüşümünde ve çeşitli peynirlerin yapımında bakterileri kullanmaktadır.
DNA teknolojisi ise prokaryotların ticari alanda işlev görmesinde bir çağ başlatmıştır.
Atık su arıtım sistemlerinde prokaryotların
kullanılması. Bu, katı kısmın uzaklaştırılmasından sonra, sıvı atıkların arıtımında kullanılan
yöntemlerden biri olan damlatmalı filtrasyon sistemidir. Uzun yatay borular yavaşça dönerek,
sıvı atıkları alttaki kalın kaya tabakası üzerine
püskürtmektedir. Bu kayalar üzerinde üremekte
olan bakteri atık içinde çözünmüş durumdaki organik bileşiklerin büyük bölümünü parçalamaktadırlar. Kaya tabakasından çıkan su sterilize
edilerek, genellikle nehirlere ya da okyanusa verilmektedir.
➢ Su, hava ve topraktaki kirleticilerin giderilmesinde mikroorganizmaların kullanılmasına biyoremediasyon denmektedir. Atık suların temizlenmesi olayına ait
bir biyoremediasyon örneği yanda verilmiştir.
II– ARKELER ÂLEMİ
1990'larda sistematikçiler tüm prokaryotları içeren tek bir âlemin (monera) evrimsel
geçmişle uyumlu olmadığı sonucuna varmışlardır. Böylece prokaryot canlılar bakteriler ve
arkeler olmak üzere iki farklı âlemde incelenmeye başlamışlardır.
Arkelerin birçok türü sıcak su kaynakları ve tuz gölleri gibi zorlayıcı ortamlarda yaşamaktadırlar. Bu canlılar prokaryot olmalarına rağmen bazı özellikleri ile ökaryot hücrelere benzerler. Arkeler üç ana grupta incelenebilir. Bunlar metanojenler, halofiller ve
termoasidofillerdir.
UYARI
Bakterilerin DNA'ları çıplaktır. Arkelerin DNA'ları ise ökaryotlardaki gibi
histon proteini içerir.
a. Metanojenler
Enerji metabolizmaları sonucu metan gazı (CH4) üretirler. Zorunlu anaerob olan bu
arkeler, oksijenden zehirlenirler. Bataklıklarda gaz çıkışına neden olurlar. Pis su arıtımında parçalayıcı olarak metanojenlerden faydalanılır. Bazı türleri hayvanların bağırsaklarında yaşayarak, temel besini selüloz olan otçul hayvanların ve termitlerin
beslenmesine yardımcı olurlar. Ürettikleri metan gazı ise sera etkisinde önemli bir rol oynamaktadır.
b. Halofiller
Tuzu seven bu arkeler Büyüz Tuz Gölü ve Kızıl Deniz gibi tuzlu yerlerde yaşarlar.
Bazı türler tuzluluğa sadece dayanırken, diğerleri büyümek için deniz suyundan on kat
daha tuzlu ortama gereksinim duyarlar. Halofillerin kolonileri, mor – kırmızı renklerini, göz
retinasındaki görme pigmentleriyle hemen aynı olan bakteriyorodopsin adlı bir fotosentetik pigmentten alırlar.
223
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Dönen
püskürtücü kol
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Aşırı halofiller. San Francisco körfezindeki bu deniz suyu gölcüklerinin buharlaşmasıyla
oluşan renkler, tuzluluğun %15–20ʼlere ulaşması sonucu burada yoğun şekilde üreyen
aşırı tuzcullar tarafından oluşturulmaktadır. (Buharlaşma öncesi, deniz suyunun tuzluluğu %3 dolaylarındadır.) Gölcükler, ticari tuz üretiminde kullanılmakta olup, tuz–seven
arkeler, zararsızdır.
c. Termoasidofiller
Sıcak seven bu arkeler için en uygun sıcaklıklar, 60–80°C'dır. Kükürt oksitleyerek yaşayan bu bakteriler pH'ı 1 olan asidik ortamlarda yaşarlar. Kemosentez ile kendi besinlerini üretebilirler.
UYARI
Soğuk seven arkelere psikrofilik adı verilir. Bu bakterilerin çoğu 5°C'nin
altındaki ortamlarda yaşar.
“Sıcak seven” prokaryotlar. Bu kayaları boyayan canlı kırmızılar, turuncular ve sarılar,
bu Nevada gayzerinden çıkan aşırı sıcak suda (104 °Cʼa ulaşan) üreyen prokaryot kolonileridir. 1916 yılında su kuyusu açan çiftçiler tarafından rastlantısal olarak bulunmuştur.
224
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Okuma Metni
Baklagil Bitkileri Anonim Şirketi: Azot Bağlama Ticareti
Bütün bitkiler büyümelerinde ve üremelerinde gerekli amino asitleri, proteinleri,
nükleik asitleri ve diğer maddeleri sentezleyebilmek için, yüksek miktarda azota gereksinim duyarlar. Ancak, havadaki azot gazı
çok yüksek miktarda bulunmasına rağmen,
bitkiler tarafından kullanılamaz. Bitkiler
azotu sadece başka elementlerle birleşmiş
halde, yani bağlı olarak kullanabilirler. Bitkiler kendileri azot bağlaması için gerekli
kimyasal işlemleri gerçekleştirecek mekanizmalara sahip değildirler. Topraktaki azotun
düşük seviyede olduğu ortamlarda yetişen
ya da aşırı miktarda azota ihtiyaç duyan bitkiler, bu gereksinimlerini karşılamak için
azot bağlama servisi yapan bakterilerden faydalanırlar. İşte, baklagiller familyasına giren
bu bitkiler, azot bağlayan bakterilerle, insanların kurduğu anonim şirketler gibi, ortaklıklark uranb itkilerdir.
Baklagil tohumları bol miktarda protein
depolar (bu da baklagil tohumlarını insanlar
için özellikle besleyici kılar). Bu yüzden de,
baklagiller, toprakta bulunan alınabilir azottan çok daha fazla, bağlı azota gereksinim
duyarlar. Baklagiller azot bağlama yetileri
kazanmak için pirim öderler, köklerinde bu
işe yarayacak özel yapılar (nodüller) inşa etmek için yatırım yaparlar. Nodüller de bakteriler de işçi olarak çalışır. Baklagiller,
çalışma ortamının verimli olması için iş çevresindeki koşulları optimum halde tutarlar
ve işçilerin maaşlarını öderler. Bakterilere
yapılan ödemeler baklagillerin fotosentez
ürünlerinden türetilen organik asitler şeklinde olur. Bakteriler bunları besin olarak kullanır. Kontratlarının kuralları çerçevesinde
(kontrat kimyasal sinyal iletişimi ile yapılır)
bakteriler baklagil bitkisine amonyum sağlarlar. Amonyum, bitki tarafından hızla kendi metabolizması için gerekli olan azotlu
bileşiklere çevrilir. Bitkiler büyümeyi sınırlayan ve bağlı azot kıtlığının olduğu yapraklara, gelişmekte olan tohumlara ve diğer
yerlere azotlu bileşiklerin dağıtımını yaparlar. Kök nodüllerinden gelen bağlı azot ne
kadar fazla olursa, baklagil bitkileri de o kadar etkin fotosentez yaparlar. Fotosentez
ürünleri bakteri büyümesini desteklemek ve
kendilerinee nerjis ağlamaki çink ullanılır.
çok başka bitkiler tarafından meyvelerini ve
çiçek petallarını renklendirmek için sentezlenir). Toprak ortamında baklagillerden salınan flavonoidler azot bağlayan bakteriler
tarafından tesbit edilir. Bakteriler de kendi
ürettikleri kimyasal sinyallerle karşılık verirler. Bakterilerin ürettiği kimyasal sinyallere
NOD (nodülasyon) faktörleri denir. NOD
faktörleri bitki köklerinde, bakteriye karşı
olumlu tepkiler yaratır. Bu tepkilerden bir tanesi, narin kök tüylerinin azot bağlayan bakteriler çevresinde bükülerek onları köke
yakınlaştırmasıdır. Sonra bitki, bakterilerin
girmesi için, hücre duvarı materyalinden kök
yüzeyinden içeri doğru geçitler inşa eder (bu
aşamada işe girmeye aday bakteriler, "mülakat" yapmaktadırlar). Bunu takiben, bakterilerin işi kabul etmek üzere kendi koşullarını
ortayak oyduklarıp azarlıks ürecib aşlar.
Kimyasal iletişimle, bakteriler bitki köklerini, geniş nodül odaları inşa etmeye teşvik
ederler. Nodüller binlerce bakterinin barınmasını sağlayacak büyüklüktedir. Bakteriler
ayrıca, bitki köklerini çalışma ortamlarının
atmosferini kendi isteklerine göre ayarlamaya mecbur ederler. Buna göre, nodüllerdeki
oksijen seviyesi, besinlerden enerji üretilmesine ancak yetecek düzeyde, fakat bu esnada
nitrojenazı (azot fiksasyonu yapan enzimi)
zehirlemeyecekb ira yardat utulur.
Baklagiller oksijen ayarını, ürettikleri
leghemoglobin (legüm hemoglobinin kısa
şekli) adı verilen pembe bir proteinle denetim altında tutarlar. Leghemoglobin, tıpkı kanınızdaki hemoglobin gibi iş gören, oksijene
bağlanan bir proteindir. Bakteri müteahhitler iş ortamının optimum düzeye geldiğini
gördükleri zaman çalışmaya başlarlar ve toprak havasında bulunan azot gazından yüksek miktarlarda azot bağlarlar. Bakteriler
bağladıkları azotun bir kısmını kâr-paylaşımı
anlaşmaları uyarınca kendi kullanımlarına
ayırırlar. Pek çok bitki azot bağlanması için
çevrelerindeki bakterilerle daha serbest ilişkiler kursalar da (ki bu ilişkiler, geçici danışmanlık servisleri düzeyindedir), yalnızca
baklagiller ve birkaç diğer bitki türü, azot
bağlayan bakterilerle eşgüdüme dayalı ve
son derecede etkileyici birliktelikler oluştururlar.
En iyi işçi bakterileri çekebilmek için
baklagiller, iş imkânlarının reklamını yaparlar. Bunun için baklagil köklerinden toprağa
flavonoidler salınır (Flavonoidler diğer pek
225
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
DERS NOTLARI
226
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Boşluk Tamamlama Soruları
➢ patojen
➢ fotoototrof
➢ parazit
➢ metanojenler
➢ anaerob
➢ alem
➢ saprofit
➢ kemoototrof
➢ homolog
➢ halofiller
➢ prokaryot
➢ filogenetik
➢ konjugasyon
➢ glikojen
➢ plazmit
➢ endospor
➢ monoploit
➢ yapay
➢ analog
➢ varyasyon
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri tabloda verilen kavramlar ile tamamlayınız.
1. Bakteri ve arkeler âlemlerinde yer alan canlılar ………………………… hücre yapısına sahiptir.
2. Canlıların köken benzerlikleri, akrabalık dereceleri ve homolog yapılarına bakılarak yapılan sınıflandırmaya …………………………
sınıflandırma adı verilir.
3. Bazı bakterilerde halkasal DNA'dan farklı olarak bulunan ve belirli antibiyotiklere karşı direnç sağlayan genleri içeren yapıya
………………………… adı verilir.
4. Görevleri aynı, kökenleri farklı olan organlara ………………………… organlar denir.
5. Hastalık yapan bakterilere ………………………… bakteriler denir.
6. Aşırı tuzlu ortamlarda yaşayan arkelere ………………………… adı verilir.
7. ………………………… bakteriler organik atıkları inorganik maddelere çevirerek doğadaki madde döngüsünde görev alırlar.
8. ………………………… sınıflandırma canlıların dış görünüşlerine ve yaşadıkları ortamlara bakılarak yapılır.
9. Bakteriler glikozun fazlasını ………………………… olarak depolama özellikleri ile hayvansal hücrelere benzerler.
10. Zorunlu ………………………… bakteriler oksijenin bulunduğu ortamlarda yaşayamazlar.
11. ………………………… canlılar inorganik maddelerin oksidasyonundan elde ettikleri enerjiyi kullanarak organik madde sentezlerler.
12. Bakteriler ………………………… hücre yapısında olduğundan mayoz bölünme geçiremezler.
13. Bazı bakterilerin uygun olmayan ortamlarda oluşturdukları dayanıklı yapıya ………………………… adı verilir.
14. Farklı canlı türlerinde bulunmasına rağmen ortak bir kökene sahip olan organlara ………………………… organlar denir.
15. Arkelere ait bir grup olan …………………………, metabolik faaliyetleri sırasında karbondioksit ve hidrojeni birleştirerek metan gazı
oluştururlar.
16. ………………………… filogenetik sınıflandırmada en fazla canlıyı içeren birimdir.
17. ………………………… bakterilerin sitoplazmasında klorofil pigmenti bulunur.
18. Aynı türün bireyleri arasında görülen farklılıklara ………………………… denir.
19. Bir bakteriden diğer bir bakteriye gerçekleşen gen transferine …………………………adı verilir.
20. Sadece glikoz ve amino asit gibi monomer besinlerin bulunduğu ortamda yaşayabilen bakterilere ………………………… bakteriler denir.
227
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 1
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 2
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Doğru–Yanlış Soruları
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına "D", yanlış olanların yanına "Y" harfi yazınız.
1. İkili adlandırmada ilk kelime türün ait olduğu cinsi belirtirken, ikinci kelime tanımlayıcı ad olarak kullanılır.
2. Peptidoglikan bakteriler alemindeki canlıların hücre duvarında bulunurken, arkelerin hücre duvarında bulunmaz.
3. Bir bakteri hücresinde DNA ve RNA molekülleri beraber bulunamaz.
4. Bakteri fotosentezinde oksijen çıkışı görülemez.
5. Çiftleştiklerinde verimli döl oluşturabilen canlılar aynı tür içinde incelenir.
6. Bazı bakteriler endospor oluşturarak birey sayısını arttırabilirler.
7. Gram pozitif bakterilerin hücre duvarındaki peptidoglikan miktarı, gram negatif bakterilerden çoktur.
8. Kemosentetik bakteriler güneş enerjisini kullanmadıklarından, karanlık ortamda da besin sentezi gerçekleştirebilirler.
9. Çubuk şeklinde olan bakteriler "coccus", yuvarlak olan bakteriler ise "bacillus" olarak adlandırılır.
10. Zorunlu aerob bakteriler, oksijenin olmadığı ortamlarda yaşayamazlar.
11. Bazı bakteriler fagositoz ile aldıkları besinleri lizozomları ile sindirirler.
12. Arkeler aşırı tuzlu ve soğuk gibi zorlu ortamlarda canlılıklarını devam ettirebilirler.
13. Aerobik bakterilerde mitokondri organeli bulunurken, anaerobik bakterilerde bulunmaz.
14. Filogenetik sınıflandırmada aynı sınıfta bulunan canlıların şube ve âlemleri de aynıdır.
15. Siyanobakteriler fotosentezde elektron kaynağı olarak su kullandığından, besinle beraber oksijen de üretirler.
16. Bakteriler ile mücadelede kullanılan aşı pasif bağışıklık sağlarken, serum aktif bağışıklık sağlar.
17. Azot döngüsünde görev alan nitrifikasyon bakterileri kemoototroftur.
18. Canlılar bakteriler, arkeler ve ökaryotlar olmak üzere üç domain altında incelenirler.
19. Mor sülfür bakterileri fotosentez sırasında oksijen yerine kükürt üretir.
20. Aerob bakterilerde solunum olayında görev alan elektron taşıma sistemi (ETS) elemanları bulunurken, anaerob bakterilerde
bulunmaz.
228
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
➢ Heterotrof
➢ Arke
➢ Kemoototrof
➢ Parazit
➢ Saprofit
➢ Metanojenler
➢ Termoasidofiller
➢ Fotoototrof
➢ Ototrof
Kavram Haritası
➢ Halofiller
Tablodaki kelimeleri uygun yerlere yazarak kavram haritasını tamamlayınız.
...................................
Aflırı tuzlu
ortamlarda yaflarlar.
...................................
Âlemi
...................................
Aflırı sıcak
ortamlarda yaflarlar.
...................................
Metan gazı üretirler.
PROKARYOT
CANLILAR
...................................
Organik atıkları
parçalarlar.
...................................
Besinlerini dıfl
ortamdan hazır alırlar.
...................................
Besinlerini monomer
olarak almak zorunda
olan bakterilerdir.
Bakteriler
Âlemi
Beslenme biçimlerine göre
ikiye ayrılır.
...................................
Nitrifikasyon olay›nda
görev alırlar.
...................................
‹norganik maddeleri
kullanarak kendi
besinlerini üretirler.
...................................
Klorofil içerirler.
229
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 3
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 4
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Kavramları Sıralama
Aşağıdaki şemada filogenetik sınıflandırmaya ait birimler sahip oldukları canlı sayısına göre sıralanmıştır. Bu şemada verilen
anahtar kelimelerden yararlanılarak boş kutuları uygun şekilde doldurunuz.
Alem
e: ………………………
d: ………………………
c: ………………………
b: ………………………
a: ………………………
Tür
Etkinlik – 5
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Venn Diyagramı
Aşağıda bakteri ve arkeler âlemlerine ait bazı özellikler verilmiştir. Venn diyagramı üzerinde bu özellikleri karşılaştırınız.
Bakteriler
1. Kalıtım birimi olan DNA'nın sitoplazmada bulunması
2. Tuz yoğunluğu çok fazla olan ortamlarda yaşayabilme
3. Hücre zarının dışında hücre duvarı içerme
4. DNA moleküllerinde histon protein içerme
5. Glikozun fazlasını glikojen olarak depolama
6. Hücre duvarının peptidoglikan yapılı olması
230
Arkeler
1.
Filogenetik sınıflandırmada canlıların,
4.
Pamuk
I. analog organları,
X bakterisi
II. protein benzerlikleri,
III. homolog organları
özelliklerinden hangileri dikkate alınmaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) I ve III
Y bakterisi
C) I ve II
Özdeş tüplere bırakılan X ve Y bakterilerinin oksijene olan ihtiyaçlarına bağlı dağılımları yukarıda gösterilmiştir.
E) II ve III
Buna göre;
I. X bakterisinde mitokondri bulunur.
II. Y bakterisinde solunum olayında kullanılan elektron taşıma sistemi bulunur.
III. Y bakterisi oksijensiz solunum yapar.
yargılarından hangileri doğrudur?
2.
– Felis leo
A) Yalnız III
– Canis familiaris
B) I ve II
D) II ve III
– Lutra lutra
C) I ve III
E) I, II ve III
– Felis familiaris
– Panthera pardus
ikili adlandırılmaları verilmiştir.
5.
Bu canlılar kaç farklı tür (I) ve cinste (II) bulunurlar?
I
II
A)
4
4
B)
5
5
C)
5
4
D)
4
5
E)
5
3
Nitrifikasyon olayında görev yapan nitrit bakterisinin kemosentezi aşağıda özetlenmiştir.
Amonyak + Oksijen $ Nitrit + Su + Kimyasal enerji
Karbondioksit + Su $ Besin + Oksijen
Buna göre nitrit bakterileri ile ilgili;
I. Besin sentezi sırasında oksijeni önce kullanırlar, sonra
üretirler.
II. Güneş enerjisini kullanmadan kendi besinlerini üretirler.
III. Karbon kaynakları karbondioksittir.
yorumlarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız II
B) I ve II
D) II ve III
6.
3.
Bakteriler ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğru değildir?
C) I ve III
E) I, II ve III
Aydınlık ortamda besin sentezlerken karanlık ortamda
besin sentezleyemeyen bir bakteri türü ile ilgili;
I. Kloroplast içerir.
II. Işık enerjisini kullanır.
A) Plazmit DNA, bakterilerin bazı antibiyotiklere dirençli olmasını sağlar.
III. Klorofil içerir.
B) Endospor halindeki bakteride metabolizma hızı çok düşüktür.
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız II
C) Kapsüllü bakterilerin çoğu hastalık yapıcıdır.
B) I ve II
D) II ve III
D) Kamçılı bakteriler fagositozla besin alabilir.
C) I ve III
E) I, II ve III
E) Bakteriler monoploit hücre yapısına sahiptirler.
1) A
2) C
3) D
4) A
5) E
6) D
231
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
TEST–1
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
7.
CO 2 +
CO 2 +
Günefl
enerjisi
H2 O
1 4 44 2
4 44 3
elektron kayna€ı
klorofil
Günefl
enerjisi
H2 S
1 444 2
44
43
elektron kayna€ı
klorofil
_
b
Glikoz + O 2` Siyanobakteri
b
_a
b
Glikoz + S ` Mor bakteri
b
a
11. Saprofit bakterilerin hücre dışında bulunan polimer bir
besinden faydalanmaları sırasında,
I. hücre dışındaki polimer besinin sindirilmesi,
II. oluşan monomerlerin difüzyonla hücreye alınması,
III. hidroliz enzimlerinin hücre dışına salgılanması
olayları hangi sıra ile gerçekleşir?
Yukarıda siyanobakteri ve mor bakterinin gerçekleştirdiği fotosentez olayları verilmiştir.
A) I – II – III
B) III – I – II
D) III – II – I
C) II – III – I
E) I – III – II
Bu iki bakterinin fotosentezde kullandıkları,
I. enerji,
II. elektron,
III. karbon
12. Arkeler ile ilgili;
kaynaklarından hangileri farklılık gösterir?
I. Hücre duvarlarında peptidoglikan bulunmaz.
A) Yalnız I
II. Aşırı sıcak ve soğuk gibi zor koşullara bakterilerden daha
iyi uyum sağlarlar.
B) Yalnız II
D) I ve II
C) Yalnız III
E) II ve III
III. Ökaryot hücre yapısına sahiptirler.
IV. DNA'ları çıplak olmayıp, histon proteinler içerir.
8.
Aşağıda farklı bakteri türlerinde meydana gelen bazı metabolik olaylar verilmiştir.
Bunlardan hangisi özelleşmiş bir organelde gerçekleşir?
A) Protein sentezi
B) Fotosentez
C) Fermantasyon
D) Kemosentez
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) I ve II
B) I ve IV
C) II ve III
D) I, II ve IV
E) I, II, III ve IV
E) Oksijenli solunum
9.
Parazit bakteriler hücre dışına sindirim enzimi salgılayamazlar. Bu nedenle sadece monomer besinlerin bulunduğu ortamlarda yaşayabilirler.
13. Aşağıdaki canlı gruplarından hangisi arkeler âlemine
dahil değildir?
A) Siyanobakteriler
B) Psikrofilikler
C) Termoasidofiller
D) Halofiller
E) Metanojenler
Buna göre parazit bir bakteri bulunduğu ortama konulan
aşağıdaki besinlerden hangisini kullanamaz?
A) Amino asit
B) Glikoz
C) Nişasta
D) Gliserol
14. Bakterilerdeki kalıtsal çeşitlilik,
I. mitoz bölünme,
E) Fruktoz
II. konjugasyon,
III. mutasyon,
IV. endospor oluşturma
10. Ototrof bakterilere ait bazı grafikler aşağıda verilmiştir.
Su miktarı
‹norganik madde
miktarı
olaylarından hangileri sonucunda oluşur?
Karbondioksit
miktarı
A) I ve II
B) I ve IV
D) II ve IV
Oksijen miktarı
E) III ve IV
Glikoz miktarı
Organik madde
miktarı
I
C) II ve III
15. Aşağıdaki özelliklerden hangisi siyanobakterilere ait değildir?
III
II
Bu grafiklerden hangileri ototrof bakterilerin tamamında
ortaktır?
A) Havadaki serbest azotu bağlama
A) Yalnız I
C) Mavi – yeşil bir görünüme sahip olma
B) Yalnız II
D) I ve II
C) I ve II
B) Klorofil ve fikosiyanin pigmentlerini içerme
D) Kemosentez ile besin üretebilme
E) II ve III
E) Oksijen açığa çıkarma
232
7) B
8) A
9) C
10) E
11) B
12) D
13) A
14) C
15) D
1.
Canlıların sınıflandırılmasında tür ile başlayıp âlem ile biten
yedi farklı sınıflandırma birimi kullanılır.
4.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
TEST–2
Fotosentetik bir bakteride,
I. klorofil,
Türden âleme doğru gidildikçe bireylerin,
II. mitokondri,
I. ortak gen sayısı
III. kloroplast
II. sayılarında
yapılarından hangileri bulunur?
meydana gelen değişimler aşağıdakilerden hangisinde
doğru verilmiştir?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) I ve III
I
II
A)
Azalır
Artar
B)
Azalır
Değişmez
C)
Değişmez
Artar
D)
Artar
Artar
E)
Artar
Azalır
C) I ve II
E) II ve III
5.
Pamuk
Pamuk
Y bakterisi
X bakterisi
Pamuk
2.
Ortak gen oranı
Z bakterisi
1
2
3
4
5
6
Bakterilerin solunum çeşitlerini belirlemek amacıyla üç bakteri türü özdeş çözeltilerin bulunduğu deney tüplerine konulmuştur. Bir süre beklendiğinde bakterilerin gelişme
bölgelerinin yukarıdaki gibi olduğu görülmüştür.
Sınıflandırma
birimleri
7
Yukarıdaki grafikte sınıflandırma birimlerinde bulunan ortak
gen oranları verilmiştir.
Buna göre;
Grafikle ilgili;
I. Z bakterisi oksijensiz solunum yapar.
I. Birey sayısının en fazla olduğu birim 7'dir.
II. Y bakterisi solunum olayında oksijen kullanır.
II. 1 numaralı sistematik birim familya'dır.
III. X bakterisi oksijenli ortamda yaşayamaz.
III. 2 numaralı sistematik birimdeki protein benzerliği 6 numaralı birimdekinden fazladır.
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız I
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I
B) I ve II
D) II ve III
3.
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
E) I, II ve III
Hayvanlar âleminde yer alan bir canlının embriyolojik gelişim sürecinde ilk ve son olarak hangi sistematik birimlere ait özellikler ortaya çıkar?
6.
Aşağıdaki hücresel yapılardan hangisi tüm bakterilerde
ortak olarak bulunmaz?
A) Sınıf – Cins
B) Şube – Tür
A) Hücre zarı
B) Ribozom
C) Takım – Tür
D) Şube – Cins
C) Sitoplazma
D) Kamçı
E) Hücre duvarı
E) Takım – Familya
1) A
2) C
3) B
4) A
5) B
6) D
233
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
7.
Petri kabına
eklenen antibiyotik
Bakterilerin gelişme
durumu
K ve M
+
R ve N
–
M ve R
+
K ve N
–
R ve H
+
11. Nişasta, protein ve yağ gibi
polimer besinlerin bulunduğu
ortama konulan bir bakteri türünün birey sayısının zamana bağlı değişim grafiği
yanda verilmiştir.
I. saprofit olarak beslenir,
II. hücre dışı sindirim enzimleri gelişmiştir,
III. inorganik maddeleri kullanarak organik madde üretir
Yukarıdaki tabloda aynı tür de bakterilerin bulunduğu petri
kaplarına eklenen farklı antibiyotikler ve bakterilerin gelişme
durumları gösterilmiştir.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız II
Buna göre bakteri türü ile mücadelede hangi antibiyotik
en etkilidir?
B) M
Zaman
Bu bakteri türü ile ilgili,
(+: gelişme var; –: gelişme yok)
A) K
Bakteri sayısı
C) R
D) N
B) Yalnız III
D) I ve III
C) I ve II
E) II ve III
E) H
12. Endospor oluşturmakta olan bir bakteride,
I. DNA nükleotid dizilimi,
II. sitoplazmadaki su oranı,
8.
Fotosentetik ve kemosentetik bakterilerde;
III. metabolizma hızı
I. Karbondioksit kullanımı
özelliklerinden hangilerinde bir değişim gerçekleşmez?
II. Klorofilin güneş enerjisini soğurması
A) Yalnız I
III. İnorganik maddelerden organik madde sentezi
D) I ve II
olaylarından hangileri ortak olarak gerçekleşmez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
9.
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) I ve III
C) I ve II
E) II ve III
Bakteri hücreleri arasında meydana gelen konjugasyon
olayında aşağıdakilerden hangisi gerçekleşir?
A) Döllenme ile zigot oluşumu
13. İnorganik maddeler bakımından zengin olan bir deney
tüpü t0 – t1 zaman aralığında
karanlık, t1 – t2 zaman aralığında aydınlık ortamda bekletiliyor.
B) Mayoz bölünme
Bakteri sayısı
t1
t0
t2
Zaman
C) Bireyin sayısının artması
Bu süreçte deney tüpünde bulunan X bakterisinin sayısal değişimi yukarıdaki grafikteki gibi gerçekleşiyor.
D) Gamet oluşumu
Buna göre X bakterisi ile ilgili,
E) Genetik varyasyonun artması
I. ototrof beslenir,
II. klorofil içerir,
III. kemosentez yapar
10. Bazı bakteriler ortam koşullarının kötüleşmesine rağmen, canlılıklarını uzun yıllar devam ettirebilirler.
yargılarından hangilerine ulaşılır?
A) Yalnız I
Bakterilere dayanıklık kazandıran bu özellik aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
A) Hücre duvarı içermeleri
B) Tek hücreli olmaları
14. Aşağıdaki âlemlerden hangisindeki canlılar prokaryot
hücre yapısındadır?
C) Endospor oluşturmaları
D) Dairesel DNA'ya sahip olmaları
A) Mantarlar
E) Kapsül içermeleri
234
B) Hayvanlar
D) Bakteriler
7) D
8) B
9) E
10) C
11) C
12) A
13) B
C) Protista
E) Bitkiler
14) D
4.
Protein benzerli€i
1.
Yandaki grafikte âlemden
türe doğru gidildikçe protein
benzerliğinin değişimi verilmiştir.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
TEST–3
Saprofit ve parazit bakterilerde,
I. organik monomerleri parçalayarak ATP üretimi,
II. hücre dışına sindirim enzimi salgılama,
III. monomerleri polimerlere çevirebilme
özelliklerinden hangileri ortaktır?
A
Grafiğe göre;
fi
S
Ta
F
C
T
A) Yalnız I
I. Aynı cinste bulunan canlıların protein benzerliği, aynı sınıfta bulunan canlılara göre daha fazladır.
B) Yalnız III
D) I ve III
C) I ve II
E) I, II ve III
II. Türden âleme doğru gidildikçe, protein benzerliği azalır.
III. Protein benzerliği en fazla olan sınıflandırma birimi takımdır.
5.
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) II ve III
C) I ve II
E) I, II ve III
A) Mayoz bölünme
B) Fotosentez
C) Endospor oluşumu
D) Konjugasyon
E) Oksijensiz solunum
6.
2.
Bakterilerde aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşemez?
Bakteri ve arkeler âlemlerinde bulunan canlılar için;
Bakteriler aşağıdaki özelliklerinden hangisine göre gruplandırılamazlar?
I. Kalıtım materyali olan DNA'nın sitoplazmada bulunması
A) Beslenme şekilleri
II. Protein sentezinin zarsız bir organel olan ribozomda gerçekleşmesi
B) Oksijen ihtiyaçları
III. Peptidoglikan yapılı hücre duvarlarının bulunması
D) Şekilleri
özelliklerinden hangileri ortak değildir?
E) Metabolik atıkları
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) I ve III
C) Gram boyası ile boyanabilme
C) I ve II
E) II ve III
7.
Bazı bakteriler, inorganik maddeleri oksitleyerek açığa çıkardıkları kimyasal enerji yardımıyla organik besinlerini sentezlerler.
Bakterilerin gerçekleştirdiği bu olay aşağıdakilerden hangisidir?
3.
Canlıların bilimsel olarak adlandırılmasında kullanılan
yönteme göre;
A) Mayalanma
B) Çürütme
C) Fotosentez
D) Kemosentez
E) Fermantasyon
I. Pinus nigra
II. Morus alba
III. Pistocia vera
8.
IV. Morus nigra
I. evrimsel,
olarak adlandırılan canlıların cins ve tür adlarına bakılarak, hangilerinin birbirleriyle diğerlerinden daha yakın akraba olduğu düşünülebilir?
A) I ve II
Filogenetik sınıflandırmada canlıların,
B) I ve III
D) II ve III
II. fizyolojik,
III. anatomik
benzerliklerinin hangilerinden yararlanılır?
C) I ve IV
A) Yalnız III
E) II ve IV
B) I ve II
D) II ve III
1) C
2) B
3) E
4) D
5) A
6) E
7) D
C) I ve III
E) I, II ve III
8) E
235
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
9.
Farklı türe ait üç bakteriden,
13. Ototrof beslenen tüm bakterilerde,
– X bakterisinin sitoplazmasında klorofil pigmentinin bulunduğu,
– Y bakterisinin hücre dışına sindirim enzimi salgılayabildiği,
– Z bakterisinin ise inorganik maddeleri oksitleyerek kimyasal enerji açığa çıkardığı bilinmektedir.
Bu bilgilere göre hangi bakterilerin ototrof olduğu söylenebilir?
A) Yalnız X
B) X ve Y
D) Y ve Z
I. karbondioksit kullanımı,
II. oksijen üretimi,
III. inorganik maddelerin oksitlenmesi,
IV. klorofil içerme
özelliklerinden hangileri ortaktır?
A) Yalnız I
B) I ve II
D) II ve IV
C) II ve III
E) III ve IV
C) X ve Z
E) X, Y ve Z
14. X bakterisine ait üç özdeş koloni farklı petri kaplarında üretilmiştir. Daha sonra petri kaplarına penicilin, amphicilin ve
streptomycin antibiyotikleri ilave edildiğinde, bakteri gelişimleri aşağıda gösterildiği gibi gerçekleşmiştir.
X bakterileri
10. Bakteriler ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Penicilin
A) Bazıları uygun olmayan koşullarda endospor oluşturur.
B) Hücre duvarları selüloz yapılıdır.
C) Kamçı içerenleri aktif hareket edebilir.
X bakterileri
D) Hastalık yapanlarına patojen adı verilir.
Streptomycin
E) Bölünerek sayılarını artırabilirler.
X bakterileri
Amphicilin
11. Bakterilerdeki genetik çeşitlilik,
I. mutasyon,
II. konjugasyon,
Buna göre;
III. mitoz bölünme
I. X bakterisi streptomycin antibiyotiğine karşı dirençlidir.
olaylarından hangileri ile sağlanır?
II. X bakterisinin neden olduğu bir hastalığa yakalanan birey,
penicilin antibiyotiğini kullanmalıdır.
A) Yalnız II
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
III. Bu bakteri türü ile mücadelede en iyi sonucu amphicilin
kullanımı sağlar.
E) I, II ve III
yorumlarından hangileri yapılabilir?
12. Filogenetik sınıflandırılmada kullanılan,
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C) Yalnız III
I. cins,
II. takım,
III. şube,
IV. familya
birimlerinin sahip oldukları canlı sayısına göre azdan
çoğa doğru sıralanması aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) I – IV – II – III
B) III – II – IV – I
C) I – II – IV – III
D) III – IV – II – I
15. Aşağıdaki filogenetik sınıflandırma basamaklarından hangisinde bulunan canlıların aralarındaki ortak özellik sayısı
en fazladır?
A) Familya
B) Şube
D) Takım
E) Sınıf
E) II – IV – III – I
236
9) C
10) B
11) B
12) A
13) A
14) D
15) C
C) Cins
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
1.
10
9
Bakteri sayısı(milyon)
8
7
6
5
4
3
2
1
0
1
2
3
4
5
Zaman (saat)
6
7
8
9
10
Bol miktarda besin bulunan petri kabındaki E.coli bakterilerinin 36°C'deki birey sayısı zaman grafiği yukarıda verilmiştir.
Grafiğe göre aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
a) Bakteri sayısının maksimum olduğu saat kaçtır?
..................................
b) Bakteri populasyonunun büyüme hızının maksimum olduğu zaman aralığı hangisidir?
..................................
c) En fazla bakterinin oluştuğu zaman aralığı hangisidir?
..................................
d) Bakteri sayısının 4. saatten sonra azalmasının nedeni sizce ne olabilir?
...........................................................................................................................................
...........................................................................................................................................
2.
Bakteri sayısı
Bakteri sayısı
Glikoz
Glikozun
tükendi€i an
Laktoz
Zaman
I – Sadece glikoz ya da sükroz içeren
ortamda bakteri say›s›n›n de€iflimi
t1
t2
Zaman
II – Glikoz ve laktozun birlikte bulundu€u
ortamda bakteri say›s›n›n de€iflimi
E. coli bakterisinin iki farklı ortamdaki birey sayısı zaman grafiklerine bakarak aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
Doğru olan ifadelerin başındaki kutucuklara (✓), yanlış olanların başındaki kutucuklara ise (X) işaretini koyunuz.
E.coli bakterisinin sadece glikoz bulunan ortamdaki üreme hızı, sadece laktoz bulunan ortamdakinden fazladır.
E.coli bakterisi glikoz ve laktozun birlikte bulunduğu ortamda önce glikozu tüketir.
E.coli bakterisi t1–t2 zaman aralığında endospor oluşturmuştur.
E.coli bakterisi t2 anından itibaren laktozun monomerlerini kullanarak üremeye devam etmiştir.
E.coli bakterisi t1 – t2 zaman aralığında laktozu sindiren laktaz enzimi üretmiştir.
237
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
3.
Clostridium botulinium bakterisi sinirsel bir hastalık olan Botilizm'e, Clostridium tetani bakterisi ise Tetanos hastalığına
neden olur. Bu bakterilerin ikili adlandırılmalarına bakarak aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
a) Bu bakterilerin filogenetik sınıflandırmada ortak olarak bulundukları basamakları yazınız.
...........................................................................................................................................
b) Bu bakterilerin filogenetik sınıflandırmada ortak olarak bulunmadıkları basamakları yazınız.
...........................................................................................................................................
4.
Aşağıdaki şemayı kullanarak I, II, III ve IV numaralı bakterilerin beslenme biçimlerini yazınız.
Karbondioksiti kullanarak
kendi besinini üretebilir mi?
Hayır
Evet
Hücre dıflına
sindirim enzimi
salgılayabilir mi?
Hayır
I
5.
Bakteri no
II
Hayır
...................
...................
IV
...................
III
IV
Çubuk
Küre
Küre
Çubuk
+
–
–
+
Oksijenli
Oksijensiz
Oksijenli
Oksijenli
Var
Yok
Yok
Var
Gram
reaksiyonu
Karbondioksit
kullanımı
Tablodaki bilgilere göre aşağıdaki soruları cevaplayınız.
a) Hangi bakteriler arasındaki genetik benzerlik en fazladır?
..................................
b) Hangi bakterilerin hücre duvarı gram boyası ile boyanmaz?
..................................
c) Hangi bakteriler ototrof beslenir?
..................................
d) Hangi bakteriler fermantasyon yapar?
..................................
238
III
Evet
II
Şekil
çeşidi
Evet
I
Özellik
Solunum
...................
Besin üretimi
sırasında günefl enerjisi
kullanılır mı?
Deney 1: Clostridium tetani bakterileri bir deney tüpüne konulup sıcaklık kademeli olarak 25°C'den 100°C'ye çıkarılıyor. Kısa bir
süre sonra sıcaklık tekrar 25°C'ye getirildiğinde, bakterilerin metabolik faaliyetlerine devam ettiği gözlemleniyor.
Deney 2: Escherichia coli bakterileri bir deney tüpüne konulup deney 1'deki işlemler uygulandığında, bakterilerde metabolik faaliyet
gözlenmiyor.
Bu durumun nedenini yazınız.
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
7.
Siyanobakteriler ve mor bakteriler fotoototrof bakterilerdir. Siyanobakteriler fotosentezde CO2 ve H2O kullanırken, mor bakteriler CO2
ve H2S kullanırlar.
a
Ortamdaki
oksijen miktarı
Ortamdaki
oksijen miktarı
Buna göre bu bakterilerin gerçekleştirdiği fotosentez olayına bağlı olarak ortamdaki oksijen miktarındaki değişimi gösteren
grafikleri çiziniz (Başlangıçtaki oksijen miktarının a olduğu bilinmektedir).
a
Zaman
Zaman
a – Siyanobakteri
8.
b – Mor bakteri
Bakterilerin solunum biçimlerini belirlemek amacıyla yapılan bir deneyde, aynı çözeltiye konulan X, Y ve Z bakterilerinin gelişim bölgeleri aşağıda verilmiştir.
Buna göre X, Y ve Z bakterilerini solunum çeşidine göre gruplandırınız.
Pamuk
Z bakterisi
................................
X bakterisi
................................
Y bakterisi
................................
239
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
6.
CEVAPLAR
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 1
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Boşluk Tamamlama Soruları
1. Bakteri ve arkeler âlemlerinde yer alan canlılar prokaryot hücre yapısına sahiptir.
2. Canlıların köken benzerlikleri, akrabalık dereceleri ve homolog yapılarına bakılarak yapılan sınıflandırmaya filogenetik sınıflandırma adı verilir.
3. Bazı bakterilerde halkasal DNA'dan farklı olarak bulunan ve belirli antibiyotiklere karşı direnç sağlayan genleri içeren yapıya plazmit adı verilir.
4. Görevleri aynı, kökenleri farklı olan organlara analog organlar denir.
5. Hastalık yapan bakterilere patojen bakteriler denir.
6. Aşırı tuzlu ortamlarda yaşayan arkelere halofiller adı verilir.
7. Saprofit bakteriler organik atıkları inorganik maddelere çevirerek doğadaki madde döngüsünde görev alırlar.
8. Yapay sınıflandırma canlıların dış görünüşlerine ve yaşadıkları ortamlara bakılarak yapılır.
9. Bakteriler glikozun fazlasını glikojen olarak depolama özellikleri ile hayvansal hücrelere benzerler.
10. Zorunlu anaerob bakteriler oksijenin bulunduğu ortamlarda yaşayamazlar.
11. Kemoototrof canlılar inorganik maddelerin oksidasyonundan elde ettikleri enerjiyi kullanarak organik madde sentezlerler.
12. Bakteriler monoploit hücre yapısında olduğundan mayoz bölünme geçiremezler.
13. Bazı bakterilerin uygun olmayan ortamlarda oluşturdukları dayanıklı yapıya endospor adı verilir.
14. Farklı canlı türlerinde bulunmasına rağmen ortak bir kökene sahip olan organlara homolog organlar denir.
15. Arkelere ait bir grup olan metanojenler, metabolik faaliyetleri sırasında karbondioksit ve hidrojeni birleştirerek metan gazı oluştururlar.
16. Âlem filogenetik sınıflandırmada en fazla canlıyı içeren birimdir.
17. Fotoototrof bakterilerin sitoplazmasında klorofil pigmenti bulunur.
18. Aynı türün bireyleri arasında görülen farklılıklara varyasyon denir.
19. Bir bakteriden diğer bir bakteriye gerçekleşen gen transferine konjugasyon adı verilir.
20. Sadece glikoz ve amino asit gibi monomer besinlerin bulunduğu ortamda yaşayabilen bakterilere parazit bakteriler denir.
Etkinlik – 2
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Doğru–Yanlış Soruları
D
1. İkili adlandırmada ilk kelime türün ait olduğu cinsi belirtirken, ikinci kelime tanımlayıcı ad olarak kullanılır.
D
2. Peptidoglikan bakteriler alemindeki canlıların hücre duvarında bulunurken, arkelerin hücre duvarında bulunmaz.
Y
3. Bir bakteri hücresinde DNA ve RNA molekülleri beraber bulunamaz.
Y
4. Bakteri fotosentezinde oksijen çıkışı görülemez.
D
5. Çiftleştiklerinde verimli döl oluşturabilen canlılar aynı tür içinde incelenir.
Y
6. Bazı bakteriler endospor oluşturarak birey sayısını arttırabilirler.
D
7. Gram pozitif bakterilerin hücre duvarındaki peptidoglikan miktarı, gram negatif bakterilerden çoktur.
D
8. Kemosentetik bakteriler güneş enerjisini kullanmadıklarından, karanlık ortamda da besin sentezi gerçekleştirebilirler.
Y
9. Çubuk şeklinde olan bakteriler "coccus", yuvarlak olan bakteriler ise "bacillus" olarak adlandırılır.
D
10. Zorunlu aerob bakteriler, oksijenin olmadığı ortamlarda yaşayamazlar.
Y
11. Bazı bakteriler fagositoz ile aldıkları besinleri lizozomları ile sindirirler.
D
12. Arkeler aşırı tuzlu ve soğuk gibi zorlu ortamlarda canlılıklarını devam ettirebilirler.
Y
13. Aerobik bakterilerde mitokondri organeli bulunurken, anaerobik bakterilerde bulunmaz.
D
14. Filogenetik sınıflandırmada aynı sınıfta bulunan canlıların şube ve âlemleri de aynıdır.
D
15. Siyanobakteriler fotosentezde elektron kaynağı olarak su kullandığından, besinle beraber oksijen de üretirler.
Y
16. Bakteriler ile mücadelede kullanılan aşı pasif bağışıklık sağlarken, serum aktif bağışıklık sağlar.
D
17. Azot döngüsünde görev alan nitrifikasyon bakterileri kemoototrof'tur.
D
18. Canlılar bakteriler, arkeler ve ökaryotlar olmak üzere üç farklı domain altında incelenirler.
D
19. Mor sülfür bakterileri fotosentez sırasında oksijen yerine kükürt üretir.
D
20. Aerob bakterilerde solunum olayında görev alan elektron taşıma sistemi (ETS) elemanları bulunurken, anaerob bakterilerde
bulunmaz.
240
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Kavram Haritası
Halofiller
Aflırı tuzlu
ortamlarda yaflarlar.
Arkebakteri
Âlemi
Termoasidofiller
Aflırı sıcak
ortamlarda yaflarlar.
Metanojenler
Metan gazı üretirler.
PROKARYOT
CANLILAR
Saprofit
Organik atıkları
parçalarlar.
Heterotrof
Besinlerini dıfl
ortamdan hazır alırlar.
Parazit
Besinlerini monomer olarak almak
zorunda olan bakterilerdir.
Bakteriler
Âlemi
Kemoototrof
Beslenme biçimlerine göre
ikiye ayrılır.
Nitrifikasyon olay›nda
görev alırlar.
Ototrof
‹norganik maddeleri
kullanarak kendi
besinlerini üretirler.
Etkinlik – 4
Fotoototrof
Klorofil içerirler.
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Kavramları Sıralama
Alem
e: fiube
d: S›n›f
c: Tak›m
b: Familya
a: Cins
Tür
Etkinlik – 5
Canlıların Sınıflandırılması ve Prokaryot Canlılar
Venn Diyagramı
Bakteriler
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Kalıtım birimi olan DNA'nın sitoplazmada bulunması
Tuz yoğunluğu çok fazla olan ortamlarda yaşayabilme
Hücre zarının dışında hücre duvarı içerme
DNA moleküllerinde histon protein içerme
Glikozun fazlasını glikojen olarak depolama
Hücre duvarının peptidoglikan yapılı olması
6
Arkeler
1, 3, 5
2, 4
241
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 3
CEVAPLAR
1.
a) 4
b) 1 – 2 zaman aralığı
c) 2 – 3 zaman aralığı
d) Petri kabında biriken artık ürünler, 4. saatten sonraki azalışa neden olmuştur.
2.
a) Cins, Familya, Takım, Sınıf, Şube, Alem
3.
✓
E.coli bakterisinin sadece glikoz bulunan ortamdaki üreme hızı, sadece laktoz bulunan ortamdakinden fazladır.
✓
E.coli bakterisi glikoz ve laktozun birlikte bulunduğu ortamda önce glikozu tüketir.
X
E.coli bakterisi t1–t2 zaman aralığında endospor oluşturmuştur.
✓
E.coli bakterisi t2 anından itibaren laktozun monomerlerini kullanarak üremeye devam etmiştir.
✓
E.coli bakterisi t1 – t2 zaman aralığında laktozu sindiren laktaz enzimi üretmiştir.
4.
I. Parazit
5.
a) I ve IV
6.
II. Saprofit
b) Tür
III. Kemoototrof
b) II ve III
c)
I ve IV
IV. Fotoototrof
d) II
C.tetani bakterileri endospor oluşturduğundan yüksek sıcaklıkta ölmemiştir. Bu nedenle sıcaklık normale döndüğünde metabolik faaliyetlerine devam etmiştir. E.coli bakterileri endospor oluşturamadığı için yüksek sıcaklıkta ölmüştür.
Ortamdaki
oksijen miktarı
7.
Ortamdaki
oksijen miktarı
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
a
Zaman
Zaman
a – Siyanobakteri
8.
X bakterileri: Fakültatif
242
a
Y bakterileri: Anaerobik
b – Mor bakteri
Z bakterileri: Aerobik
CANLILARIN ÇEŞİTLİLİĞİ VE SINIFLANDIRILMASI
Ökaryot canlılar protista, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere dört âlemde incelenir.
I. PROTİSTA ÂLEMİ
Bundan önceki bölümde prokaryot hücre yapısına sahip olan bakteriler ve arkeler
âlemlerini inceledik. Bu bölümde ökaryot hücre yapısında olan dört âlemden bir tanesi
olan protista âlemini mercek altına alacağız.
Amip
Protista âlemindeki canlılar genelde tek hücrelidir. Bununla beraber koloni olarak
yaşayan ya da çok hücreli olan türleri de vardır. Çoğu mikroskobik olduğu halde, çıplak
gözle görülebilen türleri de içerir. Bu canlılar su ekosistemlerinde, nemli topraklarda ve
diğer canlıların vücudunda yaşayabilir.
Bu âlemdeki canlılar büyük bir çeşitlilik gösterir. Çünkü, ökaryot olduğu halde mantar, bitki ya da hayvan olarak gruplandırılamayan bütün canlılar bu âlemde toplanmıştır.
Böylece amip gibi tek hücreli canlılar ile kelp adı verilen kahverengi yosunlar gibi birbirinden farklı organizmalar aynı âlem içinde sınıflandırılır. Protista âlemi kamçılılar, kökayaklılar, silliler, sporlular, algler ve cıvık mantarlar olmak üzere altı grupta incelenebilir.
1– Kamçılılar
➢ Hareket organeli olarak kamçı bulunduran tek hücreli canlılardır. Genelde bir
ya da iki kamçı içerirler. Çok sayıda kamçısı olanları da vardır.
Diyatom
➢ Genelde tatlı sularda yaşarlar. Nemli topraklar ya da denizlerde yaşayanları da
bulunur.
➢ Kloroplast içerenleri fotosentez ile kendi besinini üretebilir. Heterotrof beslenenleri ise parazit ya da saprofittir.
➢ Genelde enine bölünerek eşeysiz ürerler. Bazılarında eşeyli üreme de görülür.
➢ Öglena ve tripanozoma en iyi bilinen kamçılı örnekleridir.
Öglena:
Pelikula
➢ Tatlı sularda yaşayan tek hücreli
canlılardır.
Cıvıksı mantar
➢ Kloroplast içerip fotosentez yapmasıyla bitki hücrelerine benzer. Fakat
hücre duvarı içermez. Kamçısını
kullanarak aktif hareket edebilir. Bu
özelliği ile hayvan hücrelerine benzer.
Kontraktil
koful
Kloroplast
Çekirdek
➢ Gündüzleri fotosentez yaparak
kendi besinini ürettiğinden ototrof,
geceleri ortamdaki hazır besini kullandığından heterotrof beslenir
(Hem ototrof hem heterotrof beslenir).
Avusturalya boya kelpi
Protista aleminde çok farklı canlılar beraber incelenir.
Stigma
Kamçı
➢ Hipotonik ortamda yaşadığından
hücre içine ozmozla su girer. Kontraktil koful hücreye giren fazla
suyun dışarı atılmasını sağlar. Bu sırada ATP harcanır.
243
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
II. ÖKARYOT CANLILAR VE VİRÜSLER
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Öglenada hücre duvarı bulunmaz. Etrafı pelikula adı verilen sert ve esnek bir
yapı ile çevrilmiştir. Bu yapı canlıyı iç ve dış etkilerden korur.
➢ Stigma kırmızı ya da turuncu renkli olup ışığa hassastır. Bu yapı sayesinde öglena ışığın olduğu tarafa doğru yönelir. Böylece fotosentez etkin bir biçimde gerçekleşir.
Güneşhayvanı. Güneşhayvanları, beslenmek
için sert aksopotlarını kullanan ve genellikle de
tatlı sularda yaşayan bir hücrelilerdir.
2– Kök Ayaklılar (Rhizopoda)
➢ Tatlı sularda ve denizlerde yaşayan tek hücreli canlılardır.
➢ Yalancı ayaklarını (psödopod) beslenme ve hareket için kullanırlar.
➢ Heterotrof beslenirler. Genelde zararsız mikroorganizmalardır. Bazıları parazit
olup hastalıklara neden olabilir.
➢ Kök ayaklıların en bilinen örneği amiptir. Bununla beraber foraminifera, actinapodlar (güneş hayvanı) ve radiolariya gibi canlılar da bu grupta incelenir.
Amip:
Radiolariya üyeleri. Çoğunlukla denizlerde yaşayan, her bir türde farklı biçimlerde olan camsı kabuklara sahip formlardır.
➢ Yalancı ayaklarını kullanarak amipsi
hareket adı verilen bir yöntemle aktif
olarak yer değiştirir.
Yalancı ayak
Kontraktil
koful
➢ Heterotrof beslenir. Yalancı ayaklarını kullanarak fagositoz ile aldığı
besinleri hücre içinde sindirir.
➢ Fazla suyun boşaltımını sağlayan
kontraktil kofulu bulunur.
➢ Eşeysiz üremesi mitoz bölünme ile
gerçekleşir. Bölünmenin yönü
önemli değildir.
Çekirdek
Besin
kofulu
➢ Entamoeba histolytica olarak adlandırılan türü amipli dizanteri adı verilen hastalığa neden olur. Bu canlı parazit olarak kalın bağırsaklarımızda yaşar.
Bağırsak duvarı hücrelerini tahrip ederek kanamalara ve kanlı ishale neden olur.
3– Silliler = Kirpikliler (Ciliata)
➢ Hareket organeli olarak bulunan siller beslenmeye de yardımcı olur.
Foraminifer. Globigerina, salyangoz kabuğu şeklinde kabuğa sahiptir. Tek hücreli olmalarına karşın foraminiferlerin en büyüğü birkaç santimetre
çapa sahip olabilir. Bu tek hücrelilerin kalsiyum
karbonattan oluşan kabukları, kireçtaşı sedimentleri içerisinde mükemmel fosiller bırakmıştır.
244
➢ Çoğu tatlı sularda bir kısmı da denizlerde yaşar.
➢ Besinlerini dış ortamdan hazır alan heterotrof organizmalardır.
➢ Stentor, euplotes ve stylonychia gibi canlılar bu grupta yer alsa da en bilinen
örneği paramesyumdur.
➢ Tatlı sularda yaşayan tek hücreli bir
canlıdır.
Lizozom
Kontraktil
koful
➢ Vücut yüzeyindeki siller hareketi
sağladığı gibi beslenmeye de yardımcı olur.
Küçük
çekirdek
Siller
➢ Heterotrof beslenirler. Yaşadıkları
Anüs
ortamlardaki bakterileri, fotosentetik
Besin
tek hücrelileri ve diğer protistleri
kofulu
Ağız
Büyük
ağız kısımlarından fagositoz ile
boşluğu
çekirdek
hücre içine alarak besin kofulu oluştururlar. Lizozomlardaki sindirim enzimleri
yardımıyla
oluşan
monomerler sitoplazmaya geçerken, sindirim artıkları anüsten atılır.
➢ Hücreye giren suyun fazlası kontraktil kofullar ile dışarı atılarak hücrenin patlaması önlenir. Bu olayda ATP harcanır.
➢ Amip gibi şekil değiştiremezler. Bunun sebebi çevrelerinin sert bir örtü olan pelikula ile örtülü olmasıdır.
➢ Pelikulanın altında bulunan trikosistler canlının savunmasında görev yapar.
➢ Sitoplazmasında biri büyük, diğeri küçük olan iki çekirdek bulunur. Büyük çekirdek hücrenin metabolik olaylarını ve eşeysiz üremesini kontrol eder. Küçük
çekirdek ise eşeyli üremeden sorumludur.
➢ Eşeysiz üreme mitoz bölünme ile gerçekleşir. Bazı türleri konjugasyonla eşeyli
üreme yapar. Konjugasyon genetik çeşitliliğe neden olur.
4– Sporlular (Sporozoa)
➢ Sil, kamçı ya da yalancı ayak gibi hareket için özelleşmiş bir yapı içermezler.
➢ Omurgasız ve omurgalı hayvanların vücudunda parazit olarak yaşarlar.
➢ Parazit olarak yaşadıklarından besin kofulları yoktur.
➢ Tatlı sularda yaşamadıkları için kontraktil koful içermezler.
➢ Çoğu türünde eşeyli ve eşeysiz üremenin birbirini takip ettiği, karmaşık bir
yaşam döngüsü görülür. Bu döngünün tamamlanabilmesi için iki ya da daha
fazla konak canlıya gerek duyulur. Bunun bir örneği sıtmaya neden olan plazmodyumdur. Bu canlı üreme döngüsünün bir kısmını insanda, bir kısmını anofel cinsi bir sivrisineğin dişisinde geçirir.
Yalancı ayakların beslenme sırasında kullanılması. Videodan alınan bu seri şeklindeki görüntülerde, bir amipin (Amoeba), avı olan bir sillinin
yanına yaklaşıp onu yutmada psödopodlarını
kullandığı görülmektedir. Amip, fagositozla silliyi
bünyesine alıp besin kofulunun içerisine hapsetmektedir; daha sonra, bu besin kofulu, sindirim
enzimlerini içeren lizozomlarla birleşecektir.
UYARI
Plazmodyum eşeysiz üremesini (mitoz) insanda, eşeyli üremesini
(mayoz ve döllenme) anofelde gerçekleştirir. Eşeysiz ve eşeyli üremenin birbirini takip ettiği döngülere metagenez (döl almaşı) denir.
245
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Paramesyum:
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
5– Algler
➢ Bitkilere benzer özellik gösterirler.
➢ Tatlı ve tuzlu sularda ya da nemli bölgelerde yaşarlar.
➢ Bazıları tek hücreli (diyatom ve chlamydomonas), bazıları ise çok hücrelidir (ulva
ve ulothrix).
➢ Kloroplast içerdiklerinden fotosentez yaparak kendi besinlerini üretebilirler.
➢ Yeşil algler, kırmızı algler, kahverengi algler, diyatomlar alglere örnek olarak verilebilir.
Deniz yosunu: Bu tür, okyanusların kenar kısımlarında yaşamaya uyum sağlamıştır. Deniz
palmiyesi adı verilen Postelsia, Amerika Birleşik
Devletleriʼnin ve Kanadaʼnın kuzeybatısında kıyı
boyunca şiddetli dalgalara maruz kalan kayalar
üzerinde yaşar. Bu ekstrem koşullarda varlığını
sürdürebilmek için deniz palmiyesinin tallusu, zemine kendisini sıkıca bağlamıştır. Postelsia, bir
kahverengi algdir.
6– Cıvık Mantarlar (Myxomycota)
➢ Tamamında heterotrof beslenme görülür.
➢ Nemli organik maddelerin zengin olduğu ortamlarda yaşarlar.
➢ Ormanların zemininde, çürümekte olan yaprak ve dalların üzerinde bol miktarda
bulunurlar.
➢ Tek hücreli olup, amiplere benzer bir şekilde hareket ederler.
➢ Genelde saprofit beslenirler. Az da olsa parazit türleri vardır.
➢ Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür.
Protistaların Biyolojik ve Ekonomik Önemi İle İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri
➢ Bazıları patojenik özellik gösterip insanlarda farklı hastalıklara neden olabilir.
Örneğin kamçılılar grubunda yer alan Tripanozoma Afrika uyku hastalığına,
sporlular grubunda yer alan Plazmodyum sıtma hastalığına neden olur. Kök
ayaklılar grubuna ait olan Entamoeba histolytica ise amipli dizanterinin sebebidir.
➢ Tek hücreli yeşil algler (fitoplankton) genelde denizlerin yüzeye yakın kısımlarında yaşarlar. Bu canlılar atmosferdeki oksijenin büyük bir kısmını üretirler. Aynı
zamanda denizlerdeki besin zincirinin ilk halkasını oluştururlar. Küçük balıklardan balinalara kadar birçok hayvanın temel besini fitoplanktonlardır.
➢ Kırmızı alglerin hücre duvarında bulunan agar bakteri ve mantarların laboratuvar ortamlarında üretilmesinde kullanılır.
➢ Denizlerde yaşayan algler iyot ve potasyum gibi mineraller bakımından zengindir. Fakat depo polisakkaritlerin çoğu insanların sindiremeyeceği formlardadır. Bu nedenle besin olarak tüketilme oranları azdır.
➢ Hücre duvarlarındaki jel oluşturan maddeler (kahverengi alglerde algin, kırmızı
alglerde agar ve carageenon) ticarette kullanılmak üzere çıkarılır. Bu maddeler,
puding ve mayonez gibi işlenmiş besinlerin yoğunlaştırılmasında kullanılır.
➢ Diyatomlar diş macunu yapımında, izolasyon ve filtrelerde kullanılmaktadır.
246
➢ Ökaryot olup çoğu çok hücrelidir.
➢ Kloroplast içermediklerinden fotosentez yapamazlar. Parazit ya da saprofit olarak yaşayan heterotrof canlılardır.
Atasal
hücre
➢ Hücre duvarları vardır. Bu yapı bitkilerdeki gibi selüloz yapılı değildir. Kitin adı
verilen bir polisakkaritten oluşur.
➢ Glikozun fazlasını glikojen olarak depolarlar.
Tomurcuk
➢ Bir hücreli mayalar hariç, mantarlaTomurcuklanarak üreyen maya hücresi
rın vücutları hif olarak adlandırılan
ince iplikçiklerden oluşur. Hifler birbiri içinde dallanıp birleşerek misel-
Hif
yum yapılarını meydana getirir.
Miselyumlar mantarın toprağa tutunmasını sağladığı gibi beslenmesine yardımcı olur. Miselyumdan
dışarı salgılanan enzimler polimer
besinlerin sindirilmesini sağlar. Oluşan monomerler miselyumlar yardımıyla emilerek alınır.
Miselyum
➢ Genellikle eşeysiz ve eşeyli evrenin birbirini takip ettiği bir üreme şekilleri vardır. Bazı mantarlar sadece eşeysiz ürerken, bazıları tümüyle eşeyli ürer.
➢ Mantarlar eşeyli ya da eşeysiz olarak üretilen sporları salarak ürerler. Çok fazla
miktarda üretilen sporlar rüzgâr ve su gibi faktörlerle taşınır. Uygun ortamlara
Küf mantarları tarafından çürütülen çilekler
yerleşen sporlar çimlenerek miselyumları oluşturur. Bu özellikleri sayesinde
mantarlar geniş alanlara yayılma şansı bulmuşlardır. Havaya saçılan mantar
sporlarının yeryüzünden 160 km yükseklikte bile bulunabildikleri saptanmıştır.
Mantarların Biyolojik ve Ekonomik Önemi ile İnsan Sağlığı Üzerine
Etkileri
➢ Parazit türleri bitki ve hayvanlarda hastalıklara neden olur. Bu canlıların tarım bitkilerine zarar vermesi sonucunda büyük ekonomik kayıplar ortaya çıkar. Küf
mantarları sebze, meyve ve diğer yiyeceklerin çürümesine neden olur.
➢ Saprofit mantarlar, bakterilerle beraber doğadaki organik atıkları inorganik maddelere çevirerek madde döngülerine büyük katkı sağlarlar.
➢ Mantarlar; vitamin, ilaç ve antibiyotik üretiminde görev alır. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan penisilin antibiyotiği, Penicillium cinsi bir küf mantarı tarafından üretilir.
➢ Maya mantarları ekmek yapımı, bira ve şarap üretiminde kullanılır.
➢ Protein, vitamin ve mineral bakımından zengin olduklarından besin olarak tüketilirler.
Penicillium sebze ve meyvelerde "mavi küf hastalığına" neden olur.
➢ Bitkilerin %80'i mantarlarla mikoriza adı verilen birliktelikleri oluşturur. Bu yapı
bitki gelişimini hızlandırdığı için tarımdaki verimliliği artırır.
247
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
II. MANTARLAR ÂLEMİ
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Okuma Metni
Altın Mantar: Domalan
Lezzet ve çeşnileriyle ağzının tadını bilen
gurme aşçıları tarafından çok sevilip aranan
domalan, gerçekte domalan diye bilinen
Tuber mantarının toprak altında gelişen
eşeyli üreme organından başka bir şey değildir. Harikulâde lezzetine karşılık, domalan
mantarları küçük kirli bir taş parçası ya da
patates gibi görünürler. Bir türü (T. magnetum) beyaz renkli , bir diğeri de (T. melanosporum) siyah renkli domalan üretir.
Domalan mantarların Güney Avrupa’da,
Yeni Zelanda’da Avustralya’da ve Amerika
Birleşik Devletleri'ndeki geniş ağaç plantasyonlarında (dikim alanlarında) kültürü yapılır. Çünkü Tuber, meşe, huş ve Amerikan
cevizi gibi orman ağaçlarının ektomikorizal
ortağıdır ve temel besinlerini bu bitkilerden
alır. Bu mantarları laboratuvar koşullarında
üretmek için pek çok araştırmalar yapılmış;
fakat bu çalışmalarda, onları ev sahibi bitkilerinden ayrı olarak satışa sunulacak miktarlarda üretmek mümkün olmamıştır.
Genç meşe fidanlarının kökleri uygun
mantar türünün miseli ile aşılandıktan (bulaştırıldıktan) sonra, bu fidanlar dikim alanına (plantasyona) aktarılır ya da ağaçlar
dikildikten sonra domalan miseli plantasyonun toprağına ilave edilir. Domalan kültürü
sırasında karşılaşılan bir sorun, onlarla yarışan diğer ektomikorizal mantar türlerinin
ortama yerleşmesi ve ağaçlar tarafından sağlanan besinlere ortak olup verimin azaltmasına yol açmalarıdır. Domalanların hasat
edilebilecek boyuta ulaşması (bir kaç milimetreden 10 cm kadar değişen çaplarda)
aşağı yukarı 10 yıl alır. Domalanların geliştiği yerler kazılmadan önce belirlenmelidir.
Doğal ormanlarda, kazıcı hayvanlar Tuber’i
çıkarıp dağıtırlar. Üreme organlarından salınan kimyasal maddeler, bu hayvanları cezp
ederler. Hayvanlar kazdıkça, üreme organ-
248
larını parçalar ve sonuçta sporları dağıtırlar.
Toprakta gömülü olan bu hazinelerin yerini
bulmak için, insanlar uzun zamandır bu
amaçla eğitilmiş domuzları ve köpekleri kullanmaktadır.
Domalan kültürü ve üretimi çok yoğun
işgücü ve zaman gerektirdiği için, piyasaya
az miktarda sunulmaktadır. Bu nedenle talep
(ki, yılda sadece, yaklaşık 20 ton olmasına
rağmen) sunulanı aşmaktadır. Bu nedenle de
fiyatlar çok yüksektir. Örneğin, beyaz domalanın kilosu 3000 Amerikan dolarına satılmaktadır. Sonuç olarak domalan üreticileri
satın aldıkları mantar misellerinin (halk deyimiyle mantar aşılarının veya “tohum”larının) doğru türe ait olduğundan ve
plantasyonlarda onlarla rekabet edici diğer
türleri içermediğinden emin olmak istemektedir. Bu sorunlar günümüzde DNA teknolojisi ile çözülmektedir. Moleküler teknikler,
domalan türlerini tayin etmeye ve çok küçük
bir yabancı tür miselini bile belirlemeye olanak sağlamaktadır.
Domalan mantarı
Protista âlemini incelerken alglerin suda yaşayan canlılar için oksijen ve besin ürettiğini belirtmiştik. Bitkiler benzer bir işlevi karalarda gerçekleştirirler. Fotosentez olayı ile
besin ve oksijen ürettikleri için kara ekosistemlerinin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Bitkilerin genel özellikleri aşağıda verilmiştir:
➢ Çok hücreli, ökaryot canlılardır.
➢ Kloroplast içerdikleri için fotosentez ile kendi besinini üretebilen ototrof canlılardır. Tamamı ototrof olarak bilinse de az da olsa parazit bitkilerde bulunur.
➢ Hücre duvarları selüloz yapılıdır.
➢ Glikozun fazlasını nişasta olarak depolarlar.
➢ Organizasyonları oldukça gelişmiş olup toprağa bağlı olarak yaşarlar.
➢ Canlılıklarını devam ettirebilmeleri için güneş ışığı, su, mineral ve gaz alışverişi
gereklidir.
meyve
çiçek
tohumlar
organ
tomurcuk
sürgün
sistemi
dal
doku
gövde
yaprak
kök
özelleflmifl
hücreler
kök
sistemi
Bitkiler büyük bir çeşitlilik gösterirler. Yukarıda tohumlu bir bitkinin temel kısımları ve
organizasyonu gösterilmiştir.
249
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
III. BİTKİLER ÂLEMİ
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Bitkilerin Sınıflandırılması
Bitkiler damarsız tohumsuz, damarlı tohumsuz ve damarlı tohumlu olmak üzere üç
farklı grupta incelenirler.
B‹TK‹LER
Damarsız tohumsuz
bitkiler
Damarl› tohumsuz
bitkiler
Damarl› tohumlu
bitkiler
Açık tohumlu
bitkiler
Kapalı tohumlu
bitkiler
Tek çenekli
bitkiler
Çift çenekli
bitkiler
1– Damarsız Tohumsuz Bitkiler
İletim demetleri olmayan bitkilerdir. Çiçeksiz bitkiler olup tohum oluşturamazlar. Gelişmişlik derecelerine göre ciğer otları, boynuzlu ciğer otları ve kara yosunları olmak üzere
üç farklı grupta incelenirler.
Kara yosunları karasal ortamlarda yaşamalarına rağmen nemli bölgeleri tercih
ederler. Gerçek kök, gövde ve yaprak içermezler. Sporofit, gametofit ve rizoit olmak üzere
üç farklı kısımdan oluşurlar.
Bitkiler ve mantarlar âleminde yer alan canlılarda;
I. Hücre zarı üzerinde hücre duvarına sahip olma
II. Güneş enerjisini kullanarak kendi besinini üretme
III. Glikozun fazlasını nişasta olarak depolama
özelliklerinden hangileri ortaktır?
A) Yalnız I
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
Bitki ve mantar hücrelerinde hücre duvarı ortaktır. Bitkiler ototrof,
mantarlar ise heterotrof beslenir. Bitkiler glikozun fazlasını nişasta,
mantarlar ise glikojen olarak depolar.
Yanıt A
2– Damarlı Tohumsuz Bitkiler
➢ Organik ve inorganik maddelerin taşınması için özelleşmiş iletim demetlerine
sahiptirler. Gerçek kök, gövde ve yaprakları bulunur. Kökten alınan su ve minerallerin yaprağa, yaprakta oluşan organik besinlerin köklere taşınması iletim
demetleri ile gerçekleştirilir. Tohum oluşturamazlar ve metagenez ile ürerler.
250
3– Damarlı Tohumlu Bitkiler
İletim demetleri bulunduran ve tohum oluşturan bitkilerdir. Gerçek kök, gövde ve
yaprakları bulunur. Tohumları sayesinde yeryüzünde geniş alanlara yayılma şansı bulmuşlardır. Tohum yapısına göre açık tohumlu ve kapalı tohumlu olarak iki gruba ayrılırlar.
A– Açık Tohumlu Bitkiler
Gerçek çiçekleri yoktur. Tohumları çevreleyerek kapalı tutan meyve yapısını içermezler. Tohum açıkta meydana gelir. Bu nedenle açık tohumlu olarak adlandırılırlar. Açık
tohumlular odunsu bitkilerdir. Çoğunlukla ağaç ya da ağaçcık, bazıları çalı biçimindedir.
Yaprakları iğne veya pul şeklinde olup yavaş yavaş dökülürler. Bu nedenle her zaman
yeşil renklidirler.
UYARI
Açık tohumlu bitkilerin yapraklarının iğne veya pul biçiminde olması,
gözeneklerin yaprak yüzeyinin iç kısmına yerleşmesi, yaprakların kalın
bir kütikula ile kaplı olması bu bitkilerin kurak ortamlara uyumunu sağlar.
Açık tohumluların en iyi bilinen grubu kozalaklı bitkilerdir. Bu bitkilerde tohum kozalak yapraklarının altında açıkta bulunur. Kozalak pulları açılınca tohumlar yere düşer.
Tohumların çimlenmesiyle yeni bitkiler oluşur. Çam, ardıç, ladin, köknar, sedir ve servi
kozalaklı bitkilerdir. Sekoya ve ginkgo ise diğer açık tohumlu bitki örnekleridir.
B– Kapalı Tohumlu Bitkiler
Sapçık
Dişicik
borusu
Yumurtalık
Çanak yapraklar yeşil renkli olup fotosentez yaparlar. Taç yapraklar ise farklı renklerde olup, böceklerin ilgisini çekerek
tozlaşma olayına yardımcı olurlar.
Tohum tasla€›
Bezelye: Çift çenekli bir bitkidir.
Tepecik
n
rga
Er
Başçık
io
ke
k
or
ga
n
Taç yaprak
Diş
Buğday: Tek çenekli bir bitkidir.
Gerçek çiçekleri bulunur. Çiçekleri dıştan içe doğru yeşil renkli çanak yaprak, farklı
renklerdeki taç yaprak, erkek organ ve dişi organdan oluşur. Dişi organ, erkek organ, taç
yaprak ve çanak yaprağı beraber bulunduran
çiçeklere tam çiçek denir. Bu yapılardan bir
tanesi eksik olan çiçeklere ise eksik çiçek adı
verilir.
Çanak
yaprak
Tohum taslağı yumurtalığın içinde kapalı
olarak bulunur. Tohum taslakları döllenerek
tohum haline gelir. Yumurtalık gelişerek
meyveyi oluşturur. Tohum oluşumu açık tohumlulara göre farklıdır. Kapalı tohumlu
bitkilerde çift döllenme görülür. Sperm çekirdeklerinden bir tanesi yumurta hücresini
dölleyerek zigotu oluşturur. Zigot mitoz bölünmeler ile embriyoya dönüşür. Diğer sperm
çekirdeği polar çekirdekleri dölleyerek besi doku olarak adlandırılan endospermi meydana
getirir. Endospermdeki besinler, tohumun çimlenerek fotosentez yapacak hale gelmesine
kadar geçen sürede embriyonun besin ihtiyacını karşılar.
251
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Üreme döngüleri kara yosunlarına benzese de bazı farklılıklar gösterir. Sporofit kısmı kloroplast içerdiğinden fotosentezle besin üretebilir. Kibrit otları, at kuyrukları ve eğrelti otları en çok bilinen örnekleridir.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Bitkilerin Biyolojik ve Ekonomik Önemi ile İnsan Sağlığı Üzerine
Etkileri
➢ Kara yosunları sulak alanlarda çok küçük hayvan türleri için çok önemli habitatlar oluştururlar. Ayrıca karayosunlarının bir cinsi olan Sphognum bataklık bölgelerde turbayı oluşturur. Turbalıklar, karbon depoları olarak yerkürenin
karbondioksit düzeyini ve iklimini düzenlemede çok önemli bir rol oynar.
➢ Ölü bitkiler milyonlarca yıl süren kimyasal reaksiyonlar sonucunda günümüzde
fosil yakıt olarak bilinen kömüre dönüşür. Kömür, birçok sanayi dalı için önemli
bir yakıt maddesidir.
➢ Bitkiler insanların en önemli besin kaynağıdır. Mısır, buğday, pirinç ve diğer taneli yiyecekler tahılların meyveleridir. Tahıl tohumlarının endospermleri dünyadaki çoğu insan ve evcil hayvanın ana besin kaynağıdır. Fasulye, domates ve
soğan gibi sebzeler ile üzüm, elma, portakal gibi meyveler de insanlar için
önemli olan besin kaynakları arasındadır. Çay, kahve, nane ve ıhlamur gibi bitkilerin tohum ya da yaprakları içecek yapımında kullanılır.
Echinacea purpurea bitkisi: Bu bitkinin kökleri ve
yeraltı gövdeleri, Kızılderililer tarafından yaraları
tedavi etmek için kullanılırdı. Günümüzde de,
bunların özütü, soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlar için satılmaktadır.
➢ Zeytin, ayçiçek, fındık, mısır, soya fasulyesi, susam ve pamuk gibi bitkilerin tohumları yağ üretiminde kullanılır.
➢ Selüloz ve kağıt üretiminde kozalaklı bitkiler yaygın olarak kullanılır.
➢ Eterik yağlar uçucu ve kokuludur. Bu nedenle eterik yağ üreten menekşe, lavanta, yasemin, gül, leylak, karanfil ve nane gibi bitkiler parfümeri, kozmetik ve
sabun sanayinde kullanılır.
➢ Kekik, ıhlamur, ada çayı ve nane gibi bitkiler doğal ilaç olarak kullanılır. Yüksük
otu, haşhaş ve ökaliptus gibi bitkiler ise ilaç sanayinde hammadde olarak kullanılır.
➢ Kavak, çam ve meşe gibi odunsu bitkiler kereste yapımında ve mobilya üretiminde kullanılır.
Gül bitkisinin bir çiçeği: Parfümeride kullanılan
gül özütleri, sekonder bileşiklerdir.
Bileşik
Kaynak örneği
Atropin
Belladonna bitkisi
Göz muayenelerinde göz bebeği genişletici
Dijitalin
Yüksük otu
Kalp tedavisi
Mentol
Ökaliptus ağacı
Öksürük ilaçlarında kullanılır
Morfin
Haşhaş
Ağrı kesici
Kinin
Kinin ağacı
Sıtma önleyici
Taksol
Pasifik porsuk ağacı
Rahim kanseri ilacı
Tubokürarin
Kürar ağacı
Ameliyat sırasında kas gevşetici
Vinblastin
Cezayir menekşesi
Kan kanseri ilacı
Bitkisel Kökenli İlaçlar
252
Kullanım örneği
➢ Hayvanlar âlemi büyük bir çeşitlilik gösterir. Farklı özelliklere sahip olsalarda,
tüm hayvanlarda beslenme, solunum, hareket, dolaşım, boşaltım, tepki ve
üreme gibi fonksiyonlar gerçekleşir.
➢ Hayvanlar alemindeki canlıların sınıflandırılmasında rol oynayan temel faktörler
şunlardır:
•
Hayvan hücrelerinin çeşitliliği ve organizasyon düzeyi sınıflandırılmada kullanılan en önemli faktörlerden biridir. Hayvanların gelişmişlik düzeyi arttıkça
hücre çeşitliliği ve organizasyonu da artar.
Omurgasız bir hayvan olan yengeç
•
Erken embriyonik gelişme sırasında oluşan tabaka sayısı hayvanların sınıflandırılmasında önemli bir kriterdir. Sünger gibi basit yapılı hayvanlarda gastrula evresinde iki tabaka (endoderm ve ektoderm) oluşurken, çoğu hayvanda
gastrula evresinde üç tabaka oluşur (endoderm, mezoderm ve ektoderm).
•
Hayvanlarda radiyal ve bilateral olmak üzere iki tip simetri görülür. Deniz şakayığı, hidra ve deniz yıldızı gibi omurgasızlarda radiyal simetri görülürken,
istakoz, kurbağa ve insan gibi canlılarda bilateral simetri görülür.
(b) Bilateral simetri
(a) Radiyal (›fl›nsal) simetri
•
Hayvanların sınıflandırılmasında vücut boşluğunun bulunup bulunmaması
önemli bir kriterdir. Sindirim kanalı ile vücut örtüsü arasında boşluk bulunmayan canlılara asölomat denir. Vücut boşluğu olan canlılar ise yapısına göre
psödosölomat ve sölomat olarak ikiye ayrılır.
➢ Hayvanlar alemi daha önce belirttiğimiz kriterlere bağlı olarak omurgasız, ilkel
omurgalı ve omurgalı olmak üzere üç ana grupta incelenir.
A. OMURGASIZ HAYVANLAR
➢ Hayvanlar aleminin büyük bir kısmı omurgasız hayvanlardan oluşur. Omurgası
olmayan canlılardır. Bazıları suda, bazıları karada yaşamaya uyum sağlamıştır.
➢ Hücre özelleşmesinde ve sistemsel özelliklerinde bazı farklar bulunur. Omurgasız hayvanların sınıflandırılması aşağıdaki tabloda verilmiştir.
OMURGASIZ HAYVANLAR
Süngerler
Sölenterler
Solucanlar
Yumuflakçalar Eklem Bacaklılar Derisi Dikenliler
• Yassı solucanlar
• Yuvarlak solucanlar
• Halkalı solucanlar
Omurgalı bir hayvan olan orangutan
• Kabuklular
• Araknidler
• Çok ayaklılar
• Böcekler
253
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
VI. HAYVANLAR ÂLEMİ
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
1. Süngerler
➢ Çoğu denizlerde, çok az bir kısmı
tatlı sularda yaşayan canlılardır.
➢ Vücutlarında iki hücre tabakası bulunur.
➢ Belirgin bir simetrileri yoktur.
a– Deniz anaları
Oskulum
Por
Su
ak›fl›
Spongosöl
➢ Sinir ya da kas gibi özelleşmiş hücreleri yoktur. Dokulaşma görülmez.
➢ Su, por adı verilen deliklerden sponEpidermis
gosöl adı verilen merkezi boşluğa
çekilir. Daha sonra oskulum adı verilen büyük bir delik aracılığıyla süngerden dışarı akar. Bu sırada sudaki mikroskobik besinler hücre içine alınarak sindirilir.
➢ İki sıralı hücre tabakasından oluştuğundan, gaz alış verişi ve boşaltım vücuda
giren suyla hücreler arasında difüzyon ile gerçekleşir.
➢ Kalsiyum karbonat gibi inorganik ya da spongin gibi organik maddelerden oluşan bir iç iskeletleri vardır.
➢ Eşeyli ve eşeysiz çoğalabilirler. Çoğu hermafrodittir. Yani bir birey hem sperm
hem de yumurta üretebilir.
➢ Basit yapılı olduklarından rejenerasyon yetenekleri fazladır.
➢ Banyo süngeri, vazo süngeri ve cam süngeri gibi örnekleri bulunur.
UYARI
b– Denik şakayığı
Hayvanlar âlemindeki canlılarda gelişmişlik düzeyi arttıkça rejenerasyon yeteneği azalır.
2. Sölenterler
➢ Çoğu denizlerde yaşayan, on binin üzerinde türe sahiptir. Vücutları süngerler
gibi iki hücre tabakasından oluşur.
➢ Radiyal (ışınsal) simetriye sahiptirler. Dokulaşma görülür. En basit formda kas
ve sinire sölenterler grubunda rastlanır.
➢ Sölenterlerde diffus (ağsı) sinir sistemi bulunur. Merkezileşme olmadığı için
uyarılara tüm vücut tepki verir.
UYARI
Özelleşmiş ilk sinir sistemine sölenterlerde rastlanır.
c– Deniz mercanları
Sölenter grubuna ait bazı örnekler
254
Tentakül adı verilen uzantılarıyla besinlerini yakalar ve hareket ederler. Vücutlarının merkezinde gastrovaskuler boşluk bulunur. Bu boşluğa açılan tek bir
delik hem ağız hem de anüs olarak işlev görür. Tentaküller ile gastrovaskuler
boşluğa itilen besinler belirli bir oranda hücre dışında sindirilir. Hücre içine alınan besinlerin sindirimi tamamlanır.
Tentakül
Gastrovaskuler
boflluk
Medüz
Sölenterlerde hücre dışı ve hücre içi sindirim görülür.
Gastrodermis
Gövde
UYARI
Mesoglea
Epidermis
Tentakül
A€›z/anüs
➢ Genellikle polip ve medüz olmak üzere iki tipte bulunurlar. Polipler genellikle
hareketsiz olup denizlerin dip kısımlarında sabit olarak yaşarlar. Hidralar ve
deniz şakayıkları polip formunun örnekleridir. Medüzler hareketlidir. Deniz anaları en önemli medüz örnekleridir. Polipler başkalaşım geçirerek medüzlere dönüşür.
➢ Solunum, boşaltım ve dolaşım organları bulunmaz. Madde alınımı, taşınımı ve
atılımı difüzyonla gerçekleşir.
(a) Polip: Deniz şakayığı (b) Medüz: Deniz anası
➢ Vücutlarının dış kısmında canlıyı düşmanlara karşı koruyan yakıcı kapsüller bulunur.
➢ Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür. Eşeysiz üreme tomurcuklanarak gerçekleşir.
Hidra, deniz anası, deniz şakayığı ve mercanlar bu grubun bazı örnekleridir.
UYARI
Sünger ve sölenter grubunun embriyolarında endoderm ve ektoderm
tabakaları bulunurken, mezoderm tabakası bulunmaz.
3. Solucanlar
➢ Bu gruptaki canlılar yassı, yuvarlak ve halkalı solucanlar olmak üzere üç alt
gruba ayrılır.
a. Yassı solucanlar
➢ Yumuşak, ince ve yassı bir vücut yapıları vardır. Serbest yaşayan türler mikroskobik olmasına karşın bazı bağırsak şeritlerinin boyu 20 metreyi aşar.
➢ Tatlı su, deniz ve rutubetli topraklarda yaşarlar. Büyük bir kısmı ise insan ve
diğer hayvanlarda parazit olarak yaşar.
➢ Bilateral simetriye sahiptirler.
➢ Tek ucu açık olan dallanmış bir sindirim sistemleri vardır. Parazit yaşayanların
bazılarında sindirim sistemi yoktur.
Bir yassı solucan
UYARI
Vücutlarında ektoderm, endoderm ve mezoderm olmak üzere üç tabaka bulunur.
➢ İp merdiven şeklinde merkezileşmiş sinir sistemleri vardır.
➢ Fazla suyun atılması için özelleşmiş bir organ olan protonefridyum (alev hücreleri) bulunur.
255
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
A€›z/anüs
Polip
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Yassı solucanlarda gaz değişimi ve dolaşım için özelleşmiş organlar yoktur.
Madde iletimi difüzyon ile sağlanır.
➢ Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür. Bir çok türü hermafrodittir.
➢ Planarya, karaciğer kelebekleri, şeritler ve tenyalar bu grubun örnekleridir.
UYARI
Avusturalya toprak solucanı: Bazı dev Avustralya toprak solucanları yılanlardan daha büyüktür.
Merkezi sinir sistemi ve özelleşmiş bir boşaltım organının bulunduğu
ilk hayvan grubu yassı solucanlardır.
b. Yuvarlak solucanlar
➢ Vücut yüzeyleri yumuşak ve esnek olup segment içermezler. Nemli topraklarda,
tatlı sularda ve denizlerde yaşarlar.
➢ Çoğu insan ve hayvanlarda parazit olarak yaşar. Bazıları ise ayrıştırıcıdır. Ağızla
başlayıp anüsle biten iki ucu açık sindirim sistemi bu canlılarda görülür.
➢ Genelde ayrı eşeylidirler. Çoğunda eşeyli üreme görülür. Bağırsak solucanı (ascaris), tirişin, kancalı kurt bu grubun örnekleridir.
c. Halkalı solucanlar
➢ Bir seri kaynaşmış halkayı andıran segmentli vücut şekli bu canlıların en belirgin özelliğidir.
➢ Çoğu tatlı sularda, denizlerde ve nemli topraklarda yaşarlar. Toprağın havalandırılmasında ve organik atıkların parçalanmasında görev alırlar.
➢ İki ucu açık sindirim kanalları ile beyin ve sinir kordonlarından oluşmuş sinir sistemleri vardır.
➢ Kas ve vücut sıvılarından oluşan hidrostatik iskeletleri vardır.
➢ Kapalı dolaşım görülür. Boşaltım organı olarak nefridyum bulunur.
➢ Genelde deri solunumu yaparlar. Suda yaşayanlarında solungaç solunumu görülür.
➢ Çoğu hermafrodittir, fakat karşılıklı döllenme gerçekleştirirler. Rejenerasyon yetenekleri gelişmiş olup eşeysiz olarak da üreyebilirler.
➢ Toprak solucanı, poliket, yılbaşı ağacı solucanı ve sülükler bu grubun örnekleridir.
UYARI
Yılbaşı ağacı solucanı: Tüp içerisinde yaşayan
yelpaze solucanları, baş kısmını süsleyen tüy
şeklindeki yapıları, gaz değişiminde ve deniz suyunda süspansiyon halinde bulunan besin partiküllerini toplamada kullanırlar. Bu tür, yılbaşı
ağacı solucanı olarak bilinir.
Omurgasız hayvanların bazılarında dolaşım sistemi bulunmazken bazılarında ise açık dolaşım görülür. Halkalı solucanlarda gelişmiş bir
özellik olan kapalı dolaşım görülür.
4. Yumuşakçalar
➢ Vücutları yumuşak ve çoğunlukla kabukludur. Segment içermezler.
➢ Çoğu denizlerde bazıları tatlı sularda ve karada yaşar.
256
➢ Vücutları üç ana kısımdan oluşur; hareket için kullanılan kaslı ayak, organların
bulunduğu iç kitle ve iç organları örtüp, kabuğu (eğer varsa) salgılayan manto.
➢ Ağızlarında besinlerin parçalanmasını sağlayan diş benzeri yapılar bulunur.
Bunlara radula adı verilir.
➢ Yumuşak vücutlu olmalarına rağmen çoğu kalsiyum karbonattan yapılan kabuk
ile korunur.
Midye: Bu tarak midyesi, menteşeli kabuğunun
iki yarısı arasından dışarıyı gözetleyen çok sayıda göze sahiptir.
➢ Suda yaşayanların solunum organı solungaçlardır. Karada yaşayanların manto
boşluğu akciğer olarak işlev görür ve hava ile gaz değişimini sağlar.
UYARI
Açık dolaşım görülür. Ahtapot ve mürekkep balığı gibi yumuşakçalarda
ise kapalı dolaşım sistemi bulunur.
➢ Sindirim sistemleri iki açıklı, boşaltım organları nefridyumdur.
➢ Çoğu ayrı eşeyli, bazı salyangozlar ise hermafrodittir. Çok sayıda sperm ve yumurta üretirler. Genelde dış döllenme görülür.
➢ Ahtapot, midye, mürekkep balığı, salyangoz ve kiton bu grubun örnekleridir.
‹ç kitle
Nefridyum
Kalp
Manto
Kabuk
Radula
Radula
A¤›z
Anüs
Solungaç
Ayak
Sinir
fleritleri
Bir salyangozun anatomisi
A¤›z
5. Eklem Bacaklılar
➢ Dünyada yaşayan hayvan türleri içinde en büyük canlı grubudur. Bilenen her
üç organizmadan ikisi bu gruba aittir. Tür çeşitliliği, yayılış ve sayıları düşünüldüğünde tüm hayvan şubeleri içerisinde en başarılı grup olarak kabul edilir.
➢ Kitin ve proteinden oluşmuş bir dış iskeletleri vardır. Bazıları deri değiştirir.
Kiton. Kıyı bölgesinde yer alan kayalara sıkıca
tutunan bu kiton (sınıf Polyplacophora), yumuşakçaların bu sınıfının tipik özelliği olan sekizplakalı kabuğa sahiptir.
➢ Açık dolaşım sistemine sahiptirler. Bilateral simetri görülür.
UYARI
Sahip oldukları çizgili kaslar hızlı hareket etmelerini sağlar. Hareket organları eklemlidir.
257
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Bilateral simetri görülür.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Sindirim sistemleri iki açıklıklı olup, merkezileşmiş bir sinir sistemleri vardır.
➢ Segmentli bir yapıları vardır. Vücutları baş, göğüs ve karın olmak üzere üç bölgeden oluşur.
➢ Solunum organı olarak trake, solungaç ya da kitapsı akciğer içerirler. Özelleşmiş boşaltım organları bulunur.
➢ Kabuklular, araknidler, çok ayaklılar ve böcekler şeklinde gruplara ayrılırlar.
a. Kabuklular
➢ Çoğu tatlı su ve denizlerde yaşarlar. Vücutlarının dışında sert bir kabuk bulunur.
Örümcekler ördükleri ipek ağlarla avlarını yakalarlar.
➢ Solungaç solunumu yaparlar. Vücutları iki ya da üç bölgeye ayrılmıştır. Başlarında iki çift anten bulunur.
➢ Yengeç, istakoz, kerevit ve karidesler bu grubun örnekleridir.
b. Araknidler (Örümcekler)
➢ Çoğu karada yaşasa da, sularda yaşayan türleri vardır. Baş ve göğüs bölgesi
kaynaşmıştır.
➢ Dört çift bacak içermesiyle diğer eklem bacaklılardan ayrılır.
➢ Örümceklerin solunum organı kitapsı akciğerdir. Bazıları ördükleri ipek ağ sayesinde uçan böcekleri yakalarlar.
➢ Örümcek, akrep ve kene bu grubun üyesidir.
c. Çok ayaklılar
➢ Genellikle karasal ortamlarda yaşarlar. Vücutları uzun ve bölmelidir.
Akrepler genelde geceleri avlanır.
➢ Her bölmede ayak bulunur. Çiyanlarda her bölmede bir çift, kırkayakta ise iki
çift ayak vardır.
➢ Kırkayaklar çürümekte olan yaprak ve diğer bitkisel maddelerle beslenirler. Çiyanlar ise ürettikleri zehirleri avlarını felç etmede ve savunmada kullanırlar.
➢ Kırkayak ve çıyan bu grubun örnekleridir.
d. Böcekler
➢ Hemen her çeşit karasal habitatta ve tatlı sularda yaşarlar.
➢ Diğer tüm canlı gruplarının sahip olduğu toplam tür sayısından daha fazla sayıda türe sahiptirler.
➢ Vücutları baş, göğüs ve karın olmak üzere üç bölümden oluşur.
➢ Uçma böceklerin en önemli özelliklerinden biridir. Genellikle iki çift kanatları ve
üç çift bacakları bulunur. Baş bölgesinde bir çift anten vardır.
➢ Açık dolaşım sistemine sahip olup, trake solunumu yaparlar.
Çiçeklerin bal özüyle beslenen bir arı
258
➢ Boşaltım organları malpighi tüpleridir. Amonyağı ürik asite çevirerek vücutlarından uzaklaştırırlar.
Göğüs
Bafl
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Karın
Antenler
Bileflik göz
Kalp
Anüs
Böceklerde uçma. Bu helikopter böceğininki gibi,
böceklerin kanatları, değişikliğe uğramış bir üye olmayıp kütikülanın yanlara doğru uzamasıyla oluşmuştur. Bazı böcekler, thoraksı kaplayan tüm
kütikülanın biçimini değiştiren kasları kullanarak,
saniyede birkaç yüz kere olacak şekilde kanatlarını çırparlar. Kanatlar çırpıldığında onlar açıları değiştirir ve hem aşağı hem yukarı çırpılmalarda,
havaya yükselme gerçekleşir.
Sindirim
sistemi
Beyin gangliyonu
(beyin)
Sinir
fleridi
Malpighi
Trake
tübülleri
borular›
Bir böcek olan çekirgenin anatomisi
UYARI
Böceklerde solunum gazlarının taşınımı kitinden yapılan trake boruları
ile gerçekleştirilir. Kanlarında solunum gazı ve pigmenti bulunmaz. Kanları solunum pigmenti içermediğinden renksizdir.
➢ Genellikle eşeyli olarak ürerler ve gelişimleri sırasında başkalaşım geçirirler.
➢ Bit, sinek, karınca, kelebek, çekirge, arı ve pire bu grubun örnekleridir.
6. Derisi Dikenliler
➢ Tamamı denizlerde yaşarlar.
➢ Genellikle embriyo döneminde bilateral, ergin dönemde radiyal simetri görülür.
➢ Kalker plakçıklarından oluşan bir iç iskeletleri vardır. Bu yapının üzerinde dikensi çıkıntılar bulunur.
➢ Su – damar sistemi olarak adlandırılan açık dolaşıma sahiptirler.
➢ Vücutlarının alt kısımlarında tüp ayak (vantuz) denilen yapılar bulunur. Tüp
ayaklar hareket, beslenme ve gaz değişiminde işlev görür.
➢ Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür. Rejenerasyon yetenekleri gelişmiştir.
➢ Solungaç solunumu yaparlar.
➢ Deniz yıldızı, deniz kestanesi, deniz hıyarı ve deniz zambağı bu grubun örnekleridir.
Bir mercan üzerindeki deniz yıldızı
Bir deniz kestanesi
259
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
B. İLKEL KORDALILAR
➢ Denizlerde yaşayan hayvanlardır. Sırt kısımlarında küçük bir omurga taşırlar.
Basit bir iç iskeletleri ve sindirim sistemleri vardır. Kapalı dolaşım görülür.
➢ Gaz alış verişini vücut yüzeyleri ile yaparlar. Amfiyoksüs ve tulumlular en bilinen
örnekleridir.
➢ İlkel kordalı ve omurgalı hayvanlar birlikte kordalı olarak adlandırılır. Bir hayvanın kordalı olarak adlandırılabilmesi için dört özelliğe sahip olması gerekir:
Kuma gömülü olarak bulunan bir amfiyoksüs
1.
Yaşamlarının en az bir döneminde sırt bölümlerinde bulunan içi boş bir sinir kordonu taşırlar.
2.
Sindirim borusu ve sinir kordonu arasında yer alan ve destek sağlayan notokord bulundururlar.
3.
Solungaç yarıklarına sahiptirler.
4.
Vücudun arka bölümüne uzanan bir kuyruk bulundururlar.
Kas
segmentleri
Notokord
Sırtta içi boş
sinir kordonu
Beyin
A€›z
Kaslı
kuyruk
Anüs
Solungaç
yar›klar
Kordalıların ortak özellikleri
C. OMURGALILAR
➢ Kordalıların tümünde bulunan içi boş sinir kordonu omurgalılarda beyin ve omuriliği, notokord ise gelişerek omurgayı oluşturur.
➢ Bilateral simetriye sahip canlılardır. Tamamında iç iskelet ve kapalı dolaşım sistemi bulunur.
UYARI
Sinir sistemleri merkezileşmiş olup kafatası içinde korunan gelişmiş bir
beyinleri vardır. Sinir demetleri omurganın içinde olup, canlının sırt (dorsal) kısmında bulunur.
➢ Solunum pigmenti hemoglobin alyuvarlarının içinde olup, kanları kırmızı renklidir. Boşaltım organları böbrektir.
➢ Balıklar, amphibiler, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere beş farklı sınıfta incelenirler.
Omurgalılar
Balıklar
260
Amphibiler
Sürüngenler
Kuşlar
Memeliler
➢ Denizlerde ve tatlı sularda yaşayan omurgalı hayvanlardır.
➢ Solungaç solunumu yaparlar. Çoğunun vücut yüzeyi pullarla kaplıdır. Genellikle
yüzgeç bulundururlar.
➢ Kalpleri bir kulakçık ve bir karıncık olmak üzere iki odacıktan oluşur. Kalplerinde
sadece oksijence fakir kan bulunur.
➢ Soğukkanlı canlılardır. Temel azotlu atıkları amonyaktır (NH3).
Çenesiz bir balık
➢ Genellikle dış döllenme dış gelişme görülür. Kıkırdaklı balıklarda ise iç döllenme
gerçekleşir.
➢ Çenesiz, kıkırdaklı ve kemikli balıklar olmak üzere üç grupta incelenir.
➢ Çenesiz balıkların çene ve dişleri yoktur. Erginlerinde de notokord vardır. Vücutlarında pul bulunmaz. Bazıları parazit beslenir.
➢ Kıkırdaklı balıkların iskeletleri kıkırdak yapılı olup kemik içermez. Diğer balıklardan farklı olarak iç döllenme görülür. Vatoz ve köpek balıkları bu grubun örnekleridir.
UYARI
Köpek balıklarının yüzme keseleri olmadığı için, hareket etmezlerse
batarlar. Bu nedenle sürekli yüzerler.
Köpek balığı
➢ Kemikli balıklarının üç tane belirgin özelliği vadır. Bunlar kemik yapılı iskelet,
yüzme keseleri ve pullardır. Yüzme keseleri balığın su içinde batmasını engeller. Bu yapı sayesinde balıklar sürekli hareket etmek zorunda kalmazlar. Böylece enerji kaybı engellenir. Pullar ince ve sert olup vücudu korur. Genellikle dış
döllenme görülür. Bildiğimiz balıkların çoğu bu gruba aittir. Hamsi, alabalık, levrek ve ton balığı bu grubun örnekleridir.
2.
İki Yaşamlılar (Amphibia)
➢ Hem karada hem de suda yaşarlar. Bu nedenle bu canlılara iki yaşamlı anlamına gelen amphibia adı verilir.
➢ Bir çoğu gelişimleri sırasında metamorfoz (başkalaşım) geçirirler.
Larva
(‹ribafl)
metamorfoz
Ergin
(kurba€a)
➢ Yaşamları boyunca üç tip solunum organı görülür. Larvaları solungaç, erginleri
deri ve akciğer solunumu yapar.
➢ Derileri ince ve nemlidir. Böylece solunum gazlarının difüzyonu kolaylaşır. Deri
altındaki bezlerden sürekli salgılanan mukus derinin nemli kalmasını sağlar.
UYARI
Sarı levrek
Ergin kurbağaların akciğerleri basit yapılıdır. Bu nedenle gaz alış verişine deri yardım eder.
261
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
1. Balıklar
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Kalpleri iki kulakçık ve bir karıncık olmak üzere üç odacıktan oluşur. Karıncık
ve vücutta karışık kan dolaşır.
➢ Soğukkanlı canlılardır. Kış uykusuna yatarlar.
➢ Amonyağı üreye çevirerek vücutlarından uzaklaştırırlar.
➢ Genelde dış döllenme ve dış gelişme görülür.
Kuyruksuz kurbağalar, burada görülen zehirli ok
kurbağasında (Dendrobates sp.) olduğu gibi
ergin bireylerde kuyruk kaybedilmiştir. Bu tür, tropikal ormanlarda yaşar; derilerindeki zehir bezleri, sinir sistemi üzerinde öldürücü etkiye sahip
olan salgı salgılar. Bu salgı, Orta ve Güney Amerika yerlileri tarafından oklarının uç kısımlarına
sürülen ok zehri olarak kullanılır.
➢ Semender, ağaç kurbağası, kuyruksuz kurbağalar ve yeşil kara kurbağası bu
grubun örnekleridir.
UYARI
Amonyağın üre ya da ürik asite dönüştürülerek vücuttan uzaklaştırılması su kaybını azaltan bir adaptasyondur.
3. Sürüngenler
➢ Genelde karada yaşayan canlılardır. Sıcak ve ılıman iklimde yaşarlar.
➢ Akciğer solunumu yaparlar. Vücutları pullarla örtülüdür. Bu nedenle deri solunumu görülmez.
➢ Kalpleri iki kulakçık ve bir karıncık olmak üzere üç odacıktan oluşur. Kurbağalardan farklı olarak karıncıkta yarım perde bulunur. Bu yapı oksijence zengin ve
oksijence fakir kanın karışmasını engellemez. Vücutlarında karışık kan bulunur.
UYARI
Timsahlarda kalp dört odacıklı olduğundan, kalpte oksijence zengin ve
oksijence fakir kan karışmaz.
➢ Soğukkanlı hayvanlardır. Kış uykusuna yatarlar.
➢ Temel azotlu atıkları ürik asittir.
➢ Genelde iç döllenme ve dış gelişme görülür.
➢ Kertenkele, timsah, kaplumbağa, ve yılan bu grubun örnekleridir.
Timsahlar, kuşların ve dinozorların çok yakın akrabalarıdır. Burada gösterilen bir Amerikan timsahıdır (alligator).
➢ Sürüngen, kuş ve memeliler amniyonlular, balık ve kurbağalar ise amniyonsuzlar olarak gruplanır.
UYARI
Amniyonluların yumurtalarında allantoyis, koryon, amniyon ve vitellus
gibi dört yapı bulunur. Sürüngen ve kuşlarda kabuk bulunurken memelilerde bulunmaz.
4. Kuşlar
➢ Karasal omurgalıların en büyük grubudur.
➢ Akciğer solunumu yaparlar. Akciğerlere bağlı hava keseleri gaz alış verişini daha
verimli hale getirirler.
262
➢ Vücutları keratin yapılı tüylerle örtülüdür.
➢ Kalpleri iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört odacıktan oluşur. Kalplerinde
ve vücutlarında oksijence zengin ve oksijence fakir kan ayrı ayrı dolaşır.
➢ Sıcakkanlı canlılardır. Vücut ısılarını ayarlayabilirler.
➢ Temel azotlu atıkları ürik asittir. İdrar keseleri yoktur.
➢ İç döllenme dış gelişme görülür.
Uçmayan bir kuş olan emular
➢ Ağızlarında diş yoktur. Mekanik sindirim taşlıkta gerçekleşir.
➢ Penguen, devekuşu, kaz, serçe, kartal ve leylek bu grubun örnekleridir.
UYARI
Omurgalı şubesine ait balık, kurbağa, sürüngen ve kuş sınıflarında sindirim, üreme ve boşaltım sistemlerinin birleştiği kloak adı verilen bir
açıklık bulunur. Kloak, anüsle dışarı açılır.
5. Memeliler
➢ Hayvanlar aleminin en gelişmiş olduğu sınıftır.
➢ Akciğer solunumu görülür. Alveol yapılı akciğer memelilere özgüdür.
➢ Vücut örtüleri kıldır.
Kur yapan albatroslar
➢ Kalpleri iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört odacıktan oluşur. Kalplerinde
ve vücutlarında oksijence zengin ve oksijence fakir kan ayrı ayrı dolaşır.
➢ Sıcakkanlı canlılardır. Vücut ısılarını ayarlayabilirler.
➢ Temel azotlu atıkları üredir.
➢ Tamamında iç döllenme, çoğunda ise iç gelişme görülür.
➢ Dişilerinde süt bezleri bulunur. Yavrularını sütle beslerler.
➢ Ter ve yağ bezleri vardır.
➢ Kaslı diyaframa sahiptirler. Bu yapı gövdeyi karın ve göğüs boşluğuna ayırır.
➢ Olgun alyuvarlarında çekirdek bulunmaz. Böylece daha fazla hemoglobin bulundururlar.
UYARI
Akciğerlerinin alveollü, olgun alyuvarlarının çekirdeksiz olması solunum gazlarının alış verişini ve taşınımını hızlandırır. Bu nedenle metabolizmaları hızlıdır.
➢ Memeli hariç diğer omurgalıların olgun alyuvarları çekirdeklidir.
UYARI
Sindirim artıkları diğer omurgalılardaki gibi üreme hücreleri ve idrarla
aynı açıklıktan atılmaz. Dışkı sindirim kanalının sonundaki açıklıktan
yani anüsten atılır.
263
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Kemiklerin ince ve içlerinin boş olması iskeletlerinin hafif olmasını sağlar.
➢ Gagalı memeliler: Ornitorenk ve dikenli karınca yiyen, yumurta bırakan memelilerdir. Diğer memelilerden farklı olarak yumurtalarında bol miktarda besin
(vitellus) bulundururlar. Yumurtadan çıkan yavrular meme uçları olmayan anne
karnından süt emerler.
Dikenli karınca yiyen yumurtlayan bir memelidir.
(Gagalı memeli)
➢ Keseli memeliler: Koala, kanguru, bandikot ve opassum bu grubun örnekleridir. Gelişimini tamamlamadan yavru annenin karın kısmında bulunan bir keseye
geçer. Bu kesedeki süt bezlerinden beslenerek gelişir. Örneğin, döllenmeden
33 gün sonra doğan bir kırmızı kanguru yavrusu, yaklaşık olarak bal arısı büyüklüğündedir. Arka ayakları gelişmemiştir. Yavrunun ön üyeleri, üreme kanalından çıktıktan sonra sürünerek annesinin kesesine ulaşmak için yeterli güce
sahiptir. Bu yolculuk birkaç dakika içinde tamamlanır. Kesedeki süt bezlerinden
beslenen yavru gelişimini tamamlar.
➢ Plasentalı memeliler: Memelilerin en büyük grubudur. Embriyonik gelişimlerini rahimde (uterusda) tamamlarlar. Anne ve embriyo arasındaki madde alış
verişi plasenta adı verilen bir yapı ile gerçekleşir. Yarasa, balina, yunus, fok,
kirpi, fil, maymun ve insan bu gruba ait örnekleridir.
Keseli memelilerin en bilinen örneği kangurudur.
➢ Aşağıdaki grafikte sıcakkanlı ve soğukkanlı hayvanların vücut sıcaklığı ile çevre
sıcaklığı arasındaki ilişki verilmiştir.
Hayvanların Biyolojik ve Ekonomik Önemi İle İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri
➢ Süngerler temizlik işlerinde, ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılır.
➢ Sölenterler grubuna ait mercanlar küpe ve kolye gibi süs eşyalarının yapımındakullanılır.
Birçok insanın balık olarak bildiği yunuslar memelidir.
40
Vücut s›cakl›€› (°C)
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Memeliler gagalı, keseli ve plasentalı olmak üzere üç grupta incelenir.
20
10
10
20
30
Çevre s›cakl›€› (°C)
40
Sıcakkanlı (kuş, memeli)
Soğukkanlı (balık, amphibi,
sürüngen)
Sıcak kanlı ve soğuk kanlı hayvanların vücut sıcaklığı ile çevre sıcaklığı arasındaki ilişki gösterilmiştir.
264
➢ Yumuşakçaların bazıları insanlar tarafından besin olarak kullanılır. Bazı midye
türleri ise inci üretir.
➢ Eklem bacaklı grubuna ait kabuklular besin ve ekonomik değerleri yüksek olduğundan özel olarak üretilen istakoz ve karides gibi türleri içerir. Böcekler bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak ekolojik dengenin devamında önemli bir rol
oynarlar. Bazı böcek türleri ilaç, kozmetik ve ipek yapımında kullanılır. Zararlı organizmalara karşı yapılan biyolojik mücadelede de böcekler kullanılır. Arılar
besin değeri çok yüksek olan bal üretimini gerçekleştirir.
30
0
➢ Parazit olarak beslenen solucanlar insanlarda önemli sağlık sorunlarının ortaya
çıkmasına neden olabilir. Sülükler tıpta tedavi amaçlı kullanılır. Toprak solucanı
açtığı boşluklar ile toprağı havalandırır. Toprağı inorganik madde ve oksijen yönünden zenginleştirerek bitki gelişimini olumlu yönde etkiler.
➢ Balıklar sofralarımızın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Ayrıca balık yağı, boya
ve parfümeri sanayinde kullanılır. Ülkemizde rağbet görmeyen kurbağalar avrupa ülkelerinde besin olarak tüketilir.
➢ Sürüngenler, besin zincirindeki konumları nedeniyle tarım ürünlerindeki verimliliği arttırır. Bazılarının derileri kemer ve ayakkabı gibi aksesuarların üretiminde
kullanılır.
➢ Tavuk ve hindi gibi kümes hayvanlarının yumurtası ve eti insanlar için önemli
protein kaynaklarıdır. Kanarya ve bülbül gibi kuşlar sesleri, tavuskuşu ve papağan gibi kuşlar görünümleri ile hayatımıza renk katarlar.
➢ İnsanlar koyun ve inek gibi hayvanların etinden ve sütünden faydalanır. Özellikle kırsal kesimlerde at ve eşek gibi hayvanların gücünden faydalanılır.
➢ Latincede zehir anlamına gelen virüsler cansızlar ile canlılar arasında geçiş formu
olarak kabul edilir. Virüsler nükleik asit (genom) ile protein kılıftan (kapsit) oluşan yapılardır.
➢ Çok küçük yapıda olduklarından ışık mikroskobuyla görülemeyip ancak elektron mikroskobuyla görülebilirler. Yönetici molekül olarak DNA ya da RNA içerirler.
UYARI
Aynı virüste DNA ve RNA molekülleri beraber bulunmaz.
➢ En basit yapılı hücreler olan prokaryot hücrelerde bulunan sitoplazma, hücre zarı ve
ribozom gibi yapılar virüslerde bulunmaz. Organel ve yeterli enzim sistemleri olmadığından sadece konak bir hücre içinde üreyebilirler. Bu nedenle mecburi hücre içi
parazittirler.
➢ Parazit bakteriler glikoz ve amino asit gibi besin monomerlerinin bulunduğu ortamlarda üreyebilirler. Virüsler glikoz ve amino asit gibi besin monomerlerinin bulunduğu
ortamlarda çoğalamazlar. Konak bir hücre bulamayan virüsler kristal hale geçer ve
uzun zaman bu şekilde kalabilirler.
UYARI
Virüsler konak hücre dışında kristal hale geçmeleri nedeniyle cansız;
mutasyona uğramaları ve konak hücre içinde çoğalabilmeleri ile canlılara benzerler.
➢ Virüsler çok hızlı mutasyona uğrarlar. Genetik yapıları ve protein kılıfları değiştiğinden
virüslerle mücadele etmek zordur. Yaşam faaliyetlerini konak hücre içinde gerçekleştirdiklerinden ve yeterli enzim sistemine sahip olmadıklarından dolayı antibiyotiklerden
etkilenmezler. Virüslerle karşılaşan hücrelerin salgıladığı interferonlar, virüslere karşı
bağışıklık sağlar.
Protein kılıf
DNA
Kuyruk
Bakteriyofajın yapısı
➢ Virüslerin kuyruk kısmında bulunan enzimler, genomun konak hücreye aktarımı sırasında konak hücrenin zarını eritmek için kullanılır. Virüsler konak hücrelerini, hücre dışındaki reseptör proteinler ile kendi üzerindeki proteinler arasında oluşacak
anahtar–kilit benzeri etkileşimler sonucu tanırlar.
➢ Anahtar - kilit uyumundan dolayı virüsler genel olarak belirli bir konak hücre çeşidine
özgüdür. Örneğin çocuk felci ve kuduz virüsü beyin ve omurilikte; grip ve nezle virüsü
üst solunum yollarında; AIDS virüsü akyuvarlarda (T lenfosit); sarıhumma virüsü karaciğerde; çiçek, kızamık ve siğil virüsü deride çoğalır.
Virüslerin Çoğalması
➢ Virüsler hem ökaryot hem de prokaryot hücreleri enfekte edebilirler.
➢ Bakteri hücrelerinin içinde çoğalan virüslere bakteriyofaj veya kısaca faj denir.
265
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
VİRÜSLER
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
➢ Bakteriyofajların çoğalması iki şekilde gerçekleşir. Bunlar litik döngü ve lizogenik döngüdür.
a. Litik Döngü:
➢ Aşağıda bir bakteriyofajın E. coli hücresi (konak hücre) içinde çoğalması şematize
edilmiştir.
Bakteriyofaj
Faj DNA’sı
E.coli
E.coli DNA’sı
1
Litik
döngü
Faj DNA’sı
2
4
3
1.
Bakteriyofaj kuyruk iplikçiklerini kullanarak E.coli hücresinin dışındaki özgül reseptörlere bağlanır. Bakteriyofajın kuyruk kısmında bulunan enzimler konak hücrenin
zarını ve duvarını delerek DNA'sını hücre içine aktarır.
2.
Konak hücreye giren bakteriyofaj DNA'sı, bakteri DNA'sını hidroliz ederek hücre yönetimini ele geçirir (Bazen parçalanan bakteri genomu virüs genomuna eklenebilir).
3.
Bakteriyofaj DNA'sı bakterinin metabolizmasını (enzim, nükleotit, amino asit, ATP ve
ribozom gibi) kullanarak önce kendini eşler, sonra protein kılıfları üretir.
4.
DNA'ların protein kılıfların içine girmesi ile yeni bakteriyofajlar oluşur. Bakterinin hücre
zarı ve duvarı parçalanır (liziz) ve oluşan yeni bakteriyofajlar serbest kalır.
➢ Aşağıda radyoaktif işaretleme yöntemi ile bakteriyofajın çoğalma döngüsünün takibi
ile ilgili iki deney verilmiştir.
l
Deney 1 & Protein kılıfındaki kükürt atomları radyoaktif işaretli bakteriyofaj ile
E.coli bakterisi enfekte edilmiştir. Bir süre sonra bakteri içinde radyoaktif işaretli kükürt atomlarına rastlanmamıştır.
l
Deney 2 & DNA'sı radyoaktif fosfor işaretli bakteriyofaj ile E.coli bakterisi enfekte
edilmiştir. Bir süre sonra bakteri içinde radyoaktif işaretli fosfor atomlarına rastlanmıştır.
➢ Bu deneylerin sonuçlarına göre bakteriyofaj üremek amacıyla enfekte ettiği bakteri
hücresinin içine DNA molekülünü gönderir. Protein kılıf hücre dışında kalır.
266
Hücreyi parçalayan litik döngünün tersine, lizogenik döngü faj genomunun konak
hücreye zarar vermeden çoğalmasını sağlar. Aşağıda m fajının E. coli bakterisi içindeki
lizogenik döngüsü şematize edilmiştir.
λ fajı
Faj
DNA’s›
Lizogenik
Döngü
5
Faj DNA’s›na
sahip bakteri
say›s› artar
4
3
1
2
1.
Konak hücreye giren bakteriyofaj DNA'sı dairesel bir yapı kazanır.
2.
Bateriyofaj DNA'sı bakteri DNA'sının içine entegre olur.
3.
Bakteri hüresinin her bölünmesinde faj DNA'sıda onunla birlikte eşlenerek çoğalır.
4.
Bazı bakteriyofajlar uzun süre lizogenik döngüde kalabilir.
5.
Bazı bakteriyofajlar çevresel etkilerle lizogenik döngüden çıkarak litik döngüye geçerler ve konak hücreyi patlatarak serbest kalırlar.
Virüslerin İnsanlarda Neden Olduğu Hastalıklar
Virüslerin insanlarda neden olduğu hastalıklara AIDS, grip, herpes, kuduz ve hepatit örnek olarak verilebilir.
HIV, AIDS hastalığına yol açar.
AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu): İnsanlarda hastalıklara karşı
koruma sağlayan bağışıklık sisteminin, HIV (Human Immunodeficiency Virus/İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) tarafından işlevsiz hale getirilmesi sonucunda ortaya çıkar.
AIDSʼli kişilerde bağışıklık sistemi zayıfladığı için vücudun enfeksiyonlara karşı direnci
yok olur. Bu nedenle zatürre, kanser gibi hastalıklara yakalanma riski artar ve bu hastalıkların ortaya çıkışı kolaylaşır. AIDSʼli bir kişi genellikle ölümcül enfeksiyonlar sonucu yaşamını yitirir. HIV, bulaştıktan sonra AIDS hastalığının belirtileri kişinin yaşam koşullarına
ve direncine göre birkaç yıl hatta bazen daha uzun süre sonra ortaya çıkar. HIV bulaştığı
vücutta çeşitli hücrelere yerleşerek çoğalır. Vücut direnci zayıflayan hastada normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan birtakım hastalıklar ortaya çıkar. Ayrıca
lenf bezlerinde büyüme, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, ağızda
mantar enfeksiyonu, ağız ve deride tekrarlayan uçuk, kilo kaybı, ishal, öksürük görülür.
Kesin tanı için anti-HIV (Eliza) testi yapılır.
➢ HIV vücut dışında uzun süre yaşayamaz. Bulaşması için vücut sıvılarının doğrudan
teması gerekir. Cinsel ilişki, kan nakli ve ortak şırınga kullanımı bu virüsün bulaşmasına yol açan en önemli faktörlerdir. Ayrıca plasenta ya da süt yoluyla virüsü taşıyan
anneden bebeğine bulaşır. Buna karşılık HIV, aynı ortamda bulunma, öksürükle, hapşırıkla ya da el sıkışma gibi olağan temaslarla bulaşmaz.
➢ AIDSʼden korunmak ve yayılmasını önlemek için aşağıda belirtilen durumlara dikkat
edilmelidir:
– Korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir.
267
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
b. Lizogenik Döngü:
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
– Kan nakli sırasında, AIDS testi yapılmamış, kontrol edilmemiş kan kesinlikle kullanılmamalıdır.
– Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne, cerrahi aletler, jilet, makas, diş
hekimliği aletleri vb. kesinlikle kullanılmamalıdır.
– Açık yaralar, vücuda virüsün girişini engellemek için bantla kapatılmalıdır.
– HIV taşıyan kişi kesinlikle kan bağışlamamalıdır.
– HIV bulunduran vücut sıvılarının (kan, sperm vb.) yaralı bir dokuya teması engellenmelidir.
Grip: Solunum yollarına yerleşerek burada çoğalan bir virüsün yol açtığı bulaşıcı
bir hastalıktır. Hastalığın belirtileri virüs vücuda girdikten 1-2 gün sonra ortaya çıkmaya
başlar. Grip hastası kişilerde yüksek ateş, halsizlik, terleme, şiddetli kas ve eklem ağrıları, kuru öksürük, baş ağrısı gibi belirtiler görülür. Grip, sağlıklı insanlarda ortalama bir
haftada geçmesine rağmen; yaşlılarda ve kronik hastalığı olan kişilerde (kalp, akciğer,
AIDS, şeker vb. hastalıklar) çok daha ağır seyreder ve zatürre, beyin iltihabı gibi ölümle
sonuçlanabilecek hastalıklara yol açabilir.
➢ Gribe neden olan virüs, kişi hapşırınca ya da öksürünce su damlacıkları halinde havaya yayılır ve aynı havayı soluyan başka kişilerin solunum yollarına girerek yerleşir.
Ayrıca hasta kişilerle temas edilmesi ve hasta kişilerle ortak eşya (havlu, bardak, çatal
vb.) kullanılması virüsün bulaşmasını sağlar.
Grip, virüslerin neden olduğu bir hastalıktır.
➢ Grip tedavisinde antibiyotik kullanımı işe yaramaz. Çünkü antibiyotikler virüslere değil
bakterilere etki eder. Grip virüsünün genomu sürekli değişime uğrar ve bu nedenle
gribe karşı kesin etkili bir aşı geliştirilememiştir. Grip virüsünün yapısını değiştirmesi
nedeniyle, vücudun bir grip türüne karşı kazandığı bağışıklık, ertesi yıl ortaya çıkan
yeni bir grip salgınına karşı genelde etkisiz olur. Hastalık yaklaşık bir hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak iyice dinlenmek, bol sulu gıdalar, taze meyve ve sebzeler tüketmek iyileşmeyi hızlandırır.
➢ Gripten korunmak ve yayılmasını önlemek için aşağıda belirtilen durumlara dikkat
edilmelidir:
– Hasta kişi ile direkt veya yakın temastan kaçınılmalıdır.
– Hasta kişinin ağız-burun akıntılarıyla temas etmiş olan eşyalar kullanılmamalıdır.
– Gerekli olmadıkça kalabalık yerlerden uzak durulmalıdır.
– Eller sabunla sık sık yıkanmalıdır.
– Yaşlılar, kronik hastalığı olan kişiler, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, sağlık çalışanları grip aşısı olmalıdır.
Harpes simpleks olarak adlandırılan virüs uçuk
hastalığına yol açar.
Herpes: Sinir hücrelerine yerleşen “Herpes simpleks” olarak adlandırılan virüs uçuk
hastalığına yol açar. Herpes virüsü, bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda etkin hale
geçer. Bulaşıcı bir hastalık olan, uçuk, genellikle dudakta, ağız ve burun delikleri çevresinde çıkar. Uçuk çıkacak bölgede kızarıklık, şişme ve içi sıvı dolu kabarcık oluşumu görülür. Stres, heyecan, soğuk algınlığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, uykusuzluk gibi
durumlar uçuk oluşumunu tetikler. Ağrı kesici ilaç kullanma ve buz uygulaması uçuğun
neden olduğu ağrıyı azaltırken; alkol ve antiseptik ilaçlar uçuğun üzerindeki bakteri enfeksiyonunun gelişmesini engeller.
➢ Uçuktan korunmak ve yayılmasını önlemek için aşağıda belirtilen durumlara dikkat
edilmelidir:
– Uçuğu patlatmaktan kaçınılmalıdır.
– Uçuğu olan insanlara ait havlu, bardak, çatal vb. eşyalar kullanılmamalıdır.
– Uçuğa dokunulmamalıdır. Dokunmak gerekiyorsa eller çok iyi dezenfekte edilmelidir.
268
Kuduza neden olan virüs hayvanların salyasında
bulunur.
➢ Kuduzun insanda ortaya çıkan belirtileri çırpınma, huzursuzluk ve huy değişimi şeklinde görülür. Bunu takiben kaslarda ağrılı kasılma başlar ve felç gelişir. Ayrıca hasta
kişi su içmekten ve görmekten korkar. Kuduza karşı en etkili yöntem aşıdır. Hastalığın ancak kuluçka döneminde aşı uygulanması hastalığın belirti vermeden önlenmesini sağlar. Kuduzun belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak aşının veya kuduz
serumunun faydası olmaz ve ölüm gerçekleşir.
➢ Kuduzdan korunmak için aşağıda belirtilen durumlara dikkat edilmelidir:
– Kuduzunu önlenmesi için yasal olarak kuduz kuşkusu kesinlikle bildirilmelidir.
– İnsana sebepsiz saldıran hayvan mümkünse yakalanmalı ve 15 gün boyunca gözetim altında tutulmalıdır. Eğer bu süreçte hayvan ölmüyorsa kuduz değildir.
– Sahipli evcil hayvanlar düzenli olarak aşılanmalıdır.
Hepatit: Hepatit hastalığı karaciğerde meydana gelen iltihaplanmadır. Hepatite yol
açan virüsler (A, B, C, D, E) şeklinde olmaktadır. Bunlardan hepatit B, gelişmekte olan ülkelerde daha sıklıkla görülür. Hepatit B virüsü karaciğerde çoğalır ve karaciğerde hasara
yol açar. Hepatit B hastalığı bulaşıcıdır. Bu hastalığa yakalanan insanların bir kısmı tam
olarak iyileşmeyip taşıyıcı olarak kalır. Hepatit B taşıyıcıları hasta olmasalar bile hastalığın yayılmasına neden olur. Ülkemizde hepatit B hastalığını taşıyıcılık % 3 ile % 7 arasında değişmektedir.
Sağlıklı karaciğer
➢ Hepatit oluşan kişilerde bulgular kişiden kişiye değişmekle birlikte genel olarak hafif
ateş, ağrı, kusma, halsizlik, uykuya eğilim, göz akı ve deride sararma gözlenebilir.
Hepatit B virüsü kan yoluyla, cinsel ilişkiyle ve doğum sırasında anneden çocuğa geçebilir. Hepatit B virüsünün vücuda girişinden sonra karaciğerde iltihap ve kronikleşme, belirti vermeden vücutta kalma ya da vücut savunması tarafından tamamen
ortadan kaldırılma gibi sonuçlar ortaya çıkabilir.
➢ Hepatit Bʼden en etkili korunma yolu aşılanmadır. Çünkü hepatit B siroz ve karaciğer
kanserine sebep olabilecek sinsi bir hastalıktır. Hepatit B aşısı, hepatit B geçirmemiş,
bu virüsü taşımayan ve herhangi bir bağışıklık oluşmamış kişilere uygulanır. Hepatit
B hastalığına yakalanmış bireylerde, hastalık kronikleşmiş (süreğen, uzun süreli) ise
ilaç tedavisi uygulanır. Hastalığın akut (kısa süreli) boyutta seyretmesi halinde ise
kesin bir tıbbı tedavi yoktur. Ancak şikayetleri azaltıcı yöntemler kullanılır.
➢ Hepatit hastalığından korunmak ve yayılmasını önlemek için aşağıda belirtilen durumlara dikkat edilmelidir:
– Başta risk altında olanlar olmak üzere tüm bireyler hepatit Bʼye karşı aşılanmalı-
Sirozlu karaciğer
dır.
– Hepatit B virüsü taşıyan bireylerle temas ve korunmasız cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır.
– Hepatit B virüsü taşıyan ya da hasta olan bireylerle diş fırçası, çatal, kaşık, bardak gibi ortak eşyalar kullanılmamalıdır.
– Çeşitli amaçlar için uygulanan iğne ve şırıngaların sterileze olmasına dikkat edilmelidir.
269
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Kuduz: Kuduz, merkezi sinir sistemini etkileyen viral bir hastalıktır. Kuduza neden
olan virüs hayvanların salyasında bulunur ve genellikle ısırma suretiyle insana bulaşır.
Kedi, köpek, tilki, yarasa ve kurt gibi hayvanlarda kuduz virüsü yaygın olarak bulunur. Bu
hayvanların salyasında bulunan kuduz virüsü, hayvanın ısırmış olduğu yerdeki yaradan
içeriye girer. Daha sonra yavaş yavaş ilerler ve beyne ulaşarak orada iltihap yapar. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 10 ile 60 gün arasında değişir. Hayvanın ısırdığı yer, baş
bölgesine ne kadar yakın olursa kuluçka süresi de o kadar kısa olur.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
DERS NOTLARI
270
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Boşluk Tamamlama Soruları
➢ damarsız tohumsuz
➢ eğrelti otu
➢ iki yaşamlılar
➢ mantar
➢ süngerler
➢ miselyum
➢ ökaryot
➢ memeliler
➢ bilateral
➢ kapalı
➢ omurgasız
➢ soğukkanlı
➢ virüsler
➢ alveol
➢ bakteriyofaj
➢ konjugasyon
➢ trake
➢ kloak
➢ kemikli
➢ kontraktil koful
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri tabloda verilen kavramlar ile tamamlayınız.
1. Tatlı sularda yaşayan paramesyum ve öglena gibi tek hücreli canlılarda, hücreye giren fazla su ...........................
................. ile
dışarı atılır.
2. Paramesyumda eşeyli üreme ............................... ile gerçekleşir.
3. Mantarlarda, hif adı verilen ince ipliklerin birleşmesiyle ............................... adı verilen yapılar oluşur.
4. ............................... ............................... bitkilerde iletim demetleri bulunmaz.
5. Bakteri içinde üreyen virüslere ............................... denir.
6. ............................... ............................... damarlı tohumsuz bitkiler grubunda yer alır.
7. ............................... cansızlar ile canlılar arasında geçiş formu olarak kabul edilir.
8. Hidra gibi basit yapılı hayvanlarda radiyal simetri görülürken, insan gibi gelişmiş hayvanlarda ............................... simetri görülür.
9. ............................... hayvanlar; sünger, sölenter, solucan, yumuşakça, eklem bacaklı ve derisi dikenli olmak üzere altı farklı sınıfta
incelenir.
10. Toprak solucanında birçok omurgasız hayvandan farklı olarak ............................... dolaşım sistemi bulunur.
11. Böceklerde ............................... solunumu görülür.
12. Omurgasız hayvanlara ait en basit canlılar ............................... sınıfında yer alır.
13. ............................... yapılı akciğer memelilere özgüdür.
14. ............................... balıkların belirgin özellikleri kemik yapılı iskelet, yüzme keseleri ve pullardır.
15. Vücut sıcaklığı, çevre sıcaklığına göre değişen canlılara .................................. canlılar denir.
16. ..............................., hayvanlar âleminin en gelişmiş sınıfıdır.
17. Memeli hariç diğer omurgalı hayvanlarda sindirim, üreme ve boşaltım sistemlerinin ortak olarak dışarıya açıldığı boşluğa
............................... denir.
18. Kurbağalar hem karada hem de suda yaşadıklarından .................................................. olarak adlandırılır.
19. Protista, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar âleminde yer alan canlılar ............................... hücre yapısındadır.
20. ...............................lar ve hayvanlar âleminde yer alan tüm canlılar heterotrof beslenir.
271
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 1
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 2
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Doğru–Yanlış Soruları
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına "D", yanlış olanların yanına "Y" harfi yazınız.
1. Algler ve cıvık mantarlar protista âleminde incelenirler.
2. Bitkilerin hücre duvarları selüloz yapılıdır.
3. Tohumsuz bitkiler olan eğrelti otlarında ksilem ve floem borularından oluşan iletim demetleri bulunmaz.
4. Kara yosunları ve eğrelti otları tohum oluşturarak ürerler.
5. Öglena ökaryot yapılı bir canlı olup fotosentezle besin üretir.
6. Çift çenekli bitkilerde iletim demetleri bulunurken, tek çenekli bitkilerde iletim demetleri bulunmaz.
7. Böcekler ve balıklar aynı âlemin farklı sınıflarında yer alan canlılardır.
8. Paramesyumda biri küçük diğeri büyük olmak üzere iki farklı çekirdek bulunur.
9. Balık ve kurbağalarda genel olarak dış döllenme, dış gelişme görülür.
10. Hayvanlar âlemindeki canlıların gelişmişlik düzeyi ile rejenerasyon yetenekleri arasında ters orantı bulunur.
11. Mantarlar âlemindeki bazı canlılar fotosentez ile besin üretir.
12. Sölenterler sınıfında bulunan canlılar eklem bacaklılar sınıfında bulunan canlılardan daha gelişmiştir.
13. Böceklerin kanında solunum pigmenti bulunmadığından kanları renksizdir.
14. Böcek ve kurbağalar, gelişimleri sırasında başkalaşım geçirirler.
15. Plesantalı memelilerde yavru tam gelişmemiş olarak doğduğundan, gelişimini annesinin kesesinde tamamlar.
16. Kuşlar ve memeliler dört odacıklı kalp yapısına sahip ve vücut sıcaklıkları sabit olan hayvanlardır.
17. Tüm omurgalı hayvanlarda solunum pigmenti olan hemoglobin alyuvarda bulunur.
18. Virüsler organel ve enzim sistemlerine sahip olmadığından sadece konak bir hücre içinde ürerler.
19. Aynı virüste DNA ve RNA molekülleri birlikte bulunabilir.
20. Sürüngenlerin vücut örtüleri tüy, memelilerin vücut örtüleri ise kıldır.
272
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Venn Diyagramı
Aşağıda bakteri ve protista alemlerine ait bazı özellikler verilmiştir. Venn diyagramı üzerinde bu özellikleri karşılaştırınız.
Protista Âlemi
Bakteriler Âlemi
1. Kalıtım birimi olan DNA çekirdek zarı ile çevrilidir.
2. Bazı türleri insanlarda hastalıklara neden olur.
3. Tatlı sularda yaşayan türlerinde kontraktil koful bulunur.
4. Bazı türleri uygun olmayan ortam koşullarında endospor oluşturur.
5. Peptidoglikan yapılı hücre duvarına sahiptirler.
6. Bazı türlerinde konjugasyon çeşitliliğe neden olur.
Etkinlik – 4
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Tanılayıcı Dallanmış Ağaç
Aşağıda birbiri ile bağlantılı Doğru/Yanlış tipinde ifadeler içeren tanılayıcı dallanmış ağaç tekniğinde bir soru verilmiştir. a ifadesinden başlayarak her Doğru ya da Yanlış cevabınıza göre çıkışlardan sadece birini işaretleyiniz.
Örneğin; a ifadesinin Doğru/Yanlış olduğu belirtilir. Doğru ise b ifadesine, yanlış ise c ifadesine ulaşılır. b ifadesinin Doğru/Yanlış olduğu
belirtilir. Doğru ise d ifadesine, yanlış ise e ifadesine ulaşılır. d ifadesinin Doğru/Yanlış olduğu belirtilir. Doğru ise 1. çıkışa, yanlış ise 2. çıkışa ulaşılır.
a
Bitkiler alemi; damarsız
tohumsuz, damarlı tohumsuz ve
damarlı tohumlu olmak üzere üçe
ayrılır.
D
Y
c
b
Damarlı tohumlu bitkiler açık ve
kapalı tohumlu olmak üzere ikiye
ayrılır.
Kara yosunları damarsız tohumsuz,
ci€er otları damarlı tohumsuz
bitkilerdir.
D
Y
D
e
d
Ci€er otlarının odun ve
soymuk borularından oluflan
iletim demetleri vardır.
Kara yosunları gerçek kök,
gövde ve yaprak içermez.
Y
f
g
Açık tohumlu bitkilerin en çok
bilinen örne€i kozalaklı
bitkilerdir.
Kapalı tohumlu bitkiler,
tohumdaki çenek sayısına
göre tek çenekli ve çift çenekli
olarak ikiye ayrılır.
D
Y
D
Y
D
1. ç›k›fl
2. ç›k›fl
3. ç›k›fl
4. ç›k›fl
5. ç›k›fl
Y
6. ç›k›fl
D
7. ç›k›fl
Y
8. ç›k›fl
273
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 3
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 5
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Yapılandırılmış Grid
Aşağıda numaralandırılmış kutucuklarda omurgalı hayvanlara ait bazı örnekler verilmiştir. Kutucuklardaki numaraları kullanarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1. Tavşan
2. Yılan
3. Kurbağa
4. Kartal
5. Alabalık
6. Kertenkele
7. Bülbül
8. Hamsi
9. Balina
a) Hangi numaralarla gösterilen bireylerde iç döllenme görülür?
b) Hangi numaralarla gösterilen bireylerde dış gelişme görülür?
c) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin erginlerinde solungaç solunumu görülür?
d) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin kalbi üç odacıklıdır?
e) Hangi numaralarla gösterilen bireyler sıcakkanlıdır?
f) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin vücutları tüyler ile örtülüdür?
g) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin olgun alyuvarlarında çekirdek bulunmaz?
h) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin kalplerinde sadece kirli kan bulunur?
Etkinlik – 6
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Venn Diyagramı
Aşağıda mantarlar ve bitkiler âlemine ait bazı özellikler verilmiştir. Venn diyagramı üzerinde bu özellikleri karşılaştırınız.
Mantarlar Âlemi
Bitkiler Âlemi
1. İnorganik maddeleri ışık enerjisi yardımıyla organik maddelere dönüştürürler.
2. Hücre zarının dışında hücre duvarına sahiptirler.
3. Glikozun fazlasını glikojen olarak depolarlar.
4. Bazı türleri organik atıklar üzerinde saprofit olarak beslenir.
5. Mitokondri gibi zarlı organellere sahiptirler.
6. Bazı türleri odun ve soymuk borularından oluşan iletim demetine sahiptir.
274
1.
Canlı çeşidi
Çekirdek
Hücre sayısı Beslenme biçimi
X
Var
Çok
Ototrof
Y
Var
Tek
Ototrof
Z
Yok
Tek
Heterotrof
4.
I
‹norganik
madde
Monomer
organik
madde
II
ATP
III
Polimer
organik
madde
Yukarıdaki tabloya göre X, Y ve Z canlıları ile ilgili;
I. X canlısı kloroplast içerir.
Yukarıdaki dönüşüm olaylarından hangileri tüm canlılarda
ortak olarak gerçekleşir?
II. Y canlısının DNA'sı çekirdek zarı ile çevrilidir.
A) Yalnız II
III. Z bakterisi protista âlemine ait olabilir.
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız I
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
5.
2.
Aşağıdaki olaylardan hangisi ökaryot hücrelerde gerçekleşemez?
A) Mayoz bölünme
B) Fotosentez
C) Kemosentez
D) Oksijenli solunum
Öglena'da gerçekleşen,
E) Konjugasyon
I. inorganik maddeleri organik maddeye çevirme,
II. hücreye giren fazla suyun kontraktil kofullar ile atılımı,
III. mitoz ile bölünerek sayısal artış sağlama
özelliklerinden hangileri paramesyumda görülmez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
C) I ve II
6.
E) II ve III
Omurgalı hayvanlarda aşağıdaki özelliklerden hangisi ortaktır?
A) Solungaç solunumu
B) Dış döllenme
C) Dört odacıklı kalp
D) İç gelişme
3.
E) Kapalı dolaşım
Özellik
Hücre duvarı Glikojen depolama
Çekirdek
Canlı
Bitki
Var
I
Var
Bakteri
Var
Var
II
Mantar
III
Var
Var
7.
I. tohum oluşturma,
Yukarıdaki tabloda I, II ve III numaralı kısımlara aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
I
II
Tüm bitkiler için,
II. iletim demetlerine sahip olma,
III. hücre duvarı içerme,
III
A)
Yok
Yok
Yok
IV. boyca büyüme
B)
Var
Var
Yok
özelliklerinden hangileri ortaktır?
C)
Var
Yok
Var
A) I ve II
D)
Yok
Yok
Var
E)
Yok
Var
Var
1) &
2) &
3) &
B) I ve IV
D) II ve IV
4) &
5) &
6) &
7) &
C) II ve III
E) III ve IV
8) &
275
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
TEST 1
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
8.
12. Hayvanlar âlemine ait olan,
Vücut sıcaklı€ı
I. kertenkele,
II. fare,
III. kurbağa
canlılarının basitten gelişmişe doğru sıralanışı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Çevre sıcaklı€ı (°C)
A) I - II - III
Yukarıdaki grafikte omurgalı bir canlının vücut ve çevre sıcaklığı arasındaki ilişki verilmiştir.
B) I - III - II
D) III - I - II
C) II - I - III
E) III - II - I
Bu canlı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Hamsi
B) Kurbağa
D) Kertenkele
C) Aslan
E) Yılan
13. Protista âleminde yer alan amip, öglena ve paramesyum
için aşağıdakilerden hangisi ortaktır?
9.
Omurgasız hayvanlarda aşağıdaki özelliklerden hangisi
görülemez?
A) İki çekirdekli olma
B) Kloroplast içerme
A) Merkezileşmiş sinir sistemi
C) Radiyal simetri
B) Notokord olarak adlandırılan sırt ipliği
D) Sil ile hareket
C) İki ucu açık sindirim sistemi
E) Kontraktil koful içerme
D) Boşaltım maddesi olarak ürik asit oluşturma
E) Deri solunumu
10. Hayvanlar âleminde yer alan en basit (X) ve en gelişmiş
(Y) canlı sınıfları aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
X
Y
A)
Balık
Memeli
B)
Sölentere
Kurbağa
C)
Sünger
Memeli
D)
Böcek
Kuş
E)
Sünger
Derisi dikenli
14. Aşağıdaki hayvanlardan hangisi omurgasız değildir?
A) Semender
B) Toprak solucanı
C) Deniz yıldızı
D) Çekirge
E) İstakoz
11. Protista âleminde yer alan tüm canlılarda,
I. tek hücreli olma,
15. Omurgalı hayvanlara ait aşağıdaki özelliklerden hangisi
memeliler sınıfına özgüdür?
II. ototrof beslenme,
III. ökaryot hücre yapısı,
A) Kalpte temiz ve kirli kanın karışmaması
IV. kamçı ile hareket
B) Sperm ve yumurtanın dişi bireyde döllenmesi
özelliklerinden hangileri ortak olarak bulunur?
C) Embriyonun plesanta ile beslenmesi
A) Yalnız III
D) Gaz alış verişinin akciğer ile sağlanması
B) I ve III
D) I, II ve III
276
C) II ve IV
E) Hemoglobinin alyuvarın içinde bulunması
E) II, III ve IV
9) &
10) &
11) &
12) &
13) &
14) &
15) &
16) &
1.
Balıklarla ilgili,
5.
Hayvanlar âlemine ait olan;
I. kalpleri iki odacıklıdır,
I. Kurbağa
II. solungaç solunumu görülür,
II. Memeli
III. döllenme genelde suda gerçekleşir,
III. Sürüngen
IV. soğukkanlı canlılardır.
IV. Böcek
ifadelerinden hangileri doğrudur?
canlı gruplarından hangilerinin yaşama evrelerinde başkalaşım gerçekleşir?
A) I ve II
B) III ve IV
D) II, III ve IV
C) I, II ve III
A) I ve II
E) I, II, III ve IV
B) I ve III
D) II ve III
2.
C) I ve IV
E) II ve IV
Ergin kurbağa ve sürüngenlerde aşağıdaki özelliklerden
hangisi ortaktır?
A) Vücudun pullarla örtülü olması
6.
Aşağıdaki özelliklerden hangisi böceklerde görülmez?
B) Kalplerinin üç odacıklı olması
A) Kitin yapılı dış iskelet
C) Deri ile gaz alış verişinin gerçekleşmesi
B) Eşeyli üreme
D) İç döllenmenin görülmesi
C) Trake solunumu
E) Azotlu metabolik atıklarının ürik asit olması
D) Ürik asit atılımı
E) Kapalı dolaşım
3.
Vücut sıcaklı€ı
7.
Bitkiler âleminde gelişmişlik düzeyi arttıkça,
I. diploit evrenin uzaması,
II. iletim demetlerinin oluşması,
III. üremenin tohumla gerçekleşmesi
Çevre sıcaklı€ı (°C)
durumlarından hangileri ortaya çıkar?
Omurgalı bir canlının vücut sıcaklığının çevre sıcaklığına göre
değişimi yukarıdaki grafikte verilmiştir.
A) Yalnız II
B) I ve II
D) II ve III
Bu canlıda,
C) I ve III
E) I, II ve III
I. üç odacıklı kalp,
II. alveol yapılı akciğer,
III. kapalı dolaşım sistemi
özelliklerinden hangileri kesinlikle bulunamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
C) Yalnız III
8.
E) II ve III
– Solunum pigmentleri hemoglobindir.
– Sıcakkanlı canlılardır.
– Kalpleri dört odacıklıdır.
– Akciğerleri alveol yapılıdır.
4.
Yukarıda özellikleri verilen omurgalı sınıfı aşağıdakilerden hangisidir?
Aşağıdaki canlılardan hangisi farklı bir şubede incelenir?
A) Kirpi
B) Yunus
D) Arı
C) Penguen
A) Sürüngen
B) Memeli
D) Kuş
E) Kurbağa
C) Balık
E) Levrek
1) &
2) &
3) &
4) &
5) &
6) &
7) &
8) &
277
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
TEST 2
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
9.
Bitkiler ve hayvanlar âleminde yer alan canlılarda,
13. Aşağıdaki canlılardan hangisinin kalıtım materyali sitoplazmada bulunur?
I. mitoz bölünme,
II. oksijenli solunum,
A) Bakteri
III. fotosentez
B) Mısır
D) Öglena
C) Çekirge
E) Mantar
olaylarından hangileri ortak olarak gerçekleşir?
A) Yalnız II
B) I ve II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
14. Mantarlar âleminde yer alan canlılarda,
I. saprofit,
II. ototrof,
10. Omurgalı hayvanlarda,
I. deri,
III. parazit
II. trake,
beslenme şekillerinden hangileri görülemez?
III. solungaç,
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) I ve III
IV. akciğer
C) Yalnız III
solunum organlarından hangileri bulunamaz?
A) Yalnız II
B) Yalnız III
D) II ve III
C) I ve II
E) III ve IV
15.
– Boşaltım maddesi olarak ürik asit oluşturma
– Çevre sıcaklığı değişse bile vücut sıcaklığını sabit tutma
– Akciğerlerine bağlı hava keseleri içerme
11. Toprak solucanı ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi
doğru değildir?
A) İki ucu açık sindirim sistemi bulunur.
Yukarıdaki özelliklere sahip hayvanların tamamının toplandığı sınıflandırma birimi aşağıdakilerden hangisidir?
B) Tamamı ayrı eşeylidir.
A) Cins
C) Boşaltım organı olarak nefridyum içerirler.
B) Familya
D) Sınıf
C) Tür
E) Takım
D) Gaz alış verişlerini derileri ile gerçekleştirirler.
E) Kapalı dolaşım sistemine sahiptirler.
12. Omurgalı hayvanlarda kurbağalardan memelilere doğru
gidildikçe,
16. Hayvanlar âlemine ait canlılarda aşağıdaki özelliklerden
hangisi ortaktır?
A) Bilateral simetriye sahip olma
I. alyuvardaki hemoglobin miktarı,
II. akciğerin yüzey alanı,
B) Embriyonun gelişimi sırasında endoderm, ektoderm ve
mezoderm tabakalarının oluşması
III. kalpteki odacık sayısı
C) Merkezileşmiş bir sinir sistemine sahip olma
niceliklerinden hangilerinin artması beklenir?
D) Ağızda başlayıp anüsle biten iki ucu açık sindirim sistemi
içerme
A) Yalnız III
B) I ve II
D) II ve III
278
C) I ve III
E) Metabolik faaliyetler için gerekli olan besinlerin dış ortamdan alınması
E) I, II ve III
9) B
10) A
11) B
12) E
13) A
14) B
15) D
16) E
1.
Aşağıdaki I numaralı sütunda protista aleminde yer alan bazı canlılar, II numaralı sütunda ise bunlara ait bazı özellikler karışık olarak verilmiştir. Uygun eşlemeleri yapınız.
I
2.
II
a.
Gündüzleri kendi besinini ürettiğinden ototrof, geceleri ortamdaki hazır
besinleri kullandığından heterotrof olarak beslenir.
b.
Oluşturduğu yalancı ayakları, beslenme ve hareket için kullanır.
c.
Selüloz yapılı hücre duvarı, kloroplast içerme ve nişasta depolama gibi
özellikleri ile bitkilere benzer.
Öglena
d.
Amibe benzer şekilde hareket eder ve genelde saprofit olarak beslenir.
g
Yeşil alg
e.
Parazit beslenerek insanlarda sıtmaya neden olur.
g
Amip
f.
Pelikulanın altında bulunan trikosistlerini savunma amaçlı kullanır.
g
Cıvık mantar
g
Plazmodyum
g
Paramesyum
g
Aşağıda verilen hayvan örneklerini basitten gelişmişe doğru kutucukların içine rakamlar yazarak sıralayınız.
Hamsi
Toprak
solucanı
Deniz
anası
Kurbağa
Çekirge
Yılan
Kurt
Bülbül
279
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
3.
Aşağıdaki tabloda canlıların ait oldukları üç farklı domain verilmiştir. Bu domainlere ait olan âlemleri yazınız.
Domain
1. Bakteria
➢
Âlem
4.
2. Archea
3. Eukarya
➢
➢
➢
➢
➢
➢ Bakteriler
➢ Mantarlar
➢ Arkeler
➢ Hayvanlar
➢ Bitkiler
Aşağıdaki şemayı kullanarak I, II, III, IV ve V numaralı canlı gruplarını yazınız.
DNA’ları çekirdek
içinde mi bulunur?
Hayır
Evet
Hücre duvarları peptidoglikan
yapılı mıdır?
Hayır
I .............................
Evet
II .............................
Hücre duvarı var mıdır?
Hayır
Evet
III ............................
Fotosentez yapılabilir mi?
Hayır
IV ............................
280
Evet
V ........................
Omurgalı hayvanlara ait şemaya göre aşağıdaki soruları cevaplayınız.
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
5.
Sınıf (Memeliler)
Tak›m (Etçiller)
Familya (Felidae)
Kaplumba¤a
At
Kurt
Leopar
Evcil kedi
M›r›ldama
yetene¤i
Çekilebilen
pençe
Etçil olma
(et yiyen
difl)
K›l
a) Genetik benzerliği en fazla olan canlıları yazınız.
..............................................................
b) Hangi canlının derisi kıllarla örtülü değildir?
..............................................................
c) Kurt ve evcil kedinin ortak özelliklerini yazınız.
..............................................................
d) Leopardaki hangi özellikler atta bulunmaz?
..............................................................
6.
Aşağıda omurgalı hayvanlara ait bazı özellikler verilmiştir.
Tüm omurgalılarda ortak olan özelliklerin başındaki kutucuklara (✓), ortak olmayan özelliklerin başındaki kutucuklara ise (X)
işaretini koyunuz.
a. İç iskelete sahip olma
b. Akciğer solunumu yapma
c. Solunum pigmenti olan hemoglobinin alyuvarda bulunması
d. Kapalı dolaşım sistemine sahip olma
e. Döllenmenin dişi bireyin üreme kanalında gerçekleşmesi
f.
Merkezileşmiş sinir sistemi
g. Vücut ısısını sabit tutabilme
h. Bilateral simetriye sahip olma
281
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
7.
Aşağıda farklı âlemlerdeki canlılara ait bazı örnekler verilmiştir.
Bu âlemleri basitten gelişmişe doğru yuvarlakların içine rakamlar yazarak sıralayınız.
Mantarlar
Bakteriler
8.
Arkeler
Bitkiler
Hayvanlar
Protista
Aşağıda hayvanlar âlemine ait bazı özellikler verilmiştir.
Bu özelliklerden omurgasız ve omurgalılarda ortak olarak görülebilenlerin başındaki kutucuklara (✓), ortak olmayanların başındaki kutucuklara ise (X) işaretini koyunuz.
a. Embriyonik dönemde notokord içerme
b. Açık dolaşım sistemine sahip olma
c. İki ucu açık sindirim kanalı içerme
d. İç iskelet bulundurma
e. Eşeyli üreme
f. Solungaç solunumu yapma
282
Etçil hayvanlara ait şemaya göre aşağıdaki ifadelerden doğru olanların başındaki kutucuklara (✓), yanlış olanların başındaki
kutucuklara ise (X) işaretini koyunuz.
Tür
Panthera
pardus
(leopar)
Mephitis
mephitis
(çizgili kokarca)
Lutra lutra
(Avrupa
su samuru)
Cins
Panthera
Mephitis
Lutra
Familya
Felidae
Tak›m
Mustelidae
Canis
familiaris
(evcil köpek)
Canis
lupus
(kurt)
Canis
Canidae
Carnivora
a. Leopar ve kurt aynı takımın farklı familyalarında yer alırlar.
b. Genetik benzerliği en fazla olan su samuru ve çizgili kokarcadır.
c. Evcil köpek ve kurt aynı familyanın farklı cinslerine aittir.
d. Şemadaki beş canlı aynı takımda yer alır.
10. Aşağıda omurgalı hayvanlara ait bazı özellikler verilmiştir.
Bu özelliklerden memeliler sınıfına özgü olanların başındaki kutucuklara (✓), diğer omurgalı sınıflarında da görülebilen özelliklerin başındaki kutucuklara ise (X) işaretini koyunuz.
a. Sıcakkanlı olma
b. Kaslı diyafram bulundurma
c. Kalpte temiz ve kirli kanın karışmaması
d. Derilerinin kıllarla örtülü olması
e. Alveol yapılı akciğer içerme
f.
İç iskelete sahip olma
g. Dışkı ve idrarın ayrı açıklıklardan atılması
h. Olgun alyuvarda çekirdek bulunmaması
283
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
9.
CEVAPLAR
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 1
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Boşluk Tamamlama Soruları
Tatlı sularda yaşayan paramesyum ve öglena gibi tek hücreli canlılarda, hücreye giren fazla su kontraktil koful ile dışarı atılır.
Paramesyumda eşeyli üreme konjugasyon ile gerçekleşir.
Mantarlarda, hif adı verilen ince ipliklerin birleşmesiyle miselyum adı verilen yapılar oluşur.
Damarsız tohumsuz bitkilerde iletim demetleri bulunmaz.
Bakteri içinde üreyen virüslere bakteriyofaj denir.
Eğrelti otu damarlı tohumsuz bitkiler grubunda yer alır.
Virüsler cansızlar ile canlılar arasında geçiş formu olarak kabul edilir.
Hidra gibi basit yapılı hayvanlarda radiyal simetri görülürken, insan gibi gelişmiş hayvanlarda bilateral simetri görülür.
Omurgasız hayvanlar; sünger, sölenter, solucan, yumuşakça, eklem bacaklı ve derisi dikenli olmak üzere altı farklı sınıfta incelenir.
Toprak solucanında birçok omurgasız hayvandan farklı olarak kapalı dolaşım sistemi bulunur.
Böceklerde trake solunumu görülür.
Omurgasız hayvanlara ait en basit canlılar süngerler sınıfında yer alır.
Alveol yapılı akciğer memelilere özgüdür.
Kemikli balıkların belirgin özellikleri kemik yapılı iskelet, yüzme keseleri ve pullardır.
Vücut sıcaklığı, çevre sıcaklığına göre değişen canlılara soğukkanlı canlılar denir.
Memeliler, hayvanlar âleminin en gelişmiş sınıfıdır.
Memeli hariç diğer omurgalı hayvanlarda sindirim, üreme ve boşaltım sistemlerinin ortak olarak dışarıya açıldığı boşluğa kloak
denir.
Kurbağalar hem karada hem de suda yaşadıklarından iki yaşamlılar olarak adlandırılır.
Protista, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar âleminde yer alan canlılar ökaryot hücre yapısındadır.
Mantarlar ve hayvanlar âleminde yer alan tüm canlılar heterotrof beslenir.
Etkinlik – 2
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Doğru–Yanlış Soruları
D
1. Algler ve cıvık mantarlar protista âleminde incelenirler.
D
2. Bitkilerin hücre duvarları selüloz yapılıdır.
Y
3. Tohumsuz bitkiler olan eğrelti otlarında ksilem ve floem borularından oluşan iletim demetleri bulunmaz.
Y
4. Kara yosunları ve eğrelti otları tohum oluşturarak ürerler.
D
5. Öglena ökaryot yapılı bir canlı olup fotosentezle besin üretir.
Y
6. Çift çenekli bitkilerde iletim demetleri bulunurken, tek çenekli bitkilerde iletim demetleri bulunmaz.
D
7. Böcekler ve balıklar aynı âlemin farklı sınıflarında yer alan canlılardır.
D
8. Paramesyumda biri küçük diğeri büyük olmak üzere iki farklı çekirdek bulunur.
D
9. Hidrada bulunan tek açıklık hem ağız hem de anüs olarak görev yapar.
D
10. Hayvanlar âlemindeki canlıların gelişmişlik düzeyi ile rejenerasyon yetenekleri arasında ters orantı bulunur.
Y
11. Mantarlar âlemindeki bazı canlılar fotosentez ile besin üretir.
Y
12. Sölenterler sınıfında bulunan canlılar eklem bacaklılar sınıfında bulunan canlılardan daha gelişmiştir.
D
13. Böceklerin kanında solunum pigmenti bulunmadığından kanları renksizdir.
D
14. Böcek ve kurbağalar, gelişimleri sırasında başkalaşım geçirirler.
Y
15. Plesantalı memelilerde yavru tam gelişmemiş olarak doğduğundan, gelişimini annesinin kesesinde tamamlar.
D
16. Kuşlar ve memeliler dört odacıklı kalp yapısına sahip ve vücut sıcaklıkları sabit olan hayvanlardır.
D
17. Tüm omurgalı hayvanlarda solunum pigmenti olan hemoglobin alyuvarda bulunur.
D
18. Virüsler organel ve enzim sistemlerine sahip olmadığından sadece konak bir hücre içinde ürerler.
Y
19. Aynı virüste DNA ve RNA molekülleri birlikte bulunabilir.
Y
20. Sürüngenlerin vücut örtüleri tüy, memelilerin vücut örtüleri ise kıldır.
284
CEVAPLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Venn Diyagramı
Etkinlik – 4
Protista Âlemi
Bakteriler Âlemi
Kalıtım birimi olan DNA çekirdek zarı ile çevrilidir.
Bazı türleri insanlarda hastalıklara neden olur.
Tatlı sularda yaşayan türlerinde kontraktil koful bulunur.
Bazı türleri uygun olmayan ortam koşullarında endospor oluşturur.
Peptidoglikan yapılı hücre duvarına sahiptirler.
Bazı türlerinde konjugasyon çeşitliliğe neden olur.
4, 5
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
1, 3
2, 6
Tanılayıcı Dallanmış Ağaç
a, c, e, f ve g ifadeleri doğru, b ve d ifadeleri yanlıştır. Tanılayıcı dallanmış ağaçtaki ifadeleri takip eden öğrenci 3. çıkışa ulaşır.
Etkinlik – 5
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Yapılandırılmış Grid
1. Tavşan
2. Yılan
3. Kurbağa
4. Kartal
5. Alabalık
6. Kertenkele
7. Bülbül
8. Hamsi
9. Balina
a) Hangi numaralarla gösterilen bireylerde iç döllenme görülür? 1, 2, 4, 6, 7 ve 9
b) Hangi numaralarla gösterilen bireylerde dış gelişme görülür? 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8
c) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin erginlerinde solungaç solunumu görülür? 5 ve 8
d) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin kalbi üç odacıklıdır? 2, 3 ve 6
e) Hangi numaralarla gösterilen bireyler sıcakkanlıdır? 1, 4, 7 ve 9
f) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin vücutları tüyler ile örtülüdür? 4 ve 7
g) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin olgun alyuvarlarında çekirdek bulunmaz? 1 ve 9
h) Hangi numaralarla gösterilen bireylerin kalplerinde sadece kirli kan bulunur? 5 ve 8
Etkinlik – 6
Ökaryot Canlılar ve Virüsler
Venn Diyagramı
Mantarlar Âlemi
Bitkiler Âlemi
1. İnorganik maddeleri ışık enerjisi yardımıyla organik maddelere dönüştürürler.
2. Hücre zarının dışında hücre duvarına sahiptirler.
3, 4
2, 5
1, 6
3. Glikozun fazlasını glikojen olarak depolarlar.
4. Bazı türleri organik atıklar üzerinde saprofit olarak beslenir.
5. Mitokondri gibi zarlı organellere sahiptirler.
6. Bazı türleri odun ve soymuk borularından oluşan iletim demetine sahiptir.
285
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
Etkinlik – 3
CEVAPLAR
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
1.
I
II
a.
Gündüzleri kendi besinini ürettiğinden ototrof, geceleri ortamdaki hazır
besinleri kullandığından heterotrof olarak beslenir.
b.
Oluşturduğu yalancı ayakları, beslenme ve hareket için kullanır.
c.
Selüloz yapılı hücre duvarı, kloroplast içerme ve nişasta depolama gibi
özellikleri ile bitkilere benzer.
Öglena
d.
Amibe benzer şekilde hareket eder ve genelde saprofit olarak beslenir.
c
Yeşil alg
e.
Parazit beslenerek insanlarda sıtmaya neden olur.
b
Amip
f.
Pelikulanın altında bulunan trikosistlerini savunma amaçlı kullanır.
d
Cıvık mantar
e
Plazmodyum
f
Paramesyum
a
2.
Deniz
anası
Hamsi
4
1
Toprak
solucanı
Kurbağa
2
3.
Domain
Alem
286
Çekirge
5
1. Bakteria
➢ Bakteriler
2. Archea
➢ Arkeler
Kurt
3
8
Yılan
Bülbül
6
7
3. Eukarya
➢ Protistler
➢ Bitkiler
➢ Mantarlar
➢ Hayvanlar
CEVAPLAR
4.
➢ Bakteriler
➢ Mantarlar
➢ Arkeler
➢ Hayvanlar
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
➢ Bitkiler
DNA’ları çekirdek
içinde mi bulunur?
Hayır
Evet
Hücre duvarları peptidoglikan
yapılı mıdır?
Hayır
I
Arkeler
Evet
II Bakteriler
Hücre duvarı var mıdır?
Hayır
Evet
III Hayvanlar
Fotosentez yapılabilir mi?
Hayır
IV Mantarlar
Evet
V Bitkiler
287
CEVAPLAR
5.
Sınıf (Memeliler)
Tak›m (Etçiller)
Familya (Felidae)
Kaplumba¤a
At
Kurt
Leopar
Evcil kedi
M›r›ldama
yetene¤i
Çekilebilen
pençe
Etçil olma
(et yiyen
difl)
K›l
a) Genetik benzerliği en fazla olan canlıları yazınız. Leopar ve evcil kedi
b) Hangi canlının derisi kıllarla örtülü değildir? Kaplumbağa
c) Kurt ve evcil kedinin ortak özelliklerini yazınız. Kıl ve etçil olma
d) Leopardaki hangi özellikler atta bulunmaz? Çekilebilen pençe ve etçil olma
6.
✓
a. İç iskelete sahip olma
X
b. Akciğer solunumu yapma
✓
c. Solunum pigmenti olan hemoglobinin alyuvarda bulunması
✓
d. Kapalı dolaşım sistemine sahip olma
X
e. Döllenmenin dişi bireyin üreme kanalında gerçekleşmesi
✓
f. Merkezileşmiş sinir sistemi
X
g. Vücut ısısını sabit tutabilme
✓
h. Bilateral simetriye sahip olma
288
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
CEVAPLAR
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
7.
8.
4 Mantarlar
2
1
5
Bakteriler
X
a. Embriyonik dönemde notokord içerme
X
b. Açık dolaşım sistemine sahip olma
✓
c. İki ucu açık sindirim kanalı içerme
✓
d. İç iskelet bulundurma
✓
e. Eşeyli üreme
✓
f.
Arkeler
Bitkiler
6 Hayvanlar
3
Protista
Solungaç solunumu yapma
289
CEVAPLAR
ÜNİTE – 2 Canlılar Dünyası
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI
9.
Tür
Panthera
pardus
(leopar)
Mephitis
mephitis
(çizgili kokarca)
Lutra lutra
(Avrupa
su samuru)
Cins
Panthera
Mephitis
Lutra
Familya
Felidae
Tak›m
Mustelidae
Carnivora
✓
a. Leopar ve kurt aynı takımın farklı familyalarında yer alırlar.
X
b. Genetik benzerliği en fazla olan su samuru ve çizgili kokarcadır.
X
c. Evcil köpek ve kurt aynı familyanın farklı cinslerine aittir.
✓
d. Şemadaki beş canlı aynı takımda yer alır.
10. X
a. Sıcakkanlı olma
✓
b. Kaslı diyafram bulundurma
X
c. Kalpte temiz ve kirli kanın karışmaması
✓
d. Derilerinin kıllarla örtülü olması
✓
e. Alveol yapılı akciğer içerme
X
f.
✓
g. Dışkı ve idrarın ayrı açıklıklardan atılması
✓
h. Olgun alyuvarda çekirdek bulunmaması
290
İç iskelete sahip olma
Canis
familiaris
(evcil köpek)
Canis
Canidae
Canis
lupus
(kurt)
Download