Merve Günay Sunusu

advertisement

Çevremizde yaşayan gözle göremediğimiz canlıları
ancak mikroskop yardımıyla görürüz.Bu nedenle bu
canlılara mikroskobik canlılar denir. Bu canlılar
havada, karada (toprakta), suda ve diğer canlıların
vücutlarında yaşarlar. Hem faydalı hemde zararlı
olanları vardır.Mikroskobik canlılar çıplak gözle
görülemeyen ancak mikroskop ile görülebilen
organizmaların genel adıdır.Mikroorganizmalar tek
hücreli olsalar da çok hücreli olanları da vardır. Halk
arasında mikrop diye adlandırılan mikroorganizmalar,
hücresel yapılı olanlar ve hücresel yapıda
olmayanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Hücresel
yapıda olanlar Bakteriler, mantarlar, protistler olarak
adlandırılır.
Hücresel yapıda olmayanlar ise Virüsler, viroidler,
prionlardır.
 Canlıların bilimsel olarak sınıflandırması içinde çok çeşitli
grupları içerdiği için genel geçer özellikler belirtmek
zordur.
Mikroorganizmaları inceleyen bilim dalına mikrobiyoloji
denir.
 Mikrop adı, ilim dünyasına ilk defa 1878′de Fransız cerrahı
Charles Sédillot tarafından getirilmiştir. Sédillot, mikropların
kendilerine özgü bir dünyası olduğunu bulmuştur.
Mikrobiyoloji ilim dalı beş ana kısma ayrılmıştır: Viroloji,
bakteriyoloji, protozooloji, algoloji ve mikoloji. Bunlara
ilave olarak moleküler ve hücresel biyoloji, biyokimya,
fizyoloji, ekoloji, botanik ve zoolojiyle de yakından ilgilidir.



1-) Sütten peynir elde edilmesi
2-) Üzüm suyundan sirke üretilmesi
3-) Turşu yapımı
4-) Topraktaki canlı atıklarının
çürütülmesi yani mantarlarla birlikte
parçalanmasını sağlayarak minarellerin
oluşmasında ve toprağa karışımında
görev alırlar.

1-) Tifo, Kolera, Verem, Tetanoz, Sıtma
gibi hastalıklara neden olur.
2-) Besinlerin bozulmasına neden olur.
bakteriler, virüsler, viroidler, prionlardır, mantarlar, arkea,
ökaryotlar, protistler, Cyanobacteria, simbiyotik, saprofitler
 Bakteriler, canlılar aleminde “Prokaryotlar” olarak
adlandırılıyorlar. Bitkilerin ve hayvanların yaşamsal
işlevlerinin birçoğu, bu prokaryotik hücrelerin etkinliklerine
bağlı olarak gerçekleşir. Atmosferdeki oksijenin yarısından
fazlasını fotosentez yapan Cyanobacteria adı verilen
gruba ait bakteriler üretir. Bu bakteriler önemli bir miktarda
karbon dioksit ve azot gazlarının organik bileşik olarak
bağlanmasına da yardım ederler. Atmosferle yer ve
canlılar arasındaki azot döngüsünde, havadaki serbest
azotun canlılar tarafından bağlanmasına yönelik tek
mekanizma, baklagillerin köklerinde özel yumrucuklar
içinde yaşayan, yumrucuk bakterileri ya da cins adı
Rhizobium olan bakteriler tarafından sağlanıyor.


Bakterilerin, baklagillerle olduğu gibi başka canlılarla da
simbiyotik (ortak yaşam biçiminde) ilişkileri var. Bu
ilişkilerde karşılıklı yararlanmalar söz konusu. Örneğin, bazı
böceklerde yavruların cinsiyetini, simbiyotik ilişki içinde
olduğu bakteriler belirliyor. Geviş getiren hayvanlarda ise,
sindirimi oldukça zor olan selüloz, bağırsaklarda yaşayan
bakteriler tarafından parçalanıyor. Hastalık yapan
bakterilerin konaklarıyla olan ilişkisi ise asalaklık biçiminde
(parazitik) bir yaşam olarak değerlendirilebilir. Toprakta
yaşayan bakteriler de toprakların verimliliğine katkıda
bulunur. Çürükçüller (saprofitler) adı verilen bu bakteriler
ölmüş canlıları parçalayarak, onların proteinlerinde bağlı
olarak bulunan azotun ve diğer minerallerin toprağa
geçmesini ve yeniden azot döngüsüne katılmasını sağlar.
Bakteriler azot ve oksijen döngülerine katıldıkları gibi,
karbon ve kükürt döngülerine de etkin olarak katılırlar.
Download