nsan davranı*larının mot*vasyonu

advertisement
İNSAN DAVRANIŞLARININ
MOTİVASYONU
Yrd.Doç. Dr. Nilüfer YÖRÜK KARAKILIÇ
 Motivasyon “bireylerin belirli bir amacı gerçekleştirmek
üzere kendi arzu ve istekleri ile davranmaları ve çaba
göstermeleri “ biçiminde tanımlanabilir.
 Astların işleri severek isteyerek yapmaları, ve kendi istekleri
ile performans artışı sağlamaları motive olmalarına bağlıdır.
Bu nedenle yöneticinin astların motivasyonuna önem
vermeksizin yalnızca emir vermek yoluyla performans artışı
sağlaması ve örgütsel amaçlara ulaşması mümkün değildir.
Bir yönetici astlarını örgütsel amaçları gerçekleştirecek
şekilde davranmaya sevk etmek zorundadır. Başka bir
deyişle, bir yöneticinin başarısı, astlarını örgüt amaçlarını
gerçekleştirecek şekilde davranmaya yöneltebilmelerine
bağlıdır.
Motivasyon olayı kişinin iş yapma, faaliyette bulunma, sonuç
alma arzusu ve çabası ile ilgilidir. Şu halde kişinin özellikleri
ve beklentileri ile yapılan işin arasında büyük bir ilişki vardır.
Ayrıca yapılan iş kişi açısından değişik anlamlar
taşımaktadır.
 İşin ekonomik değeri ve anlamı
 İşin sosyal statü ve prestij değeri ve anlamı
 İşin psikolojik değeri ve anlamı.
Şu halde motivasyon açısından önemli olan kişilerin uygun
ortamda kendileri için anlamlı ve değerli işleri yapmalarıdır.
İşi yapan işi ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan anlamlı ve
değerli bulmadığı zaman motivasyon daima bir sorun haline
gelecektir.
Başlıca Motivasyon Teorileri
 Motivasyon teorileri “kapsam teorileri” ve “süreç teorileri”
olmak üzere iki grupta incelenebilir. Kapsam teorilerine
göre,insanı belirli şekilde davranmaya iten faktörlerin
anlaşılması önemlidir. Bu faktörlerin en önemlisi ise
ihtiyaçlardır.Bu teoriye göre insan ihtiyaçlarının anlaşılması
motivasyon sürecinin en önemli aşamasıdır. Süreç teorileri
ise insan ihtiyaçlarına ek olarak, insan davranışını etkileyen
çevre faktörlerini de dikkate almaktadır.
Motivasyonda Kapsam Teorileri
 Motivasyonda kapsam teorileri; Mc Cleland’ın başarma
ihtiyacı teorisi, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, ve
Herzberg’in çift faktör teorisinden oluşmaktadır.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Abraham Maslow, insan davranışlarını yönlendiren en önemli etkenin
ihtiyaçlar olduğunu savunmuş ve insan ihtiyaçlarını; fizyolojik, güvenlik,
sosyal, saygınlık ve kendini tamamlama olmak üzere beşe ayırmıştır.
Fizyolojik ihtiyaçlar: yeme, içme, barınma, dinlenme ve dışsal tehlikelerden
korunma gibi organizmanın varlığını sürdürmesini sağlayacak ilkel
düzeydeki ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar giderilmedikçe insan genellikle
başka bir ihtiyacı düşünemez
Güvenlik ihtiyaçları: fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamasının ardından,
çalışma koşulları, iş güvenliği ve ücretler açısından güvenlik altında
olmasını sağlayacak koşullara ihtiyaç duyulmasıyla ilgilidir. Düzenli bir
iş, sürekli gelir, emeklilik ve sigorta gibi olanaklar güvenlik ihtiyacının
karşılanmasını sağlar.
Sosyal ihtiyaçlar:, fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasından
sonra, bir gruba ait olma, arkadaşlık kurma, sevme ve sevilme
ihtiyaçlarıdır.
Saygınlık ihtiyacı:Bireyin güçlü olma ve kendine güven duyma arzusuna
bağlı olarak başkalarının gözünde saygınlığını artıracak ve statüsünü
güçlendirecek çabalara yönelmesi saygınlık ihtiyacı içinde olduğunu
gösterir.
Kendini tamamlama ihtiyacı: Bireyin ekonomik ödül, saygınlık ve statü
beklentisine girmeden, potansiyel gücünü ve yeteneklerini açığa çıkarma
sürecidir. Toplumda ekonomik açıdan belirli bir güce sahip saygınlığı ve
statüsü olan bireylerin, aktif iş yaşamı süresinde fırsat bulamadığı bazı
faaliyetlere yönelmesi kendini tamamlama ihtiyacı ile ilgilidir. Bu
aşamadaki birey kişisel ve düşünsel açıdan daha özgür bir konumdadır.
 Bu teoriye göre, insanın ihtiyaçları karşılandıkça yeni ihtiyaçlar
ortaya çıkmaktadır. Bu süreç organizma canlı kaldıkça devam
etmektedir. Çeşitli ihtiyaçlar insanın kişiliğinde basamaksal bir
düzen oluşturur. İnsanlar sürekli bir doyumsuzluk içinde daha
yüksek basamaktaki ihtiyaçları karşılamak için çaba harcarlar. Bir
işletmede çalışanların ihtiyaçlar basamağındaki yerleri farklı
olduğundan, her hangi bir ihtiyacın karşılanmasının tüm
çalışanları aynı ölçüde motive etmeyeceği açıktır.
Mc Cleland’ın Başarma ihtiyacı teorisi
David Mc Cleland, bir örgütteki insan ihtiyaçlarını Başarma ihtiyacı, Güç ihtiyacı
ve Sosyal ilişki ihtiyacı olmak üzere üçe ayırmıştır.
Başarma ihtiyacı,bireyin kendisine ulaşılması güç amaçlar belirlemesi ve bu
amaçlara ulaşmak için kişisel olarak yoğun çaba göstermesiyle ilgilidir
Güç ihtiyacı, bireyin otorite kaynaklarını genişletmek amacıyla diğer insanları
kontrol altında tutma ya da yetki kullanmak ihtiyacıdır
Sosyal ilişki ihtiyacı, bir gruba ait olma, sosyal ilişkileri geliştirme davranışı ile
ilgilidir.
İnsanların bulundukları sosyal çevreye, kişilik özelliklerine örgütsel pozisyon ve
görevlerine göre, bu ihtiyaçlardan herhangi biri ön plana çıkar. Ayrıca örgütte
motivasyonunu sağlamak ve verimliliği artırmak için görevlendirme ve
terfilerde çalışanların bu ihtiyaçlardan hangilerine sahip olduğu dikkate
alınabilir.
Herzberg Çift Faktör Teorisi
 Motivasyon faktörleri doğrudan işle ilgilidir. İşin kendisiyle, işin
yapılma tarzıyla ve işten dolayı tanınma ve gelişme imkanı
bulmayla ilgili faktörlerdir. Motivasyon faktörleri işin mühtevasını
özünü esas almaktadır. Buna karşın hijyen faktörler, işin çevresel
şartlarıyla ilgilidir. İşin mühtevasıyla, işin çevresel şartları
arasında bir ayırım yaratılmasının önemi, insanların kendileri için
yaptıkları şeylerden daha fazla güdülenecekleri düşüncesinden
ileri gelmektedir.
 Bazı iş faktörleri vardır ki, bunlar, mevcut oldukları zaman iş
tatmininin ve motivasyonunun düzeyini yükseltir. Fakat bu
faktörlerin olmaması durumu da tatminsizliğe yol açmaz.
Herzberg bu faktörlere tatmin edici veya motivasyon
faktörleri adı verilmektedir. Bunlar; başarı, tanınma,
ilerleme, işin kendisi, gelişme imkanı, sorumluluktur.
 Bazı iş şartlarının veya faktörlerinin mevcut olmaması halinde
çalışanlar tatminsizlik duymaktadırlar. Öte yandan bu faktörlerin
varlığı durumunda tatmin sağladıkları da söylenemez. Herzberg
bu faktörlere hijyen faktörler adını vermiştir. Bunlar; işletme
politikası ve yönetimi, teknik denetim, denetçilerle karşılıklı
ilişkiler, üstlerle karşılıklı ilişkiler, astlarla karşılıklı ilişkiler,
maaş-ücret, iş güvencesi, kişisel yaşantı, çalışma şartları,
statüdür.
 Motivasyon faktörleri gerçek güdüleyici faktörler olurken,
hijyen faktörler ise bireyin tatminsizliğine engel olmaktadır.
Tatminsizliği önlenemeyen bir bireyin motivasyon faktörleri
ile güdülenmesi mümkün değildir.
Motivasyonda Süreç Teorileri
 Motivasyonda süreç teorileri arasında en fazla ilgi çeken
teori, Victor Vroom tarafından geliştirilen BekleyişTeorisidir.
Diğer teorilerin motivasyonu ihtiyaçlar ile açıklamasına
karşılık bekleyiş teorisi, insanın arzu ettiği bir sonuca
ulaşması halinde, benzer davranışı gösterdiği varsayımına
dayanır. Bu teoride değer, bekleyiş ve araçsallık olmak üzere
üç önemli nokta vardır
 Değer; İnsanın işinde ulaşabileceği sonuca yada ödüle verdiği önemdir.
Bir başka deyişle kişinin ödülü arzulama derecesidir.
 Bekleyiş; kişinin algıladığı bir olasılığı ifade eder.Buna göre belirli bir
performans düzeyinin kendisini arzuladığı sonuca ulaştırıp
ulaştıramayacağı hakkında kişinin inancının derecesi o kişinin
bekleyişidir.
 Araçsallık; bireyin belirli düzeyde çaba ile ortaya koyduğu performansa
karşılık elde ettiği birinci kademedeki ödüllerin, ikinci kademedeki
beklentilerini gerçekleştirmeye araç olmasıyla ilgilidir.
Bu teoriye göre birey;
 belirli bir dönemde ulaşılmak istenen sonuçlara ya da ödüllere değer veriyorsa,
 Belirli düzeyde bir çabanın belirli bir performans ile sonuçlanacağına inanıyorsa
(bekleyiş)
 Bu performansın birinci derece sonuç-ödül ile karşılanacağına inanıyorsa ve aynı
zamanda birinci derece sonuçların kendisi için son derece önemli olan ikinci derece
sonuçlara ya da ödüllere ulaşmada araç olduğunun farkındaysa
motive olacaktır. Buna durumda yöneticiler, çalışanların değer verecekleri örgütsel amaç ve
ödüller belirlemeli. Belirli bir çaba gösterdikleri takdirde performans gösterebilecekleri
konusundaki inançlarını güçlendirmeli ve cesaretlendirmelidir. Ayrıca, örgütsel
performans ve amaçların bireysel amaçlara ulaşmadaki araçsal önemini vurgulamalıdır.
Eşitlik Teorisi
 S. Adams’ın Eşitlik teorisinin temeli, bireyin kendi kurumunda başka bir
bireyle veya kendi durumunda olan başka bir kurumda çalışan kişinin
durumu ile kendisini karşılaştırması ve iş ortamı ile ilgili algıladığı
eşitlik veya eşitsizlikle ilgilidir. Buna göre çalışanlar, bir işten elde
ettiklerini, o işe kattıklarıyla ilişkili olarak algılarlar. Daha sonra da
kendi girdi-çıktı oranlarını ilgili diğer kişilerin girdi-çıktı oranları ile
karşılaştırırlar. Karşılaştırma sonucunda eşit muameleye tabi olduğunu
düşündüğünde motive olacak, eşitsizlik durumunda ise, motivasyon
eksikliği ortaya çıkacaktır.
Download